Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w82 1/11 s. 4-6
  • Nereden Kaynaklandılar?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Nereden Kaynaklandılar?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Bütün Dinlerin Başlangıcı
  • O Kadar Çok Din Var ki!
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
  • Doğru Dini Bulabilir miyiz?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
  • Kendilerine Bir Nam Yapamadılar
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1998
  • Büyük Babil
    Kutsal Yazılardan Kanıtlar Gösterin
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
w82 1/11 s. 4-6

Nereden Kaynaklandılar?

DÜNYADA pek çok farklı din olduğu halde, onların geniş çapta birbirine benzer yönleri vardır. Örneğin, Güney Amerika’nın zenci büyücü dinleri, Afrika’nın kabile dinleri, Doğu’nun büyük dinleri, Avustralya’nın yerli dinleri, —Gerçekte hemen hemen tüm dinler—insan bedenen öldükten sonra, onun yaşamaya devam eden ruhi bir kısmının varlığına inanır. Ayrıca dinlerin çoğunda, insanlığı iyi veya kötü yönden etkileyebilen görünmez ruhların varlığına inanılır.

Dinsel suretlerin ne kadar geniş çapta kullanıldığına da dikkat ettiniz mi? Ayrıca birçok din, falcılığı veya astrolojiyi uygular. Tarih boyunca, şaşırtıcı sayıda dinin Hıristiyan âleminin “Üçlük”üne benzer üçlük tanrısı olmuştur.

Bu dinlerdeki birbirine benzer dinsel âdetlerin birbirinden bağımsız olarak geliştiğini düşünmek mümkün müdür? Yoksa bu fikirlerin müşterek bir kaynaktan alındığı ihtimali daha mı makuldür. Muhakkak böyle bir ihtimal makuldür. Fakat bu müşterek kaynak ne olabilir?

Buna cevap vermek için, dinin nereden geldiği sorusunu ele almalıyız. Bu konu, tarihçilerin iyi anlayamadıkları bir konudur. The World Book Encylopedia şöyle der: “Bazı bilginler, dinin, tarih öncesi zamanlarda nasıl başladığına dair teoriler geliştirdiler. Hiçbir teori tüm bilginler tarafından kabul edilmedi.” Öte yandan dinin başlangıcını bize bildiren sağlam bir otorite vardır. Bu otorite Mukaddes Kitaptır, yani Tevrat, Zebur ve İncil.

Bütün Dinlerin Başlangıcı

Bildiğiniz gibi bir zamanlar, Mukaddes Kitap geniş çapta hürmet edilen bir kitaptı. Maalesef, günlerimizde daha az kişi onu okuyor. Fakat din konusunu ele alırken, eğer Mukaddes Kitaba başvurmazsak, ikna edici şekilde bu konuyu tetkik etmiş olamayız, çünkü bu kitap, insanlık üzerinde dinsel açıdan, diğer herhangi bir kitaptan daha çok etki yapmıştır.

Yine, dinin nasıl başladığına dair Mukaddes Kitabın açıklaması, diğer her hangi bir görüşten daha ağır basar, çünkü onun kaydı, o zaman yaşamış ve olaylara bizden daha yakın olan erkekler tarafından yazılmıştır. Mukaddes Kitabın ne dediğini inceleyelim ve bulgularımızı çağdaş bilginlerin bazı teorileriyle karşılaştıralım.

Mukaddes Kitap, insanın başlangıçta sadece tek bir Tanrı’ya inandığını söyler. Bu, insanın kendi fikri değildir. Kayda göre, Tanrı, başlangıçta insana, hayatın büyük Kaynağının kendisi olduğunu açıklamıştır. Hayattaki yolunu başarılı kılabilmesi için, insana yardım ve rehberlik de sunmuştur. (Tekv. 1:26–2:25) Bundan dolayı her şey sadece bir tek din ile başladı. Şu halde, günlerimizin karışık durumu nasıl meydana geldi?

Mukaddes Kitaba göre bu durum, tek ve asıl Kaynağa karşı isyan etmekten kaynaklandı. 3000 yıldan daha eski olan bir belgede, bu isyanı başlatanın Nimrod adında biri olduğu gösteriliyor. Nimrod, Mezopotamya olarak bilinen eski bölgede şehirler inşa ederek, şehir kuran biri oldu. Bugün bu saha Irak’ın bir kısmıdır. Kurduğu şehirlerin bazıları Babil, Erek, Akkad ve Kalne idi.—Tekv. 10:10-12.

Scientific American dergisinde yazan Dr. Robert M. Adams, bu şehirlerin inşasını, “insan kültüründe ikinci büyük ‘ihtilal’ olarak adlandırdı.” Nimrod’un kurduğu şehirlerin Mukaddes Kitapta bahsedilen ilk şehirler arasında olduğu için bu adamın yapmış olduğu etkiyi takdir edebiliriz.

Mukaddes Kitap, zamanla bu eski şehirlerden en büyüğü olan Babil’de insanlığın yeryüzüne dağılıp onu doldurmaları yönündeki Tanrı’nın kesin iradesine karşı bir girişimin başladığını anlatır. Oradaki insanların şöyle dediklerini okuyoruz: “Bütün yeryüzü üzerine dağılmıyalım diye, gelin, kendimize bir şehir ve başı göklere erişecek bir kule bina edelim, ve kendimize bir nam yapalım.” (Tekv. 11:4) Fakat onlar, Tanrı’nın müdahalesi sonucu, amaçlarında başarısızlığa uğradılar ve oradan yeryüzünün farklı kısımlarına dağıldılar. Dağılırken beraberlerinde isyancı fikirlerini de götürdüler.

Bu görüşü bilginlerin şimdiki teorileri ile karşılaştıralım.

BİR: Encylopedia Americana şöyle der: “Hemen hemen tüm bilginler, bildiğimiz en eski medeniyetin, Mezopotamya’daki Sümerler arasında doğduğunu kabul ederler.” Dr. Gideon Sjoborg, Sicentific Amerikan dergisindeki bir makalesinde bunu kabul ederek şöyle diyor: “Bilindiği kadarıyla dünyanın ilk şehirleri doğu Akdenizin Basra körfezine kadar uzanan verimli bölgede kuruldular. Bu bölgenin doğu kısmı Mezopotamya’yı içine alır.” Bundan dolayı bilginler, Mukaddes Kitabın söylediği gibi, insanlığın tam aynı bölgede büyük şehirler kurmağa başladığı fikrindedir.

İKİ: Mukaddes Kitaba göre, Nimrod tarafından kurulan bu şehirlerin çoğunun isim ve yerlerini arkeologlar biliyor.

ÜÇ: Mezepotomya’da oturanlar, dinsel amaçlar için büyük kuleler yapmakla tanındı. Bu kuleler Ziggurat diye adlandırıldı. Tabii Tekvin 11. babında sözü edilen kule bitmemişti. Fakat arkeologlar ihtimal ona benzer birçok kule buldu.

DÖRT: “Nimrod” ismi, Mukaddes Kitabın dışında bulunmadı; fakat bazı ansiklopediler bu adı, Babillilerin baş tanrısı olan Marduk’unki ile birleştirdi. Her iki isimde göze çarpan “M R D” harflerinin bu ismin kökü veya anlamlı kısmı olduğu görülür. Eğer bu doğru ise, o zaman Nimrod’a bir tanrı gibi tapılıyordu, daha sonraki yıllarda tıpkı Roma’nın Sezarlarına veya Mısır’ın Firavunlarına tanrılar olarak tapınıldığı gibi.

Gayet tabii arkeologların, bunca yıl meydana gelen olaylar hakkında edinebilecekleri bilgi sınırlıdır. Kazıda çıkarılan birçok yazıt haber yıpranmış ve kötü durumdadır ve onların doğru anlamını bulmak güçtür. Şüphesiz çok önemli kanıtlar ebediyen kayboldu. Bundan dolayı, bir Mukaddes Kitap tetkikçisi, Mukaddes Kitap kaydınına gerçeğini kanıtlamak için tümüyle arkeolojiye dayanılamayacağını söyledi. Diğer yandan bu bilim kolunun, Mukaddes Kitapta yazılmış olan olayların genel taslağını doğrulamış olduğu dikkate değer.

Bu eski tarihin, bugün dünya sahnesinde bulunan dinlerin özelliklerini anlamamıza yardım etmesi de dikkate değer. Nasıl? Asıl isyandan sonra Mezopotamya’da oturanlar, pek dindar idiler. Onlar insanın, ölümden sonra yaşamaya devam eden bir ruh kısmı olduğuna inanıyorlardı. Cinlere karşı kuvvetli inançları vardı. Suretler de kullandılar. Falcılığı ve astroloji icra ettiler, onların üçlük tanrıları bile vardı. Bu inanç bugün, birçokları tarafından müşterek olarak inanılan aynı inançtır.

Acaba bu gerçek, eski Mezopotamya dininin yayılıp dünyanın döt tarafındaki dinleri etkilediği anlamına mı gelir? Birçok bilgin bu sonuca vardı. Handbook of the History of Religions kitabında Prof. Jastrow, “Babil’deki dinsel düşüncenin göze çarpan belirtisininin eski dünya üzerinde yapmış olduğu derin etki”den söz etti.

The Worship of the Dead Kitabında Col. J. Garnier şöyle yazdı:

“Sadece Mısırlıların, Kildanilerin, Fenikelilerin, Yunanlıların ve Romalıların değil, Hinduların, Budistlerin. . . .Gotların, Anglosaksonların, Keltlerin, Meksikalıların ve Peruluların hepsinin de dinsel fikirlerini müşterek bir kaynaktan yani müşterek bir merkezden almış olmaları gerek. Hepsinin dinsel törenlerinde, ayinlerinde, âdetlerinde, ananelerinde kendi tanrı ve tanrıçalarının isim ve ilişkilerinde pek çok şaşırtıcı benzerlikler buluruz.”

Eski Babilliler yeryüzünün dört yanına göç etmeğe mecbur edildiği zaman herhalde dinsel fikirlerini de yeni meskenlerine götüdüler. Acaba bu bilgi, bizim bugün doğru dini bulmamıza yardım edebilir mi?

[Dipnotlar]

a Mukaddes Kitabın, neden hakikat olarak kabul edilmesi gerektiği gerçeğine dair daha kuvvetli deliller için Mukaddes Kitap Gerçekten Tanrı’nın Sözü Müdür? kitabına bakın.

[Sayfa 4’teki resimler]

ESKİ BABİL

Mayaların Piramitleri

Hindu Üçlüğü

Hıristiyan Aleminin Üçlüğü

Meryem Tapınması

Atalar Tapınması

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş