Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 4/87 s. 4-6
  • Geleceğiniz—Yıldızlarda Mı Yazılı?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Geleceğiniz—Yıldızlarda Mı Yazılı?
  • Uyanış!—1987 (Bilimsel Seri 21-24)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • ASTROLOJİ BİLİMSEL MİDİR?
  • BİLİM ADAMLARI TEPKİ GÖSTERİYOR
  • Yıldızlar Gerçekten Hayatınızı Yönetiyor Mu?
    Uyanış!—1990 (Bilimsel Seri 33-34)
  • Astroloji Geleceğinizin Anahtarı Mı?
    Uyanış!—2005
  • Astroloji—Zararsız Bir Eğlence Mi?
    Uyanış!—1987 (Bilimsel Seri 21-24)
  • Yıldızlar ve İnsanlar Aralarında Bir Bağlantı Var mı?
    Uyanış!—1994
Daha Fazla
Uyanış!—1987 (Bilimsel Seri 21-24)
g 4/87 s. 4-6

Geleceğiniz—Yıldızlarda Mı Yazılı?

Eski Babil şehrinde bir ekim sabahı yüksek bir tapınağın kulesinde duran bir rahip, doğuda önemli bir burç görüyor! Akrep takımyıldızı ağaran tan nedeniyle gözden kaybolmadan önce kısa bir süre gökte parıldıyor.

BATIL inançlı Babilliler için bu çok önemli bir olaydı. Onların yıldız gözlemcileri, bir takımyıldızın uzun, kıvrık kuyruklu bir akrebe benzediğini çok önceden fark etmişlerdi. Bu takımyıldıza böylece girdap, yani Akrep adını verdiler. Bu takımyıldızın gerçekten bir akrebin özelliklerine sahip olduğuna inandılar. Akrep, geceleri ortaya çıkan bir hayvan olduğu için, karanlıkla ilgili çok uygun bir sembol oldu. Ekim ayında henüz tan ağarmadan önce kısa süre gökte görünmesi kışın geleceğine işaret ediyordu.

Astroloji ile İlgili Gerçek adlı kitabında (İngilizce), Dr. Mitchel Gauquelin şu açıklamayı yapar: “Onlar, yerdeki akrebi göğe uygulayarak, o takımyıldız altında doğan herkesi etkilemesini beklediler. Bu tip astrolojik tersyüz etme süreci günlerimizde de devam etmektedir. Modern kitaplarda, doğum sırasında güneşin Akrep’e rastlamasıyla tehlikeli, saldırgan ve korkunç şekilde sokan cesur bir böcek akrebin, özelliklerinin bazılarını yeni doğan çocuğa geçirdiği yazılıyor.”

ASTROLOJİ BİLİMSEL MİDİR?

Artık ekim ayında, güneş Akrep ile birlikte doğmamaktadır. Dünyanın takımyıldızlar açısından konumu geçen yüzyıllardakinden farklı duruma gelmiştir. Ekim ayında güneş artık Terazi takımyıldızından geçmektedir ki, bu burcun özellikleri çekicilik ve yumuşak huyluluktur. Bunlar da akrepten çok farklı özelliklerdir.

Doğulu falcılar, göklerdeki bu değişikliklere dikkat ederken, batılı meslekdaşlarının çoğu bunları izlemediler. Onlar kehanetlerini hâlâ 2.000 yıl önceki gök görünümüne göre yapmaktadırlar! Dr. H. J. Eysenck ile Dr. D.K.B. Nias bunu göz önünde bulundurarak şöyle dedi: “Eğer batılı falcıların herhangi bir yorumu doğru ise, o zaman doğulularınki yanlış, doğuluların yorumu doğru ise, batılılarınki yanlıştır. Oysa iki taraf da son derece başarılı olduklarını iddia ediyorlar.”

Sadece bu gerçek bile, astrolojinin güvenilir olması konusunda ortaya büyük şüpheler atmaktadır. Bir psikolog 3.456 çiftin evlilik ve boşanma istatistiklerini inceledi. Acaba onların astrolojik burçlarının uyumluluğu veya uyumsuzluğu evliliklerinin başarılı veya başarısız olmasını etkiledi mi? Science 84 dergisine göre sonuç şudur: “Uyumsuz burçlarda olanlar da uyumlular kadar sık evlenmiş ve boşanmışlardır.”

Falcılar, burada, sadece güneşin etkisinin yeterli olmadığını, bu etkinin gezegenlerin etkisiyle birlikte hesaplanması gerektiğini söylemektedirler. Ancak bu da bazı sorunlar ortaya çıkarır, çünkü Babilliler Merkür, Venüs, Mars, Jupiter ve Satürn olmak üzere sadece beş gezegen tanrısının etkisine inanırlardı. Oysa teleskop üç tanesini daha ortaya çıkardı—Uranüs, Neptün ve Plüton. Bu, falcılar arasında şaşkınlığa yol açtı. Louis MacNeice Astroloji adlı kitapta (İngilizce), şöyle yazıyor: “Batılı falcılar, bunu, eski falcıların bazı yanılgılarının özürü olarak kullandılar; başkaları ise .... çıplak gözle görülmedikleri için bu gezegenlerin insanları etkileyemeyeceğini iddia ettiler.” Doğulu falcıların çoğu bu nedenle uzaktaki gezegenleri hesaba katmaz. Batılı falcılar ise, bu gezegenlere büyük önem verir.

Yıldız falında kullanılan başlangıç noktası da bazı sorulara yol açar. Çoğu falcı doğum gününü kullanır. Ancak genetik kanunu, irsi özelliklerin doğumda değil, döllenmede nakledildiklerini gösterir. Astroloji—Bilim mi, yoksa Batıl İnanç mı? adlı kitaba (İngilizce), göre, eski astrolog Ptolemy, “doğumun hamile kalışla aynı takımyıldızın etkisi altında olacağını iddia ederek bundan kaçmaya çalıştı; ancak bunun gerçek olduğuna inanmak için hiçbir neden yoktur.”

BİLİM ADAMLARI TEPKİ GÖSTERİYOR

Birçok bilim adamı astrolojinin giderek artan bir şekilde kabul edilmesinden dolayı rahatsız olmaya başladı. 1975 yılında aralarında 19 Nobel ödülü kazanan bir bilim adamının da bulunduğu bir grup, “Astrolojiye İtirazlar—192 İleri Gelen Bilim Adamının Bir Açıklaması” başlıklı bildiri yayımlandı. Orada şunlar söylendi:

“Eski zamanlarda insanlar .... gök cisimlerine tanrıların oturdukları yerler veya tanrıların kehanetleri olarak bakarlar ve dolayısıyla yerdeki olaylarla yakından ilişkileri olduğuna inanırlardı; dünya ile gezegenler ve yıldızlar arasındaki büyük uzaklıkları hayallerinde bile canlandıramıyorlardı. Şimdi bu uzaklıklar ölçülebilir hatta ölçüldüğünden dolayı, uzak gezegenlerin ve daha da uzaktaki yıldızların dünya üzerindeki çekim ve diğer etkilerinin son derece az olduğunu görebiliriz. Yıldızlardan ve gezegenlerden kaynaklanan güçlerin, doğum anında herhangi bir şekilde geleceğimizi etkileyebileceğini düşünmek açıkça bir hatadır.”

Geçmişteki bir insan grubunun, astrolojinin bir hata olduğunu anlamaları için modern bilime ihtiyaçlarının olmamış olması ilginçtir. Yehova Tanrı, 2.500 yıldan fazla bir zaman önce İsrail milletine şöyle demişti: “Milletlerin yolunu öğrenmeyin, ve gök alâmetlerinden yılmayın; çünkü onlardan milletler yılar. Çünkü kavmların âdetleri boş şeydir.” (Yeremya 10:2, 3) Veya başka bir tercümenin ifade ettiği gibi: “Göklerin işaretleri .... sadece bir nefes gibidir.” Başka sözlerle, burçların gücü, ciğerlerimizden geçen nefes kadardır.

Bazıları, “peki, astroloji bilimsel değilse, zararsız bir eğlence olarak görülemez mi?” diye itiraz edebilirler.

[Sayfa 5’teki çerçeve]

Yıldızlar Ne Kadar Uzaktadır?

Eskiden yıldızları gözleyenler, yıldızların, insanların hayatını kuvvetli şekilde etkileyebilmeleri için, yere çok yakın—en fazla birkaç kilometre—olduğunu sanırlardı. Ancak teleskopun geliştirilmesiyle, bunun hiç de öyle olmadığı ortaya çıktı. Çünkü yıldızlar, güçlü teleskoplarla gözlendiklerinde bile, hâlâ bir toplu iğne başı büyüklüğünde görülürler.

1830’larda, Alman astronom Friedrich Bessel, bu yıldızlardan bazılarının ne kadar uzakta olduklarını ölçmenin bir yolunu geliştirdi. Basit bir trigonometri hesabıyla 61 Cygni adı verilen bir yıldızın “on ışık yılından” daha uzakta olduğunu hesapladı! (Işık hızı saniyede 300.000 kilometredir.) Oysa 61 Cygni yakın yıldızlardan biridir.

Dolayısıyla bir takımyıldızındaki yıldızlar birbirlerine yakın görünüyorlarsa da aslında birbirlerinden yüzlerce ışık yılı uzakta olabilir! “Astroloji: Bilim mi Yoksa Batıl İtikat mı?” adlı kitapta (İngilizce), “Yıldızların yerden bakarken bir arada imiş gibi görünmeleri, tamamen şans eseridir” deniyor. Bütün bunları göz önünde tutarsanız Akrep gibi bir takımyıldızının hayatınızı etkileyebileceğine inanmak size mantıki gelir mi?

[Sayfa 4’teki resim]

Akrep takımyıldızını gösteren Babil yazıtı,

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş