Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w83 1/1 s. 28-30
  • Hatalı Olduğumuz Zaman Neden İtiraf Etmeliyiz?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Hatalı Olduğumuz Zaman Neden İtiraf Etmeliyiz?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1983 (Dinsel Seri 25-36)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Hatamızı Neden İtiraf Etmeyebiliriz
  • Olumsuz Sonuçlar
  • Geçmişten Örnekler
  • İyi Sonuçlar
  • Yanlış Eğilimi Yenmek İçin Yardımlar
  • Hatayı Neden Kabul Etmeli?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1993
  • Hatalarımı Nasıl Telafi Edebilirim?
    Gençler Soruyor: 10 Soru 10 Cevap
  • Hatalarımla Nasıl Başa Çıkabilirim?
    Gençler Soruyor
  • Hatalara Ne Gözle Bakmalısınız?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (Halka Yönelik)—2017
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1983 (Dinsel Seri 25-36)
w83 1/1 s. 28-30

Hatalı Olduğumuz Zaman Neden İtiraf Etmeliyiz?

“HATA yapmayan tek kişi ölü olandır.” Bu söz, nakâmil insanlar için söylenmiştir ve de bu bir gerçektir. Arasıra yanılmayan kim var? Hata yapmayan kim var?

Tanrı’nın Sözü olan Mukaddes Kitap, hepimizin yanıldığını belirtir; zira şöyle der: “Gerçek, yeryüzünde iyilik edip suç işlemiyen salih [adil, YD] adam yoktur.” Mukaddes Kitapta, “günah” olarak tercüme edilen İbranice ve Yunanca kelime, harfi olarak “hedefe ulaşmamak”, yani Tanrı’nın talepleriyle ilgili olarak kusurlu olmak anlamına gelir.—Vaiz 7:20.

Oysa, hata yapmak, yanılmak -evet günah işlemek- yaygın olmasına rağmen, bu hatayı itiraf etmek ne kadar zordur! Eğer bir koca ve baba isen, eşine ve çocuklarına yanıldığını itiraf etmek yerine kaçamak cevap verme yolunu aradığın oluyor mu? Eğer bir nazırsan, sorumluluğun altında olanlara yanıldığını itiraf etmekten çekiniyor musun? Öyle ise, kadınlar, çocuklar, işçiler ve diğer ortamlarda bulunanlar için durum aynıdır.

Hatamızı Neden İtiraf Etmeyebiliriz

Kendini haklı çıkarmaya yönelmek insanın eğilimidir; bunu görüyoruz. Gençken hata yaptığımız zaman özür dilememizin gerekli olduğunu kabul ve itiraf ettirmek için, ana-babamız ne kadar zorluk çekti! Büyüdükten sonra da, buna benzer bir tutum gösterebiliriz. Böylelikle bir kimse, yaptığı şeyin gerçekten yanlış olmadığını, başkasının gerçekten hatalı olduğunu veya olağanüstü şartların sorumlu olduğunu söyleyerek bahane bulmaya çalışabilir.

Hatalı olduğunu itiraf etmek, özellikle sorumlu mevkilerde bulunanlar için zor geliyor. Neden? Şüphesiz bu, birçok defa gururdan dolayıdır. Onlar, başkalarının ne düşüneceğiyle ilgileniyorlar; ve tabiri caizse, “ayıplarının yüzlerine vurulmamasını” istiyorlar. Fakat yine de, kişi güvensizlik duygusundan dolayı da hatalı olduğunu itiraf etmeyebilir. Bir kimse, bir hatayı itiraf ettiği takdirde mevkiini kaybedeceğini düşünebilir.

Şüphesiz, bazı kimseler, hatalarının kendilerine neye malolabileceğini bildiklerinden dolayı, hatalarını itiraf etmek istemezler. Örneğin, demiryolunda çalışan bir işçi, ihmali yüzünden, ciddi bir kazaya neden olabilir. Fakat eğer hata yaptığını itiraf ederse, işini kaybedebilir ve hatta hapishaneye bile girebilir. Bir doktorun durumunda da uyguladığı tedavinin yanlışlığından dolayı büyük tazminat isteyen bir dava söz konusu olabilir; suçunu itiraf ettiği takdirde, bu, kendisine veya sigorta şirketine yüklü bir paraya mal olabilir.

Gene de, bir kimse, bir şeyi gerçekten doğru yönden görmekte zorluk çekebilir. Mukaddes Kitabın söylediği gibi: “Hatalarını kim ayırt edebilir?” Bundan başka, yüreğimiz hatayı itiraf etmekten bizi alıkoyan duygular besleyebilir. Evet, “yürek her şeyden ziyade aldatıcıdır. . . .onu kim anlıyabilir?”—Mezm. 19:12; Yer. 17:9.

Olumsuz Sonuçlar

Basiretsizlik ve bencillik hatalı olduğumuzu itiraf etmektense, kendimizi haklı çıkarmak için bizi kışkırtabilir. Kullandığımız muhakeme şekli ne olursa olsun, hatalı olduğumuz zaman, itiraf etmemenin zararlı sonuçları olacaktır. Örneğin, bir hata, aile fertleriyle veya bizimle beraber çalışan veya tapınan kişilerle gergin ilişkiler meydana getirebilir. Hatalı olduğumuz zaman itiraf etmeyi reddetmekle, ya başkalarının sabrını denemeye tabi tutarız veya onların saygısını kaybederiz. Ayrıca serbestçe fikir alışverişini engelleyen bir durum yaratmış oluruz.

Hatalı olduğumuz zaman, itiraf etmeyi reddedersek, ortaya daha ciddi bir durum çıkabilir; özellikle yaptığımız hatadan dolayı başkası suçlanabilir; bu, bizi suçlayan bir vicdanla yaşamak demektir. Eğer bir hatayı itiraf etmekten çekinirsek, bu, bir alışkanlık haline gelebilir. Küçük hataları itiraf etmeyi reddedersek, çok vakit geçmeden büyük hataları da itiraf etmeyi reddetmeye başlayabiliriz. Sonuç olarak, ciddi bir suç halinde bile, vicdanımız, sanki kızgın bir demirle dağlanıp hissizleştirilebilir. (I. Tim. 4:1, 2) Üstelik, böyle bir davranış muhakkak Yaratıcımız Yehova Tanrı ile aramızdaki ilişkiye zarar verecektir.

Geçmişten Örnekler

Suçumuzu başkalarına yüklemeğe çalışarak hatalı olduğumuzu itiraf etmeyi reddetmek, bizi zavallı olanların seviyesine indirir. İlk insan itaatsizliğinin sorumlusu olarak ‘Tanrı’nın kendisine verdiği kadını’ suçladı. Daha sonra Havva, yılanı suçladı. Fakat Tanrı bu mazereti kabul etmedi, ilk insan çiftini sorumlu tuttu. Başka bir olay, kötü Amelekiler üzerinde Tanrı’nın hükmünü tamamen infaz etmekte ihmali olan Kral Saul’un başından geçti. Saul’dan itaatsizliğinin nedeni sorulduğu zaman, o da kavmini suçladı. Fakat Tanrı, bunu da mazaret [mazeret] olarak kabul etmedi.—Tekv. 3:12-19; I. Sam. 15:15-23.

Öte yandan Mukaddes Kitap, hatalı olduğumuz zaman itiraf etmemiz gerektiğine dair örnekler verir. Bunların arasında, Yahuda’nın örneği vardır. O, dul gelini Tamar ile kurduğu ilişkisinde hatalı davranmıştı. Tamar’ın hamileliği için sorumluluğuyla yüz yüze getirildiği zaman, Yahuda şöyle itiraf etmişti: “O benden daha salihtir.” (Tekv. 38:26) Hata işlemişti, ama, hiç olmazsa, hatalı olduğunu itiraf etmişti.

Bir de Kral Davud vardır. O, Bat-Şeba ile işlediği günahını örtbas etmek için türlü girişimlerde bulundu. Natan peygamberle yüzleştirilince, Davud şöyle itiraf etti: “RABBE karşı suç ettim.” (II. Sam. 12:13) Evet, Davud böylece işlediği suçu itiraf etmişti.

İyi Sonuçlar

Bu eski örnekleri hatırlayıp, hatalı olduğumuz zaman suçumuzu itiraf edersek, iyi ederiz. Başka yararlarla beraber, böyle yapmakla ailemizde daha iyi bir ilişki içinde kalırız. Bize karşı sorumlu olanların sabrını ölçüsüz denemeye tabi tutmamakla, onlarla daha iyi geçineceğiz. Mukaddes Yazılarda anlamlı olarak bize şu nasihat veriliyor: “Eğer sana karşı hükümdarın öfkesi yükselirse, olduğun yeri bırakma; çünkü yumuşaklık büyük suçları bastırır” hatta ve hatta çok ciddi suçları bile.—Vaiz 10:4.

Şayet sorumlu bir mevkide isek, durum ne olacak? Hatalı olduğumuzu seve seve itiraf etmekle sorumluluğumuz altında olanların saygısını kazanacağız. Ayrıca, böyle bir tutumla, zayıflıklarımızı yenmek üzere ilerleyebilecek durumda olacağız.

Temiz bir vicdanı korumak ve Tanrımızla iyi ilişkilerde kalmak özellikle hayatidir. Böylece, ciddi bir suç işlersek, herşeyden önce, günah işlediğimizi kabul edelim. İçtenlikle dua ederek, İsa Mesih vasıtasıyla gökteki Babamızın merhamet dolu bağışlamasını arayalım. (Mezm. 103:10-14; I. Yuh. 2:1, 2) Ayrıca, bizim için sağlanan ruhi yardımdan tam olarak yararlanalım. (Yak. 5:13-16) Bu, hikmet yoludur, zira Tanrı’nın Sözü bize şöyle diyor: “Kabahatlerini örten muvaffak olmaz; fakat onları itiraf edip bırakan, merhamet bulur.”—Sül. Mes. 28:13.

Yanlış Eğilimi Yenmek İçin Yardımlar

Hatalarımızı itiraf etmemek eğilimini yenmek için gerçekten yardıma ihtiyacımız var. Çok defa, özellikle hata veya suç ciddi veya ağır değilse, itiraf etmek için şakadan anlamak bize yardımcı olur. Örneğin, iyi bir ev kadını, birkaç yemek tabağını taşırken elinden düşürüp hepsini kırdı. Bu durum karşısında bir kahkaha attı; çünkü böyle bir şeyin başına geleceğini hiç düşünmemişti. Fakat, işte geldi! Evet, şakadan anlamak, bir hataya düştüğümüz zaman çok defa itiraf etmek istememenin bir nedeni olan fazla ciddi olmaktan bizi alıkoyacaktır.

Dürüstlüğün ve duygudaşlığın da bu işte rolü var. Eğer belirli kişilerin, hatalarımızı bilmeleri gerekiyorsa, suçu itiraf etmek için istekli olmalıyız. Özellikle yaptığımız hata yüzünden başka biri suçlayıp cezalandırılacaksa, duygudaşlık, suçu itiraf etmek için bizi sevk etmeli. Burada İsa’nın şu sözleri uygulanır: “İnsanların size ne yapmalarını istiyorsanız, siz de onlara öyle yapın.”—Luka 6:31.

Alçak gönüllülük de, hatayı itiraf etmemize yardım edecektir. Bir hatayı itiraf etmemek, az çok ikiyüzlülük anlamına gelir, öyle değil mi? Ne kibirli, ne de ikiyüzlü biri Tanrı’nın tasvibine sahiptir.—Sül. Mes. 21:4; Yak. 3:17.

Yehova ile yakın bir ilişkiyi muhafaza etmek, hatalı olduğumuz zaman hatayı itiraf etmek için istekli olmak yönünden bize çok büyük yardımcı olacaktır. Neden? Çünkü bütün kaygılarımızı ve hatalarımızı alçak gönüllülükle duada O’na açmaya eğilimli olacağız. O zaman, Tanrı’nın yardımından ve merhametinden emin olarak, her şeyden üstün olan “Allahın. . . . sulhu”na sahip olacağız.—Fil. 4:6, 7.

Öyle ise, hepimiz yanıldığımıza göre, hatalarımızı kabul edelim. Evet, yanıldığımız zaman, bunu alçak gönüllülükle kabul edelim. Ayrıca hem kendimiz, hem de başkalarının yararına hatalarımızı düzeltmek için yapıcı şekilde çalışalım.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş