Mukaddes Kitabın Görüşü
Kötülükten Kim Sorumludur?
KADIN evine girdiğinde, bir şeylerin yolunda olmadığını hemen hissetti. Evin etrafına kısaca bir göz atması karanlık şüphelerini doğruladı—televizyon, müzik seti, bazı giysiler ve başka eşyalar eksikti. Daha sonra aklına dehşet verici bir düşünce geldi; ‛Ya hırsızlar hâlâ evdeyse ne olacak?’ Polisi aramak üzere komşu evin güvenli ortamına kaçtı. Evet, o, suçun bir başka kurbanıydı.
Siz şahsen suça maruz kalmadıysanız da, muhtemelen böyle birini tanıyorsunuzdur. Bu, bütün dünyada gönülsüz oyuncular tarafından sık sık oynanan bir sahnedir. Birleşmiş Milletler Suçu Önleme ve Kontrol Altına Alma Kurulu tarafından yapılan bir araştırmaya göre, kayıtlara geçen suç oranı, ulusal ekonomi ve nüfusla ilgili rakamlardan daha hızla yükseliyor.
Her yerde samimi ve dürüst yürekli insanlar dünyayı bozan suçlar, korkunç suikastler, adaletsizlik ve yolsuzluk nedeniyle üzülüyor, ayrıca hedef gözetmeden yapılan şiddete kurban gidecekleri korkusuyla çaresiz kalıyor. Birçoğu ‛Tanrı buna neden son vermiyor?’ diye soruyor.
Bu yerinde bir sorudur ve Mukaddes Kitap bunun cevabını verir. Bununla beraber, bu cevabı anlamak için, kötülüğün kaynağını, asıl sebebini bilmek önemlidir.
Tanrı Sorumlu Değildir
Mukaddes Kitap yazarı Pavlus şöyle sorar: “Acaba Allahta haksızlık var mıdır? Hâşâ.” (Romalılar 9:14) Fakat bazıları, Tanrı her şeye kadir olduğundan, tüm olup bitenlerden O’nun sorumlu olduğunu düşünebilir. Bu böyle değildir. Düşünün: Bir mimar, güzel, aynı zamanda kullanışlı bir binanın planını yapıyor. İşçilik en yüksek kalitede ve kullanılan malzemeler en iyisi. Bununla beraber, kiracılar binayı harap ediyor ve kötü kullanıyor. Çok geçmeden, binada büyük bir onarım ihtiyacı başgösteriyor. Elbette siz de, binanın bu üzücü durumundan planlayıcı veya yapıcının değil, kiracıların sorumlu olduğunu kabul edeceksiniz. Günümüzde insanlık ve yeryüzüyle ilgili durum da böyledir. Tesniye 32:4, 5’in açıkladığı gibi, Yehova’nın işi tamdır. “Bütün yolları haktır; sadakat Allahıdır ve haksızlık etmez.” Öyleyse bugün yeryüzündeki sorunların çoğundan kim sorumludur?
Kayıt devam ediyor: “Ona [Tanrı’ya] karşı fesat ettiler . . . . onların ayıbıdır (kusur onlarındır).” Gerçekten, bugün dünyadaki sorunların birçoğu, doğrudan insanlığın kendi zayıflığı veya belki de inatçılığının sonuçlarıdır. Bununla beraber, kötülüğün çok daha büyük başka bir kaynağı ve sebebi vardır.
Açığa Vurulan Gerçek Sebep
Vahiy 12:9’da, “bütün dünyayı saptıran” İblis Şeytan’ın yeryüzü dolaylarına atıldığını okuyoruz. Sonuç nedir? Aynı babın 12. ayeti şöyle devam eder: “Vay yere ve denize, çünkü İblis vaktinin az olduğunu bilerek büyük gazapla size indi.” Öyleyse, yeryüzünü dolduran adaletsizlikleri kışkırtan o, büyük Düşmandır. Gerçi, gösterdiği çabada onunla işbirliği yapan fertler vardır, fakat yine de o, “başlangıçtan katil” diye tanımlanan kişidir. (Yuhanna 8:44) Kutsal Yazılar bize, insanın problemlerinin asıl sebebinin İblis Şeytan olduğunu gösterir. Sadece buna sebep olmakla kalmamış, fakat bu “son günlerde” çabalarını artırarak, kötülüğü devamlı kışkırtmıştır. (II. Timoteos 3:1-5, 13) Öyleyse kötülüğün sebebi Yehova Tanrı değildir. Fakat acaba insanlığın ıstırabını sona erdirecek kadar bizimle ilgileniyor mu?
Tanrı Kötülüğü Durduracak Mı?
Evet, ilgileniyor ve kötülük ve ıstıraba bir son verecek. O sevgi Tanrısıdır ve sevgi dolu bir Baba olarak, çocuklarının ihtiyaç ve isteklerini karşılamayı bilir ve bunu ister. (Mezmur 145:16; I. Yuhanna 4:8-10) Tanrı’nın bunu henüz yapmamış olması, bir ilgisizlik belirtisi değildir. Aksine, Kendini tutması ve tahammülü, O’nun Her Şeye Kadir ve Her Şeyi Bilen olduğunun delilidir. O, bu kötü sistemi sona erdirmenin en uygun vaktini bilir ve en doğru zamanda bunu yapacaktır.
Bu, hamile bir kadının durumuna benzetilebilir. O, bebeğin dünyaya gelişi konusunda endişeli olmakla birlikte, aşırı derecede vesveseye de hiç gerek olmadığını bilir. Rahmindeki bebeğin tam olarak gelişebilmesi için belirli bir sürenin gerektiğini anlar. Şüphesiz, hamilelik süresince bazı endişe ve rahatsızlıklar olacaktır, fakat sağlıklı, tam olarak gelişmiş ve tam vaktinde doğan bir bebek, bütün bu sıkıntı ve bekleyişe değer.
Mukaddes Kitapta tarif edilen muhteşem, yeni barış dünyası için de durum böyledir. Tanrı’nın Gökteki Krallığı şimdi mevcut olan adaletsiz dünyayı ortadan kaldırarak insan işlerine müdahale ettikten hemen sonra, bu dünya gelecektir. O zaman, bütün kötülükler geçmişte kalacak. Istırap, acı, hastalık ve ölüm—bütün bu şeyler bitmiş olacak. (Vahiy 21:3, 4) Bütün bu ıstıraptan sorumlu olanlar da yok edilecek. Şeytan ve cinleri, aynı zamanda onun sisteminin bir kısmı haline gelen kişiler ortadan kaldırılacak.—Malaki 4:1; Vahiy 20:1-4.
Artık, makalenin başında belirtilen kadın gibi, hiç kimse eve yalnız gelmekten çekinmeyecek. Onun ve kocasının söylediği gibi: “Evimize gizlice girilmesinden sonra, bir alarm sistemi döşedik. Bu hırsızlık olayının üzerinden birkaç yıl geçtiği için, artık bu konuda o kadar endişe çekmiyoruz. Fakat gerçek barış ve güvenliğe ancak gelecekte, Tanrı’nın Gökteki Krallığının yönetimi altında sahip olacağımızı biliyoruz.”
Çok yakında gelecek olan bu günler başlayana kadar, şimdi sahip olduğumuz vakti akıllıca kullanmamız gerekiyor. Petrus bize, “Rabbimizin sabrını kurtuluş saymamızı” söyledi. (II. Petrus 3:15) Bu harikulade ümit hakkında insanlarla konuştuğumuzda, ‛hem kendimizi hem de bizi dinleyenleri kurtaracağımız’ için, bu aynı zamanda başkalarının da kurtuluşu demek olacaktır. (I. Timoteos 4:16) Şimdi bizim için zaman, kötülüğün geçmişe ait bir şey olacağı o yeni dünyada yaşayacak insanlar gibi olmamızı sağlayacak nitelikleri geliştirmeye çalışma zamandır. (Mezmur 37:9-11) Sadece sorularımıza cevap bulmak amacıyla değil, aynı zamanda yaşamımızı Tanrı’nın iradesiyle uyumlu hale getirmek üzere ihtiyaç duyduğumuz rehberliği elde etmek için de Mukaddes Kitabı araştırmalıyız.
[Sayfa 12’deki resim]
Dante’nin İlahi Komedisi için Doré’nin yaptığı Lucifer resmi