Yel Gibi Uçan Yelyutan
ORAK BİÇİMLİ KANATLARIYLA havada yarışıp duran şu hayvanlar yeryüzündeki en hızlı canlılardan biri. Küçük bir kuş olmasına rağmen, havada büyük bir hızla hareket edebiliyor. The Encyclopedia Americana’ya göre “yelyutanların havada saatte 160 kilometreden fazla hıza eriştikleri kabul edilmektedir.” O yüzden bu hız meraklılarına “yelyutan” denmesi pek de şaşırtıcı değil!
Sağan ya da ebabil gibi adlar da verilen yelyutanlar, yerin çok yukarılarında, böceklerin peşinde rüzgâr gibi uçarken sanki hiç güç harcamıyor gibidirler. Yelyutanlar en “havai” kuşlardandır. Yiyecek yakalarken, yerken, içerken, yuva için malzeme toplarken ve hatta çiftleşirken bile havadadırlar. Eski dönemlerde bu kuşun hep havada olduğunu görenler, onun göklerde, bulutların ardında görünmez bir yere tünediğine inanırlardı. Bazıları yılın dokuz ayını havada geçirebiliyor. Bu şaşırtıcı küçük kuşlar belli ki uyurken bile uçuyorlar!
Tasarımı Uçuş İçin
Yelyutanlar aerodinamik tasarım harikalarıdır. Verimli ve hızlı çalışan hilal biçimli kanatları vardır; geriye doğru kıvrılan bu kanatlar uçuş sırasında çoğu kuşu yavaşlatan hava direncini büyük ölçüde önler. Yukarılardayken, hızlı ve kısa kanat vuruşlarını kullanarak, kesik kesik uçuşlarla hızlanırlar.
Olağanüstü manevra kabiliyetleri, kısmen bir kanatlarını diğerinden daha hızlı çırpabilme yetilerine dayanır. Kanatların birbirinden biraz farklı çalışması onların hız kesmeden keskin dönüşler yapabilmelerini mümkün kılar. Bu, daireler çizerek yaptıkları uçuşlarda kocaman açtıkları ağızlarıyla uçan böcekleri yakalarken büyük bir hıza erişebilmelerine olanak sağlar. Yelyutanlar hızlı yaşamlarının ihtiyaç duyduğu muazzam enerjiyi karşılayabilmek üzere büyük miktarlarda böcek tüketmelidir. Ayrıca bu çevik uçucular avlayacakları böcekleri ararken yüzlerce kilometre katedebilirler.
Yelyutanların gösterişsiz görünümleri, çarpıcı uçuş yeteneklerini gölgeler. Ne erkeğinin ne de dişisinin etkileyici bir görünümü vardır. Çoğu ya donuk gri ya da kahverengidir. Yelyutanların birçok türü dünyanın her yerinde bulunur; özellikle tropik ve astropik bölgelerde görülebilirler. Kuzey Yarımkürede yaşayanlar kışın binlerce kilometre yol katederek sıcak iklimlere göç ederler.
Yuvalarında Kullandıkları Yapıştırıcılar
Yelyutanlar yuvalarını pek de başarı olasılığı olmayan bir malzemeyle yaparlar: kendi tükürükleriyle! Özel tükürük bezlerine sahip olan bu kuşlar, yuva yapımında kullandıkları malzemeleri birbirine tutturmak için çok miktarda tükürük üretebilirler.
Nadiren yere inen yelyutanlar diğer kuşlar gibi tüneyemezler. Kancaya benzer ayakları vardır. Bacakları öylesine kısadır ki, kuşu havalanırken tam olarak kanat çırpmasına yetecek kadar yükseltemez. Gelgelelim bu ayaklar, kayalıklar, mağaralar, bina duvarları gibi dikey yüzeylere sıkıca tutunabilmesi bakımından çok uygundur. Yuva yapma zamanları geldiğinde onlar genelde diğer kuşların yaptığı gibi, yaprak, çalı çırpı ya da çamuru yerden toplayamaz. Başka bir yol bulmalıdırlar.
Amerika baca yelyutanı, ağaç dalları arasında hızla uçarak, bir dalı yakalayıp kendi hızının yarattığı kuvvetle dalı kırar. Sonra dalları birbirine tutturup, dikey yüzeylere yapışkan tükürüğüyle yapıştırır. Amerika hurma yelyutanı havada çevik hareketlerle uçarak tüyleri, kuştüylerini ve pamukçuklarla birlikte başka hafif, uçuşan maddeleri de toplar. Bunları tükürüğüyle birleştirip yuva yapımında kullanır.
Bir başka tür de, yenir yuvalı yelyutan olarak adlandırılır. Onun yuvası neredeyse tümüyle kendi katılaşmış tükürüğünden oluşur. Tükürükten yapılan bu yuvalar yüzyıllar boyu, Uzakdoğu’nun lezzetli kuş yuvası çorbasının başlıca malzemesi olmuştur. Raporlara göre, her yıl milyonlarca yuva bu sofra keyfi için kullanılmaktadır.
En ilginç yuvalardan biri, Afrika hurma yelyutanının tutkal benzeri tükürüğünden yapılandır. Bu minik kuş bir palmiye yaprağının alt yüzeyine kuştüylerinden oluşan küçük, düz bir yastık yapıştırır. Başaşağı duran yuva çoğu kez şiddetli rüzgârlara maruz kalır. Küçücük bir yumurta bu yuvada nasıl kalır? David Attenborough, Trials of Life adlı kitabında şu açıklamada bulunuyor: “Bir yumurtanın bu minik fincan içinde kalabilmesi neredeyse olanaksız gibidir. Elbette, eğer kuş yuvayı yaprağa, yumurtayı da yuvaya yapıştırmamış olsaydı yumurta kesinlikle düşerdi.” Hem yuva hem de yumurta palmiye yaprağına sıkıca tutturulmuş olduğundan, anne ve baba yuvanın iki yanına pençeleriyle tutunup dönüşümlü olarak kuluçkaya yatarlar. Yavru yumurtadan çıktıktan sonra, palazlanıp yuvadan ayrılana dek, rüzgârla uçuşan yuvaya sımsıkı yapışıp kalır.
Binlerce yelyutanın büyük bir hızla döne döne uçarken sanki heyecan içindelermiş gibi yüksek sesle cıvıldamalarını izlemek gerçekten çok keyiflidir. Aşağıdan izlendiklerinde, uçuşlarındaki özgürlük insanda hayranlık uyandırır ve zekice tasarımlarındaki güzellik takdir edilir. Gerçekten de, bu hızlı ve çevik hava akrobatlarının yelyutan adını neden hak ettikleri anlaşılıyor!
[Sayfa 25’teki resimler]
Büyük yelyutan
Amerika baca yelyutanı
[Tanıtım notu]
Animals/Jim Harter/Dover Publications, Inc.
[Sayfa 25’teki resim]
Kara yelyutan
[Tanıtım Notları]
© Robert C. Simpson/ Visuals Unlimited
[Sayfa 24’teki resim tanıtım notu]
© D. & M. Zimmerman/VIREO