Neden Bu Kadar Çok İnsan Yalnız?

GÜNÜMÜZ toplumunda birçok insan yalnızlık çekiyor. Yalnızlık her yaştan, her ırktan, her kesimden ve her inançtan insanı etkiliyor. Ya sizin için ne denebilir? Hiç yalnızlık hissettiğiniz oldu mu? Şu an böyle hissediyor musunuz? Aslında hepimizin bir arkadaşa, bizi dinleyecek, rahatlatacak, anlayacak, en derin duygularımızı veya düşüncelerimizi paylaşabileceğimiz birine gereksinim duyduğu zamanlar olmuştur. Evet, hepimiz duygularımıza karşı duyarlı birine ihtiyaç duyarız.

Ancak, tek başına olmak her zaman yalnız olduğumuz anlamına gelmez. Birisi yaptığı şeylerden zevk alarak, kendini yalnız hissetmeden uzun süre tek başına kalabilir. Başkalarıysa tam tersine tek başına kalmaya tahammül edemez. Yalnızlık güçlü bir duygudur ve çok acı verebilir. Yalnız kişi, yaşamında büyük bir boşluk hisseder. Yalnızlık insana soyutlanmışlık hissi, yani diğer insanlarla ilişkisinin kesilmiş olduğu duygusunu verir. Kişi duygusal yönden zayıf ve ürkek hale gelebilir. Yazar Judith Viorst şöyle diyor: “Yalnızlık insanın yüreğine bir taş gibi oturur. . . . . Yalnızlık bizi boşlukta ve ümitsiz bırakır. Yalnızlık böylesine kocaman ve umursamaz bir dünyada kendimizi annesiz bir çocuk ya da yolunu şaşırmış bir kuzu gibi küçük ve kaybolmuş hissetmemize neden olur.” Hiç kendinizi böyle hissettiniz mi? Acaba yalnızlığa yol açan nedir?

Sorunların, durumların ve koşulların insanlar üzerindeki etkileri farklıdır. Fiziksel görünüşünüz, ırkınız ya da inancınız yüzünden yaşıtlarınız tarafından kendinizi dışlanmış hissedebilirsiniz. Okul, iş değişikliği ya da yeni bir semte, şehre veya ülkeye taşınmak gibi ortam değişiklikleri, eski arkadaşlarınızı geride bırakmanızı gerektirdiğinden kendinizi yalnız hissetmenize yol açabilir. Ana babayı veya eşi kaybetmek de muhtemelen yıllar süren bir yalnızlığa yol açabilir. Ayrıca yaşlandıkça tanıdık ve arkadaş çevremiz değişir, küçülür veya yok olur.

Evlilik de her zaman yalnızlıktan kurtulmanın garantisi değildir. Karşılıklı yanlış anlamalar veya uyum sorunları strese neden olabilir. Bu da belirsizlik duygusuna, hatta eşlerin ve çocukların birbirlerinden kopmasına yol açabilir. Sevilen birinin ölümü, boşanma ya da fiziksel veya duygusal soyutlanmanın getirdiği yalnızlığın yanı sıra, bizi derinden etkileyebilecek bir yalnızlık türü daha var. Bu yalnızlık, Tanrı’yla ilişkimiz zarar gördüğünde ve kendimizi O’ndan uzaklaşmış hissettiğimizde ortaya çıkar.

Yukarıda sözü edilen durumlardan herhangi birini yaşadınız mı? Yalnızlıkla mücadele etmek mümkün mü?

[Sayfa 4’teki resimler]

Yeni bir okula gitmek veya eşin ölümü gibi değişiklikler yalnızlığa yol açabilir