Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w81 1/2 s. 28-29
  • Senin Sevgin Ne Derece Gerçektir?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Senin Sevgin Ne Derece Gerçektir?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
  • Benzer Malzeme
  • Affedici Olmak
    Yehova’ya Hamt İlahileri Söyleyin
  • Yürekten Bağışlayın
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1999
  • Birbirinizi Gönülden Bağışlayın
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2012
  • ‘Birbirinizi Bağışlamaya Devam Edin’
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
w81 1/2 s. 28-29

Senin Sevgin Ne Derece Gerçektir?

BİRİNİ “gerçek bir insan” diye tanıtmak, onu övmek demektir. Birinin veya bir şeyin gerçekliği genellikle deneylerle belli olur. Bundan dolayı Mukaddes Kitap altının ateşle kal edildiğini söyler; “altın olan altın” ve “gümüş olan gümüş”ten, ayrıca pahalı bir yağ olan “halis nardin”den de söz eder. (Yer. 52:19; Mar. 14:3; I. Pet. 1:7) Tanrı’nın Sözü kişilerden de “gerçek” veya “öz” diye bahseder. Örneğin, resul Pavlus, Timoteos’u “imanda öz oğlum” diye tanıtır.—I. Tim. 1:2.

Yeruşalim’deki Hıristiyan Yahudilerle ilgili bazılarının gerçek sevgiye sahip olup olmadığı ortaya çıktı. Yeruşalim’deki kardeşler çok muhtaç duruma düştüler. Makedonya’daki onların iman kardeşleri ‘derin fakirliklerine’ rağmen, ihtiyaçta olan bu kardeşlere “kudretlerinin fevkinde” cömertçe yardım ettiler. Resul Pavlus, Korintos’ta bulunan refah içindeki Hıristiyanlara bu durumu anlattıktan sonra, devamen şunları ekledi: “Emir olarak değil, fakat ötekilerin gayreti ile sevginizin hulûsunu da tecrübe ederek söyliyorum.” Onlar herhalde iman kardeşleri için sevgileri olduğunu söylemişlerdi. İşte şimdi resul Pavlus, onlara bunun gerçek olduğunu ispat etmeleri için bir fırsat veriyordu. Nasıl? Hareketleriyle, yani maddi yardımlarıyla.—II. Kor. 8:8.

İlham altında yazan resul Yuhanna birinci mektubunda aynı noktayı vurgulayarak şöyle diyor: “Sevgiyi bununla biliyoruz; çünkü o bizim uğrumuza canını verdi; bizim de kardeşler uğruna canlarımızı vermemiz gerektir. Fakat kimde dünya malı olur, ve kardeşini ihtiyaçta görür, ve ona karşı şefkatini kaparsa, Allahın sevgisi onda nasıl kalır? Ey küçük çocuklar, sözle ve dille değil, ancak işle ve hakikatle sevelim.”—I. Yuh. 3:16-18.

Evet, hakiki veya gerçek sevgi, sadece sözle değil, hareketlerle, yani ihtiyaçta olanlara maddeten yardım etmekle gösterilir. Yaratıcımız Yehova Tanrı, bize bunun en güzel örneğini veriyor. İlk ana-babamızın gösterdikleri itaatsizlikten dolayı insanlık çok muhtaç duruma düştü. Bunu gören Tanrı yegâne tevlit edilmiş Oğlunu gönderdi, “ta ki, ona iman eden her adam helâk olmasın, ancak ebedî hayatı olsun.” Yehova Tanrı, tövbekâr insanlığı bağışlamak üzere bir temel oluşturmak için Kendi Oğlunu verdi. Bununla ilgili şunları okuyoruz: “Eğer günahlarımızı ikrar edersek, günahlarımızı bize bağışlamak, ve bizi her haksızlıktan temizlemek için o sadık ve âdildir.”—Yuh. 3:16; I. Yuh. 1:9.

Yehova Tanrı’nın günahlarımızı bağışlamak üzere gösterdiği bu gerçek sevgi örneğini biz de takip etmeliyiz. O’nun Sözü şu öğüdü veriyor: “Birbirinize lûtufkâr ve şefkatli olun; ve Allah sizi Mesihte bağışladığı gibi, birbirinize bağışlayın.” (Efes. 4:32) Bir kişinin sevgisinin gerçekliği belki en çok başkalarını bağışlamak üzere istekli olmasıyla denenir veya gösterilir. Pahalı ve değerli hediyeler vermek bile, bağışlamak suretiyle gönül yüceliğini ve cömertlik ruhunu göstermekten daha kolaydır.

Resul Petrus devamlı şekilde bağışlayıcı olmayı çok zor bulduğu için, İsa’ya kardeşini yedi kereye kadar bağışlamasının gerekli olup olmadığını sordu. İsa nasıl cevap verdi? “Yedi kereye kadar değil, fakat yetmiş kere yediye kadar” diye cevap verdi. Bu sözlerden, birinin diğerini bağışlamasının sınırı olmadığı anlaşılıyor. (Mat. 18:21, 22) Petrus, İsa’nın bu sözlerini şüphesiz hayatı boyunca iyi hatırladı; çünkü yıllar sonra şunları yazdı: “Her şeyden evvel birbirinize olan sevginiz coşkun olsun, çünkü sevgi birçok günahları örter.” (I. Pet. 4:8) “Bir çok günahlar”, herhalde az sayıda olmayan günahlardır. Hatta, Süleymanın Meselleri 10:12’de “Sevgi her suçu örter” diye okuyoruz.

Aile çevresinde bağışlayıcı olmak için her gün pek çok fırsatlar vardır. Karı koca olarak, ana-baba ve çocuklar olarak birbirine karşı, bazısı belki küçük ve önemsiz, birkaçı ciddi sonuçları meydana getiren hatalar yapabilirler. Ailenin diğer üyeleri buna karşı nasıl bir tepki göstermelidirler? Tenkit ederek ‘ne aptalca bir hata! Böyle bir şeyi nasıl yapabildin’ diyerek mi? Yoksa hata yapanı duygudaşlıkla karşılayarak ve hatanın önemini azaltmak üzere çaba harcamakla veya sonucun hafifletici yollarını göstermek suretiyle mi? Şüphesiz ‘mutlu bir evlilik iki iyi bağışlayıcı kişinin birliğidir’ sözü, iyi gözlemlere dayanarak söylenmiştir.

Aynı şey, tüm Hıristiyanların ait oldukları daha büyük ruhi aile için de geçerlidir. Herkes kâmil olmadığına göre, hem cemaatte öndelik edenlerin, hem de bir ülkede liderlik edenlerin kimi zaman eksiklikleri veya hükümde yanıldıkları görülür. Yöneticilerin kâmil olmayışları, nezaret ettikleri kişiler için gerçek bir deneme teşkil edebilir.

Tıpkı ‘mutlu bir evlilik iki iyi bağışlayıcı kişinin birliğidir’ sözünün geçerli olduğu gibi. Hıristiyan cemaatindeki mutluluğun da, ruhi kardeşlerin birbirlerini bağışlamak için hazır oluşlarına bağlıdır. İsa Mesih, takipçilerini tanıtan özelliğin birbirlerine karşı gösterecekleri sevgileri olduğunu söylemişti. (Yuh. 13:34, 35) Sevgisinin gerçek olabilmesi için kişide bağışlamaya karşı bir isteklilik mevcut olmalıdır. Şu “İlahi” bunu dile getiriyor:

“Affetmekle müşkülden, kötüden vazgeçeriz, affetmesini bilirsek, Rab lûtfuna ereriz. . . . Affetmek bir fazilettir, geliştirmemiz gerek, kızmamızı önler, nefrete vermez sebep.”

Aslına bakarsak, yalnız gerçek sevginin değil, hikmetin ve adaletin de bizim bağışlayıcı olmamızı gerektirdikleri söylenebilir. Biz başkalarını bağışlamadıkça Yehova Tanrı da bizi bağışlamaz. Bağışlayıcı olmak, herkesi mutlu kılar. Bağışlamak daima mutlulukla sonuçlanan verme fiilinin bir şekli değil midir? (Mat. 18:35; Res. İşl. 20:35) Adalet de bağışlayıcı olmamızı gerektirir? Neden? Çünkü bağışlayıcı olmamak kardeşlerimize yanlış saikler isnat etmek veya affedilmez derecede ihmalkârdır diye onlara hükmetmek demektir. Oysa adalet, bize yapmalarını istediğimizi bizim başkalarına yapmamızı gerektirmez mi? Başka kişilerin saiklerimizi yanlış anlamalarını veya bize sert bir şekilde hükmetmelerini istemeyiz; onların bağışlayıcı olmalarını isteriz. Bundan dolayı biz de kardeşlerimize karşı bağışlayıcı olmalıyız.—Luka 6:31.

Böylece Hırisiyanların birbirlerine karşı bağışlayıcı olmaları için pek çok nedenleri vardır. Bunu yapmak hem hikmetli, hem de adil olmak anlamına gelir, ama bağışlamak her şeyden önce bencil olmayan, evet, gerçek sevgimizin bir ispatıdır.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş