Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • km 9/80 s. 6-8
  • Tanrı’nın Krallığına Yakışır Meyve Biçmek

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Tanrı’nın Krallığına Yakışır Meyve Biçmek
  • Krallık Hizmetimiz—1980
Krallık Hizmetimiz—1980
km 9/80 s. 6-8

Tanrı’nın Krallığına Yakışır Meyve Biçmek

1 Yehova Yeremya 4:3, 4’te kavminin kötü yürek durumuna şu sözlerle dikkati çekmişti: “İşletilmemiş toprağınızı nadas edin, ve dikenler arasına ekmeyin. Kendinizi RAB için sünnet edin, ve yüreğinizin gulfesini atın . . . yoksa işlerinizin kötülüğü yüzünden kızgınlığım ateş gibi çıkıp yanacak, ve söndüren olmıyacak.” İsa Mesih benzer şekilde hem Matta 13:1-9’da hem de Markos 4:1-9’da dikenler arasında tohum etmenin hayal kırıklığına yol açan sonuçlarını tasvir etti. Bu ruhen nasıl bir ortamda bir şeyler ektiğimize dikkat etmemiz gerektiğini göstermektedir. Markos 4:26-29’da anlatılan meselde tohum kişiliğe özgü nitelikleri tasvir eder.

2 İsa, ekinci meselini ve diğer meselleri reddeden Yahudilere, Tanrı’nın krallığı “sizden alınacak, ve onun meyvalarını yetiştirecek bir millete verilecektir” dedi. (Mar. 21:43, 45, 46) Bu sözlere göre, Tanrı’nın krallığının “meyvaları”, ve “ruhun semeresi” var. (Gal. 5:22, 23) Hıristiyanların ferden beslemesi gereken ve Hıristiyan nitelikleri olan, Tanrı’nın krallığıyla ilgili “tohum”u ekmeleri gerekir. Bu kişisel nitelikler tam bir olgunluğa doğru geliştirilmelidir.—Zek. 8:12; Yak. 3:18.

3 Tam olgun olduğu zaman, biçmenin tam vaktidir. Fakat bir Hıristiyan olan ekinci eninde sonunda arzu edilen, Tanrı’nın tasvip ettiği bir mahsul biçmek ümidiyle, “tohum”u nerede ekmeyi seçmelidir? Harfi tohum için toprak gerekli olduğu gibi kişisel Hıristiyan nitelikleri olan “ruhun meyvesi”nin (YD) tohumu için de çevre gereklidir. (Sül. Mes. 18:1) İsa’nın Markos 4:3-20 ve Luka 8:5-15’de belirttiği gibi arzu edilen mahsulü biçebilmek üzere tohum için doğru çevre seçilmelidir. Hem İsa, hem resul Pavlus az mayaya karşı uyarıda bulunmuşlardı. Evet başkalarını Yahudileştirmeğe çalışan ve Hıristiyanlığı tam anlamıyla kabul etmeyen böyle kişilerden kaçınılmalıydı.—Mat. 13:14, 15, 33; Gal. 5:7-10.

4 Resul Pavlus Korintos cemaatini de uyardı, zira orada “münazaa, kıskançlık, öfkeler, ayrılıklar, çekişmeler, fısıltılar, kabarmalar, karışıklıklar” (II. Kor. 12:20) vardır. Bu yüzden Pavlus, “yiyelim ve içelim, çünkü yarın öleceğiz” diyenlerin sözlerini iktibas ettikten sonra “aldanmayın; fena arkadaşlıklar güzel ahlâki bozarlar” uyarısını eklemişti. (I. Kor. 15:32, 33) Tohumun içine düştüğü toprak Tanrı’nın ona verdiği güçle ya buğday ya da diken beslediği gibi, bir Hıristiyanın şahsiyetine ait nitelikleri, içinde geliştirmek üzere seçtiği çevre de onu ya iyilik ya da kötülük için etkileyecektir. Evet çevre etkisi kanunu uyuduğu zaman bile durmaksızın işleyecek ve kişi için orakla hasadını toplama vakti gelecektir. (Mar. 4:28) Tohum ekene büyüme hemen hemen hiç görünmez ve bu kendisinin anlayamadığı bir güç sayesinde olur. Büyüme ya iyi ya da kötü yöne doğru azar azar olur.

5 Sonunda neyin biçildiği konusunda toprağın önemli rolü vardır. Özellikle biçilenlerin kalitesini tayin etmekte toprağın kimyasal durumunun, asitli, az asitli, tuzlu oluşunun, ya suni gübre ya da organik gübre kullanılmasının rolü vardır. Markos 4:28 toprağın önemini şöyle dile getiriyor: (Tanrı değil) “toprak kendiliğinden önce otu, sonra başağı, sonra başakta dolu taneyi verir.” O halde toprak neyi tasvir ediyor? Büyüme ve kalite konusunda taşıdığı öneme göre, şahsımıza ait özelliklerin tohumlarını içinde beslediğimiz toplumsal, ahlâksal ve dinsel çevreyi tasvir ediyor ve onun kapsamına insanlar girmektedir. Bu, İsa’nın Matta 13:38’de “tarla”nın insanlar dünyasını tasvir ettiğini belirten sözlerine benzer. Ancak Markos 4:26-28 ile ilgili fark şudur: İçinde tohumun ekildiği “toprak” küresel değil, bir kimsenin insanlarla olan temas ve arkadaşlığının kapsamı kadar geniştir. “Toprak”, Matta 13:19 ve Luka 8:12, 15’te olduğu gibi kişinin “yüreği”ni temsil etmez.

6 Bu nedenle çevremize, kiminle arkadaşlık ettiğimize dikkat etmeliyiz. Hıristiyan cemaatinde içinde bile bize ruhen pek yardımcı olmayacak bir çevre veya arkadaşlar olabilir. Bazıları hakikate yeni gelmiş olup dünyeviliği tamamıyla atmamış ve bunu cemaatte sokma eğiliminde olabilirler. (I. Kor. 5:9-11; Gal. 6:7, 8) Hakikatte ister yeni ister eski olsun Hıristiyan olduğunu iddia eden bir kimse günahkâr bedeninin hoşuna giden dünyevi bir çevrede kişiliğine özgü niteliklerini geliştirmeğe çalışarak günahkâr bedenine ekebilir.

7 Cemaatte dünyevilik havası taşıyanlar bizi cezbediyor mu? Onlar kendilerini rahat hissetmeleri için bizim onlara katılmamızı isteyebilirler. Önemli bir soru şudur: Cemaat içindeki toplumsal çevre veya arkadaşlığımızın ebedi hayat için olan koşuda iyi koşmamıza engel olmasına müsaade ediyor muyuz? Cemaatteki dünyeviliğe eğilimli kişilerin, günaha eğilimli bedenimizin çok hoşuna gittiğinden, onlarla beraber aynı yöne gitmek üzere bizi kandırmalarına müsaade ediyor muyuz? Dünyeviliğe dalmamız kendini hemen belirtmeyebilir, çünkü “toprak” veya çevremiz yavaş yavaş meyve verecek, gelişmemizi kaçınılmaz surette etkileyecek ve bizi asıl olmamız gereken durumdan uzak, cılız hale getirecektir. Çıkış 12:38’de sözü geçen “karışık çok halk” uyarıcı bir örnektir. (Say. 11:4-34; I. Kor. 10:1-6, 10, 11) “Onların ilâhı karın”ları olduğundan Yehova’nın tedarik ettiği şeyleri beğenmeyip yürekleriyle cin etkisi altındaki Mısır’a döndüler. (Fil. 3:19) Bu bizim için bir uyarıdır! Seçtiğimiz çevre yüzünden biçtiğimiz kötü etkiler için Tanrı’yı sorumlu tutamayız.

8 İşaya 61:11’in gösterdiği gibi ‘toprak kendi koncasını çıkarır’ ve ‘bahçe kendi içine ekilenleri yerden bitirir.’ Böylece mahsul, ekilen tohuma ve bunun nasıl bir toprakta ekildiğine bağlıdır. Hollanda’da denizden kazanılan toprağa gıda elde etmek için hemen buğday ekilemedi çünkü toprak çok tuzlu idi. Onu temizlemek için önce kamış ve benzeri otlar bitmeliydi ancak ondan sonra bol mahsul veren buğday veya benzeri şeyler ekilebildi. Kişiliğimizin özellikleriyle ilgili durum aynıdır: Onları bir yere ekmek zorundayız ve bunu genellikle seçebileceğimiz bir çevrede yapabiliriz. Aynı zamanda ekilenleri biçmek zorunda kalacağız. Acaba biçtiklerimiz Tanrı’nın krallığıyla ilgili tasvip edilmiş bir ilişkiye uygun olacak mı? Bir kimse Hıristiyan cematinin içinde bile vaftiz edilmiş olduğu halde halen dünyevi şeylere yapışan ve vicdanen hiç rahatsız olmaksızın bunları cemaate sokmağa çalışan kişilerin toplumsal yöndeki arkadaşlığını arayabilir. Bunlar kişiliğimizi ve davranışımızı kesinlikle etkileyeceklerdir. Dünyeviliğe doğru gelişme azar azar olacak, fakat hasat vakit, neye doğru geliştiğimizi eninde sonunda yanılmaz şekilde gösterecektir. Sonuçlara göğüs germek gerekecek. Sonunda ancak hakiki Hıristiyanlığın denemeden başarı ile geçebileceği zamanda herkes ferden orağını eline alıp neye doğru geliştiyse onu biçmek zorunda kalacaktır. Biçtiği, Hıristiyan olmak konusunda yalan yere iddialarda bulunduğunu ortaya koyup onu hayal kırıklığına uğratacak mı? Orağının biçtiği şeylerden hoşnutluk duyana ne mutlu!—Mezm. 126:5, 6.

9 Sürekli olarak ya dünyevî ya da ruhi yöne doğru gelişiyoruz. Kendi kendimizi aldatırsak ve başkalarının bizi aldatmasına müsaade edersek vay bize! (I. Kor. 15:33) Tanrı ile istihza edilmez. Ne ekersek onu biçeceğiz. Şahsen kutsal olmamız otomatikman başkalarını etkileyip onları kutsal yapmayacaktır, tam tersi dünyevi insanlarla sürekli olarak kontrolsüz ilişkimiz bizim de murdar hale gelmemizle sonuçlanacaktır. (Hag. 2:10-14) Tanrı’nın krallığıyla sulh dolu ilişkileri sürekli olarak hedefimiz yapıp ona doğru çalışıyor muyuz? “Bedenin işleri” değil, “ruhun semereleri” Tanrı’nın krallığına yakışır meyveler biçebilmemizi sağlayacaktır.—Gal. 5:19-24.

10 Tanrı’nın krallığı pek yakında Yehova’nın egemenliğini haklı çıkartıp tüm düşmanlarına karşı harekete geçecektir. Bu hepimiz için bir kişisel hasat vakti olacak. Bu nedenle kişiliğimize ait özellikleri nasıl bir çevrede veya “toprak”ta ektiğimize çok dikkat etmeliyiz. Daima Tanrı’nın krallığını düşünerek, neyi, nerede ektiğimize dikkat edersek olgunlaşmış ve faal, Mesih’e benzer bir kişiliğin biçilmesiyle bol bol mükâfatlandırılacağız. O halde toplumsal dinlenme, ahlâk ve dinsel açıdan, ne olursa olsun daima Mesih’in elindeki Tanrı’nın krallığının lehinde olanlarla olmalı. Acillik gerektiren ortam arttıkça İbraniler 10:24, 25’i daha da çok uygulamağa çalışalım. Bunu yaparsak, “orak vaktinde olan sevic”i hissedip ruha ekenin ruhtan “ebedi hayat biç”tiğini, coşku ile taşan bir sevinçle takdir edeceğiz.—İş. 9:3; Gal. 6:8.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş