Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w80 1/12 s. 32-39
  • Fedakârlık Ruhunu Geliştirmek

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Fedakârlık Ruhunu Geliştirmek
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1980 (İnceleme Serisi 52-59)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • ZAMANIMIZDA FEDAKÂRLIKLARDA BULUNMAK
  • KENDİ KENDİNİ İNCELE
  • Sen Nefsine Düşkün Biri mi, Yoksa Fedakâr Biri misin?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1980 (İnceleme Serisi 52-59)
  • Gökteki Krallık Menfaatlerini Fedakârlık Ruhuyla İlerletmek
    Krallık Hizmetimiz—1985
  • Krallık İçin Özveride Bulunmaya Hazır mısınız?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2013
  • Tanrı’yı Hoşnut Eden Kurbanlar Sunun
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2007
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1980 (İnceleme Serisi 52-59)
w80 1/12 s. 32-39

Fedakârlık Ruhunu Geliştirmek

“Ey kardeşler, bedenlerinizi diri, mukaddes, Allaha makbul kurban olarak akıl gücünüzle kutsal bir hizmet ile (YD) takdim etmenizi Allahın rahmetleri için size yalvarırım.”—Rom. 12:1.

1. Yehova neden kendisine arz edebileceğimiz kurbanlara layıktır?

İNSANLAR kurbanlar takdim etmek isterlerse, bu kurbanların gayesi, kurban edilene layık ve onların saygınlığı yüksek olmalıdır. Her yönden Yehova Tanrı, kendisine sunabileceğimiz kurbanlara kesinlikle layıktır. O, bu heybetli ve görkemli evrenin Yaratıcısıdır ve tüm yaşayan şeylerin kaynağıdır. Aynı zamanda tüm insanlığın sorunlarını çözecek olan yeni adil bir nizamın kurucusudur. Mukaddes Kitap yerinde olarak şunları söylüyor: “Ya Rabbimiz ve Allahımız, izzeti ve hürmeti ve kudreti almağa lâyıksın, çünkü bütün şeyleri sen yarattın, ve senin iradenle mevcut idiler, ve yaratıldılar.” (Vah. 4:11) Yehova izzeti, hürmeti ve kudreti almağa layık olduğu için, biz ‘bedenlerimizi’ O’na ‘diri bir kurban olarak takdim etmeye’ teşvik edilmekteyiz.—Rom. 12:1.

2. “Kurban” kelimesinde neler söz konusudur? (İbraniler 13:15, 16’yı oku.)

2 Acaba Yehova’ya takdim edilen ‘diri bir kurbanda’ neler bulunmalı? “Kurban” kelimesinin bir anlamı “daha yüksek değere sahip sayılan bir şey uğruna değerli veya arzu edilen bir şeyi feda etmek”tir. Diğer bir anlamı ise, “bir tanrıya bir hayat takdim etmek”tir. Yehova, bizim bir mezbah üzerinde harfiyen öldürülmemizi istemediğine göre, hayatımızın O’na takdimi, Kendisine hizmet niteliğini taşır. Resul Petrus bu sistemin gelmekte olan harabiyetinden bahsederken, Hıristiyanların, ‘mukaddes davranışlar ve Tanrısal bağlılık haraketleriyle’ diğer insanlardan ayırt edilebilmeleri gerektiğini önemle söyledi. (II. Pet. 3:11, YD) Bundan dolayı Tanrı’ya takdim edilen makbul kurbanlar olumlu hareketleri kapsamakta ve Yehova’nın tasvip etmediği veya O’na yaptığımız hizmeti olumsuz yönden etkileyebilen alışkanlıklardan vazgeçmeyi gerektirmektedir.

3. Yehova, tapınmakla ilgili takdim edilen tüm kurbanları tasvip eder mi?

3 Fedakârlık yolunda yürümek, Tanrı’nın insanların fanatik olup, akla yatkın olmayan şeyleri yapmalarını istemesi anlamına mı gelir? Örneğin bazı kişiler, takdim ettikleri kurbanlardan Tanrı’nın razı olacağını zannederek, kanlı dizlerinin üstünde uzun mesafeler yürüyerek kilise ve türbe mezbahlarına ulaşmak üzere kendilerini sürüklerler. Başkaları kasten dilenerek bir fakirin hayatını yaşamaya çalışırlar. Diğerleri tapınmalarının bir kısmı olarak belirli gıda maddelerini yemezler. Oysa, Yehova yaşamlarında hizmetçilerinin gereksiz zahmet çekmelerini istemez. O, “gönüllü ibadette ve yapmacık (YD) alçak gönüllülükte ve bedene şiddette bunların bir hikmet sureti” olan insan emirlerini tasvip etmez.—Kol. 2:3.

4. Bugün Yehova’nın menfaatleri için kurbanlar takdim etmek ne demektir?

4 Yehova’nın talep ettiği akla yakın türden fedakârlıklar O’nun davası için tam bir şekilde hizmet edebilmek üzere kişisel arzularımızı kısıtlamamızı gerektiriyor. Söz konusu dava, Tanrı’nın tüm yeryüzüne gelmekte olan hükümetiyle, yani Mesih’in yönetimindeki semavi kralllıkla ilgili bir davadır. Bu hükümet yakında yeryüzünde iktidarda bulunacak tek otorite olacağına göre, onun adil idaresi altında yaşamak isteyen herkes, onun kanunlarını, prensiplerini ve amaçlarını öğrenmelidir. Aynı zamanda insanlar arasında ‘krallığın bu iyi haberini va’zederek’ bu krallığın menfaatleri de ilerletilmelidir. Böylece Yehova’nın menfaatları uğrunda fedakârlıklarda bulunmak, Yehova’nın kanunlarına riayet etmek ve krallığını hayatımızda ilk plana koymak demektir. İsa “öyleyse, ilk önce O’nun krallığını ve adaletini aramaya devam edin” dedi.—Mat. 6:33, YD.

5. Fedakârlık yolunda yürümek çok zor mu sayılmalı?

5 Fedakârlık yolunda yürümek kolay mıdır? Hayır! Ama bizi bu yolda yürümeğe davet eden bizzat Yehova Tanrı ve Mesih İsa’dır. Bu, böyle bir yolda yürümenin mümkün olduğunu gösterir, zira insanları yaratan sevgi dolu semavi Baba ve Oğlu, onların neleri yerine getirebileceklerini bilirler. Ayrıca, Yehova ve İsa Mesih insanları çok sevdiklerinden, bizden çıkarlarımıza aykırı bir şey de talep etmeyeceklerdir; bundan emin olabiliriz. Bundan başka, dikkatimize sunulan gelecekteki büyük mükâfatları düşündüğümüz zaman, Yehova’ya hizmet etmek üzere bugün kurbanlar takdim etmenin hayatta tek değerli hareket tarzı olduğunu güvenle söyleyebiliriz. Tüm diğer davranışlar, er ya da geç hayal kırıklığıyla sonuçlanacaktır.—Mat. 19:26; Rom. 9:33; I. Yuh. 4:16.

6, 7. (a) Nuh hangi kurbanları takdim etti? (b) Çalıştığı süre boyunca Nuh’un cesareti kırıldı mı?

6 Mukaddes Kitap tarihini incelediğimiz zaman, sıradan insanların nasıl fedakârlık yolunda başarıyla yürüdüklerini ve bu sayede elde ettikleri bereketleri görüyoruz; böylece bu yolda yürümeğe büyük ölçüde teşvik ediliyoruz. Bir örnek Nuh’tur. Yehova, Nuh’tan zamanındaki dünyanın delilik saydığı ve fedakârlık gerektiren bir işi yapmasını talep etti. Bu iş, çok büyük bir gemi yapım işiydi. Nuh, bir gemi yapımcısı değildi ve ayrıca aile sorumlulukları da vardı. Üstelik o zamana kadar hiç yağmur yağmamış ve seller basmamıştı.

7 Bu çapta bir gemi yapması herhalde Nuh’un kişisel zevk ve çıkarları için ayırdığı vaktin büyük kısmını alacaktı. Eğer bu vakti maddi zenginliklerini artırmak için sarf etseydi, şüphesiz çok daha rahat bir hayatı olacaktı. Buna ek olarak, alay konusu olan bu gemi yapım işinden ötürü komşularının gözünde sahip olduğu saygınlığının bir kısmını da feda etmiş olmayacaktı. O sistemin sonunu beklerken yaptığı bu iş, Nuh’un birçok yılını aldı; acaba cesareti kırıldı mı veya bu işten vazgeçti mi? Tam aksine, Nuh tuttuğu fedakârlık yolunda sabırla yürüdü. Bu yolda o ‘adalet vaizi’ de oldu. (II. Pet. 2:5) Nuh “normal” bir dünyada yaşamadığını, ‘hakiki Tanrı’nın gözünde bozulmuş ve zorbalıkla dolmuş’ ve sonunda yok edilecek bir dünyada yaşadığını anladı. Bu anlayış içinde olan Nuh’un tutumu hakkında Mukaddes Kitap şöyle diyor: “Nuh Allahın kendisine emrettiği her şeye göre yaptı; tam (YD) öyle yaptı.”—Tekv. 6:11, 22.

8. Nuh’un gösterdiği itaat hepimizi nasıl etkiledi?

8 Nuh, kendi günlerindeki nefsine düşkün kişilerin tarafında bulunmayı reddetti; bundan dolayı çok mutlu olmalıyız. O’nun itaati sayesinde zürriyeti olan bizler de bugün yaşamaktayız. Nefsine düşkün olanlar evlerini, mal ve mülklerini, “normal” diye saydıkları yaşayışlarıın evet, her şeylerini kaybettiler. “O zamanki dünya su ile bastırılmış olarak helâk oldu”ğu zaman, hem kendi, hem de çocuklarının hayatlarını yitirdiler.—II. Pet. 3:6.

9. İbrahim kurbanlar takdim etmeye istekli olduğundan ötürü nasıl bereketlendi?

9 Yehova için fedakârlıklarda bulunmanın gereğini gören başka kişi, İbrahim idi. Yehova ona şöyle emretti: “Memleketinden, ve akrabının yanından, ve babanın evinden, sana göstereceğim memlekete git.” (Tekv. 12:1) Yehova, ondan sakin ve emin yaşamını bırakmasını ve geleceği belirgin olmayan bir hayat tarzına yönelmesini talep ettiği zaman, İbrahim buna çekinmeden itaat etti. O, Yehova’nın kendisinden telep ettiği her şeyin doğru ve kendisine yararlı olacağına güveniyordu. “Ve İbrahim Yehova’nın kendisine tam (YD) söylediği gibi gitti.” (Tekv. 12:4) Gerçi bu, uzun yıllar için birçok şeyi feda etmek demekti; ama Yehova, İbrahimİn hizmet etmek isteğini çok bereketledi. O, Yehova’nın kendisi ve ailesi için yaptığı harikulade işlerin birçoğunu gördü; ayrıca maddi yönden de muhtaç durumda değildi. “Yehova’nın dostu” olarak çağrılmaya başlandı. (Yak. 2:23, YD) Aynı zamanda İbrahim’den büyük bir milletin çıkacağı vaat edildi. Mukaddes Kitap İbrahim’in durumunu açık bir dille ve gayet anlamlı şekilde şöyle belirtiyor: “İbrahim sabretmiş olarak vade erişti.” (İbr. 6:15) Üstelik, İsa’nın da atası olmak imtiyazına sahip oldu.

10. Birinci yüzyılda insanların tutumunda hangi tezat vardı? Hangi sonuçlarla?

10 Milattan sonra birinci yüzyılda sıradan birçok erkek ve kadın Yehova’nın uğruna kendi çıkarlarından vazgeçerek fedakârlık gösterdiler. Evet, onlar çok çalıştılar ve zorluklar çektiler; fakat buna rağmen Tanrı’yı memnun ettiklerini ve doğru olanı yaptıklarını bildiklerinden, büyük sevinç duydular. Ayrıca onlar, Yehova’nın kendisi uğruna yaptıkları işlerini ve gösterdikleri imanlarını hatırlayacağına ve gelecekte kendilerini mükemmel şekilde mükâfatlandıracağına güveniyorlardı. Diğer taraftan nefislerine çok düşkün oldukları için “normal” hayat tarzlarını korumak isteyen ve bu nedenle Romalıların gelip hem yerlerini hem de milletlerini ortadan kaldıracaklarından korkarak İsa’yı reddeden kişiler hakkında ne denilebilir? (Yuh. 11:48) O neslin yaşam tarzı sona erdirildi. Roma ordusu ülkeyi harap etti; birçok insan, hayatını, malını ve mülkünü kaybetti. Oysa fedakârlıkta bulunan ve evleriyle beraber hemen hemen bütün maddi şeylerini arkada bırakan Hıristiyanlar, İsa’nın öğretilerine dikkat ederek o diyardan kaçtılar ve hayatlarını kurtardılar. Onlara gerçekten “mutlu” denilebilir.—Luka 21:20-24; 22:28-30; Vah. 20:4-6.

ZAMANIMIZDA FEDAKÂRLIKLARDA BULUNMAK

11. (a) Hıristiyanlardan bugün bütün mal ve mülklerini feda etmeleri mi talep ediliyor? (b) Yehova için kurbanlar takdim etmek başkalarına karşı faaliyetimizi nasıl içine alır?

11 Acaba bütün bunlar, bugün, tüm Tanrı’nın hizmetçilerinin O’na takdim edecekleri kurbanların bir kısmı olarak, evlerini ve diğer maddi şeylerini feda etmeleri gerektiği anlamına mı geliyor? Hayır! Mesele bu değildir. Gerçi yukarıda gördüğümüz örneklerde Nuh, İbrahim ve birinci yüzyılda yaşayan Hıristiyanlar bunu gerektiğinde yapmaya istekliydiler; fakat önemli olan nokta, Tanrı’nın menfaatlerini hayatta ön plana almak isteğidir; bunu yapmak için her tür fedakârlığı göze almak arzusudur. Asıl sorun, bir kimsenin sahip olduğu veya olmadığı şeyler değil, yüreğinin nerede bulunduğudur. Bir kişinin yüreği öncelikle Yehova’nın menfaatlarında mı, yoksa kişisel çıkarlarında mı bulunuyor? İnsanlar için bazı işler yapmak Yehova’nın menfaatlarının bir kısmını kapsar. Tanrı’nın Sözündeki şu ifade gibi: ‘Bizden her biri kendi işlerine değil, fakat her birimiz diğerinin işlerine de bakmalı.’ Böylece biz sadece ‘kendimizi hoşnut etmemeliyiz.’ fakat ‘her birimiz bünyan uğruna iyilik için komşusunu da hoşnut etmelidir’.—Fil. 2:4; Rom. 15:1, 2.

12. Çağımızda başkalarının yaptıkları fedakârlıkları neden takdir etmeliyiz?

12 Çağımızda böyle bir fedakârlık ruhunu görüyor muyuz? Kesinlikle görüyoruz. Gerçekten şimdi, dünyanın her tarafındaki Yehova’nın Şahitlerinin 40.000’den fazla cemaatiyle müşarekette bulunarak Mukaddes Kitabın hakikatlerini tadan birkaç milyon kişi, Tanrı’nın vefakâr hizmetçilerinin çağdaş zamandan daha önceki bir tarihten beri takdim ettikleri kurbanlardan faydalanıyorlar. 1800’lerin sonunda ve 1900’lerin başında birçok fedakâr kişi, Mukaddes Kitabın hakikatlerini başkalarına öğretmek üzere ve şimdi Yehova Tanrı hakkındaki hakikatlerle birçok yararlar elde ettiğimiz O’nun görünür teşkilatı için temel atmak üzere çok çalıştılar.

13. Yehova’ya tam bir şekilde hizmet edebilmek için birçokları hangi kurbanları takdim ediyorlar?

13 Şu anda dünyanın her tarafında onbinlerce vefakâr erkekle kadın Tanrı’ya hizmet etmek amacıyla olağanüstü kurbanlar takdim ediyorlar. Bazıları misyonerlik işinde, diğerleri Beytel evlerinde veya cemaatlerde hizmet eden seyahat eden nazırlar olarak, Yehova’nın menfaatları uğruna dolgun vakitli birer işçi olarak çalışabilmek için mal ve mülklerini harfiyen kurban ettiler. Başkaları Yehova’nın gelmekte olan yeni nizamı hakkında insanlara öğretebilmek için özel öncülük, daimi öncülük veya öncü yardımcılığı yapmak üzere fedakârlıklar yapıyorlar.

14. Yehova, içinde bulundukları şartlar yüzünden kendisine yapılan kısıtlı hizmetleri nasıl telakki ediyor?

14 Durum böyle olmakla beraber, Yehova’ya candan bağlı ve benzeri dolgun vakitli hizmetlerde bulunabilecek olan herkes birçok sorumluluklardan beri değildir. Bazıları ailelerini geçindirmek için bu zor ekonomik sistem içinde çok çalışmaktadırlar. Eğer onlar bunu yapmazlarsa, durumlarının “imansızdan fena” olacağını biliyorlardı. (I. Tim. 5:8) Hıristiyan ana-babaların çocuk sahibi olmaktan gelen sorumlulukları da vardır. Çocuklarını “Yehova’nın disiplin ve yetkili nasihatinde” yetiştirmek yolunda vakit harcamak için yapmayı istedikleri bazı şeyleri feda etmeleri gerekeceğini onlar idrak ediyorlar. (Efes. 6:4, YD) Ayrıca kötü sağlık durumları, ilerlemiş yaşları veya başka kısıtlamalar yüzünden Yehova’ya hizmette az şey takdim edenler de vardır. Bu bakımdan onlar Tanrı’nın mabedine sadece “iki pul” atabilen fakir dul kadın gibidirler. (Luka 21:1-4) Başkalarının Yehova hakkında bilgi edinmelerine yardım etmek üzere ellerinden geleni yapan bu gibi kimselerin hepsi, mutlaka O’nu memnun edecek kurbanlar arz ediyorlar. Zor şartlara tahammül etmeye istekli olduklarından ve durumlarının müsaade ettiği oranda kendisine hizmet kurbanları takdim etmek istediklerinden dolayı Yehova onları sever.—Yak. 5:11.

KENDİ KENDİNİ İNCELE

15. Kendimize hangi soruları sorarsak iyi ederiz?

15 Fedakârlık ruhuna sahip misin? Yoksa nefsine uyma eğiliminde misin? İçinde bulunduğun şartların elverdikleri oranda Yehova’ya hizmet ediyor musun? Bir Hıristiyan olarak Tanrı’ya arz ettiğin hizmetin gelişebilir mi diye kendi kendini neden incelemeyesin?

16. Nasıl ‘fırsatı satın alabiliriz’? (Romalılar 10:9, 10’u oku)

16 Örneğin, Mukaddes Kitabı şahsen okumaya daha fazla vakit verebilir misin? Ailen varsa, onlarla Mukaddes Kitabı muntazaman müzakere ediyor musun? Çevrendeki insanlara “iyi haber”i anlatmak için boş vaktinden daha fazlasını harcayabilir misin? Hıristiyan iyilik ve sevgi hareketlerinde bulunarak hasta ve yaşlı olanlara ve başkalarına yardım etmeye biraz vakit ayırabilir misin? Belki televizyonu seyretmek ve bu gibi eğlencelere verdiğin vakitle, Yehova’nın herhangi bir faaliyet alanında O’na hizmet etmek üzere sarf edeceğin zamanı karşılaştırdığında, harcadığın zaman süreleri arasında denge var mı dersin?—Efes. 5:15.

17. Ana-babaların çocuklarından ne yapmalarını istediklerini incelemeleri neden önemlidir?

17 Bir anne veya baba isen, çocuklarınla olan ilişkini incele. Çocuklarının fedakârlık yolunu öğrenmelerinin en iyi vakti, henüz küçük yaşta oldukları çağdır; Bunu takdir etmelisin. Çocuklarına evde veya onun etrafında bazı yararlı işler ver. Yaşamın yalnız oynamak demek olmadığını, işi ve fedakârlığı da içine aldığını anlamalarına yardım et. Belki küçükken düşük kaliteli giysilerin, az eğlence türlerin ve iyi yiyeceklerden yoksun bir durumun vardı. Çocuklarının senin durumunda olup bu gibi şeylerden yoksun kalmamalarını istiyebilirsin. Oysa, çocuğuna istediği her şeyi vermen onun yararına değil, zararınadır; hatta hayatına mal olabilir! Böyle bir davranış, onun yaşamın ve Yehova’nın iradesini yapmanın kolay olduğunu zannetmesine yol açabilir. Böylece daha sonra güçlükler karşısında Yehova’ya kurbanlar vermek istemeyebilir. Ergin olan sizlerin bildiği gibi, hayat kolay değildir ve gerekli şeyler de kolay kolay elde edilemezler. Herhalde Yehova’nın iradesini yapmak da kolay değildir. Bundan ötürü, çocuklarınızın hayat konusunda dengeli bir görüş kazanmalarına yardım edin. Onlara, eğlenceler için vakit ayırırken, iş için Mukaddes Kitabı tetkik etmek için ve fedakârlık yapmak için de vakit ayırmasının gerekli olduğunu öğretin. Oğullarınızı ve kızlarınızı akla uygun fedakârlıklar yapmaları için gerekn şekilde disiplin edin. Vereceğiniz bu disiplinin meyvesi sizden miras aldıkları en değerli şeylerden biri olacaktır. (Efes. 6:4, YD; İbr. 12:11) Sözlü olarak verdiğiniz talimatları en iyi şekilde bıraktığınız iyi örnekle destekleyebilirsiniz.

18. Yehova’ya verdiğimiz hizmetimizde daha fazla vakit ayıramıyorsak, gene de hangi yönden gelişmelerde bulunabiliriz?

18 İster evli, istersen bekâr ol, kendini dürüst olarak incelersen, Krallık menfaatlarında hizmet etmek üzere maku. olan tüm vaktini sarf ettiğini görebilirsin. Hâlâ yapabileceğin başka bir şey var mı? Evet, var! Kendini iyi bir Hıristiyan haline getirmeye çalışabilir, Tanrı’nın ruhunun semerelerini tam bir şekilde izhar etmeyi öğrenebilirsin. Bu meyveler “sevgi, sevinç sulh, tahammül, lütuf, iyilik, iman, hilim, zapt nefs”tir. (Gal. 5:22, 23, YD) Bundan başka, Yehova’ya arz ettiğin hizmetinin kalitesini de artırmağı öğrenebilirsin.

19. Fedakârlık ruhunu geliştirmeyi neden istemeliyiz? (İbraniler 6:11; I. Korintoslular 15:58’i oku.)

19 Tanrı’nın yeni nizamında geriye baktığında, bu acil zamanda gerçekten büyük gayretler sarf edip gerekli fedakârlıklarda bulunarak Yehova’ya hizmet ettiğini ve payına düşeni yaptığını bilmek, ne kadar tatmin edici olacaktır. evet, Yehova’nın menfaatları uğruna kişisel çıkarlarını feda etmeye istekli ol. Şunları söyleyen mezmur yazarının ruhunu geliştir: “Sana gönüllü takdime ile kurban keseyim; ismine şükredeyim, ya Yehova (YD), çünkü iyidir.”—Mezm. 54:6.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş