Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w83 1/3 s. 7-10
  • Doğruyu Yanlıştan Ayırt Edebilir misiniz?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Doğruyu Yanlıştan Ayırt Edebilir misiniz?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1983 (Dinsel Seri 25-36)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • İDRAK YETENEĞİMİZ
  • MİRAS ALINAN NAKÂMİLLİK
  • KÖTÜLÜĞÜN YAYGINLIĞI VE ÇEKİCİLİĞİ
  • ÇEVREMİZDEKİLERDEN GELEN BASKI
  • ÇAĞDAŞ YAŞAMIN KARMAŞIKLIĞI
  • “İyi ve Kötüyü Ayırt” Edebilir misiniz?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2001
  • Gençler, Algılama Güçlerinizi Eğitin!
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1999
  • Algılama Gücünüzü Geliştirin
    Krallık Hizmetimiz—2001
  • İdrak Yeteneğimizi Kullanmak Suretiyle Geliştirmek
    Krallık Hizmetimiz—1984
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1983 (Dinsel Seri 25-36)
w83 1/3 s. 7-10

Doğruyu Yanlıştan Ayırt Edebilir misiniz?

DOĞRU ve yanlış arasındaki farkı biliyor musunuz? Belki ‘tabii biliyorum’ diyeceksiniz. Oysa, günümüzün hızla değişen ahlak standartları, bunun her zaman kolay olmadığını gösteriyor.

Artık kiliseler bile açık bir şekilde rehberlik etmiyorlar. Birçok kişinin problemine dikkat çeken Roma Katolik kilisesinin papazı Kevin Madigan şöyle dedi: “Günahlar artık o kadar açık seçik değildir. Durumlar hızla değişiyor. Bugün, günah listesinde olan bir davranış, yarınkinde olmayabilir.” Acaba, neyin doğru, neyin yanlış olduğuna karar vermek için bakabileceğimiz bir rehber var mı?

Ahlak rehberliği yönünden milyonlarca kişinin açlığını doyurabilen yetkili ve güvenilir bir eser vardır; bu, Mukaddes Kitap, yani Tevrat, Zebur ve İncil’dir. 2.000 yıl boyunca, bu kitapta bulunan ahlak prensipleri asla değişmedi. En önemlisi, sağlamlığı ve pratikliği yönünden 1980’li yıllar için de aynen geçerlidir.

Fakat bazı ülkelerde aşağı yukarı her evde bir tane Mukaddes Kitap bulunmasına ve her devirde en fazla satılan kitap olmasına rağmen, dünyada hâlâ ahlak yönünden yaygın bir karışıklık var. Bu gerçek, sadece bir Mukaddes Kitaba sahip olmanın ve onu okumanın, doğruyu yanlıştan ayırt etmeyi öğrendiğimiz anlamına gelmediğini gösterir. Bundan fazlası da gereklidi

İDRAK YETENEĞİMİZ

Mukaddes Kitaptaki İbraniler kitabının yazarı, bu problemden söz etti. Şöyle dedi: “Fakat kuvvetli yiyecek kâmillerin, yani, hasseleri iyi ve kötüyü [idrak yeteneklerini doğruyu yanlıştan YD] ayırt etmek için kullanışla terbiye edilmiş olanlarındır.” (İbr. 5:14) Bundan anlaşılacağı gibi, başarılı bir şekilde iyiyi kötüden veya doğruyu yanlıştan ayıranlar, tecrübesiz, çocuksu davrananlar değil, olgun kişilerdir. Bunlar, idrak yetenekleri sayesinde aldatıcı dış görünüşü ve riyakârlığı görebilen ve doğru kararlar verebilen kişilerdir. Tecrübe veya “kullanış”la onların idrak yetenekleri kuvvetlendirilir. Aynı zamanda onlar bu yeteneklerini Mukaddes Kitapta ete benzetilen “kuvvetli yiyecek”le, yani ruhi bilgiyle devamlı olarak pekiştiriliyorlar.

Ancak, bir Hıristiyan’ın, olgun idrak yeteneğine erişmesini zorlaştıran faktörler var.

MİRAS ALINAN NAKÂMİLLİK

İbraniler kitabının yazarı, “idrak yeteneğimizin” (YD), iyinin kötüden veya doğrunun yanlıştan ayırt edilmesinde kullanıldığını söylüyor. “İdrak yetenekleri” olarak tercüme edilen Yunanca sözcük, harfiyen “idrak organımız”a veya “zihnin idrak yeteneği”ne değinir. (Marvin R. Vincent tarafından Word Studies in the New Testament’e göre) Fakat idrak yeteneğimizin sık sık rastlanan çok zayıf bir yönü var. Bu acaba nedir?

Nakâmiliz ve günah işlemeye eğilimliyiz. (Tekv. 8:21; Rom. 5:12) Dolayısıyla duygularımız, bir şey sırf bize heyecan verdiği veya istediğimiz şey olduğu için bizi aldatabilir ve sanki iyi bir şeymiş gibi ona inandırabilir. Fakat bu, aslında öldürücü bir şey olabilir.

Böylece, bir çocuk gibi, biz de kolayca aldatılmamak için duygularımızı eğitmeliyiz. Ayırt etme yeteneğine sahip olan bir kişinin yaptığı gibi, biz de ahlaki meselelerde ayrım yapmayı öğrenmeliyiz.

Örneğin, ufak bir çocuğa iki madeni para teklif edildiğinde, çocuk küçüğü daha değerli olsa bile, doğal olarak küçük ve parlak olmayanın yerine, daha büyük ve parlak olanı seçecektir. Neden? Çünkü o henüz paranın değerini ayırt etmek üzere eğitilmedi. Onun eğitilmemiş duygularına göre, daha büyük ve daha parlak olan madeni para daha değerlidir.

Çocuk büyüyünce, paranın değerini daha iyi anlayabilir. Fakat o zaman da yemekle ilgili problemleri olabilir. Örneğin, o, sebzeler ve bedene yarar sağlayan diğer yemekler yerine, dondurma, şeker, tatlı bisküvi veya kek yemeğe (yemeyi) tercih edebilir. Neden? Çünkü şekerli maddelerin tadı ona daha hoş gelecektir.

Aynı şekilde, doğruyu yanlıştan ayırt etme konusunda da, duygularımıza hoş gelenin her zaman doğru olmadığını öğrenmeliyiz. Doğru olan şey, her zaman en heyecan veren veya en kolayı olmayabilir; fakat doğru olan, bizim için her zaman ahlak yönünden iyi ve yararlı olacaktır. İbraniler kitabının yazarının belirttiği gibi, bunun ne olduğunu ayırt etmek için olgunluk gerek.

KÖTÜLÜĞÜN YAYGINLIĞI VE ÇEKİCİLİĞİ

Doğruyu yanlıştan ayırt etmeyi zorlaştıran ikinci bir faktör de, dünyada kötü davranışların yaygın oluşu, hatta çekiciliğidir. Bugün, televizyonda ve filmlerde gösterilen sahneler, birkaç yıl önce temiz kişilerin çoğunu mahçup eder ve şaşırtırdı. Oysa şimdi, bu görüntüler kınanmadan seyrediliyor. Neden? Çünkü ahlak ölçüleri yavaş yavaş değerini yitirdi ve toplum farkında olmadan, bunları kabul etmeye zorlandı. Çoğu zaman, ahlaken kötü şeyler, masum veya komik sahnelerle sergileniyor ve böylece izleyicinin ahlak hakkındaki hükmünü şaşırtıyor.

Buna bir örnek olarak, Amerika Birleşik Devletlerinde, gelecek yeni programlarla ilgili bir eleştirmenin görüşlerine dikkat edelim. Şüphesiz, birçok başka ülke için de aynı şey söylenebilir: Eleştirmen şöyle dedi:

“Seks dolu bir sonbahar önümüzdedir; dolayısıyla bizzat sen, kendi sansür memurun olmalısın; zihninde tartacağın konular şöyledir:

“Annesinin bir aşk macesası yaşadığı aynı motelde, buluğ çağında olan genç kız da, bir erkek arkadaşıyla yatsın mı?”—CBS. ‘Midland Heights.’

“Kadın kılığına giren iki erkek, kadınlara ait bir otelde kalanlara kendileriyle yatmayı önerebilmeli mi?—ABC “Bosom Buddies’

“Bunlar sadece Eylül ayında bizi neler beklediğini gösteren örneklerdir.”

“Televizyon programı, tüm Amerikan yaşamında seksten başka hiçbir şeyin bilinmediği ve düşünülmediği teoirisi üzerine kuruldu. Buradaki seks, normal seks değil. . . fakat seyircileri tahrik etmek amacıyla düzenlenen, mahcup edici aptalca ve çocukça bir sekstir.”

Reklamcılık, aynı şekilde, kötü olanı zararsız olarak sergilemeye çalışıyor. En adi içgüdüler uyandırılmaksızın bir mecmuayı okumak, bir ilan tahtasına bakmak veya bir televizyon reklamını seyretmek olanaksızdır. Hedef özellikle gençlerdir. New York Times’in bildirdiği gibi, “çocukları kullanarak erginlik öncesi çağında bulunan çocukları hedef alan mahcup edici seks reklamları fazlasıyla çoğalmıştır.”

Bunlara ek olarak spor, toplumsal ve politik alanlarda tanınmış kişiler, yıllar önce takipçilerine şok geçirtecek davranışlarının sırrını açıklıyorlar. Fakat onların bu davranışları, hayranlarını, bu tür bir hayatı takip etmeğe teşvik ediyor.

Bütün bu propagandalar, doğru ve yanlışın ne olduğunu idrak edemememizin duygusuzluğuyla sonuçlanabilir. Buna karşı koymak için, daha yüksek olan Tanrısal ahlak standartlarının uygulanmasının yararlarını muntazaman düşünerek idrak yeteneğimizi kuvvetlerdirmemiz gerekiyor.—Mezm. 119:104.

ÇEVREMİZDEKİLERDEN GELEN BASKI

Başka bir faktör de, çevremizdekilerden gelen baskıdır. Başkaları tarafından beğenilmek istememiz doğaldır. Fakat bunda bir tehlike vardır. İş ve okul arkadaşlarımız, komşular, aile fertleri veya ilişki kurduğumuz herhangi biri, doğru ve yanlışı ayırt etme yeteneğimizi bozmak için bizi kuvvetli ve inandırıcı bir şekilde etkileyebilir. Bir anket, başkalarının görüşleri ne olursa olsun, ergin nüfusun sadece yüzde onunun, etkilenmeksizin, ahlaki prensiplerle yönetilen vicdanları tarafından sevk edilerek kararlarını verdiklerini açıkladı.

Mukaddes Kitap, çevremizdekilerin kötülük işlemeye yönelik baskılarına karşı çıkmamız gerektiğini şöyle diyerek gösteriyor: “Günahla dolu kalabalıkla beraber gittiniz ve bütün diğerleri gibi idiniz.” (Efes. 2:2, The Living Bible) Fakat, başka kişiler tarafından beğenilme isteği, iyi olana yönlendirilebilir. Kusursuz ve Tanrı’nın indinde makbul oldukları için saygı duyabileceğimiz ahlak ölçüleri olan kişilerle arkadaşlık ve dostluk edebiliriz. Böylece, “bazılarının adet edindiği gibi, toplantılarımızı terk etmeyelim, fakat günün yaklaştığını gördüğümüz nipette, birbirimizi o derece ziyade teşvik ederek sevgi ve iyi işlere tahrik için birbirimizi teşvik edelim.”—İbr. 10:24, 25.

Evet, Hıristiyanlar, Tanrı’nın yüksek ahlak prensiplerine saygı duyulan Hıristiyan ibadet toplantılarında hazır bulunmakla, ahlaki duygularını kuvvetlendirebilirler. Bu, çevremizdekilerden gelen bir tür “sağlıklı baskı” olabilir.

ÇAĞDAŞ YAŞAMIN KARMAŞIKLIĞI

Dördüncü olumsuz faktör de, çağdaş yaşamın karmaşıklığıdır. İsa, bize hangi tür davranışın kötü olduğuna dair şunları söyledi: “Çünkü kötü düşünceler, katiller, zinalar, fuhuşlar, hırsızlıklar, yalan şahadetler, küfürler yürekten çıkar.” (Mat. 15:19) Bu sözleri anlamak zor değildir.

Ya, doğru ve yanlış arasında kesin şekilde ayırt edilemeyen gri alan diye adlandırılan saha için ne denilebilir? Eğlence, ticaret, müzik ve dans, giyim modaları v.b. konusunda, bir alışkanlığın ne zaman günah olduğunu söylemek çoğu zaman güçtür.

Örneğin, evli bir adamın karısından başka bir kadına iyi giyinmiş ve güzel olduğu için dikkatle baktığını farz edelim. Acaba, Tanrı’nın kanununu ihlal etti mi? Herhalde hayır. Fakat diyelim ki aynı adam, kadına ilgiyle baktıktan sonra “müsait” biri olup olmadığını ve ertesi gün bu yoldan geçip geçmeyeceğini zihninden geçirdi. Acaba hangi anda “gri alanı” geçip “yüreğinde” onunla zina işlemiş oldu? —Mat. 5:28.

Aynı şekilde bir kadın, televizyon seyretmekle veya bir mecmua okumakla dinlenebilir. Aniden, kendini televizyon ekranındaki veya mecmuadaki biriyle birlikte düşünüp romantik hayallere kaptırırsa, ne olur? Kendisi “gri alanı” ne zaman geçti?

Dürüst bir ticari davranışla, kurnaz ve hilekâr bir davranış arasındaki ahlak sınırı nedir? Acaba bir dans veya giyim ne zaman uygun olmaktan çıkar? İçki içen kişi, ne zaman aşırı içen biri olmaya başlar? (Sül. Mes. 23:20) Bir Hıristiyan ne zaman ruhi bakımdan sağlıklı sorular sormaktan vazgeçip, şüpheci olmaya başlar?

Bu konularda, doğruyu yanlıştan ayırt edebilmek için, kuvvetli bir “idrak yeteneği”ne ihtiyacımız var. Özellikle bu konularda, gençler ve yeni vaftiz edilmiş Hıristiyanlar aldatılabilirler. Tecrübesiz gençler, bu bozuk dünyanın sinsi yollarına alışık değillerdir. Ayrıca yeni vaftiz edilmiş kişiler de, Mukaddes Kitabın prensiplerinin nasıl uygulanması gerektiğinin her zaman tam olarak farkında değillerdir. Her ikisinin de “idrak yeteneği”nin biraz daha eğitilmeye ihtiyacı vardır ve bu, sadece Mukaddes Kitaptan, yani Tanrı’nın Sözünden sürekli olarak sağlam ve güvenilir hakikatleri başka sözlerle “kuvvetli yiyecek” almakla elde edilebilir.—İbr. 5:13, 14.

Tüm Hıristiyanların, “imanla sabit kılın”maya ihtiyaçları vardır. (Kol. 2:6, 7) O zaman, bu dünyanın ahlak felsefesinin değişen yelleri bizi aldatmayacak ve ayartamayacaktır. Ana-babalar ve Mukaddes Kitabı öğretenler, Yehova’ya hizmet etmenin, Krallığın öğretilerini bilmekten daha fazlasını kapsadığını hatırlarlarsa, iyi ederler. Bu, Tanrı’nın adaletini anlamak ve adil prensiplerini uygulamak da demektir.—Mat. 6:33, YD.

Bu dünyada ‘artık her şey geçerlidir’ görüşü yerleştikçe, bizler gökteki Babamızın yüksek standartlarıyla yaşamımıza yön vermek üzere daha kararlı olalım. Böylece dünya bu “anlayışsız yüreği” ve ‘düşüncelerin eskidiğini’ göstererek Tanrı’nın gözünde geçerli olan tüm kurallarını bozdukça, bizler Mukaddes Kitabı muntazaman okuyup, onun hakkında derin düşünerek “idrak yeteneğimizi” eğitip güçlendirelim. Üzerimizde “sağlıklı baskı” yapabilecek ve bizi bozuk eğilimlere karşı koruyup güçlendirebilecek “aynı inanç ve görüşte” olanlarla ilişki kuralım. Aynı şekilde başkalarına “Mesihin inciline layık ol”makta yardım edelim.—Rom. 1:21, 28; Fil. 1:27; II. Pet. 1:1.

Dünyada, standartların karmakarışık olmasına rağmen, Hıristiyanlar, doğruyu yanlıştan ayırt etmek için eğitiliyorlar. Şu mükemmel öğüdü takip ederler: “Hak olan ne varsa, muteber olan ne varsa, âdil olan ne varsa, saf olan ne varsa, sevimli olan ne varsa, hakkında iyi söylenen ne varsa, eğer bir fazilet ve eğer bir sitayiş varsa, onları düşünün.” Bunu muntazaman yaparsanız “Selâmet Allahı sizinle olacaktır.”—Fi. 4:8, 9.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş