Yeni Bir Dünya Bir Gün Gelecek mi?
ON ÜÇ NİSAN 1991’de, Amerika Birleşik Devletlerinin o zamanki başkanı George Bush, Montgomery’de (Alabama) “Yeni Bir Dünya Düzeni Olasılığı” başlıklı bir konuşma verdi. Kapanışta şunu belirtti: “Yüz yüze geldiğimiz bu yeni dünya . . . . harika bir keşif dünyasıdır.”
İki ay sonra, The Bulletin of the Atomic Scientists adlı yayın, Doğu Avrupa’daki komünist rejimin çökmesiyle, “barış, adalet ve demokrasiye dayalı yeni bir dünya düzeninin çok yakın göründüğünü” yazdı.
Yeni bir dünya hakkındaki bu tür konuşmalar 1993’te de devam etti. Ocak ayında, The New York Times gazetesi nükleer silahların azaltılmasını öngören bir antlaşma hakkında şunları bildirdi: “Bu durum, başkan Bush’un iyi seçilmiş sözlerle ifade ettiği gibi, ‘Amerika ve Rusya’yı yeni bir umut dünyasının eşiğine’ getiriyor.”
İki hafta sonra ABD’nin yeni başkanı Bill Clinton, göreve başlarken yaptığı konuşmada şunu bildirdi: “Eski düzenin geçmekte olduğu bugünlerde, yeni dünya daha özgür, fakat daha istikrarsızdır.” Hatta şu iddiada bile bulundu: “Bu yeni dünya milyonlarca Amerikalının yaşamını şimdiden zenginleştirdi.”
Böylece daha farklı, daha iyi bir yeni dünya üzerine çok konuşmalar yapıldı. Bir hesaba göre, George Bush, halka hitap ettiği konuşmalarda oldukça kısa bir dönem içinde 42 kez “Yeni Bir Dünya Düzeni”nden söz etti.
Fakat, bu tür konuşmalar yeni mi? Daha önceleri hiç duyulmadı mı?
Aslında Yeni Değil
Birinci Dünya Savaşının hemen ardından, Mayıs 1919’da, Amerika Mesih Kiliseleri Federal Konseyi, Ohio’da, (Cleveland) ‘yeni ve daha iyi bir dünya olasılığının’ ilan edildiği bir toplantı düzenledi. Konuşmacılardan biri şunları öne sürdü: “Bu öyle bir dünya olacak ki, orada rekabet ilkesinin yerini ortaklık ve arkadaşlık ilkesi alacak. Bu, birlik ilkesinin, ayrılık ilkesinin yerini alacağı yeni bir dünya olacak . . . Bu öylesine yeni bir dünya olacak ki, orada kötüye karşı verilen savaş dışında, her tür düşmanlığın yerine kardeşlik ve dostluk geçecek.”
Kiliseler bu yeni dünyanın ne şekilde geleceğine inandılar? Mukaddes Kitapta vaat edilen Tanrı’nın Gökteki Krallığının yönetimi vasıtasıyla mı? Hayır. Onlar, böyle yeni bir dünyayı getireceğini düşündükleri politik bir teşkilata bel bağladılar. Bir kilise lideri, “bugün burada Milletler Cemiyeti olarak adlandırdığımız kuruluş, tüm Hıristiyan imanımızın ve dünyadaki çabalarımızın kaçınılmaz ve vazgeçilmez bir sonucudur” dedi. Hatta o dönemin kilise liderleri, Milletler Cemiyetini, “Tanrı’nın Krallığının yeryüzündeki siyasal ifadesi” olarak adlandırarak desteklediler.
Öte yandan, Almanya’da güçlü bir lider olan Adolf Hitler, Milletler Cemiyetine karşı çıktı ve 1930’larda Almanya’nın Üçüncü Reich’ını kurdu. Hitler, bu İmparatorluğun bin yıl süreceğini ve Mukaddes Kitabın yalnızca Tanrı’nın Gökteki Krallığının yapabileceğini söylediği işleri başaracağını iddia etti. O, “İşe gençlerle başlıyorum. Onlarla yeni bir dünya kurabilirim” dedi.
Hitler, Nazilerin gücünü göstermek için Nürnberg’de muazzam bir stadyum yaptırdı. 300 m. uzunluğundaki bir sahnenin üzerine anlamlı olarak 144 adet dev sütun dikildi. Neden 144 sütun? Mukaddes Kitap, “Kuzu” İsa Mesih ile beraber hüküm sürecek olan 144.000 kişiden söz eder ve onların hükümdarlığının bin yıl süreceğini söyler. (Vahiy 14:1; 20:4, 6) Nürnberg stadyumuna 144 sütunun dikilmesi herhalde sayısal bir rastlantı değildir; çünkü Nazilerin Mukaddes Kitabın dilini ve sembollerini kullandıkları çok iyi belgelenmiştir.
Mukaddes Kitabın yalnızca Tanrı’nın Gökteki Krallığının başaracağını söylediği şeyleri gerçekleştirmek amacıyla gösterilen insan çabalarının sonucu acaba ne oldu?
İnsan Çabalarının Başarısızlığı
Tarih, Milletler Cemiyetinin barış dolu yeni bir dünya meydana getirmekte başarısızlığa uğradığını kesin şekilde kanıtlar. Bu teşkilat, milletlerin II. Dünya Savaşına girmeleriyle çöktü. Bundan başka, Üçüncü Reich da kuruluşundan 12 yıl sonra harabeye döndü. Bu, insan ailesinin yüz karası olan tam bir başarısızlıktı.
Tarih boyunca insanların barış dolu yeni bir dünya yaratma çabaları sürekli başarısızlığa uğradı. ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger şöyle dedi: “Bir zamanlar var olan her uygarlık sonunda yıkılmıştır. Tarih boşa giden çabaların ve gerçekleşmeyen emellerin öyküsünü anlatır.”
Dünya liderlerinin son zamanlarda çığırtkanlığını yaptığı yeni dünya düzeni için ne denebilir? Etnik şiddet olaylarındaki patlama böyle bir yeni dünya fikrini gülünç duruma getirdi. Örneğin, geçen Mart ayının 6’sında, köşe yazarı William Pfaff durumu alaya alarak şöyle yazdı: “Yeni dünya düzeni gelmiştir. Askeri tecavüzleri, saldırıları, etnik temizlik eylemlerini, kabul edilebilir uluslararası hareketler olarak kutsamasıyla, gerçekten de yenidir.”
Komünizmin yıkılışından beri süregelen dehşet verici kavga ve gaddarlıklar ürkütücü boyutlara ulaştı. Hatta geçtiğimiz yılın Ocak ayında, George Bush görevinden ayrılmadan kısa bir zaman önce şunu kabul etti: “Yeni dünya zaman içinde eskisi kadar tehdit edici olabilir.”
Umut İçin Neden Var mı?
Bu, durumun umutsuz olduğu anlamına mı gelir? Yeni bir dünya yalnızca arzu edilen bir düş mü? Açıkça görüldüğü gibi, insanların yeni bir dünya yaratmaları mümkün olmamıştır. Fakat Yaratıcı’nın bunu yapacağına ilişkin vaadi için ne denebilir? Mukaddes Kitap: “Biz onun [Tanrı’nın] vadine göre yeni gökler ve yeni yer bekliyoruz” diyor.—II. Petrus 3:13.
Tanrı’nın vaat ettiği yeni gökler, yer üzerinde hüküm sürecek yeni bir yönetimdir. Bu yeni yönetim, İsa’nın, gelmesi için dua edilmesini öğrettiği Tanrı’nın Krallığı, yani O’nun gökteki hükümetidir. (Matta 6:9, 10) Gökteki bu yönetim İsa Mesih ve onunla birlikte hüküm sürecek 144.000 yöneticiden oluşacak, yeni yeri ise, yeni bir insan toplumu oluşturacaktır. Evet, bu toplum Tanrı’nın yönetimini vefayla destekleyerek görkemli yeni bir dünyada yaşayacaktır.
Tanrı’nın Gökteki Krallık yönetimi, vaat edilen yeni dünya üzerinde hüküm sürecektir. Bunun için, bu yeni dünya insan yapısı olmayacaktır. Bir Mukaddes Kitap ansiklopedisi bu konuda şunları açıklar: “Tanrı’nın krallığı asla, insanların giriştikleri bir eylem ya da kurdukları bir krallık demek değildir. Bu krallık ne bir insanın, hatta ne de sadık Hıristiyanların başarısıdır; bu Tanrısal bir harekâttır.”—The Zondervan Pictorial Encyclopedia of the Bible.
Tanrı’nın Gökteki Krallığı altında yeni bir dünyanın geleceği kesindir. Onun geleceğine ilişkin vaade güvenebilirsiniz, çünkü onu “yalan söyleyemeyen Tanrı” verdi. (Titus 1:2) Tanrı’nın yeni dünyasının nasıl bir dünya olacağını lütfen bir düşünün.
[Sayfa 3’teki resim tanıtım notu]
Fotoğraf NASA