Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g95 Nisan s. 12-17
  • Ruanda Faciasının Kurbanlarına Yardım Sağlamak

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Ruanda Faciasının Kurbanlarına Yardım Sağlamak
  • Uyanış!—1995
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Kurulu Düzenin Ani Sonu
  • Birbirlerine Yardım Etmeye Çalıştılar
  • Etnik Nefretten Uzak Kalmak
  • Tarif Edilmez Istırap
  • Istıraba Anında Müdahale
  • Hastalıklarla Başa Çıkmak
  • Minnettar, Ruhi Düşünüşlü Bir Toplum
  • Yardımın Sürmesine İhtiyaç Var
  • Kargaşanın Ortasında Hakiki Din Faaliyette
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1998
  • Korkunç Lavlardan Kaçışımız!
    Uyanış!—2003
  • Din ve Savaş
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2013
  • Yehova’nın Sağladığı Teselliyi Paylaşmak
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
Daha Fazla
Uyanış!—1995
g95 Nisan s. 12-17

Ruanda Faciasının Kurbanlarına Yardım Sağlamak

AFRİKA’NIN göbeğinde bulunan Ruanda, “Afrika’nın İsviçresi” olarak adlandırılmıştır. Ülkenin üzerinden uçarken gördükleri yoğun yeşillikler insanlarda Aden bahçesi izlenimi uyandırır. Ruanda’yı bir cennet olarak tarif etmelerine şaşmamak gerek.

Bir zamanlar, kesilen her ağacın yerine iki tane dikilirdi. Yılın bir günü yeniden ağaçlandırma işine ayrılmıştı. Yol kenarlarına meyve ağaçları dikilirdi. Ülke çapında seyahat etmek serbest ve kolaydı. Çeşitli illeri başkent Kigali’ye bağlayan karayolları asfalttı. Başkent hızla büyüyordu. Ortalama bir işçi, kazandığı parayla ay sonuna dek geçinebilirdi.

Ruanda’da, Yehova’nın Şahitlerinin faaliyeti de iyi gelişiyordu. 1994 yılının ilk aylarında 2.600’den fazla Şahit, Tanrı’nın Gökteki Krallığının iyi haberini ülkenin çoğu Katolik olan yaklaşık 8.000.000 sakinine götürmekle meşguldü. (Matta 24:14) Mart 1994’te Şahitler insanların evlerinde 10.000’den fazla Mukaddes Kitap tetkiki idare ediyorlardı. Kigali ve çevresinde 15 cemaat vardı.

Yehova’nın Şahitlerinin seyahat eden bir nazırı şöyle dedi: “Kasım 1992’de hizmet ettiğim cemaat sayısı 18’di. Fakat Mart 1994’te 27’ye yükselmişti. Öncülerin (dolgun vakitli hizmet edenlerin) sayısı da her yıl artıyordu.” 26 Mart 1994 Cumartesi günü, Mesih’in ölümünün Anılmasında 9.834 kişi hazır bulundu.

Sonra, Ruanda’daki durum birdenbire feci şekilde değişti.

Kurulu Düzenin Ani Sonu

Altı Nisan 1994 günü saat 20:00 sıralarında, ikisi de Hutu olan Ruanda’nın ve Burundi’nin devlet başkanları Kigali’de bir uçak kazasında öldü. O gece başkentin her tarafında polis düdükleri duyuldu ve yollara barikatlar kuruldu. Sonra sabahın erken saatlerinde askerler ve palalı adamlar Tutsi kabilesinden olanları öldürmeye başladılar. Yehova’nın Şahitlerinin Kigali’deki şehir nazırı olan Ntabana Eugène, karısı, oğlu ve kızı ilk katledilenler arasındaydı.

Yehova’nın Şahidi olan Avrupalı bir aile, Tutsi olan birkaç komşusuyla Mukaddes Kitabı tetkik etmişti. Gözü dönmüş bu katiller evden eve giderken, bu komşulardan dokuzu Avrupalı ailenin evine sığındı. Fakat birkaç dakika içinde 40 kadar yağmacı eve girerek eşyaları parçalayıp mobilyaları alt üst etti. Maalesef, Tutsi komşular öldürüldü. Diğer aileye gelince, arkadaşlarını korumak için çaba gösterdikleri halde, kaçıp canlarını kurtarmalarına izin verildi.

Katliam haftalarca devam etti. Sonuçta tahminen 500.000 veya daha fazla Ruandalı öldürüldü. Özellikle Tutsiler olmak üzere, binlerce kişi hayatını kurtarmak için kaçtı. Yehova’nın Şahitlerinin Zaire’deki bürosu yardım malzemesine ihtiyaçları olduğunu Fransa’daki kardeşlere bildirdi. Zaire’deki büro şu açıklamayı yaptı: “Bir konteyner dolusu kullanılmış giysi istemiştik. Fransa’daki kardeşler bize beş konteyner dolusu, çoğu yeni olan giysiler ve ayakkabılar gönderdiler.” 11 Haziranda 65 ton kadar giysi gönderildi. Kenya şubesi de sığınmacılara giysi, ilaç ve yöresel dillerde dergiler gönderdi.

Temmuz ayına kadar, Ruanda Yurtsever Cephesi olarak adlandırılan Tutsilerin kontrolündeki kuvvetler, Hutuların kontrolündeki hükümet kuvvetlerini yenilgiye uğratmıştı. Ondan sonra, yüz binlerce Hutu ülkeden kaçmaya başladı. İki milyon veya daha fazla Ruandalı, komşu ülkelerde aceleyle kurulan kamplara sığınınca tam bir karışıklık doğdu.

Birbirlerine Yardım Etmeye Çalıştılar

Yehova’nın Şahitlerinin Kigali’deki Tercüme Bürosunda çalışan altı kişiden ikisi, Ananie Mbanda ve Mukagisagara Denise, Tutsiydi. Hutu kardeşlerin onları korumak için gösterdikleri çabalar birkaç hafta başarılı oldu. Ancak, Mayıs 1994’ün sonuna doğru bu iki Tutsi Şahit öldürüldü.

Yehova’nın Şahitleri hayatlarını tehlikeye atarak ve hatta feda ederek, farklı bir etnik kökenden olan iman kardeşlerini korumaya çalıştılar. (Yuhanna 13:34, 35; 15:13) Örneğin, Mukabalisa Chantal bir Tutsidir. Ruanda Yurtsever Cephesi mensupları kaldığı stadyumda Hutuları ararken, Hutu arkadaşlarını korumak için araya girdi. İsyancılar bu çabalarından dolayı kızdılarsa da, onlardan biri şöyle dedi: “Siz Yehova’nın Şahitleri arasında gerçekten sağlam bir kardeşlik var. Dininiz var olanların en iyisi!”

Etnik Nefretten Uzak Kalmak

Bu, Yehova’nın Şahitlerinin Afrika’nın bu bölgesinde yüzyıllardan beri süregelen etnik nefrete karşı tamamen bağışıklık kazandıkları anlamına gelmez. Yardım işine katılan Fransız bir Şahit şöyle dedi: “İman kardeşlerimizin bile, tarif edilmez katliamların ortaya çıkışında payı olan nefretin kendilerine bulaşmaması için büyük bir çaba göstermeleri gerekiyor.

Aileleri gözlerinin önünde katledilen kardeşlerle karşılaştık. Örneğin, İsa’nın takipçisi olan bir hemşire, kocası öldürüldüğünde sadece iki günlük evliydi. Bazı Şahitler çocuklarının ve ana-babalarının öldürüldüğünü gördüler. Şimdi Uganda’da bulunan bir hemşire, kocası dahil bütün ailesinin katledildiğini gördü. Bu olaylar, Yehova’nın Şahitlerinden her bir aileyi etkileyen duygusal ve fiziksel ıstırabı ortaya koyar.”

Toplam olarak yaklaşık 400 Şahit etnik kargaşada öldürüldü. Ancak onlardan hiçbiri iman kardeşleri tarafından öldürülmedi. Oysa, Katolik ve Protestan kiliselerinin Tutsi ve Hutu üyeleri binlerce kişi öldürdüler. Gayet iyi belgelenmiş olduğu gibi, dünya çapında Yehova’nın Şahitleri hiçbir şekilde bu dünyadaki savaşlara, ihtilallere veya benzer çatışmalara katılmazlar.—Yuhanna 17:14, 16; 18:36; Vahiy 12:9.

Tarif Edilmez Istırap

Geçen yaz, insanların çektiği neredeyse inanılmaz boyutlardaki ıstırapla ilgili görüntüler dünya çapında insanların gözleri önüne serildi. Yüz binlerce Ruandalı sığınmacının komşu ülkelere akın ettiği ve orada son derece sağlıksız koşullarda yaşadıkları görüldü. Fransa’dan yürütülen bir yardım kampanyasına katılan Yehova’nın bir Şahidi, kendisinin de içinde olduğu heyetin 30 Temmuz günü gördüğü durumu şöyle tarif ediyor:

“Çok dehşetli sahnelerle karşılaştık. Yol, kilometreler boyunca cesetlerle kaplanmıştı. Toplu mezarlar binlerce cesetle doldurulmuştu. Kaynaşan kalabalıkların içinden geçerken iğrenç bir koku duyuluyordu. Çocuklar cesetlerin yanında oynuyorlardı. Ölmüş ana-babalarının sırtlarına yapışmış hâlâ yaşayan çocuklar vardı. Böyle sahneler tekrar ve tekrar görülünce derin bir iz bırakıyor. İnsan kendini tamamen aciz hissediyor; dehşetin ve yıkımın büyüklüğü karşısında etkilenmemek mümkün değil.”

Temmuzun ortasında on binlerce sığınmacı Zaire’ye akın ettiğinde, Zaire’deki Şahitler sınıra gidip kardeşlerinin ve ilgililerin kendilerini tanımaları için ellerindeki Mukaddes Kitaba dayalı yayınları yukarı kaldırarak beklediler. Sonra, Ruanda’dan gelen sığınmacı kardeşler biraraya gelip kendilerine bakım sağlanan yakındaki Goma kentinde bulunan İbadet Salonuna götürüldüler. Yeterli ilaç ve gerekli donatım bulunmadığı halde, tıp konusunda deneyimli Şahitler hasta olanların acılarını hafifletmek için çok çalıştılar.

Istıraba Anında Müdahale

Yirmi iki Temmuz Cuma günü Fransa’daki Yehova’nın Şahitleri Afrika’dan bir SOS faksı aldılar. Bu faksta Ruanda’dan kaçan kardeşlerin içinde bulunduğu kötü durum anlatılıyordu. Notu aldıktan beş veya on dakika sonra kardeşler bir kargo uçağını yardım malzemeleriyle doldurmaya karar verdiler. Böylece hafta sonu yoğun bir hazırlıkla geçti. Tamamen deneyimsiz oldukları göz önünde bulundurulduğunda, kısa süre içinde bu kadar büyük bir yardım kampanyasını organize etmeleri daha da göze çarpar bir olaydı.

Parasal yardıma olan ihtiyaç muazzam şekilde karşılandı. Sırf Belçika, Fransa ve İsviçre’deki Şahitler 1.600.000 Amerikan Dolarından fazla bağışta bulundular. Gıda, ilaç ve hayatta kalmak için gerekli donatımı kapsayan yardım malzemesi satın alındıktan sonra, Yehova’nın Şahitlerinin Louviers’deki (Fransa) ve Brüksel’deki (Belçika) tesislerinde paketlenip etiketlendi. Yüklenecekleri hazırlayıp Ostend’e (Belçika) teslim etmek için Şahitler gece gündüz çalıştılar. 27 Temmuz Çarşamba günü 35 tonu aşkın malzeme havaalanında bir kargo uçağına yüklendi. Bir gün sonra çoğunlukla tıbbi malzeme içeren daha küçük bir parti eşya gönderildi. İki gün sonra, Cumartesi günü, yine başka bir uçak facia kurbanları için daha çok tıbbi malzeme götürdü.

Fransa’dan gelen ve aralarında bir tıp doktoru da bulunan Şahitler, gönderilen büyük parti malzemeden önce Goma’ya vardılar. Dr. Henri Tallet, 25 Temmuz Pazartesi günü Goma’ya vardığında, zaten yaklaşık 20 Şahit koleradan ölmüştü ve her gün başkaları ölüyordu. Yardım malzemeleri yaklaşık 250 kilometre uzaklıktaki Bujumbura (Burundi) yoluyla teslim edilmesi gerektiğinden, 29 Temmuz Cuma gününden önce Goma’ya ulaşamadı.

Hastalıklarla Başa Çıkmak

O sırada, Şahitler ve arkadaşlarından oluşan 1.600 kişi Goma’daki küçük İbadet Salonunun bulunduğu arsaya tıklım tıklım doluşmuşlardı. Bu kadar insan için tek bir tuvalet vardı, su yoktu, yiyecekleri ise çok azdı. Kolera olan onlarca kişi İbadet Salonuna tıkılmış durumdaydı. Ölüm oranı gittikçe yükseliyordu.

Kolera insanda aşırı sıvı kaybına neden olur. Gözler donuklaşmaya başlar ve daha sonra yukarı doğru kayar. Rehidratasyon [vücudun sıvı kaybını önleme] tedavisi zamanında başlatılırsa, kişi iki günde kendine gelir. Dolayısıyla, mevcut olan az miktardaki ilaçları kullanarak kardeşlerin sıvı kaybı giderilmeye çalışıldı.

Ayrıca, kardeşler, hasta olanları, hastalığı başkalarına bulaştırmamaları için diğerlerinden ayırmaya çalıştılar. Sığınmacıları Goma’daki korkunç koşullardan uzaklaştırmaya çabaladılar. Kivu Gölü yakınlarında tozdan ve havayı dolduran ceset kokusundan uzak uygun bir yer bulundu.

Tuvaletler kazıldı ve kesin sağlık kuralları konuldu. Bu, tuvaleti kullandıktan sonra elleri, su ve çamaşır suyu içeren bir tasın içinde yıkamayı kapsıyordu. Bu önlemlerin önemi vurgulandı ve insanlar kendilerinden istenilenleri kabul ettiler. Çok geçmeden ölüm saçan hastalığın yayılması yavaşladı.

Bir büyük parti yardım malzemesi 29 Temmuz Cuma günü ulaştığında, Goma’daki İbadet Salonunda küçük bir hastane kuruldu. 60 kadar portatif yatak ve bir su arıtma sistemi kuruldu. Ayrıca, Kivu Gölünün kıyısında bulunan Şahitlere de çadırlar götürüldü. Kısa bir süre içinde, derli toplu, düzenli şekilde sıralanmış 50 çadır kurdular.

Şahitler ve arkadaşlarından oluşan yaklaşık 150 kişi aynı anda ağır hastaydı. Ağustosun ilk haftasına kadar onlardan 40’ı Goma’da öldü. Fakat tıbbi malzeme ve yardım zamanında yetiştiğinden birçok can kurtarılarak daha çok ıstırap çekilmesi önlendi.

Minnettar, Ruhi Düşünüşlü Bir Toplum

Şahit sığınmacılar, kendileri için yapılanlar karşısında son derece minnettar kaldılar. Başka ülkelerdeki iman kardeşleri tarafından gösterilen sevgiden ve gerçekten uluslararası bir kardeşliğe ait olduklarını gösteren açık kanıtlardan yürekleri etkilendi.

Çektikleri zorluklara rağmen, sığınmacılar ruhi düşünüşlerini korudular. Hatta, bir gözlemci, “göründüğü kadarıyla, acil olarak her şeye muhtaç oldukları halde, ruhi gıdayı maddi yardımdan daha çok arıyorlar” dedi. Talepleri üzerine, çeşitli sığınmacı kamplarına You Can Live Forever in Paradise on Earth adlı Mukaddes Kitabı tetkik etmeye yardım eden yayından Ruanda’da konuşulan Kinyarwanda dilinde 5.000 adet gönderildi.a

Sığınmacılar her gün Mukaddes Kitaptan bir ayet müzakere ettiler ve cemaat ibadetleri düzenlediler. Çocukların okul dersleri için de düzenlemeler yapıldı. Öğretmenler bu derslerden yararlanarak onlara sağlık kuralları hakkında bilgi verdiler ve hayatta kalmalarının bu kurallara uymalarına bağlı olduğunu vurguladılar.

Yardımın Sürmesine İhtiyaç Var

Goma’nın yanı sıra, Rutshuru gibi başka yerlere de yüzlerce Şahit sığınmacı yerleştirilmişti. Bu kardeşler için benzer bir yardım sağlandı. 31 Temmuzda yedi Şahitten oluşan bir heyet Goma’dan güneye, yaklaşık 450 Şahit sığınmacının bulunduğu Bukavu’ya uçtu. Bunlardan birçoğu da Burundi’den gelmişti. Orada kolera salgını başlamıştı; kardeşler arasında ölüm olaylarını önlemek amacıyla yardım girişiminde bulunuldu.

Ertesi gün heyet yaklaşık 150 kilometre yol katederek Uvira’ya (Zaire) vardı. Oraya giderken, yol boyunca yedi farklı yerde Ruanda’dan ve Burundi’den gelen yaklaşık 1.600 Şahit vardı. Hastalıktan korunmak üzere ne yapmaları gerektiği konusunda eğitim verildi. Heyetin gözlemlerine dayanılarak hazırlanan bir rapor şunları belirtti: “Şimdiye kadar yapılanlar ancak bir başlangıçtır ve şu anda yardım ettiğimiz 4.700 kişinin daha aylarca ek yardıma ihtiyacı olacak.”

Alınan haberlere göre Ağustos’a kadar yüzlerce Şahit Ruanda’ya döndü. Ancak hemen hemen bütün evler ve eşyalar yağma edilmişti. Dolayısıyla, evleri ve İbadet Salonlarını onarmakla ilgili zor bir görev başladı.

Tanrı’nın hizmetçileri, Ruanda’da böylesine korkunç ıstıraplar çekmiş olan kardeşleri için hararetle dua etmeye devam ediyorlar. Bu sistemin sonu yaklaştıkça şiddetin giderek artabileceğini biliyoruz. Bununla birlikte, Yehova’nın Şahitleri, İsa’nın takipçilerine özgü tarafsızlıklarını korumaya ve gerçek acıma duygusu göstermeye devam edecekler.

[Dipnotlar]

a Yehova’nın Şahitleri tarafından yayımlanmıştır.

[Sayfa 12’deki harita]

(Ayrıntılı bilgi için yayına bakın)

RUANDA

Kigali

UGANDA

ZAİRE

Rutshuru

Goma

Kivu Gölü

Bukavu

Uvira

BURUNDİ

Bujumbura

[Sayfa 15’teki resimler]

Solda: Ntabana Eugène ve ailesi katledildi. Sağda: Hutu kardeşlerin onu kurtarmak için gösterdikleri çabalara rağmen, Tutsi olan Mukagisagara Denise öldürüldü

[Sayfa 16, 17’deki resimler]

Üstte: Goma’daki İbadet Salonunda hastalara bakım sağlanıyor. Alt solda: Şahitler tarafından hazırlanan ve kargo uçağıyla gönderilen 35 tonu aşkın yardım malzemesi. Altta: Şahitlerin yerleştirildikleri Kivu Gölü yakınları. Alt sağda: Zaire’deki bir İbadet Salonundaki Ruandalı sığınmacılar

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş