Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g94 Mart s. 11-13
  • Şiddet İçeren Çizgi Filmler Zararlı Mı?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Şiddet İçeren Çizgi Filmler Zararlı Mı?
  • Uyanış!—1994
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Zararı Var Mı?
  • Gizli Tehlikeler
  • ‘Eğlence İçin Şiddet’i Yasaklayın
  • Evde Konuşma Özgürlüğü—Tiktakları Duyulan Bir Saatli Bomba mı?
    Uyanış!—1996
  • Televizyon Ne Kadar Tehlikeli?
    Uyanış!—1998
  • TV İzleme Alışkanlığımı Nasıl Kontrol Altında Tutabilirim?
    Gençler Soruyor . . . Sorular ve Pratik Cevaplar
  • Savunmasız Seyirciler
    Uyanış!—2005
Daha Fazla
Uyanış!—1994
g94 Mart s. 11-13

Şiddet İçeren Çizgi Filmler Zararlı Mı?

LONDRA’DA yayımlanan The Times gazetesinde şöyle bir başlık vardı: “Bugs Bunny Okullardaki Kavgalardan Sorumlu Tutuluyor.” Gazete, bazı öğretmenlerin TV’deki çizgi filmlerde bulunan şiddet sahnelerini taklit ettiği öne sürülen gençlerin davranışı hakkında neler düşündüklerini kaydetti.

Bir ilkokulun başmuavini, “Çizgi filmlerin çoğu şiddet dolu, iyi adam sonuçta kazansa da, izlediği yol arzu edilenden çok uzak” diyerek görüşünü belirtti. Siz de TV’deki çizgi filmlerin gösterdiği eğilim hakkında aynı şeyleri hissediyor musunuz?

Şimdi videolar sayesinde yaygın şekilde elde edilebilen çizgi filmlerin giderek daha gözde hale gelmesi karşısında birçok ana-baba endişeye kapılmaktadır. Bazıları çocuklarında oluşan “çizgi film zihniyetinden” kaygı duymakta ve hatta çizgi filmleri şiddet, düzenbazlık ve itaatsizliği desteklemekle suçlamaktadır.

Ama bazı şiddet sahneleri içerseler de, çizgi film izlemek gerçekten zararlı olabilir mi?

Zararı Var Mı?

BBC’nin (British Broadcasting Corporation) tüzüğüne göre TV yapımcıları, çizgi filmler dahil olmak üzere programlarının sergilediği herhangi bir şiddet eyleminin yaratacağı etkileri dikkatle gözden geçirmelidirler. Resmi görüş şudur: “Şiddetin yol açtığı duygusal uyarılma, izleyicinin kendini olayla özdeşleştirme yeteneğiyle birlikte artar.”

Yapısı gereği çizgi filmler gerçekdışı olayları sergiler; öyleyse tehlike daha alt düzeyde mi? TV’deki çizgi filmleri tutkuyla izleyen çocukların çoğunun amacının eğlenmek olduğu açıktır. Çizgi filmler eğlendirir. Ama daha fazlasını da yapabilirler mi? Buna gerçekten evet diyebiliriz, çünkü her çizgi film kalıcı bir etki yaratabilir. Oxford Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gregory Stores, TV program dergisi olan TV Times’ta, çocukların kâbuslarında çokça gördükleri “canavarlar, hayaletler veya vahşi hayvanlar”ın bir kaynağının izledikleri çizgi filmler olduğunu söyledi.

Benzer şekilde, İngiliz hükümetinin yaptığı Screen Violence and Film Censorship (Ekranda Şiddet ve Film Sansürü) adlı araştırma, filmi izlerken çocuğun yanında bulunan kişilerin, filmin çocuk üzerinde bıraktığı etkiyi değiştirebildiğini kabul etmektedir. Böylece, gözetimsiz olarak çizgi film izlemek çocuklar için tehlike yaratabilir.

Aynı rapor, okul öncesi dönemde çocukların izledikleri şiddet dolu davranışları taklit etmeye yatkın olduklarını ve beş veya altı yaşlarından daha büyük çocukların, “bir tür duygusal ‘dürtü’” ile, öğrenmiş oldukları saldırgan davranışları uygulayacaklarını ileri sürmektedir.

Sonuç olarak, yayıncılar, televizyondaki şiddet sahnelerini izlemenin zamanla, özellikle her yaştaki “çocuklar üzerinde duyarsızlaşma ve olayları önemsememe etkisi” yaratabileceğini kabul ettiler. Bu, onları bizzat şiddet uygulamak üzere daha az duyarlı olmaya veya başkaları şiddete maruz kaldığında hissiz davranmaya yöneltebilir.

“Bugs Bunny” veya “Tom ve Jerry” tutkunu bir kişi, bu karakterleri ilk kez yıllar önce sinemada görmüş olabilir; belki şimdi bir anne veya baba olmuştur ve düğmeye bir dokunuşla, onların çağdaş maceralarını TV’de izleyebilir. Ama standartlar değişti. Çocuklarını düşünen ana-babalar, bugün gösterilen çizgi filmlerin içeriğini mutlaka denetlemeye çalışacaktır.

“Ninja Kaplumbağalar”ı ele alalım. Bu Amerikan film karakterleri Avrupalı birçok seyirci için fazla şiddetli bulundu. Sonuç olarak, bu çizgi film dizileri İngiltere’de gösterilmeden önce yeniden düzenlenirken, BBC bazı sahnelerini kesti. Japon savaşçılara atfettiği için “Ninja” kelimesini bile çıkardılar. Bunun yerine onları “Kahraman Kaplumbağalar” diye adlandırdılar.

Böyle olmakla birlikte, bazı ana-babalar duydukları huzursuzluğu dile getirdi. Bir anne Scotsman gazetesine şunları anlattı: “Çocuklar çok saf. Beş yaşında, kaplumbağa delisi bir oğlum var. Onu okuldan almaya gittiğimde oyun alanındaki çocukların birbirlerini tekmelemeye çalıştığını görüyorum.”

Beklenmedik şekilde, oyuncak mağazası sahipleri de ana-babalar ve öğretmenlerin duydukları endişeyi paylaşıyor. İngiltere’de bir mağaza, “karate tekmeleriyle birbirlerini dehşete düşüren, kanalizasyonlara gizlenerek ölüm tehlikesine atılan çocuklar” hakkında duyulan kaygı nedeniyle sürüngen savaşçıların satışını yasakladığını bildirdi. Başka tehlikeler de var mı?

Gizli Tehlikeler

Bir gazete, “Kaplumbağalar” çizgi filmi ve onunla ilgili ürünlerin pazarlanması arasındaki bağlantıyı şöyle tanımladı: “Çocuklara yönelik ürünlerde şimdiye kadar uygulanmış pazarlama hilelerinin, çıkarcılık açısından belki de en başarılı olanı.” Böyle bir bağlantı yeni olmamasına rağmen, “Kaplumbağalarla ilgili yeni olan şey, piyasasının büyüklüğüdür.”

Böylece lisans sahipleri, çocukları kendi ürünlerine çekmek amacıyla çizgi roman ve tişört gibi, Kaplumbağalarla ilgili yaklaşık 400 ürünü satmaya çalışıyor. Şimdi düşünelim, eğer çizgi film izlemek çocuklar üzerinde bu ürünlere karşı böylesine bir istek uyandırıyorsa, bu çizgi filmlerde izledikleri sahnelerin de mutlaka bir etkisi olmalıdır! Bununla birlikte, bazıları bu yeni heveslerin geçici olduğunu söyleyebilir.

Böyle hevesler devam etmese bile, çok tutulan eski çizgi filmler çekiciliklerini korurlar. Londra’da yayımlanan The Times gazetesi, şunu ileri sürdü: “Ninja Kaplumbağalar gelip geçici olabilir, ama Tom ve Jerry kalıcıdır.” Öyleyse kendinize bazı sorular sormanız gerekebilir. Evinizde böyle çizgi filmler izlemek, çocuklarınıza orada gösterilen her davranışı onayladığınız fikrini veriyor mu? Hayvanlara zalimce davranılan sahneler için ne demeli? Tabii ki, çizgi filmlerin gerçek yaşamla bir tutulamayacağını söyleyebilirsiniz. Ama bugün çizgi filmlerin hangi düzeye geldiğini biliyor musunuz? Animatronik!

“Animatronik”, çizgi film fantezilerini gerçekmiş gibi gösteren elektronik bir sihirbazlıktır; çizgi filmi öylesine gerçek hale getirir ki, seyirciler çizgi film ile gerçeğini ayırt etmekte güçlük çeker. The Sunday Times Magazine, şunları belirtiyor: “Animatronik krallığı, yakın çekimde o kadar inandırıcıdır ki, fantastik film hilelerine alışkın olan en müşkülpesent izleyiciler bile, yapay bir doku ve sahte bir kırışıklığın pek farkına varmamaktalar.” Bu şekilde gösterilen şiddet sahneleri dehşet verici bir gerçekçiliğe sahiptir.

Aynı zamanda çağdaş çizgi filmlerin gelecek kuşağa sunduğu davranış standartlarını da düşünün. Londra’nın The Times gazetesi, birden herkesin tutkusu haline gelen yeni bir çizgi film karakterlerinin “geveze, haylaz ve başarısız kişilerden oluşan sevimsiz bir aile”nin üyeleri olduğunu bildirmektedir. Onların çekiciliği kısmen, kurulu düzene böylesine karşı olmalarından ileri geliyor.

Evet, ana-babalar, çocuklarınızın çizgi film izlemesi üzerinde düşünürseniz, endişelenmenizi gerektiren nedenler bulabilirsiniz. Öyleyse ne yapabilirsiniz?

‘Eğlence İçin Şiddet’i Yasaklayın

Bize hazır olarak sunulan eğlencenin avantaj ve dezavantajlarını değerlendirin. Bazı ana-babalar ailenin iyiliğini düşünerek TV’siz yaşamaya karar verdiler. Başkaları, çocuklarının izlemesine izin verdikleri programların olumlu ve olumsuz yönlerini onların tartmasına yardımcı oldular. Londra’nın The Independent gazetesi şunu açıklıyor: “Çocuk (hatta bir yetişkin) bir çizgi filme, reklama veya bir haber programına eleştirici ve çözümleyici açıdan bakabilmek üzere ne kadar bilinçlendirilmişse, medyadan kendine o kadar çok pay çıkaracaktır.” Şüphesiz çocuklarının bunu yapmasına yardımcı olmak üzere en uygun durumda olanlar, ana-babalardır.

Televizyonun aile yaşamına etkisi üzerine kısa zaman önce yapılan bir araştırma, iki farklı öğretim yöntemi üzerinde durdu. Bunlardan biri çocuğun başarma duygusuna seslenerek etkisini artıran, düşündürme ve açıklama yöntemidir. Diğer yöntemde ise, esas olarak ceza ve tehditler kullanılır. Bunların sonuçları neyi ortaya koydu?

Ana-babaları tarafından cezayla korkutulan çocuklar “antisosyal içerikli televizyon programlarını” tercih ederken, “anneleri tarafından daha çok düşündürme ve açıklama yöntemiyle disiplin edilen çocuklar” böyle sahnelerden “en az etkilenenlerdir.” Böylece, özen gösteren ana-babalar şiddet dolu çizgi filmler izlemenin neden akıllıca bir iş olmadığını çocuklarına açıklar. Ama gençlerin taklitçi doğduğunu unutmayın; bu, ana-babalara eğlence için şiddet izlemekten kaçınmakla ilgili ağır bir sorumluluk yükler. Eğer siz izlerseniz, çocuklarınız da izlemekte hiçbir sakınca görmeyecekler.

‘O zaman çocuklarımı nasıl eğlendirebilirim?’ diye sorabilirsiniz. Bir öneri: Eğlenceyi neden gerçek yaşamdaki hayvanları izlemekte aramayasınız? Oturduğunuz yer ailece ziyaret edebileceğiniz bir milli parka veya hayvanat bahçesine yakın mı? Eğer değilse evde her zaman seyredebileceğiniz, hayvanlarla ilgili uygun video kasetleri seçebilirsiniz.

Ne yazık ki, şu anda hiçbirimiz içinde yaşadığımız dünyanın şiddetinden kaçamayız. Fakat genç veya yaşlı olalım, istersek akıllıca davranıp, şiddeti kamçılayan herhangi bir şeyi izlemekten kaçınabiliriz.

[Sayfa 12’deki resim]

Çizgi filmler şiddeti destekliyor mu?

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş