Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w84 1/3 s. 7-11
  • İsrail ve “Milletlerin Zamanları”

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • İsrail ve “Milletlerin Zamanları”
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1984 (Dinsel Seri 37-47)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • MAŞİAH MİLLETLERİN ZAMANLARI TANZİMİNE İTAAT EDİYOR
  • “Tanrı’nın İsraili” ve Milletlerin Zamanlarının Sonu
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1984 (Dinsel Seri 37-47)
  • Yeruşalim—“Sevinçle Coşmak İçin Bir Neden”
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1983 (Dinsel Seri 25-36)
  • Minnettar Ol—Yehova’nın Mesihi Krallığı Hüküm Sürüyor
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1991
  • 1914: Kutsal Kitapta Bildirilen Önemli Bir Yıl
    Kutsal Kitap Aslında Ne Öğretiyor?
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1984 (Dinsel Seri 37-47)
w84 1/3 s. 7-11

İsrail ve “Milletlerin Zamanları”

“Milletlerin zamanları doluncıya kadar, Yeruşalim Milletler [Goyim] tarafından çiğnenecektir.”—Luka 21:24.

1. İsa’nın Yeruşalim’le ilgili sözleri nasıl yerine geldi? Fakat hangi sorulara da cevap bulmak gerekiyor?

İSA MESİH’in yukardaki sözleri söylemesinden otuz yedi yıl sonra, yani MS  70 yılında, Yeruşalim şehri General Titus’un yönetimindeki Roma lejyonları tarafından harap edildi. Fakat Yahudilerin bugün Goyim diye adlandırdıkları Milletler tarafından Yeruşalim’in bir süre çiğneneceğine dair İsa’nın peygamberliğinin geri kalan kısmı da acaba gerçekleşti mi?

2. (a) İsa, bu sözlerle şehrin yeniden inşa edilmeyeceğine ve içinde oturulmayacağına mı değinmek istiyordu? (b) Geçici olarak Haçlıların eline geçmesine rağmen, kutsal şehir “Milletlerin Zamanları” doluncaya kadar nasıl Milletler tarafından çiğnenmeye devam etti?

2 Bu sözler, “Milletlerin [Goyim’ina] zamanları doluncıya kadar” Yeruşalim’in tekrar inşa edilmeyeceği, içinde oturulmayacağı anlamına gelmiyordu. Şehir bir yüzyıl sonra yeniden inşa edildi; Haçlı orduları ise, Ortaçağ’da onu ele geçirmek için savaştılar. Tıpkı şehri daha önce ele geçirenler gibi, Hıristiyan âleminin kan dökücü haçlı orduları ve daha sonra onu şiddet zoruyla Haçlıların elinden alanlar da kendilerinin Goyim, yani Milletlerin olduklarını kanıtlamış oldular. Bu Goyim, (Hıristiyan âleminin “dinsiz” dediği kimseler) Yahudilerin kutsal şehrini MS  1914-1918’deki Birinci Dünya Savaşına kadar çiğnemeğe devam ettiler.

3. 9 Aralık 1917’de Yeruşalim’in İngiliz askerleri tarafından ele geçirilmesinden önce, İngiltere’nin Dışişleri bakanı olan Balfour, Lord Rothschild’e neyi bildirdi? Fakat savaştan sonra Filistin’de hangi yönetim kuruldu?

3 Fakat 9 Aralık 1917’de general Allenby’in yönetimindeki İngiliz askerleri Yeruşalim’i aldılar. Bu olaydan önce, yani 2 Kasım 1917’de, Büyük Biritanya’nın Dışişleri bakanı olan Arthur Balfour, Rothschild adlı ünlü bir Yahudi ailenin üyesi olan Lord Rothschild’e bir bildiri vermiş ve Majestelerinin hükümetinin, Filistin’de Yahudiler için bir yurt kurulmasını lütfula karşıladığını belirtmişti. Bununla beraber I. Dünya Savaşı bittikten sonra, 1920 yılında kurulmuş olan Milletler (Goyim) Cemiyeti, Yeruşalim de dahil tüm Filistin’in yönetimini Manda olarak 1948 yılına kadar Büyük Biritanya’ya verdi. Bu kararda, yönetimin süresi dolduğu zaman, Yeruşalim’i kimin yöneteceği belirtilmemişti.

4. 1948’de Filistin’de İngiltere’nin mandası bittikten sonra Filistin ile ilgilenenler ne yaptılar?

4 M.S. 1948 yılında İngiltere’nin Mandası sona erdiği zaman, Filistin ile ilgilenen gruplar, derhal harekete geçtiler. Müslümanlar, surlarla çevrili olan Yeruşalim şehrini ve Ömer Camii de dahil, bölgenin doğusunun büyük bir kısmını kontrolleri altına aldılar. Yahudiler ise, Filistin’in batısını ellerine geçirdiler ve orada çağdaş İsrail Cumhuriyetini kurdular. Fakat Yahudiler uzun zaman kendilerinin tapındıkları mabedin bulunduğu tepeyi ve Ağlama Duvarı dahil olmak üzere surlarla çevrili Yeruşalim şehrini ancak 1967’de yaptıkları Altı Günlük diye anılan bir savaşta Arapların elinden alabildiler. Daha sonra Erden nehrinin batı kıyısını ve orada yaşayan Müslüman halkı da kontrolleri altına aldılar.

5. (a) 1967’de yapılan Altı Günlük Savaştan sonra, Yeruşalim’in Milletler tarafından çiğnenmesi hangi açıdan sona erdi? (b) Yeruşalim 1967’den beri özgürlüğüne kavuşmuş olmasına rağmen, yönetim yönünden neyin eksik olduğunu görüyoruz?

5 Böylece yerdeki Yeruşalim 1967 yılına kadar Milletler tarafından çiğnenmeye devam etti. Fakat o günden bu yana, görünüşte Yeruşalim Milletler tarafından artık çiğnenmiyor. O halde, ‘bundan hangi sonuç çıkacak?’ sorusunu soruyoruz. İsraillerin 1967’de Yeruşalim’in Milletler tarafından çinenmesine son vermiş olmaları, acaba insanlığı bereketledi mi? Birçok millet, İsrailin varlığını bir bereket olarak kabul etmediği gibi, aksine ona içerliyor. Çağdaş İsrail ulusunun meydana çıkması, şüphesiz, Yahudilere ait Mesihi bir Krallığın kurulmasına yol açmadı. Açıkça görüldüğü gibi, İsrail milleti, İbrahim, İshak ve Yakub’un Tanrısı olan Yehova’dan yardım ve kurtuluş beklemiyor. Ayrıca İsrail hükümeti, geçmişte Yeruşalim’de tahta geçirilmiş olan Kral Davud’un krallık soyundan gelen gerçek bir halefin yönettiği krallık da değildir.

6. 1967’den bu yana yerdeki Yeruşalim’in rolüyle ve İşaya 2:1-4’deki peygamberlikle ilgili neyi de kabul etmeliyiz?

6 Böylece 1967’den bu yana yerdeki Yeruşalim’de İşaya 2:2-4’de yazılı olan şu peygamberliğin gerçekleştiğini de görmüyoruz:

“Ve son günlerde vaki olacak ki, dağların başında Yehova’nın (YD) evinin dağı pekiştirilecek ve tepelerden yukarı yükselecek; ve bütün milletler [Goyim] ona akacaklar. Ve çok kavmlar gidecekler, ve diyecekler: Gelin, ve Yehova’nın (YD) dağına, Yakubun Allahının evine çıkalım; ve kendi yollarını bize öğretecek, ve onun yollarında yürüyeceğiz. Çünkü kanun (YD) Siondan ve Yehova’nın (YD) sözü Yeruşalimden çıkacak. Ve milletler [Goyim] arasında hükmedecek, ve çok kavmlar hakkında karar verecek; ve kılıçlarını sapan demirleri ve mızraklarını bağcı bıçakları yapacaklar; millet [goy] millete [goya] kılıç kaldırmıyacak, ve artık cengi öğrenmiyecekler.”

7. İşaya 2:1-4’deki peygamberliğe tam zıt olarak bugün ne görüyoruz? Ya Zekarya 8:23’de kayıtlı peygamberlik için ne denilebilir?

7 İsrail Cumhuriyeti gibi diğer Milletler de savaş silahlarını barış aletleri yapmadıkları gibi, bugüne kadar görülmemiş oranda yoğun bir silahlanma çabası içindedirler. Ayrıca bugün, Zekarya 8:23’de yazılı olan şu peygamberliğin yerine geldiğini de görmüyoruz:

“Orduların Yehovası (YD) şöyle diyor: O günlerde milletlerin her çeşit dillerden on kişi bir Yahudi kişinin eteğine yapışacaklar, ve: Sizinle gidelim, çünkü Allahın sizinle beraber olduğunu işittik, diyerek yapışacaklar.”

8. Yukardaki sözler, 1967 yılı hakkında ne gösteriyor?

8 Yukarıdaki sözler, Altı Günlük Savaşın yapıldığı 1967 yılının, “Milletlerin Zamanları doluncaya kadar, Yeruşalim Milletler tarafından çiğnenecektir” diyen peygamberliğin yerine geldiği yılı işaretlediğini kabul etmenin hatalı olacağını gösterir. (Luka 21:24) Gerçekten de, “Milletlerin Zamanları” bu tarihten daha önce dolmuştur. Böyle olduğunu kanıtlayan bazı delilleri inceleyelim.

9. (a) İsa, ‘Yeruşalim çiğnenecektir’ derken hangi ‘Yeruşalim’e değiniyordu? Bu Yeruşalim neyi temsil ediyordu? (b) Buna uygun olarak Yeruşalim’in çiğnenmesi sona erdiği zaman, ne olmalıydı?

9 İsa, ‘Yeruşalim’in’ Milletler tarafından çiğneneceğine değinirken, onun, Milletler tarafından henüz çiğnenmeye başlamadan önceki durumunu göz önünde tutmuyor. Bir keresinde: “Hiç and etmeyin; ne gök üzerine, çünkü o Allahın tahtıdır . . . . ne de Yeruşalim üzerine, çünkü o, büyük Kralın şehridir” demişti. (Matta 5:34, 35) Bu nedenle Milletler, dünya üzerindeki hakimiyetini göstermek üzere Yeruşalim’i çiğnemeye başlamakla, İsraillilerin kraliyet şehri olan Yeruşalim’in temsil ettiği Tanrı’nın Krallığını çiğnemeye başlamış oldular. Buna uygun olarak, Yeruşalim’in temsil ettiği Şeyin çiğnenmesi, Milletlerin Zamanları dolunca son bulduğu zaman, Tanrı’nın Krallığı Kral Davud’un halefi olan Mesih’in yönetiminde yeniden kuruldu.

10. (a) Hezekiel’de Davud’un soyundan gelen son krala hangi sözler söylendi? (b) Kim ‘yasal hakka’ sahip olduğunu kanıtladı? Tanrı onun için ne yaptı?

10 Bununla ilgili Hezekiel 21:25-27’deki peygamberlik, Davud’un soyundan gelen son krala hitaben şöyle diyor: “Sen, İsrail beyi, son vaktin fesadı zamanında günü ermiş olan ağır yaralı kötü adam, Rab Yehova şöyle diyor: Sarığı kaldır, ve tacı çıkar; artık bu böyle olmıyacak. Alçağı yükselt, ve yükseği alçalt. Alt üst edeceğim, alt üst, alt üst edeceğim, ve yasal (YD) hak kiminse o gelinceye kadar artık bu da kalmıyacak; ve ben ona vereceğim.” Hüküm sürmek üzere ‘yasal hakka’ sahip olan bu kişi, Kral Davud’un halefi olan İsa Mesih’ten başkası değildi. MS 33 yılında 500 kadar Yahudi, onun şehit edilmesinin üçüncü gününde, Tanrı tarafından diriltilmesine tanık oldular.—I. Korintoslular 15:3-20.

MAŞİAH MİLLETLERİN ZAMANLARI TANZİMİNE İTAAT EDİYOR

11. İsa, neden Yeruşalim’de kral olmaya çalışmadı? Vali Pontuslu Pilatus’a ne dedi?

11 İsa, Maşiah veya Mesih olarak, ne diriltilmesinden önce, ne de diriltilmesinden sonra yerdeki Yeruşalim’de Kral olarak tahta oturmak için çaba harcadı. Ayrıca Yahudiye’de ve Yeruşalim’in Romalı Valisi olan Pontuslu Pilatus’u da devirmeğe çalışmadı. Bunun nedenlerinden biri Luka 21:24’te geçen ‘Milletlerin Zamanlarının’ o zaman hâlâ devam etmesiydi. Böylece o, Tanrı’nın tanzimine itaat etti. Buna uygun olarak da Pilatus’a: “Benim kırallığım bu dünyadan değildir; eğer benim kırallığım bu dünyadan olsaydı, Yahudiler eline verilmiyeyim diye hizmetçilerim uğraşırlardı; fakat şimdi benim kırallığım buradan değildir” demişti.—Yuhanna 18:36.

12. (a) İsa, İbranice Mukaddes Yazıların iyi bir tetkikçisi olduğu için, Milletlerin Zamanları hakkında neyi biliyordu? (b) Bu ‘zamanlarla’ ilgili şimdi hangi soru ortaya çıkıyor?

12 Maşiah olan İsa, ilhamla yazılmış olan İbranice Mukaddes Yazıların iyi bir tetkikçisi olduğu için, Romalıların Yeruşalim’i işgal edip valilerini bu şehre yerleştirmelerinden önce Milletlerin Zamanlarının başlamış olduğunu biliyordu. İsa, Yeruşalim ilk defa MÖ  607 yılında yerle bir edildiği zaman, bu sürenin başlamış olduğunu biliyordu. Tanrı Yeruşalim’i ve Yahudiye’yi harap etmek üzere “kulum” diye adlandırdığı Babil Kralı Nebukadnetsar’ı kullanmıştı. (Yeremya 43:10) Milletlerin dünya üzerindeki hakimiyeti, Maşiah olan İsa’nın gününe kadar, yani Tanrı’nın Milletlerin Zamanları diye açıkladığı süre doluncaya kadar devam etti. Mesih’in Krallığı, başka sözlerle “bu dünyadan” olmayan Krallık, o zamana kadar kurulmadı. O halde, acaba Milletler, MÖ  607’den başlamak üzere hesaplanınca, ne kadar “zaman” hüküm süreceklerdi?

13. Tanrı, Babil kralına bu ‘zamanların’ süresini hangi vasıtayla açıklamıştı? Bunun kral üzerinde ne etkisi olmuştu?

13 Yehova Tanrı, ‘kulum’ diyerek kullandığı Nebukadnetsar’a verdiği bir düşte, bu zamanların süresini açıklamıştı. Nebukadnetsar, her ne kadar “büyük Kıralın şehri” olan Yeruşalim’i harap etmek üzere kullanıldıysa da, düşün, kendi üzerinde gerçekleşmesiyle, Yehova’yı, “Yüce Olan” ve “göklerin kıralı” olarak tanımak zorunda kaldı. (Matta 5:35; Daniel 4:34, 37) Göklerin Kıralı olan Yüce Tanrı, bu ‘kulunu’ kullanarak MÖ  607’de ‘Milletlerin Zamanlarını’ başlattı.

14. 1917’de Ortadoğuda savaş gelişirken Londra’daki sekiz ruhani yayımladıkları bildiride neler yazdılar?

14 I. Dünya Savaşı sürerken, 1917 yılının sonuna doğru, yeniden inşa edilmiş olan çağdaş Yeruşalim İngiliz askerlerinin eline geçtiği zaman, İngiltere’nin en seçkin sekiz ruhanisinin, Londra’da bir toplantı yapıp bir bildiri yayımlamaları ilginçtir. Bu bildiride bulunan bazı beyanlar şöyledir:

“BİRİNCİSİ. Günümüzdeki kriz, Milletlerin zamanlarının dolduğunu gösteriyor . . . . ”

“DÖRDÜNCÜSÜ. İsrail imansız durumda olduğu halde kendi topraklarına yeniden sahip olacak ve sonra da Mesih’in görünmesiyle inançlarını değiştirip düzelteceklerdir.”

“BEŞİNCİSİ. Bütün milletler onun yönetimine tabi olacaklarından dolayı, insanların yönetimlerini yeniden kurmak üzere giriştikleri tüm tertipler, Rabbin ikinci gelişiyle ikinci plana atılmalıdırlar.”

“YEDİNCİSİ. Bu beyanda ifade edilen gerçekler, bir kimsenin günümüzün ağır sorunlarıyla ilgili olarak Hıristiyan karakterini ve davranışlarını belirtmesi amacıyla çok pratik bir değer taşımaktadırlar.”

15. (a) Nebukadnetsar’ın gördüğü düşte, gelişmiş olan ağaç neyi temsil etti? (b) Nebukadnetsar çıldırdığı zaman Babil İmparatorluğunun dünya hâkimiyeti sona erdi mi? (c) Babil imparatorluğu düştüğü zaman, dünya hâkimiyeti nasıl devam etti?

15 Yehova Tanrı, ‘kulu’ olan Kral Nebukadnetsar’a verdiği düşte, bu süreyi “yedi vakit” olarak açıkladı. Bu vaktin ‘Milletlerin zamanlarıyla’ acaba ne gibi bir bağlantısı vardır? Bu bağlantı rüyada şu şekilde açıklandı: Peygamberlik niteliği taşıyan bu düşteki çok yüksek ve gelişmiş olan ağaç sembolik olarak dünya üzerindeki milletlerin hakimiyetini temsil etmektedir. Yehova Tanrı’nın ‘kulu’ olan Nebukadnetsar, bu düşü gördüğü sırada, dünya hâkimiyetini elinde bulundurduğundan dolayı bu ağaç kişisel olarak onunla ilgiliydi, yani onu temsil etmekteydi. Fakat Nebukadnetsar çıldırdığı ve imparatorluk tahtından uzaklaştığı zaman, acaba dünya hâkimiyeti sona erdi mi? Acaba Babil İmparatorluğunun dünya hâkimiyeti bitti mi? Hayır, Nebukadnetsar yeniden tahta oturdu ve halefleri olan Evil-Merodak, Nabonidus ve Belşatsar’ın hükümdarlıkları boyunca da bu imparatorluk devam etti. Bundan sonra, Milletlerin Dünya hâkimiyeti Babillileri izleyen yeni dünya kudretleriyle, yani Med-Pers İmparatorluğu ve ondan çıkan İngiliz-Amerikan ikili dünya kudretiyle devam etti.

16. Ardı ardına gelen milletlerin dünya kudretleri boyunca kimin dünya hâkimiyeti gerçekten kesintiye uğradı? Sembolik ağacın kütüğü kaç “vakit” çember içinde kalacaktı ve bu ne anlama gelecekti?

16 Özellikle “Büyük Kıralın şehri” olan Yeruşalim’in temsil ettiği kimin dünya hâkimiyeti acaba bu uzun süre boyunca gerçekten kesintiye uğrayıp devrildi? Nebukadnetsar’ın, “Yüce Olan” ve “göklerin Kıralı” diye adlandırdığı Yehova’nın dünya hâkimiyeti. Ağacın kütüğünün demir ve tunçla çemberlenmesi ise, O’nun dünya hâkimiyetine bir süre ara verileceğini gösteriyordu. Yehova Tanrı, bu sembolik kütüğün “yedi vakit” çember içinde kalmasını kararlaştırmıştı.

17. (a) Bazı mütercimler, İbranice “yedi vakit” ifadesini nasıl tercüme ettiler? (b) Yeruşalim yeniden inşa edildikten sonra bile Milletler tarafından çiğnenmeye devam etti mi? Nasıl?

17 The Living Bible, Moffatt, Today’s English Version ve An American Translation “yedi vakit” yerine “yedi yıl” ifadesini kullanmaktadır. Nebukadnetsar’ın çılgınlık dönemi, yani likantropi hastalığı, yedi yıl sürdü. İyileştiği zaman, kendisini iyileştirenin Tanrı olduğunu kabul etti; ancak Tanrı’nın kavmini azat etmedi. Yehova Tanrı, Yeruşalim’in ve Yahuda diyarının 70 yıl ıssız kalmasını kararlaştırmıştı. Bu nedenle MÖ  537’den başlamak üzere yurtlarına geri gönderilen Yahudilerin Yeruşalim’i yeniden inşa etmelerinden sonra bile, o şehir Milletler tarafından çiğnenmeye devam etti. Neden böyle diyebiliyoruz? Çünkü İsrailliler, Milletlerin hâkimiyeti altında kalmaya devam ettiler. Davud’un kraliyet soyundan gelen hiçbir bağımsız kral artık Yeruşalim’deki krallık tahtına oturmadı. Buna göre, Yehova Tanrı’nın krallığının kurulması, MÖ 607’de başlayan yedi yıldan çok daha uzun bir süreyi kapsar; böylece bu ‘yedi vaktin’ sembolik olduğu açıkça anlaşılmaktadır.—Daniel 4:16, 23, 25, 32.

18. “Yedi vakit” sembolik olarak hesaplanırsa kaç yıl olur? Bu süre ne zaman sona erdi?

18 Mukaddes Kitap peygamberliklerinde bir yıl (kameri yıl) 360 gün olarak hesaplanır. O halde bir sembolik yıl veya “vakit” 360 takvim günüdür. Yedi sembolik “vakit” veya “yıl” ise, 7 × 360 yani 2520 yıldır. “Büyük Kralın şehri” olan Yeruşalim’in Yehova’nın ‘kulu’ Nebukadnetsar tarafından harap edildiği ve böylece o şehrin Milletler tarafından çiğnenmeye başladığı MÖ  607 yılından başlamak üzere sayılırsa, 2520 yıl, MS 1914 yılının sonbaharında sona erer.

19. (a) 1914 yılında yeryüzünde ne oldu? (b) ‘Göklerin Kralının’ gökte o yıl artık ne yapma zamanı gelmiş oldu?

19 O yıl, yeryüzünde, dünya hâkimiyeti davasıyla ilgili olan I. Dünya Savaşı patladı. Bununla beraber, ‘göklerin Kıralının’ artık gökten, ‘insanların krallığı üzerinde saltanat sürme ve onu dilediği adama verme’ vakti gelmişti. (Daniel 4:32) Kısacası ‘hak kiminse onun gelme’ ve Yüce Olanın ‘hakkını ona verme’ zamanı gelmişti. (Hezekiel 21:30-32; 21:25-27) Bu kimse, göklerin Kralının ruhi Oğlu olarak tevlit edilip, gökte yaşaması için Tanrı’nın dirilterek izzetlendirdiği Mesih İsa’dır. (Mezmur 2:1-7) Böylece Göklerin Kralının ona: “Düşmanlarının ortasında saltanat sür” demesinin artık zamanı gelmiş oluyordu. (Mezmur 110:1, 2) Bu durum, ‘Milletlerin Zamanlarının’ gerçekten sona ermiş olduğunu gösteriyor.

[Dipnotlar]

a Tekvin 14:1’deki “Goyim kıralı Tidal” unvanına dikkat et. (The Holy Scriptures (1952) The Jewish Publication Society of America) Authorized Version’da bu unvan, “milletlerin kralı Tidal” şeklinde tercüme edilmiştir. Goyim teriminin nasıl kullanıldığını görebilmek için Tekvin 14:9; Yeşu 12:23 ayetlerine ve Jerusalem Bible’a da bak.

ŞUNLARI CEVAPLANDIRABİLİR MİSİN?

1967 yılında Yahudilerin yerdeki Yeruşalim’i ele geçirmeleriyle ne sona ermiş gibi görünüyordu? Fakat bu olay, Milletlerin ‘Yeruşalim’i çiğnemelerinin sona erdiğini mi gösterdi?

“Milletlerin zamanları” ne zaman ve hangi olayla başladı?

Milletlerin Zamanlarının 2520 yıl veya MS 1914’e kadar sürdüğü nasıl hesaplanır?

Daniel’in peygamberliğindeki gelişmiş ağaç neyi temsil eder? Onun kesilmesi ve yeniden filiz sürmesi ne anlama gelir?

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş