Dünyaya Bakış
Göçmenler Ölümü Göze Alıyor
Her yıl yasadışı yollarla göç eden binlerce kişi, Güney Afrika’da iş ve daha iyi bir yaşam standardı elde edebilmek için hayatlarını riske atıyor. Yüzlercesinin Limpopo Nehrini yüzerek geçmeye çalışırken timsahlar tarafından yendiği söyleniyor. Diğerleri Kruger National Park’ın içinden geçerken ya filler tarafından çiğneniyor ya da aslanlar tarafından öldürülüyor. Park görevlileri geçenlerde insan yiyicisi haline gelen beş aslanı vurdu. Johannesburg’da çıkan The Star gazetesi, “beş aslan üzerinde yapılan otopsi, hayvanların sindirim sisteminde insan kalıntıları ortaya çıkardı” diyor. Vahşi hayvanlar tarafından öldürülen göçmenlerin kesin sayısı bilinmiyor. Aynı gazete, “nizami devriyeler esrarengiz şekilde ortadan kaybolan insanlara ait izler buldu” diyor. “Yetişkin bir aslan bir oturuşta 70 kg et yiyebilecek kapasitededir. Hele bir de aslanın öldürdüğü insanın etrafına sırtlanlar ve çakallar geliyorsa, insandan geriye kanıt olabilecek bir şeyin kalma ihtimali çok zayıftır.”
Savaşın İçinde Kalan Çocuklar
Terre des Hommes örgütleri yoksul çocuklarla ilgileniyor. Örgütün Almanya’daki başkanı Petra Boxler’a göre “son on yılda yaklaşık iki milyon çocuk savaşlarda, çatışmalarda ve sokak kavgalarında hayatını kaybetti.” Ayrıca Süddeutsche Zeitung başka altı milyon çocuğun ciddi şekilde yaralandığını ve on milyonunun ciddi duygusal yara izleri taşıdığını belirtiyor. Boxler, yakın geçmişte savaşların çocuklar için daha feci bir karaktere büründüğünden yakınıyor. Bazı yerlerde çocuklar zorla katil olarak eğitiliyor ve başka ülkelerde “canlı mayın tarayıcıları olarak kullanılıyorlar.”
“Yeni” Hayvanlar Keşfedildi
“Bundan sadece birkaç onyıl önce ortak görüş, dünyada yaşayan memeli hayvanların, yani kürklü, sıcakkanlı, süt veren yaratıkların çoğunluğunun zaten keşfedildiği şeklinde idi. Artık bu doğru değil” diyor U.S.News & World Report. “Mammal Species of the World’ın 1983 ile 1993 baskıları arasında 459 yeni madde eklendi. Bu son dört yıl içinde, biyologlar daha düzinelerce hayvan keşfetti; kemiriciler, yarasalar, geyikler, antiloplar, yaban öküzleri, hatta maymunlar.” Şu anda bilinen memeli hayvan türü 4600 iken, bu sayının 8000’e yaklaşacağı tahmin ediliyor. Bazı “memeli hayvan ‘keşifleri,’ müzelerde, bilim adamlarının yıllar önce toplanan numuneleri yakından incelemesi sırasında yapıldı.” Ayrıca, makale “birçok yeni tür, bilim tarafından bilinmeyen parazitler ve başka minik yaratık topluluklarını barındırıyor” ve “yeni tanımlanan her 3 memeli hayvandan biri daha önce herhangi bir bilim adamı tarafından görülmedi” diye belirtiyor. Yeni keşiflerin büyük çoğunluğu tropik ormanlarda ve dünyanın diğer yerleşim yerlerinden uzak bölgelerinde yapılıyor. Memeli hayvanlar konusunda uzman olan George Schaller söyle söylüyor: “Dünyamız keşfedilmemiş türlerle doluyken, Mars’taki olası bir bakteri nedeniyle aşırı şekilde heyecan duyan insanları görmek beni şaşırtıyor.”
Din Bir Yol Ayrımında
Dünya Kiliseler Konseyi’nin genel sekreteri Konrad Raiser, “bu yüzyılın ve bu binyılın sonuna ilerledikçe, bunun sadece simgesel bir eşik olmadığı, çığır açacak nitelikte bir değişimin gerçekleşmekte olduğu hissi doğuyor,” dedi. “Sorun, bu değişimin bizi ne yönden etkileyeceğini tam olarak anlayamıyor olmamızdır. Bu nedenle, bizler değişim sürecini aktif olarak şekillendirmekte biraz kısıtlanmış durumdayız ve bunun yerine sadece buna karşılık veriyor ve tepki gösteriyoruz.” Dr. Raiser karşılaşılacak meselelerden biri olarak “dinlerin çokluğunu” gösteriyor. ENI Bulletin onun, Hıristiyan âleminin “hâlâ çözümden çok, problemin bir parçası olduğu” sözlerine yer veriyor. Şunları ekliyor: “Bizler, hâlâ, dinsel inançları ve uygulamaları bizden farklı olanları potansiyel bir zenginlik kaynağı olarak görmektense bir tehdit olarak algılamaktan vazgeçerek, onlarla komşu gibi yaşayabilmenin yöntemlerini geliştiremedik.”
Milenyum Sona Erdi mi?
Bilginlere göre “milenyuma aslında yıllar önce varıldı. Üzgünüz, ama hepimiz onu kaçırdık” diye ifade ediyor Newsweek dergisi. Sebep? Mesih’in doğumuyla başladığı düşünülen şu anda kullandığımız takvim “keyfi bir zaman dilimlemesine dayanıyor.” Ancak makale çağdaş bilginlerin İsa’nın aslında “Milattan” birkaç yıl önce doğduğuna inandıklarını belirtiyor. Newsweek’e göre, bu “zaten üçüncü milenyuma girmiş olduğumuz anlamına geliyor.” Hata, MS 525’te Papa I. John tarafından standart bir kilise ayinleri takvimi geliştirmesi için görevlendirilen Küçük Dionysios’den kaynaklanıyor. Dionysios İsa’nın doğumunu başlangıç noktası olarak kullanmaya karar verdi, fakat hesaplamada hata yaptı. Newsweek, “tarihçiler hiçbir zaman İsa’nın ne zaman doğduğunu kesin olarak bilemeyecekler” diyor. “Mesih’in doğumunun kutlandığı Noel’le ilgili zaman tespiti bile keyfidir. Bilim adamları, kilisenin 25 Aralık’ı, paganların kutladığı kış gündönümüne rastlaması ve bunun dinsel karşılığı olması nedeniyle seçtiğine inanıyor.” Mukaddes Kitap kronolojisi İsa’nın MÖ 2’de doğduğunu gösteriyor.
Kediler Şimdi Dahil Oldu
Yıllardır, New York şehrinde bir ineğin, bir atın ya da bir köpeğin dahil olduğu bir kazanın oluş yerini, hayvanın sahibini bulmaya çalışmadan ya da en azından yerel polise haber vermeden terk etmek suçtu. Kediler bunun dışında tutulmuştu. Ancak şimdi bu durumun dikkate alındığı yasa tasarısı, ezici bir çoğunlukla kabul edilip imzalandı ve yasalaştı. “Ezilmiş Kedi” olarak bilinen bu yasa, bir kedinin yaralanmasına neden olan bir kazanın yerini, en azından polise bildirmeden terk etmeyi suç kapsamına alıyor. Bildirmeyi ihmal etmek, kedilere “vurup-kaçan ve yaralayanlar” için 100 dolar para cezasıyla sonuçlanabiliyor. The New York Times, “kediseverler için bu, tür ayrımının bir göstergesinin ortadan kaldırılabileceği yönünde bir umuttur” yorumunda bulundu.
“Şişmanlık Salgını”
The Journal of the American Medical Association, Dünya Sağlık Örgütü’nün bir uyarısından alıntı yaparak, “giderek yayılan şişmanlık salgını, dünya çapında milyonların sağlığını tehdit ediyor” diye bildiriyor. “25 ülkeden beslenme ve sağlık uzmanları, yetişkinler arasında şişmanlığın yaygınlık oranının bazı Batı Avrupa ve Amerika ülkelerinde %25 olduğunu söyledi. Doğu Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinde ve Amerika Birleşik Devletlerindeki zenci kadınlar arasında bu rakam %40’a varıyor. Melanezya, Mikronezya ve Polinezya en yüksek orana sahip, bazı bölgelerde %70.” Uzmanlar, daha az yağlı beslenme ve daha aktif yaşam tarzlarına yönelinmedikçe, birçok ülkenin koroner kalp yetmezliği, solunum problemleri, felç, safra kesesi hastalığı, kanser, diabetes mellitus ve kasla ilgili sorunların artışıyla karşı karşıya kalacağı konusunda uyarıda bulunuyor. “Uzmanlar, şişmanlığın ‘sağlık üzerindeki etkisi sigara içmek kadar büyük olabilecek, zamanımızın ihmal edilen en büyük genel sağlık problemi olarak değerlendirilmesi gerektiğini’ söyledi.”
Yanlış Yönlendirilmiş Dindarlık mı?
1997’nin 1 Haziran gününde, Mexico City metro istasyonlarının birinin duvarında rutubetten kaynaklandığı anlaşılan bir şekil belirdi. Birçok dindar Katolik için bu, Bakire Meryem’e Meksika’da verilen bir isim olan Bakire Guadalupe’nin doğaüstü bir görünüşü idi. El Universal gazetesi, “Katolik Kilisesinin, Metro Bakiresinin görünüşünü gerçek bir mucize olarak değil, yalnızca istasyon duvarlarında suyun süzülmesi ile oluşan doğal bir oluşum olarak düşündüğünü” belirtti. Buna rağmen, birçok insan tapınmak için onun önünde durdu ve bu resim “her saat binden fazla kişi tarafından ziyaret edildi.” Resim için duvarda küçük bir oyuk yapıldı ve bir Katolik papaz tarafından törenle açıldı.
Bağımlılıktan Elde Edilen Kazanç
Birleşmiş Milletler teşkilatına göre, dünya çapında 340 milyon uyuşturucu bağımlısı olduğu tahmin ediliyor. Jornal da Tarde’daki bir rapora göre “227,5 milyon kullanıcısıyla, bir başka deyişle dünya nüfusunun neredeyse yüzde 4’ü ile sakinleştirici bağımlılığı başta geliyor. Ardından, 141 milyon bağımlısıyla, yani dünya nüfusunun toplam yüzde 2,5’luk kesimiyle marihuana geliyor.” Ayrıca yasadışı uyuşturucuların sadece yüzde 5 ila 10’unun polis tarafından ele geçirildiği tahmin ediliyor. Uyuşturucu satışı her yıl 400 milyar dolar kadar para getiriyor. Bazı durumlarda yasadışı satıcılar, yüzde 300’lere varan kârlar elde ediyor; gazete “bu kârın başka herhangi bir işte hiçbir zaman elde edilemediğini” belirtiyor.