Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w85 1/6 s. 8-12
  • Beklemekte Olanlara Ne Mutlu!

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Beklemekte Olanlara Ne Mutlu!
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • BEKLEMEKTE OLAN BİR YAHUDİ MÜTEBAKİ
  • MESİH’İN HUZURUNU BEKLEYEN İLK TAKİPÇİLERİ
  • M.S. 70’TEN SONRAKİ İSA’NIN TAKİPÇİLERİNİN BEKLEYİŞİ
  • ‘BEKLEMEKTE BULUNANLARA NE MUTLU’
  • Hazır Olun!
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
  • İsa’nın “Parousia”sını Beklemek Nasıl Zayıflayıp Kayboldu
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
  • Beklemeye Devam Edin!
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2015
  • İsa’nın Takipçileri Uyanık Kaldılar mı?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
w85 1/6 s. 8-12

Beklemekte Olanlara Ne Mutlu!

“Efendi geldiği zaman, beklemekte bulacağı o hizmetçilere ne mutlu!”—Luka 12:37.

1. Yehova’nın hizmetçileri neden O’nu daima ‘beklediler’, oysa Hıristiyan âleminin kiliseleri hakkında hangi soru sorulabilir?

“YEHOVA adalet Tanrısıdır; bütün onu bekleyenlere ne mutlu!” (İşaya 30:18) Yehova’nın, Yılan’ın nihayet yenilgiye uğratılıp kurtuluşun Vaat Edilen Zürriyet vasıtasıyla sağlanacağını ilan ettiği zamandan beri O’nun sadık hizmetçileri, bu vaadin yerine gelmesini bekleyerek yaşamışlardır. (Tekvin 3:15) Acaba Hıristiyan âleminin din adamları, Şeytan ile zürriyetinden nihayet kurtulmak üzere, kendi kilise üyelerinin uyanık durmalarına yardım ediyorlar mı?

2. “Milletler” “Şilo”yu neden beklemeliydiler?

2 Yakub, ölüm döşeğindeyken yaptığı peygamberlikte, vaat edilen Zürriyet’in Yahuda sıptından geleceğini bildirmişti. Zürriyet’e sembolik Şilo adını veren Yakub, ‘milletlerin itaatinin ona ait olacağını’ beyan etti. Yunanca Septuaginta Tercümesine göre, Şilo’yu, “milletler bekleyeceklerdir.” (Tekvin 49:10) Yehova, Yakub’un büyük babası İbrahim’e: “Senin zürriyetin vasıtasıyla yerin bütün milletleri mutlaka kendilerini mubarekleyeceklerdir” dediği için, “milletler” Şilo’yu daha ziyade bekleyip aramalıydılar. (Tekvin 22:18) Ama söz konusu Zürriyet, Şilo veya Mesih, yeryüzünde yaşamak üzere ilk olarak İbrahim’in soyundan gelerek Yahuda sıptı içinde doğacaktı.

BEKLEMEKTE OLAN BİR YAHUDİ MÜTEBAKİ

3. Luka, Yahudilerin MS 29 yılındaki bekleyişleri hakkında ne diyor? Tarih bunu doğruluyor mu?

3 Yahudi tarihçi Luka, “kayser Tiberiusun saltanatının on beşinci yılında [M.S. 29]” “halk beklemekte iken, hepsi [Vaftizci] Yahya hakkında: Acaba Mesih midir? diye yüreklerinden düşündüler” diye yazar. (Luka 3:1, 15) Acaba dünyevi tarih Luka’nın bu beyanını doğrular mı? Emil Schürer’in History of the Jewish People in the Age of Jesus Chirst (İsa Mesih’in Çağındaki Yahudilerin Tarihi) adlı eserinde şöyle bir soru var: “Acaba bu ümit [Mesih’i bekleyiş] halk arasında sürekli olarak canlı kaldı mı?” Cevap olarak bu eser şöyle diyor: “İsa’dan önceki yüzyıllarda ve özellikle MS  birinci yüzyılda bu [ümit] çok daha canlı olmuştur; Psödepigafa [Yahudi apokaliptik edebiyatı], Qumran [Ölü Deniz toplumunun yazıları], Josefus ve İnciller kesinlikle bunu gösterir. . . Daniel kitabındaki rüyetler. . . Mesih fikrinin oluşumu üzerinde derin bir etki yaptı.”

4, 5. (a) Yahudiler, Mesih’i neden o zaman beklediler? Bu nasıl doğrulanır? (b) Birçok Yahudi ne tür bir Mesih bekledi? Yehova ise, gerçek Mesih’in gelişini kimlere açıkladı?

4 Matta 2:2 ayeti üzerinde yorum yapan bir bilgin şöyle yazıyor: “o sıralarda Yahudiye’de olağanüstü bir kişinin ortaya çıkacağı hakkında genel bir bekleyiş vardı. Yahudiler, Mesih’in gelmesini hasretle beklediler. Daniel’in (bap 9.ix 25-27) Sözünü ettiği vakti hesaplayarak, Mesih’in geliş döneminin yaklaşmakta olduğunu biliyorlardı.” Roma tarihçileri Suetonius ve Tacitus olduğu kadar, Yahudi tarihçiler Josefus ve Filo da, bu bekleyişten söz ederler. Bacuez ve Vigouroux tarafından kaleme alınan Fransızca Manuel Biblique (Cilt 3, sayfa 191) bunu doğrulayarak şöyle der: “İnsanlar Daniel’in bildirdiği yetmiş yıllık haftanın sona ermekte olduğunu biliyordu; Vaftizci Yahya’nın, Tanrı’nın Krallığının yaklaşmış olduğunu ilan etmesine kimse şaşmadı.”

5 Bundan dolayı Yahudilerin, Mesih’in veya Vaat Edilen Zürriyet’in gelmesini beklemekte olduğuna ve bu bekleyişlerinin, bahis konusu vaktini gösteren peygamberliğin gerçekleşmesini beklemekten ileri geldiğine dair tarihsel deliller var.a (Daniel 9:24-27) Gerçi birinci yüzyılda yaşayan çeşitli mezheplere ait Yahudilerin çoğu, The Concise Jewish Encylopedia ansiklopedisinde söylendiği gibi, “İsrail’in düşmanlarını yok edip, tam bir barış ve mükemmellik çağını kuracak” olan siyasal bir Mesih’i ümit ederek beklediler. Ama sadık Yahudilerin bir mütebakisi, dikkatli bir şekilde hakiki Mesih’i bekledi. Onların arasında Vaftizci Yahya’nın ana-babası olan Zekeriya ve Elisabet ile beraber Şimeon, Anna, Yusuf ve Meryem de bulunuyordu. (Matta 1:18-21; Luka 1:5-17, 30, 31, 46, 54, 55; 2:25, 26, 36-38) Yehova, Yahudi dinsel liderlerine değil, söz konusu bu kişilere, Daniel’in bu vakitle ilgili peygamberliğine bakarak ümitle beklenen Vaat Edilen Zürriyet’in veya Mesih’in, “vaktin tamamiyeti gelince” ortaya çıkacağını doğruladı.—Galatyalılar 4:4.

MESİH’İN HUZURUNU BEKLEYEN İLK TAKİPÇİLERİ

6. Genç Yahudiler nasıl yetiştirildiler? Böylece bazıları İsa’nın şakirtleri olmak üzere bundan nasıl yardım gördüler?

6 Yusuf ile Meryem, yetiştirdikleri İsa adlı çocuğun beklenilen Mesih olacağını biliyorlardı. İsa’nın yetişmesini anlatan The New Encyclopedia Britannica şunu yazıyor: “İsa’nın, evde ve havrada beslenen dindar bir ortam içinde (buna Mukaddes Kitap tetkiki, Kanun’a itaat, dua ve Mesih’in nihai gelişi ile ilgili bekleyiş de dahildir) büyüdüğü kuvvetle muhtemeldir.” Sadık Yahudi mütebakisinin evlerinde yetiştirilen diğer gençlere Mesih bekleyişi aşılanırdı ve bu uygun bekleyiş, onların hiç değilse bazılarının, İsa’nın şakirtleri olmak üzere yapılan çağrıya derhal karşılık vermesini mümkün kılmıştı.—Markos 1:17-20; Yuhanna 1:35-37, 43, 49.

7. (a) İsa, Krallığın her takipçisinin içinde olduğunu mu öğretti? (b) İsa’nın takipçileri neyi beklemeliydiler?

7 İsa, yeryüzündeki hizmetinin sonuna doğru, şakirtlerine gelecek “huzuru” ve Krallığının gelişi için uyanık durmayı öğretti. Britannica ansiklopedisi şunları sölüyor: “Dünyanın sonu, Hüküm günü ve Tanrı’nın yeni dünyası şeklinde ele alınan bu geleneksel konular İncillerde saklanmış bulunan İsa’nın sözlerinde de eksik değildir. Böylece İsa Göğün Krallığını katiyen sadece insan canının yaşadığı dinsel bir tecrübe haline çevrilmedi, Yahudi eskatalogyaya ait bekleyişe, dünyanın özünde yatan evrimsel bir süreç veya insanın kendi çabalarıyla erişebileceği bir hedef anlamı da vermedi. . . Kendisi milli bir Mesih için olan ümidi ne paylaştı ne de teşvik etti. . . Tanrı’nın krallığının gelişini hızlandırmak üzere Zilotlar’ın harcadığı çabaları da desteklemedi.” Hayır, İsa, takipçilerine çok yönlü bir alâmet verdi. Onlar bunun sayesinde ilk olarak Yeruşalim’in harabiyetinin yaklaştığının bilecek ve çok daha sonra ‘onun huzurunun ve şeyler sisteminin sona erişini alâmetini’ fark edeceklerdi.—Matta 24:3’ten 25:46’ya kadar; Luka 21:20-22.

8. İsa’nın pek yakında Krallığında geleceğine inanmadığını gösteren nedir? Böylece kendi takipçilerine hangi öğüdü verdi?

8 Serbest düşünürler ve hatta Hıristiyan âleminin bazı teologları, ilk Hıristiyanların, Mesih’in parousia’sının veya huzurunun kendi günlerinde olacağına inandığını iddia ediyorlar. Hatta bazıları, bizzat İsa’nın pek yakında Kral olarak geleceğine inandığını öne sürüyorlar. Oysa İsa, talant ve mınalar mesellerinde, ancak “uzun bir zaman sonra” krallık kudretiyle dönüp mallarını emanet etmiş olduğu köleleriyle hesaplaşacağını gösteriyor. (Matta 25:14, 19; Luka 19:11, 12, 15) Ayrıca “huzurunun ve şeyler sisteminin sona erişinin alameti” hakkındaki peygamberliğinde, İsa, sonun geleceği “o gün ve saat hakkında ne göklerin melekleri, ne de Oğul, yalnız Babadan başka kimse bir şey bilmez” dedi. Sözlerine şunları da ekledi: “İmdi uyanık olun; çünkü Rabbinizin hangi gün geleceğini bilmezsiniz.”—Matta 24:3, 14, 36, 42.

9. Resul Pavlus, Mesih’in huzurunun, kendi gününde, yakın olduğu izlenimini uyandırdı mı? Bunu açıkla.

9 İlk Hıristiyanların Mesih’in huzurunun yakınlığıyla ilgili inanışlarına gelince, bir ansiklopedi şunu yazıyor: “Pavlus’un I. Selâniklilere göre parousiayı pek yakında beklediğini düşünmek, hiçbir sağlam temele dayanmaz. I. Sel. 5:10’da bile Pavlus ölmesine imkân olduğunu hesaba kattı. I. Sel. 4:15 ve 17 ayetlerde ‘biz’ sözünü kullanmakla Pavlus’un kendisini son nesille bir tuttuğu halde mutlaka ona ait olduğuna kesinlikle inandığı söylenilemez.” Timoteos’a yazdığı ikinci mektubunda, Pavlus, Mesih’in Krallığındaki “zuhuru” ile “dirilere ve ölülere hükmedece”ği “o gün”e kadar mükâfatını almayı ümit etmediğini açıkça söyledi.—II. Timoteos 4:1, 8.

10. Birinci yüzyıldaki Hıristiyan Yahudilerin uyanık durmaları hayatlarını nasıl kurtardı?

10 İsa Mesih’in huzurunu ve Krallığının gelişini beklerken takipçileri uyanık durmalıydılar. Hıristiyan Yahudiler tam olarak uyanık kaldıklarından dolayı Yeruşalim’in yaklaşan harabiyeti ile ilgili İsa’nın vermiş olduğu alameti fark edebildiler. (Luka 21:20-24) Cestius Gallus, MS 66 yılında Yeruşalim’e saldırdığı zaman, uyanık duran bu Hıristiyanlar, onun şehirden, nedeni açıklanmayan ani çekilmesinden yararlanıp oradan ve etrafındaki Yahudiye diyarından kaçtılar. İlk kilise tarihçileri olan Hegesippus, Eusebius ve Epifanius’a göre, Hıristiyan Yahudiler, Erden’in ötesine geçip Pella adlı bir yere sığındılar. Onlar ruhen uyanık kaldıkları için, Romalılar MS  70 yılında dönüp, General Titus’un yönetimi altında Yeruşalim’i yok ettiği zaman, ölümden veya esirlikten kurtuldular. İsa’nın o takipçileri uyanık durduklarından dolayı ne kadar mutlu olmuş olmalılar!

M.S. 70’TEN SONRAKİ İSA’NIN TAKİPÇİLERİNİN BEKLEYİŞİ

11, 12. Yeruşalim’in MS 70 yılındaki harabiyetinden sonra İsa’nın takipçileri hangi uygun tutuma sahip olmalıydılar? Böyle bir tutum onları nasıl koruyacaktı?

11 İsa’nın huzuru ancak “uzun bir zaman sonra” gerçekleşeceğine göre, onun takipçileri, Yeruşalim’in MS 70 yılındaki harabiyetinden sonra sonun vaktine kadar geçen yüzyıllar boyunca hangi uygun tutuma sahip olmalıydılar? Onun huzurunun bekleyişi aklından çıkarılıp ‘soğumalı’ mıydı? Hayır! Resul Yuhanna’nın üç mektubu ve Vahiy kitabı da, MS 70’ten sonra yazıldı. Birinci mektubunda Yuhanna “mesih muhalifi”ne karşı uyarıyor ve İsa’nın takipçilerinin onun ‘huzurunu’ ve zuhurunu beklerken “onda dur”malarını söylüyor. (I. Yuhanna 2:18, 28; 3:2) Yuhanna, üç mektubunun tümünde irtidat edenlere karşı uyarıyor. Vahiy kitabına gelince, o, baştan sona kadar Mesih’in Krallığının izzetiyle gelmesine yöneliktir ve sondan önceki ifadesi şöyledir: “Amin; gel, ya Rab İsa.”

12 İsa’nın takipçilerinin düşünüşleri parousia’ya yönelik olmalıydı. Başka sözlerle onlar, günden güne Mesih’in “huzurunu” bekleyerek yaşamalıydılar. Kilise tarihi profesörü Ernst Benz, şunları yazıyor: “İlk kilisenin sadık üyeleri için ‘son şeyler’ acillik bakımından ilk şeylerdi. Onların imanının merkez noktası ve ümitleri, Tanrı’nın Krallığının gelişi idi.” Krallık, onlar yaşarken gelmeyecek olsa bile, gelişini uygun tarzda bekleyen tutumları, İsa’nın takipçilerini ruhen uyuklamaktan ve Şeytan’ın dünyasına karışmaktan koruyacaktı.—I. Yuhanna 2:15-17.

13, 14. MS ikinci ve üçüncü yüzyılda irtidat etmiş Hıristiyanlar arasında hangi iki uç vardı?

13 Resullerin ölümünden sonra irtidat geliştikçe, bazılarının, Mesih’in Krallığında gelişinin yakınlığı hakkında yanlış fikirler edindiği doğrudur. C.J. Cadoux The Early Church and the World (İlk Kilise ve Dünya) adlı eserinde şunu yazıyor: “[M.S. ikinci yüzyılda] İreneus ve [M.S. ikinci yüzyılın sonu ve üçüncü yüzyılın başında] Hippolytus, ikisini de sonun geleceği zamanı bir dereceye kadar doğru şekilde hesap etmenin mümkün olduğunu sandılar.” Bazıları kronolojiyi yanlış hesapladıklarından dolayı, insanlık tarihinin 6000 yılının hemen hemen sona erip yedinci milenyumun yakın olduğunu düşündüler. Tabii ki, yanıldılar. Ama hiç değilse, ruhen uyanık kalmak için çaba harcadılar.

14 Öte yandan, irtidat eden Hıristiyanların pek çoğu Krallığı beklemekle ilgili tüm acillik duygusunu kaybettiler. Theolojical Dictionary of the New Testament sözlüğü şu bilgiyi veriyor: “Platon’un fizikötesi [felsefesi] ve Stoacıların ahlâk bilimiyle etkilenen Hıristiyan apolojistleri [ikinci yüzyıl ve üçüncü yüzyılın başlangıcındaki kilise “pederleri”] Tanrı’nın krallığı kavramını az kullandılar. Eskatologyaya sahip oldukları ölçüde, buna Hıristiyan bireyinin kâmilleştirilmesi fikri hâkimdir. . . . Ölmezlik, ebedi hayat ve bilgi hususundaki Yunan kavramları, Mukaddes Kitabın Tanrı’nın Krallığı hakkındaki kavramından daha önemlidir. . . . Benzer şekilde Origenes de [M.S. yaklaşık olarak 185-254] Tanrı’nın krallığı ile ilgili Mukaddes Kitabın mesajını hemen hemen hiç öğretmiyor.”

15. İrtidat geliştikçe kurulu kiliseler “son şeyler” üzerindeki öğreti ile ilgili hangi tutumu takındılar?

15 Genel olarak yüzyıllar boyunca sözde Hıristiyan kiliseleri arasında hüküm süren tutum buydu. The Encyclopedia Britannica şu açıklamayı yapıyor: “Roma İmparatoru Konstantin (ölümü MS 337) zamanından beri Hıristiyanlığın siyasal tanınışı, Mesih’in krallığında gerçekleşmiş bir ümit olarak anlaşıldı. Gelenekçi eskatologya, bastırılmış yeraltı mesheplerinde yaşamaya devam etti.” “On altıncı yüzyıldaki Reformasyon’dan önceki dönemde kâfir gruplar . . . . Roma kilisesini asıl eskatologya konusu olan huzurun yakında beklenişine ihanet etmekle suçladılar.”

‘BEKLEMEKTE BULUNANLARA NE MUTLU’

16. MS ondokuzuncu yüzyılda hangi gruplar ortaya çıktı? Bazıları neye inandılar?

16 Fakat “kusurlu Hıristiyan kiliseleri” Mesih’in huzurunu ve onun Krallık kudretini alışını artık beklemediklerine göre, bu kiliselerin “kâfir gruplar” diye adlandırdıkları kişiler aynen bunu yaptılar. On dokuzuncu yüzyılda Mukaddes Kitabı ve onu incelemeye yarayan yayınları sıradan insanların kolayca elde edebildikleri ülkelerde, Mesih’in huzurunu bekleyen birçok grup ortaya çıktı. “Son Şeyler” üzerindeki herhangi bir öğretinin anlamsız olduğu görüşündeki kiliseler, bu grupları hor görerek Adventistler veya Milenyumcular diye adlandırdılar; çünkü bu gruplar, Mesih’in ikinci gelişini beklemekte ve Mesih’in bin yıl hüküm sürmeğe başlayacağına inanmakta idiler. Bu grupların birçoğu Mesih’in bin yıllık Krallığını kurmak için yeryüzüne döneceğini sandılar. Hatta bazıları Mesih’in ikinci gelişinin MS 1835’te (İngilteredeki İrvingciler), 1836’da (Almanya’daki Bengelciler,) 1843’te (Amerika Birleşik Devletlerinde Millerciler) ve 1889’da (Rusya’daki Mennonistlerin bir grubu) olacağını hesapladılar.

17, 18. Hıristiyan âleminin kurulu kiliseleri buna ne tepki gösterdiler? İsa ‘gelirken’ neyi arayacağını söyledi?

17 Tabii, “kurulu Hıristiyan kiliseleri” yapılan bu tahminlerin yanlış çıktığına sevindi. Evet, Katolik, Ortodoks ve başlıca Protestan kiliseleri böyle hatalar yapmadılar. Onlar için “Son Şeyler” üzerindeki öğreti “anlamsız” idi. Onlar, çoktandır “beklemekte” olmaktan vazgeçmişlerdi.—Markos 13:37.

18 Bununla beraber, İsa, takipçilerine şöyle demişti: “Efendi geldiği zaman beklemekte bulacağı o hizmetçilere ne mutlu! . . . Zamanında onlara azıklarını vermek için hizmetçilerin başına efendinin koyduğu sadık ve akıllı kâhya kimdir? Efendisi geldiği zaman, böyle yapmakta bulduğu o hizmetçiye ne mutlu!”—Luka 12:37-43.

19, 20. MS 1870 yılında hangi grup dünya sahnesine çıktı? Onlar neden diğer gruplardan ayrıldılar? (b) Hangi mecmua bu grubun resmi organı oldu? Bu mecmua sayıları artan hakiki Hıristiyanlara nasıl yardımcı olmuştur?

19 On dokuzuncu yüzyılın son otuz yılında Mesih’in dönüşünün alametini beklemekte olan sözde kâfir gruplar arasında Amerika Birleşik Devletlerindeki Pittsburgh kentinde, Charles Russell’in yönettiği bir Mukaddes Kitap tetkiki grubu vardı. Russell şunu yazdı: “1870’ten 1875’e kadar Tanrı ve Sözü hakkında sevgi, bilgi ve inayette sürekli artma zamanıydı. . . Bununla beraber, o zaman Tanrı’nın planından ancak genel bir anahat edindik ve uzun zaman boyunca içtenlikle inandığımız yanlışlıkları bırakmağa başladık. . . Mesih’i bedende bekleyen Adventistlerin hatasına çok üzüldük.”

20 Russell ve arkadaşları Mesih’in huzurunun görünmez olacağını çabuk anladılar. Başka gruplardan ayrılarak 1879 yılında Zion’s Watch Tower and Herald of Christ’s Presence adlı mecmuada ruhi gıda yayımlamaya başladılar. Yayımlandığı ilk yıldan beri bu mecmua, Mukaddes Yazıları sağlıklı bir şekilde inceleyerek Mukaddes Kitap kronolojisinde 1914 tarihinin yeni çağ açan bir yıl olacağına işaret etti. Böylece Mesih’in görünmez huzuru 1914’te başladığı zaman onu beklemekte olan takipçilerine ne mutlu! Bir yüzyılı aşkın zamandır artık bu mecmua şimdi sayıları giderek artan İsa’nın hakiki takipçilerinin ‘sakınıp uyanık durmasına’ yardımcı olmuştur. (Markos 13:33) Bunun tam olarak nasıl yapıldığı aşağıdaki makalede ele alınacaktır.

[Dipnotlar]

a The New İnternational Dictionary of New Testament Theology, Cilt 2, sayfa 923.

TEKRARLAMA İÇİN BAZI SORULAR

Yahudilerin ilk yüzyılda Mesih’i beklediklerini gösteren nedir?

Hıristiyan Yahudilerin uyanık durmaları onlara nasıl yardımcı oldu?

Baş gösteren irtidatın, parousia bekleyişine ne etkisi oldu?

Sonun vakti gelince Mesih ne tür bir köle arayacaktı?

Hangi Hıristiyan grubu bu talepleri karşıladı?

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş