Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 3/83 s. 14-18
  • Nostradamus—Yazılarına Ne Derece İnanılabilir?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Nostradamus—Yazılarına Ne Derece İnanılabilir?
  • Uyanış!—1983 (Bilimsel Seri 5-8)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • NEDEN ÇOK İLGİ GÖRÜYORLAR?
  • NE DERECE DOĞRU?
  • ANLAMI AÇIK MI YOKSA KAPALI MI?
  • NOSTRADAMUS VE GİZLİ KUVVETLERE İNANÇ
  • GERÇEKLEŞEN KEHANETLER
  • HAKİKİ PEYGAMBERLERİ SAHTELERDEN AYIRT ETMEK
  • Geleceği Bilebilirsiniz!
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2000
  • Astroloji Geleceğinizin Anahtarı Mı?
    Uyanış!—2005
  • Gelecekle İlgili Tahminler
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2014
  • Astroloji—Zararsız Bir Eğlence Mi?
    Uyanış!—1987 (Bilimsel Seri 21-24)
Daha Fazla
Uyanış!—1983 (Bilimsel Seri 5-8)
g 3/83 s. 14-18

Nostradamus—Yazılarına Ne Derece İnanılabilir?

“KENDİSİ başlıca gelecek kötülükler hakkında kehanette bulunur; yazılarında iyi olana ancak ender olarak rastlanabilir.” Bu yorum, Nostradamus’u eleştirmeyen, aksine savunan Char les A. Ward’aa aittir.

16. yüzyılda yaşayan Fransız astrologun yazılarında, bu kadar çok felaket kehaneti bulunuyorsa, bunlar neden günümüze kadar dikkat çekmeğe devam etsin? Acaba, Tanrı’dan ilham aldı mı? Yoksa, bazılarının ileri sürdüğü gibi, o, ‘her yönde çok ok attığı için mi bazı hedefleri vurdu?” Ayrıca, gelecek hakkında Nostradamus gibi kehanette bulunanların gördükleri ilgi nasıl açıklanabilir?

NEDEN ÇOK İLGİ GÖRÜYORLAR?

Tarih, birçok kişinin gelecekle ilgili doğaüstü bir görüşe sahip olma arzusunu karşılayan falcıların, astrologların, peygamberlerin ve kehanette bulunanların uzun bir listesini veriyor. Ama gaipten haber veren bu kişilerin geniş çapta ilgi görmelerinin nedeni, kehanetlerinin hemen hemen her zaman doğru çıkması değildir. Bunun nedeni, müşterilerinin çoğunun büyücülüğe ve sihirbazlığa düşkün olmasıdır.

Örneğin, P. Whitmore, A. Seventeenth Century Exposure of Superstition adlı kitabında, astrolojinin, “o zaman ve hâlâ bugün batıl itikatların en derin köke sahip olanı”dır diyor. Ilımlı tahminlere göre, sadece A.B.D.’de şimdi, hiç olmazsa 50 milyon kişi veya aşağı yukarı her dört kişiden biri, bir astroloji türüyle yakından ilgileniyor! Nostradamus gibi birçok kişi, falcılığa düşkün olanların, gelecekle ilgili umut ve tutumlarını sömürdüler ve onlardan özel ilgi görerek ün ve servet sahibi oldular.

Birçok kişinin kumara olduğu gibi, fala düşkünlüğü, kendilerini onun başarısızlılarına karşı körletebilir. Bununla ilgili olarak Eric Russell, Astrology and Prediction adlı kitabında Nostradamus’un çağdaşı olan birçok Avrupalı astrologun önceden bildirdiği “korkunç su baskını”nı ele alıyor. Onlar, tüm gezegenlerin “su içeren Balık burcunda bir arada olacağı” görüşünü paylaştılar. Bu durum, bilinen dünyanın suyla yok edileceğinin yanılmaz bir belirtisiydi. . . . Bazı tutucular, bunun mümkün olmayacağını söylediler, çünkü Tanrı, göğün sel kapılarını bir daha asla açmayacağı vaadinde bulunarak gökkuşağını vermedi mi? . . . Mali güçleri yeterli olanların, limanlardaki bütün tekneleri hazır tutmaları, gemi yapımcılarına büyük kazançlar sağladı.” Dünya bu sonu bekledi, ama hiçbir şey olmadı.

Russel şöyle devam ediyor:

“Hızlı düşünebilen astrologlar, felaketi bertaraf etmekle ilgili duaların gücünden dolayı Hıristiyanlığı tebrik etti; başkaları ise, farklı bir meslek aramış olabilirler. Avrupa’daki astrologlar, birkaç sıkıntılı hafta geçiriken, tüm olay, bir aydan sonra unutuldu; ama astrologlar tekrar yeni doğmuş prensin veya o zamanki cumhuriyetin falına bakmağa davet edildiler.”

Sırası gelmişken şunu da ekleyelim: Astrologlar, gezegenlerin bir araya gelmesinden dolayı, Nisan 1982 civarında depremler, seller ve kuraklıkların olacağını da söylediler. Astronomlar ise, gezegenlerin direkt olarak aynı sıraya giremeyeceğini belirttiler. Yer ve diğer sekiz gezegen, güneşle 95 derecelik bir daire dilimi içinde bulunacaktı. Böyle bir durumda, belirlenen vakit içinde (aslında her zaman olduğu gibi) büyük deprem, sel ve kuraklık olursa, birçok kişi bu olayların astrologlar tarafından doğrulukla bildirilmiş olduğunu kabul edecekti.

NE DERECE DOĞRU?

Nostradamus’un yapmış olduğu söylenen 946 kehanetten ancak 70’inin bir bakıma gerçekleştiği söylenebilir. Buradaki başarı oranı, yüzde 7’den azdır. Bu konuda M’Clintock and Strong’s Cyclopoedia ‘başarılar’ ile ilgili bir yorum yaparak bunların birçoğunun, kendi ölümü hakkında yaptığı kehanetin de yorumcularının yaptıkları “cüretkâr sahtekârlıklar” olduğunu söylüyor. Başka kehanetler, “değindikleri sanılan olaydan sonra yapıl”dı. Bazılarının uygulanması “zorlandı” ve kimisinin de birkaç değişik olayda ‘yerine geldiği’ gösterildi.

Astrologlar, gelecek hakkında kehanette bulundukları zaman, eğer bir gerçekleşme olacaksa bile, yüzyıllar boyu beklemek gerekebileceğinden, onların doğrulukla yerine gelip gelmediğini anlamak her zaman mümkün olmayacaktır. Ama falcılar, Mukaddes Kitapla ilgisi bulunan konu veya olaylara değindikleri zaman, o falcı veya peygamberin ilham kaynağını bulmak çok daha kolay olur. Eğer bu kaynak Tanrı ise, onların öğretişi Tanrı’nın Sözü olan Mukaddes Kitap ile daima uyumlu olmalıdır.—II. Timoteos 3:16; II. Petrus 1:20, 21.

Nostradamus, Mukaddes Kitapla ilgili bazı meselelere değindi. Gelecekle ilgili şu kehanette bulundu: “Evrensel felaket gününden önce, öylesine büyük seller olacak ki, su ile kaplanmamış topraklara hemen hemen hiç rastlanmayacak; bu durum öylesine uzun sürecek ki, Etnografya ve Topografyaya ait şeyler hariç, her şey sona erecektir.” Fakat Tekvin 9:11 ise, şöyle diyor: “Bütün beşer artık tufanın suları ile kesilmiyecektir; ve yeryüzünü helâk etmek için artık tufan olmıyacaktır.” Nostradamus’un; “Her şeyin Tanrı’dan çıktığını tamamıyla kabul ederim” sözleri etkilidir, ama kehanetleri gerçekten “Tanrı’dan” ise, neden Tanrı’nın Sözü ile böylesine çelişiyor?

Onun kronolojik hesaplarıyla ilgili durumu da aynıdır. Nostradamus sonuçlarına “Kutsal Yazıları rehber tutarak” vardığını iddia ettiği halde, vakit hesaplarının “astronomik hesaplarla ayarlandığını” itiraf etti. Sözleri ikna edici görünebilir, ama bu iki görüş uyum içinde midir?

Nostradamus’un Mukaddes Kitaba az önem verdiği belli oluyor; fakat onu kendi amacı için kullandı. O, görünürde Katolik Kilisesine bağlıysa da, Charles Ward’ın onunla ilgili şu tanımı, sadece kişiliğini değil, kehanetlerinin ardında yatan etki kaynağını da açıklar:

“Nostradamus nasıl bir kişidir? . . . insanın kaderini bilmecelerle söyleyen biridir; hem cesur, hem de çekingendir; basit bir adamdır; ama derinliğini kim ölçebilir? Yüzeyde bir Hıristiyan, yürekten ise belki bir putperesttir.”

ANLAMI AÇIK MI YOKSA KAPALI MI?

Diğer kehanette bulunanlar gibi Nostradamus da, basmakalıp ve belirsiz veya çift anlamlı sözler kullanmakta ustaydı. Astrology and the Popular Press adlı kitabında Bernard Capp şöyle diyor:

“Nostradamus, sözlerini dramatik bir belirsizliğe büründürmek yönünde ustaydı, bu yüzden de peygamberlikleri şimdiki çağa kadar canlı kaldı.”

James Laver, Nostradamus or the Future Foretold adlı eserinde onun dörtlüklerinin bu özelliğinden de söz ederek şöyle diyor:

“Şiir yazma ve sözdizimi kurallarına uymayan, anlaşılabilen bir düzene konulmayan, sözcükleri sadece yarım düzine yabancı dille değil, ilk harflerle, harflerinin sırasının değiştirilmesiyle ve uydurulmuş adlarla yazılan bu dört mısralı Fransızcası güç anlaşılan şiirlerden herhangi bir anlam çıkarmak mümkün olabilir mi? Anlamı olsa da, aranmaya değer mi?”

Yazılarının önsözünde Nostradamus, “dinleyicilerini gücendirmemek” için “anlamı örtülü çapraşık cümleler” kullandığını kabul ediyor ve bunu desteklemek için de İsa’nın Matta 11:25’teki sözlerini aktarıyor: “Ey Baba, gökün ve yerin Rabbi, sana şükrederim ki, sen bu şeyleri hikmetlilerden ve akıllılardan gizledin, ve onları küçük çocuklara açtın.” Oysa, İsa’nın herhangi bir çağda yaşayan ve değişik dillerle konuşan şakırtleri onun söylediklerini tamamen anlamışlardı. Nostradamus’un sözleri ise, hâlâ anlaşılmazdır.

NOSTRADAMUS VE GİZLİ KUVVETLERE İNANÇ

Nostradamus (14 Aralık 1503—2 Temmuz 1566) Fransız-Yahudi bir ana-babanın çocuğu olarak doğdu ve Güney Fransa’da bulunan Notredame isimini aldı ve Michel de Notredame diye adlandırıldı. Ana-babası Katolikliği kabul etmişti. Onun ilk yılları hakkında birçok masal vardır; fakat akrabalarından ikisi tarafından anlatılan bu masalların güvenilirliğinden de şüphe edilmektedir.

James Laver şöyle diyor:

“Yakın tarihlerde yapılan araştırmalar . . . Nostradamus hakkındaki yazılanlarca kabul edilen onun asil ve renkli geçmişinin, gerçeğe dayanmadığını göstermiştir.”

Nostradamus’un kendisinin ve belirli bir soylunun akşam yemeği için beyaz domuz yerine siyahını yiyeceklerine dair kehanetini içeren bir masal anlattıktan sonra, Laver şöyle diyor:

“Tabii, bu hikâyenin doğruluğunun hiçbir kanıtı yoktur, . . . Her ne kadar böyle hikâyeler çok çekiciyse de, onların çoğunun, daha sonra hayatını kaleme alanların inancına dayandığını kabul etmek iyi olur. . . . Bu hikâyelerden bazıları . . . ilk defa on yedinci yüzyılda, bazıları ise daha da sonra ortaya çıktı.”

Geleceği önceden bildirmek için çaba harcarken, Nostradamus, falcılıkla, sihirbazlıkla, astrolojiyle ve putperest bir ayin olan afsunculukla yakından ilgilendi. Bizzat “gizli kuvvetlerin bir öğrencisi” olan H. C. Roberts The Complete Prophesies of Nostradamus adlı kitabında şöyle diyor:

“Nostradamus’un geleceğe bakmak için kullandığı yöntemler ve aldığı sonuçlar fizik ötesine ait bir çevre içinde bulunuyor; bu şüphe götürmez bir gerçektir. . . . Bugün bunlara şu genel adı veriyoruz: ‘Duyuötesi Algılama’ (E.S.P.)”

Bununla beraber, birçok kişi yıldızlara bakarak yapılan kehanetlere karşı koydu. Whitmore şöyle diyor:

“İlk Kilise Pederlerinin yazılarında . . . Hıristiyanlık kılığı altında putperest ayinleri ve falcılık türlerini uygulamaya devam edenler, tekrar tekrar mahkum edildiler. Benzer şekilde, ilk Kilise konseyleri astroloğları, sihirbazları ve her tür büyücülüğü uygulayanları afaroz ederdi. . . . Nostradamus’un hayatı boyunca yapılan Trent Konseyi, episkoposların bölgelerindeki astrolojik kehanetleri sona erdirmesiyle bu sanatı destekleyen tüm kitapların yok edilmesini sağlamak gerektiğini açık sözlerle belirtti.”

Acaba Katolik Kilisesi, böyle bildirilerle uyumlu olarak hareket etti mi? The New Catolic Encyclopedia şunu açıklıyor:

“Astroloji, taç giyme törenin gününü saptamak için, Papa II.Julius [1503-1513] tarafından ve her kilise idare heyetinin toplantı saatini kararlaştırmak için, Papa III. Pavlus [1534-1549] tarafından kullanıldı. [Her iki Papa, Nostradamus’un çağdaşıydı.] . . . Astroloji, Roma İmparatorluğunun kültürünü istila ettiği gibi, Avrupa kültürünü de istila ediyordu; resmi Kilise öğretisi buna karşı koysa da, hiç kimse bunun arkasında yatan düşünce tarzına karşı gelmezdi.”

Acaba “falcılık sanatının arkasında yatan düşünce tarzı” neydi? Fransızca Grand Larousse Encyclopedique şöyle diyor: “Hıristiyanlık, astrolojinin cincilikten ilham aldığını kabul etmiştir.”

GERÇEKLEŞEN KEHANETLER

Mukaddes Kitabın hakikatinden irtidat edip cinlere hizmet ederek peygamberlik eden biri, acaba gelecek olayları önceden doğrulukla bildiribilir mi? Evet, bu mümkün olabilir. Tesniye 13:1-5’te Musa şöyle uyardı:

“Eğer aranızda bir peygamber, yahut ruya gören çıkarsa, ve sana bir hârika yahut bir alâmet verirse, ve . . . hakkında söylediği alâmet yahut hârika vaki olursa; o peygamberin yahut ruya görenin sözlerini dinlemeyeceksiniz; . . . Tanrınız Yehova’nın (YD) ardınca yürüyeceksiniz, ve onun emirlerini tutacaksınız, . . . Ve o peygamber, yahut o ruya gören öldürülecek.”

Böyle sahte peygamberlerin yaptıkları bazı kehanetlerin gerçekleşmesi, sadece bir raslantı değildir. Bu kehanetler, kötü ruhi kuvvetlerin hileli işlerinden dolayı yerine gelebilir.

İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar, cinler, kendilerine teslim olan insanların zihinlerini hileyle etkilediler. Aldatılmış durumda olan bu peygamberler, Efesoslular 6:11’de “Şeytan’ın stratejisi ve hileleri” diye adlandırılan cin düzenleriyle uyum içinde olan sözleri, ilhamla kullanmaya sevk ediliyorlar.—The Living Bible.

İblis Şeytan ve cinleri, tüm siyasal sistemi hile ile yönetebilir. İblis’in “dünyanın bütün ülkelerini bir an içinde kendisine [İsa] gösterdi. Ve İblis ona dedi: Bütün bunların hükümdarlığını, ve onların izzetini sana vereceğim; çünkü o bana verilmiştir; istediğime onu veririm.” sözlerinden bu gerçek belli oldu. (Luka 4:5, 6) İsa’yı deneyen İblis, onu ayartmak ve aldatmak gayesiyle Mukaddes Yazılardan bazı ayetleri bile kullandı.—Matta 4:6.

HAKİKİ PEYGAMBERLERİ SAHTELERDEN AYIRT ETMEK

Tanrı’nın hakiki peygamberi üç esas niteliğe sahip olmalıdır. (1) Tanrı’nın ismiyle konuşmalıdır—tabii Tanrı’nın İbranice ismini bilen sahte bir peygamber bunu haksız olarak yapabilirdi; (2) önceden bildirdiği şeyler gerçekleşmelidir—sahte peygamberin kehanetleri, ya rastlantı olarak ya da cinlerin yardımıyla yerine gelebilir; (3) yapılan peygamberlikler, Tanrı’nın açıklanmış Sözü ile ve o zamana kadar kaleme alınan emriyle uyum içinde olmalıdır.—Tesniye 13:1-4; 18:20-22.

Özellikle bu üçüncü hayati etkeni, gerek Nostradamus ve gerekse başkaları karşılayamazlar. Onların sihirbazlıkla, büyücülükle ve astrolojiyle yaptıkları işbirliği durumlarını açığa vuruyor, çünkü Mukaddes Kitabın peygamberlerinden hiçbiri Tanrı’dan haber almakla astrolojinin kullanılmasını asla desteklemez!

Peygamber Musa, Nostradamus gibi sahte peygamberlere karşı açık sözlerle konulmuştu. Tanrısal ilham altında şöyle demişti:

“Aranızda . . . . falcı, yahut müneccim, yahut sihirbaz, yahut afsuncu, yahut büyücü, yahut cinci, yahut bakıcı . . . bulunmıyacak. Çünkü bu şeyleri yapan adam Yehova’ya (YD) mekruhtur.”—Tesniye 18:10-12.

Mukaddes Kitabın hakiki peygamberlerinin başlıca hizmeti gelecek olayları önceden bildirmek değildi, oysa Nostradamus sadece bunu yapmaya çalıştı. Hakiki peygamberlerin başlıca görevi, Eric Russell’in söylediği gibi, “Yaratıcı ile yaratıklar arasında bir haberleşme kanalı olarak hareket etmek” idi. Onun dediği gibi, gelecek hakkında verilen bilgi, haberleşmenin “ancak bir yan ürünü” idi.

Tanrı tarafından görevlendirilen Mukaddes Kitabın peygamberleri, sadece insanın merakının tatmin etmek için gelecek olayları önceden bildirmediler. Önceden bildirilen her şeyin Tanrı’nın iradesiyle, maksadıyla standartlarıyla veya hükmüyle ilgisi vardı. (I. Krallar 11:29-32; İşaya 7:3-9) Tanrı’nın hakiki peygamberlerinin başlıca amacı, onun ahlak standartlarını ve kanunlarını savunmak olduğuna göre, bir peygamberin hakiki mi, yoksa sahte mi olduğunu anlamak için, yıllarca beklemeye gerek yoktu.

Öyleyse Nostradamus’un peygamberliğinin ne değeri var? Charles Ward bunu şöyle açıklıyor: “O krallar tarafından mükafatlandırılan bir adamdı; ama gördüğümüz kadarıyla onların hayat akışlarını düzenleyen veya yollarındaki tehlikenin bir tekini bile kaldıran hiçbir yararlı işaret vermedi.” “O, İşaya, Daniel, Davud, Yuhanna gibi, İbranice sözcüğün anlamına uygun bir peygamber değildi.”

[Dipnotlar]

a Oracles of Nostradamus, sayfa 36.

[Sayfa 15’teki çizelge]

Nostradamus’a göre Mukaddes Kitaba göre

Adem’den Nuh’a kadar geçen yıllar 1.240 1.656

Tufan’dan İbrahim’e kadar geçen yıllar 1.080 352

İbrahim’den Musa’ya kadar geçen yıllar 515-516 425

Musa ile Davud arasındaki yıllar 570 486

Davud’dan İsa’ya kadar geçen yıllar 1.350 1.105

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş