Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • lp böl. 7 s. 77-87
  • Hayatı Başlatan ve Sürdüren

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Hayatı Başlatan ve Sürdüren
  • Hayatın Bir Amacı Var
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • ‛KENDİLİĞİNDEN OLUŞAN HAYAT’ ÖĞRETİSİ ASILSIZ
  • BAŞLANGICI OLMAYAN BİR YARATICI
  • YERKÜREDEKİ DEVİRLER İNSANIN YARARI İÇİN
  • “HAYAT EKMEĞİ”
  • Yaşam—Amacı Nedir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
  • Ebediyen Yaşamak Sadece Bir Düş Değildir
    Yeryüzündeki Cennette Ebediyen Yaşayabilirsiniz
  • Bu Eserin Arkasında Ne Var?
    Sizinle İlgilenen Bir Yaratıcı Var mı?
  • Yaşamsal Çevrimler
    Uyanış!—2009
Daha Fazla
Hayatın Bir Amacı Var
lp böl. 7 s. 77-87

Bölüm 7

Hayatı Başlatan ve Sürdüren

1. Kişinin Yehova’yı kendi Tanrısı yapmasıyla ilgili ne gibi sorular doğuyor?

TÜM erkek ve kadınların günah ve nakamilliğin etkilerinden kurtulmalarına yol açan Yehova Tanrı, daha sonra onların hayatlarını sürdürmelerini de sağlayabilir mi? Yehova’yı kendi Tanrısı yapan bir kişi, sağlık ve mutluluk içinde sonsuz bir hayat yaşayacağına gerçekten güvenebilir mi?

2. Evreni yaratan Tanrı, onun sonsuza dek işlevini sürdürmesini de sağlayacak yetenekte midir?

2 Yeryüzünün varlığını sürdürmek, yaratma yeteneğine sahip olan Tanrı için zor bir iş olmasa gerek. Gerekirse, O, güneşin kuvvetini sürekli olarak yenileyebilir. Yeryüzünü ise, sanki kendi kendine yetebilen bir “uzay gemisi” gibi yapmıştır. Yeryüzü, atık maddeleri temizleyip kendini yeniden kullanılır hale getirebilecek ve yüzeyini daima yenileyebilecek olanaklara sahiptir. Ormanlar ve akarsular, kendi hallerine bırakılınca kısa zamanda kendi kendine tazelenmekte ve insanın yol açtığı zararları silebilmektedir.

3, 4. (a) Süleyman’ın Vaiz 1:4’deki sözleri, insanların ebediyen yaşayabileceği fikri ile çelişiyor mu? Açıklayın. (b) Süleyman’ın vardığı sonuç, İsa’nın sözleriyle birlikte, içinde yaşadığımız sıkıntılı dünyada bile aslında boş ve ümitsiz bir hayattan kurtulabileceğimizi nasıl gösterir?

3 Ya yeryüzünde yaşayan insanlar hakkında ne denilebilir? Hayatın fevkalade bir gözlemcisi olan Kral Süleyman şunları söylemişti: “Bir nesil gidiyor, ve bir nesil geliyor; fakat dünya [yerküre] ebediyen duruyor.” (Vaiz 1:4; I. Korintoslular 7:31) Süleyman, insan nesillerinin hep bu şekilde devam edeceğini söylemek istememişti. Onun söylemek istediği şey, içinde yaşadığımız şimdiki sistemde de olduğu gibi, ölümün “kral” olarak hüküm sürdüğü hayatın boşluğu idi. Vaiz kitabını okuduğunuzda Süleyman’ın, şimdiki zamanda yaşamakla ilgili hikmetli öğütler verdiğini göreceksiniz. Süleyman, özetle, şimdiki dünya sistemine, onun maddiyatına ve işlerine ümit bağlamamamız gerektiğini söyler.

4 İnsanlığın içinde bulunduğu durumu tanımlayan Süleyman, daha sonra gözlemlerinin sonuçlarını şu sözlerle dile getirir: “İşin sonu şudur; her şey işitildi: Allahtan kork, ve onun emirlerini tut; çünkü insanın bütün vazifesi budur.” (Vaiz 12:13) Süleyman’dan daha büyük biri olan İsa ise şu açıklamada bulundu: “Ebedi hayat, yegane hakiki Tanrı olan senin ve gönderdiğin İsa Mesih’in hakkında devamlı olarak bilgi edinmeleri demektir.”—Yuhanna 17:3.

5, 6. (a) Bir kimsenin ebediyen yaşaması neden mümkündür? (b) Bizimle ilgili iyi bir amacı olan yaşayan bir Yaratıcı’nın varlığını, insan yapısındaki hangi nitelikler kanıtlar?

5 Sevdiğiniz dost ve akrabalarınızla olan ilişkinizi, bir gün onları yitirmenin üzüntüsüne katlanmak zorunda kalmayacağınızı bilerek sürdürebilmeniz ne harikulade bir şey! Acaba böyle bir şey gerçekten mümkün mü?

6 Bu, mümkün olmanın ötesinde, kesin olarak gerçekleşecek bir şeydir. Çünkü Yehova “hak Allahtır, hay olan (yaşayan) Allah ve ebedi Kıral odur.” (Yeremya 10:10) Musa da, duasında, Tanrı’nın ebedi varlığından şöyle söz etti: “Ezelden ebede kadar, sen Allahsın.” (Mezmur 90:2) Tanrı, ebediyen yaşadığına göre, sadece hayatı başlatma değil, onu ebediyen sürdürme yeteneğine de sahiptir. İnsanın hayal kurma, güzellikleri takdir etme, iyilik, sevgi ve diğer duygulardan oluşan niteliklere sahip olması, insanın yaşayan bir Yaratıcısı olduğunu ve bu Yaratıcı’nın insanlıkla ilgili iyi bir amacı olduğunu kanıtlamaktadır. Rastlantı veya bilinçsiz güçlerin oluşturacağı bir dünyada duygular var olamazdı. Hayır, bu kesinlikle olanak dışıdır. Hayatın kaynağı mutlaka yaşayan biri olmalıdır.

‛KENDİLİĞİNDEN OLUŞAN HAYAT’ ÖĞRETİSİ ASILSIZ

7, 8. Louis Pasteur, hayatın cansız maddeden kendiliğinden oluşamayacağını nasıl kanıtladı?

7 Tıp ve Cerrahi bilim dallarının kendisine çok şey borçlu olduğu tanınmış bilim adamı Louis Pasteur, 1864’de ünlü bir Paris koleji olan Sorbonne’da bir derste şunları söyledi:

8 “Baylar, [sterilize edilmiş] sıvıyı size gösterip, o su damlasını, muazzam çeşitlilikte yaratılan şeylerin tümünün içinden seçerek aldığımı ve onun daha aşağı canlıların gelişmesi için elverişli bir ortam oluşturan elementleri bol miktarda içerdiğini söylerdim. Sonra karşısına oturup bekler, ilk hayatın oluşmasını sergileyen o güzel sahneyi gözlerimin önünde yeniden canlandırması için yalvarırcasına sorular sorarak merakla onu izlerdim. Fakat sessizlikten başka bir cevap alamayacağımı biliyorum. Yıllardır yapılan bu gibi deneyler zaten sessizlikten başka bir sonuç vermedi. Çünkü deney altındaki su damlası, havada beslenen mikroplardan, yani insanın asla türetemeyeceği bir şey olan hayattan tecrit edildi. Çünkü hayat mikrop, mikrop ise, hayat demektir. Hayatın kendiliğinden meydana geldiğini savunan öğreti, bu basit deneyin öldürücü darbesinden asla kurtulamayacaktır.”

9. Bilim adamları ve diğer gerçekçi kişiler Pasteur’ün buluşuna bugün nasıl iman ediyorlar?

9 Zamanımızdan yüz yılı aşkın bir süre önce söylenen bu sözler bugün hâlâ geçerlidir. Bilim adamları hiç bir zaman cansız maddenin kendiliğinden hayat türetmesini sağlayamamışlardır. Üstelik doktorlar, diş doktorları, cerrahlar ve bilim adamları, aslında Pasteur’ün deneyine güvendiklerinden, bir bakıma ona iman ettiklerinden dolayı hastane ve ameliyat aletlerini sterilize etmektedirler. Mikropların enfeksiyona veya bozulmaya neden olmasını önlemek için suyu sterilize, sütü ise pastörize etmektedirler. Sterilize bir ortamda hayat türeyebilseydi, bu gibi işlemlerin ne yararı olurdu? Dahası, bu işlemlerin etkisiz ve güvenilmez olduğu anlaşılsaydı, dünya bunlar için milyonlarca lira para harcamaya devam edebilir miydi?

10. (a) Mukaddes Kitap hayatın kaynağını bize nasıl gösterir? (b) ‛Tanrı’yı kim yarattı?’ sorusunu soran bir kimse aslında ne yapıyor?

10 Sonuç olarak, tüm deliller, kendisi de canlı olan bir hayat kaynağına işaret etmektedir. Mukaddes Kitap Yehova Tanrı hakkında şöyle der: “Hayatın kaynağı sendedir.” (Mezmur 36:9) Fakat bir kimse şöyle bir soru sorabilir: ‛Hayat yaratmak için hayat gerekliyse, o halde Tanrı’yı kim yarattı?’ Aslında bu soru, bizi cevaptan uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramaz, asıl soruya cevap bulmaktan kaçmanın bir yoludur. Buna aykırı olarak, bu gibi kişiler, cansız maddenin daima var olduğuna inanmakta anlaşılan hiç zorluk çekmiyorlar.

BAŞLANGICI OLMAYAN BİR YARATICI

11, 12. Haşmetli Yaratıcımız hakkındaki her şeyi anlamayı bekleyemeyeceğimizi gösteren gerçekler nelerdir? (İşaya 40:18, 22)

11 Elbette, uçsuz bucaksız evrenin Yaratıcısını tam olarak kavramayı bekleyemeyiz. (Romalılar 11:34) Nitekim, bilim ve matematikte de bir “sonsuzluk” kavramı vardır. Zihnimizde sonsuz bir uzayın hayalini canlandırabiliyoruz; aslında, gökbilimcilerin şimdilik söyleyebildikleri kadarıyla evren sonsuz veya sınırsız olabilir diyoruz. Teleskoplarının menzilleri büyüdükçe, gökbilimciler yeni yeni galaksiler bulmaktadır.

12 Diğer yandan, ters yöne doğru gidilerek en küçük parça araştırıldığında, fizikçilerin bunu da hâlâ bulamadıkları görülür. Atom ilk bulunduğunda çok basit olduğu sanıldı; bilim adamları atomu bölünemeyen son tanecik olduğunu düşündüler. Oysa, atom üzerinde yapılan denemeler, bu kuramın asılsız olduğunu ortaya koydu. Atomu oluşturan veya oluşturduğu sanılan taneciklerin listesi uzadıkça uzamış ve şimdi bile hâlâ tamamlanamamıştır.

13. Tanrı’nın Tesniye 32:40’taki sözlerini kabul ettiğimiz takdirde, kendi varlığımız hakkında neye inanabiliriz?

13 O halde, başlangıcı olmayan, yani ezelden beri var olan bir Tanrı düşünemez miyiz? Zaten Tanrı kendisini böyle tanıtıyor. (Tesniye 32:40; Romalılar 16:26) Tanrı’nın bu iddiasını kabul ettiğimiz takdirde, Tanrı’nın kendisine itaat eden insanlara hayat aşılayabileceğine ve hayatın devamını ebediyen sağlayabileceğine de inanabiliriz.

YERKÜREDEKİ DEVİRLER İNSANIN YARARI İÇİN

14. Çevremizde şahit olduğumuz bozulma ve ölüm, doğal olarak kendi hayatımızla ilgili hangi soruyu sormamıza neden oluyor?

14 Bazıları şöyle sorabilir: “Tüm canlı varlıkların bozulma eğilimi göstermesi, yani canlılardaki hücre ve dokuların bozularak ölümle noktalanan yaşlılığa yol açması hakkında ne denilebilir? Yani insan hayatı hep bu şekilde devam etmeyecek mi diyorsunuz?” Şimdi bu sorunun cevabını ele alalım.

15. Yeryüzünde hiçbir şey çürümeseydi, bozulmasaydı veya yapısında değişiklik olmasaydı, durum ne olurdu?

15 Yeryüzündeki tüm fiziksel şeyler zamanla bozulma eğilimi gösterir. Kayalar ufalanır. Odunlar çürür. Fakat havanın kayalar, odunlar ve diğer maddeler üzerinde böyle bir etkisi olmasaydı ve organik maddeler çürümeseydi, acaba durum ne olurdu? Yeryüzü verimsiz olurdu. Kimyasal reaksiyonlar neredeyse hiç olmazdı. Buna bağlı olarak sindirim sistemlerimiz de gereği gibi görev yapamazdı. Çünkü sindirim sistemi yiyeceği parçalayarak, bileşimini değiştiren, kimyasal ve bakteriyel işlemler yaparak çalışır. Pek az maddenin yapısı değişebileceğinden, çok az bir iş yapılmış olacaktı. Şimdi bile, durum öyle olmadığı halde, çürümesi pek kolay olmayan bazı plastik artıklarının yok edilmesi sorun yaratmaktadır.

16. (a) Yeryüzünde hayatın sürekliliği için maddede ne gibi değişiklikler meydana gelmesi şarttır? (b) İnsanlar, ölüm nedenleri açısından hayvanlardan hangi yönden farklıdır?

16 Bu sebepten yeryüzünde hayatın sürekliliği için organik ve inorganik maddede değişiklikler meydana gelmesi şarttır. Doğum ve ölümlerin ard arda gelmesiyle oluşan devir, başlangıçta insan hariç yeryüzündeki tüm canlılar için planlanmış bir durumdu. Acaba insan neden ölümün dışında bırakıldı? Çünkü insan Tanrı’nın suretinde ve O’nun bir benzeri olarak yaratıldı. Hayvanlar değil, yalnızca insanlar Tanrı’nın “oğulları” ve “kızları” olarak adlandırılabilirler. Hayvanların değil, insanların içine ‛ölümün günah vasıtası ile girdiği’ söylenmektedir.—Tekvin 1:27; Romalılar 5:12.

17, 18. Yeryüzünde yaşamın sürekliliği için şart olan bazı devirler nelerdir?

17 Şimdi bu devirlerden bazılarını ele alalım. Yeryüzündeki bitkiler, tüm hayvanlar için besin kaynağıdır. Aslında yeryüzündeki tüm canlıların hayatı, bitki hayatına bağımlıdır. Bitkiler, hayvanların yapamayacağı bir şeyi yaparlar: Güneş ışığından yararlanarak kendi besinlerini kendileri üretirler. Bu işlem, “foto-sentez” olarak bilinir. İşte bundan dolayı hayvan hayatı bitki hayatına muhtaçtır. Bitkiler büyür, yiyecek sağlar ve sonra ölürler. Daha sonra ise, mucizevi bir olayla, yani tohumun çimlenmesi yoluyla yeni bitkiler oluşur.

18 Denizde ise, “besin zinciri” olarak nitelenebilecek beslenme sırası, çeşitli düzeylerde hayatın sürekliliğini sağlar. ‛Phytoplankton’ olarak bilinen mikroskobik bitkiler, ‛zooplankton’ olarak bilinen aynı düzeydeki hayvanlara yiyecek olur. Bu mikroskopik hayvanlar ise, bazıları insanlara yiyecek olarak hizmet eden daha büyük balıklara yem olurlar. Bakterilerin ölü canlılar üzerindeki faaliyeti, phyto-planktonlar için besin üretmekte ve böylece aynı devir tekrarlanmaktadır.

19, 20. Hücreler ve dokular işlevlerini yitirdiği halde, bir insanın ebediyen yaşamasının nasıl mümkün olabileceğini açıklayın.

19 Zamanla hayvanlar birer birer ölerek yerlerini zürriyetlerine bırakırlar. Böylece türlerini sürdürürler. O halde, insanların ferden varlıklarını sürdürebilmeleri konusunda nasıl bir ümitleri var? Acaba bu konuda insan ve hayvan arasında bir fark var mı?

20 Evet, var. Zira, canlılardaki hücre ve dokuların yıpranmasına ve hatta bazı hücrelerin ölmelerine karşın, hayat, bir saat zembereğinin boşalmasına benzeyen bu durumu tersine işletme eğilimine sahiptir. Canlı varlıklar, basit bileşiklerden, çok daha üstün oluşumlu ve karmaşık bileşikler yapabilmektedir. Eğer hayat kuvvetinin yüzde yüz bir verimle çalışması sağlanabilseydi, yıpranan dokular sürekli olarak yenilenebilir veya onarılabilirdi. Yaşlılık denen olay dünyadan kalkar ve insan asla ölmezdi. İnsanlar için böyle bir şeyi sadece Yaratıcı gerçekleştirebilir. Kendisi, itaatli erkek ve kadınlara ebedi hayat vaat ediyor. Bitki ve hayvan hayatının doğum ve ölümünü de içine alan yeryüzündeki tüm devirler, aslında öncelikle insanın yararı gözetilerek planlanmıştır.

21. (a) Nakâmil olduğu halde, insan hayatının bir zamanlar şimdikine oranla çok daha uzun olduğunu gösteren hangi delillere sahibiz? (b) İnsanın ömür süreci, insanlık tarihinin ilk dönemlerindekine kıyasla şimdi neden daha kısadır?

21 Mukaddes Kitap kaydı, insanların hayvanlardan çok daha uzun süre yaşayabilecek şekilde yaratıldığını gösterir. Âdem’in birinci nesildeki zürriyeti, kamilliğe daha yakın olduğundan, 969 yıl gibi uzun bir süre yaşayanları gördüler. Bu, hücrelerin yenilenmesi işinin bütün bu yıllar boyunca sürdüğünü, bilim adamlarının, onarılabileceğini ancak yenilenemeyeceğini söyledikleri merkezi sinir sistemindeki hücrelerin ise, yüzyıllar boyu sağlığı koruyacak sağlamlıkta onarıldığını göstermektedir. (Tekvin 5:27; ayrıca 5-31 ve 9:29 ayetlerine de bakın.) Bugünkü kısa ömürlü nesiller ise, o zamandan bu yana geçen binlerce yıllık uzun bir süre içinde günah ve nakâmilliğin katlanarak çoğalmasının kaçınılmaz ürünüdür. Evet, insan ırkı bozulmuştur, fakat Tanrı, Kendisine güvenenlere kuvvet aşılayarak onların ebediyen yaşamalarını sağlayabilir.—İşaya 40:29-31.

“HAYAT EKMEĞİ”

22, 23. (a) Hayvanlar neden ölüyor? (b) Tanrı insanı nasıl çok daha üstün bir düzenle yarattı? (c) Yeryüzündeki tüm yaratıklar arasında insanlar hangi eşsiz niteliğe sahiptir? (d) Ebediyen yaşamak için insana ne yapmak düşüyor?

22 Fosil bulgularının da doğruladığı gibi, insanın yeryüzünde sahneye çıkmasından yıllar önce hayvanlar ölmekteydi. Çünkü onlar sınırlı bir ömürle yaratılmıştı. Oysa insan, aynı elementlerden yaratıldığı halde, daha mükemmel bir yapıya sahip olarak, daha yüksek bir mevkide yaratıldı.

23 Tanrı ‛onların yüreğine ebediyeti koydu’ sözleri, hayvanlar için değil, insanlar için söylenmiş sözlerdir. (Vaiz 3:11) Geçmiş ve gelecek kavramlarına sadece insanlar sahiptir. Sadece insanlar ruhi düşünüş yeteneğine, yani Tanrı hakkında sürekli bilgi alma ve O’nun ruhi nitelikleri ile ahlaksal üstünlüğünü yansıtabilme özelliğine sahiptir. (İbraniler 12:9) Tanrı, insanlara bu ruhi yeteneği verdiğine göre, insanın işlerini gereği gibi yerine getirebilmesi, başka sözlerle yaşamını sürdürebilmesi için bu yetenek kullanılmalı, insanın ruhi ihtiyacı karşılanmalıdır. Nitekim İsa Mesih şöyle demişti: “Ne mutlu ruhi ihtiyaçlarının farkında olanlara.”—Matta 5:3.

24. Kâmil bir insan olan İsa, kendi hayatını sürdürebilmesini sağlayan şeyi nasıl açıkladı?

24 Yeryüzüne kâmil bir insan olarak gelmesine rağmen, İsa Mesih bile hayatının sürekliliği için Tanrı’ya muhtaçtı. Kendisi bunu şöyle dile getirdi: “Benim yemeğim [yiyeceğim] beni gönderenin iradesini yapmak, ve onun [Tanrı’nın] işini başarmaktır.” Bundan başka şunu söyledi: ‛Ben baba vasıtası ile yaşıyorum.’ (Yuhanna 4:34; 6:57) Kendisi hakkında ise şunları söyledi: “Hayat ekmeği benim. Atalarınız çölde man yediler, ve [buna rağmen] öldüler. . . . . Eğer bir adam bu ekmekten yerse, ebediyen yaşar.”—Yuhanna 6:48-51.

25. İsa, Yuhanna 6:48-51’deki sözleriyle ne demek istedi?

25 İsa Mesih, şüphesiz, insanların onun harfi bedenini yemeleri gerektiğini söylemek istemiyordu. Ancak bir kimse, Mesih’in günahlara kefaret eden kurbanlığına iman etmekle ve Tanrı’nın Mesih vasıtasıyla sağladığı ruhi yiyeceklerden “yemekle” ebediyen yaşayabilir. Acaba ne zaman? Mesih’in gökteki Kraliyet hükümdarlığı altında kurulacak olan “yeni yer”de. İşte İsa Mesih o zaman Başkâhin sıfatıyla, yanındaki kral ve kâhinlerlea birlikte, yerdeki itaatli insanları, kefaret eden kurbanlığının değerinden tam olarak yararlandıracak. Sonuç olarak bedenleri iyileştirilecek ve Tanrı’nın iradesini yapmayı sürdürdükçe ebediyen yaşayacaklar.—Yuhanna 3:16.

26. (a) Sırf insanların geçici olarak daha iyi yaşamaları için Tanrı’nın, Oğlunun acı çekmesine ve ölmesine izin verdiğini düşünmek akla yakın mıdır? (b) Yehova, tüm fertlere hangi koşulla hangi öneride bulunuyor?

26 Biricik Oğlunu yeryüzüne göndermek, Yehova için çok büyük bir bedeldi. Yehova, sadece kısa bir süre için daha iyi bir hayat olanağı sağlamak üzere Oğlunun acı çekmesine ve ölmesine izin veremezdi. Nitekim O, insanlığa şu çağrıda bulunuyor: “Kötülükten çekil, ve iyilik et; ve ebediyen otur, çünkü Yehova hakkı (adaleti) sever, ve müttakilerini (kendisine sadık olanları) bırakmaz; onlar ebediyen korunur.” (Mezmur 37:27, 28) Evet, Yehova, Kendisine daima itaat edenler için sürekli bir hayat Kaynağı ve hayatın ebedi ve yüce Bekçisidir.

[Dipnotlar]

a Bölüm 12 ve 15’e bakın. Ayrıca Mete Süer tarafından yayımlanan Hayata Sevk Eden Hakikat kitabına da bakın. (İsteme adresi: Kule Kitapları—P.K. 1168, 80007 Karaköy İstanbul.)

[Sayfa 82’deki şema/resim]

(Ayrıntılı bilgi için yayına bakın)

OKSİJEN DEVRİ

Bitkiler karbondioksit alır, oksijen verir

İnsan ve hayvanlar oksijen alır ve karbondioksit salıverir

[Sayfa 83’teki şema/resim]

(Ayrıntılı bilgi için yayına bakın)

AZOT DEVRİ

Yıldırımlar azotu oksijenle birleştirir. Yağmur bunları yeryüzüne indirir

Yeşil bitki insan ve hayvanlar için gıda sağlar

Bakteriler, ölmüş bitki ve hayvanların çürümesine neden olur ve azot salıverir. Başka bakteriler de bitki için gıda sağlar

Bakteriler bitki için havadan azot alır

[Sayfa 80’deki resim]

Ameliyat aletleri sterilize edilir. Neden? Çünkü sterilize bir ortamda hayat (hastalığa neden olan bakteriler) oluşamaz

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş