Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w82 1/3 s. 12-17
  • Tanrı’nın Bir Teşkilatı Varsa Nedir?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Tanrı’nın Bir Teşkilatı Varsa Nedir?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • GÖKTEKİ “KADIN”
  • Tanrı’nın “Ebedi Maksadı” Meshettiği Kişide Şekilleniyor
    İnsanın İyiliği İçin Tanrı’nın Şimdi Zafere Ulaşan “Ebedi Maksadı”
  • Yılanın Zürriyeti—Nasıl Açığa Vuruldu?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
  • Mukaddes Kitabın İçindeki Uyum
    Mukaddes Kitap İnsanın Mı Yoksa Tanrı’nın Sözü Mü?
  • Tanrı’nın Gökteki Krallığı Doğdu!
    Vahiy—Görkemli Doruğu Yakındır!
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
w82 1/3 s. 12-17

Tanrı’nın Bir Teşkilatı Varsa Nedir?

1. Bugün bazıları “Tanrı’nın teşkilatı” ifadesine karşı nasıl bir tutum takınıyorlar? Neden?

YAŞADIĞIMIZ bu çok aydın çağda, birçoklarının Tanrı’nın bir teşkilatı olduğundan şüphe duymaları ne gariptir. Bazıları, “Tanrı’nın teşkilatı” ifadesini kullanmakta duraksamakta; evet, artık bu sözcükten korkmaktadırlar. Çünkü onlar, ellerindeki Mukaddes Kitap tercümelerinde ‘teşkilat’ sözcüğünün, Tanrı ile ilgili olsun veya olmasın, hiçbir surette geçmediğine dikkat etmişlerdir.

2. (a) Romalılar 13:1, 2. ayetleri açısından Hıristiyan aleminin hükümetlerinin Tanrı’nın görünür teşkilatı oldukları iddia edilebilir mi? (b) Matta 24:14’ü yerine getirmek üzere 1922’den beri teşkilatlanmış olan Yehova’nın Şahitleriyle ilgili hangi sorular soruluyor?

2 Bugün makul bir düşünceye sahip hiç kimse, iyi şekilde teşkilatlanmış hükümetlerin, Hıristiyan âlemindekilerin bile, Tanrı’nın teşkilatı veya o teşkilatın bir bölümü olduklarını şüphesiz iddia etmeyecektir. Hiç kimse, hatta resul Pavlus’un Romalılar 13:1, 2’de kayıtlı şu sözlerine baş vurarak da böyle bir iddiayı kanıtlayamaz: “Allah tarafından olmayan hükûmet yoktur; ve onlar Allah tarafından tanzim olunmuştur. Bundan dolayı hükûmete mukavemet eden Allahın tertibine karşı durmuş olur.” Bunun yanı sıra, Yehova’nın Şahitleri özellikle 1922 yılından beri, İsa’nın, Matta 24:14 (YD)’de verdiği, “Krallığın bu iyi haberi, bütün milletlere bir şahadet maksadıyla, bütün meskûn yerde va’zedilecektir; ve son o zaman gelecektir” peygamberliğini yerine getirmek üzere etkili şekilde teşkilatlanmışlardır. Acaba bu onları orduların Yehova’sı olan Tanrı ile ilgili olarak ne duruma getirir? Acaba onlar sadece Tanrı’nın istediği takdirde kullanabileceği insan yapısı bir teşkilat mıdırlar? Yoksa Tanrı’nın teşkilatının yerdeki görünür kısmı mıdırlar? Bunu gerçekler söylesin!

3, 4. (a) Geçmiş yüzyıllar boyunca Hıristiyan aleminin ilan etmiş olduğu mesaj ile 1914’den beri Yehova’nın Şahitlerinin ilan ettiği “İncil” nasıl karşılaştırılır? (b) Zulüm ve muhalefet altında böyle bir şey ancak nasıl başarılabilmiştir? Vahiy 14:6, 7 bunu nasıl belirtiyor?

3 Dürüst yürekli insanlar, yüzyıllardan beri Hıristiyan âleminin dinsel sistemlerinin va’zettiği Krallık incilinin türü ile, I. Dünya Savaşının bittiği 1918 yılından beri Yehova’nın Şahitlerinin va’zettiklerini karşılaştırsınlar. Bunlar bir ve aynı türden değildir. Yehova’nın Şahitlerinin 1914’de Milletlerin Zamanlarının sonunda, Tanrı’nın Oğlu İsa Mesih’in tahta geçirilmesiyle kurulan semavi krallığıyla ilgili va’zettikleri, gerçekten “incil” veya “iyi haber”dir. (Luka 21:24) Milletlerarası zulüm ve muhalefete rağmen dünya çapında böyle bir şahadetin verilmesi ancak, Tanrı’nın her şeyi yenebilen ruhun yardımıyla mümkün olabilmiştir. Böyle bir şey, ne insanın, ne de İblis Şeytan’ın ruhuyla başarılmıştır. Tanrı’nın kutsal meleklerinin yardımıyla bu şahadet verilmiştir. Vahiy 14:6, 7 bunu şöyle belirtiriyor:

4 “Ve yeryüzünde oturanları, ve her milleti ve sıptı ve dili ve kavmı müjdelemek için kendisinde ebedî incil olup gökün ortasında uçan başka bir melek gördüm; büyük sesle diyordu: Allahtan korkun, ve ona izzet verin; çünkü kendi hükmünün saati geldi; ve gökü ve yeri ve denizi ve suların pınarlarını yaratana secde kılın.”

5. (a) Bu karar verme zamanında, hangi teşkilatlandırıcıdan korkulması gerekir? (b) Eyub’un 1. ve 2. baplarına göre, düşman teşkilatlandırıcı, gökte yapılan hangi toplantıya katılmıştır?

5 Şu halde, şimdi herkesin karar vermesi gereken bu zamanda korkulması gereken Birisi varsa o da Evrensel Teşkilatlandırıcı olan Yaratıcı’dır. Tanrı’nın melek oğullarından oluşan semavi ailesine Eyub kitabı sayesinde bir göz atabiliriz. Nuh’un günlerindeki tufandan beri dünyevi şeyler sistemini teşkilatlandıran İblis Şeytan da bir zamanlar o ailenin bir ferdi idi. Eyub 1:6, 7 ayetlerinde Şeytan, o ailenin işlerine karışan biri olarak tanıtılıyor. Şunları okuyoruz: “Ve hakiki Tanrı’nın oğulları Yehova’nın (YD) önünde kendilerini takdim etmeğe geldikleri gün vaki oldu ki, onların arasında Şeytan da geldi. ve Yehova (YD) Şeytana dedi: Nereden geliyorsun? Ve Şeytan Yehova’ya (YD) cevap verip dedi: Dünyada dolaşmaktan, ve orada gezinmekten.” Eyub 2:1, 2 ayetlerinde, hakiki Tanrı’nın oğullarının görünmez göklerde daha sonra tekrar yaptıkları bir toplantının bir sahnesinden söz ediliyor.

6. (a) Gökte Yehova Tanrı’nın yönettiği “hakiki Tanrı’nın oğullarının” yapmış olduğu bu toplantı ne gösterir? (b) “Hakiki Tanrı’nın oğulları”, Eyub’un verdiği örnekten nasıl teşvik almışlardı?

6 Yehova Tanrı’nın oğullarının yaptığı bu iki toplantı ne gösterir ve bu aile grubunu oluşturanların nasıl adlandırılmaları yerindedir? Hangi uygun söz veya sözler aklımıza geliyor? Bunu söylemeyi okurlarımıza bırakıyoruz. O toplantılar, hakiki Tanrı’nın hakkıyla yönettiği resmi toplantılardır. Şeytan’ın o toplantılara kabul edilmesi, onun hâlâ “hakiki Tanrı’nın oğulları”ndan biri sayıldığını ve Tanrı’nın semavi ev halkına ait olduğunu göstermez. Onun “Şeytan” diye adlandırılması, böyle olmadığını gösterir, zira bu isim “Muhalif” anlamına gelir. Şu halde, insanlar arasında bir ruh olarak yerde dolaşmakta iken, onun iyi bir amacı yoktu. O, Hakiki Tanrı’ya karşı bütünlüğünü korumağa çalışan her insana muhalefet ediyordu. Uz diyarında yaşayan adil, Tanrı’dan korkan Eyub adında birini, Tanrı’nın verdiği izinle saldırılarına kurban etmişti. Fakat Şeytan, Yehova Tanrı’nın evrensel egemenliğini, yeryüzündeki insanların ve gökteki meleklerin önünde alçakça küçük düşürme amacına ulaşamamıştı. Eyub’un sadık örneği, Yehova’nın göklerdeki melek oğullarından oluşan ailesi için büyük bir teşvik kaynağı olmuştu.

7. Âdem ve Havva itaatsizliklerinden dolayı kendilerini hangi ailenin dışına çıkarmışlardı? Ruh diyarından kaç yaratık Aden’de koruyucu olarak görevlendirilmişti?

7 Şeytan, yeryüzündeki ilk insan olan Tanrı’nın oğlu Âdem’in olayında olduğu gibi mücadeleyi yine kazanacağını düşünmüş olabilir. Altıncı yaratma gününün sonuna doğru, yerde henüz hiçbir insan yokken Yehova Tanrı: “Suretimizde, benzeyişimize göre insan yapalım” demişti. Tanrı orada kendi kendine ‘biz’ diyerek çoğul şekilde konuşmadı. Yaratılış işine ortak etmek istediği en azından bir başka kimseye hitap etmişti. (Tekv. 1:26) Açık fikirli hiç kimse, bu sözlerin gökte bir işbirliğini gerektirdiğini inkâr edemez. Ne yazık ki, Tanrı’nın ilk insan yaratıkları olan Âdem ve Havva, Tanrı’nın bir yalancı olduğunu söyleyen görünür bir yılanın ardında gizlenen görünmez ruhun tarafına geçtiler. Tanrı’ya itaatsizlik göstermeleri, kendilerini Tanrı’nın çocuklarından oluşan evrensel ailesinin dışına çıkarmış ve sonuç olarak, Aden bahçesinden kovulmuşlardı. Tanrı, sonra bahçenin içinde bulunan “hayat ağacının yolunu korumak için, Aden bahçesinin şarkına kerubileri, ve her tarafa dönen kılıcın alevini koy”muştu. (Tekv. 3:24) Orada en az iki kerubi vardı. Onlar, Tanrı’nın gökteki ev halkının üyeleriydiler ve maddeleşerek insanlara görünme yetkisini almışlardı.

8. Tanrı’nın ev halkının içinde başkalarının de bulunmuş olduğu o zaman belli oldu mu? Eyub 38:6, 7 ayetleri bununla ilgili ne gösterir?

8 Şu halde, insanın varlığının bu ilk günlerinde, Tanrı’nın gökteki ev halkının içinde başkalarının zaten yaşamakta oldukları bu durumdan anlaşılabilir. Bu nedenle Yehova Tanrı, Eyub’a yerin temelleriyle ilgili sorular sorarken şunları demişti: “Onun temelleri neyin üzerine kakıldı? Yahut onun köşe taşını kim koydu? Sabah yıldızları hep birden terennüm eylerken, ve bütün Allah oğulları sevinçle çağrışırken.”—Eyub 38:6, 7.

9. Mezmurlarda, İşaya 6:2’de ve Daniel’in peygamberliğinde semavi yaratıkların hangi sınıflarından söz ediliyor?

9 Mezmur 80:1 ve 99:1 Yehova’nın ‘Kerubiler üstündeki tahtında oturduğunu’ söylemektedir. Bu tarif herhalde, Yeruşalim’deki mabedin En Mukaddes yerinde bulunan kutsal ahit sandığının durumundan alınmıştır. O sandığın üzerinde kanatlarını birbirine uzatmış iki altın kerubi bulunuyordu. Onların üzerinde, Yehova Tanrı’nın mabetteki huzurunu temsil eden Şekina adlı bir ışık görünüyordu. İşaya peygamber, o mabedin içiyle ilgili mucizevi bir rüyette, seraf denilen ruh olan yaratıkların hizmet ettikleri Yehova’yı tahtında görmüştü. (İş. 6. bap) Seraflardan ve kerubilerden başka, genel olarak Mukaddes Yazıların son kitabı olan Vahiy’de sözü geçen melekler de vardır. Mikael adlı semavi yaratık da küçümsenip görmezlikten gelinmemelidir. Onun “birinci prenslerden (YD) biri” ve Daniel’in kavminin ‘prensi’ olduğu söyleniyor. (Dan. 10:13, 21; 12:1) Kendisi uygun olarak Yahuda 9’da “baş melek Mikael” diye adlandırılmaktadır.

10. Daniel 7:9, 10’da sözü edilen rüyette, mahkemede neden bir düzen hüküm sürmeliydi?

10 Gökteki görkemli bir durumun rüyetini gören Daniel peygamber şunları söylüyor: “Tahtlar kuruluncıya kadar, ve Günleri eski olan oturuncıya kadar baktım; esvabı kar gibi ak ve başının saçı temiz yapağı gibi idi; tahtı ateş alevleri, ve tekerlekleri yanar ateşti. Önünden bir ateş ırmağı çıkıyor, ve akıyordu; binlerce binler ona hizmet ediyorlardı, ve on binlerce on binler önünde ayakta duruyorlardı; mahkeme kuruldu, ve kitaplar açıldı.” (Dan. 7:9, 10) Tanrısal bu mahkemede, özellikle Hâkime hizmet eden 10.000X10.000 melek arasında bir düzen olmalıydı.

11. Mezmur 103:19-21, yukardakilere uygun olarak ne diyor? Yehova I. Samuel 1:3’den itibaren nasıl adlandırılmaktadır?

11 Buna uygun olarak, Mezmur 103:19-21’de şunlar belirtiliyor: “Yehova (YD) tahtını göklerde kurdu; ve onun krallığı herkes üzerinde hâkimdir. Ey kelâmının sesini işitip kelâmını icra eden, kudreti zorlu melekleri, Yehova’yı (YD) takdis edin. Ey sizler, onun bütün orduları, rızasını yapan hademesi, Yehova’yı (YD) takdis edin.” Evrensel Egemen, gayet yerinde olarak I. Samuel 1:3 ayetinden itibaren “orduların Yehova’sı” diye adlandırılmıştır.—Yak. 5:4, YD.

12. Tanrı’nın semavi görevlilerinin arasında ünvanların veya sıfat sahiplerinin bulunması, gökte neyin varlığını gösterir?

12 O halde şimdi, yukarda iktibas edilen ayetin ışığı altında, Tanrı’nın, semavi görevlilerinin arasında bir baş melek, prensler, kerubiler, seraflar ve orduların bulunması, tüm bu aşamaların ve varlık mertebelerinin veya düzeylerin ve “ordular”ın Günleri Eski olan Yehova Tanrı’ya tam anlamıyla tabi olup O’nunla mükemmel bir uyum içinde hareket etmeleri bize ne gösterir? Tanrı’nın tüm bu semavi görevlilerinin teşkilatlanmış olduğunu. Tüm bu semavi görevliler, Tanrı’nın teşkilatını oluştururlar. Bu da Tanrı’nın bir teşkilatı olduğu anlamına gelir. Teşkilat anlamına gelen İbranice kelime histadruth ve Yunanca kelime organ’osis’dir.

GÖKTEKİ “KADIN”

13. (a) Âdem ve Havva, günah işledikleri zaman, bu, Tanrı’nın teşkilatını nasıl etkilemişti? (b) Tanrı, o zaman görünüşte yılana hitap ederken, aslında onun anlayamayacağı neler söylemişti?

13 Âdem ve Havva, Tanrı’ya karşı günah işledikleri zaman, bu, Yehova’nın evrensel teşkilatını etkilemişti. Onlar, bu teşkilatın yerdeki görünür kısmını teşkil ediyorlardı. Onlar, Tanrı’nın, semavi Babaları, Yaratıcıları olduğu ailenin fertleri olmaktan çıkmışlardı. Aldatıcı yılanın ardına gizlenen görünmez ruh yaratığının tarafına geçmişlerdi. O harfi yılan, Tanrı’nın görünüşte kendisine söylediği şu sözlerin anlamını şüphesiz anlayamazdı: “Bunu yaptığın için, bütün sığırlardan, ve bütün kır hayvanlarından daha lânetlisin; karnın üzerinde yürüyeceksin, ve ömrünün bütün günlerinde toprak yiyeceksin; ve seninle kadın arasına, ve senin zürriyetinle onun zürriyeti arasına düşmanlık koyacağım; o senin başını ezecek, ve sen onun topuğunu ezeceksin.”—Tekv. 3:14, 15 YD.

14. (a) Tanrı’nın yılana söylediği sözleri harfi olarak kabul etmek neden makul sayılmaz? (b) Burada ne tür bir yılan ve kadın kastedilmiş olmalıdır?

14 Bu sözler harfi olarak ne anlama geliyordu. Farz edelim ki, harfi yılanla harfi kadın arasında ölesiye bir düşmanlık olsaydı, aynı zamanda Havva’nın soyu veya zürriyeti de yılanın soyunun amansız bir düşmanı olsaydı ve o yılan Havva’nın zürriyeti ortaya çıkana kadar yaşasaydı, daha sonra yılan, bu “zürriyet”in harfi anlamda topuğunu ezseydi, o yaralı “zürriyet” de yılanın başını ezerek öldürseydi, acaba bu durumun insanlığa ne yararı veya tesellisi olurdu? Gerçekte böyle harfi bir açıklamanın pek anlamı yoktur. Bu, birçok zorluğa yol açar. Mukaddes Kitabı tetkik eden aklı başında her insan, Yehova Tanrı’nın Tekvin 3:14, 15’de söylediği sözlerin sembolik bir anlamı olduğunu kabul etmek zorundadır. Şu halde, Havva’ya şaşırtıcı soruyu soran yılan daha büyük birini sembolize etmelidir. Ayrıca burada sözü edilen “kadın” da sembolik bir “kadın” olmalıdır.

15. (a) Neden sembolik yılanın kimliğini tahmin etmek zorunda değiliz? (b) Bahis konusu yılan, “eski yılan” olarak tanımlandığı için, bugün kaç yaşında olmalı?

15 Acaba şimdi bu sembolik yılanın kimliğini tahmin mi etmemiz gerekir? Hayır! Mukaddes Kitap bunu bize açıklıyor. Vahiy 12:9’da, bu esrarengiz yılanın, “İblis ve Şeytan denilen büyük ejder”, “eski yılan” olduğu bildiriliyor. O yılan aslında sembolik yılandı. Sembolik bir yılan olan İblis Şeytan, Resul Yuhanna’nın Vahiy kitabını yazdığı M. S. 96 yıllarında 4.100 yaşından daha da ileri bir yaştaydı. Vahiy’deki rüyetin yerine gelmek üzere olduğu bugünlerde ise, o “eski yılan” aşağı yukarı 6000 yaşındadır. Yani harfi bir yılanın yaşayabileceğinden çok daha yaşlıdır. Yuhanna 8:44 onun için “O yalancıdır, ve yalanın babasıdır” diyor.

16. (a) Vahiy’in 12. babı hangi iki düşmanın karşılaşmalarını anlatıyor? Buna rağmen başarıyla ne doğuyor? (b) Sembolik annenin nerede ve nasıl korunup beslenmesi gerekiyor?

16 Tekvin 3:15’de sözü geçen “kadın”, İblis Şeytan’ın bir yılan vasıtasıyla yalan söylediği Havva değilse, acaba kimdir? Vahiy Kitabı yine gerçeği anlamamıza yardımcı oluyor. 12. bap, başından ayağına kadar güneş, ay ve (12) yıldızla giyinmiş bir “kadın” ile İblis Şeytan’ın karşı karşıya geldiklerini anlatıyor. Semavi meleklerden hiçbir yerde dişi olarak söz edilmediğinden, sağduyumuz bize bunun gökte sembolik bir “kadın” olması gerektiğini söylüyor. Kadın gebedir ve İblis Şeytan, yutucu bir ejder gibi, kadının doğuracağı çocuğu yutmak için bekliyor. Fakat o çocuğun semavi Babası, Şeytan’ı gözleyip engelliyor. Böylece, doğan erkek çocuk ‘Tanrı’nın yanına ve tahtının yanına alınıp götürülüyor.’ Bu oğul oradan ‘bütün milletleri demir çomakla güdebilecektir.’ (Vah. 12:1, 5) Sembolik ‘kadın’, Tanrı tarafından Şeytan’a karşı korunup ruhen beslenmesi gerektiğinden, o kraliyet doğumu, Şeytan’ın kadına karşı düşmanlığına son vermiyor. Gökte savaş patlıyor.

17. ‘Eski yılanın’ başı, gökteki savaşın sonunda eziliyor mu? O savaşın sonucu, yerdeki ve denizdeki insanları nasıl etkiliyor?

17 Baş melek Mikael, ‘orduların Yehova’sının’ kuvvetlerinin lideridir. Mikael, ‘kadının’ tahta geçen yeni doğmuş çocuğunu desteklemek üzere melek ordularıyla birlikte ejderle savaşıyor. “Eski yılan” olan Şeytan’ın başının ezilme zamanı yaklaşıyor. O ve onun cin melekleri savaşı kaybediyorlar. Gökten yeryüzüne atılıyorlar. Fakat Şeytan’ın o sırada başı ezilmiyor, o hâlâ yaşıyor. Bu nedenle, gökten gelen şu haykırışa pek şaşmamalı: “Vay yere ve denize, çünkü İblis vaktinin az olduğunu bilerek büyük gazapla size indi.”—Vah. 12:7-12.

18. Mikael ve ordularının zaferi ‘Tanrı’mızın krallığı’ için ne sağladı? Kimler bu yüzden sevinebilirler?

18 Baş melek Mikael ve onun melekleri zaferi kazandıklarından ve kraliyet “çocuğu” gökte, Tanrı’nın yanında bulunan tahtından indirilmediğinden dolayı, gökte yapılan şu ilan çok yerindedir: “Allahımızın kurtarışı, ve kuvveti, ve krallığı (YD), ve Mesihinin hâkimiyeti şimdi oldu; çünkü kardeşlerimizin ithamcısı, onları Allahımızın önünde gündüz ve gece itham eden, aşağı atıldı. . . . . Bunun için, ey gökler ve onlarda oturanlar, sevinin (YD).”

19. Erkek ‘çocuğun’ annesi olan “kadın” neyi temsil eden? Neden?

19 Vahiy 12:5’de sözü edilen erkek “çocuk” herhalde sembolik bir çocuktur. Onunla ilgili söylenen her şey, onun bir kişi değil, hâlâ gelecekte “her Şeye Kadir Olan Tanrı’nın büyük gününün savaşı”nda (YD), yani Armagedon’da bütün milletleri parçalamak üzere onları demir çomakla gütme yetkisine sahip olan Oğlu İsa Mesih’in ellerindeki Tanrı’nın krallığını temsil ettiğini gösterir. (Vah. 16:14-16) O çocuk, bir kişi olmadığı gibi, onun annesi olan gökteki “kadın” mecazi anlamda kocası olan Tanrı tarafından gebe bırakıldığından, Tanrı’nın ruhi teşkilatını temsil etmelidir. Bu teşkilat semavi krallık için gereken görevlileri, yani sadece baş melek Mikael rolünde çalışan izzetlenirilmiş İsa Mesih’i değil, aynı zamanda onun ruhi kardeşlerini de kapsar. İsa’nın ruhi kardeşleri, Tanrı’nın ruhi teşkilatının da ‘kardeşleridirler.’—Vah. 12:10, 11.

20. Vahiy 12:17, Tanrı’nın ruhi teşkilatının ‘kardeşlerinden’ bazılarının hâlâ yeryüzünde bulunup bulunmadıklarını nasıl gösteriyor?

20 Vayların sürdüğü yeryüzümüzde bu ruhi ‘kardeşlerin’ hâlâ bir mütebakisi bulunmaktadır. Bu nedenle Vahiy 12:17 devamen: “Ve ejder kadına karşı gazaplandı ve onun zürriyetinden baki kalarak Allahın emirlerini tutup kendilerinde İsanın şahadeti olanlarla cenketmeğe gitti” diyor. Onlar, Tanrı’nın ‘kadınının’ zürriyetinin bir kısmı olarak Krallık ümidine sahiptirler.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş