Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g96 Mart s. 5-8
  • Günümüzün Bilimkurgusuna Bir Bakış

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Günümüzün Bilimkurgusuna Bir Bakış
  • Uyanış!—1996
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Bilimkurgu—Büyük Bir İş Dalı
  • Bilimkurgu “Beyazperdeye” Geçiyor
  • Dengeli Olma Gereği
  • Bilimkurgu—Artan Popülerliği
    Uyanış!—1996
  • Gelecekte Gerçekten Neler Olacak?
    Uyanış!—1996
  • Eğlence Seçimimde Nelere Dikkat Etmeliyim?
    Uyanış!—2011
  • Hatırlıyor musunuz?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2010
Daha Fazla
Uyanış!—1996
g96 Mart s. 5-8

Günümüzün Bilimkurgusuna Bir Bakış

ARABALAR, telefonlar, bilgisayarlar—130 yıldan fazla zaman önce bir kimse bunların icat edileceğini önceden bilebilir miydi? İşte bilimkurgu yazarı Jules Verne’in yaptığı buydu! Bu şaşırtıcı bilimsel sezgiler, yakın zamanda elyazması olarak ortaya çıkarılan Yirminci Yüzyılda Paris adlı bir Jules Verne romanında bulundu. Daha önce yayımlanmamış olan bu romanda, Verne günümüzün faks makinesiylea şaşırtıcı şekilde benzerlik gösteren bir aygıtı bile tarif ediyordu!

Oysa, en zeki bilimkurgu yazarları bile gerçek bir peygamber olmaktan çok uzaktır. Örneğin, Jules Verne’in Dünyanın Merkezine Yolculuk adlı eseri heyecanlı bir romansa da, şimdi bilim adamları böyle bir yolculuğu yapmanın olanaksız olduğunu biliyorlar. Aynı şekilde, bazılarının daha önce fikir yürüttükleri gibi, 2001 yılında insanların Jüpitere veya başka gezegenlere gitmesi de pek olası görünmüyor.

Ayrıca, bilimkurgu yazarları bugüne dek gerçekleştirilmiş bilimsel gelişmelerin birçoğunu önceden bildiremediler. The Atlantic Monthly dergisinde çıkan bir makalede, bilimkurgu yazarı Thomas M. Disch şunu kabul ediyor: “Bilimkurgunun, sibernetik [bilgisayar] çağını . . . . , sera etkisini ya da ozon tabakasının yok olmasını veya AIDS’i tahmin etmekte gösterdiği başarısızlıkların tümünü bir düşünün. Yeni jeopolitik güç dengesizliğini bir düşünün. Bütün bu şeyleri düşünün ve sonra bilimkurgunun bunlar hakkında ne söylediğini bir araştırın. Hemen hemen hiçbir şey söylenmemiş.”

Bilimkurgu—Büyük Bir İş Dalı

Tabii, tutkunları için bilimkurgu gerçek bilim değil, eğlencedir. Buna rağmen, bu açıdan taşıdığı değere kuşkuyla bakanlar da var. Bilimkurgunun kalitesizlik açısından ünü bu yüzyılın başlarında, özellikle bilimkurgu içerikli düzeysiz dergilerin yayımlanmasıyla başladı. Bunların ilki olan Amazing Stories (Şaşırtıcı Öyküler) dergisi 1926 yılında satışa çıktı. Zamanla “bilimkurgu” terimine dönüşen sözcüğü icat edenin bu derginin kurucusu Hugo Gernsback olduğu söyleniyor. Birçoklarınca, bu heyecan verici macera öykülerinin yazınsal değeri yok denecek kadar düşüktü.

İkinci Dünya Savaşından sonra bilimkurgu daha ciddiye alınmaya başlandı. O savaşta oynadığı çarpıcı rol, bilime yepyeni bir prestij kazandırdı. Bilimkurgu yazarlarının kehanetleri daha inanılır olmaya başladı. Böylece, bilimkurgu niteliğindeki çizgi romanlar, dergiler ve romanlar hızla çoğalmaya başladı. Bazı bilimkurgu kitapları çok satan kitap listelerine girdi. Bununla birlikte, geniş kitlelerin beğenisi kazanılmaya çalışılırken, bilimkurgunun yazınsal kalitesi—ve bilimsel doğruluğu—sık sık feda ediliyor. Bilimkurgu yazarı Robert A. Heinlein, şimdi “pek çok düşük kaliteli kurgusal roman” da içinde olmak üzere, “okunabilir ve az da olsa eğlendirici ne varsa” yayımlanmasından yakınıyor. Yazar Ursula K. Le Guin’in eklediği gibi, “ikinci sınıf malzeme” bile yayımlanıyor.

Bu tür eleştirilere rağmen, bilim adamlarından çok, sinema endüstrisinden büyük destek alan bilimkurgu, popülerliği açısından yeni zirvelere ulaşmıştır.

Bilimkurgu “Beyazperdeye” Geçiyor

Georges Méliès’in Aya Seyahat (A Trip to the Moon) filmini yaptığı 1902 yılından bu yana piyasada bilimkurgu filmleri görülüyor. Sonraki genç sinemasever kuşağı ise, Baytekin filminin büyüsüne kapıldı. Fakat 1968’de, insanın aya gitmesinden bir yıl önce, 2001: Uzay Yolu Macerası hem sanatsal kabul gördü hem de ticari açıdan başarılı oldu. Hollywood artık bilimkurgu filmleri için büyük bütçeler ayırmaya başladı.

ABD’de 1970’lerin sonlarına ve 1980’lerin başlarına doğru, tüm gişe hasılatlarının yarısı artık Alien (Yaratık), Star Wars (Yıldız Savaşları), Blade Runner ve ET gibi filmlerden elde ediliyordu. Hatta, bilimkurgu tüm zamanların en başarılı filmlerinden biri olan Jurassic Park’ı yarattı. Filmle birlikte, yığınla, yaklaşık 1.000 tür Jurassic Park ürünü ortaya çıktı. Bu kervana televizyonun da katılması şaşırtıcı olmasa gerek. Sevilen Uzay Yolu (Star Trek) dizisi uzayı konu alan başka programlara yol açtı.

Ancak, birçok kişiye göre, bazı bilimkurgu yazarları genel isteği karşılayalım derken, bilimkurguya bir ölçüde değer kazandıran özelliklerden ödün verdiler. Alman yazar Karl Michael Armer’a göre, ‘bilimkurgu artık içeriğin değil, pazarlama yöntemlerinin belirleyici olduğu popüler bir markadır.’ Başkaları da, bugünkü bilimkurgu filmlerindeki asıl “yıldızların” aktörler değil, özel efektler olduğundan yakınıyorlar. Hatta, bir eleştirmen, bilimkurgunun “birçok özelliğiyle tiksindirici ve berbat” olduğunu söylüyor.

Örneğin, sözde bilimkurgu filmlerinin birçoğu hiç de bilim ya da gelecekle ilgili değildir. Geleceği anlatan dekorlar bazen sadece şiddet sahnelerinin arka planı olarak iş görüyor. Yazar Norman Spinrad’in gözlemlediği gibi, bugünün bilimkurgu öykülerinden birçoğunda birileri “kurşunla, bıçakla, buharlaştırılarak, lazer silahıyla, parçalanarak, yutularak veya havaya uçurularak öldürülüyor.” Birçok filmde bu vahşet tüm ayrıntılarıyla sergileniyor!

Başka bir kaygılandırıcı yön, birtakım bilimsel fantezi kitapları ve filmlerinde doğaüstü öğeye yer verilmesidir. Bazı insanlar böyle öyküleri sadece iyiyle kötü arasındaki mücadelenin simgesel bir anlatımı olarak görüyorlarsa da, bu eserlerden bazıları salt simgeselliği aşarak ruhçuluğun önderliğini yapmaktadır.

Dengeli Olma Gereği

Tabii ki, Mukaddes Kitap hayal gücüne dayanan tüm eğlence türlerini mahkûm etmez. Yotam’ın ağaçlar meselinde, cansız bitkilerin birbiriyle konuştukları, hatta plan hazırladıkları ve düzen kurdukları anlatılıyor. (Hâkimler 9:7-15) Peygamber İşaya da çok önceleri ölmüş olan hükümdarlarınn mezarda sohbet ettiklerini anlatırken hayali bir anlatım kullandı. (İşaya 14:9-11) Hatta, İsa’nın mesellerinden bazıları gerçekte olmayan bazı öğeler içerdi. (Luka 16:23-31) Böyle hayali anlatımlar sadece eğlendirmeye değil, eğitmeye ve öğretmeye de yarıyordu.

Bugün de bazı yazarlar eğitmek veya eğlendirmek için yerinde olarak geleceği anlatan bir atmosfer kullanabilirler. Bununla birlikte, İsa’yı takip eden, duyarlı bir vicdana sahip okurlar Mukaddes Kitabın dikkatimizi temiz ve sağlıklı şeyler üzerinde toplamamızı öğütlediğini zihinlerinde tutarlar. (Filipililer 4:8) Mukaddes Kitap şu hatırlatmada da bulunuyor: ‘Bütün dünya kötü olanın elindedir.’ (I. Yuhanna 5:19) Bazı bilimkurgu filmleri ve kitapları, evrim, insanın ölümsüzlüğü ve ruhgöçü gibi Mukaddes Kitapla bağdaşmayan fikir ve felsefelere zemin sağlıyor. Mukaddes Kitap ‘felsefe ve boş hile ile yağma edilmemek’ konusunda bizi uyarıyor. (Koloseliler 2:8) Böylece, bütün eğlence türlerinde olduğu gibi, bilimkurgu konusunda da dikkatli olmak yerindedir. Okuyacağımız ve izleyeceğimiz şeyleri iyi seçmeliyiz.—Efesoslular 5:10.

Daha önce söylendiği gibi, birçok popüler film şiddetle doludur. Zihnimizi gereksiz kan dökme olaylarıyla doldurmak, ‘zorbalığı sevenden canı tiksinen’ Yehova’nın hoşuna gider mi? (Mezmur 11:5) Ayrıca, ruhçuluk Kutsal Yazılarda mahkûm edildiğine göre, büyü veya sihirbazlık gibi öğeleri içeren kitaplar veya filmler konusunda İsa’nın takipçileri yargı yetilerini iyi kullanmak isteyecekler. (Tesniye 18:10) Aynı zamanda, bir yetişkin, fanteziyi gerçekten kolaylıkla ayırt edebiliyorsa da, her çocuk bunu başaramaz. Dolayısıyla, ana-babaların çocuklarının okudukları ve izledikleri şeylerden nasıl etkilendiklerini gözlemlemeleri iyi olur.

Bazıları, başka kitap ve eğlence türlerini yeğlediklerine karar verebilirler. Bununla birlikte, böyle kişilerin bu konuda başkaları hakkında hüküm vermeleri ya da kişisel seçim konusu olan şeyleri sorun haline getirmeleri gerekmez.—Romalılar 14:4.

Diğer yandan, ara sıra hoş vakit geçirmek üzere değişik roman türlerine yönelen İsa’nın takipçilerinin Süleyman’ın uyarısına kulak vermeleri yerinde olur: “Çok kitaplar yapmanın sonu yoktur; ve çok okumak beden yorgunluğudur.” (Vaiz 12:12) Günümüz dünyasında birçok kişinin bilimkurgu kitapları ve filmlerine düşkünlük açısından dengeyi kaybettiği açıktır. Bilimkurgu kulüpleri ve toplantıları çoğalmıştır. Time dergisine göre, beş kıtadaki Uzay Yolu (Star Trek) hayranları, TV dizilerinde ve filmlerinde kullanılan hayali Klingon dilini öğrenmeye başlamışlar. Bu tür aşırı davranışlar Mukaddes Kitabın I. Petrus 1:13’teki öğüdüyle bağdaşmaz: ‘Ayık olun [dengeli kalın].’

Bilimkurgu, en iyi haliyle bile, insanın gelecek hakkındaki merakını gideremez. Gerçekten geleceği bilmek isteyenler kesin bir kaynağa başvurmak zorundalar. Bu konuyu, izleyen makalede ele alacağız.

[Dipnotlar]

a Verne’in sözleriyle, “herhangi bir yazının, imzanın veya tasarımın suretinin uzaklara gönderilmesini mümkün kılan fotoğrafik bir telgraf.”—Newsweek, 10 Kasım 1994.

[Sayfa 7’deki resim]

Ana-babalar çocuklarının eğlencelerini gözlemlemeli

[Sayfa 7’deki resim]

İsa’nın takipçilerinin bilimkurgu konusunda seçici olmaları gerekiyor

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş