“Tanrı’nın İsraili” ve Milletlerin Zamanlarının Sonu
1, 2. (a) Bugün Yeruşalim surlarının içinde görülen hangi durumdan, Yehova’nın bu şehir aracılığıyla artık dünya hâkimiyetini sürdürmediğini anlıyoruz? (b) Fakat aynı isimli hangi şehir şimdi konu ediliyor?
I. DÜNYA SAVAŞI’nın ortasında yani 1917 yılının aralık ayında, General Allbeny’nin yönetimindeki İngiliz askerleri yerdeki Yeruşalim’i aldı. Bedeni Yahudiler bu olayı dünyanın her tarafında sevinçle kutladı. Fakat Yeruşalim’in surlarının içinde olan Moriya Dağında Müslümanlara ait bir cami bulunduğundan, Yahudiler, eskiden Kral Süleyman’ın mabedinin bulunduğu bu yerde ta bugüne kadar tapınabilecekleri bir mabet inşa edemediler. “Milletlerin zamanları” şimdi sona erdiğinden, Tanrı, —ki Davud’un kral olan Oğlu Onun için bir mabet inşa etmişti—Mesihi Krallık vasıtasıyla dünya hâkimiyetini yerdeki Yeruşalim aracılığıyla sürdürmüyor. Fakat diğer bir Yeruşalim için ne denilebilir? Acaba hangi Yeruşalim? İsa Mesih’in Yeruşalim şehrinin yok edileceğini (ki bu MS 70’te oldu) önceden bildirmesinden birkaç yıl sonra, Roma’nın bir ili olan Galatya’daki şakirtlere ilhamla yazılan bir mektupta sözü geçen Yeruşalim. Galatyalılara yazılan bu mektubun 4. babının 25, 26. ayetlerde şunları okuyoruz:
2 “[İbranilerin atası olan İbrahim’in kölesi] Hacar Arabistanda olan Sina dağıdır, ve şimdiki Yeruşalime muadildir, çünkü çocukları [yurttaşları ve tebaları] ile beraber kölelik (YD) ediyor. Fakat yukarıdaki Yeruşalim [tıpkı İbrahim’in hür karısı Sara gibi] hürdür, bizim anamız odur.”
3, 4. (a) Galatyalı Hıristiyanlarla birlikte Pavlus da, neyin kendilerinin ruhi ‘anası’ olduğunu kabul etti? (b) İsrail milleti nasıl Tanrı’nın evrensel teşkilatının bir kısmı oldu?
3 Bu sözleri, Mesih İsa’nın seçtiği bir resul, yani Hıristiyanlığı kabul eden bir Yahudi olan Tarsuslu Saul yazmıştır. Tıpkı Hacar’ın İbrahim’in evinden atıldığı gibi, “şimdiki Yeruşalim”, yani Yeruşalim şehri de Tanrı’nın teşkilatından atılmış ve MS 70 yılında harap edilmiştir. Pavlus, bu Yeruşalim’i artık kendilerinin ruhi anası olarak görmemişti. Onun yerine “yukarıdaki Yeruşalim”i ruhi anaları olarak kabul etmişti. Galatyalı Hıristiyanlar gibi, Pavlus da onun ‘çocuklarından’ biri gibiydi.
4 Tanrı, Sina Dağında, Musa’nın meyancısı olduğu Kanun ahdi vasıtasıyla İsrail kavmiyle ilişkiye girdiği zaman, o millet Yehova’nın evrensel teşkilatının görünür kısmı olmuştu. Sara’nın kölesi olan Hacar, İbrahim’in asıl karısı olan Sara’ya ait olduğu gibi, İsrail milleti de bu evrensel teşkilata ait oldu. Sara, hür olan “yukarıdaki Yeruşalim”i temsil etti ve vaat edilen zürriyet meydana getirdi.
5. Yehova, Milletlerin Zamanlarının sonunda dünya hâkimiyetini nerede yerine getiriyor? O zaman hangi soruya ne şekilde cevap verme vakti geldi?
5 Böylece Yehova Tanrı, Milletlerin Zamanlarının sona erdiği ve savaşın başladığı 1914 yılında “yukarıdaki Yeruşalim” de dünya hakimiyetini yerine getirmeğe başladı. Artık O’nun harekete geçecek Kral Davud’un Mezmur 2:1-6’da ilhamla yazdığı şu soruya cevap verme vakti geldi:
“Niçin milletler kaynaşıyor, ve uluslar gruplar (YD) boş yere düşünüyor? Dünyanın kıralları kalkıyor, ve yüksek mevkilerdeki memurlar (YD) Yehova’ya (YD) karısı ve meshine karşı, birbirleriyle öğütleşiyorlar: Onların bağlarını koparalım, ve iplerini kendimizden atalım, diyorlar. Göklerde oturan gülecek: Yehova (YD) onlarla eğlenecektir. O zaman onlara hiddetle söyliyecek, gazabı ile onları sıkıntıya koyacaktır; fakat ben kıralımı mukaddes dağım Sion üzerine koydum.”—Resullerin İşleri 4:24-26’ya bak.
6. (a) Yeryüzündeki yöneticiler, Milletlerin Zamanları sona erdiğinde, Mesihi Kralın tahtına oturduğunu neden göremediler? (b) Uzun yıllardan beri yapılan ilanlara rağmen, dünyevi yöneticiler o kritik dönemde ne yapmak üzere hazırlık yapmağa devam ettiler?
6 Evet, Milletlerin Zamanlarının sonu olan 1914 yılı, Kral Davud’un Mezmur 110:1, 2’deki şu peygamberane sözleri gerçekleştirmesi için Yehova’nın uygun gördüğü yıldı: “Yehova(YD) Rabbime dedi: Ben düşmanlarını senin ayaklarına basamak koyuncıya kadar, sağımda otur. Yehova (YD) Siondan senin kudretin asasını gönderecektir; düşmanlarının ortasında saltanat sür.” Meshedilen kral artık gökteki Sion dağındaki tahtına oturduğundan, yeryüzündeki krallar ve yüksek mevkideki memurlar onu görmediler. Gerçi Yehova’nın Şahitlerinin yayınlarında, Milletlerin Zamanlarının 1914’de sona ereceği uzun yıllardan beri ilan edildiyse de, yeryüzündeki yöneticiler, gökteki Mesihin, dünyanın hâkimiyetini ele almasına karşı koymaya karar verdiler ve uluslararası bir savaş için yoğun hazırlıklar yapmağa devam ettiler. 1914 yılı, dış görünüşüyle barışçı bir yıl olarak başladı, fakat 28 Temmuz’da uluslar birbirleriyle savaşmağa başladılar.
7. Milletlerin Zamanlarının sonu olan 1914 yılında Mesih’in Kral olarak tahtına oturması, yeryüzüyle ilgili neyin de başladığını gösterdi?
7 Mesih’in o yılda Yehova’nın sağında Kral olarak tahtına oturması, yeryüzüyle ilgili görünmez huzurunun başladığını gösterdi. Acaba neden? Çünkü yeri yönetmek üzere şimdi tahtına oturmuş bir Kral olarak, onun dünya hâkimiyeti peşinde koşan düşmanlarının elinde bulunan yeryüzündeki mülküne dikkatini çevirmek için uygun zaman gelmişti. O zaman yeryüzümüze karşı kullanması için “yukarıdaki Yeruşalim”den “kudretinin asası” gönderildi ve Yehova’nın emriyle yeryüzünde bulunan ‘düşmanlarının ortasında saltanat sürmeğe’ başladı. Ayrıca İblis’i ve cinlerini de gökten yeryüzüne attı.—Vahiy 12:7-17.
8. Resulleri, İsa’ya neyin ‘alametini’ sormuşlardı? Mezmur 2:1’e göre, o zaman milletler ne yapacaklardı?
8 Görünmez ‘huzurunu’ kanıtlamak üzere Maşiah olan İsa’nın verdiği “alâmet”, Milletlerin Zamanlarının sonu olan 1914 yılında görünmeye başladı. Şehit edilmesinden kısa bir süre önce, resulleri İsa’ya: “Bize söyle, bu şeyler ne zaman olacak, ve senin huzuruna ve çağın sona erişine alamet ne olacak?” sorusunu sormuşlardı. (Matta 24:3, Rotherdam’ın The Emphasised Bible, Benjamin Wilson’un The Emphatic Diaglott’u, Young’ın Literal Translation’ı, New World Translation) Tanrı, Mesih İsa’yı gökteki Yeruşalim’de veya Sion’da Kral olarak tahtına oturttuğu zaman, Mezmur 2:1’e göre milletler kaynaşacaklardı.
9. (a) İsa’ya soru soran resullerin, birinci yüzyılda tanık oldukları sıkıntı, bir daha benzeri görülmemiş derecede büyük müdür? (b) Onların tanık oldukları olaylar, İsa’nın Matta 24:7-15’de söylediklerinin ne çaptaki bir gerçekleşmesiydi?
9 Resullerin sorusunu cevaplandırırken, İsa’nın, Mezmur 2:1 ve Mezmur 110:1-4’ü göz önüne alıp almadığını bilmiyoruz. Fakat onun verdiği cevabın, Kral Davud’un sözü geçen peygamberlikleriyle uyum içinde olduğu ve ayrıca resullerin bahis konusu soruyu sordukları zamandan Yeruşalim’in MS 70 yılında Roma lejyonları tarafından harap edilmesine kadar geçen 37 yıla oranla, bunların 1914’ten beri geçen süre içinde çok daha etkili şekilde gerçekleştiği görülmektedir. Yahudilerin başından geçen o korkunç felaket, şüphesiz benzeri görülmemiş bir felaket değildi. Örneğin, II. Dünya Savaşından önce ve bu savaş sırasında, raporlara göre, Hitler’in Nazi rejimi altında 6.000.000 Yahudi’nin soy kırımına uğratılması, MS 70’deki felaketten daha az korkunç değildir. Yeruşalim’in harabiyeti, ‘dünyanın başlangıcından şimdiye kadar bir sıkıntı’ da değildi. (Matta 24:21) İsa’ya soru soran resullerin MS birinci yüzyılın sonuna kadar tanık oldukları açlıklar, depremler, öldürücü hastalıklar, savaşlar, zulümler ve Yeruşalim’in harabiyeti de İsa’nın peygamberliğinin ancak küçük çaptaki bir gerçekleşmesiydi. Onların, Yeruşalim şehri için ağlamalarına da gerek yoktu, zira gökteki Yeruşalim ayakta kalacaktı.
10. İsa’nın peygamberliğinin büyük çaptaki gerçekleşmesi, hangi sonuca varmamıza yol açmaktadır?
10 Geçmişte cereyan eden olaylar, İsa’nın ‘huzurunu’ ve ‘çağın sona erişini’ gösteren bileşik bir ‘alameti’ oluşturmuyorlardı. Bu nedenle, İsa’nın peygamberliğinin doğruluğunun kanıtlanması için, onun sözleri, Krallığı miras alacak olan “küçük sürünün” son üyelerinin yaşadığı günlerde geniş çapta gerçekleşmeliydi. (Luka 12:32) Bunu Milletlerin Zamanlarının sona ermesinden günümüze kadar geçen süre içinde görmekteyiz. Mukaddes Kitabın peygamberliklerinin ışığı altında dünya tarihine baktığımızda, geçen bu süre içinde ‘şeyler sisteminin sona erişi’ döneminde yaşadığımızı şüphe etmeden kabul ediyoruz. (Matta 24:3; Markos 13:4) Yeruşalim’in harabiyetinden yirmi beş yıl sonra yazılan ve insanların Apokalips’in dört atlısı dedikleri olayın, yani Vahiy 6:3-17’nin gerçekleşmesi de, bu konuda vardığımız kanıyı doğrulamaktadır.
11. (a) “İlk doğanların cemaatinin” üyelerinden hâlâ hayatta olanlar, I. Dünya Savaşın zamanına dair neler hatırlıyabilirler? (b) İsa’nın peygamberliğinin ilk yüzyıldaki gerçekleşmesi, zamanımızdaki olaylarla karşılaştırıldığında ne anlaşılıyor?
11 “Göklerde kaydedilmiş ilk doğanların cemaatinin (YD)” mütebakisine ait olan bazıları, bugün hâlâ hayattadırlar ve İspanyol gribini gayet iyi hatırlıyorlar. (İbraniler 12:23) Önceden bildirilen öldürücü hastalıklardan biri olan bu korkunç belâ, I. Dünya Savaşının sonuna doğru yeryüzünü kasıp kavurmuş ve dört yıldan fazla süren I. Dünya Savaşından daha fazla insanın canına mal olmuştur. Mütebakiden hâlâ hayatta olanlar, dünyanın kan suçuna bulaşmamağa çalışan Mukaddes Kitap tetkikçilerinin başına gelen zulmü de hatırlıyorlar. Onlar, Watch Tower Society’nin (48 yaşındaki) başkanının, (54 yaşındaki) sekreterinin ve yine merkez kadrosunda altı üyenin, daha sonra 1919 yılında mahkemenin de kabul etmediği suçlamalara dayanarak 1918 yılında hapsedilmeleriyle bu zulmün nasıl doruğuna eriştiğini de hatırlıyorlar. O zaman Yehova’nın Şahitlerinin yayınları, Kanada ve Amerika Birleşik Devletlerinde yasaklanmış ve ancak I. Dünya Savaşından sonra, serbest bırakılmıştı. Gerçeklerin gösterdiği sonuç şudur: İsa’nın peygamberliğinin gerçekleşmesi olarak, MS 1914-1918 yıllarında dünya çapında cereyan eden olaylar birinci yüzyılda, yani resullerin zamanında cereyan eden olaylarla karşılaştırıldığında, önem bakımından onları gölgede bırakmaktadır.
“TANRI’NIN İSRAİLİNİN” İTAAT FAALİYETİ
12. (a) İsa’nın huzurunun ‘alameti’ hakkındaki soruyu cevaplandırırken, kimlerin başına gelecek zulümden söz etti? Bu zulme uğrayanların ilk üyeleri hangi millete aitti? (b) “Bedene göre İsrail’in yerini ne aldı?
12 İsa, görünmez ‘huzurunun alametine’ dair sorulan soruyu cevaplandırırken, “bedene göre İsrail”in başına gelecek herhangi bir zulümden söz etmedi. (I. Korintoslular 10:18) İsa, önceden cemaatinin ilk üyelerinin, tabii ki, bedeni üyelerinin, yani sünnetli Yahudilerin ve Yahudiliğe dönenlerin oluşturduğu şakirtlerinin başına gelecek zulmü bildirdi. Yoel 2:28, 29’da kayıtlı peygamberliğin gerçekleşmesi olarak MS 33 yılının Pentikost gününden başlayarak, kendi şakirtleri yeni bir İsrail’i, yani ruhi İsrail’i oluşturdular. (Resullerin İşleri 1:6–2:42) Hıristiyanlığı kabul eden bir Yahudi olan resul Pavlus, birinci yüzyılın ortalarına doğru, Galatya’daki Hıristiyanlara şunları yazdı: “Fakat yukarıdaki Yeruşalim hürdür, bizim anamız odur.” (Galatyalılar 4:26) Mektubunun sonunda onlara şu uyarıda da bulundu: “Çünkü ne sünnetlilik, ve ne de sünnetsizlik, ancak yeni yaratılış (YD) bir şeydir. Ve ne kadar bu kanuna göre yürüyecek olanlar varsa, onların üzerine ve Tanrı’nın (YD) İsraili üzerine barış (YD) ve merhamet olsun.”—Galatyalılar 6:15, 16.
13. Mütebaki ve arkadaşları, “şeyler sisteminin sona erişinin” ‘alametinin’ hangi önemli kısmında şahsen bir rol oynuyorlar? Sonucu bugün nasıl görülüyor?
13 “Tanrı’nın İsrailinin” mütebakisi, şimdi “şeyler sisteminin sona erişinin” ‘alametinin’ gerçekleştiğini gördüğünden, itaatli olarak, hangi faaliyette bulunmalıdır? Mütebaki, İsa’nın: “Ancak sona [Yunanca: telos] kadar [zulme] dayanan, kurtulacak odur. Ve krallğın bu iyi haberi, milletlerin [goyim] hepsine şahadet olmak üzere, bütün meskûn yerde vâzedilecektir; ve son [telos] o zaman gelecektir” diyerek, önceden bildirdiği ‘alametin’ önemli bir kısmını yerine getirme işine katılacaktır. (Matta 24:13, 14, YD; Markos 13:9, 10) I. dünya Savaşından hemen sonra, ‘Tanrı’nın İsrailinin’ mütebakisinden hayatta kalanlar, bu peygamberane emri itaatle yerine getirmeğe başladılar. Bunun sonucu olarak bugün “krallığın bu iyi haberi”, ruhi İsraillilerin mütebakisi ve onların arkadaşları olan Yehova’nın Şahitleri tarafından 205 ülkede ve 190 dilde va’zedilmektedir. Bu emir, tüm zulümlere ve II. Dünya Savaşına rağmen yerine getirilmiştir.
14. Verilen şahadet sayesinde, Milletlerin hangi ‘zamanın’ sona erdiği bildirildi? Bunun doğru olduğu nasıl anlaşıldı?
14 Krallığın kurulduğunu bildiren ve engellenemeyen bu şahadet sayesinde, milletlere, yani goyime, Yeruşalim’i çiğnemeleri için verilen ‘yedi vakitlik’ sürenin 1914 yılının sonbaharında sona erdiği bildirildi. (Luka 21:24) Burada sözü geçen Yeruşalim, Ortadoğuda bulunan Yeruşalim şehri değil, gökteki Yeruşalim’dir. Çünkü Milletlerin Zamanları 1914’de sona erdiği zaman, Yehova Tanrı, Mesihini, yani meshettiği Oğlu İsa’yı orada, yani gökte tahtına oturtmuştur. Buna uygun olarak Vahiy 11:1, 2’deki kayda göre, milletlerin “kırk iki ay ayak altında” çiğnedikleri ‘mukaddes şehir’, Mesih İsa’nın 1914’den beri içinde hüküm sürdüğü “semavi Yeruşalim” değildir. (İbraniler 12:22) Daha ziyade o, I. Dünya Savaşı sırasında 42 ay veya üç buçuk yıl zulüm altında çiğnenen Tanrı’nın ruhi İsrailinin mütebakisi idi. Fakat onlar, 1922 yılının yazında, A.B.D. Cedar Point Ohio’da yaptıkları kongreden sonra (ruhi bakımdan) canlandırıldılar. Böylece mütebakinin I. Dünya Savaşı boyunca gördüğü zulüm, İsa’nın 1914’den beri asla çiğnenmeyecek olan yukarıdaki Yeruşalim’de Kral olarak bulunduğunu gösteren ‘alametin’ bir kısmıydı.—Matta 24:3, 9-13.
15. O günden sonra mütebaki ve arkadaşları daha önce hiç yapmadıkları şekilde ne yapmağa başladılar? Kimler çiğnenmeğe artık boyun eğmediler?
15 O günden sonra “Tanrı’nın İsrailinin” mütebakisi, daha önce hiç yapmadığı şekilde ‘Kralı ve Krallığı ilan etme’ vazifesine girişti. Sembolik anlamda, mütebaki o günden sonra asla Milletler tarafından çiğnenmeğe artık boyun eğmedi.—Vahiy 11:7-15.
16. 1914’den beri hangi Kral düşmanlarının ortasında saltanat sürüyor? Çiğnenme konusunda kısa bir süre sonra hangi değişiklik oldu?
16 M.S. 1914’de Milletlerin Zamanlarının sona ermesinden beri durum izzetli bir şekilde tersine döndü, çünkü tahtına oturtulan Kral İsa Mesih, gökteki Yerşualim’den yeryüzündeki düşmanlarını yok etmek üzere onların ortasında saltanat sürmektedir. Yakın bir süreden sonra, yani Krallık şahadetinin dünya çapında verilmesinden sonra, “şeyler sistemi sona erecek”tir. Düşman “Milletler” asmadan salkımların kesildiği gibi kesileceklerdir. İsa, onları “Allahın gazabının büyük mâsarasına” atacak, orada onları hak ettikleri şekilde ezip çiğneyecek ve kanlarını akıtacaktır. (Vahiy 14:18-20) “Onları [milletleri] demir çomakla güdecektir; ve her şeye kadir olan Allahın gazabının azgınlığı şarabının mâsarasını kendisi basacaktır.”—Vahiy 19:15.
17. İsa ‘alâmete’ dair verdiği peygamberliğin son kısmı olarak hangi meseli söyledi? Kralın ruhi ‘kardeşlerine’ nasıl iyilik yapıyor?
17 Koyun ve keçilerle ilgili, İsa’nın verdiği meselin gerçekleşmesi de, onun görünmez “huzurunu” ve “şeyler sisteminin sona erişini” gösteren “alâmetin” bir kısmıdır. (Matta 24:3; 25:31-46) Önceden bildirdiği gibi, şimdi de milyonlarca kişi ‘Tanrı’nın İsrailinin’ mütebakisinin verdiği Krallık şahadetini kabul etmektedir. Bu kimseler verilen şahadete uygun ve takdir edilir şekilde karşılık vermektedirler. Meselde sözü geçen “koyun”a benzer insanlar, hüküm süren Kral İsa Mesih’in ruhi ‘kardeşlerinin’ en küçüklerine bile iyilik yapmaktadırlar. Böylece onun ‘kardeşleriyle’ işbirliği yapanlar, önceden bildirilen ‘krallığın bu iyi haberinin’ son şahadeti olarak, va’zedilme işinin önemli bir kısmını yeryüzü çapında yerine getirmektedirler.
18. Sembolik koyunlar hangi “krallğı” miras almak istiyorlar? Bu miras alma daveti onlara ne zaman verilecek?
18 Meselde sözü geçen “koyunlar”, “dünya kurulduğundan beri [kendileri] için hazırlanmış olan krallığı (YD)” miras alacaklardı. (Matta 25:34) Onlar ‘büyük sıkıntıya’ Tanrı tarafından korunup hayatta kalma ümidiyle girdikleri sırada, krallığı miras alma davetini hüküm süren ‘İnsan oğlundan’ alacaklardır. Böylece İsa’nın meselinin şu bitiş sözleri gerçekleşmiş olacaktır: “Ve bunlar [Mesih’in ‘kardeşlerine’ iyilik yapmamış olan sembolik keçiler] ebedi kesilip atılmaya (YD) [ölüme], fakat salihler [sembolik koyunlar] ebedi hayata gideceklerdir.” (Matta 25:46) Onlar ‘dünyanın başlangıcından şimdiye kadar olmamış, ve hiç olmıyacak’ olan “büyük sıkıntıda” kurtulacak olan “adamlardır.” “Seçilmiş olanlar” (‘Tanrı’nın İsrailin mütebakisi’) uğrunda, yeryüzünde olacak ne büyük sıkıntının günleri kısaltılacaktır.—Matta 24:21, 22.
19. “Büyük Kalabalık” nereye sağ geçecek? İçinde yaşadıkları “krallık” diyarının hangi işinde payları olacak?
19 Böylece koyun niteliği taşıyan “büyük kalabalık”, ‘büyük sıkıntıdan sağ geçerek ve Kral İsa Mesihin temizlediği yeryüzündeki krallık diyarına girecektir.’ (Vahiy 7:9-14) Yeni şeyler sistemi başlarken, krallık diyarını küresel bir cennet çevirme işinde “büyük kalabalık”ın payı olacaktır. İnsanlığın ana-babası olan Âdem ve Havva’ya Tanrısal görev verildiği anda da, zaten Tanrı’nın maksadı buydu.—Tekvin 1:27-31; 2:5-9.
20. Koyun niteliği taşıyan bu kimseler, bu arada mütebakiyle birlikte ne yapıyorlar? Onlar sona kadar ‘alametin’ taşıdığı anlama karşı nasıl bir tutum takınıyorlar?
20 Bu arada, koyun niteliği taşıyan adiller, “Ey sizler, Babamın mubarekleri gelin, dünya kurulduğundan beri sizin için hazırlanmış olan krallığı (YD) miras alın” diyen ve gökte izzetli mevkiide hüküm süren İnsanoğlundan bu daveti alıncaya kadar, “Tanrı’nın İsrailinin” mütebakisiyle birlikte omuz omuza çalışmaya devam edeceklerdir. (Matta 25:34) Şimdi tıpkı ruhi İsrailliler gibi onlar da, Milletlerin Zamanlarının MS 1914’de sona erdiğine dair imanlarını yitirmiyorlar. Bu nedenle Mesih İsa’nın Kral olarak ‘huzurunun’ parıldayan ‘alametine’ karış ilgi gösteriyorlar. Onun yeryüzündeki tebaları sıfatıyla hizmetlerine izzet veriyor ve hızla yaklaşan “son” karşısında, “krallığın bu iyi haberini” dünya çapında va’zederek sevinçle ilerliyorlar.—Matta 24:14.
ŞUNLARI CEVAPLANDIRABİLİR MİSİN?
Önceden bildirilen ‘alâmetin’ tüm özelliklerinin gerçekleşmesi neyi kanıtlar?
“Tanrı’nın İsraili” ve arkadaşları birlikte hangi faaliyette bulunuyorlar?
“Kırk iki ay ayak altında” çiğnenen “mukaddes şehir” nedir? Hangi “Yeruşalim” çiğnenmedi?
Sembolik koyun ve keçilerin ayrılması bittiği zaman, her gruba ne olacaktır?
[Sayfa 16’daki pasaj]
“Bu şeylerden sonra gördüm, ve işte beyaz kaftanlarla giyinmiş ve ellerinde hurma dalları ile tahtın önünde ve Kuzunun önünde durmakta olan, her milletten ve sıptlardan ve kavmlardan ve dillerden, kimsenin saymağa kadir olmadığı büyük bir kalabalık vardı; ve büyük sesle diyorlardı; Kurtarış, taht üzerinde oturan Allahımıza ve Kuzuya mahsustur.”—Vahiy 7:9, 10.