Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 6/92 s. 3-4
  • Dedikodunun Gücü

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Dedikodunun Gücü
  • Uyanış!—1992
  • Benzer Malzeme
  • Dedikodu—Niçin Çekicidir?
    Uyanış!—1992
  • Başkaları Hakkında Konuşmanın Nesi Zararlı?
    Uyanış!—1999
  • Dedikoduyu Nasıl Engelleyebilirim?
    Uyanış!—2007
  • Dedikodu O Kadar Kötü mü?
    Gençler Soruyor: Sorular ve Pratik Cevaplar, 2. Kitap
Daha Fazla
Uyanış!—1992
g 6/92 s. 3-4

Dedikodunun Gücü

GENÇ kadının intiharı, kendi halindeki İngiliz kasabasının sakinlerini şaşkınlığa düşürmüştü. Daha da hayret verici olanı ise, sorgu hâkiminin vardığı sonuçtu: ‘Genç kadın boş dedikodunun kurbanı olmuştur!’ Anlaşılan, kasabalıların kötü niyetli boş konuşmaları, genç kadının ismine ve şöhretine zarar vermiş, sonunda da hayatına mal olmuştu.—Ralph L. Rosnow ve Gary Alan Fine’ın Rumor and Gossip—The Social Psychology of Hearsay adlı kitabından.

Sonuçları çok ender olarak bu kadar feci olmakla birlikte, dedikodunun dehşet verici gücüne pek itiraz edilmemektedir. Bir yandan, faydalı bilginin karşılıklı olarak paylaşılmasında ortak bir araç oluşu onun lehine sayılabilecek bir husus olmakla birlikte, diğer yandan da dedikodu, hükümet içindeki karışıklıklar, ailelerin parçalanması ve insanların mesleki yaşamlarının mahvından sorumlu tutulabilir.

Dedikodu, uykusuz geçen geceler, keder, ıstırap ve hazımsızlık gibi sıkıntılara neden olmakla suçlanmıştır. Dedikodu şüphesiz sizin de hayatınızın bir döneminde kişisel acı ve kedere neden olmuştur. Gerçekten de William M. Jones adlı yazar, iş dünyasında “meslek yaşamınız boyunca birisinin kürek kemiklerinizin arasına bir bıçak saplama olasılığını kabul etmeniz gerektiği” şeklinde bir uyarıda bulunmaktadır.

Olumsuz dedikodunun hoş karşılanmayışı hemen hemen evrensel bir olgudur. Amerika Birleşik Devletlerindeki Seminole Kızılderilileri arasında “herhangi bir kimse hakkında kötü konuşmak”, yalan söylemek ya da çalmakla aynı kategoriye konulmaktadır. Bir Batı Afrika toplumunda, başkalarını gammazlayanlar, dudaklarının kesilmesi hatta daha da kötüsü idam edilme tehlikesiyle karşı karşıyaydı! Gerçekten de tarih boyunca dedikoduya gem vurabilmek amacıyla çeşitli önlemler alınmıştır.

15. ile 18. yüzyıllar arasında İngiltere, Almanya ve daha sonra da Amerika Birleşik Devletlerinde, dedikoducuları utandırmak ve onları bu zararlı gevezeliklerinden vazgeçirmek amacıyla ‛daldırma iskemlesi’ denilen aletin kullanımı yaygındı. Dedikodudan suçlu bulunanlar bir sandalyeye bağlanıp tekrar tekrar suya daldırılırdı.

Daldırma iskemlesi ve tomruk gibi teşhir araçlarının kullanılmasından yıllar önce vazgeçilmiş olmasına rağmen, dedikoduyla mücadele bugün de sürdürülmektedir. Örneğin 1960’lı yıllarda Amerika Birleşik Devletlerinde söylenti-kontrol merkezi denilen ve hükümet faaliyetlerine zarar verme potansiyeli olan söylentilere karşılık verme amacını taşıyan merkezler oluşturulmuştu. Benzer hizmetler Kuzey İrlanda’da ve İngiltere’de de verilmiştir. Hatta belirli finans kuruluşlarına ekonomik yönden zarar verme amacıyla çıkarılan dedikodulara gem vurmak için kanunlar dahi çıkarılmıştır.

Tüm bu çabalara rağmen dedikodu yaşamaya devam etmektedir. Dedikodu canlıdır ve gelişmeye devam etmektedir. Dedikodunun yıkıcı gücünü yok etmekte şimdiye dek, ne kanunlar, ne de insanların diğer çabaları başarılı olabilmiştir. Dedikodu her yerdedir. Komşu dedikodusu vardır, büro dedikodusu vardır, dükkân dedikodusu vardır, parti dedikodusu vardır, aile dedikodusu vardır. Dedikodu, tüm kültürlerin, ırkların ve medeniyetlerin sınırlarını aşmış ve toplumun her tabakasında gelişme imkânı bulmuştur. Bir uzman şunları söylemiştir: “Dedikodu o kadar yaygındır ki, adeta nefes almak gibidir.” Bu uzman şunları da eklemiştir: ‛Dedikodu insan tabiatının derin bir parçasıdır.’

Evet, dedikodu sık sık insan tabiatının çok karanlık bir yüzünü, isimleri lekelemekten, gerçekleri saptırmaktan ve kişilerin yaşamına zarar vermekten zevk alan bir yüzünü açığa çıkarmaktadır. Bununla birlikte dedikodu temelde kötü değildir. Plansız konuşma ya da çene çalmanın olumlu bir yanı da vardır. Zararlı dedikodu ile zararsız dedikodu arasındaki çizgiyi nereden çizeceğini bilmek, hem başkalarını mağdur etmekten kaçınmak, hem de kendinizi mağdur duruma düşmekten korumak için anahtardır.

[Sayfa 4’teki resim]

Daldırma iskemlesi, yerel yönetimlerin dedikoducularla mücadelesinin bir kısmıydı

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş