Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • bt böl. 7 s. 52-59
  • “İsa Hakkındaki İyi Haberi” Bildirdiler

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • “İsa Hakkındaki İyi Haberi” Bildirdiler
  • Tanrı’nın Krallığına Tam Anlamıyla Tanıklık Edin
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • “Dağılanlar” (Elçiler 8:4-8)
  • “Bana da Bu Yetkiyi Verin” (Elçiler 8:9-25)
  • “Okuduğunu Gerçekten Anlıyor musun?” (Elçiler 8:26-40)
  • Gayretli Bir İncil Vaizi—Filipus
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1999
  • Filipus Habeşli Bir Yetkiliyi Vaftiz Ediyor
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
  • Mukaddes Kitabı Nasıl Anlayabilirsiniz?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
  • Öncülük Ruhu Gösterin
    Krallık Hizmetimiz—2004
Daha Fazla
Tanrı’nın Krallığına Tam Anlamıyla Tanıklık Edin
bt böl. 7 s. 52-59

7. BÖLÜM

“İsa Hakkındaki İyi Haberi” Bildirdiler

Bir incil vaizi olarak Filipus’un örneği

Bu bölüm Elçiler 8:4-40’a dayanmaktadır

1, 2. Birinci yüzyılda duyuru işini engelleme çabalarının hangi ters etkisi oldu?

ŞİDDETLİ bir zulüm dalgası patlak vermişti ve Saul cemaati acımasızca “kasıp kavurmaya başlamıştı” (Elçi. 8:3). İsa’nın öğrencileri kaçmıştı; belki bazıları Saul’un Hıristiyanlığı yok etme amacının gerçekleşeceğini düşünmüştü. Fakat Hıristiyanların dağılması beklenmedik bir şeye yol açtı. Bu neydi?

2 İsa’nın takipçileri gittikleri yerlerde ‘sözü müjdelemeye’ başladılar (Elçi. 8:4). Düşünün, zulüm iyi haberin duyurulmasını engelleyememiş, tersine mesajın yayılmasına yardım etmişti. Öğrencilere zulmedenler onları memleketlerinden ayrılmaya zorlamakla, farkında olmadan duyuru işinin çok uzak sahalara yayılmasını sağlamış oldu. Göreceğimiz gibi, aynı şey çağımızda da meydana geldi.

“Dağılanlar” (Elçiler 8:4-8)

3. (a) Filipus kimdi? (b) Samiriye’de halkın çoğu neden iyi haberi duymamıştı? Fakat İsa bu saha hakkında ne söyledi?

3 Başka yerlere “dağılanlar” arasında Filipus da vardı.a (Elçi. 8:4; “‘İncil Vaizi’ Filipus” başlıklı çerçeveye bakın.) O Samiriye’ye gitti. Bu şehirde halkın çoğu henüz iyi haberi duymamıştı. Çünkü daha önce İsa elçilerine şunu demişti: “Samiriye şehirlerine girmeyin. Siz hep İsrail evinin kaybolmuş koyunlarına gidin” (Mat. 10:5, 6). Fakat İsa, zamanla Samiriye’de de iyi habere tam anlamıyla tanıklık edileceğini biliyordu. Çünkü göğe çıkmadan önce şöyle dedi: “Yeruşalim’de, bütün Yahudiye’de, Samiriye’de ve yeryüzünün en uzak yerlerine dek şahitlerim olacaksınız” (Elçi. 1:8).

4. Samiriyeliler, Filipus’un duyuru faaliyetine nasıl karşılık verdiler? Böyle davranmalarında hangi etken rol oynamış olabilir?

4 Filipus Samiriye’nin ‘hasadı bekleyen ağarmış bir tarla’ olduğunu gördü (Yuhn. 4:35). Orada yaşayanlar Filipus’un mesajını sevinçle kabul ettiler. Bunun nedenini anlamak zor değildir. Yahudiler Samiriyelilerle hiç görüşmezdi, hatta birçoğu onları küçük görürdü. Oysa iyi haber sınıf ayrımı yapmadan herkese ümit veriyordu, dolayısıyla Ferisilerin dar görüşlülüğünden çok farklıydı ve Samiriyeliler bunu anladı. Filipus Samiriyelilere gayretle ve ayrım gözetmeksizin şahitlikte bulunarak, onları hor görenlerin önyargısından etkilenmediğini gösterdi. Bu nedenle, “bütün” Samiriye halkının Filipus’u dinlemesi gayet doğaldı (Elçi. 8:6).

5-7. İsa’nın takipçilerinin başka yerlere dağılmalarının iyi haberin yayılmasına nasıl yardım ettiğine dair örnekler verin.

5 Birinci yüzyılda olduğu gibi, günümüzde de Tanrı’nın toplumuna yapılan zulüm onların duyuru faaliyetini durduramadı. İsa’nın takipçilerinin hapsedilerek ya da göç ettirilerek defalarca yer değiştirmeye mecbur bırakılması ancak gittikleri yerlerdeki insanların Krallık mesajını duymasına yaradı. Örneğin II. Dünya Savaşı sırasında Yehova’nın Şahitleri Nazi toplama kamplarında göze çarpar bir şahitlikte bulundular. Bu kamplarda Şahitlerle tanışan bir Yahudi şunları söylüyor: “Yehova’nın Şahitleri olan tutukluların dayanma gücü beni, imanlarının Kutsal Yazılara dayandığına ikna etti ve ben de bir Şahit oldum.”

6 Bazı durumlarda kardeşler kendilerine zulmeden kişilere bile şahitlikte bulundu ve onlar buna olumlu karşılık verdi. Örneğin bir Şahit olan Franz Desch, Avusturya’daki Gusen toplama kampına nakledildiğinde, Kutsal Kitabı bir SS subayıyla inceleme fırsatı buldu. Yıllar sonra Yehova’nın Şahitlerinin bir bölge ibadetinde karşılaştıklarında yaşadıkları sevinci bir düşünün! Artık her ikisi de iyi haberin müjdecisiydi.

7 İsa’nın takipçileri zulüm nedeniyle bir ülkeden diğerine kaçtıklarında da benzer şeyler oldu. Örneğin 1970’lerde Malavili Şahitler Mozambik’e kaçmaya mecbur bırakıldığında, orada büyük bir şahitlik yapıldı. Daha sonra Mozambik’te muhalefet başladığında bile duyuru faaliyeti durmadı. Francisco Coana şunları söylüyor: “Gerçi vaaz etme faaliyetimizden dolayı bazılarımız birçok kez yakalandı ve tutuklandı. Yine de, birçokları gökteki Krallık mesajına kulak verince, Tanrı’nın birinci yüzyılda, İsa’nın takipçilerine yardım ettiği gibi, bize de yardım edeceğine güven duyuyorduk.”

8. Siyasal ve ekonomik değişikliklerin duyuru faaliyeti üzerinde nasıl bir etkisi oldu?

8 Hıristiyanlığın yabancı sahalarda gelişmesinin tek nedeni elbette zulüm değildi. Son yıllarda siyasal ve ekonomik değişiklikler, Krallık mesajının farklı dillerden ve uluslardan insanlara ulaşmasına fırsat verdi. Bazı kişiler savaş ve yoksulluğun etkilediği bölgelerden daha istikrarlı bölgelere kaçtılar ve yerleştikleri yerlerde Kutsal Kitabı incelemeye başladılar. Sığınmacı akını, yabancı dil konuşulan sahaların açılmasına yol açtı. Siz de sahanızdaki “her milletten, her kabileden, her halktan ve her dilden” insana şahitlikte bulunmaya çalışıyor musunuz? (Vah. 7:9).

“Bana da Bu Yetkiyi Verin” (Elçiler 8:9-25)

Eskiden büyücü olan Simun para kesesiyle bir elçiye yaklaşıyor. O elçi, İsa’nın bir takipçisinin omzuna ellerini koyuyor. Arkada başka bir İsa’nın takipçisinin sakat bir kızı iyileştirmesi görenleri sevindiriyor.

‘Simun, elçilerin ellerini koymasıyla insanların kutsal ruhu aldığını görünce, onlara para teklif etti’ (Elçiler 8:18).

9. Simun kimdi? Onu Filipus’a neyin çektiği anlaşılıyor?

9 Filipus, Samiriye’de birçok mucize yaptı. Örneğin sakatları iyileştirdi, hatta kötü ruhları çıkardı (Elçi. 8:6-8). Filipus’un mucizelerinden özellikle etkilenen biri vardı. O Simun’du. Büyücülük yapan bu adama herkes o kadar saygı duyuyordu ki, onun için “Tanrı Gücü işte bu adamda!” diyorlardı. Simun, Filipus’un yaptığı mucizeler sayesinde Tanrı’nın gerçek gücünü bizzat gördü ve iman etti (Elçi. 8:9-13). Ancak daha sonra Simun’un güdüleri sınandı. Peki nasıl?

10. (a) Petrus ve Yuhanna Samiriye’de ne yaptı? (b) Yeni öğrencilerin kutsal ruhu aldığını görünce, Simun ne yaptı?

10 Elçiler Samiriye’deki artışı öğrendiklerinde oraya Petrus ile Yuhanna’yı gönderdiler. (“Petrus ‘Krallığın Anahtarlarını’ Kullanıyor” başlıklı çerçeveye bakın.) İki elçi geldiklerinde, yeni öğrencilerin üzerine ellerini koydular, böylece onların her biri kutsal ruhu aldı.b Simun bunu gördüğünde çok etkilendi. Elçilere, “Bana da bu yetkiyi verin, benim de ellerimi üzerine koyduğum kişi kutsal ruhu alsın” dedi. Hatta Simun bu kutsal gücü satın alabilmek umuduyla onlara para bile teklif etti (Elçi. 8:14-19).

11. Petrus, Simun’a ne öğüt verdi? Bunun üzerine Simun ne yaptı?

11 Petrus’un Simun’a verdiği yanıt kesindi. O şöyle dedi: “Gümüşün seninle birlikte yok olsun, çünkü sen Tanrı’nın karşılıksız verdiği armağana parayla sahip olmayı düşündün. Tanrı’nın gözünde yüreğin bozuk olduğundan, senin bu işte ne payın ne de hissen vardır.” Sonra Petrus, Simun’u tövbe etmeye ve bağışlanmak için dua etmeye teşvik etti. “Yehova’ya yakar; belki yüreğindeki bu fesat bağışlanır” dedi. Simun’un kötü biri olmadığı anlaşılıyor; o doğru olanı yapmak istemişti, fakat bir anlığına yanlış düşünmüştü. Bu yüzden elçilere şöyle yakardı: “Benim için Yehova’ya yalvarın da söylediğiniz şeylerin hiçbiri başıma gelmesin” (Elçi. 8:20-24).

12. Simunculuk nedir? Bunun Hıristiyan Âlemi için bir tuzak olduğu nasıl görülüyor?

12 Petrus’un Simun’u azarlaması günümüzdeki İsa’nın takipçileri için de bir uyarıdır. Özellikle dinsel mevkilerin parayla alınıp satılması anlamına gelen Latince simonia sözcüğü (Simunculuk) bu olayın sonucunda türetilmiştir. Hakikatten sapmış Hıristiyanlığın tarihi bu uygulamaların örnekleriyle doludur. The Encyclopædia Britannica’nın dokuzuncu baskısı da (1878) şuna dikkat çekmişti: “Papa seçme amacıyla yapılan özel toplantıların tarihi üzerinde yapılan bir inceleme, kişiyi Simunculukla lekelenmemiş hiçbir toplantının gerçekleşmediği konusunda ikna edecektir; Simunculuğa ilişkin çok sayıdaki örnekten en affedilemez, en utanmazca ve en aşikâr olanları bu toplantılardır.”

13. Gerçek Hıristiyanlar Simunculuktan nasıl kaçınmalıdır?

13 Gerçek Hıristiyanlar Simunculuk gibi bir tutum ve günahtan kaçınmalıdır. Örneğin, gözetmen konumundaki kişilere pahalı hediyeler vererek ya da övgüler yağdırarak cemaatte ek imtiyazlar elde etmeye çalışmamalıdırlar. Öte yandan gözetmen konumundaki kişiler de zenginleri kayırmaktan kaçınmalıdır. Aslında her iki durum da Simunculuktur. Gerçekten de, Yehova Tanrı’nın tüm hizmetçileri ‘küçükler’ gibi davranmalı ve hizmet imtiyazları için O’nun ruhunun tayinler yapmasını beklemelidir (Luka 9:48). Tanrı’nın teşkilatında “itibar peşinde” koşanlara yer yoktur (Özd. 25:27).

PETRUS ‘KRALLIĞIN ANAHTARLARINI’ KULLANIYOR

İsa, Petrus’a şöyle demişti: “Göklerin krallığının anahtarlarını sana vereceğim” (Mat. 16:19). Acaba İsa ne demek istemişti? ‘Anahtarlardan’ söz etmesi, Petrus’un farklı gruplara Gökteki Krallıkla ilgili bilgiyi açıklayacağını ve Krallığa girme yolunu açacağını gösteriyordu. Petrus bu anahtarları hangi olaylarda kullandı?

  • Petrus ilk anahtarı MS 33 yılının Pentekost’unda, Yahudileri ve Yahudiliği benimsemiş olanları tövbe edip vaftiz olmaya teşvik ettiğinde kullandı. Yaklaşık 3.000 kişi vaftiz edildi ve Krallığın gelecekteki mirasçıları oldu (Elçi. 2:1-41).

  • İkinci anahtar İstefanos’un öldürülmesinden kısa süre sonra kullanıldı. Bu olayda Petrus ve Yuhanna ellerini yeni vaftiz edilmiş Samiriyelilerin üzerine koydular ve böylece bu yeni öğrenciler kutsal ruhu aldılar (Elçi. 8:14-17).

  • Petrus üçüncü anahtarı MS 36’da kullandı. O yıl Petrus, gökteki mirastan pay alma ümidini başka milletlerden olan sünnetsiz kişilere sundu. Bu olay elçi Petrus Kornelius’a şahitlikte bulunduğunda meydana geldi. Ve Kornelius İsa’nın başka milletlerden sünnetsiz ilk takipçisi oldu (Elçi. 10:1-48).

“Okuduğunu Gerçekten Anlıyor musun?” (Elçiler 8:26-40)

14, 15. (a) Habeş saray görevlisi kimdi? Filipus onunla nasıl karşılaştı? (b) Habeş saray görevlisi Filipus’un mesajına nasıl karşılık verdi? Onun vaftizi neden düşünülmeden yapılmış bir eylem değildi? (Dipnota bakın.)

14 Yehova’nın meleği, Filipus’u Yeruşalim’den Gazze’ye inen yola yönlendirdi. Eğer Filipus oraya neden gitmesi gerektiğini merak ettiyse, “İşaya peygamberin kitabını sesli olarak” okuyan Habeş saray görevlisiyle karşılaştıktan sonra bu merakı giderilmiş oldu. (“‘Hadım’ mı, ‘Saray Görevlisi’ mi?” başlıklı çerçeveye bakın.) Yehova’nın kutsal ruhu Filipus’u bu adamın arabasına yönlendirdi. Filipus arabanın yanına geldiğinde adama “Okuduğunu gerçekten anlıyor musun?” diye sordu. Adam “Biri bana yol göstermedikçe nasıl anlayabilirim?” diye cevap verdi (Elçi. 8:26-31).

15 Saray görevlisi Filipus’u arabaya davet etti. Yaptıkları sohbeti hayal etmeye çalışın. İşaya’nın peygamberlik sözündeki “kuzu”nun, yani “kul”un kimliği uzun bir süre sır olarak kalmıştı (İşa. 53:1-12). Fakat Filipus, yolda Habeş saray görevlisine bu peygamberlik sözlerinin İsa Mesih üzerinde gerçekleştiğini açıkladı. Yahudiliği zaten benimsemiş biri olan bu adam, MS 33 yılının Pentekost’unda vaftiz edilen kişiler gibi ne yapması gerektiğini hemen anladı. Filipus’a “İşte su, vaftiz edilmeme ne engel var?” dedi. Hemen ardından Filipus tarafından vaftiz edildi.c (“‘Suda’ Vaftiz” başlıklı çerçeveye bakın.) Sonra Yehova’nın ruhu Filipus’u Aşdod’da yeni bir göreve yönlendirdi. Filipus orada iyi haberi bildirmeye devam etti (Elçi. 8:32-40).

“HADIM” MI, “SARAY GÖREVLİSİ” Mİ?

Kutsal Kitabın bazı çevirilerinde Habeş adamın “hadım” olduğu söylenir (örneğin Kitabı Mukaddes).[1] Bu adamı tarif etmek için kullanılan Yunanca eunoukhos terimi, ya üreme yeteneğini kaybetmiş bir erkeğe ya da üst düzey bir saray görevlisine atfeder. Bir kralın hareminin gözetiminden sorumlu olan saray memurları hadım edilebilirdi. Fakat kralın sakisi ya da hazine sorumlusu gibi diğer görevlilerin hadım edilmesine gerek yoktu. Filipus’un vaftiz ettiği adamın bu tür bir görevli olduğu açıktır; çünkü o, kraliyet hazinesinden sorumluydu. Aslında maliye bakanıydı.

Bu adam aynı zamanda Yahudiliği benimsemiş biriydi; Yahudi olmamakla birlikte Yehova’ya tapınıyordu ve ibadet etmek amacıyla Yeruşalim’e gitmişti (Elçi. 8:27). Bu nedenle onun bir hadım olamayacağı sonucuna varabiliriz; çünkü Musa Kanunu hadım edilmiş erkeklerin İsrail cemaatinin bir kısmı olmasını yasaklamıştı (Tekr. 23:1).

“SUDA” VAFTİZ

Kutsal Kitaba uygun vaftiz nasıl yapılır? Bazıları bir kişinin başına su dökmenin ya da serpmenin yeterli olduğuna inanıyor. Fakat kayıtta şöyle deniyor: “Filipus ve saray görevlisi, ikisi de suya girdiler” (Elçi. 8:36, 38). Sadece su dökmek ya da serpmek yeterli olsaydı, bu saray görevlisinin su kenarında arabasını durdurması gerekmezdi. Az miktarda su, örneğin bir tulum su bile yeterli olurdu. Bu adam çölde yolculuk yaptığından muhtemelen böyle bir tulumu vardı (Elçi. 8:26).

Bir sözlüğe göre Yunanca baptizo sözcüğü “daldırmak”, “batırmak” anlamına gelir (A Greek-English Lexicon, Liddell ve Scott). Türkçede kullandığımız “vaftiz” terimi de bu sözcükten türemiştir. Kutsal Kitapta vaftizden söz edildiğinde anlatılanlar bu tanımla uyumludur. Yuhanna 3:23’te Yahya için şöyle der: “Salim yakınlarındaki Aynun’da vaftiz ediyordu. Çünkü orada bol su vardı.” Benzer şekilde İsa’nın vaftiziyle ilgili kayıt da şunu belirtiyor: “[İsa] sudan çıkar çıkmaz göklerin yarıldığını . . . . gördü” (Mar. 1:9, 10). Dolayısıyla gerçek Hıristiyanların suya tamamen daldırılarak vaftiz edilmesi yerindedir.

16, 17. Günümüzde melekler duyuru işine nasıl katılıyor?

16 Günümüzde İsa’nın takipçileri, Filipus’un yaptığına benzer bir işe katılma ayrıcalığına sahipler. Krallık mesajını genelde rastlantılarda, örneğin seyahatte karşılaştıkları kimselere duyurma fırsatı buluyorlar. İyi habere olumlu karşılık veren kişilerle karşılaşmaları birçok kez tesadüf değildir. Bu beklenen bir şeydir, çünkü Kutsal Kitap mesajın “her millete, her kabileye, her dile ve her halka” ulaşması için duyuru faaliyetini meleklerin yönlendirdiğini açıkça söylüyor (Vah. 14:6). İsa duyuru işini meleklerin yönlendireceğini tam olarak bildirmişti. Buğday ve delicelerle ilgili örneğinde, İsa hasat zamanında, yani bu ortamın sonunda ‘orakçıların melekler’ olacağını söyledi. O bu ruhi varlıkların ‘onun krallığında günaha yol açan her şeyi ve kötülük yapan herkesi toplayacaklarını’ da sözlerine ekledi (Mat. 13:37-41). Aynı zamanda, melekler Gökteki Krallığın gelecekteki mirasçılarını ve daha sonra da Yehova’nın teşkilatına çekmek istediği, “başka koyunlar”dan oluşan ‘büyük kalabalığı’ toplayacaktı (Vah. 7:9; Yuhn. 6:44, 65; 10:16).

17 Hizmette konuştuğumuz bazı kişilerin, bizim ziyaretimizden önce, yardım etmesi için Tanrı’ya dua ettiklerini söylemesi bunun bir kanıtıdır. Küçük bir çocukla birlikte tarla hizmetine çıkan iki müjdecinin tecrübesini ele alalım. Öğleye doğru iki Şahit duyuru işini bitirmek üzereydi, fakat nedense çocuk bir sonraki kapıya gitmeye çok istekliydi. Hatta çocuk tek başına gidip kapıyı çaldı. Kapıyı genç bir kadın açınca iki hemşire konuşmak için yanına geldi. Kadın Kutsal Kitabı anlamasına yardım edecek birinin gelmesi için biraz önce dua ettiğini söylediğinde çok şaşırdılar. Bu kadın Kutsal Kitabı tetkik etmeyi kabul etti.

Bir çift hizmette zili çalarken, ev sahibi kadın içeride dua ediyor.

“Tanrım, lütfen bana yardım et!”

18. Hizmetimizi neden asla hafife almamalıyız?

18 Günümüzde duyuru faaliyeti daha önce görülmemiş ölçüde yerine getirilirken, İsa’nın takipçilerinin cemaatinin bir ferdi olarak meleklerle çalışma onuruna sahipsiniz. Bu ayrıcalığı asla hafife almayın. Sebat edip “İsa hakkındaki iyi haberi” bildirmeyi sürdürdükçe büyük sevinç duyacaksınız (Elçi. 8:35).

“İNCİL VAİZİ” FİLİPUS

Mesih’in takipçileri zulüm nedeniyle dağıldığında, Filipus Samiriye’ye gitti. Onun birinci yüzyıldaki yönetim kuruluyla yakın bir işbirliği içinde çalıştığı görülüyor. Çünkü “elçiler Samiriye halkının Tanrı’nın sözünü kabul ettiğini duyunca, Petrus ve Yuhanna’yı onlara gönderdiler.” Sonuç olarak yeni öğrenciler kutsal ruh armağanını aldılar (Elçi. 8:14-17).

Filipus Habeş saray görevlisiyle beraber bir arabada oturuyor.

Elçiler kitabının 8. bölümündeki olaylardan sonra Filipus’tan sadece bir kez daha söz edilir. Filipus’un ilk duyuru faaliyetinden yaklaşık 20 yıl sonra, elçi Pavlus ile beraberindeki arkadaşları üçüncü vaizlik gezisinin sonunda gemiyle Yeruşalim’e yolculuk ediyorlardı. Grup Ptolemais’te karaya çıktı. Luka şöyle anlatıyor: “Ertesi gün yola koyulup Sezariye’ye vardık. Yediler’den biri olan incil vaizi Filipus’un evine gittik ve orada kaldık. Bu adamın peygamberlik eden dört bekâr kızı vardı” (Elçi. 21:8, 9).

Görünüşe bakılırsa, Filipus iyi haberi duyurmak üzere tayin edildiği sahaya yerleşmişti ve bir ailesi vardı. Luka’nın ondan “incil vaizi” olarak söz etmesi önemlidir. Kutsal Yazılar bu ifadeyi, çalışılmamış sahalarda iyi haberi duyurmak üzere evlerinden ayrılanları tanımlamak için kullanır. Belli ki Filipus hizmetteki coşkusunu canlı tutmuştu. Peygamberlik eden dört kızının olması, Filipus’un, ailesine Yehova’yı sevmeyi ve O’na hizmet etmeyi öğrettiğini açıkça gösterir.

a Bu, elçi Filipus değildir. Bu kitabın 5. Bölümünde söz edildiği gibi, Yeruşalim’deki Yunanca konuşan ve İbranice konuşan İsa’nın takipçisi dullara günlük yiyecek dağıtımını organize etmek üzere atanan, “iyi nitelikleriyle tanınmış” yedi kişiden biri olan Filipus’tur (Elçi. 6:1-6).

b O dönemde yeni öğrencilerin genelde vaftiz sırasında meshedildiği, yani kutsal ruhu aldığı anlaşılıyor. Bu sayede onlar, gökte İsa ile birlikte kral ve kâhin olarak hüküm sürme ümidine sahip oldular (2. Kor. 1:21, 22; Vah. 5:9, 10; 20:6). Fakat bu özel olayda yeni öğrenciler vaftiz sırasında meshedilmediler. Onlar ancak Petrus ve Yuhanna ellerini üzerlerine koyduktan sonra kutsal ruhu ve onunla bağlantılı diğer mucizevi armağanları aldılar.

c Bu düşünülmeden yapılmış bir eylem değildi. Bu adam Yahudiliği benimsemiş biri olduğundan, onun Mesih’le ilgili peygamberlik sözleri de dahil Kutsal Yazılar hakkında zaten bilgisi vardı. Artık İsa’nın Tanrı’nın amacındaki rolünü de öğrenmiş olduğundan hemen vaftiz edilebilirdi.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş