Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w81 1/2 s. 7-11
  • Milenyum Boyunca Yeryüzünde Ne Gibi Bereketler Olacak?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Milenyum Boyunca Yeryüzünde Ne Gibi Bereketler Olacak?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • YERYÜZÜNDEKİ ŞARTLARLA İLGİLİ İLK YÜZYILLARDAKİ GÖRÜŞLER
  • ADEN’DEN İPUÇLARI
  • GÜVENLE İLERİYE BAKMAK
  • ŞİMDİ İMAN GEREKLİDİR
  • Milenyum Nedir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
  • Yaratıcımızın Yeryüzüyle İlgili Amacı Nedir?
    Gerçek İman Mutluluk Getirir
  • Yaklaşan Fevkalade Bir Milenyum
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1991
  • İnsanlar İçin Bir Zevk Cennetinde Harikulade Ümitler
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1989 (Dinsel Seri 97-108)
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
w81 1/2 s. 7-11

Milenyum Boyunca Yeryüzünde Ne Gibi Bereketler Olacak?

‘Tanrı’nın İradesi Yerde Gerçekleştiği’ Zaman, Durum Ne Olacak?

İsa’nın öğrettiği ünlü örnek duaya göre, sen de dua ettin mi? O şöyle dedi: “Krallığın (YD) gelsin; gökte olduğu gibi yerde de senin iraden olsun.”—Matta 6:10.

HER ne kadar milyonlarca insan bu duadaki sözleri tekrarlarsa da, onlardan çoğunun, Tanrı’nın bu duayı cevaplandıracağı zaman yeryüzünde neler olacağını ciddi bir şekilde merak ettiklerini düşünüyor musunuz? Gökte olduğu gibi yerde de Tanrı’nın iradesi yerine getirildiği zaman, yaşama imtiyazınız olursa, sizin ve ailenizin sevinç duyabileceğiniz şeylerin neler olacağını, şahsen merak ettiniz mi?

Vahiy kitabı bize bu konuda yardım edebilir. Onun 19. babında İsa Mesih’in, Tanrı’nın yeryüzündeki bütün düşmanlarını gelecek olan savaşta nasıl yok edeceğini okuyabiliriz Bundan sonra, yirminci babı, kötülüğe sebebiyet veren Şeytan’ın 1.000 yıllık süre boyunca uçuruma kapatılacağını açıklar. Bu milenyum süresince Mesih, gökten hüküm sürecek ve diriltilenlerle beraber Tanrı’nın yeryüzündeki tüm hizmetçilerini bereketleyecektir. Kötü unsurlar ortadan kaldırıldığı için artık adaletin hüküm süreceği “yeni gökler ve yeni yer” kurulmuş olacaktır.—Vah. 20:11; 21:1; II. Pet. 3:13.

Milenyum sırasında yeryüzündeki bereketlerin daha ayrıntılı bir tanımlamasıyla ilgileniyor musunuz? İşte! Yehova Tanrı Vahiy’de, hakiki tapıcılarının yeni yeryüzündeki toplumuna dikkatini çevirdiği zaman yeryüzünün durumunu kısmen tarif ediyor. Şöyle okuyoruz:

“Ve gözlerinden bütün gözyaşlarını silecek; ve artık ölüm olmıyacak; ve artık matem ve ağlayış ve acı da olmıyacak; çünkü evvelki şeyler geçtiler.”—Vah. 21:4.

Gözyaşlarının silinmesi, artık insanlığa acı çektiren savaşın, terörün, saldırının, soygunun, tecavüzün, çocuğa ve eşe kötü davranışın devam etmeyeceğini göstermez mi? Ayrıca Tanrı, sık sık hastalık ve kazaların sebep olduğu acı ve ölüm gibi üzüntü veren nedenlerin olmayacağına dair de teminat veriyor.

Mukaddes Kitap, milenyum sırasında yeryüzünde diğer bereketleri beklemek için bize temel sağlıyor. Bununla ilgili 2. veya 3. yüzyıllarda bazılarının yaptıkları gibi hayal kurmağa veya abartmağa gerek yok.

YERYÜZÜNDEKİ ŞARTLARLA İLGİLİ İLK YÜZYILLARDAKİ GÖRÜŞLER

Daha önceki makalede değinildiği gibi, resullerin ölümünden sonra hakiki Hıristiyanlıktan uzaklaşma oldu ve bazıları gerçeğe uymayan şeyler öğretmeye başladılar. Bu, kısmen, İsa’nın ve hemvarislerinin yeryüzünde hüküm süreceklerine dair yanlış inançlarından ötürü idi. (Yuh. 14:19; II. Tim. 2:12; I. Pet. 1:3, 4) Herhalde böyle tabiatüstü hükümdarların inanılmaz dünya şartları meydana getirecekleri zannedildi.

İkinci yüzyılda Frikya’da piskopos olan Papias’ın yazılarından yapılan alıntılarda böyle inanılmaz tariflerin örneğini buluyoruz. O milenyum sırasında şunların olacağını hayal etti:

“Her birinin bin dalı olan, . . . . ve her bir dal üzerinde on bin salkımı olan, ve her salkımında on bin üzüm tanesi olan asmalar olacak. Buna benzer şekilde, bir buğday tanesinin on bin başağı, ve her başağın on bin tanesi olacak, ve her başaktan 5 kilo saf, temiz un elde edilecektir.”

Bununla birlikte aynı çağdaki diğer yazarlar, Mesih’in 1.000 yıllık hükümdarlığının yapacağı şeylerin belirtilerini verdiğine inanarak, İşaya’daki sevindirici tanımlamalara dikkati çektiler.

Örneğin, 2. yüzyıl yazarlarından Justin Martyr ve İrenaeus, İşaya’nın 65:17-25 ve 11:6-9’daki peygamberliklerinden iktibaslar yaptılar. Bu pasajların ilki şunları belirtiyor:

“Ve evler yapacaklar, ve oturacaklar, ve bağlar dikecekler, ve meyvasını yiyecekler. Onlar bina edip de başkası oturmıyacak; onlar dikip de başkası yemiyecek; çünkü kavmımın günleri ağacın günleri gibi olacak, . . . . Kurtla kuzu birlikte otlıyacaklar, ve aslan sığır gibi saman yiyecek; . . . . Bütün mukaddes dağımda zarar vermiyecekler ve helâk etmiyecekler, Yehova (YD) diyor.”

İşaya 11. babı da, hayvanların sulh içinde birlikte olacaklarından, aslanın da sığır gibi saman yiyeceğinden bahsediyor. Onları küçük bir çocuğun yöneteceğini söylüyor.

İrenaeus, bu sözlerin, Tanrı’nın hakikatinin, “iman etmeye başlayınca, adil olanlar gibi hareket eden, farklı milletlerden gelen, hem de farklı alışkanlıklara sahip olan vahşi insanlar”ın kişiliklerini nasıl değiştirilebileceğine dair uygun bir tanımlama olduğunu fark etti. O, ayrıca, milenyum sırasında insanlardaki bu değişikliklerin, yani vahşilikten sulhçuluğa dönüşlerinin mantıklı olarak, hayvan dünyasına da yansıyacağını düşündü. Şunları yazdı:

“Yaratılmış düzen yenilendiği zaman, hayvanların, Âdem’e tabi oldukları ve itaat ettikleri gibi, insanlara da tabi olmaları, ve Tanrı’nın onlara başlangıçta verdiği yerin mahsulü olan yiyeceğe dönmeleri gerekir.”—Against Heresles V, 33, 4.

Bugün, İşaya’nın bu ayetlerini etrafındaki ayetlerle birlikte okursak, onun ilk olarak, küçük çapta veya tipik şekilde kendi milletinin Babil’deki esaretten azat edilişine dair ve ikinci olarak büyük çapta veya antitipik şekilde de bu “son günlerde” ruhi İsrail’in Büyük Babil’den azat edilişine dair peygamberlik ettiğini anlıyoruz. Bu peygamberliğin küçük çapta yerine gelmesi, M. Ö. 537’de oldu. Bu diyar üzerindeki yeni hükümdarlık sayesinde vatanlarına iade edilen İsrailliler, topraklarını işleyip onun verimini, güzelliğini ve sulhunu tekrar kazanabildiler. (İş. 35:1, 2) Yehova onlara, vahşi hayvan niteliklerini kendilerinden atmaları ve hakiki tapıcılara yakışır sulhsever tutum ve davranışları yansıtmaları için yardım etti.—Mika 6:8.

Vatanlarına iade edilen İsrailliler arasında görülen sulhsever bir gelişme bugün hakiki tapıcılar arasında da görüldüğünden, milenyum esnasında bunun daha büyük çapta olacağına güvenemez miyiz? Bununla birlikte, bu ayetler bizim daha fazla şeyleri düşünmemize neden oluyor.

ADEN’DEN İPUÇLARI

Vatanlarına iade edilen İsraillilerin tadacakları yeni şeyleri önceden bildirirken, İşaya, Aden bahçesi denen cenneti, insanlığın ilk meskenini örnek olarak kullandı. Şöyle yazdı:

“Çünkü Yehova (YD) Sionu teselli etti; bütün harabelerini teselli etti, ve onun çölünü Aden, ve bozkırını Yehova’nın bahçesi gibi etti; orada meserret ve sevinç, şükran ve terennüm sesi bulunacak.”—İş. 51:3.

Diğer Mukaddes Kitap yazarları da, insanların yaşamak istedikleri verimli ve bereketli şartların bulunduğu yere değinirken, onu Aden bahçesine benzettiler.—Hez. 36:35; Yoel 2:3; Tekv. 13:10; Hoşea 2:18-21 ile karşılaştır.

Öyleyse, milenyumun yeryüzüne getireceği nimetler hakkında düşündüğümüz zaman, Yehova Tanrı’nın başlangıçta Aden bahçesinde insan ailesi için sağladığı şeyleri hatırlamalıyız.

Tekvin kayıtları bize, Tanrı’nın Âdem ve Havva’yı bir “bahçe” veya “cennet”e koyduğunu söyler. (Tekv. 2:8 Septuaginta Tercümesi) Bu, bir çiçek bahçesinden çok daha güzel olan bir bahçeydi. Şöyle okuyoruz: “Ve Yehova Tanrı (YD) görünüşü güzel ve yenilmesi iyi olan her ağacı . . . . yerden bitirdi.” Sağlıklı yiyeceklerin bolluğunun yanı sıra, Aden bahçesi ayrıca gözlere hoş görünen ve insanı tatmin eden bir yerdi. Âdem ve Havva bahçeyi işleyip, ona bakmalıydılar; bu, onların değişik mahsullerden yeme zevkine katkıda bulunacaktı.—Tekv. 2:9, 15, 16; Vaiz 2:24; 5:12 ile karşılaştır.

Âdem ve Havva o şahane bahçede yaşarlarken, vahşi hayvanlardan korkmaları için bir neden var mıydı? Acaba hayvanlar birbirini vahşice öldürdüler mi ve bu onların sulhunu bozdu mu? İşaya’nın 11. ve 65. baplarında yazılan şeyler bunun böyle olmadığı fikrini veriyor. Ayrıca Tekvin’de kaydedilen şu tarihi bilgiye de sahibiz:

“Ve Allah [Âdem ile Havva’ya] dedi: İşte, bütün yeryüzü üzerinde olup tohum veren her sebzeyi ve kendisinde ağaç meyvası olup tohum veren her ağacı size verdim; size yiyecek olacaktır; ve yerin her hayvanına ve göklerin her kuşuna, ve kendisinde hayat nefesi olup yeryüzünde sürünen her şeye, bütün yeşil otu yiyecek olarak verdim; ve böyle oldu.”—Tekv. 1:29, 30.

Günümüzde ruhanilerin bazıları dahil olmak üzere birçok insanın Mukaddes Kitabın Aden bahçesi ve orada hüküm süren şartlar hakkında söylediği şeyleri kabul etmediğini belki duydunuz. Bazıları Âdem ve Havva hakkındaki kaydın, sadece bir efsane veya bir benzetme olduğunu ileri sürüyorlar. Böylece onlar, İsa Mesih ile çelişkiye düşüyorlar, çünkü O, Mukaddes Yazıların bu kaydından iktibas etmekle, onun gerçeklere dayandığını kabul etti. (Mat. 19:4, 5) Ayrıca, ruhanilerin çoğu, Mukaddes Kitabın Aden bahçesindeki hayvanlarla ilgili sözlerine inanmazlar. Belki bu görüşler insanlar ve hayvanlar üzerinde “en uygun olanın artakalması” ilkesinin daima hüküm sürdüğünü ve hayvanlarda şimdi gördüklerimizin daima var olmuş olanın bir gelişmesi olduğunu ileri süren evrim kuramından etkilenmiştir.

Fakat Tanrı’nın gücüne iman edip, Mukaddes Kitabın söylediklerini kabul etmeye hazır olmakla, Aden bahçesindeki ilk insan çiftinin günahkâr ve kendi aralarında savaşanlar olmadıklarına ve oradaki hayvanların sulhta olduklarına güvenebiliriz. Hayvanat bahçelerinde ve çiftliklerdeki veya T. V.’de tabiatla ilgili filmlerdeki hayvanları gözlemekle elde ettiğimiz tecrübelere dayanarak, cennette sulh içinde yaşayan hayvanlar üzerindeki hâkimiyetinin insanın yaşama zevkine katkıda bulunacağından emin olamaz mıyız?—Tekv. 1:26.

GÜVENLE İLERİYE BAKMAK

Böylece Tanrı’nın yeryüzüyle ilgili bereketlerini beklemek için O’nun bir temel sağladığını görebiliriz. Vahiy 21:4’te kaydedilen vaat gelecekte matemin, acının ve ölümün sonunu bekleyebileceğimizi açıklar. Bu, mantıken bunlara neden olan şimdiki şartların da sonunu göreceğimiz anlamına gelir. Ayrıca Aden bahçesi ile ilgili kısıtlı ayrıntılara da sahibiz. Bunlar bizim, hayvanların sulh içinde tekrar insanlara tabi olacakları, sağlıklı, tatmin edici besinlerin ve mükâfatlandırıcı işlerin bulunacağı ihya edilmiş bir yeryüzü cennetini beklememize neden olur.—Luka 23:43; Mezm. 72:16.

Bu şartlar tek bölgedeki bir bahçeye özgü olmayacaktır. Bunun yerine Tanrı’nın, başlangıçta tasarladığı tüm küreyi kapsayan ve onu tabi kılmakla ve güzelleştirmekle ilgili maksadı yerine gelecektir. O’nun maksadı hiçbir zaman başarısızlığa uğramaz.—İş. 45:18; Tekv. 1:28; İşaya 14:24 ile karşılaştır.

Bin yıllık hükümdarlığı zevkli kılan nedenler, sadece maddi bereketler olmayacak. Yehova, gerçekten tatminkâr bir hayat için bundan daha önemli olan ruhi şeyleri de sağlayacak; buna dair bize güvence veriyor. İsa’nın ayartıcıya ne söylediğini hatırlayın: “İnsan yalnız ekmekle yaşamaz, fakat Allahın ağzından çıkan her bir sözle yaşar.” (Mat. 4:4) Bu nedenle, milenyum sırasında Mukaddes Yazılara dayanan doyurucu ruhi bir beslenmenin de yapılacağından emin olabiliriz. Adalet ve doğruluk, devamlı sulha katkıda bulunacak ve sulh artacak.—Mezm. 72:1, 5-7, 17; İş. 9:6, 7; 32:1, 16-18; İşaya 26:7-9 ile karşılaştır.

ŞİMDİ İMAN GEREKLİDİR

Milenyumun getireceği bereketlere sahip olabilmek ve yine o zamana kadar yaşayabilmek için bile imana ihtiyacımız var. Tanrı, milenyum sırasında kendi hikmetiyle oluşacak yeryüzündeki şartların tüm ayrıntılarını henüz vermedi. Şu anda âdeta imkânsız görünen bazı şeyleri, yani şimdi dünyanın ıssız durumda bulunan çok geniş bölgelerini eski haline getirmek, insan vücutlarını hastalıklı ve felçli durumdan kurtarmak ve hayvanlar âleminde sulh dolu bir dengeyi gerçekleştirmek gibi işleri nasıl başaracağını tarif etmedi. Fakat O, bu tür mucizeleri yapabileceğini, ölüleri bile hayata getirecek kadar insanüstü yeteneğe sahip olduğunu ispatlamak için yeterli olay ve bilgileri kendi Sözüne dahil etti. (Res. İşl. 10:37, 38; Luka 7:14-16; 19:37, 38; Tekv. 7:6-16) Buna rağmen, Tanrı’ya hizmet etmek iman talep eder. Evet, O’nun ruhi ve maddi bereketleri sağlayacağına inanmayı talep eder.—İbr. 11:1, 6.

Bu tür imanla, Yehova’nın Şahitleri dünya çapında bir eğitim işi yapıyorlar. Onlar, Mukaddes Kitabı incelemek, sağlam iman kazanmak ve Tanrı’nın Mesih vasıtasıyla yakında kötülüğü tamamen yok etmek üzere harekete geçeceğine dair güven geliştirmeleri için insanlara yardım ediyorlar. (Mat. 24:14) Şimdi iman edenlerin birçoğu, Mesih’in milenyum hükümdarlığının başlangıcını görmek üzere hayatta kalacaklar ve müzakere ettiğimiz gibi maddi bereketler kazanacaklar. Milenyum sırasında gelecek olan bereketleri güvenle bekleyebilmemiz için, Yehova’nın Şahitlerinin size takdim ettiği Mukaddes Kitabı tetkik etmek konusundaki yardımlarını kabul etmeye sizi davet ediyoruz.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş