Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g96 Ekim s. 24-27
  • Papanın BM Ziyareti Neyi Başardı?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Papanın BM Ziyareti Neyi Başardı?
  • Uyanış!—1996
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Ziyaretin Nedeni
  • Gerçek Barış—Hangi Kaynaktan?
  • Ziyaret—Ne Kadar Etkili Oldu?
  • Kilise “Kritik Bir Yol Ayrımında” mı?
  • Birleşmiş Milletler—Tanrı’nın Barış İçin Seçtiği Yol Mu?
    Uyanış!—1986 (Bilimsel Seri 17-20)
  • Birleşmiş Milletler—Milletleri Birleştirdi Mi?
    Uyanış!—1986 (Bilimsel Seri 17-20)
  • Birleşmiş Milletler Daha İyi Bir Yol Mu?
    Uyanış!—1992
  • Muhteşem Bir Sır Çözüldü
    Vahiy—Görkemli Doruğu Yakındır!
Daha Fazla
Uyanış!—1996
g96 Ekim s. 24-27

Papanın BM Ziyareti Neyi Başardı?

PAPA II. John Paul, New York şehrinde BM’ye hitap etmek için Atlantik okyanusu üzerinde uçarken dünya gezilerindeki 1.000.000’uncu kilometresini yapmış oldu. Tarih 4 Ekim 1995 idi ve bu, papa olarak ülke dışına yaptığı 68. yolculuktu. Kuşkusuz, o, Roma Katolik Kilisesi tarihindeki en çok seyahat eden papadır.

Yağmurlu bir Çarşamba günü, daha önce hiçbir büyük adam için oluşturulmamış ölçüde geniş bir güvenlik çemberi içinde, New Jersey’deki Newark Uluslararası Havalimanına indi. Yaklaşık 8.000 federal memurun ve kent görevlisinin papayı korumakla görevlendirildiği tahmin ediliyor. Bir haberde bu karşılama, helikopterleri ve dalgıçlarıyla “özenli bir güvenlik zırhı” olarak adlandırıldı.

Ziyaretin Nedeni

Havalimanında yaptığı konuşmada, papa, selefi olan Papa VI. Paul’un BM Genel Kuruluna şu barış çağrısıyla hitap etmiş olduğuna dikkat çekti: “Artık savaş olmasın, bir daha asla savaşılmasın!” II. John Paul, tekrarlanan ziyaretin nedeninin “yarım yüzyıl önce BM’nin oluşmasına neden olan ideallerin ve niyetlerin, bir amaç arayışı içindeki dünyada her zamankinden daha vazgeçilmez olduğuna ilişkin içten kanaati[ni] dile getirmek” olduğunu söyledi.

Newark’taki Sacred Heart Katedralinde yapılan akşam dualarında, papa şunları söyleyerek BM’yi desteklediğini yine gösterdi: “O teşkilat insanlık ailesinin ortak yararına hizmet etmek için vardır ve dolayısıyla papanın orada İncilin ümidinin bir şahidi olarak konuşması uygundur.” Papa şunları da ekledi: “Dolayısıyla, barış için yaptığımız dua aynı zamanda Birleşmiş Milletler Teşkilatı için yapılan bir duadır. Assisi’li Aziz Francis . . . . büyük bir barışsever ve barış ustası olarak parlıyor. Birleşmiş Milletlerin dünya çapında adalet ve barış uğruna yaptığı çalışmalar için onun şefaatini dileyelim.”

BM’ye yaptığı konuşmada, 1989’da Doğu Avrupa’da şiddete başvurulmaksızın gerçekleştirilen ve bazı ülkelerin yeniden özgürlüğe kavuşmasıyla sonuçlanan siyasi değişimleri övdü. “Dar ve dışlayıcı ulusçuluktan” farklı olarak “gerçek yurtseverliği” teşvik etti. Şu sözlerle şimdiki sistemin adaletsizliklerinden söz etti: “Milyonlarca insanın açlık, yetersiz beslenme, hastalık, cehalet ve aşağılanma anlamına gelen bir yoksulluk içinde olduğu bir zamanda, kendimize, . . . . hiç kimsenin kendi çıkarı uğruna bir başkasını istismar etme hakkına sahip olmadığını hatırlatmalıyız.”

Sonra şöyle dedi: “Bu muazzam zorluklarla karşı karşıyayken, Birleşmiş Milletler teşkilatının rolünü nasıl kabul etmeyiz?” BM’nin “dünyanın tüm uluslarının kendilerini rahat ve evlerinde hissettikleri bir ahlak merkezi olması” gerektiğini söyledi. “Tüm insan ailesi arasındaki dayanışmayı” ilerletme gereğini vurguladı.

Gerçek Barış—Hangi Kaynaktan?

Papa kuşkusuz birçok övgüye değer düşünce dile getirdi. Ancak oldukça uzun olan konuşmasında, hiç dünya liderlerinin dikkatini insanlığın sorunlarına Tanrı’nın getireceği çözüme—İsa Mesih aracılığıyla gerçekleştirilen Gökteki Krallık yönetimine—yöneltti mi? (Matta 6:10) Hayır. Hatta, BM’ye yaptığı konuşmada Mukaddes Kitaptan hiçbir alıntı yapmadı. Tam tersi, “Tanrı’nın lütfuyla, gelecek yüzyılda ve gelecek bin yıl içinde insana yaraşır bir uygarlık, gerçek bir özgürlük kültürü oluşturabileceğimizi” söyledi. Mukaddes Kitabı inceleyenler için bu düşünce, 4.000 yılı aşkın bir süre önce insanlığı insan yöntemleriyle birleşmiş durumda tutabileceklerini sanan eski Babil’deki insanların söylediklerinin tekrarı gibidir: “Bütün yeryüzü üzerine dağılmıyalım diye, gelin, kendimize bir şehir ve başı göklere erişecek bir kule bina edelim, ve kendimize bir nam yapalım.” (Tekvin 11:4) Böylece, bu görüş açısından, özgürlük üzerine kurulmuş yeni bir uygarlığı yapacak olanlar, insanlığın BM’de temsil edilen siyasal liderleridir.

Fakat Mukaddes Kitap insanların siyasal hükümetlerinin ve bizzat BM’nin geleceği hakkında neyi peygamberlik ediyor? Daniel ve Vahiy kitapları onları bekleyen gelecek hakkında net bir görüş sağlıyor. Daniel son günlerde Tanrı’nın ‘insan elleriyle kesilmemiş’ koca bir taşa benzer kendi Krallık hükümetini kuracağını peygamberlik etmiştir. Bu nasıl olacaktı? “O kıralların günlerinde göklerin Allahı ebediyen harap olmıyacak bir kırallık kuracak; . . . . ancak bu kırallıkların hepsini o parçalıyacak ve bitirecek, ve kendisi ebediyen duracak.” İnsan hükümetlerinin yerine tüm insanlık için bir tek adil yönetim gelecek.—Daniel 2:44, 45.

BM’ye ne olacak? Vahiy’in 17. babı BM’yi (ve kısa ömürlü selefi olan Milletler Cemiyetini) ‘helake gidecek’ kırmızı bir canavar olarak tasvir ediyor. (Vahiy 17:8)a Yehova’nın gerçek barış için kullandığı kaynak, taraftarları samimi de olsa, kusurlu olan herhangi bir insan örgütü değildir. Gerçek barış, Tanrı’nın vaat ettiği Gökteki Krallık aracılığıyla, gökte diriltilen Mesih İsa’nın eliyle gelecektir. Tanrı’nın Vahiy 21:3, 4’teki vaadinin gerçekleşmesinin temeli budur: “İşte, Allahın çadırı insanlarla beraberdir, ve kendisi onlarla beraber oturacaktır, ve onlar kendi kavmları olacaklar, ve Allah kendisi onlarla olacaktır; ve gözlerinden bütün gözyaşlarını silecek; ve artık ölüm olmıyacak; ve artık matem ve ağlayış ve acı da olmıyacak; çünkü evelki şeyler geçtiler.”

Ziyaret—Ne Kadar Etkili Oldu?

Papa konuşmalarında Mukaddes Kitaba değinirken, inançlı Katolikler Mukaddes Kitaplarını çıkarıp yapılan alıntılara bakmaya teşvik edildiler mi? Gerçek şudur ki, çoğunda bir Mukaddes Kitap bulunmuyordu bile. Papa çok nadiren dinleyicilerin Mukaddes Kitabı okumalarını kolaylaştırmak için belirli ayetlere dikkat çekti.

Örnek olarak, New Jersey’deki Giants Stadında 83.000 kişiye hitap ettiğinde şöyle dedi: “Rabbin yaşayanların ve ölülerin hâkimi olarak dönüşünü bekliyoruz. Onun izzetle dönüşünü, Tanrı’nın Krallığının tamamıyla gelişini beklemekteyiz. Mezmurların sürekli daveti şudur: ‘Cesaretle Rabbi bekleyin; yürekli olun ve Rabbi bekleyin.’” Fakat mezmurların hangi ayetlerinden alıntı yapıyordu? Ve hangi Rabbe değiniyordu—İsa’ya mı yoksa Tanrı’ya mı? (Mezmur 110:1 ile karşılaştırın.) Bir Vatikan gazetesi olan L’Osservatore Romano’ya göre, Mezmur 27:14’ten alıntı yapıyordu; bu ayetin sözleri daha doğru olarak şöyledir: “Ümidini Yahve’ye bağla, güçlü ol, yüreğin cesur olsun, ümidini Yahve’ye bağla.” (The Jerusalem Bible) Evet, ümidimizi Rab İsa’nın Tanrısı olan Yahve’ye, yani Yehova’ya bağlamalıyız.—Yuhanna 20:17.

Katolik ruhbanları ve liderleri tarih boyunca milletler arasında barışı teşvik ettiler mi? Katolik öğretileri etnik, ırksal ve kabilesel farklılıkları çözmeye hizmet etti mi? Ruanda’daki 1994 katliamı, Orta Afrika’nın doğu kesiminde ve son yıllarda eski Yugoslavya’da meydana gelen ölüm saçan savaşlar—tüm bunlar dinsel inançların genelde insanların yüreğindeki derin nefreti ve önyargıyı söküp atmakta başarısız olduğunu gösteriyor. İnsanların düşünce ve davranış biçimleri ne her hafta günahların yüzeysel olarak papazlara itiraf edilmesiyle ne de düzenli olarak kilise ayinlerine katılmakla değişir. Çok daha derin bir etki olması gerek; bu tür bir etki ancak inanan kişi Tanrı’nın Sözünün yüreğine ve zihnine işlemesine izin verdiğinde oluşabilir.

İsa’nın hakiki bir takipçisinin davranışlarındaki değişme dinsel ayinlerin oluşturduğu duygusal bir tepkiden değil, Tanrı’nın her birey için iradesinin mantıksal olarak anlaşılmasından kaynaklanıyor. Resul Pavlus şöyle yazdı: “Etrafınızdaki dünyanın davranış biçimine göre şekillendirilmeyin, fakat davranış tarzınızın yeni zihninizle şekillendirilmiş olarak değişmesini sağlayın. Bu, Tanrı’nın iradesini keşfetmenin ve neyin iyi olduğunu, Tanrı’nın ne istediğini, yapılacak kusursuz şeyin ne olduğunu bilmenin tek yoludur.” (Romalılar 12:1, 2, JB) Bu yeni davranış biçimi, Tanrı’nın Sözü üzerinde yapılan ve O’nun iradesi hakkında tam bilgiyle sonuçlanan incelemeyle sağlanmaktadır. Bu inceleme zihni harekete geçiren ve İsa’nın takipçilerine özgü davranışlarla sonuçlanan ruhi bir güç yaratıyor.—Efesoslular 4:23; Koloseliler 1:9, 10.

Kilise “Kritik Bir Yol Ayrımında” mı?

İspanya’nın El País gazetesi Papa II. John Paul’u 75 yaşındaki bir insana göre “olağanüstü karizma” sahibi biri olarak tarif etti ve bir ABD gazetesi onu “bir medya ustası” olarak adlandırdı. Papa, basınla ilişkilerde, insan kitleleri ve çocuklarıyla iletişim kurmakta ustadır. Gezilerinde Vatikan kentinde bulunan papalık makamını etkili bir biçimde temsil ediyor. Vatikan BM tarafından resmen tanınıyorsa da, papanın bu teşkilatı kutsaması Yehova Tanrı’nın da böyle yapacağının teminatı değildir.

Papanın ziyaretine farklı tepkiler gösterildi. Açık hava ayinine bilet alabilen Katoliklerden birçoğu o olayda duygusal yönden teşvik edildiklerini hissettiler. Oysa, bazı Katolik liderleri ziyaret ve olası etkileri konusunda daha olumsuz bir görüşe sahiptirler. The New York Times, Catholic National Center for Pastoral Leadership’in başkanı Timothy B. Ragan’in şu sözlerine değindi: “Papanın ziyareti kaçırılmış bir fırsat olmuştur. ‘Birçok insan için teşvik edici ve ayinsel olarak önemli bir olay’ olmasına rağmen” birçok Katolik lideri açısından gezi “Papa’nın onları dinlemesi için herhangi bir olanak sağlamadı ve iletişim ortamı yoktu.” Birçok Katolik, papazların evlenme yasağı, doğum kontrolü ve boşanma gibi konularda ancak bir monolog dinlemeye zorlandıklarını düşünüyor.

Bazı Katolik yetkililer “kilisenin kritik bir yol ayrımında” olduğunu kabul ediyor ve birçok Katoliğin, “özellikle gençlerin, Katolikliğin kendine has bilincini yitirdiklerinden” korkuyorlar. Katolik bir gelenekçi olan James Hitchcock “sorunu, gittikçe tutucu olan bir hiyerarşiyle kısmen liberal bir ‘orta yönetim’ arasındaki yıkıcı bir soğuk savaş” olarak görüyor.

Papanın ziyaretinin kilise saflarındaki krizi nasıl etkileyeceği konusunda ise Hitchcock şöyle diyor: “Papa buraya geliyor, pohpohlanıyor, eve dönüyor—ve hiçbir şey olmuyor. Benim görüş açımdan sonuçlar düş kırıcıdır.” Papanın BM’deki siyasal liderlere gerçek barış kaynağının nerede bulunduğunu söyleme fırsatını kaçırdığı muhakkaktır.

BM Tüzüğü ve insanların propagandası “barış ve güvenlik” hedefini vurguluyorsa da, aldanmayın. Mukaddes Kitap şöyle uyarıyor: “Selâmet ve emniyet (barış ve güvenlik) dedikleri zaman, gebe kadına ağrı geldiği gibi, onlara anî helâk gelecektir; ve asla kurtulmıyacaklardır.” (I. Selânikliler 5:3) Gerçek barış ve güvenlik sadece Tanrı’nın iradesiyle ve O’nun yöntemiyle—BM aracılığıyla değil, O’nun Krallık yönetimi aracılığıyla gelecektir.

[Dipnot]

a Vahiy kitabında bulunan bu peygamberlik hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için, Yehova’nın Şahitleri tarafından yayımlanan, Revelation—Its Grand Climax At Hand adlı kitabın, 240-251. sayfalarına bakın.

[Sayfa 24’teki resim tanıtım notu]

BM fotoğrafları

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş