Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • wp17 No. 6 s. 12-14
  • Neden Bu Kadar Çok Kutsal Kitap Çevirisi Var?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Neden Bu Kadar Çok Kutsal Kitap Çevirisi Var?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (Halka Yönelik)—2017
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • KUTSAL KİTAP İLK YAZILDIĞINDA
  • YUNANCA SEPTUAGİNT
  • LATİNCE VULGATA
  • ÇEVİRİLERE YENİLERİ EKLENİYOR
  • “Septuagint” Geçmişte ve Şimdi Yararlı
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2002
  • Mukaddes Kitap Günümüze Nasıl Ulaştı?—Birinci Kısım
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
  • Kutsal Kitabın Yazıldığı Dilleri Öğrenmeniz Gerekiyor mu?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2009
  • Konu 5—Kutsal Yazıların İbranice Metni
    ‘Kutsal Yazıların Tümü Tanrı İlhamıdır ve Yararlıdır’
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (Halka Yönelik)—2017
wp17 No. 6 s. 12-14
Elle yazılmış, basılı ve elektronik formatta çeşitli Kutsal Kitaplar

Neden Bu Kadar Çok Kutsal Kitap Çevirisi Var?

Günümüzde Kutsal Kitabın neden bu kadar çok çevirisi var? Sizce farklı çeviriler insanların Kutsal Kitabı anlamasını kolaylaştırıyor mu yoksa zorlaştırıyor mu? Bu çeviriler hakkında bilgi almak doğru bir değerlendirme yapmanıza yardım edebilir.

Fakat önce Kutsal Kitabın asıl yazarının kim olduğunu ve ne zaman yazıldığını görelim.

KUTSAL KİTAP İLK YAZILDIĞINDA

Kutsal Kitap genelde iki kısma ayrılır. İlk kısım ‘Tanrı’nın kutsal bildirilerini’ içeren 39 kitaptan oluşur (Romalılar 3:2). Tanrı bu kitapları imanlı kişilere yaklaşık 1.100 yıllık bir dönemde yazdırdı. Bu ilk kısım MÖ 1513’te yazılmaya başlandı ve MÖ 443’ten bir süre sonra tamamlandı. Eski Ahit olarak da bilinen bu kısım çoğunlukla İbranice yazıldığı için onu İbranice Kutsal Yazılar diye adlandırıyoruz.

İkinci kısım da yine “Tanrı’nın sözü” olan 27 kitaptan oluşur (1. Selanikliler 2:13). Tanrı bu kitapları İsa peygamberin imanlı öğrencilerine çok daha kısa bir sürede yazdırdı. Bu kısım yaklaşık MS 41’den MS 98’e kadar, hemen hemen 60 yıllık bir dönemde kaleme alındı. Yeni Ahit olarak da bilinen bu kısım çoğunlukla Yunanca yazıldığı için onu Yunanca Kutsal Yazılar diye adlandırıyoruz.

Tanrı ilhamı olan bu 66 kitap Kutsal Kitabın tamamını oluşturur ve Tanrı’nın insanlığa mesajını bildirir. Peki Kutsal Kitabın farklı çevirilerine neden ihtiyaç duyuldu? Bunun 3 temel sebebi şudur:

  • İnsanların Kutsal Kitabı anadillerinde okumasını sağlamak.

  • Kutsal Kitabı elle çoğaltan yazıcıların yaptığı hataları düzeltmek, böylece Kutsal Kitabın orijinal metnini korumak.

  • Kutsal Kitabın dilini güncel tutmak.

Şimdi bu etkenlerin, ilk çevirilerden ikisinde nasıl rol oynadığını görelim.

YUNANCA SEPTUAGİNT

İsa’nın zamanından yaklaşık 300 yıl önce Yahudi bilginler, İbranice Kutsal Yazıları Yunancaya tercüme etmeye başladı. Bu çeviri Yunanca Septuagint olarak biliniyor. Peki bu çeviriye neden ihtiyaç duyuldu? O dönemde birçok Yahudi artık İbranice yerine Yunanca konuşuyordu. Onların “kutsal yazıları” anlayabilmesi için böyle bir tercümeye ihtiyaç vardı (2. Timoteos 3:15).

Septuagint, Yunanca konuşan ama Yahudi olmayan milyonlarca kişinin de Kutsal Kitap hakkında bilgi almasına yardım etti. Nasıl? Profesör W. F. Howard şöyle diyor: “Bu çeviri birinci yüzyılın ortalarından itibaren Hıristiyan Kilisesinin Kutsal Kitabı haline geldi. Bu kilisenin üyeleri havra havra dolaşıp ‘Kutsal Yazılardan kanıtlar göstererek İsa’nın Mesih olduğunu açıklıyordu’” (Elçiler 17:3, 4; 20:20). Kutsal Kitap bilgini F. F. Bruce’a göre birçok Yahudinin çok geçmeden “Septuagint’i kullanmayı bırakmasının” bir nedeni buydu.

Yunanca Kutsal Yazılardaki kitaplar yıllar içinde tamamlandıkça, İsa’nın öğrencileri bunları İbranice Kutsal Yazıların Septuagint çevirisiyle birleştirdi ve böylece günümüzdeki Kutsal Kitap oluştu.

LATİNCE VULGATA

Din bilgini Hieronymus, Kutsal Kitap tamamlandıktan yaklaşık 300 yıl sonra Kutsal Kitabı Latinceye tercüme etti. Bu çeviri sonradan Latince Vulgata adıyla tanındı. O dönemde Kutsal Kitabın çeşitli Latince çevirileri zaten vardı. Öyleyse neden yeni bir tercümeye gerek duyuldu? The International Standard Bible Encyclopedia’ya göre, Hieronymus “yanlış çevirileri, bariz hataları ve gereksiz yere eklenen ya da çıkarılan ifadeleri” düzeltmek istedi.

Hieronymus bu hatalardan birçoğunu düzeltti. Sonraki yıllarda kilise yetkilileri Latince Vulgata’yı Kutsal Kitabın tek onaylanmış çevirisi olarak ilan etti ve bu durum yüzyıllar boyunca değişmedi. Ancak bu, insanlara yapılabilecek en büyük kötülüktü! Çünkü Latince zamanla çoğu kişinin bilmediği bir dil haline geldi. Bunun sonucunda Vulgata, halkın Kutsal Kitabı anlamasına yardım etmek yerine Kutsal Kitabı çoğunluğun anlamadığı bir kitap haline getirdi.

ÇEVİRİLERE YENİLERİ EKLENİYOR

Bu arada insanlar Kutsal Kitabı başka dillere tercüme etmeye devam etti. Bu tercümelerden biri MS yaklaşık beşinci yüzyılda yaygın olarak kullanılan ünlü Süryanice Peşitta çevirisiydi. Fakat halkın Kutsal Yazıları kendi dilinde okuyabilmesi için ancak 14. yüzyılda yeniden çaba harcanmaya başlandı.

14. yüzyılın sonunda John Wycliffe, Kutsal Kitabı ülkesi İngiltere’deki insanların rahatça anlayabildiği dil olan İngilizceye çevirdi. Böylece Kutsal Kitabın, ölü bir dilin esaretinden kurtulması için ilk adımı atmış oldu. Bundan kısa süre sonra Johannes Gutenberg yeni baskı yöntemleri geliştirdi. Bu yöntemler sayesinde Kutsal Kitap bilginleri Kutsal Kitabı Avrupa’da konuşulan birçok farklı dilde yayımladı ve dağıttı.

İngilizce çevirilerin sayısı arttıkça eleştirmenler aynı dilde farklı çevirilerin gerekli olup olmadığını tartışmaya başladı. 18. yüzyılda yaşamış bir din adamı olan John Lewis şöyle yazdı: “Dil eskir ve anlaşılmaz hale gelir, bu nedenle eski çevirilerin güncel bir dile sahip olması ve o dönemdeki insanlar tarafından anlaşılması için gözden geçirilmesi gerekir.”

Bugün, eski çevirileri gözden geçiren Kutsal Kitap bilginleri hiç olmadığı kadar iyi olanaklara sahipler. Kutsal Kitabın kaleme alındığı dilleri çok daha iyi anlıyorlar ve ellerinde son zamanlarda bulunan değerli Kutsal Kitap elyazmaları var. Bu olanaklar sayesinde Kutsal Kitabın orijinal metnini daha doğru şekilde aktarabiliyorlar.

Dolayısıyla yeni Kutsal Kitap çevirileri oldukça yararlıdır. Elbette bazı çeviriler konusunda dikkatli olmak gerekir.a Fakat Kutsal Kitabı tercüme eden kişiler bunu Tanrı’ya duydukları gerçek sevgiden dolayı yapıyorlarsa, çevirileri bize gerçekten yarar sağlayabilir.

Kutsal Kitabı kendi dilinizde online olarak veya mobil cihazınızdan okumak için www.jw.org sitesini ziyaret edin. YAYINLAR > KUTSAL KİTAP kısmına bakın

a Bu derginin 1 Mayıs 2008 tarihli sayısındaki “İyi Bir Mukaddes Kitap Çevirisini Nasıl Saptayabilirsiniz?” makalesine bakın.

KUTSAL KİTAPTA TANRI’NIN İSMİ

İsa’nın zamanından kalma bir Septuagint elyazmasında Tanrı’nın ismi

İsa’nın dönemine ait bir Septuagint elyazmasında Tanrı’nın ismi

Kutsal Kitap – Yeni Dünya Çevirisi, hem İbranice Kutsal Yazılarda hem de Yunanca Kutsal Yazılarda Tanrı’nın özel ismi olan Yehova’yı kullanır. Fakat birçok çağdaş Kutsal Kitap çevirisinde bu isim geçmez. Bunun yerine “Rab” unvanı kullanılır. Bazı tercümanlara göre bunu yapmalarının bir nedeni, Tetragrammaton’la (YHVH) simgelenen Tanrı’nın özel isminin, İbranice Kutsal Yazıların Yunanca Septuagint çevirisinde hiç geçmemesidir. Peki Tanrı’nın isminin Septuagint’te geçmediği doğru mu?

20. yüzyılın ortalarında, Septuagint’in İsa’nın zamanından kalma çok eski elyazması parçaları bulundu. Bu parçalarda Tanrı’nın özel ismi İbranice harflerle yazılmıştı. Anlaşılan daha sonra yazıcılar Tanrı’nın ismini metinden çıkarıp yerine “Rab” için kullanılan Yunanca Kyrios sözcüğünü koydular. Yeni Dünya Çevirisi’nde ise Tanrı’nın ismi Kutsal Yazıların orijinal metnindeki yerlerine geri konmuştur.

KUTSAL KİTAP DEĞİŞTİRİLDİ Mİ?

Lût Gölü Ruloları arasında bulunan İşaya tomarı

2.000 yıl öncesine ait Lût Gölü Rulolarındaki İşaya tomarı günümüzdeki Kutsal Kitap metni ile neredeyse tıpatıp aynıdır

Kutsal Kitabı çoğaltan yazıcılar elbette hatalar yaptı. Fakat bu hatalardan hiçbiri Kutsal Kitabın güvenilirliğine zarar vermedi. “Kutsal Kitabın tartışılan kısımları Hıristiyan inancının hiçbir temel öğretisini etkilemez” (Our Bible and the Ancient Manuscripts).

Yahudi yazıcılar oldukça az hata yaptı. “Hıristiyanlığın ilk yüzyıllarındaki Yahudi yazıcılar, İbranice Kutsal Kitabın metnini defalarca ve inanılmaz bir titizlikle kopyaladılar” (Second Thoughts on the Dead Sea Scrolls).

Örneğin İşaya kitabının Lût Gölü Ruloları arasında bulunan bir tomarı, o güne dek sahip olduğumuz metinlerden 1.000 yıl öncesine aittir. Peki bu tomarla günümüzdeki metni karşılaştırdığımızda ne görüyoruz? “Eklenen ya da çıkarılan bir kelimeye çok nadiren rastlanmıştır” (The Book. A History of the Bible).

Çok dikkatli olmayan bazı yazıcıların yaptığı hatalar, örneğin harf, sözcük ya da ifadelerdeki yer değişiklikleri artık kolaylıkla tespit ediliyor ve düzeltiliyor. “Dünyada Yeni Ahit kadar doğruluğuna dair bunca kanıt olan başka hiçbir eski eser yoktur” (The Books and the Parchments).

“Sayısız kez elle çoğaltılarak ve Avrupa’daki birçok basımevinden geçerek varlığını sürdüren Kutsal Kitap metni ile Mısır’da bulunan en eski papirüsler arasında dahi neredeyse hiç fark yok. Bunu bilmek şüpheleri olan inançlı kişileri oldukça rahatlatabilir” (The Book. A History of the Bible).

Öyleyse Kutsal Kitap değiştirildi mi? Kesinlikle hayır!

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş