Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • ct böl. 1 s. 4-9
  • Yaşama Anlam Katan Nedir?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Yaşama Anlam Katan Nedir?
  • Sizinle İlgilenen Bir Yaratıcı Var mı?
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Yaratıcı Neden Dışlanıyor?
  • Yaratıcı Yaşamınıza Anlam Katabilir
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1999
  • Yaşamınıza Kalıcı Bir Anlam Katın
    Sizinle İlgilenen Bir Yaratıcı Var mı?
  • Yaratıcınızın Nasıl Biri Olduğunu Öğrenin
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1999
  • Evren ve Yaşam Nasıl Oluştu?
    Uyanış!—2002
Daha Fazla
Sizinle İlgilenen Bir Yaratıcı Var mı?
ct böl. 1 s. 4-9

Bölüm Bir

Yaşama Anlam Katan Nedir?

KENDİ yurdunuzda ya da tropikal bir cennette daha iyi bir yaşam düşü kurduğunuz oldu mu? Çoğumuz böyle bir düş kurmuşuzdur.

Fransız ressam Paul Gauguin 1891’de böyle bir yaşam arayışıyla Fransız Polinezyası’na gitti. Fakat çok geçmeden katı gerçekle yüz yüze geldi. Geçmişte yaşadığı sefih hayat ona ve başkalarına hastalık ve acı getirmişti. Ölümünün yaklaştığını hissettiği sırada, “sanatsal gücün son ifadesi” diye tanımlanan bir tablo yaptı. Paul Gauguin 1848-1903—The Primitive Sophisticate adlı kitap şunları der: “Bu tablo, doğumdan ölüme, insan yaşamındaki etkinliklerin tüm renk yelpazesini kapsıyordu. . . . . O, yaşamı büyük bir sır olarak yorumluyordu.”

Gauguin bu tabloya “Nereden Geliyoruz? Kimiz? Nereye gidiyoruz?” adını verdi.a

Bu sorular bize de yabancı gelmeyebilir. Düşünen birçok insan bunları soruyor. The Wall Street Journal’ın bir yazarı insanın bilim ve teknik alanında kaydettiği ilerlemeye dikkat çektikten sonra şunları yazdı: “İnsanın kendisini, ikilemlerini ve bu evrendeki yerini düşününce, zamanın başlangıcından bu yana pek de ilerlemiş durumda olmadığımızı görürüz. Biz kimiz, neden buradayız ve nereye gidiyoruz sorularıyla hâlâ karşı karşıya bulunuyoruz.”

Bugün bazı insanların aklını meşgul eden konular, ailelerinin bakımı, para, seyahat ya da kişisel ilgi alanlarının ötesine geçmez; çünkü onlar yaşamlarına anlam katabilecek başka bir şey bilmiyorlar. Albert Einstein bir keresinde, “yaşamını anlamsız bulan adam mutsuz olmakla kalmaz, hayata da pek uyum sağlayamaz” demişti. Bu doğrultuda düşünen bazıları, sanatın, bilimsel araştırmaların ya da dünyadaki acıları dindirme yönünde gösterilen insancıl çabaların peşinde koşarak yaşamlarına anlam kazandırmaya çalışır. Siz de böyle kişiler tanıyor musunuz?

Yaşamın anlamı hakkında bazı temel soruların ortaya çıkması doğaldır. Bir çocuğun sıtma ya da başka bir hastalıktan öldüğünü görüp, insanların neden böyle acılar çektiğini ya da bunun bir anlamı olup olmadığını soran nice ana-baba vardır. Benzer sorular, yoksulluk, hastalık ve adaletsizlikleri gören birçok genç kadın ve erkeğin de aklını kurcalıyor. Acımasız savaşlar, çoğu kez insanların yaşamın bir anlamı olup olmadığını düşünmelerine neden oluyor.

Bu gibi felaketleri yaşamamışsanız bile, şunları söyleyen Profesör Freeman Dyson ile aynı fikirde olabilirsiniz: “[Mukaddes Kitapta geçen] Eyub’un sorduğu soruları yeniden sorduğumda birçok saygın kişinin görüşünü paylaşmış oluyorum. Neden elem çekiyoruz? Dünya neden böylesine adaletsiz? Neden acılar ve felaketler yaşanıyor?” Siz de bu sorulara yanıt almak isteyebilirsiniz.

Doyurucu yanıtları bulmak kuşkusuz çok şeyi değiştirir. Auschwitz toplama kampının dehşetini yaşamış bir profesör şu yorumda bulundu: “Yaşamın bir anlamı olduğunu bilmek . . . . dünyada hiçbir şey insanın en kötü koşullarda bile hayatta kalmasına bunun kadar yardımcı olamaz.” Kendisi, insanın akıl ve ruh sağlığının bile bu anlamı araştırmasına bağlı olduğunu düşünüyordu.

Yüzyıllar boyu birçok kişi, yanıtı din yoluyla aradı. Gautama (Buda) bir hasta, bir yaşlı ve bir ölü adam gördükten sonra aydınlığı, yani yaşamın anlamını dinde aradı; fakat bunu kişilik özelliği olan bir Tanrı’ya inanmaksızın yaptı. Başkaları da kendi dinlerine bağlandılar. Ya günümüz insanı için ne denebilir? Birçokları dini ve ‘Tanrı’yı’ ilgi alanı dışında bırakarak dikkatini bilim üzerinde odaklıyor. Religion and Atheism, “görünen o ki, bilim ilerledikçe Tanrı’ya daha az yer verilecek. Tanrı yerinden oldu” yorumunda bulunuyor.

Yaratıcı Neden Dışlanıyor?

Aslında, dini veya Tanrı’yı dışlama eğiliminin kökeninde saf akıl üzerinde duran insan felsefeleri yatar. Charles Darwin ‘doğal seçmenin’ yaşayan dünyayı Yaratıcı’nın varlığından daha iyi açıkladığını düşünüyordu. Sigmund Freud, Tanrı’nın bir yanılsama olduğunu öğretti. Ayrıca, ‘Tanrı ölüdür’ görüşü Friedrich Nietsche’nin zamanından günümüze dek geldi. Doğulu filozofların görüşleri de aynıdır. Budacı öğretmenler Tanrı’yı tanımaya gerek olmadığını savunurlar. Şinto dinine gelince, Profesör Tetsuo Yamaori bu inanışta “tanrıların, insanların kendileri olduğunu” belirtti.

Yaratıcı’nın varlığından şüphe edenlere çok sık rastlanmakla birlikte, acaba bu tutum haklı görülebilir mi? Siz de bir zamanlar geniş çapta kabul görmüş, fakat zamanla tamamen yanlış olduğu kanıtlanmış ‘bilimsel gerçeklerden’ örnekler biliyorsunuzdur. ‘Dünya’nın düz olduğu’ ve ‘tüm evrenin yerküremiz etrafında döndüğü’ gibi fikirlere yüzyıllar boyu inanıldı, ama şimdi bunların doğrusunu biliyoruz.

Ya daha sonraki bilimsel görüşler hakkında ne denebilir? Örneğin, bir Yaratıcının varlığını kabul etmeyen 18. yüzyıl filozofu David Hume, yeryüzündeki karmaşık biyolojik tasarım hakkında hiçbir açıklama getiremedi. Darwin’in kuramı yaşam biçimlerinin nasıl geliştiği hakkında fikirler ileri sürdü, fakat yaşamın nasıl başladığını ya da bizim için ne anlam taşıdığını açıklamadı.

Sonuç olarak, ister bilim adamı olsun, isterse de bilim alanı dışındaki kişiler olsun, birçok insan bir eksikliğin farkına varıyor. Bilimsel kuramlar yaşamın nasıl başladığını açıklamaya çalışabilir, fakat temel sorular onun neden başladığı üzerinde odaklanır. Böyle sorular Yaratıcı’ya inanılan bir ortamda yetişen insanları bile etkiliyor. Avrupa tarihi öğrencisi bir genç şunları dedi: “Bence Tanrı ölüdür. Eğer gerçekten var olsaydı, dünya bu denli karışık olmazdı: Masum insanlar açlıktan ölüyor; hayvan türleri tükeniyor . . . . Yaratıcı fikri saçma.” Yeryüzündeki koşulları göz önünde bulunduran birçok kişi, eğer bir Yaratıcı varsa durumu neden düzeltmediğini anlayamıyor.

Ancak şunu da kabul etmeliyiz ki, birçoklarının Yaratıcı’nın varlığını reddetmesinin nedeni onların inanmak istememesidir. Avrupalı bir sanayici işçilerinden birine “yaşamımı değiştirmem gerektiğini bana bizzat Tanrı bile söylemiş olsaydı bunu yapmazdım” dedi. “Hayatımı dilediğim gibi yaşamak istiyorum.” Açıkçası, bazıları Yaratıcı’nın otoritesini kabul etmenin, özgürlükleriyle ya da yeğledikleri yaşam tarzıyla çatışacağını düşünüyor. Onlar, ‘Ben sadece gördüğüme inanırım, ama Yaratıcı’yı göremiyorum’ diyebilirler.

Kişilerin ‘Yaratıcı’yı neden dışladıkları’ bir yana, yaşam ve anlamı hakkında sorular var olmaya devam ediyor. İnsanın uzaya çıkmasından sonra, ilahiyatçı Karl Barth’a teknolojinin bu zaferi hakkındaki görüşü soruldu. Kendisi, “Bu olay, geceleri beni uyutmayan sorunlardan hiçbirini çözmüyor” dedi. Günümüzde insan uzay uçuşları gerçekleştiriyor ve siberuzayda hızla ilerliyor. Yine de, düşünen insanlar bir amaca, yaşamlarına anlam verecek bir şeye sahip olma gereğini duyuyorlar.

Biz, açık fikirli her kişiyi bu konuyu irdelemeye davet ediyoruz. Belief in God and Intellectual Honesty adlı kitapta belirtildiğine göre, “doğruluğuna inandıklarını irdelemeye hazır olması” ve “elde edilebilir diğer kanıtlara yeterince dikkat etmesi,” “aydın dürüstlüğüne” sahip kişinin tipik özelliğidir.

Ele aldığımız konuda karşımıza çıkacak böyle ‘elde edilebilir kanıtlar,’ yaşamın ve evrenin ardında bir Yaratıcı’nın var olup olmadığını anlamamıza yardım edebilir. Ayrıca, eğer bir Yaratıcı varsa, o nasıl Biri olabilir? Yaratıcı’nın, bizim yaşamımızı etkileyen bir kişiliği var mı? Bunun üzerinde durmamız, yaşamımızın nasıl daha anlamlı ve doyurucu olabileceği konusuna ışık tutabilir.

[Dipnot]

a D’où venons-nous? Que sommes-nous? Où allons-nous?

[Sayfa 4’teki tam sayfa resim]

[Sayfa 6’daki resim]

Gauguin’in tablosu yaşamın anlamı hakkında sorular ortaya koydu

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş