Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g05 Haziran s. 3-6
  • Egzersiz Yapmaya Gerçekten İhtiyacınız Var mı?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Egzersiz Yapmaya Gerçekten İhtiyacınız Var mı?
  • Uyanış!—2005
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Teknoloji: Nimet mi Bela mı?
  • Hareketsiz Bir Yaşam Tarzının Tehlikeleri
  • Küresel Bir Sorun
  • Yeterince Egzersiz Yapıyor musunuz?
    Uyanış!—2005
  • Fiziksel Faaliyetsizlik Sizi Öldürebilir
    Uyanış!—1994
  • Sağlığınızı Nasıl Koruyabilirsiniz?
    Uyanış!—1999
  • Çocuklarda Şişmanlık Neler Yapılabilir?
    Uyanış!—2009
Daha Fazla
Uyanış!—2005
g05 Haziran s. 3-6

Egzersiz Yapmaya Gerçekten İhtiyacınız Var mı?

“Formda kalmak için haftada iki defa spor yapın. Her gün 30 dakika egzersiz yapın. Kanserden korunmak için alkolden uzak durun. Kalp hastalığı riskini azaltmak için alkol kullanın. İyi niyetle verilen böyle öğütlerden hiç bunaldığınız oldu mu? Gazetelerde bir gün bir öğüt verilirken diğer hafta tamamen farklı bir tavsiyede bulunuluyor. . . . . Neden bilim adamları bir türlü hemfikir olamıyorlar? Neden kahve bir hafta zararlıyken, diğer hafta yararlı oluyor?” (Barbara A. Brehm, spor hekimliği dalında profesör).

SAĞLIK uzmanlarının beslenme ve vücut sağlığı konularındaki görüşleri çoğunlukla birbiriyle çelişir. Sağlıklı olmak için yapılması ve yapılmaması gerekenler hakkındaki bilgi bombardımanı birçok kişinin kafasını karıştırır. Ancak konu ölçülü fiziksel faaliyetlere duyulan ihtiyaca geldiğinde tüm bilim adamlarının aynı görüşte birleştiği görülür: Daha sağlıklı olmak istiyorsanız düzenli olarak egzersiz yapmalısınız!

Fiziksel faaliyetlerdeki yetersizlik çağımızın ciddi bir sorunu haline gelmiştir. Bu sorun özellikle de sanayileşmiş ülkelerde baş gösteriyor. Geçmişte böyle ülkelerdeki insanlar çiftçilik, avcılık ya da inşaatçılık gibi el emeği isteyen ağır işlerde çalışırlardı. Geçinmek için fiziksel yönden büyük çaba harcamak genelde atalarımızın üzerinde büyük bir yük oluşturuyordu, hatta yaşam sürelerini kısaltıyordu. AnaBritannica ansiklopedisine göre ortalama ömür beklentisi ‘Antik Çağda 28 yıl dolayındaydı.’ Buna karşılık bu ortalama 20. yüzyılın sonlarında gelişmiş ülkelerde 74 yıla çıktı. Acaba bu değişikliğin nedeni neydi?

Teknoloji: Nimet mi Bela mı?

Günümüzdeki insanlar yüzyıllar önce yaşayanlara kıyasla daha sağlıklılar ve daha uzun yaşıyorlar. Bunun bir nedeni teknoloji devrimidir. Modern buluşlar iş yapma şeklimizi değiştirdi ve birçok yorucu iş daha zahmetsiz hale geldi. Hekimlik mesleğinde hastalıklara karşı verilen mücadelede büyük ilerlemeler kaydedildi ve bu sayede birçok kişi daha sağlıklı hale geldi. Ancak ortada bir çelişki var.

Modern teknoloji bir yandan sağlığa katkıda bulunurken diğer yandan da nüfusun büyük kısmının zamanla hareketsiz bir yaşam tarzını benimsemesine yol açtı. Amerikan Kalp Birliği’nin kalp ve damar hastalıklarıyla ilgili geçenlerde yayımladığı bir rapora göre “ekonomik değişim, kentleşme, sanayileşme ve küreselleşme, yaşam tarzında kalp hastalıklarını körükleyen değişikliklere yol açıyor.” Raporda başlıca risk etkenleri arasında “hareketsizlik ve sağlıksız beslenme” sayılıyor (International Cardiovascular Disease Statistics).

Bundan sadece 50 yıl önce birçok ülkede çalışkan bir adam atla ve sabanla ter dökerek çalışır, birçok yere yürüyerek gider, akşam da evdeki tamir işlerini yapardı. Ancak torunlarının yaşam tarzı oldukça farklı. Günümüzde çalışan biri günün büyük kısmında genelde bilgisayar karşısında oturuyor, hemen her yere arabayla gidiyor, akşamlarını da televizyon önünde geçiriyor.

Bir araştırmaya göre, önceleri ağaç kesip kütükleri taşıyarak günde yaklaşık 7.000 kalori yakan İsveçli oduncular, artık ağır işlerinin çoğunu gelişmiş makineler yaparken sadece onları denetliyorlar. Bir zamanlar çoğu yol insanlar tarafından kazma kürekle yapılır ve onarılırdı. Ancak artık kazı ve küreme işleri gelişmekte olan ülkelerde bile buldozerler ve başka ağır araçlarla yapılıyor.

Çin’in bazı kısımlarında ulaşım aracı olarak bisikletlerin yerini “scooter” olarak bilinen küçük motosikletler almaya başladı. Tüm yolculukların yüzde 25’inin ortalama 1,5 kilometreyi bulmadığı Amerika’da bu kısa yolların yüzde 75 kadarı otomobille katediliyor.

Modern teknoloji, hareketsiz yaşam tarzı olan bir nesil de ortaya çıkardı. Bir araştırmaya göre video oyunları “daha zevkli ve gerçeğe uygun hale geldikçe çocuklar da . . . . oyun kumandalarıyla daha fazla vakit geçiriyorlar.” Televizyon izlemeyle ve hareket etmeyi gerektirmeyen çocuklara yönelik diğer eğlence türleriyle ilgili olarak da benzer sonuçlara ulaşıldı.

Hareketsiz Bir Yaşam Tarzının Tehlikeleri

Fiziksel faaliyetlerdeki ani düşüş fiziksel, zihinsel ve duygusal yönden birçok sağlık sorununa yol açmaktadır. Örneğin Britanya’daki bir sağlık kuruluşu geçenlerde şunu bildirdi: “Hareketsiz çocuklar özsaygı eksikliği duyma, daha fazla kaygı ve stres yaşama tehlikesiyle karşı karşıyalar. Ayrıca sigara içme ve uyuşturucu kullanma olasılıkları aktif çocuklara nazaran daha yüksek. Hareketsiz yaşam tarzı olan çalışanlar aktif çalışanlara oranla işe daha az geliyorlar. Hareketsiz kişiler yaşamlarının ilerleyen yıllarında günlük işleri yapmaları için gereken kuvveti ve esnekliği kaybediyorlar. Sonuç olarak da birçoğu özgürlüklerini kaybediyor ve zihinsel sağlıkları kötüye gidiyor.”

Kanada Sağlık ve Yaşam Tarzı Araştırma Enstitüsü’nün başkanı Cora Craig şöyle söylüyor: “Kanadalılar iş başında daha önce olduklarından çok daha az hareket ediyorlar. . . . . Fiziksel faaliyetlerde genel bir düşüş var.” Kanada’da yayımlanan bir gazete “Kanadalıların yaklaşık yüzde 48’i kilolu, bunların yüzde 15’i de obez” diye bildiriyor (Globe and Mail). Ayrıca gazetede Kanada’daki yetişkinlerin yüzde 59’unun hareketsiz bir yaşam sürdürdüğü de bildiriliyor. Kuopio Üniversitesi’nden (Finlandiya) Dr. Matti Uusitupa “şişmanlık ve hareketsiz yaşam tarzındaki artış nedeniyle tip II diyabet hastalığının dünya çapında hızla” arttığını söyleyerek uyarıda bulunuyor.

Geçenlerde Hong Kong’ta yapılan bir araştırmaya göre 35 yaş ve üzeri kişilerde görülen ölümlerin yaklaşık yüzde 20’si yetersiz fiziksel faaliyetlerle ilişkili olabilir. Hong Kong Üniversitesi’nde profesör olan Tai-Hing Lam’ın yürüttüğü ve 2004 yılında bir epidemioloji yıllığında yayımlanan bu araştırmanın sonucunda, Hong Kong’ta yaşayan Çin nüfusunda “hareketsiz yaşam tarzının sigara içmekten daha riskli olduğu” görüldü (Annals of Epidemiology). Araştırmacılar Çin’in geri kalan kısmının yetersiz fiziksel faaliyetlerle bağlantılı olarak “büyük bir can kaybına şahit olacağını” söylüyorlar.

Acaba bu endişelerinde haklılar mı? Hareketsizlik gerçekten de sağlığımıza sigaradan daha fazla zarar verebilir mi? Aktif kişilere oranla hareketsiz kişilerin yüksek tansiyon, felç ve kalp krizi geçirme, bazı kanser türlerine ve osteoporoza yakalanma ve şişmanlama risklerinin daha yüksek olduğu yaygın olarak kabul edilmektedir.a

Bir gazete şöyle bildiriyor: “Yeryüzündeki her kıtada, hatta yetersiz beslenmenin yaygın olduğu bölgelerde bile kilolu veya şişman kişilerin sayısı korkutucu oranda artıyor. Yüksek kalorili beslenme biçimiyle hareketsiz yaşam tarzının bir araya gelişi bu duruma yol açan başlıca etkendir. Bu birleşim ABD’deki şişmanlık salgınının kaynağıdır.” Stockholm’deki (İsveç) Karolinska Enstitüsü’nde sağlık profesörü olan Dr. Stephan Rössner bu sözleri onaylayarak “Dünyada şişmanlığın artmadığı tek bir ülke yok” diyor.

Küresel Bir Sorun

Düzenli ve dengeli bir fiziksel faaliyet programının sağlığımız açısından yaşamsal önem taşıdığı açıktır. Ancak dünya nüfusunun çok büyük bir kısmı, iyi bilinen tehlikelerine rağmen hareketsiz bir yaşam sürmeye devam ediyor. Dünya Kalp Federasyonu dünya nüfusunun yüzde 60 ila 85’inin “sağlığına yarar sağlayacak kadar aktif olmadığına, bu sorunun özellikle de kızlar ve kadınlar arasında var olduğuna” inanıyor. Bu teşkilat “çocukların yaklaşık üçte ikisinin de sağlığa faydası dokunacak ölçüde hareket etmediğini” iddia ediyor. Amerika’da yetişkinlerin yüzde 40 kadarının hareketsiz bir yaşam tarzı var ve 12 ila 21 yaşlarındaki gençlerin hemen hemen yarısı enerji gerektiren faaliyetlere düzenli katılmıyor.

Avrupa’nın 15 ülkesinde hareketsiz yaşam tarzının ne kadar yaygın olduğunu görmek amacıyla yapılan bir araştırma, hareketsiz bir yaşam sürdüren kişilerin oranının yüzde 43 (İsveçliler) ila yüzde 87 (Portekizliler) arasında değiştiğini ortaya çıkardı. Bu oran São Paulo’da (Brezilya) ise yaklaşık yüzde 70’ti. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) “Dünya çapında yapılan sağlık anketlerinden toplanan bilgi belirgin ölçüde tutarlı” diyor. Öyleyse yılda tahminen iki milyon kişinin hareketsizlikle bağlantılı sebeplerden ölmesi bizi şaşırtmamalı.

Dünya çapındaki sağlık uzmanları bu gelişmeyi tehlikeli buluyor. Bu nedenle tüm dünyadaki hükümetler halkı ölçülü fiziksel faaliyetlerin yararları hakkında bilgilendirmek üzere çeşitli kampanyalar başlattı. Avustralya, Japonya ve Amerika 2010 yılına kadar vatandaşlarının fiziksel faaliyetlerini yüzde 10 artırmayı umut ediyor. İskoçya da 2020 yılına kadar yetişkin nüfusunun yüzde 50’sinin düzenli olarak fiziksel faaliyetlerde bulunmasını amaçlıyor. WHO’nun yayımladığı bir rapora göre “Ulusal programlarını fiziksel faaliyetler üzerinde yoğunlaştıran diğer ülkeler Meksika, Brezilya, Jamaika, Yeni Zelanda, Finlandiya, Rusya Federasyonu, Fas, Vietnam, Güney Afrika ve Slovenya.”

Hükümetlerin ve sağlık kuruluşlarının çabalarına rağmen sağlığınızla ilgilenme sorumluluğu en başta size aittir. Kendinize şu soruları sorun: ‘Yeteri kadar hareket ediyor muyum? Yeterince egzersiz yapıyor muyum? Yapmıyorsam hareketsiz yaşam tarzımdan kurtulmak için neler yapabilirim?’ Sonraki makale fiziksel faaliyetleri artırmanın yolları üzerinde duracak.

[Dipnot]

a Hareketsizlik, yaşamı tehdit eden bazı rahatsızlıkların oluşma riskini çarpıcı biçimde yükseltir. Örneğin Amerikan Kalp Birliği’ne göre hareketsizlik “kalp hastalığına yakalanma riskini ikiye katlar, yüksek tansiyon riskini ise yüzde 30 artırır. Ayrıca kalp-damar hastalığından ve felçten ölme riskini de ikiye katlar.”

[Sayfa 4’teki çerçeve]

Hareketsizliğin Bedeli

Birçok hükümet ve sağlık kuruluşu hareketsiz yaşam tarzının toplum üzerinde oluşturduğu maddi yük hakkında ciddi olarak kaygılanıyor.

● Avustralya - Bu ülkede hareketsizlikle bağlantılı olarak yapılan yıllık sağlık harcamaları yaklaşık 377 milyon doları buluyor.

● Kanada - Dünya Kalp Federasyonu’na göre Kanada’da sadece bir yılda “hareketsizlik yüzünden” ortaya çıkan sağlık problemleri için 2 milyar dolar harcandı.

● Amerika Birleşik Devletleri - Amerika’da 2000 yılında doğrudan hareketsizlikle bağlantılı olarak çok büyük miktarda (76 milyar dolar) tıbbi harcama yapıldı.

[Sayfa 5’teki çerçeve/resimler]

Çocukların Fiziksel Faaliyetlere İhtiyacı Var

Son zamanlarda yapılan araştırmalar sonucunda fiziksel etkinliklere düzenli olarak katılmayan çocukların sayısının giderek arttığı ortaya çıktı. Hareketsizlik kızlarda daha yaygın. Öyle görülüyor ki, çocuklar büyüdükçe fiziksel faaliyetleri de azalıyor. Çocukların düzenli fiziksel faaliyetten görebilecekleri birçok yarardan bazıları şunlardır:

● Hem kemikler ve kaslar güçlenir hem de sağlıklı eklemlere sahip olunur

● Kilo fazlalığı önlenir

● Yüksek tansiyonla bağlantılı sorunlar önlenir ya da ertelenir

● Tip II şeker hastalığı engellenir

● Özsaygı artar, kaygı ve stres önlenir

● Hareketli bir yaşam tarzı benimsenir, böylece hareketsiz bir yetişkinlik döneminden kaçınılabilir

[Sayfa 6’daki çerçeve/resim]

Daha Sağlıklı Bir Yaşlılık Dönemi

Kişinin yaşı ne kadar ilerlemişse ölçülü bir egzersiz programından o kadar çok yarar göreceği söylenir. Yine de birçok yaşlı, bir yerlerini incitmek ya da hastalanmak korkusuyla düzenli olarak fiziksel faaliyette bulunmaktan kaçınıyor. Yaşlıların ağır bir egzersiz programına başlamadan önce doktora danışmaları gerektiği doğrudur. Ancak uzmanlar fiziksel faaliyetlerin yaşlıların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırdığına inanıyorlar. Yaşlıların düzenli egzersiz yaparak yarar görebilecekleri alanlardan bazıları şunlardır:

● Zihnen uyanık olma

● Denge ve esneklik

● Ruhsal sağlık

● Hastalık veya yaralanma durumunda iyileşme hızı

● Mide, bağırsak ve karaciğerin işlevleri

● Metabolizma

● Bağışıklık sistemi

● Kemik yoğunluğu

● Enerji düzeyi

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş