Bir Cennette Yaşamak İçin Gayret Eder miydiniz?
CENNET! Bu sözcük aklınıza neyi getirir? Gerçek bir cenneti mi yoksa sadece bir hayali mi? Yeryüzünde böyle olacak bir yeri mi, yoksa Hıristiyan, Yahudi ve Müslüman olduğunu söyleyen birçok kişinin inandığı gibi, ölümden sonraki bereketlenmiş bir durumun sembolünü mü?
İsa Mesih’in Cennet’ten söz ettiğine şüphe yoktur. Yanındaki direğe asılmış olan suçluya şöyle demişti: “Doğrusu sana bugün derim (YD), sen benimle beraber cennette olacaksın.” (Luka 23:43) Bu nedenle, Cennet hakkında gerçekleri bilmek bizim için hayatidir.
Birçok kişi, genellikle Mukaddes Kitaptaki Aden bahçesiyle ilişkili sayılan Cennete, belirli coğrafi bir yer olarak bakmaktansa, mitolojik bir yer olarak bakmıştır. Sizin bu konudaki inancınız acaba nedir? Mukaddes Yazıların Tekvin kitabında değindiği gibi, acaba yeryüzünde Küçük Asya’da, başlangıçta insan için hazırlanmış bir yer var mıydı?
İlginç olarak, Mukaddes Kitaptaki Aden bahçesiyle ilgili kayıt, belirsiz “uzak bir diyarda bir varmış bir yokmuş gibi. . . .” bir ifadeyle başlamaz. Bunun yerine, Aden bahçesinin varlığını öğrendiğimiz Mukaddes Kitabın kaydı, belirli devrelerden söz eder, ayrıca Mukaddes Kitap, izlenebilen bir kronolojinin ve soy hattının ortaya çıkarılmasına da imkân verir. (Luka 3:23-38) Bundan başka, Mukaddes Kitap, “şarka doğru Adende” belirli bir bölgeyi ve “Adenden bir ırmak çık”ıp dört kola ayrıldığını belirtir. Bunlardan ikisi, bugün, bilinen Fırat ve Dicle ırmaklarıdır. Bu açıklama, Aden bahçesini, ihtimal Mezopotamya vadilerinin kuzeyindeki ve Van gölünün güneyindeki dağlık bölgeye yerleştirir.—Tekvin 2:7-17.
Mukaddes Kitabın kaydı, ilk insan Âdem’in bir bahçe veya parka yerleştirildiğini ve yaşamını devam ettirmesi için de her tür ihtiyacının sağlandığını gösterir. “Görünüşü güzel ve yenilmesi iyi olan her ağaç” türü ve bol bol diğer bitki türleri de vardı. Bu kadar ağaç ve bitki türünün varlığı, bahçe veya parkın küçük olmadığını gösterir.
İNSAN CENNETİN ÖZLEMİNİ ÇEKMEKTEDİR
Günlerimizde insanlar, birçok büyük şehrin içinde veya dolaylarında bahçe veya parklar yapmışlardır. Acaba neden? Çünkü şehirlerde oturanlar, tazelenmek için sık sık doğaya yaklaşma özlemini çekerler. Özellikle ağaç ve bitkilerin çicek açtığı bir anda, güzel bir park veya bahcede gezindiğimizde nasıl etkileniriz? Coşkuyla şöyle deriz: “Ne güzel, sanki cennet gibi!” Böyle bir cennette yaşamayı ne kadar çok isterdik! Evet, böylece insanın başlangıçtaki Aden bahçesine, yani ilk cennete dönme özlemini çekmesi gerçekten doğaldır.
İsa Mesih, yanında ölmek üzere olan suçluya: “Doğrusu sana bugün derim (YD) sen benimle beraber cennette olacaksın” dediği zaman, onun önüne bu ümidi koyuyordu. (Luka 23:43) İsa, burada, suçluya veya onun ölmez sanılan canına gökteki hayatı vaat etmiyordu. Ona, Krallığının yönetimi altındaki hayatı vaat ediyordu. Siz bu vaat hakkında ne düşünüyorsunuz?—Matta 6:9, 10; Yuhanna 5:28, 29; Resullerin İşleri 24:15.
500 YIL YAŞAMAK İSTER MİYDİNİZ?
İlginç olarak Psychology Today mecmusı geçenlerde okurlarına konumuzla ilgisi olan şöyle bir soru sundu: “Şayet biri size 500 yıl yaşamanızı mümkün kılan bir hap verseydi, onu kullanır mıydınız?” Ancak o makale kâmil bir sağlıktan veya cennete benzer bir durumdan söz etmiyordu. Fakat bu sorunun okurları üzerindeki tepkisi acaba ne olmuştu? Yüzde 50’den fazlası bu hapı almak istediğini söyledi. Birçokları, “daha çok şeyi başarmak veya hayattan daha çok zevk almak” istediklerini söylediler. Bir adam gayet basit bir ifadeyle “hayatı seviyorum” dedi. Bazı kadınlar şunu açıkladılar: “Hayat neşe vericidir; yapmak istediğimiz pek çok şey var, ancak yeterli zaman yok.” Hayat hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Hayatı seviyor musunuz? Fakat size 500 yıl değil de, kâmil bir sağlıkla Cennet bir yeryüzünde ebedi hayat sunulsaydı, ne yapardınız? Mukaddes Kitap işte bu ümidi sunuyor.—Yuhanna 17:3; Mezmur 37:11, 29; İşaya 33:24.
Öte yandan aynı ankette, bazı kişiler 500 yıl yaşamayı kesinlikle reddettiler. Neden mi? “Bazıları hayatın çok sıkıcı olduğuna inandıkları için.” Yehova’nın Şahitleri, itaatkâr insanlığa yeryüzündeki Cennet’te ebedi hayatı vermenin Tanrı’nın maksadı olduğunu açıkladıkları zaman, bazen benzer itirazlarla karşılaşıyorlar. Bazıları şu itirazda da bulunuyor: “Bir cennette ebediyen yaşarsak, ne yaparız? Hayatta değişiklikler ve mücadeleler olmayınca o sıkıcı olacaktır.”
Acaba gerçekten öyle mi olacak? Yeryüzünde bulunacak bir Cennet’te hayat acaba sıkıcı mı olacak? Bundan sonraki makale bu soruları cevaplandıracaktır.