Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g95 Ağustos s. 22-23
  • Yaşamın Anlamı Nedir?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Yaşamın Anlamı Nedir?
  • Uyanış!—1995
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • “Başlıca İtici Güç”
  • İsa, Süleyman’ın Keşfini Doğruladı
  • Yaşamın Anlamını Bulmak
  • “İnsanın Bütün Vazifesi”
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
  • Yaşam—Amacı Nedir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
  • Hayatı Yaşanmaya Değer Kılan Nedir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2008
  • Yaşamın Bir Amacı Var mı?
    Yaşamın Amacı Nedir? Bunu Nasıl Öğrenebilirsiniz?
Daha Fazla
Uyanış!—1995
g95 Ağustos s. 22-23

Mukaddes Kitabın Görüşü

Yaşamın Anlamı Nedir?

“DARWİN’CİLER, DOĞAL AYIKLANMANIN ORGANİK YAŞAMIN YETERLİ BİR AÇIKLAMASI OLDUĞUNU SAVUNURLAR. OYSA BİR ORGANİZMA DAHA DA KARMAŞIKLAŞIYOR VE BİLİNÇLENİP ZEKÂCA GELİŞİYORSA, BU GELİŞMENİN, SÖZ KONUSU NİTELİKLERİN ARZU EDİLİRLİĞİ NEDENİYLE OLDUĞU İNSANA AKLIN SESİ GİBİ GELİYOR.”—DYLAN THOMAS (1914-1953, GALLİ ŞAİR VE YAZAR)

YAŞAMIN anlamının araştırılması yeni değildir. Bu konu yüzyıllar boyunca öğrenme isteğiyle dolu kişilerin aklına takıldı. Geçenlerde yapılan bir anket, bu konunun Yeni Zelandalıların zihnini şimdi on yıl öncesinden çok daha fazla kurcaladığını gösterdi. Listener’da yayımlanan bir haber, 15 ve daha yukarı yaştakilerin yüzde 49’unun “yaşamın anlamının ne olduğunu sık sık düşündüğünü” bildiriyor; bu, 1985’te yapılan benzer bir anketteki yüzde 32’lik oranın yükseldiğini gösteriyor.

Öyle görünüyor ki, Yeni Zelandalılar diğer ulusların insanlarının da paylaştığı duyguları dile getiriyorlar. Listener şöyle devam ediyor: “Varlığımızın anlamına ilişkin sorular sorma eğiliminin artması, bizim bugün 80’li yıllara oranla daha kaygılı ve olayların gelişme yönünden daha az emin olduğumuzu gösterebilir.”

Açıkça görüldüğü gibi, evrimcilerin evrensel nitelikteki “Neden varız?” sorusuna verdikleri yanıt giderek daha az insana doyurucu geliyor. Acaba Mukaddes Kitap, insanın yaşamındaki anlamı bulmasına yardımcı olacak ahlak pusulasını sunabiliyor mu?

“Başlıca İtici Güç”

Yeryüzündeki bütün yaratıklar arasında yalnızca insan, yaşamın amacını düşünüp tartabilir. Bunun nedenini biliyor musunuz? Mukaddes Kitap bunun bir nedenini Vaiz 3:11’de betirtir. Yaratıcı hakkında şöyle der: “Onların yüreğine de ebediyeti koydu.” Her ne kadar bütün canlılar yaşama sımsıkı sarılma eğilimindeyseler de, insanın geçmiş, şimdiki ve gelecek zaman kavramına sahip olma yönünden eşsiz olduğu görülüyor. İnsan, geçmişi uzun uzadıya düşünebilir, geleceğe bakabilir, gelecekle ilgili planlar yapabilir, evet, hatta onların gerçekleştiği zamanda bulunma özlemi duyabilir. Eğer gelecekle ilgili düşlerini kısa ömrünün geçiciliği nedeniyle gerçekleştiremezse, düş kırıklığına uğrar.

Bu nedenle, yalnızca insan, ‘Neden varım?,’ ‘Nereye gidiyorum?’ sorularını sorar. Psikiyatr Viktor Frankl şunları yazdı: “Yaşamındaki anlamı bulmak üzere gösterdiği gayret insandaki başlıca itici güçtür. . . . . Şunu cesaretle söyleyebilirim ki, dünyada başka hiçbir şeyin, insanın en kötü koşullarda dahi hayatta kalmasına yaşamın anlamı olduğunu bilmek kadar etkin bir yardımı olamaz.”

İsa, Süleyman’ın Keşfini Doğruladı

Yaşamın anlamını bulma gereksinimi eski zamanda yaşayan kişilerin de zihnini kurcalamıştı. Gelin birlikte tarih sayfalarını, üç bin yıl öncesine, Süleyman’ın yönetimindeki İsrail krallığına doğru çevirelim. Şeba Kraliçesi onun hakkında şunları dedi: “Senin işlerin için, ve hikmetin için memleketimde işitmiş olduğum söz doğru imiş. Ve gelip gözlerim onu görünciye kadar o sözlere inanmamıştım; ve işte, bana yarısı bildirilmemiş; senin hikmetin ve mutlu halin kulağıma gelen haberden üstündür.”—I. Kırallar 10:6, 7.

Kral Süleyman, Mukaddes Kitapta yer alan Vaiz kitabını yazarken, okuyucularını yaşamın anlamı hakkında aydınlatmak amacıyla kendi deneyiminin sonuçlarıyla ilgili bilgi verdi. Bu, eski Doğunun tipik bir kralına özgü, yaşamdan sevinç duymak üzere her olanağa sahip olmaktan kaynaklanan deneyimdi. Süleyman, Vaiz’in 2. babının 1’den 10’a kadar olan ayetlerinde, bugün hayal edilmesi bile zor olan zevklerle dolu bir yaşam tablosu çizdi. Yaşamın maddi zenginlik ve bedeni zevk açısından sunduğu her şeyi denedi. Bu gibi şeylerin anlamlılığı konusundaki değerlendirmesi neydi? Onun yanıtı, kendine aşırı güvenenleri sarsmalıdır.

Süleyman bütün bu şeylere dönüp baktığında, yargısı genelde olumsuzdu. Hepsi yararsızdı, zaman kaybıydı. Şunları yazdı: “Ellerimin yapmış olduğu bütün işlere, ve yapmak için çektiğim emeğe dönüp baktım; ve işte, hepsi boş, ve yeli kavramağa çalışmaktı; ve güneş altında bir kazanç yoktu.”—Vaiz 2:11.

Süleyman dünyaya ait zevklerin, olsa olsa geçici bir zevk vereceği sonucuna vardı. Hatta insanın hikmeti bile kendisini yaşamın acı ve endişelerinden kurtaramaz.

İsa Mesih de, maddi mirasıyla aşırı ilgilenen bir kimseye yanıt olarak kendisini dinleyen kalabalığa şunları söylediğinde aynı sonuca vardı: “İyi bakın, ve kendinizi her türlü tamakârlıktan sakının; çünkü insanın hayatı kendisinde olan şeylerin çokluğunda değildir.”—Luka 12:15.

Yalnızca Yehova Tanrı insanın gündelik yaşamındaki zayıflıklarını tamamen yok edebilir ve kişiye yaptıklarıyla ilgili hikmetli bir amaç kazandırabilir. Bu nedenle, Tanrısız yaşam boştur. Vaiz 12:13’de kaydedildiği gibi, Süleyman şu açıklamada bulundu: “İşin sonu şudur; her şey işitildi: Allahtan kork, ve onun emirlerini tut; çünkü insanın bütün vazifesi budur.”

Yaşamın Anlamını Bulmak

Süleyman’ın yaşamın anlamının sağlıklı Tanrı korkusundan ayrı olarak ele alınamayacağına ilişkin kanısı, İsa tarafından defalarca doğruladı. İsa, Tanrı’nın Sözünden alıntı yaparak: “İnsan yalnız ekmekle yaşamaz, fakat Allahın ağzından çıkan her bir sözle yaşar, diye yazılmıştır” dedi. (Matta 4:4; Tesniye 8:3) Evet, yaşamın doyum vermesi için, ruhi yönler görmezlikten gelinemez. İsa kendisi hakkında ayrıca şunları söyledi: “Benim yemeğim beni gönderenin iradesini yapmak, ve onun işini başarmaktır.” (Yuhanna 4:34) Gökteki Babasına itaatle hizmet etmesi onun için sevinç ve doyum kaynağıydı. Onu besledi. Onun yaşamına amaç verdi.

Öyle ise, yaşam Tanrı’sız dolu dolu yaşanabilir mi? Hayır! İlginç olarak, tarihçi Arnold Toynbee bir keresinde şunları yazdı: “Ulvi bir dinin gerçek amacı, her canın İnsan’ın gerçek hedefine ulaşabilmesi için, erişebildiği kadar çok canı ruhi öğüt ve hakikatlerle aydınlatmaktır. İnsanın gerçek hedefi, Tanrı’yı yüceltmek ve ebediyen O’nun rızasına sahip olmaktır.” Peygamber Malaki Tanrı’nın görüşünü şöyle dile getirdi: “O zaman döneceksiniz, ve salihle kötü arasında, ve Allaha kulluk edenle ona kulluk etmiyen arasında ayırt edeceksiniz.”—Malaki 3:18.

[Sayfa 22’deki resim]

Rodin’in “Düşünen Adam” heykeli

[Tanıtım notu]

Scala/Art Resource, N. Y.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş