Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w80 1/4 s. 4-12
  • Direğe Gerilmiş Mesih “Allahın Kudreti”

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Direğe Gerilmiş Mesih “Allahın Kudreti”
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1980 (İnceleme Serisi 52-59)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • “BİR ALÂMET GÖRMEK İSTERİZ”
  • İSTEDİKLERİ ALAMET
  • “ALLAHIN ZAYIF OLAN ŞEYİ”
  • İŞKENCE DİREĞİ YARARSIZ DEĞİLDİ
  • Tanrı’nın Gönderdiği Kurtarıcı: Mesih!
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2009
  • Neden Mesih’i Reddettiler?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2010
  • “Biz Mesihi Bulduk”!
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1993
  • Maşiah’ı Kabul Eder miydiniz?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1980 (İnceleme Serisi 52-59)
w80 1/4 s. 4-12

Direğe Gerilmiş Mesih “Allahın Kudreti”

“Yahudiler alâmetler isterler, Yunanlılar hikmet ararlar, fakat biz Yahudilere tökez ve milletlere akılsızlık olan direğe gerilmiş (YD) Mesihi . . . . vâzederiz.—I. Kor. 1:22-24.

1. (a) Korintos’ta bulunan Hıristiyan cemaatindeki hangi durumlar, Pavlus’u, direğe gerilmiş Mesih hakkında önemle durmaya sevk etti? (b) Pavlus, I. Korintoslular 1:17-25’te bizi ilgilendiren hangi noktalara işaret etti?

PAVLUS, “direğe gerilmiş Mesih” hakkındaki bu sözleri Hıristiyan cemaatine yazdı. Pavlus’un günlerinde Korintos şehri, Romalıların, Yunanlıların, Doğuluların ve Yahudilerin yaşadığı kozmopolit bir şehirdi. Oradaki Hıristiyan cemaatinde bazı gruplar, ünlü şahsiyetlere bağlandıklarından ayrılıklar meydana gelmişti. Bundan ötürü Pavlus onlara “Mesih bölündü mü?” diye sormuştu. (I. Kor. 1:13, YD) Ayrıca, Yahudi asıllı bazı Hıristiyanlar, Kanun’un bazı kısımlarına bağlı kalma eğiliminde olurken başka ırklardan gelen bazıları, Yunan filozoflarının güzel konuşmalarından etkilenmiş olabilirler. Oysa, İncil şatafatlı sözlerle va’zedilmeyecek, onun saflığı dinsel ananelerin hikmetiyle veya felsefi spekûlasyonlarla bozulmayacaktı. Pavlus, Korintos’taki durum ne olursa olsun, “direğe gerilmiş Mesih”ten başka bir şeyin va’zedilmemesi gereği üzerinde ısrarla durmayı uygun görmüştü. Bunu I. Korintoslular 1:17-25’teki sözleriyle belirtti. Bu sözler bu makalenin ve daha sonraki makalenin konusunu teşkil etmektedir. O, şöyle yazdı:

“Çünkü Mesih beni . . . . Mesihin işkence direği (YD) nafile olmasın diye, söz hikmetile olmayarak incili vâzetmeğe gönderdi. Çünkü işkence direğinin (YD) sözü helâk olanlara akılsızlıktır; fakat biz kurtulanlara Allahın kudretidir. Çünkü yazılmıştır: “Hikmetlilerin hikmetini yok edeceğim, ve anlayışlıların anlayışını iptal edeceğim. Hikmetli nerede? yazıcı nerede? Bu dünyanın bahsedicisi nerede? Dünyanın hikmetini Allah akılsızlığa döndürmedi mi? Zira mademki dünya Allahın hikmetinde kendi hikmetiyle Allahı bilmedi, Allah iman edenleri vâzın akılsızlığı ile kurtarmağa razı oldu. Çünkü Yahudiler alâmetler isterler, ve Yunanlılar hikmet ararlar; fakat biz Yahudilere tökez ve Milletlere akılsızlık olan direğe gerilmiş (YD) Mesihi, fakat davet olunmuş olanlara, Yahudilere hem Yunanlılara, Allahın kudreti ve Allahın hikmeti olan Mesihi vâzederiz. Çünkü Allahın akılsız olan şeyi, insanlardan daha hikmetlidir; ve Allahın zayıf olan şeyi, insanlardan daha kudretlidir.”

2. İsa’nın meshedilmesi sırasında göze çarpan hangi şey oldu? İsa hangi faaliyete başladı?

2 Bu ayetlerde görüldüğü gibi, ‘Yahudiler alametler istiyorlardı.’ İsa, alametleri fazlasıyla vermedi mi? M.S. 29 yılında Erden nehrine gelip vaftiz edilmek üzere kendisini takdim etti. Sudan çıktığı zaman, Tanrı’nın ruhu bir güvercin şeklinde onun üzerine indi ve Yehova göklerden şöyle dedi: “Sevgili Oğlum budur, ondan razıyım.” İsa kırk gün çölde kaldıktan ve Şeytan’ın iğvalarına başarıyla karşı koyduktan sonra krallığı va’zetmeğe ve mucizeler yapmağa başladı. Bu faaliyetin bıraktığı etkiyi Matta şöyle naklediyor: “İsa, havralarında öğreterek ve krallığın iyi haberini (YD) vâzedip, halk arasındaki her türlü hastalığı ve her türlü zayıflığı iyi ederek, bütün Galilede dolaşıyordu. Ve onun haberi bütün Suriye’ye yayıldı; ve ona çeşit çeşit hastalıklara ve dertlere tutulmuş bütün hastaları, cinlere tutulanları, saralı ve inmeli olanları getirdiler, ve onları iyi etti. Ve Galileden, Dekapolisten, Yeruşalimden ve Erden ötesinden büyük kalabalıklar onun ardınca gittiler.”—Mat. 3:13-17; 4:23-25.

“BİR ALÂMET GÖRMEK İSTERİZ”

3. İsa, hangi alametlerde bulundu? Buna rağmen yazıcılar ondan hangi ricada bulundular?

3 Mucizevi işleri halkı o kadar şaşırttı ki, onun vaat edilen Mesih olduğuna inandılar. Şunu sordular: Mesih gelince, bunun yaptıklarından daha çok mu alâmetler yapar?” İsa, suyu şaraba çevirdi, suyun üzerinde yürüdü, rüzgârları dindirdi, denizlerdeki fırtınaları sakinleştirdi, binlerce kişiyi birkaç ekmek ve balıkla mucizevi şekilde doyurdu, hastaları tedavi etti, kötürümleri yürüttü, körlerin gözlerini açtı, cüzamlıları iyileştirdi ve hatta ölüleri diriltti. Bundan daha fazlasını kim isteyebilirdi? Ancak Yahudi kavminin dinsel liderleri daha fazlasını isteyebilirlerdi ve istediler de. Onlar, İsa’nın verdiği alametlerin birçoğunun görgü şahidi olmuşlar ve diğer birçokları hakkında da kendilerine haberler iletilmişti. Fakat buna rağmen yazıcılar ve Ferisiler İsa’ya, inanılmaz bir ricayla geldiler: “Muallim, senden bir alâmet görmek isteriz.”—Yuh. 7:31; Mat. 12:38.

4, 5. Meslekleri göz önüne alınacak olursa, Ferisiler ve yazıcılar neyi bildiklerinden İsa’nın Mesih olduğuna inanmalıydılar?

4 Dinsel liderler, İsa’dan daha fazla ispat isteyecek kişilerin en sonuncuları olmalıydılar! Yazıcılar, hayatlarını İbranice Mukaddes Yazıları dikkatle okuyup incelemekle geçiren kimselerdi. Bu Yazıları titizlikle tetkik ederler ve onları doğru uygulamak için birbirleriyle saatlerce süren sıkıcı tartışmalarda bulunurlardı. Onlar, zamanla, İbranice Mukaddes Yazıları en küçük ayrıntılarına kadar açıklamak ve aydınlığa kavuşturmak amacını güden birçok sözlü ananeye sahip olmuşlardı. Bu incelemelerinin sonucu olarak vaat edilen Mesih’in gelişi hakkındaki peygamberliklerden mutlaka haberdardılar.

5 Mesih’in Yahuda sıptından geleceğini, Davud’un ailesinden olacağını, Beytlehem’de doğacağını, gelişinin İlya’ya benzetilen bir kişi tarafından önceden ilan edileceğini, Yahudi kavminin hastalıklarını ve acılarını taşıması gerektiğini nasıl bilemezlerdi? Mesih’in birinci gelişi hakkında İbranice Mukaddes Yazılardaki üç yüzden fazla peygamberlik, İsa’nın Şahsında gerçekleşmişti, bu peygamberliklerin birçoğu, ondan bir alamet istemelerinden önce zaten yerine gelmiş bulunuyordu. Mukaddes Yazıları tetkik ettiklerinden, İsa, onlara kendisi hakkında bilgi sahibi olmaları gerektiğini hatırlattı. “Kitapları araştırıyorsunuz çünkü siz ebedî hayatınızın onlarda olduğunu sanıyorsunuz; benim hakkımda şehadet edenler de onlardır.”—Yuh. 5:39.

6. İsa onların ricasına nasıl karşılık verdi? Neden onlarla alay edip onları küçük düşürecek şekilde davranmadı?

6 Acaba Tanrı’nın Oğlu, buna rağmen kendisine “senden bir alâmet görmek isteriz” dedikleri zaman onlarla alay edip, onları küçük düşürecek şekilde mi cevap verdi? Okuyalım: “İsa da cevap verip onlara dedi: Kötü ve zina işleyici nesil bir alâmet arar; ona Yunus peygamberin alâmetinden başka bir alâmet verilmeyecektir. Çünkü nasıl Yunus üç gün üç gece iri balığın karnında kaldı ise, İnsanoğlu da üç gün üç gece yerin bağrında öyle kalacaktır.” (Mat. 12:38-40) İsa, vermiş olduğu birçok mucizevi alâmeti görmezlikten geldiklerinden veya kendi şahsında o ana kadar yerine gelen Mesihi peygamberliklerden ikna olmadıklarından ötürü verdiği bu cevapla onları azarlamadı. Onların arzularını, hatalarını anladı ve bu duruma en iyi şekilde karşılık olacak cevabı verdi.

İSTEDİKLERİ ALAMET

7, 8. Yahudiler hangi alameti görmek istediler? Onlara verilecek tek alamet neydi? Neden?

7 Onların görmek istedikleri alâmeti İsa biliyordu. Bu alâmet Daniel 7:13, 14’te kayıtlıdır: “Gece rüyetlerinde gördüm, ve işte, insanoğluna benzer biri göklerin bulutları ile geldi, ve günleri eski olana kadar geldi, ve onun önüne kendisini yaklaştırdılar. Ve bütün kavmlar, milletler ve diller ona kulluk etsinler diye, kendisine saltanat ve izzet ve kırallık verildi; onun saltanatı geçmiyecek ebedi bir saltanattır, ve kırallığı yıkılmayacak bir kırallıktır.”

8 Bu peygamberlik, ezici bütün insan hükümetlerinin yerini Mesihi Krallığın alacağı, Yehova’nın tapıcıları için bütün yeryüzüne devamlı sulh ve huzuru getirecek olan Mesih’in ikinci gelişi demekti. Yahudi liderler, Mesih’in krallık kudretiyle gelip Romalıların ezici boyunduruğunu kırmasını, kendilerine siyasal bir güç vererek yükseltmesini arzu ediyorlardı Bu şeylerin Yehova’nın tayin ettiği zamandan önce yerine gelmesini istiyorlardı. Henüz Mesih’in birinci gelişiydi ve bu, onun acı çekmesi, fidye olarak ölüp üç gün boyunca mezarda kalması gerektiği zamandı. Onlara, birinci gelişinin bu alametinden başka bir şey verilmeyecekti.

9. İsa’nın günlerindeki Yahudiler neyi idrak edemediler? Onların hangi derin arzuları İsa’yı Mesih olarak tanımalarını engelledi?

9 Yahudiler, İsa’dan bekledikleri alameti alamadıkları gibi, kendilerini tamamen sürçtüren bir durumla karşı karşıya kaldılar: Mesih direğe gerildi! Pavlus şöyle yazdı: “Yahudiler alâmetler isterler, ve Yunanlılar hikmet ararlar; fakat biz, Yahudilere tökez ve Milletlere akılsızlık olan direğe gerilmiş (YD) Mesihi, . . . . vâzederiz.” (I. Kor. 1:22-24) Yahudilerin sürçmelerinin nedeni, Mesih’in iki defa geleceğini anlamamış olmalarıydı. İbranice Mukaddes Yazılarda, Mesih hakkındaki peygamberlikler iki grup idi: Birinci grup ilk gelişi, öbür grup ikinci gelişi hakkındaydı. (Birinci gelişiyle ilgili bazı peygamberlikler şunlardır: Tekvin 49:10; Mika 5:2; Hoşeya 11:1; Zekarya 9:9; 11:12; İşaya 53:5, 8, 11, 12. İkinci gelişiyle ilgili peygamberliklerden bazıları ise Daniel 7:13, 14; 2:35, 44; Mezmur 2:1-9; 110:1-6’da bulunmaktadır.) Fakat Yahudiler bu iki gelişi fark edemediler. Sadece bir gelişe inandılar. Kudretle gelip kendilerini Romalıların boyunduruğundan kurtaracak bir Mesih’i hasretle beklediklerinden, bir Mesih olarak onun acı çekmesi, ezalar altında kalması, reddedilmesi, direğe gerilmesi, onların gözlerini körleştirdi. Aslında, Mesih hakkındaki görüşleri karmakarışıktı. Birçok peygamberliğin Mesih ile ilgili bu olayların olacağını belirttiğini anlamadılar. Bazı Yahudiler, Mesih’in bedende geleceğine bile inanmadılar. Başkaları ise, bencil arzuları yüzünden, onun gelip Romalıları kendilerine düşman etmesini istemediler. (Yuh. 11:47, 48) Fakat çoğu onun bir komutan olarak gelip kendilerini Roma’dan kurtarmasını arzu ettiler.

“ALLAHIN ZAYIF OLAN ŞEYİ”

10. (a) Yahudiler İsa’yı neden “Allahın zayıf olan şeyi” olarak gördüler? İsa, MS birinci yüzyılın sahte mesihlerinden nasıl farklıydı? (b) The İnterpreter’s Bible’ın açıkladığı gibi, o sırada Filistin’deki hangi durumlar, İsa’yı Yahudilerin gözünde kabul edilmez kıldı?

10 İsa, onların gözlerinde Roma İmparatorluğunu parçalayacak bir Mesih olarak çok zayıftı. O, Krallığının bu dünyadan olmadığını ve hizmetçilerinin savaşmayacaklarını söylemedi mi? Kendisine krallık teklif edildiği zaman, bunu kesinlikle reddetti. Öbür yanağını da çevirmeyi savundu! Onlar Mesihlerini o sıralarda bekliyorlardı, fakat böyle bir Mesih’i değil! (Yuh. 18:36; 6:15; Mat. 5:39; Luka 3:15) The Book of Jewish Knowledge, “Mesih” başlığı altında MS birinci yüzyılda Mesih olduğunu iddia eden birçok kişi olduğunu söylüyor ve şunları ekliyor: “Birinci yüzyılda yaşayan ve bu Mesihi imtiyaz üzerinde hak iddia edenlerle ilgili söylenebilecek olağanüstü şey, hepsinin Roma hükümdarlığına karşı bir Yahudi isyanı için birleştirici bir etken teşkil etmiş olmalarıdır. İsa’nın aksine . . . . o devirde yaşayan diğer ‘Mesihlerin’ hepsi istisnasız fesatçı ve milliyetçiydiler.” İsa’nın güçlü bir Mesih olmaması, onların gözünde zaten çok kötü bir şeydi, ama bir işkence direğinde aşağılatıcı bir şekilde ölmesi, onu tamamen kabul edilemez bir duruma getirdi! Bundan ötürü resul Pavlus, I. Korintoslular 1:25’te Yahudilerin “direğe gerilmiş Mesih”i “Allahın zayıf olan şeyi” saydıklarını ve sürçtüklerini gösteriyor. The İnterpreter’s Bible cilt 10, s. 29 bunun hakkında şu açıklamada bulunuyor:

“Pavlus’un günlerindeki Yahudilerin dinsel ümitleri, ezici Romalılardan olağanüstü ve dramatik bir şekilde kurtulmayı besleyişlerine dayanıyordu. Milletlerini, dünyanın diğer milletleri arasında en üstün duruma getirecek bir kurtarıcıyı özlüyorlardı. Yeryüzünde yaşadığı günlerde İsa’nın şahsında uğradıkları derin hayal kırıklığının bir nedeni de, onun, Makabilerin yaptığı gibi, millete askeri liderlik yapmak istememesine dayanır. Pavlus’un günlerinde Filistin, kontrol altına alınmış bir ateş gibiydi. Romalı valiler arada sırada ortaya çıkan bölgesel ayaklanmaların alevlerini söndürebiliyorlardı, fakat bu kontrol altına alınmış olan ateş başka bir problem teşkil ediyordu. İsa, herkes tarafından sevilmesinin zirvesinde bir tek söz söylemiş olsaydı, binlerce kılıç kınlarından çıkacak ve Roma’nın Yahudilerin içlerinde gizledikleri dinsel idealizmleri ve fanatik milliyetçilikleriyle başa çıkması zor olacaktı. Ruhları böyle fikirlerin ateşli hayalleriyle ve böylesine büyük ümitlerle dolu bir millet için ‘direğe gerilmiş Mesih’ ağza alınmayacak bir küfür demekti. İşkence direği kelimesi, onların son derece nefret ettikleri bir şeydi. Onu duymak bile istemiyorlardı.

11. İsa’nın yakın şakirtleri bile hangi şeyi anlamadan onunla birlikte çalıştılar? Bu soruya neye dayanarak cevap veriyorsun?

11 İsa’nın yakın arkadaşları bile Mesih’in iki gelişi olacağını ve birinci gelişinin Mesih’in direğe gerilmesiyle sonuçlanacağını ancak daha sonra anladılar. Vaftizci Yahya hapisteyken İsa’nın mucizevi işlerini duymuştu, fakat herhalde ondan daha fazla şeyler bekledi, çünkü kendisine şunu sormaları için ona adamlar göndermişti: “Gelecek olan sen misin, yoksa başkasını mı bekleyelim? (Mat. 11:2, 3) Petrus, İsa’nın Mesih olduğunu teşhis etti, fakat yine de birinci gelişiyle ilgili yerine gelen alametleri anlamadı. (Mat. 16:16, 21-23) İsa’nın ölüp dirilmesinden [diriltilmesinden] sonra bile şahitler yeryüzündeki krallığın kurulmasını beklediler. Şöyle sordular: “Ya Rab, İsraile kırallığı bu zamanda mı iade edeceksin?”—Res. İşl. 1:6.

İŞKENCE DİREĞİ YARARSIZ DEĞİLDİ

12. Daha sonraları bazı Yahudi dinsel liderler, iki geliş hakkındaki iki peygamberlik grubunu nasıl açıklamağa çalıştılar?

12 M.S. 33 yılının Pentikost gününde mukaddes ruhun dökülmesinden sonra, şakirtleri, İsa’nın iki gelişi olduğunu anladılar ve her yerde ‘peygamberlerin ve Musa’nın vaki olacağını söylediklerini, yani Mesih’in elem çekmesi gerek olduğunu’ va’zettiler. (Res. İşl. 26:22, 23) İbranice Mukaddes Yazılardan Hıristiyanların elde ettikleri deliller ve Yahudilerin boşa çıkan ümitleri, daha sonraki Yahudi ilim adamlarını Mesihî peygamberlikleri başka şekilde yorumlamaya zorladı. Örneğin, Daniel 7:13 Mesih’in göklerin bulutları ile geleceğini söylerken, Zekarya 9:9 onun gönüllü bir şekilde, bir sıpa üzerinde geleceğini belirtiyor. Talmud’da bulunan bir açıklama, bu probleme, sadece tek bir gelişin olduğunu öğretmekle çözüm getirmeye çalışır: İsrail buna layık olursa, Mesih bulutlarla gelecekti, şayet layık olmayan tarzda davranırsa, o sıpa üzerinde gelecekti. (Babil Talmudu, Sanhedrin, 98 a) Meseleye başka bir bakış, birinci ve ikinci geliş için iki peygamberlik grubu olduğunu kabul etti ve iki mesihin geleceğini, birinin Yusuf’un oğlu, diğerinin Davud’un oğlu olacağını ve iki peygamberlik grubunun bu ikisi üzerinde gerçekleşeceğini söyledi. (Life and Times of Jesus the Messiah/Edersheim, Cilt II, s.  434, 435.) Bununla beraber ikisi de aynı zamanda gelmeliydi.

13. (a) Hangi Yahudi inançları oların İsa’yı kendi gözlerinde Mesih saymamalarına sebep oldu? (b) Bu Yahudi inançları Mesih’in işkence direğini nasıl yararsız duruma getirdi?

13 Fakat bu kimseler, İsa’nın bu iki mesihten hiçbiri olamayacağını söylediler. Çünkü İsa, yazıcıların sözlü ananesine uymadı ve Talmud’un dediği gibi, bu ananelere karşı gelmek, İbranice Mukaddes Yazılara karşı gelmekten daha büyük bir suç teşkil ediyordu. Ayrıca İsa, Musa kanununu yerine getireceğini, dolayısıyla onu sona erdireceğini söyledi. Yahudiler ise, kanunu ebedi sayıyor ve hiçbir zaman iptal edilmeyeceğine inanıyorlardı. Ayrıca Yahudiler, kurtuluş için bir mesihe ihtiyaçları olmadığına inanıyorlardı. Krallığı üç yolla kazanabileceklerini düşünüyorlardı: Kanunun işlerini yapmakla, fakirlere sadaka vermekle, babalarının İbrahim olduğunu kabul etmekle. (Mat. 3:7-10; Rom. 3:20; 4:2, 3; 9:31, 32) Yazıcıların bu hikmeti Mesih’in işkence direğini kurtuluş için gerekli olmayan yararsız bir şey haline getiriyordu. Pavlus, bu sahte hikmeti düşünerek onun boşluğunu Tanrı’nın gücüyle, yani Mesih’in direğe gerilmesiyle karşılaştırdı. “Mesih’in işkence direği (YD) nafile olmasın diye” onların “söz hikmeti”ni “iyi haber”miş gibi va’zetmedi. “Çünkü işkence direğinin (YD) sözü helâk olanlara akılsızlıktır; fakat biz kurtulanlara Allahın kudretidir.”—I. Kor. 1:17, 18.

14. (a) İşkence direğinde olan İsa ile kimler alay ettiler? Hangi sözlerle? (b) O zamanki olaylar gerçekten neyi teyit etti?

14 İsa’nın, acılar altında, hor görülerek, istenmeyen, reddedilen biri olarak bir koyun gibi ölüme gitmesi, ne ifade ediyordu? (İş. 53:1-7) Bazıları “Vay! sen ki, mabedi yıkar ve üç günde yaparsın, işkence direğinden (YD) inerek kendini kurtar,” diye onunla alay ederlerken, zayıf ve güçsüz bir şekilde işkence direğine gerilmesi, İsa’nın gözünde ne ifade ediyordu? (Mar. 15:29, 30) “Başkâhinler de yazıcılar ve ihtiyarlarla beraber onunla öyle eğlenerek dediler: Başkalarını kurtardı, kendisini kurtaramıyor.” (Mat. 27:41, 42) Bu olaylar İsa’nın gerçek Mesih olmadığını değil, aksine, onun Mesih olduğunu teyit etti.—Mezm. 118:22; İş. 8:14; 28:16; I. Pet. 2:4-8.

15. Ölüme mahkûm olanlar ve kurtulanlar “direğe gerilmiş Mesih”i ne şekilde gördüler? Alaycıların alaylarına rağmen, hangi şey gerçek olarak kalmaktadır?

15 Pavlus, tek kurtuluş yolu olarak Yehova’nın fidye tedariğini önemle belirtmektedir. Yahudiler, alametler isteyebilirler. Yunanlılar büyük bir arzuyla hikmeti arayabilirler, fakat Pavlus, Yahudilere tökez bile olsa ve Yunanlılar için delilik gibi görünse bile direğe gerilmiş Mesih’i va’zetmeye kararlıydı. “Fakat davet olunmuş olanlara, Yahudilere hem Yunanlılara Allahın kudreti ve Allahın hikmeti olan Mesihi vâzederiz. Çünkü Allahın akılsız olan şeyi, insanlardan daha hikmetlidir; ve Allahın zayıf olan şeyi, insanlardan daha kudretlidir.” (I. Kor. 1:24, 25) Yahudiler ve Yunanlılar isterlerse “direğe gerilmiş Mesih”i zayıf ve akılsız bir şey olarak görsünler; o, Yahudi ananelerinden ve Yunan felsefelerinden çok daha kuvvetli ve hikmetlidir. Gelecek makalede bununla ilgili başka nedenler bulacağız.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş