Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • rs s. 195-s. 200
  • Haç

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Haç
  • Kutsal Yazılardan Kanıtlar Gösterin
  • Benzer Malzeme
  • İsa Gerçekten Haç Üzerinde mi Öldü?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2011
  • Haçın Hıristiyanlar İçin Ne Anlamı Var?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1987 (Dinsel Seri 73-84)
  • Tanrı Sevgisinin Anlamı Nedir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1989 (Dinsel Seri 97-108)
  • İsa’nın Gerçek Takipçileri Neden Haç Kullanmaz?
    Kutsal Kitap Aslında Ne Öğretiyor?
Daha Fazla
Kutsal Yazılardan Kanıtlar Gösterin
rs s. 195-s. 200

Haç

Tanım: Hıristiyan Âleminin büyük bir kısmının haç olarak adlandırdığı ve üzerinde İsa Mesih’in idam edildiğine inanılan nesne.

Yehova’nın Şahitlerinin yayınları neden İsa’yı geleneksel bir haçta değil de bir direkte elleri başının üzerinde olarak resmeder?

Birçok çağdaş Kutsal Kitap çevirisinde “haç” (“işkence direği,” YD) olarak geçen Yunanca sözcük stauros’tur. Klasik Yunanca’da bu sözcük yalnızca dik bir direk ya da sırık anlamına gelir. Daha sonra çapraz olarak üst üste konmuş iki tahtadan oluşan bir idam direği için de kullanılmıştır. Bir Kutsal Kitap sözlüğü bunu şöyle belirtir: “Haç için kullanılan Yunanca sözcük [stauros], yerinde olarak, üzerine herhangi bir şey asılabilecek ya da bir toprak parçasına çit çekmek için kullanılabilecek bir direk, dik bir sırık ya da kazık parçası anlamına gelir. . . . . Romalılar arasında bile (haç için kullanılan) crux sözcüğünün, aslen dikey bir direk anlamına geldiği anlaşılıyor” (The Imperial Bible-Dictionary, P. Fairbairn, Londra, 1874, Cilt I, s. 376).

Acaba Tanrı’nın Oğlunun idamı bu şekilde mi gerçekleşti? Kutsal Kitabın, İsa’nın idamında kullanılan aleti belirtmek amacıyla ksülon sözcüğünü de kullanması dikkate değerdir. Bir sözlükte, ksülon sözcüğünün anlamı şöyle tarif ediliyor: “Kesilmiş ve kullanıma hazır odun, yakılacak odun, kereste, vb. . . . . odun parçası, kütük, direk, kazık . . . . sopa, çomak . . . . suçluların gerildiği direk . . . . kesilmemiş ağaç.” Aynı sözlük, ksülon sözcüğünün Yeni Ahit’teki anlamının “haç” olduğunu söyler, örnek olarak da Elçiler 5:30 ve 10:39 ayetlerini belirtir (A Greek-English Lexicon, Liddell ve Scott, Oxford, 1968, s. 1191, 1192). Oysa ksülon sözcüğü bu ayetlerde KJ, RS, JB ve Dy çevirilerinde olduğu gibi Türkçe KM’de de “ağaç” olarak çevrilmiştir. (Bu ifadeyi Galatyalılar 3:13, 14 ve Tekrar 21: 22, 23 ile karşılaştırın.)

Bir kitapta şu ifadeler yer alır: “Orijinal Yunan dilinde yazılan ve Yeni Ahit’i oluşturan birçok metnin hiçbirinde, İsa idam edilirken kullanılan stavros’un sıradan bir stavros’tan farklı olduğunu ima eden tek bir cümle bile yoktur; dolayısıyla stavros’un tek bir kereste olmayıp haç şeklinde çivilenmiş iki parça olduğu anlatılmaz” (The Non-Christian Cross, J. D. Parsons, Londra, 1896, s. 23, 24). Bir ansiklopedi şunları söylüyor: “Çarmıha germek İsa’dan önce bile kullanılan bir yöntemdi. . . . . Suçluyu çarmıha germenin en basit şekli bir ağaca ya da bir direğe asmaktı. . . . . Stavros sözcüğü binaları ayakta tutan sağlam direkler için kullanılır. Dolayısıyla sağlam ve yerinden oynatılamaz her nesne bir stavros olarak düşünülebilir. . . . . Ağaç sözcüğü de dar anlamda kullanıldığında, işkence direği ya da stavros anlamına gelebilir.” Aynı ansiklopedi şöyle devam ediyor: “Bu bilgi [yukarıda stavros sözcüğünün anlamıyla ilgili verilen bilgi] Hıristiyan geleneğinde stavros’un şekliyle ilgili . . . . okuyucunun zihninde karışıklığa neden olabilir. Peki, bu [Hıristiyanlıktaki geleneksel] şekillerle yukarıda stavros hakkında verilen bilgiler arasında nasıl bir bağlantı olabilir? . . . . Daha önce belirtilen noktalara dayanarak muhtemelen aralarında doğrudan hiçbir bağlantı olmadığını söyleyebiliriz. Bu cevabı destekleyen başka bir gerçek de şudur: Eski Yunanlıların stavros sözcüğünü ne için kullandıklarını biliyoruz fakat bizim sonradan stavros dediğimiz geometrik şekle onların ne dediklerini bilmiyoruz” (Encyclopedia of Religion and Ethics, Ath. Martinos, Cilt 11, Atina, 1967, sütun 450, 451). Aynı ansiklopedi şunları da belirtir: “Stavros sembolü ve şeklinin yaygınlaşması Büyük Constantinus’un zamanından itibaren gerçekleşmiştir” (Cilt 11, sütun 422).

Dolayısıyla, İsa’nın geleneksel bir haçta değil dik bir direk üzerinde öldüğünü gösteren sağlam deliller vardır.

Hıristiyan Âleminin benimsediği haçın tarihsel kökeni nedir?

“Eski dünyanın neredeyse her bölgesinde Hıristiyan çağından çok öncesine ait, üzerinde farklı şekillerde haç işaretleri olan nesneler bulunmuştur. Hindistan, Suriye, Pers Ülkesi ve Mısır’da sayısız örnek bulunmaktadır. . . . . Hıristiyanlık öncesi zamanlarda ve Hıristiyan olmayan toplumlarda haçın dinsel bir sembol olarak kullanılması çok yaygındı ve birçok durumda bu, doğaya tapınmanın bazı şekilleriyle bağlantılıydı” (Encyclopædia Britannica, 1946, Cilt 6, s. 753).

“[Haç] şeklinin kökeni eski Kalde’ye dayanır. O ülkede ve Mısır gibi komşu ülkelerde bu işaret, Tammuz tanrısının (isminin baş harfi T, yani mistik Tau) simgesi olarak kullanılırdı. MS 3. yüzyılın ortalarına gelindiğinde, kiliseler Hıristiyan inancına özgü bazı öğretilerden saptılar ya da başka inançları taklit ederek bunları değiştirdiler. İmana isyan eden kilise sisteminin prestijini artırmak amacıyla, putperestler, imanda yeniden doğmadan kiliselere kabul edildiler; kendi putperest işaret ve simgelerini de kullanmalarına geniş ölçüde izin verildi. Böylece en yaygın şekliyle mistik Tau veya T’nin yatay parçasının biraz aşağı kaydırılmış hali olan haç, Mesih’in haçının simgesi olarak benimsetildi” (An Expository Dictionary of New Testament Words, Londra, 1962, W. E. Vine, s. 256).

“İsa’nın doğumundan önce çağlar boyunca haçın kutsal bir sembol olarak kullanılması ve doğumundan sonra da kilise öğretilerinin erişmediği ülkelerde kullanılmaya devam etmesi garip olmakla birlikte tartışılmaz bir gerçektir. . . . . Yunanlıların Baküs’ü, Surluların Tammuz’u, Kaldelilerin Bel’i ve İskandinavların Odin’i onlara tapınanlar için haç şeklinde bir nesne ile temsil edilmişti” (The Cross in Ritual, Architecture, and Art, Londra, 1900, G. S. Tyack, s. 1).

“Mısırlı rahipler ve rahip krallar, güneş tanrısının oğlu olduklarını simgeleyen kulplu haçı [Crux Ansata], . . . . ellerinde taşırdı. Bu haç, ‘Yaşam İşareti’ olarak adlandırılırdı” (The Worship of the Dead, Londra, 1904, Colonel J. Garnier, s. 226).

“Mısır’ın her yerindeki anıt ve mezarlarda çeşitli haç figürleri bulunmuştur ve bunlar birçok uzman tarafından phallus’un [erkek cinsel organının tasviri] ya da cinsel ilişkinin simgesi olarak görülmektedir. . . . . Mısır’daki mezarlarda, kulplu haç [Crux Ansata] ile phallus yan yana bulunmuştur” (A Short History of Sex-Worship, Londra, 1940, H. Cutner, s. 16, 17).

“Bu haçlar, Babil güneş tanrısının sembolü ⊕ olarak kullanılıyordu ve ilk kez Julius Caesar’ın (MÖ 100-44) bastırdığı gümüş parada, sonra da MÖ 20’de Julius Caesar’ın veliahtı (Caesar Augustus) tarafından bastırılan bir sikkede görüldü. Constantinus’un sikkelerinde en sık kullanılan sembol ☧ idi. Ancak aynı [yukarıdaki] sembol de, çevresinde çember olmadan, yatay ve dikey dört eşit kol şeklinde kullanılırdı ve ‘Güneş Çemberi’ denen bu sembol kutsal sayılırdı. Constantinus’un güneş tanrısına tapan biri olduğunu ve ancak çeyrek yüzyıl sonra gökte bir haç gördüğü efsanesinin ardından ‘Kiliseye’ kabul edildiğini de belirtmek gerekir” (The Companion Bible, Ek No. 162).

Haçın kutsal sayılması Kutsal Yazılara uygun mudur?

1. Kor. 10:14: “Sevgili kardeşlerim, putperestlikten kaçın.” (Putlar, derin bağlılık gösterilen, kutsal sayılan ve tapınılan tasvir ya da sembollerdir.)

Çık. 20:4, 5, YÇ: “Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde ya da yer altındaki sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın. Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın.” (Tanrı’nın, toplumuna önünde eğilmek için bir tasvir yapmamalarını emrettiğine dikkat edin.)

İlginç olarak bir kaynakta şu yorum yapılmıştır: “Mesih’in Golgota’da fidye olarak ölümünü temsil eden herhangi bir nesnenin, milattan sonraki ilk yüzyıllarda sanatta bir simge olarak kullanıldığı görülmüyor. Oyma bir tasvir yapmayı yasaklayan Eski Ahit’in etkisi altındaki ilk Hıristiyanlar, Rabbin üzerinde çile çektiği aleti betimlemek istemediler” (New Catholic Encyclopedia, 1967, Cilt IV, s. 486).

Bir kaynak birinci yüzyıldaki Hıristiyanlarla ilgili şöyle der: “O zamanlar, çarmıha gerilmiş bir İsa tasviri ya da haçı temsil eden herhangi bir nesne kullanılmıyordu” (History of the Christian Church, New York, 1897, J. F. Hurst, Cilt I, s. 366).

Bir kişinin haça tapınmadığı halde, onu sadece değerli bir nesne olarak kullanması yanlış mıdır?

Yakın bir arkadaşınız asılsız suçlamalar yüzünden idam edilseydi ne hissederdiniz? İdam edildiği aletin bir modelini yapar mıydınız? O aleti değerli saymak bir yana, onu görmek ister miydiniz?

Eski İsrail’de, sadakatsiz Yahudiler sahte tanrı Tammuz’un ölümü için yas tutardı. Yehova bu yaptıklarının “iğrenç” olduğunu söyledi (Hez. 8:13, 14). Tarihe bakıldığında, Tammuz bir Babil tanrısıydı ve haç onun simgesi olarak kullanılırdı. Nimrod’un döneminin başından beri Babil, Yehova’ ya karşıydı ve gerçek tapınmanın düşmanıydı (Başl. 10:8-10; Yer. 50:29). Dolayısıyla haçı değerli görüp kullanan kişi, gerçek Tanrı’yı hiçe sayan bir tapınmanın simgesini onurlandırmış olur.

Hezekiel 8:17’de bildirildiği gibi isyankâr Yahudiler aynı zamanda ‘Yehova’nın burnuna dal uzattılar.’ Yehova bunu “iğrenç” gördü ve “öfkelendi.” Bazı yorumculara göre bu “dal” erkek cinsel organının bir simgesiydi ve seks tapınmasında kullanılırdı. Bu durumda, Yehova geçmişte seks tapınmasının simgesi olan haçın kullanılmasına ne gözle bakıyor olmalı?

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş