Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 9/92 s. 18-21
  • Hakikatin İnsanları Değiştirme Kudreti

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Hakikatin İnsanları Değiştirme Kudreti
  • Uyanış!—1992
  • Benzer Malzeme
  • Bir Suçluyken Yehova’nın Bir Şahidi Olmak Üzere Hakikat Beni Nasıl Değiştirdi
    Uyanış!—1992
  • Kükreyen Bir Aslandan Uysal Bir Kuzuya
    Uyanış!—1999
  • Hakikate Kaçışım
    Uyanış!—1994
  • Kutsal Kitap Hayatları Değiştirir
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2012
Daha Fazla
Uyanış!—1992
g 9/92 s. 18-21

Hakikatin İnsanları Değiştirme Kudreti

“Erken tahliye edilen bir soyguncu yedi ay içinde 500 kez hırsızlık yaptı. Asgari on yıllık hapis cezası dolmadan dört yıl önce tahliye edilen bir ırz düşmanı, bir kadına tecavüz edip onu öldürdü. Şartlı tahliye edilen bir katil iki evi soydu ve üç kişiyi öldürdü.”—Reader’s Digest, Kasım 1990.

“Adalet Bakanlığının bugün yayımladığı bir incelemeye göre, devlet hapishanelerinden tahliye edilen mahkûmların yaklaşık yüzde 63’ü, ciddi bir suç yüzünden üç yıl içinde tekrar tutuklanmıştır.”—The New York Times, 3 Nisan 1989.

“Cezaevinin suçluları değiştiren bir yer olmasıyla ilgili ideal, tamamen doğru değildir. Hapishaneler ‛suçlular deposu’yla ‘suçlular okulu’nun bileşimidir.”—Toronto Sunday Star, 20 Mart 1988.

New York Kentin’in Rikers Island Hapishanesi müdürü şunları söyledi: “19 yaşında bir genç tutuklanarak buraya getirilir, o bir soygunda gözetleme görevi yapmıştır. Fakat buradan çıktığı zaman, gözetleme görevi yapan biri olarak kalmayacaktır. Gelecek sefer, tetiği çekmeye hazır bir gangster olacaktır.”—New York dergisi, 23 Nisan 1990.

“Hapishane kapıları bir tür döner kapı durumuna geldi: mahkûmların üçte ikisi tahliyelerinden sonraki üç yıl içinde tekrar tutuklandı.”—Time dergisi, 29 Mayıs 1989.

YUKARIDAKİ açıklamaların hiçbiri yeni değildir. Hapishanelerin insanları değiştirmediği eskiden beri bilinen bir gerçektir. Fakat hakikat değiştirebilir. Ron Pryor buna bir örnektir.

Ron her güne ailesiyle birlikte Mukaddes Kitaptan bir ayet okuyarak başlar. Evliliği barış içinde ve sevgi doludur. Evi düzenli ve temizdir. Onların iki oğlu örnek öğrencilerdir—uyuşturucu ve alkolden uzak, problemsizdirler. Onlar şu anda kendi başlarına yaşıyor ve İsa’nın takipçilerine özgü faaliyetlerle meşgul oluyorlar. Ron ve eşi Arlynn’e gelince, onlar İsa’nın takipçileri olarak toplum yararına gönüllü hizmet yaparak vakitlerini değerlendiriyorlar. Başkalarına hizmet eden yararlı insanlardır.

Bununla birlikte, 1970 yılında, Ron Pryor cinayet suçundan yargılandığından hapishanede bulunuyordu. Suçlu bulundu, mahkûm edildi ve bir devlet cezaevinde yatmaya başladı. Bu, onu sık sık hapishaneye götüren uzun suçluluk kariyerinin doruğu idi. Fakat bırakalım Ron kendi öyküsünü kendisi anlatsın.

“Hatırladığıma göre, bana verilen ilk ‘hapis cezası’ çamaşır ipine bir tasmayla bağlanmamdı. Daha üç ya da dört yaşlarındayken, başıboş dolaşma isteği sanki içime programlanmıştı. Yalnız başıma çıkıyor, kayboluyor ve polis tarafından bulunarak tekrar eve getiriliyordum. Annem en sonunda, bundan vazgeçmediğim takdirde beni evden alıp hapsetmeleri için bir öksüzler yurduna telefon edeceğini söyledi. Ağlayarak avluda oturup birinin gelip beni almasını bekledim. Fakat kimse gelmedi. Bunun yerine annem beni çamaşır ipiyle bağladı.

“Büyüdükçe başım sürekli belaya giriyor ve karşılaştığım her problemde çözüm olarak şiddete başvuruyordum. Kendimi şaşırmış, hayal kırıklığına uğramış ve reddedilmiş hissettim. Neyin doğru neyin yanlış olduğu hususunda duygusuzdum. Bana, vicdanın değil, duygularımın rehberlik etmesine izin verdim. Öğretmenler benden kurtulduklarına sevindikleri için, okuldayken sınıflarımı kolayca geçtim. Yedinci sınıftayken okulu terk edip evden kaçtım. Kötü arkadaşlar arasına düştüm ve Mukaddes Yazıların uyardığı gibi, bu başımı daha büyük belalara soktu.—I. Korintoslular 15:33.

“Çok geçmeden çamaşır ipiyle bağlanmanın yerini ıslahevleri aldı. Fakat bunlar benim karakterimi değiştirmedi. Bu okullardan kaçıyor ve tekrar yakayı ele veriyordum. Virginia’daki bir okuldan kaçtıktan sonra, bir kamyonet çaldım ve sonra tutuklandım. Araba hırsızlığı suçlamalarından dolayı, Jenkins adında bir hâkimin önüne çıktığımda çaldığım kamyonetin Hâkim Jenkins’e ait olduğunu anladım! O zaman sadece 16 yaşındaydım, fakat ıslah olmaz biri olduğum beyan edilip bir yetişkin gibi yargılandım. İki yıl hapis cezasına çarptırıldım.

“Hapishaneden çıktıktan sonra, 20 yaşlarındayken bir motosiklet satın aldım. Onun bana verdiği kudret duygusu beni adeta büyüledi; fakat bu da yetmedi. Daha sonra Pagans grubuna katıldım—bu, daima bela arayan ve sürekli olarak bir kavga başlatma hevesinde olan bir motosiklet çetesiydi. Onlara tamı tamına uymuştum.

“Daha sonra kamyon sürücüsü olarak Florida’dan başka eyaletlere tarım ürünleri taşımaya başladım. Artık Pagans grubuyla beraber değildim, fakat 1969 yılında Virginia’dan geçerken, Pagans çetesinden olan bazı eski arkadaşlarıma rastladım. Bu olayı kutlamaya başladık—şarap içtik ve uyuşturucu kullandık. Bir tartışma başladı ve gittikçe büyüdü, bunun sonucu çıkan meydan kavgasında, alkol ve uyuşturucuların etkisi altındayken bir adamı silahla vurup öldürdüm. Kötü arkadaşlıkların başka bir meyvesi daha! Sonra, cinayet masasından iki memur beni sorguya çekti, adamı öldürdüğümü itiraf ettim. Yıl, 1970 idi.

“Cezaevinde duruşmamı beklerken bile dik kafalı bir baş belası idim. Örneğin, görevli bir mahkûm bir sabah kahve dağıtıyordu. Genellikle birini daha sonra kullanmak üzere herkese iki bardak verirler. O sabah, ikinci bardağımı kahve termosunun altına koydum, fakat o ‛yeterli kahve yok’ dedi. Bana vereceği kahveyi başka birine vermek istediği kanaatindeydim. Ona, ‛demek bu sabah yeterli kahven yok, ha?’ diye sorduktan sonra, ‛düşündüğün gibi’ cevabını aldım. ‘O halde, bana verdiğini de geri al’ diyerek kahveyi yüzüne fırlattım ve sonuç olarak kendimi hücre hapsinde buldum.

“Böylece, iki buçuğa üç metre ebadında ve penceresiz olan o hücrede durmadan daireler çizerek dolaşıyordum. Hayatımda ilk kez gerçekten düşünmeye başladım. Bir sürü soru geldi aklıma. Örneğin, ‛Hayatım neden böyle her zaman karmakarışık bir durumda? Neden sürekli hapishaneye girip çıkıyorum? Neden şu anda bu hücrede bulunuyorum? Neden yaşıyorum? Neden? Neden? Neden?’ Sorular yağmur gibi yağmaya devam etti, fakat onlara cevap veremedim. Sonra kendime şunları söyledim: ‛Şu anda çaresiz durumdayım. Gidecek hiçbir yer kalmadı. Eğer bir Tanrı varsa—beni gören, var olduğumu bilen, ben bile kendimi anlayamadığım halde beni anlayan bir Tanrı! Ey Tanrı, eğer varsan, eğer varlığımın farkında isen, eğer yapabileceğim bir şey varsa .... lütfen bana bir şey söyle, herhangi bir şey!’

“Bulunduğum hücrede bir Mukaddes Kitap vardı. Kendi kendime, ‘hiç olmazsa bu bir başlangıçtır’ diye düşünerek onu okumaya başladım. Ne okuduğumu hatırlamıyorum. Sadece, onu okuduğumu ve hiçbir şey anlamadığımı hatırlıyorum. Bir hafta içinde tekrar normal hücrelerin bulunduğu bloka döndüm. Hücrelerden biri açıktı, iki yatak da boştu. Beni oraya koydular, iki gün sonra yanıma başka bir mahkûm daha geldi. O zaman Mukaddes Kitabı okuyup onu anlamaya uğraşıyordum. Okuduğumu görerek bana şunu sordu: ‛Mukaddes Kitabı anlamak ister miydin?’ ‛Evet!’ diye cevap verdim. ‛Sana yardım edecek bir kitap bulacağım.’ Hemen Yehova’nın Şahitlerinden biriyle irtibat kurdu—bir zamanlar onlarla tetkik etmişti—ve çok vakit geçmeden bana Ebedi Hayata Sevk Eden Hakikat kitabını verdi. Bu, 1970 yılının Temmuz ayında oldu.

“Okumaya başladım, onu başından sonuna kadar okudum. Her şeyi anlamadım, fakat mantıklı şeylerdi. Yehova’nın Şahitleri gelip benimle tetkik ettikleri zaman, yalnız başıma hücredeyken kendime sormuş olduğum tüm sorular teker teker yanıtlanıyordu. Yaşamımda ilk kez doğru ve yanlışın ne olduğuna dair biraz anlayışa sahip oldum. Bu ruhi gıdayı daha fazla aldıkça, ‛ayırt etme yeteneklerini kullanmak suretiyle doğruyu ve yanlışı ayırt etmenin öğrenimini yapmış olanlara’ daha fazla benzemeye başladım. (İbraniler 5:14) Vicdanım harekete geçmeye, canlanmaya başladı!

“Birdenbire elde etmiş olduğum bu hakikat bilgisi, düşünme tarzımı tamamen değiştirdi. O kitabı 24 saat içinde okumuştum. Hemen bir aşırılıktan diğerine koşmaya başladım. Mahkûm arkadaşlarımın, öğrenmiş olduğum hakikatleri görmelerine yardım etmeye kararlıydım. Herkesin bu konuda benim gibi heyecan duyacağını düşündüm. Fakat böyle olmadı. Daha önce diğer mahkûmlar için bir baş belası idim ama şimdi onları daha çok öfkelendiren biri oldum. Benim böyle olacağım hiç kimsenin aklından geçmezdi. Yehova’nın Şahitleri benimle tetkik etmek üzere ilçe cezaevine gelmeye devam ettikçe, vaaz ederken giderek daha fazla takt kullanmaya başladım.

“Sayısız değişiklikler yaptım ve iki ay içinde, iyi hal nedeniyle daha fazla özgürlüğe sahip oldum. Dışarı çıkmama bile izin verdiler ki, geçmiş sabıkalarımı ve neden orada bulunduğumu göz önünde tutarsak, bu duyulmamış bir şeydir. Mukaddes Kitaptan öğrendiğim prensipler etkisini göstermeye başladı. Tanrı’nın Sözünden gelen hakikat suları, resullerin günlerinde olduğu gibi, yıkama işini yerine getiriyordu. Onun insanları değiştirme kudreti I. Korintoslular 6:9-11’de şu şekilde tanımlanmaktadır:

“‛Yahut bilmez misiniz ki haksızlar Allahın melekûtunu miras almıyacaklardır? Aldanmayın; ne zaniler, ne putperestler, ne facirler, ne muhannesler, ne lûtiler, ne hırsızlar, ne tamakârlar, ne ayyaşlar, ne sövücüler, ne de gasıplar Allahın melekûtunu miras alacaklardır. Ve bazılarınız böyle idiniz; fakat yıkandınız.’

“Nihayet duruşma zamanı geldi. Cinayet nedeniyle 20 yıl hapse mahkûm edildim. 1971 yılında, azami güvenlik tertibatı olan bir hapishaneye gönderildim. Orada Yehova’nın Şahitleriyle Mukaddes Kitabı tetkik etmeye yeniden başladım. Davranışlarım göze çarpar bir şekilde değişti. Çok geçmeden bu yeni hapishanede güvenilen biri durumuna geldim ve bana ara sıra izin vermeye başladılar. Bu izinlerimin birinde, yanında kaldığım Şahide: ‛Vaftiz edilmeme ne engel var?’ diye sordum. Yöresel cemaate danıştıktan sonra bana şu cevabı getirdi: ‛Hiç bir şey.’ Böylece 1973’te, bir akşamüstü, yakındaki bir çiftlikte ineklerin su içtikleri küçük bir gölde vaftiz edildim. Vaftizci Yahya tarafından Erden Nehrinin sularına batırılırken İsa’nın yaptığı gibi, ben de suya inerken dua ettim.

“Vaftizimden sonra hızlı bir ruhi ilerleme kaydettim. Yöresel cemaatte düzenlenen Konuşma Yeteneğini Geliştirme İbadetine kaydoldum. Tabii kişisel olarak orada hazır bulunamazdım. Okulda bana verilen görevleri banda aldım ve sonra bunlar cemaat önünde çalındı. Okulu yöneten, ilerlememe yardım etmek amacıyla gerekli öğütleri bana geri gönderiyordu. Hapishanede, diğer mahkûmların da katılabileceği haftalık toplantılar yapıyorduk.

“Sürekli olarak yeni ayetler öğrenerek Mukaddes Kitap bilgimi artırıyordum. Bunlar, resul Pavlus’un Koloseliler 3:9, 10’da sözünü ettiği değişimi takdir edene kadar, beni, hayatım boyunca yaşamış olduğum ahlak bataklığından çıkaran basamaklar gibiydi: ‛Eski kişiliği alışkanlıklarıyla beraber üzerinizden çıkarın ve tam bilgi vasıtasıyla onu yaratanın suretine göre yenilenmiş olan şahsiyeti giyin.’

“1978’de üçüncü kez Tahliye Komisyonu önündeki duruşmaya çıkma vaktim yaklaşıyordu. İşlediğim suçlar ağır olduğundan iki kez bu Komisyon tarafından reddedilmiştim. Bu kez Komisyon, Şahitlerden ve başka kişilerden, yapmış olduğum değişikliklere tanıklık eden yaklaşık 300 mektup aldı.

“Erken tahliye edilme şansım büyük göründüğü için, evlenme olanağı üzerinde düşündüm. İki çocuklu dul bir Şahit olan Arlynn, cezaevinde bulunduğum zaman bana mektup yazıyor ve iki oğlu ile birlikte beni ziyarete geliyordu. Zamanla birbirimize aşık olduk. Ben 1 Şubat 1978’de tahliye edildim. Kısa bir süre sonra, yani 25 Şubat 1978’de evlendik. Şimdi, 14 yıl sonra hâlâ mutlu bir çiftiz. Oğlumuzun biri evli ve Yehova’nın faal bir Şahididir. Diğeri ise, Yehova’nın Şahitlerinin Brooklyn, New York’taki dünya merkezinde dolgun vakitli bir hizmetçi olarak çalışıyor.

“Dualarıma cevap verildi. Sıkıntılı zamanlarda bana böylesine yardım eden tüm birader ve hemşirelerime içtenlikle teşekkür ediyorum. Sahip olduğum tüm mutluluğu, mutlu Tanrı Yehova’ya borçluyum.—I. Timoteos 1:11.

“Bununla birlikte, geçmişte işlemiş olduğum günahlardan dolayı vicdanen rahatsızım. Geriye, geçmişteki rezil yaşam tarzıma dönüp bakarken tiksiniyorum. Beni affetmesi için Yehova’ya sayısız kereler dua ettim ve O’nun bunu yaptığını hissediyorum. Geçmişte kendilerine karşı haksızlık yaptığım insanların da, yüreklerinde beni affedebilme kuvveti bulmalarını ümit ederim. Ve özellikle, canına kıymış olduğum adamın Yehova tarafından diriltileceğini ve Tanrı’nın Cennet yeryüzünde ebediyen yaşama ümidine sahip olacağını ümit ederim. Bu muhakkak sevincimi tamamlayacak!”

Hapishane parmaklıklarının ve hücre hapsinin başaramadığını, Mukaddes Kitabın hakikati başardı. Bu hakikat, Ron Pryor’un suça yönelik eski kişiliğini atmasını ve İsa’nın takipçisine yakışır yeni bir kişilik giymesini mümkün kıldı. Neden acaba? Çünkü insanları değiştirme kudreti de içinde olmak üzere “Allahın kelâmı canlıdır ve müessirdir.”—İbraniler 4:12.

[Sayfa 19’daki pasaj]

Çaldığım kamyonet Hâkim Jenkins’e aitti!

[Sayfa 20’deki pasaj]

Hücrede bir Mukaddes Kitap vardı. Onu okumaya başladım

[Sayfa 20’deki pasaj]

Cinayet yüzünden 20 yıl hapse mahkûm edildim

[Sayfa 21’deki resim]

Bugünkü Ron Pryor ve eşi Arlynn

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş