Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • tr böl. 3 s. 17-26
  • Tanrı Kimdir?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Tanrı Kimdir?
  • Hayata Sevk Eden Hakikat
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • TANRI’NIN NİTELİKLERİ NELERDİR VE NEDEN SADECE O’NA TAPINMALIYIZ?
  • TANRI “ÜÇLÜK” TANRISI MI?
  • TANRI’YA “RUHLA VE HAKİKATLE” TAPINMAK
  • Tanrı Kimdir?
    Yeryüzündeki Cennette Ebediyen Yaşayabilirsiniz
  • Tanrı Kimdir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2002
  • İsa Mesih Tanrı’nın Sevgili Oğlu
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1988 (Dinsel Seri 85-96)
  • Üçlük—Mukaddes Kitapta Öğretiliyor mu?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1993
Daha Fazla
Hayata Sevk Eden Hakikat
tr böl. 3 s. 17-26

Bölüm 3

Tanrı Kimdir?

1. Tanrı’nın kim olduğu hakkında neden çok karışıklıklar vardır?

İNSANIN Tanrı’ya ve O’nun yardımına olan ihtiyacı, hiçbir zaman bugünkü kadar büyük olmamıştır. Hayatımız O’nun kim olduğunu bilmemize bağlıdır. Fakat ne gariptir ki, O’nun kim olduğu konusunda birçok karışıklıklar vardır; çünkü geçmişte olduğu gibi günümüzde de, çeşitli ülkelerde tapınılan birçok tanrılar vardır. Fakat Mukaddes Kitap, yalnız bir tek hakiki Tanrı’nın var olduğunu açıkça göstermektedir.—I. Korintoslular 8:5, 6.

2. (a) Hakiki Tanrı’nın özel ismi “Tanrı” mıdır? (b) O’nun özel ismi nedir?

2 Var olan bu birçok sahte tanrıdan Kendisini ayırt etmek amacıyla, hakiki Tanrı Kendisine özel bir isim vermiştir. Bu isimle Kendisini diğer bütün tanrılardan ayırır. Bazıları şöyle sorabilir: “O’nun ismi ‘Tanrı’ değil mi?” Hayır, “Tanrı” sadece bir unvandır, tıpkı “Başkan,” “Kral” ve “Hâkim” sözcüklerinin unvanlar olduğu gibi. Tanrı’nın özel ismi, bize O’nun Sözü olan Mukaddes Kitap aracılığıyla bildiriliyor; bu isim YEHOVA’dır. Bu isim, Mukaddes Kitabın Türkçe tercümesinde İşaya 42:8’de bulunuyor; orada şunları okuyoruz: “Ben Yehovayım, ismim odur; ve izzetimi bir başkasına, ve hamdimi oyma putlara vermiyeceğim.” Ve hemen hemen bütün tercümelerde bu isim, “Alleluya” veya “Halleluya” ifadesinin bir kısmı olarak Vahiy 19:1-6’da bulunur. Bu, “Yah’a hamdedin” demektir. (Yah, Yehova sözcüğünün kısaltılmış şeklidir.) The Catholic Encyclopedia (1910, VIII. Cilt, s. 329) bu Tanrısal İsim hakkında şöyle der: “Yehova, Eski Ahitte Tanrı’nın özel ismidir.” Fakat yeni bir Katolik tercümesi olan The Jerusalem Bible, diğer birçok tercümenin yaptığı gibi, devamlı olarak “Yahve” ismini kullanmaktadır. Acaba neden?

3. (a) Tanrı’nın ismi İbranice Kutsal Yazılarda nasıl geçmektedir? (b) Tanrı’nın isminin eski İbranicede nasıl telaffuz edildiğini tam olarak bilmek neden olanaksızdır?

3 Mukaddes Kitabın ilk otuz dokuz kitabının yazıldığı dil olan İbranicede Tanrı’nın ismi binlerce kez, İbranice dört harf olan YHVH şeklinde yazılmıştır. Eski zamanlarda İbrani dili, sesli harfler kullanılmadan yazılırdı; okuyucu sözcükleri okurken sesli harfleri kendisi tamamlardı. Böylece sorun, İbranilerin YHVH sessiz harfleriyle birlikte hangi sesli harfleri kullandıklarını bugün tam olarak bilmemizin olanaksız olmasıdır. Birçok bilim adamı, bu ismin “Yahve” olarak telaffuz edildiğini düşünüyor; fakat “Yehova” şekli, yüzyıllardan beri kullanılmakta olup, daha yaygın çapta bilinmektedir.

4. (a) Telaffuzunu tam olarak bilmediğimiz için, Tanrı’nın ismini kullanmamızın doğru olmadığını söyleyen din adamları kendi kendileriyle nasıl çelişkiye düşüyorlar? (b) Tanrı’nın isminin nasıl telaffuz edildiğinden çok daha önemli olan nedir? (c) Resullerin İşleri 15:14’e göre, Tanrı’nın ismini kullanmak neden önemlidir?

4 Tanrı’nın özel isminin tam telaffuzu kesin olarak bilinmediğinden, bazı din adamları bunu hiç kullanmamak gerektiğini ve bunun yerine sadece “Tanrı” veya “Rab” demenin yeteceğini söylemektedirler. Fakat onlar, “İsa” ve “Yeremya” isimlerinin kullanılmaması konusunda ısrar etmiyorlar. Oysa yaygın olarak kullanılan bu iki ismin, İbranicedeki telaffuzu çok farklıdır, yani “Yeş’ua” ve “Yirmiah” şeklindedir. Dolayısıyla, Tanrı’nın ismini sizin dilinizde anlaşıldığı şekilde “Yahve,” “Yehova” veya başka şekilde telaffuz etmeniz hayati önem taşıyan bir şey değildir. Yanlış olan, bu ismi kullanmaktan kaçınmaktır. Neden? Çünkü bu ismi kullanmayanların, Tanrı’nın “kendi ismine bir kavm” olarak seçtiği kimselerden oldukları söylenemez. (Resullerin İşleri 15:14) Tanrı’nın ismini bilmekle kalmayıp, Oğlunun yeryüzündeyken yaptığı gibi, başka insanlar önünde bu isme şeref vermeli ve hamt etmeliyiz.—Matta 6:9; Yuhanna 17:6, 26.

TANRI’NIN NİTELİKLERİ NELERDİR VE NEDEN SADECE O’NA TAPINMALIYIZ?

5. Neden hiçbir insan Tanrı’yı asla görmemiştir?

5 Bizzat Mukaddes Kitap bize Tanrı hakkında ne der? “Allah Ruhtur” der. (Yuhanna 4:24) Bir ruh, ne et ve kandan, ne de insan duyularıyla görülebilen veya hissedilebilen fiziksel maddelerden oluşur. (I. Korintoslular 15:44, 50) Bu nedenle, insan gözleri hiçbir zaman Tanrı’yı görmemiştir. (Yuhanna 1:18) Tanrı, gözlerimizin gördüğü herhangi bir şeyden çok çok üstündür. Dağların haşmeti, güneşin parlaklığı, hatta yıldızlı göklerin izzeti bile, O’na oranla bir hiçtir.—İşaya 40:25, 26.

6. (a) Mukaddes Kitap Vahiy 15:3, 4’te Tanrı’nın niteliklerini nasıl tanımlar? (b) Tanrı’nın başlangıcı var mıdır?

6 Bunun için gökte şu ilahinin söylenmesine şaşmamalı: “Ey her şeye kadir olan Rab (Yehova) Allah, senin işlerin büyük ve acîptir; ey milletlerin Kıralı, senin yolların doğru ve hakikîdir. Ya Rab, kim korkmıyacak, ve senin ismini taziz etmiyecektir? Çünkü yalnız sen kuddûssun.” (Vahiy 15:3, 4) “Devirlerin Kıralı” Yehova Tanrı, her şeyin Yaratıcısı olarak her şeyden önce vardı. Kendisi “ezelden ebede kadar”dır; bu, başlangıcı olmadığı ve hiçbir zaman sonu olmayacağı anlamına gelir.—I. Timoteos 1:17; Mezmur 90:2.

7. (a) Vahiy 4:11’e göre tapınmamızın sadece Yehova’ya yöneltilmesi neden yerindedir? (b) Tanrı yarattığı tüm şeyleri neyi kullanarak meydana getirdi?

7 Bu nedenle, tapınmamızın sadece O’na yöneltilmesi ne kadar yerindedir! O’nun yarattığı şeylere baktığımızda biz de şunları söyleyebiliriz: “Ya Rabbimiz (Yehova) ve Allahımız, izzeti ve hürmeti ve kudreti almağa lâyıksın, çünkü bütün şeyleri sen yarattın, ve senin iradenle mevcut idiler, ve yaratıldılar.” (Vahiy 4:11) Kendisi, yarattığı şeyleri, insanların kullandığına benzer aletlerle değil, görünmez faal kuvveti olan mukaddes ruhunu kullanarak meydana getirmiştir. (Tekvin 1:2; Mezmur 104:30) Daha sonra, insanlarla ilgili yeryüzündeki iradesini ve amacını öğrenmemiz için, Mukaddes Kitabı bu aynı mukaddes ruhla yazdırmıştır.—II. Petrus 1:21.

8. (a) Tanrı’ya karşı neden sorumluyuz? (b) Dolayısıyla hangi soru üzerinde ciddi olarak düşünmeliyiz?

8 ‘O’nun iradesi ile’ yaratıldıklarından, her şeyin Tanrı’nın amacına hizmet etmesi gerekir. Yehova ilk erkek ve kadın olan Âdem ile Havva’ya kendileriyle ilgili amacını bildirmiş ve buna uygun şekilde hareket etme sorumluluğunu onlara yüklemiştir. Biz de Tanrı’ya karşı sorumlu muyuz? Evet, çünkü Tanrı hayatımızın Kaynağıdır. Bu, yalnız Tanrı’nın hayat verdiği ilk insan çiftinden geldiğimizden doğru değil; aynı zamanda, yaşamımızın sürekli olması için her gün gereken, güneş, yağmur, hava ve gıdadan devamlı olarak yararlanmamıza Yehova’nın izin vermiş olduğundan dolayı da doğrudur. (Mezmur 36:9; Matta 5:45) Öyle ise, biz, Tanrı’nın bizlerle ilgili amacına ne derece uygun bir hayat yaşıyoruz? Bu konuda ciddi olarak düşünmeliyiz, çünkü ebedi hayat kazanma fırsatımız buna bağlıdır.

9. (a) Tanrı’dan hangi açıdan korkmalıyız? (b) Yehova’nın her şeye kadir olduğuna neden sevinebiliriz?

9 Tanrı’dan gerçekten korkmalı mıyız? Evet, iradesi doğru olduğundan, bu iradeye isyan etmeye izin vermeyen uygun bir korkuya sahip olmalıyız. Sıradan durumlarda bile, bize zarar verecek veya hayatımızı yitirmemize neden olacak tehlikelerden korkmaz mıyız? O halde “Her şeye kadir olan Rab Allahı” memnun etmeyecek şeyleri yapmaktan çok daha fazla korkmalıyız. O’nun her şeye kadir olduğuna sevinebiliriz, çünkü “RABBİN gözleri, yürekleri kendisi ile bütün olanlar uğrunda kuvvetli olduğunu göstermek için bütün yeryüzünde fırlanır.” (II. Tarihler 16:9; İşaya 40:29-31) Yehova’nın kendi kudretini her zaman doğru bir amaçla ve doğruluğu sevenlerin iyiliği için kullandığından emin olabiliriz. Çünkü “Allah sevgidir.”—I. Yuhanna 4:8.

10. Yehova’nın hangi niteliklerinden dolayı Tanrımız olması bizi mutlu kılar?

10 Bu nedenle, Yehova baskıcı bir Tanrı değildir. “Bütün yolları haktır.” (Tesniye 32:4) “Münhasır bağlılık talep eden bir Tanrı” olduğu doğrudur; fakat aynı zamanda “çok acıyan ve lûtfeden, geç öfkelenen ve inayeti ve hakikati çok olan“ bir Tanrıdır. (Çıkış 20:6; 34:6) O, “yaratılışımızı bilir; hatırlar ki biz toprağız.” (Mezmur 103:14) Başımızda, Yüce Hâkim, Kanunkoyucu ve Kral olarak böyle adil fakat şefkatli bir Tanrı bulunduğundan, kendimizi gerçekten mutlu sayabiliriz.—İşaya 33:22.

11. Tanrı’nın belirli bir kanununun nedenini anlamadığımız zaman bile hangi şey bizi ona itaat etmeye yöneltecek?

11 Yehova’da “hikmet ile ceberrut . . . . öğüt ve anlayış” vardır. (Eyub 12:13) O’nun hikmetinin kanıtı, gerek gökte gerekse yerde yarattığı tüm şeylerde görülür. Öyle ise, yerinde olarak şunları sorabiliriz: “Herhangi bir kişi Tanrı’nın hikmetinden neden şüphe duysun?” Mukaddes Kitap, O’nun bizden istediklerinin kalıcı refahımızı göz önünde bulundurarak yine bizim iyiliğimiz için olduğunu gösterir. İnsanlar olarak, ancak bir dereceye kadar bilgi ve tecrübeye sahip olduğumuzdan, Yehova tarafından verilen belirli bir kanunun neden o kadar önemli olduğunu ve bunun gerçekten nasıl iyiliğimize işlediğini tam olarak kavrayamadığımız zamanlar olabilir. Buna rağmen, Tanrı’nın kuşkusuz bizden çok daha fazla bilgiye sahip, tecrübesinin bizimkinden kesinlikle çok daha üstün ve yaptığı şeylerin sonsuz iyiliğimiz için olduğuna dair sağlam inancımız, bizi kendisine istekli bir yürekle itaat etmeye yöneltecektir.—Mezmur 19:7-11; Mika 6:8.

TANRI “ÜÇLÜK” TANRISI MI?

12. (a) Atanas İman İkrarı gibi kilise iman ikrarları Tanrı hakkında neler öğretiyor? (b) Bu öğretiler hakkında hangi soruları sormalıyız?

12 “Üçlük” sözcüğü Mukaddes Kitapta bulunmamasına rağmen, Hıristiyan âleminin birçok mezhebi Tanrı’nın bir “Üçlük tanrısı” olduğunu öğretir. Bir süre önce Dünya Kiliseler Meclisi, bu Meclisin üyesi olan bütün dinlerin “bir Tanrı’nın, Baba, Oğul ve Mukaddes Ruh olduğunu,” yani bir Tanrı’da üç kişinin bulunduğu inancını savunması gerektiğini söylemiştir. Bu öğretiyi öğreten kimseler, bunun “bir sır” olduğunu itiraf ederler. Miladi tarihin yaklaşık sekizinci yüzyıla ait Atanas İman İkrarı, Baba, Oğul ve Mukaddes Ruhun üçünün de aynı özden olduğunu, üçünün de ebedi olduğunu (dolayısıyla başlangıçları olmadığını) ve üçünün de her şeye kadir olduğunu söyler. Böylece iman ikrarında: “Üçlükte, hiçbiri diğerinden önce veya sonra; hiçbiri diğerinden daha büyük veya daha küçük değildir”a deniyor. Acaba bu akla uygun mu? Ve bundan daha önemli bir soru: Bu inanç, Mukaddes Kitaba uygun mu?

13. New Catholic Encyclopedia’ya göre, İbrani peygamberler ve ilk Hıristiyanlar “Üçlük” öğretisine inanıyorlar mıydı?

13 Bu öğreti, gerek İbrani peygamberler, gerekse Hıristiyan resuller tarafından bilinmiyordu. New Catholic Encyclopedia (1967 baskısı XIV. Cilt, s. 306) “Kutsal Üçlük öğretisinin E[ski] A[hit]’te öğretilmediğini” itiraf etmektedir. Bu öğretinin başlangıcının İsa Mesih’in ölümünden yaklaşık üç yüz elli yıl sonra ortaya çıktığını da kabul etmektedir. Böylece, doğrudan doğruya İsa Mesih’ten öğretim almış olan Hıristiyanlar, Tanrı’nın bir “Üçlük” Tanrısı olduğuna inanmıyorlardı.

14. İsa, babasına eşit olmadığını nasıl göstermiştir?

14 İsa yeryüzündeyken, muhakkak ki Babasına eşit değildi; çünkü gerek kendisinin gerekse meleklerin bilmediği, yalnız Tanrı’nın bildiği şeylerin bulunduğunu söylemiştir. (Markos 13:32) Aynı zamanda, deneme altındayken yardım etmesi için Babasına dua ediyordu. (Luka 22:41, 42) Üstelik bizzat kendisi şöyle dedi: “Baba benden büyüktür.” (Yuhanna 14:28) Bu nedenle İsa, kendi Babasından “Tanrım” ve “yegâne hakiki Tanrı” olarak söz etmiştir.—Yuhanna 20:17; 17:3.

15. Diriltildikten sonra da, İsa’nın Tanrı’ya eşit olmadığını nasıl biliyoruz?

15 İsa öldükten sonra, Tanrı ona tekrar hayat ve öncekinden daha büyük bir izzet verdi. Bununla beraber, kendisi hâlâ Babasına eşit değildi. Bunu nasıl biliyoruz? Çünkü ilham edilmiş Mukaddes Yazılar daha sonra, Tanrı’nın hâlâ “Mesih’in başı” olduğunu bildirir. (I. Korintoslular 11:3) Aynı zamanda Mukaddes Kitap, İsa’nın Tanrı’nın tayin ettiği Kral olarak, bütün düşmanlarını ayaklarının altına koyuncaya kadar hüküm süreceğini söyler ve sonra da “o zaman Oğul her şeyi kendisine tâbi kılana tâbi olacaktır, ta ki Allah her şeyde her şey olsun” der. (I. Korintoslular 15:28) İsa Mesih’in diriltildikten sonra da Babasına eşit olmadığı açıktır.

16. (a) İsa’nın “ben ve Baba biriz” sözleri “Üçlük”ü öğretir mi? (b) İsa bu ifadeyle ne demek istedi?

16 Fakat bir keresinde İsa “ben ve Baba biriz” dememiş miydi? (Yuhanna 10:30) Evet, böyle dedi. Fakat bu söz “Üçlük” fikrinin doğmasına hiçbir şekilde yol açmaz; çünkü burada kendisi, bir olan üç kişiden değil, sadece iki kişiden söz etmektedir. İsa’nın söylediklerinin biraz önce okuduğumuz ayetlerle çelişmediği kesindir. Bir süre sonra kendisinin ardınca gidenler hakkında, “Biz bir olduğumuz gibi, onlar da bir olsunlar” diye dua ettiği zaman, “ben ve Baba biriz” ifadesiyle ne demek istediğini açıklamıştır. (Yuhanna 17:22) İsa ve Babası tam bir uyum içinde bulunduklarından “bir”dirler. Bunun için o, kendisini izleyenlerin tümünün de aynı şekilde Babası, kendisi ve birbirleriyle uyum içinde olmaları için dua etmiştir.

17. Yuhanna 1:1’deki ifade, neden “Üçlük”ü öğretmez?

17 Fakat İsa’dan “Kelâm” olarak söz eden Yuhanna 1:1’deki şu sözler için ne demeli? “Kelâm başlangıçta var idi, ve Kelâm Allah nezdinde (ile) idi, ve Kelâm Allah idi.” Acaba bu sözler, “Üçlük”ün kanıtı değil mi? Hayır. Her şeyden önce, burada üç değil, gene iki kişiden söz edildiğine dikkat edin. Ayrıca bu aynı babın 2. ayeti Kelâmın “başlangıçta Allah nezdinde (ile)” olduğunu söyler; 18. ayet ise, “hiç bir zaman Allahı kimse görmemiştir” der; fakat insanlar İsa Mesih’i görmüşlerdi. Bu nedenle ve Yunanca metinle tam bir uyum içinde olarak, 1. ayetin bazı tercümeleri şöyledir: “Söz Tanrı ile beraberdi ve Söz ilâh idi” veya “bir tanrı” idi; ki bu, Söz’ün tanrıya benzer kudretli biri olduğu anlamına gelir. Böylece Mukaddes Kitabın bu kısmı diğer kısımların hepsine uygundur ve “Üçlük”ü öğretmez.b

18. Mukaddes Kitabın MS 33 yılında Pentikost gününde gerçekleşen olaylara ilişkin kaydı, mukaddes ruhun bir kişi olmadığını nasıl kanıtlar?

18 “Üçlük”ün “üçüncü kişisi” olarak adlandırılan “Mukaddes Ruh”a gelince, bunun bir kişi değil, Tanrı’nın faal kuvveti olduğunu daha önce zaten görmüştük. (Hâkimler 14:6) Vaftizci Yahya, kendisinin su ile vaftiz ettiği gibi, İsa’nın mukaddes ruhla vaftiz edeceğini söylemişti. Su, nasıl bir kişi değilse, mukaddes ruh da bir kişi değildir. (Matta 3:11) Yahya’nın önceden bildirdiği şey, Tanrı, MS 33 yılının Pentikost gününde, Oğlu İsa Mesih aracılığıyla resul ve şakirtlerinin üzerine mukaddes ruhunu döktüğü ve “Hepsi ruhülkudüsle doldu”ğu zaman gerçekleşmişti. Onlar o zaman bir kişiyle mi “doldu”lar? Hayır; Tanrı’nın faal kuvveti ile doldular.—Resullerin İşleri 2:4, 33.

19. (a) “Üçlük” Mukaddes Kitabın bir öğretisi midir? (b) Eski çağlarda putperestler, hangi ülkede birçok üçlük tanrısına inanırlardı?

19 Gerçekler “Üçlük” konusunda neyi gösteriyor? Tanrı’nın Sözü olan Mukaddes Kitapta ne bu sözcük ne de bu düşünce bulunur. Bu öğretinin kaynağı Tanrı değildir. Fakat Sir E. A. Wallis Budge’ın Babylonian Life and History (1925 baskısı, s. 146 ve 147) kitabında yazılanlardan, eski Babil’de putperestlerin böyle bir şeye inandıklarını, hatta birden fazla üçlük tanrısına taptıklarını öğrenmek, size ilginç gelebilir.

TANRI’YA “RUHLA VE HAKİKATLE” TAPINMAK

20. Romalılar 12:2’ye göre, Tanrı’ya münhasır bağlılık verebilmek için ne yapmalıyız?

20 Bir kişiyi sevmek ve ona saygı göstermek için, onu gerçekte olduğu gibi tanımak gerekir. Tanrı’ya hakkı olan münhasır bağlılığı verebilmek için de Tanrı’nın Sözünü inceleyip ‘iyi, makbul ve kâmil iradesinin ne olduğunu kendinize kanıtlayabilmeniz’ gerekmektedir. (Romalılar 12:2) Önemli olan, insanların Tanrı’ya ne şekilde tapınmak istedikleri değil, Tanrı’nın Kendisine ne şekilde tapınılmasını istediğidir.

21. Bizzat Tanrı’nın Oğlunun sözlerine göre, Tanrı Kendisine ne şekilde tapınılmasını istiyor?

21 Dinsel törenler ve “tapınmaya yardım eden şeyler” bunları kullananların gözünde çok güzel görünebilir; fakat acaba Tanrı bunlara ne gözle bakıyor? Tanrı’nın onayını kazanmak istiyorsanız, bunu mutlaka bilmek istersiniz. Tanrı’nın bizzat Oğlu, “gerçekten tapınanların Babaya ruhla ve hakikatle tapınacakları”nı söylüyor. (Yuhanna 4:23) Acaba tapınmada suretler kullanmak, “ruhla ve hakikatle” tapınmak mıdır? Bu, Tanrı’yı memnun eder mi?

22. (a) Çıkış 20:4, 5’te Mukaddes Kitap dinsel suretler hakkında ne diyor? (b) Tanrı’nın Sözü olan Mukaddes Kitap, suretlerin tapınmada bir “yardımcı” olarak kullanılmasının hakiki tapınmada bir yeri olmadığını göstermek amacıyla ne der?

22 Çıkış 20:4, 5’te On Emrin birinde Tanrı Kendisi şöyle der: “Kendin için oyma put, yukarda göklerde olanın, yahut aşağıda yerde olanın, yahut yerin altında sularda olanın hiç suretini yapmıyacaksın; onlara iğilmiyeceksin; ve onlara ibadet etmiyeceksin.” Bazı insanlar dinsel bir sureti, görebildikleri ve ona dokunabildikleri için, Tanrı’ya tapınmada yalnızca bir “yardımcı” olarak görürler. Fakat Tanrı’nın, ilhamıyla resul Pavlus şöyle yazmıştı: “Görünüşle değil, iman ile yürüyoruz.” (II. Korintoslular 5:7) Tanrı bu konuda oldukça kesin bir tutuma sahiptir. Kendisi bize, suretler kullanmanın hakiki tapınmada yeri olmadığını fakat bu gibi suretlerin bir “yalancı şey” olduğunu söylüyor. (İşaya 44:14-20; Mezmur 115:4-8) Bazı kimseler, dinsel bir surete verilen şerefin Tanrı’ya verilen şereften daha az olduğunu ileri sürse bile, Tanrı, Kendi izzet ve hamdini bu gibi suretlerle asla paylaşmayacağını bizzat söyler.—İşaya 42:8.

23. Evimizde etrafımıza baktığımız zaman, Resul Yuhanna’nın hangi sözlerini aklımızdan çıkarmamalıyız?

23 Resul Yuhanna bizleri sevgiyle şöyle uyarır: “Kendinizi putlardan koruyun.” (I. Yuhanna 5:21) Siz evinizde etrafınıza bakıp bu emre itaat edip etmediğinizi kendi kendinize neden sormayasınız? (Tesniye 7:25) Kendi hayatınızı ve tapınma biçiminizi Yehova’nın sevgi dolu iradesiyle uyum içine sokmakla O’nun sonsuz nimetlerine kavuşabilirsiniz.—I. Korintoslular 10:14.

24. Tanrı’ya gerçek anlamda yaklaşmak istersek, ne yapmalıyız?

24 Yehova’nın haşmetli ve sevgi dolu amaçlarıyla ilgili bilgi almaya devam edin; o zaman O’na karşı olan sevginiz artacak. O’nun sevgi dolu inayeti sayesinde tatmakta olduğunuz iyi şeyler için, Kendisine her gün teşekkür etmekten geri kalmayın. O’nun hakkında daha fazla bilgi aldıkça, evrenin büyük Tanrısı olarak Kendisine vefa göstermenin önemini yüreğinize işleyin. O’na sevgiyle itaat etmekle, ebedi hayata götüren yolda yürüyebileceksiniz.—Efesoslular 4:23, 24; Mezmur 104:33-35.

[Dipnotlar]

a Cyclopœdia of Biblical, Theological, and Ecclesiastical Literature, J. M’Clintock ve J. Strong, II. Cilt, s. 561.

b “Üçlük”ü benimseyenler, Mukaddes Kitabın bazı tercümelerinde I. Yuhanna 5:7’de bulunan “Baba, Kelam ve Mukaddes Ruh; ve bu üçü birdir” sözlerini artık hemen hemen hiç anmazlar. Mukaddes Kitap metin eleştirmenleri, bu sözlerin sahte olduğu ve ilham edilmiş metne sonradan eklendiği konusunda görüş birliği içindedirler.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş