‘İyi Haberin Kutsal İşinde Çalışmak’
“Allah tarafından bana verilen hak edilmemiş (YD) inayet . . . . İyi haberin kutsal işinde çalışan (YD), Milletlere Mesih İsanın kamu (YD) hizmetçisi olmaklığım içindir.”—Rom. 15:15, 16.
1, 2. Söz ve davranışlarımız neden önemlidir?
BİR kimse, söz ve davranışları vasıtasıyla tanınmış olur. Başkaları, bir kişinin yaptığı işlerine ve söylediklerine dayanarak o kişi ve Onun ilkeleri hakkında bir kanaate sahip olurlar. Kral Süleyman: “Bir çocuk bile işlerile kendini tanıtır, işlediği temiz ve doğru mu, yoksa değil midir?” diye yazmıştı.—Sül. Mes. 20:11; Mat. 7:16-20.
2 Sen eğer bir Hıristiyan isen, bu, senin için ne anlama gelir? İnsanların, söz ve davranışlarımızdan, hakiki Tanrı Yehova’ya hizmet ettiğimizi fark edebilmeleri gerekmez mi? Mukaddes Kitap, Tanrı’nın kutsal ve pak, prensiplerinin ise adil ve yararlı olduğuna dair bize güvence verir. (İş. 6:3; Eyub 34:10; Tesn. 32:4) Eğer Tanrı’nın niteliklerini gerçekten benimsiyorsak, bu, yaşayışımızdan belli olmalıdır.—Efes. 5:1.
3, 4. (a) İsraillilerin tapınması ve tarihi, hangi sonucu doğurmuştu? (b) Başkaları Hıristiyan yaşayışını gördükleri zaman nasıl etkilenmelidirler?
3 Hakiki tapınmayı insanların yaşamında görmek, diğer insanları iyi yönde etkileyebilir. Örneğin, Yehova bir zamanlar öncelikle İsraillilerle ilgilenmişti. Onlara: “Mukaddes olacaksınız; çünkü ben Tanrınız Yehova (YD) mukaddesim” demişti. (Lev. 19:2; Çıkış 19:5, 6 ile karşılaştır) Onlara verdiği beslenme, sağlık ve ahlakla ilgili yasalar, onları çevrelerindeki milletlerde yaygın olan birçok kirletici alışkanlıklardan korumuştu. Birçok yabancı, hakiki tapınma yolunun ne kadar başarılı olduğunu ve Tanrı’nın İsraillileri nasıl yönetip koruduğunu görebilmişti. Bu, onları etkilemiş ve birçoğunu Yehova’ya bizzat tapınmaya sevk etmişti.—I. Kır. 8:41, 42; 10:1; Rut 1:16.
4 Hakiki Hıristiyanlar da Tanrı’nın emirlerine uygun bir yaşam sürdürdükleri zaman, aynı olumlu sonuçlar ortaya çıkar. Hıristiyanların değiştirdikleri hayatları ve “iyi işleri” bazı görgü tanıklarını ‘Tanrı’ya izzet vermeğe’ sevk edecektir. (I. Pet. 2:12, 15; 3:1, 2; Titus 2:7, 8; I. Sel. 4:11, 12) Fakat Mukaddes Kitap, Hıristiyanlığın odak noktasının, sadece ahlaksal yönden temiz bir yaşam sürdürüp ‘ruhun meyvelerini’ yansıtan mükemmel bir kişilik geliştirmek olmadığını açıkça göstermektedir. (Gal. 5:22, 23; Efes. 4:22-24) Her ne kadar Hıristiyanlığın bu özellikleri önemli ise de, bir kimsenin İsa’nın gerçek bir takipçisi olabilmesi için, yapması gereken eşsiz bir işi daha vardır.
İYİ HABERİN KUTSAL İŞİ
5. (a) İsa’nın örneği, bizim için başka neyin de önemli olduğunu gösteriyor? (b) Bu faaliyet neden önemlidir?
5 İsa, çocukluğunda ve kâmil bir erkek olduğu zaman dahi semavi Babasını şereflendirmişti. Onun hayat tarzı ve kişiliği başkalarına mükemmel bir örnek olmuş ve onu gören birçoklarını Tanrı’ya izzet vermeğe sevk etmişti. (Luka 2:49, 52) İsa, vaftiz edilir edilmez ‘hizmetine başlamış’, ‘krallığın iyi haberini (YD) va’zetmek’ için dolaşarak çaba harcamıştı. (Luka 3:23; Mat. 4:17-23) Başkalarını da bu işe katılmaları için eğitmiş ve onları insanlara öğretim vermeğe göndermişti. (Luka 10:1, 8, 9) Bu öğretme ve şakirt etme işi, ilk başta sadece Yahudilerin arasında yapılıyordu. Fakat daha sonra bu işin genişlemesi gerekecekti, çünkü resul Pavlus’un Romalılar 15:8, 9’da açıklamış olduğu gibi, Tanrı’nın iradesi Kendisini izzetlendirmeleri için yeryüzünde bütün insanlara yardım edilmesiydi.
6, 7. Resul Pavlus hangi “kutsal işi” yapmıştı?
6 Pavlus da, bu hedef uğruna faal bir şekilde çalışmıştı. Romalılar 15:16 (YD)’da Pavlus kendisinden, “Milletlere Mesih İsanın kamu hizmetçisi” olarak söz etmişti. bu ‘hizmet’ neyi gerektiriyordu? Devamen “Milletlerin takdime edilmesi . . . . makbul ol”ması için kendisinin ‘Tanrı’nın iyi haberinin kutsal işinde çalıştığını’ söylemişti. Bu sözler ne anlama gelir?
7 Mukaddes Kitapta sadece Romalılar 15:16’da ‘kutsal bir şeyde çalışmak’ anlamına gelen Yunanca (hierourgounta) fiili kullanılmıştı.a Buna göre, Pavlus, Tanrı’nın iyi haberini, yani Hıristiyan mesajını, Milletlerden olanlara kutsal va’zetme işinde faal şekilde çalıştığını söylemişti. Mesajı kabul edip Hıristiyan olanlar, Tanrı’ya sunulan ve O’nun tasvip edip ruhuyla bereketlediği bir takdime gibiydiler.—Rom. 1:1, 16.
8. Pavlus, bu işi Yahudiler arasında nasıl yürütmüştü?
8 Pavlus ve diğerleri, Hıristiyan mesajını va’zedip ‘Tanrı’nın iyi haberini kutsal işini’ nasıl yapmışlardı? “İyi haber” hayat kurtarabildiğinden, onlar mümkün olduğu kadar çok kimseye erişmek istemişlerdi. Bazen Pavlus, bir Yahudi olarak havralarda toplanan Yahudilere hitaben konuşuyordu. (Res. İşl. 13:14-42; 14:1; 18:4) Fakat acaba o ve diğer Hıristiyanlar, Yahudi olmayanların; ‘Milletlerden’ olanların çoğuna erişebilecekler miydi?
9. İlk Hıristiyanlar, Yahudi olmayanlara yardım etmek üzere hangi yöntemi de kullanmışlardı?
9 Hıristiyanlar, diğer insanlarla, çarşı meydanları gibi umumi yerlerde konuşabiliyorlardı. (Res. İşl. 17:17-22) Ne var ki, sadece bu yolla gerçekten tüm insanlara erişmek mümkün olmayacaktı. Ya İsa’nın şakirtlerini çeşitli kentlere va’zetmek üzere gönderdiği zaman onların yaptıkları gibi, insanların evlerine gitmek konusunda ne denilebilir? (Mat. 10:5-13; Luka 9:2-6) İlk Hıristiyanlar, Hıristiyanlığı tüm insanlara yaymak üzere coşkuyla ‘kutsal işte çalışırken’ bu yöntemi de kullanmışlardı.
10. Evden eve şahadet işinin yapıldığını ve bu yöntemin imansızlara yardımcı olduğuna dair kanıtlar var mı?
10 Böyle olduğunu, Pavlus’un Efesos cemaatindeki ihtiyarlara yaptığı açıklamalardan anlayabiliriz. Pavlus, geçmişte onlara Hıristiyanlığı sunduğu zaman yapmış olduğu va’zetme faaliyetinden söz edip: “Size canlarınız için iyi olan şeyleri va’zetmeyi ihmal etmedim, ve Tanrı’ya tövbe ve Rabbimiz İsa’ya iman hakkında hem Yahudilere hem de Aramilere [ya da Milletlere] şahadet ederek sokaklarda ve evden eve size öğrettim” demişti. (George M. lamsa’nın Süryanice’den tercüme ettiği Resullerin İşleri 20:20, 21)b Açıkça görüldüğü gibi, Pavlus, burada bu kimselere, onların iman etmelerinden önce, tövbe edip İsa’ya iman etmelerini sağlamak üzere va’zetmek için gösterdiği çabalarından söz etmişti. Pavlus bu imansız kimselerin evlerine de gitmişti. Yabancılara va’zetmekten çekinmek için hiçbir neden yoktu, zira Tanrı’nın tasvip ettiği ve bereketlediği “kutsal işi” yapıyordu.
11. (a) Hıristiyanlar bugün bu ‘kutsal işi’ nasıl yürütüyorlar? (b) Evden eve va’zetme işine katılmak neden önemlidir?
11 Yehova’nın Şahitleri, çağımızda da insanlarla temas kurmak amacıyla ve onlara Tanrı’nın hakikatini bildirmek üzere başlıca yol olan evden eve şahadet etme işinde faal şekilde çalışmaktadırlar. Tabii, ‘iyi haberi’ ilan etmek zorunluluğunu ve imtiyazını hisseden ve takdir eden her Hıristiyan, akrabalarına, okul ve iş arkadaşlarına, komşularına ve yabancılara raslantılarda da şahadet etmek üzere her uygun fırsatı kullanacaktır. Böylece, kudurmuş dinsel grupların veya polisin yaptığı aşırı muhalefetin, evden eve alenen şahadet etmeyi olanaksız kıldığı ve engellediği ülkelerde bile Hıristiyanlar, diğer yollarla şahadet etmek üzere ellerinden geleni yapmaya devam etmektedirler. Şu bir gerçektir, Yehova’nın Şahitleri böyle aşırılıkların hüküm sürmediği her yerde, her evi düzenli bir şekilde ziyaret etmektedirler. Bu ‘tam bir şahadet’ vermekle, yani hakiki Hıristiyanlarla başka türlü karşılaşamayacak ve ‘iyi haberi’ işitemeyecek olan birçok kişiyle temas kurmakla sonuçlanmaktadır.—Res. İşl. 4:19, 20; 20:21; Hezekiel 9:3, 4 ile karşılaştır.
ŞAHADET ETMEK ETKİLİ BİR YOL MU?
12-14. Evden eve va’zetmenin etkili olabildiğini neler gösterir?
12 Acaba incili va’zetmenin bu yöntemi, hâlâ ‘iyi haberin kutsal işinde çalışmanın’ etkili bir yolu mudur? Evet! Deliller böyle olduğunu kanıtlıyor. 1977 yılında Social Conpass dergisinde, İngiliz sosyoloğu Bryan Wilson’un “Japonya’da Yehova’nın Şahitleri” makalesi yayımlanmıştı. Bryan Wilson, bu yazısında, Şahitlerin ‘iyi haberi va’zetme işinde’ Japonya’da ‘yeni çıkan diğer dinlerden’ “çok daha kararlı” olduklarını söylemişti. Şöyle bir açıklamada bulunmuştu:
“Bir Yehova’nın Şahidi kapılarına geldiği zaman şimdi şahit olanlardan birçoğu [%58,3] bu işe ilk kez ilgi duyduklarını beyan ettiler.”
13 Yehova’nın Şahitlerinin yayımladıkları Mukaddes Kitaba dayanan öğretileri reddeden dindarlar bile, Şahitlerin iyi haberi evden eve va’zetme faaliyetlerinin etkinliğini tasdik etmektedirler. Şunları okuyoruz:
“[Kiliseler] Şahitlerin kesinlikle en büyük meşguliyetlerini teşkil eden ve ilk kilisenin resullerin yöntemlerinin kapsamına giren, ev ziyareti konusunda belki aşırı derecede ihmalkâr davranmaktadırlar. Kiliseler, birçok durumlarda . . . . toplantı yerleri, içinde va’zetmekle kendilerini sınırlandırırken, [Şahitler] resullerin evden–eve gitme yöntemini izlemektedirler.”—El Catholicismo”, Bogota, Colombia, 14 Eylül 1975.
‘İncili Va’zetmekle İlgili İlk Milli Kongreye katılanlara, Katoliklerin Yehova’nın Şahitlerinin incili va’zetmekteki örneğini izlemeleri gerektiği söylenmişti.”—Minneapolis “Tribune”, 29 Ağustos 1977.
14 Yehova’nın Şahitlerinin iyi haberi evden eve va’zetme faaliyetleri onları başkalarından o kadar ayıran bir özellik olmuştur ki, birçok ülkede ev sahipleri kapılarını açıp “Oh, siz de Yehova’nın bir Şahidi olmalısınız” diyorlar. Mukaddes Kitaptan fazla bir şey müzakere edilemese bile, yine de yararlı bir ziyaret oluyor. Takdis edilmeye lâyık olan Tanrı’nın mukaddes ismine dikkat çekilmiş oluyor. Ev sahibi de, Tanrı’nın hizmetçilerinin O’nun mesajını kapısına getirdiklerini anlıyor. (Mat. 6:9; İş. 12:4; Hez. 33:6-9, 29) Elde edilen bilgilere göre, sık sık çok daha büyük yararlı sonuçlar elde ediliyor.
15. Bu etkili iş, engellerin olduğu bazı yerlerde nasıl yapılmıştı?
15 Evlerde her ferde şahadet etmek ve insanlarla temas kurmak o kadar faydalı ve etkili bir yöntemdir ki, Şahitler güç şartlar altında bile, bu işe katılmak üzere büyük gayret gösteriyolar. Otoritelerin Mukaddes Kitaba dayanan faaliyetleri yasakladıkları bir Afrika ülkesinde durum böyleydi. O yöredeki Hıristiyanlar, ‘insanlardan ziyade Tanrı’ya itaat etmeleri gerektiğini’, iyi haberi bu tarzda va’zetme yönteminin değerini aynı zamanda İsa’nın “yılanlar gibi ihtiyatlı (YD) ve güvercinler gibi saf olun” öğüdüne uymaları gerektiğini de biliyorlardı. (Res. İşl. 5:29; Mat. 10:16, 17) Acaba ne yapacaklardı?
Birkaç müjdeci uzun bir caddeyi ya da sahayı kapı numaralarına göre bölen bir çalışma düzeni kurmuştu. Biri, 2 ile biten (2, 12, 22, 32, v.b.) tüm evleri almış, onları istediği sıraya göre mümkün olan zamanlarda ziyaret ediyordu. Diğeri 3 ile biten (3, 13, v.b.) evleri alıp onları başka bir gün ziyaret ediyordu. Böylece tam bir şahadet verilebiliyordu.
Başka tür yaklaşma yöntemleri de kullanılabilmiştir. Bir Hıristiyan, yumurta veya meyva dolu küçük bir sepeti elinde tutup evlere gitmiş ve ev sahiplerine çarşıda satılandan daha yüksek bir fiyata bunları satacakmış gibi kapılarını çalmıştı. Pek satış yapılamamışsa da, yüksek fiyatlar ve günün yaşam zorlukları uygun düştüğünden, Mukaddes Kitap peygamberliklerinin gerçekleşmesi üzerine birçok sohbetler yapmağa başlamıştı.
Sebze satın almak isteyen başka bir Hıristiyan bunu “sahasındaki” insanlarla temas kuracak şekilde yapmıştı. Çarşıya gitmeden önce, bahçesi olan evleri ziyaret ederek sebze satıp satmadıklarını sormuştu. Satın alsa da almasa da, çoğu defa Mukaddes Kitabın düşüncelerini kapsayan bir sohbet oluşturabilmişti.
O yöredeki Hıristiyanlar bu yöntemleri kullanarak, daha önce evden eve va’zedenleri rahatsız eden siyasal zorbaların verdikleri sıkıntıyı önleyebilmişlerdi. Aynı zamanda o yörede tam bir şahadet de verilmişti.
16. Şahitler, bu va’zetme yönteminde etkili olmaya devam etmek üzere başka neler yapabilirler?
16 Belki başka yerlerde ise daha değişik uygulamalar gerekli olabilir. Geçmiş yıllarda birçok ev sahibi sabahları evlerinde olduklarından, evleri sabahları ziyaret etmek gayet uygundu. Şartlar değiştiğinden ve şimdi sabahları birçok kişi işte olduğundan, bu va’zetme yöntemi artık uygun değil midir? Uygundur, aksi takdirde her evdeki veya apartmandaki tüm insanlarla nasıl temas kurulacak ve onlara ‘iyi haberden’ yararlanmak fırsatı verilecek? Ziyaretlerin, aile fertlerinin evde oldukları öğleden sonraları veya akşam üstleri yapılması önerilebilir. Hedef, mümkün olduğu kadar çok insana erişmek ve onlara yardım etmektir.—Resullerin İşleri 16:13 ile karşılaştır.
17. Pavlus’un örneğini zihnimizde tutarak, bu işi yerine getirirken yöntemde nasıl uyarlamalar yapabiliriz?
17 Resul Pavlus, yöntemlerini dinleyicilerine uyarlamağa ve onlara en uygun şekilde yaklaşmaya istekliydi. “Hepsini incil için yapıyorum, ta ki onu başkalarıyla paylaşan biri (YD) olayım” demişti. (I. Kor. 9:19-23) Benzer uyarlamalar bugün de yararlı olabilir. Örneğin, insanların dine ve Mukaddes Kitaba ilgilerini yitirdikleri bir sahada çalışıyorsan ne olacak? İnsanlara bu duruma uygun bir şekilde yaklaşmak için kendini hazırlayacak mısın?
Belçika’da bir Şahit şunları anlatıyor: ‘Mukaddes Kitabı elimde tutuyor, fakat onu derhal tanıtmıyorum. “Kapıyı açmanızı beklerken şu yazılara bir göz atıyorum. . . . . ‘Ne mutlu halim olanlara; çünkü onlar yeri miras alacaklar’ [Mat. 5:5] Aramızda hâlâ halim veya yumuşak huylu insanların olduğunu düşüyor musunuz? diye soruyorum. Muhakkak bir sohbet başlıyor ve ardından, Mukaddes Kitabı daha kolay kabul ediyorlar!
TANRI’NIN BEREKETLEDİĞİ BİR İŞ
18. Tanrı’nın, ‘iyi haberin kutsal işiyle’ ilgilendiğini nasıl biliyoruz?
18 Hıristiyanlar ‘iyi haberin kutsal işine’ dünya çapında büyük ilgi göstermektedirler. Yehova Tanrı da büyük ilgi göstermektedir. Pavlus şahadet işine katılmasıyla ortaya çıkan yeni Hıristiyanların, Tanrı’ya makbul birer takdimeye benzediklerini ve Tanrı’nın onların üzerine ruhunu döktüğünü söylemişti.—Rom. 15:16.
19. İnsanların çoğu dinlemese de, bu iş nasıl etkili olabiliyor?
19 Tanrı, insanlara yardım etmek üzere yapılan evden eve faaliyetini kapsayan bu önemli va’zetme işini tasvip edip bereketlemeğe devam ediyor. Şu delilin gösterdiği gibi: Büyük bir bölgedeki cemaatleri ziyaret eden bir vaiz, Maryland’da bir Hıristiyan’ın, kendi yöneteceği Mukaddes Kitap tetkikine birlikte gitmek üzere kendisine yaptığı teklifi kabul etmişti. Şunları anlatıyor:
“Ev sahibine, Mukaddes Kitabı Yehova’nın Şahitleriyle birlikte tetkik etmeğe kendisini neyin sevk ettiğini sordum. Bana, eskiden Mukaddes Kitabı gelişi güzel açardım, parmağımı bir ayete koyup onu okurdum, fakat okuduğumu çok ender anlayabilirdim, dedi.
Bir gün ciddi ailevi sorunlar yüzünden çok ağır bunalımlara düşmüş. Yine Mukaddes Kitabını açıp bir ayeti seçmiş. Onu anlamamış. Bunalım ve düş kırıklığı içinde ağlamaya başlamış. Tanrı’ya, Sözünü anlamasına yardım edecek birini göndermesi için yalvarmış. Tam o sırada kapısının zili çalınmış. Kapıyı açtığı zaman karşısında, ‘Mukaddes Kitabı anlamak ister misiniz?’ diye soran bir şahit bulmuş. Onu içeri çekmiş ve derhal muntazam bir tetkike başlamış.”
20-23. Evden eve va’zetme işine daha fazla iştirak etmekle hangi nimetler elde edilebilir?
20 Görünürde, çoğunun kendilerine getirilen ‘iyi haberi’ reddetmelerine rağmen, iyi sonuçlar elde edilebiliyor.
“Güney Afrika’nın bir köyünde on-yirmi yaşları arasında bir genç kız, bir cumartesi öğleden sonra evden eve giyordu. Fakat dinsel bir örgüt o köyde, Yehova’nın Şahitlerinin insanlara yardımcı Hıristiyan çabalarına karşı ön yargı oluşturduğundan, pek az olumlu karşılık görüyordu. Her kapı derhal yüzüne kapanıyordu. Gayreti boşuna gibi görünüyordu.
Fakat fark etmediği bir çift meraklı göz, yolun karşı tarafındaki pencereden onu seyretmekteydi. Yaşlı bir kadın, Şahidin dostça karşılık görmemesine rağmen onun gösterdiği tahammülü izliyordu. Bu Hıristiyan genç diğer gençlerden farklıydı.
Kapısını çaldığı zaman yaşlı kadın, bu genç Şahidi içeri aldı. Şahit kız İngilizce kadın ise, Afrikaansca konuşmasına rağmen, Mukaddes Kitabın zamanımızla ilgili önemli mesajı hakkında sohbet edebildiler. Daha sonra Afrikaansca konuşan bir vaiz kadının duyduğu ilgiyi devam ettirdi ve yaşlı kadın Tanrı’nın Sözünü muntazaman tetkik etmeyi memnuniyetle kabul etti.
21 Gerçekten de Tanrı’nın, ‘iyi haberin kutsal işini’ bereketlediği birçok yönden anlaşılmaktadır. New Orleans, Lousiana’da cemaatleri ziyaret eden seyahat eden bir vaiz şunları yazıyor: “İyi haberi va’zetme ruhu giderek kuvvetleniyor. Ziyaret ettiğim son sekiz, dokuz cemaat, va’zetme faaliyetine daha fazla vakit ayırıyor. Bu artan gayret sayesinde ‘iyi haber’ ile ilgilenen daha fazla insan bulunuyor. Kardeşlerimiz ‘iyi haberi’ ilan etmek işiyle daha çok meşgul olduklarından, cemaatlerde gerçekten barış ve sevinç ruhunun arttığı açıkça görülüyor.”
22 ‘İyi haberi’ gayretle va’zeden bu Hıristiyanlar, Tanrı’nın bereketini hissediyorlar, zira onların kişisel ve aile yaşamlarında barış ve sevinç giderek artmaktadır. Evet, onların yine bazı yaşamla ilgili problem ve kaygıları olacaktır. Nakâmil olduğumuz ve şimdiki kötü şeyler sistemi durduğu sürece bunların olacağını biliyoruz. Fakat bir Hıristiyan’ın hayatı, Tanrı’nın uygun gördüğü ‘iyi haberin kutsal işiyle’ uğraştığı derecede anlamlı, zengin ve mutlu olacaktır. (Res. İşl. 20:35) Bu, sadece bir kuram değildir. Gerçektir. Bu resul Pavlus için de gerçekti. Bugün, Yehova’nın milyonlarca Şahidi için de gerçektir. Senin için de olacaktır
23 Senin ne gibi bir Hıristiyan olduğuna başkaları da dikkat edeceklerdir. ‘İyi haberi’ ilan işine ne çapta katıldığını izleyeceklerdir. Bu insanlar gösterdiğin Hıristiyan faaliyetinin senin yaşamına getirdiği barış ve sevinci göreceklerdir. Birçok yönlerden Hıristiyan kişiliğini ve ‘ruhun meyvelerini’ yansıttığını fark edeceklerdir. (Efes. 4:24; Gal. 5:22, 23) Evet, kutsal bir Tanrı’ya başarıyla hizmet ettiğini birçok insana gösterebileceksin.
24. Bu işe tam olarak katılırsan, ne hissedebilirsin?
24 Pavlus ‘iyi haberin kutsal işinde çalışmak’ hakkında konuştuktan sonra: “İmdi Allaha ait şeylerde Mesih İsada övünmem vardır” diye eklemişti. (Rom. 15:17) Hıristiyanlar olarak biz de Mesih İsa’da övünebilecek şekilde çalışalım.
[Dipnotlar]
a Bazı çevirmenler, hierourgounta fiilini, ‘kâhinlik etmek’ ya da buna benzer tarzda tercüme etmişlerdir. Vaftizci Yahya’nın babası Zekeriya ile ilgili benzer bir fiilin kullanıldığı Luka 1:8 ile karşılaştır.
b Hıristiyan Yunanca Mukaddes Yazılardan başka bir dile yapılan ilk tercüme her halde Süryaniceydi. Profesör James Murdock’un Süryanice’den yaptığı tercüme şöyledir: “Canlarınıza faydalı hiçbir şeyden çekinmedim, ta ki, hem Yahudilere hem de Yunanlılara şahadet ederken sokaklarda ve evlerde size öğretip va’zedebildim.”
[Sayfa 25’teki resim]
‘Daha büyük işler’ Pentikost gününde başladı