Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g04 Kasım s. 18-21
  • Sirkte Yaşam

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Sirkte Yaşam
  • Uyanış!—2004
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Sirk Yaşamının Bir Günü
  • Yeni Numaralar Öğrenmek
  • Değerli Dersler Öğrendim
  • Hayatımızı Değiştiren Gün
  • Hayatımıza Mukaddes Kitap Giriyor
  • Tekrar Seyahat Ediyorum
  • Sirkten Neden Ayrıldım?
    Uyanış!—2007
  • “Ayaklarım Yerden Kesilsin İstiyordum”
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2011
  • Şov Mesleği Benim Tanrımdı
    Uyanış!—1994
  • Yüz Yaşında Ama Hâlâ Faal
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1995
Daha Fazla
Uyanış!—2004
g04 Kasım s. 18-21

Sirkte Yaşam

ANLATAN JOHN SMALLEY

“Bayanlar baylar ve her yaştan çocuklar dünyanın en büyük gösterisine hoş geldiniz!” Sirklerde yöneticinin bu sözleri çoğu insan için hayvanları, palyaçoları ve akrobatları içeren heyecan verici bir gösterinin başlangıcına işaret eder. Fakat benim ailem için bu, Ringling Kardeşler ve Barnum & Bailey Sirki’nde işbaşı zamanının geldiğini gösterirdi.

BEN 1951’de doğdum. Doğduğumdan beri sirkteyim ve ilk adımlarımı orada attım. Erkek kardeşim ve ben yürümeye başladığımız günden beri sirk yaşamının birçok alanında yer aldık.

Ana babam Harry ve Beatriz ben doğmadan önce Clyde Beatty Sirki’ne katılmış. Annem şarkıcıydı; Meksika geleneksel kıyafetiyle İspanyolca şarkılar söylerdi. Babam ise bir müzisyen olarak I. Dünya Savaşı sırasında dünyaca ünlü bando şefi ve besteci John Philip Sousa ile birlikte çalmış. Daha sonra 1950’lerde babamdan –belki de daha önce Sousa ile çalıştığından– ünlü Ringling Kardeşler Bando’sunda tuba çalması istenmiş.

Daha sonraları çeşitli sirklerde, en sonunda da Amerika Birleşik Devletleri’nde çok ünlü olan Al G. Kelly & Miller Kardeşler Sirki’nde çalıştık. Bu sirk üç büyük çadırdan oluşuyordu. Çadırlardan biri aslanların, kaplanların, fillerin, sırtlanların ve diğer yabani hayvanların eviydi.

İkinci çadıra küçük gösteriler çadırı derdik. Orada genellikle kılıç yutanlar, sözde yarı erkek yarı kadınlar, cüceler, iri yapılı bir dev ve alışılmadık fiziksel özelliklere sahip başka insanlar vardı. Farklı insanlarla yaşamak, biz çocuklar için iyi bir eğitim sağlıyordu. Bazıları onlara hoş olmayan isimler takardı, fakat bizim için onlar ailemizin bir kısmıydı. Yılın büyük kısmını onlarla geçirirdik; birlikte çalışır, yemek yer ve yaşardık.

Üçüncü çadır sirkin en büyük çadırıydı; gösterilerin eşzamanlı gerçekleştirildiği üç ringli (gösteri alanı) bir sirkti. Normal olarak en tehlikeli ya da en ilginç gösteriler ana ringte gerçekleşirdi.

Sirk Yaşamının Bir Günü

Kardeşim ve ben çok küçük yaşlardan beri akrobatlık yaptık. Aynı zamanda Vahşi Batı Gösterisi’nde yer aldık ve bu gösteride küçük Kızılderili çocukları oynadık. Gösteride yer alan Çoktavlar kabilesinden Yerli bir Amerikalı ailesi bize Kızılderili danslarını öğretti.

Bizim için gün genellikle sabah saat altıda başlardı. O saatte, gideceğimiz bir sonraki kasabaya taşınmak için hazırlanmaya başlardık. Gösteri yapan herkes sirkteki eşyaların sökülmesi, taşınması ve tekrar kurulması işine katılırdı. Örneğin babam müzisyenliğinin yanı sıra yedi fil taşıyan büyük bir kamyonu da kullanırdı. Bazen annem, kardeşim ve ben de babamla bu kamyonda yolculuk ederdik.

Genellikle her gün yeni yerlere yolculuk eder ve günde iki gösteri yapardık. Ancak Pazar günleri istisnaydı; o gün yalnızca tek bir gösteri yapılırdı ve akşamleyin ailemizle birlikte dinlenirdik. Babam her Pazar günü ailemizle kasabaya gidip içecek almak ya da akşam sinemaya gitmek gibi özel bir program yapardı.

Sirki kurmak zor bir işti. Fillerden bile yararlanılırdı. Nasıl mı? Onlar bu üç çadırın uzun direklerinin yerleştirilmesinde kullanılırdı. Direğin bir ucu çadırın bir halkasına takılır sonra bir fil, dik duruma gelinceye kadar direğin diğer ucundan çekerdi. Bütün direkler dikildiğinde ve ışıklandırma için jeneratör kurulduğunda öğleden sonraki şov için hazırlanmaya başlardık.

Yeni Numaralar Öğrenmek

Öğlen ve akşam gösterileri arasındaki süre içinde sirkteki birçok çocuk takla atmayı, ip üzerinde yürümeyi, hokkabazlık yapmayı ve trapezde sallanmayı öğrenirdi. Bizi eğitenler uzun zamandan beri sirkte çalışan, genellikle de aileleri birkaç kuşaktır sirklerde çalışmış kişilerdi. Sirkte bana havada takla atmayı öğreten İtalyan bir göstericiyi hatırlıyorum. Yaklaşık dört yaşındaydım. Bu gösterici ilk önce bir güvenlik kemeriyle beni bağladı; sonra paralelimde koşarak elleriyle bana destek sağladı. Sonunda ellerini bıraktı ve hareketi ben kendim yaptım.

Yaşadığım tek kaza büyük çadırın ringindeki büyük tören alayı sırasında meydana geldi. Kardeşim ve ben, iki maymunu olan bir palyaçonun arkasında, bir fil sürüsünün önünde yürüyorduk. Kollarımı sallayarak yürürken maymunlardan birini korkutmuş olmalıyım ki elimi kapıp sert şekilde ısırdı. Neyse ki ısırdığı yerde bir enfeksiyon oluşmadı, fakat sol elimde hâlâ çok da belli olmayan bir iz var. Aslında bu iz benim için ciddi bir ders oldu: Ne kadar şirin ve uysal görünürlerse görünsünler vahşi hayvanlarla ilgilenirken her zaman tedbirli olmak gerekir.

Değerli Dersler Öğrendim

Sirk yaşamı hiçbir zaman aile yaşamımızla çakışmadı. Ana babam doğru ilkeler ve iyi ahlak standartları öğretmek üzere bize her zaman vakit ayırırdı. Babamın beni dizine oturtup farklı ırktan ya da geçmişlerden insanlara karşı önyargılı olmamak konusunda öğüt verdiğini hâlâ hatırlıyorum. Bu benim için özellikle değerli bir dersti, çünkü yalnızca fiziksel yönden farklı insanlarla değil, farklı milletlerden olan insanlarla da yaşıyordum.

Annemin de üzerimizde olumlu bir etkisi oldu. Bazen büyük çadır tamamen dolar, bazen de fazla kimse gelmezdi. Annem ellerini birbirine çarparak bize seslenirdi: “Siz insanların eğlenmesi için gösteri yapıyorsunuz, para için değil! Yüzlerce kişi de gelse birkaç kişi de gelse, her zaman elinizden gelenin en iyisini yapmalısınız.” Bu sözleri hiç unutmuyorum. Bu onun kaç kişi geldiğine bakmaksızın sirke gelenlere kişisel ilgi göstermemiz gerektiğini söylemesinin bir yoluydu.

Gösterilerin yanı sıra kardeşimin de benim de gösterilerden sonra temizliğe yardım etme, yerlerden kağıt ve çöpleri toplama gibi günlük işlerimiz vardı. Bu bizim için iyi bir eğitimdi.

Nisandan eylüle kadar sirkimiz sürekli oradan oraya yolculuk ederdi, bu nedenle diğer çocuklar gibi okula gidemezdik. Kışı Hugo kentinin (Oklahoma) merkezinde geçirirdik. O süre boyunca yaklaşık beş ay okula giderdik. Diğer sirkler de kışı orada geçirdiğinden aynı koşullarda bulunan pek çok çocuk vardı. Bu nedenle kasabanın okul sistemi bizim özel durumumuza uyarlandı.

Hayatımızı Değiştiren Gün

Babam bir sabah saat 5 sularında kalktı ve yapacağımız yolculuk için bizi hazırlamaya başladı. Tarih 16 Eylül 1960’tı. Bu asla unutamadığım sabahta annem, babamla fil kamyonuna binmek yerine sirkin sağladığı her zamanki ulaşım aracına binmemize karar verdi.

Sirki kuracağımız yere vardığımızda kardeşim ve ben bu yeni yeri keşfetmeye başladık. Sonra birinin “ciddi bir kaza oldu. Smalley ve sirk şefi öldü” diye bağırdığını duyduk. Tabii ki ilk tepkim ‘Bu doğru olamaz, bir yanlışlık olmalı’ diye düşünmekti. Fakat sonra annemin de hemen kaza yerine gitmiş olduğunu fark ettim. Görünüşe göre babam kamyonla Placerville (California) yakınlarındaki bir dağdan geçerken frenler tutmamıştı. Anlaşılan fillerin ağırlığı nedeniyle römork sürücünün oturduğu kısmın üzerine çıkmıştı. Kamyonun büyük benzin deposu sıkışmış, sonra patlamış, babamın ve onunla birlikte yolculuk eden sirk şefinin hemen ölmesine neden olmuştu. O gün perişan olmuştum. Babamla çok yakın bir ilişkimiz vardı. Gerçekten onunla arkadaş gibiydik.

Babamı memleketi Rich Hill’de (Missouri) gömdükten sonra sirkimiz turunu tamamlamak için yolculuğa devam ederken biz kışları geçirdiğimiz yere, Hugo’nun (Oklahoma) merkezine gittik. O dönem boyunca biz çocuklar düzenli olarak okula gittik. Bu yeni bir deneyimdi. Bununla birlikte biz hevesle Kelly Miller Show’la birlikte tekrar seyahat edeceğimiz sonraki sezonu bekliyorduk. Fakat hayatımız beklenmedik şekilde değişti.

Hayatımıza Mukaddes Kitap Giriyor

Bir gün okuldan eve geldiğimde, annem beni Mukaddes Kitabı bizimle tetkik etmek amacıyla gelmiş bir bayanla tanıştırdı. Onun adı Jimmie Brown’dı ve bir Yehova’nın Şahidiydi. Yapmak istediğim son şey Mukaddes Kitabı incelemekti. Sirke geri dönmek istiyordum. Çünkü trapezde sallanmayı öğrenmek yıllardır hedefim ve hayalimdi. Kardeşim ve ben pratik yapabilmek için iki ağaç arasına geçici bir trapez bile yapmıştık. Fakat hepimiz Mukaddes Kitabı incelemeye başladık ve Hugo’da sadece sekiz kişilik grubun ibadetlerine katılmaya başladık. Bir süre sonra annem, sirk yaşamını bırakmaya ve Mukaddes Kitabı incelemeye devam etmeye karar verdi. Onun kararını istemeye istemeye kabul ettim. Bu karara bağlı kalmak özellikle sirkteki ailemizin üyeleri ziyarete geldiğinde ve neden onlara katılmadığımızı merak ettiklerinde bize zor geliyordu.

Sirk yaşamı dışında bir hayatı tanımıyordum. Bir ara sanki babama ihanet ediyormuşuz gibi hissettim. Öte yandan Mukaddes Kitabı inceleme nedenim aslında onun ölümüydü. Çünkü bende Mukaddes Kitabı inceleme isteği uyandıran en güçlü etkenlerden biri dirilme ümidiydi. Bu ümit benim için hâlâ çok canlıdır. Yeryüzünde vaat edilen Cennette dirildiğinde babamı ilk karşılayan kişilerden biri olmak istiyorum.—Vahiy 20:12-14.

Reeder çifti, Yehova’nın teşkilatının büyük bir aile olduğunu görmemize yardım etti. Bu gerçekten çok doğruydu! Şahitlerden oluşan oradaki küçük grup, Yehova’ya birlikte tapınan birkaç aileden oluşan bir cemaat haline geldi. Beni ruhi oğulları olarak benimseyen Robert ve Carol Engelhardt çiftinden de söz etmeliyim. Onlar ergenlik döneminde bana sevgi dolu fakat kararlı bir şekilde öğüt ve rehberlik sağladılar.

İsa’nın olgun takipçilerinin gösterdiği bu sevgi yaşamımızdaki büyük boşluğu doldurdu. Bu gerçeği, İsa’nın bir takipçisi olarak geçirdiğim yıllar boyunca çeşitli şekillerde yaşadım. Yıllar boyunca hem Oklahoma hem de Texas’da yaşadım ve her cemaatte sevgi dolu pek çok kardeşle karşılaştım. Yaşlı biraderlerin bazıları beni bir baba gibi yönlendirip teşvik ettiler. Evet, onlar gerçekten benim ruhi babalarım oldular.

Tekrar Seyahat Ediyorum

Annem birkaç yıl önce öldü. Öldüğünde Mukaddes Kitabı ciddiyetle inceleyen, İsa’nın imanlı bir takipçisiydi. Tanrı Kendisine vefalı olanları dirilttiğinde onun çok sevineceğini biliyorum. Yehova’nın teşkilatının bana çeşitli şekillerde sağladığı aile ortamı o günü beklerken beni teselli ediyor.

Tanrı’nın toplumu içinde karım Edna’yı bulduğumda özellikle bereketlendiğimi hissettim. Evlendikten sonra işlerimizi vaktimizin tümünü Tanrı’nın Sözünü duyurma işine ayıracak şekilde ayarladık. İhtiyaçlarımızı karşılamak için, stajyer televizyon muhabiri olarak çalıştım. Bu konuda hiçbir tecrübem ya da eğitimim yoktu, fakat Yehova’nın Şahitlerinin cemaatinde Mukaddes Kitabı insanlara öğretmek üzere aldığım eğitim beni bu iş için hazır hale getirmişti. Sonunda bir radyo istasyonunda haber direktörü oldum. Bununla birlikte amacım asla medyada ün kazanmak değildi. Edna ve ben Mukaddes Kitap hakikatlerini ihtiyacın olduğu yerlerde öğreterek hizmet etmek istiyorduk.

Yehova’nın Şahitlerinin cemaatlerini ziyaret etmek amacıyla 1987’de çevre sorumlusu olarak hizmet etmem istendi. O zamandan beri gönüllü olarak her hafta farklı bir cemaati ziyaret ediyorum ve ruhi kardeşlerime Mukaddes Kitap eğitim işimizde teşvik ve eğitim sağlıyorum. Şimdi ruhi ailem daha da büyük. Eşim ve ben hiçbir zaman çocuk sahibi olmadıysak da Yehova’nın teşkilatında pek çok ruhi oğul ve kız sahibi olduk.

Uzun yıllar sonra hâlâ şehir şehir seyahat ediyor olmam ilginç bir tesadüf. Sirk işinden çevre işine! Ara sıra, ‘acaba trapez işinde başarılı olacak mıydım?’ diye merak ediyorum. Ya da ‘üçlü taklada usta olma hayalimi gerçekleştirir miydim?’ diye düşünüyorum. Fakat böyle düşünceler Tanrı’nın cennet yeryüzü vaadi hakkında düşündüğümde hemen zihnimden siliniyor.—Vahiy 21:4.

İlk adımlarımı sirkte attım ve orada yürümeye başladım. Fakat Mukaddes Kitabın: “İyi şeyler müjdeleyenlerin ayakları ne güzeldir!” sözlerini de hiç unutmuyorum. (Romalılar 10:15) Gerçekten de insanların Tanrı’yı tanımalarına yardım etme onuru, bir sirkte çalışarak elde edebileceğim herhangi bir başarıdan çok daha üstündür. Yehova’nın bereketi yaşamdan doyum almamı sağladı!

[Sayfa 19’daki resimler]

Sirk ‘ailemizden’ bazıları ve tubasıyla birlikte babam

[Sayfa 21’deki resim]

Bugün karım Edna ile

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş