Önemli Sorulara Cevaplar
Tekvin 3:22 gökte Yehova’dan başka iyi ve kötü hakkında özel bilgileri olan bazı yaratıklar olduğu fikrini uyandırıyor. Gerçekten böyle midir?
Tekvin’deki ayetten yalnız Yehova’nın değil, O’nun yegâne tevlit edilmiş Oğlunun da iyi ve kötü hakkında bilgisi olduğu anlaşılır.
Âdem ve Havva günah işleyince Yehova onlara hükmünü verdi. Tanrı şöyle dedi: “İşte, adam iyiyi ve kötüyü bilmekte bizden biri gibi oldu; ve şimdi elini uzatmasın ve hayat ağacından almasın, ve yemesin ve ebediyen yaşamasın diye—”.—Tekv. 3:22.
İlk insan çifti iyiyi ve kötüyü bilmekten yoksun değildi. Tanrı, onlara, belirli bir ağacın meyvesinden yemenin yanlış ve kötü olacağını bildirmişti; öte yandan Tanrı’ya itaat etmek iyi olacaktı. (Tekv. 2:16, 17) Böylece “iyiliği ve kötülüğü bilme ağacı” ile ilgili gösterilen bu özel “bilgi”, iyi ve kötü hakkında şahsen karar vermeyi kastetmektedir. Bu konuda Profesör T. J. Conant şöyle yazıyor: “İlk insan çifti Tanrısal iradeye önem vermeyip, karar ve hareketlerini bizzat tespit etmekle neyin iyi veya kötü olduğuna dair karar vermeyi kendisi seçmiş oldu.” Evet, Âdem ve Havva kendi yollarını Tanrı’nın tayin etmesini reddettiler, iyiliği ve kötülüğü bilme konusunda kendi standartlarını seçtiler.
Bununla beraber acaba Tanrı’nın “Adam iyiyi ve kötüyü bilmekte bizden biri gibi oldu” ifadesi için ne denilebilir?
Bazıları, tıpkı bir kralın bazen sadece kendisini kastederek “Biz bundan memnun değiliz” diyebildiği gibi, Tanrı’nın burada haşmetini belirtmek için çoğul şeklini kullandığını düşündüler. Fakat Mukaddes Yazıların kuvvetle desteklediği başka bir durum daha var.
Tekvin 1:26’da Yehova şöyle dedi: “Suretimizde, benzeyişimize göre insan yapalım.” Mukaddes Yazılardan, Tanrı’nın, ilerde İsa olarak yeryüzüne gelecek olan yegâne tevlit edilmiş Oğluyla konuştuğu sonucu çıkıyor. “Kelâm” veya “Söz”, Tanrı’nın ustabaşısı olarak diğer bütün şeylerin yaratılmasında vasıta oldu. (Yuh. 1:1, 3; Kol. 1:15, 16; Sül. Mes. 8:22-31) Tekvin 3:22’deki bu ifade benzerliği Yehova’nın Kendisine en yakın olan biri ile, yani yegâne tevlit edilmiş Oğlu ile tekrar konuştuğu fikrini verir.
Eğer durum böyleyse, bahis konusu “Söz” zaten “iyiyi ve kötüyü bil”mektedir. Yehova ile uzun ve sıkı bir işbirliğine dayanan tecrübesinden O, Babasının düşüncelerini, prensiplerini ve standartlarını elbette iyice öğrenmiş durumdaydı. Oğlunun bunları bilip vefayla davrandığından emin olan Yehova, ona bazı meselelerde kendisine danışması gerekmeden belirli bir derecede hareket serbestliği tanımış olabilir. Böylece Oğlu bir ölçüde neyin iyi ve kötü olduğunu tayin etmeğe yetkili kılınmış olabilirdi. Bununla beraber o, Yehova’nın standartlarıyla çelişen bir standart koymayacaktı.
Âdem ile Havva’ya gelince, onların iyiyi ve kötüyü bilmeye başlamaları, Yehova’nın emrini bozup O’nun standartlarını reddettikleri anlamına geliyordu. Bunun için ölümü hak ettiler ve mahkûm oldular.
Yeni Dünya Tercümesi, (İng.) Türkçe Kitabı Mukaddes ve diğer bazı tercümelerde, Tekvin 3:22 bir (—) işareti ile sona erer. Bu, ne yapılması gerektiğine dair Tanrı’nın bir beyan kaydettirmediğini gösterir. Bunu yerine, tire işaretinden sonra O’nun sözü biter ve bir sonraki ayet Kendisinin nasıl harekete geçtiğini tarif eder; Kendisi, Âdem ile Havva’yı bahçeden kovdu. Onların iyi ve kötü hakkındaki bağımsız standardı Yehova ve Oğlununki gibi değildi. Tam tersi, onları sefalete sürükleyen türdendi.—Yer. 10:23.