Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • km 2/78 s. 12-13
  • Hakikî Tövbe Nasıl Tespit Edilebilir?—Kısım I

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Hakikî Tövbe Nasıl Tespit Edilebilir?—Kısım I
  • Krallık Hizmetimiz—1978
Krallık Hizmetimiz—1978
km 2/78 s. 12-13

Hakikî Tövbe Nasıl Tespit Edilebilir?—Kısım I

1 Tedip etmekle ilgili müzakerede gördüğümüz gibi, (İns. 27) cemaatteki ihtiyarlar hem hata işleyenlere yardım etmek, hem de cemaati herhangi bir zarardan korumak hususunda büyük bir sorumluluk altındadırlar. Bunu yapabilmek için ihtiyarlar günah işlemeği alışkanlık haline getirenlerle sadece bir günaha yenilenleri ayırt edebilmelidirler. Bununla beraber ihtiyarların zihninde tutmaları gereken başka çok önemli bir husus, bir kişiyi ne zaman bağışlayabileceklerini tespit etmek için hakikî tövbenin ne olduğunu bilmeleridir. Acaba hakiki tövbe nasıl tespit edilebilir?

2 İhtiyarlar, cemaatin üyelerinin işleyebilecekleri tüm günahları bağışlamak üzere yetkilendirilmiş ‘günah çıkaran pederler’ değillerdir. Sadece Yehova Tanrı, Oğlunun günaha kefaret eden kurbanlığına dayanarak tövbe edenlerin günahlarını bağışlar. Bundan dolayı bir kişinin Yehova tarafından bağışlanması, günahlarını ihtiyarlara itiraf etmesine bağlı değildir. (I. Yuh. 1:8, 9; 2:1, 2) Bununla beraber ciddî bir suç işleyen bir kişi, işlediği ağır günah, onun ilişkide bulunduğu cemaatin takbih edilmesine yol açabileceğinden, cemaate karşı da suç işlemiş olacaktır. Bundan dolayı cemaati temsil eden ihtiyarlar, kişinin cemaatin takbihine yol açan davranışını bağışlamadan önce, onun gerçekten tövbe ettiğinden kesinlikle emin olmalıdırlar.

3 Cemaatin kişiyi bazı durumlarda bağışlayıp bazı durumlarda bağışlamamasının mümkün olduğu gerçeği, resul Pavlus’un Korintoslulara müşareketten kesilip de tövbe eden bir adamı gene aralarına kabul etmeleriyle ilgili söylediklerinden bellidir. O şunları yazmıştı: “Siz . . . . daha ziyade ona bağışlamalı, ve teselli etmelisiniz.”—II. Kor. 2:7.

4 Resul, ‘çokluk tarafından azarlanması’ suç işlemiş kişiyi tövbeye götürmek amacına hizmet ettiğinden onu bağışlamalarını tavsiye etmişti. (II. Kor. 2:6, YD) Adam samimiyetle tövbe edip hayatını Yehova’nın âdil taleplerine göre düzelttiğinden, cemaatin onu geri alması doğruydu. O kişi, günahlarını Yehova’nın bağışlamasını dilemişti ve şimdi de onu bağışladı. Cemaatin bağışladığı onun işlediği suç değildi, işlediği suç nedeniyle cemaatin takbihine ve acı çekmesine yol açması ona bağışlandı.

5 Bir kişinin gerçekten tövbe edip etmediğini tespit etmek için ihtiyarlar II. Korintoslular 7:10’daki sözleri zihinde tutmalıdırlar. Orada Pavlus, “Allaha göre olan hüzün” ve “dünyanın hüznü”nden bahsediyor. Birincisi, “tövbeyi”, ikincisi ise, “ölüm hasıl eder”. Suç işleyen kişi günahkâr haraketiyle ilgili hüzün ve pişmanlık duygularına sahip olmalıdır. Kişi duygusal yapısına göre bu hüzünle beraber göz yaşları dökebilir veya dökmeyebilir. Fakat sadece hüzün ve pişmanlık, hakikî tövbenin bir delili değildir. Dolayısıyle ihtiyarlar, suç işleyen kişiyi hüzün duymağa sevk eden saikin ne olduğunu tespit etmelidir.

6 Dünyanın hüznü, sadece bir kimse kişisel yönden başarısızlığa ve dolayısıyle hayal kırıklığa uğradığından veya başkalarının saygısını ya da belirli yararları kaybetmekten endişelendiğinden veya disiplin edilebileceğini ya da utandırılabileceğini bildiğinden ileri gelebilir. Duyulan bu hüzün ancak kişinin işlediği suçun açığa vurulmasının sonucudur. Onun hüznü, bir günah işlediğinden değil, günah ortaya serildiğindendir. O, gerçekten Yehova’nın ve cemaatin takbihine yol açtığı için kaygılı değildir.

7 Mukaddes Kitapta dünyanın hüznüyle ilgili birçok örneklere rastlarız. Meselâ, Esav. O, sadece bir tek yemek karşılığından ilk oğulluk hakkını satmıştı. Ama daha sonra Yakup’un bereketlendiğini görerek bu hakkı geri almak istemişti. Bu gayeyle duygulanarak göz yaşları dökmüş ve acı çekmişti. Mukaddes Kitap onun “büyük ve acı bağırışla ziyadesile bağırdı”ğını söylüyor. O, babasının niyetini değiştirmek istemiş, fakat bir sonuç alamamıştı. Onda dünyanın hüznü vardı. İlk oğulluk hakkını sattığından değil, bunun getirdiği faydaları kaybettiğinden pişmandı.—Tekv. 25:29-34; 27:34; İbr. 12:16, 17.

8 Başka bir örnek Kral Saul’dur. Peygamber Samuel ona Tanrı’nın emrini tutmadığını söylediği zaman, o ilk başta kendisini haklı çıkarmak çabasında bulunmuştu. Ancak Samuel ona işlediği suçu açıkça gösterdikten sonra, o, yanlış davranmış olduğunu itiraf etmişti. (I. Sam. 15:17-25) Bununla beraber, günahını kabul etmesi, hakikî tövbesinin bir delili miydi? Hayır. Neden? Saul, hâlâ günahının önemini azaltmak isteyip, mazaret olarak, kavminden korktuğunu ileri sürmeğe çalışmıştı. Yehova’ya karşı günah işlediğini yürekten itiraf etmemişti. Sadece suçu kavmin önüne serileceği ve herkesin önünde rezil edileceği için korkmuştu. Onun sözleri bunu gösteriyor. Samuel’in kendisiyle beraber kavmin önüne çıkmasını ve kendisi için dua etmesini istemişti. O hâlâ kavmin önünde şereflendirilmeği arzu ediyordu. (I. Sam. 15:30) Böylece, günahını kabul etmesi, sadece dudaklarının bir ikrarıydı. Tanrı’ya göre bir tövbe ifadesi değildi.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş