Mektup
Sevgili Kardeşler,
Bu şeyler sisteminin bu son günlerinde, hakikî Hıristiyanların ezalar, muhalefetler, zorluklar beklemeleri gerekir. Çünkü İsa Mesih, son günlerle ilgili peygamberliğini bildirirken, bunu belirterek şakirtlerinin krallar ve valiler önüne götürüleceğini söylemişti. Fakat bu sözlerine çok ilginç ve önemli bir husus ilâve etmişti. Bu “şahadet için olacaktır.”—Luka 21:12-19.
Bu sözün gerçekliğini son adlî olayda bir kere daha gördük. Hatırlayacağınız gibi, takriben iki yıl önce Antakya’da 30’dan fazla kardeşimiz T.C.K.’nun 163. ve 143. maddelerini ihlâlden mahkemeye verilmiş ve Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi de T.C.K.’nun 143. maddesine göre mahkûmiyet kararı vermişti. Bu karar, hakikati sevmeyen veya Yehova’nın Şahitleri hakkında gerçekleri bilmediklerinden peşin hükümle onlara karşı olan birçok kişiyi sevindirmiş olması pek muhtemeldir. İşte, Yehova’nın Şahitleri nihayet mahkûm edilmişti!
Fakat sonuç ne oldu? Bildiğiniz gibi bahis konusu karar üzerine Yargıtay’a başvurulmuş ve kararın bozulması istenmişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 20.10.1976 tarih ve E.47—K.54 sayılı kararıyle Devlet Güvenlik Mahkemesinin kararını hem usul, hem de esas yönünden bozmuştur. Memleketimizde inanç hürriyeti bulunduğuna bir delil teşkil eden bu karar, inanç hürriyetine saygı gösteren herkesi şüphesiz sevindirmiştir. Fakat Yehova’nın Şahitliğinin ne olduğu ne olmadığı hususunda gerçeklerin daha yaygınlaşmasına katkıda bulunduğu için bizi özel olarak sevindirdi.
Yargıtay bozma kararında Yehova’nın Şahitliği hakkında vardığı sonucu şöyle açıklamıştır: “Yehova Şahitliğinin din niteliğinde sosyal bir akım ve kuruluş olmasına, böyle bir din veya mezhebe girmenin serbest bulunmasına, ancak devletin temel yapısını dinsel esaslara uydurmağa yönelik eylem ve davranışların suç teşkil etmesine göre, sanıkların durumlarının bu yönden inceleme konusu edilmesi zorunludur. Yehova Şahitliği bir din olarak kabul edilince; sanıkların eylemlerinin T.C.K.’nun 143. ve 163. maddelerine girecek biçimde iki bölüme ayrılması mümkün değildir. Ortada tek eylem vardır. Bu nedenle sanıkların bir yandan T.C.K.’nun 143. maddesinden hükümlülüklerine, öte yandan 163. maddesinden beraatlarına karar verilmesi usule aykırıdır. Bu durum, suç niteliğinden ötürü beraata hükmolunamıyacağına ilişkin Yargıtay içtihatlarına da ters düşmektedir.”
Yehova Şahitliğini bir din olarak kabul eden Yargıtay, Yehova’nın Şahitlerinin inançları gereği yaptıkları fiillerin Anayasa’nın teminatı altında bulunduğunu şöyle belirtmişti: “Sanıkların (Yehova’nın şahitlerinin) eylemleri, kendi aralarında toplanıp, inançları doğrultusunda yazılmış kutsal kitapları okumaktan, dinsel gelenekleri içinde oluşmuş, oyun ve yarışma gibi töre ve âdetleri yerine getirmekten ibaret kalmıştır. Bunları dinsel faaliyetler sınırı içinde bir çeşit ibadet olarak kabul etmek zorunluluğu vardır.”
Yargıtay, Yehova’nın şahitlerinin siyasete karışmadıkları gerçeğine dayanarak şu karara da varmıştır: “Yasa dışı bir örgüt kurup yönettikleri, böyle bir örgüte girdikleri ve siyasal nitelikle propaganda ve telkinde bulundukları saptanamamıştır. Bu nedenlerle 143. maddeye göre hükümlülük kararı verilmesi yasaya aykırı bulunduğu gibi, 163. maddeye görede suçlulukları düşünülemez.”
Bundan başka Yargıtay, konumuzla ilgili çok önemli bir prensibi açıklamıştır. Kararının 3. sayfa 4. paragrafında şöyle demektedir. “Sanıkların bu eylemleri, daha genel nitelikte bulunan ve din dışı her türlü cemiyetleri amaçlayan 143. maddenin kapsamı içinde düşünülemez.” Bu, Yehova’nın Şahitlerinin faaliyetlerine T.C.K.’nun 143. maddesinin tatbik edilmeyeceği gerçeğini bir kere daha açıkça ortaya koydu.
Fakat acaba İsa Mesih’in sözlerine uygun olarak bu olay da nasıl “şahadet için” oldu? Yargıtay’ın bu kararı, Yargıtay kararlarını yayımlayan hem özel, hem de resmî dergilerde yayımlandı. Böylece Türkiye’deki tüm hâkim ve savcılara gönderilen bu yayınlar otomatik olarak Yehova’nın ismine ve onun maksadına dair şahadet etmiş oldu. Böyle bir olay olmasaydı, Türkiye’deki tüm hâkimlere ve savcılara nasıl erişebilirdik?
Bu olayda sanık olan kardeşlerimiz hâkimlerin önüne götürüldü, hatta bazıları kısa bir süre de olsa hapsedildi, fakat bütün bunlar büyük bir “şahadet” ile sonuçlandı. Yakın gelecekte daha nelere maruz kalacağımızı bilmiyoruz. Ama ne olursa olsun, sonuç daima Tanrı’nın ismine şeref getirecek bir şahadetle sonuçlanacaktır.—II. Tim. 1:7, 8; Fil. 1:12-14; 4:22.
Dualarımızı işiten ve hâkimlerin kanunlara ve gerçeklere uygun bir karar vermelerine yardım eden Tanrı’ya, Yehova’ya tüm yürekle şükrediyoruz.—I. Tim. 2:1-3.
Yehova’ya hizmet etmeğe devam ederken sizlere içten sevgi ve selâmlar gönderiyoruz.
Biraderleriniz.
MUKADDES KİTAP KURSLARI DERNEĞİ
İstanbul