Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w88 1/3 s. 26-29
  • Senin Bağışların Bir Kurban mı?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Senin Bağışların Bir Kurban mı?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1988 (Dinsel Seri 85-96)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Hazine Sandıkları
  • Değişik Görüşler
  • “Eksik Olanından”
  • Bugün Hakiki Tapınmayı İlerletmek
  • Biliyor muydunuz?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2014
  • ‘Yehova’yı Değerli Şeylerinizle Onurlandırın’—Nasıl?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
  • “Bu Para Nereden Geliyor?”
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1995
  • Neden Yehova’ya Verelim?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1988 (Dinsel Seri 85-96)
w88 1/3 s. 26-29

Senin Bağışların Bir Kurban mı?

Teberrularla İlgili Dengeli Bir Görüş

MABETTE kavme birçok şeyi öğrettikten sonra, “İsa hazine karşısında oturup halkın hazineye nasıl para attığını gördü.” (Markos 12:41) Daha sonra anlatılanlar, dul kadının iki puluyla ilgili iyi bilinen bir kayıttır. Ama İsa, acaba neden orada oturup, insanların bağışta bulunmalarını seyrediyordu? O, şakirtlerine, sadaka verdikleri zaman sol ellerinin ne yaptığını, sağ ellerinin bilmemesi gerektiğini söylememiş miydi?—Matta 6:3.

Daha önce İsa “dul kadınların evlerini yutmak” için vicdansız yöntemler kullanan dinsel liderleri şiddetle kınamıştı. Bu gibilerin “daha büyük mahkûmiyete uğrayacakları”nı söyledi. (Markos 12:40) Daha sonra, bir ders vermek amacıyla, dikkatini hazine sandığının başında insanların ne yapmakta olduklarına çevirdi. Günlerimizde de, İsa’nın bu konuda söylediklerine dikkatle kulak verirsek, iyi ederiz. Çünkü kilise teşkilatlarında dönen büyük paraların nasıl kötüye kullanıldığı ve yöneticilerinin refah içinde sürdürdükleri hayat hakkında çok şeyler duyuyoruz.—Lütfen Markos 12:41-44’ü okuyun.

Hazine Sandıkları

Kayıt, ‘İsa’nın hazine karşısında oturduğunu’ söyler. Bu sandıklar herhalde Kadınlar avlusunda idi. Orada duvarların önünde uzanan ve insanların bağışlarını bırakabilecekleri birçok sandık yerleştirilmişti. Yahudi geleneklerine göre, toplam 13 sandık vardı. İbranice adları boru idi, çünkü üstlerindeki küçük delikler boru şeklindeydi. ‘Sandığa bir şeyler atmadan hiç kimsenin mabede giremediği’ söylenir.

Fransız profesör Edmond Stapfer, Palestine in the Time of Christ (Mesih’in Zamanındaki Filistin) adlı kitabında söz konusu hazine sandıklarını oldukça ayrıntılı biçimde anlatıyor. Onun tanıtımı bize o zaman yaşayan insanların dinsel yaşamı ve özellikle mabetteki hizmetler için yaptıkları teberrularla ilgili biraz anlayış kazandırıyor.

“Her sandık, taşıdığı İbranice yazıya göre değişik bir amaç içindi. İlkinin yazısı şöyleydi: Yeni şekeller; yani o yılın masrafları için ayrılan şekeller. İkincisi: Eski şekeller; yani önceki yılın masraflarına vakfedilen şekeller. Üçüncüsü: Kumru ve güvercin yavruları; bu sandığa atılan paralar, birisi yakılan takdime, öteki günah takdimesi olmak üzere iki kumru veya iki güvercin yavrusunu kurban etmek zorunda olanların ödemesi gereken bedeldi. Dördüncü sandığın üstünde şu yazı vardı: Yakılan takdimeler; bu paralar diğer yakılan takdimelerin masraflarını karşılardı. Beşincisinin yazısı şöyleydi: Odun; onun içinde imanlıların mezbah için gerekli olan odunların satın alınması için yaptıkları bağışlar bulunuyordu. Altıncısı: Buhur; (buhur satın almak için paralar.) Yedincisi: Makdis için; (kefaretgâh için paralar). Kalan altı sandığın yazısı ise şöyleydi: Gönüllü bağışlar.”

İlk iki sandığın yazısı yarım şekele (iki Yunan drahmisine) değiniyordu. Kanun her reşit erkeğin, mabedin bakımı, oradaki hizmetler ve tüm millet uğruna sunulan günlük kurbanlar için bu parayı ödemesini gerektiriyordu. Bu, yöre halkından toplandıktan sonra da mabede götürülürdü.—Matta 17:24.

Kanun, kavmin kendi uğruna çeşitli bağışlar yapmasını da talep ederdi. Bu bağışlardan bazıları işlenen günahlar için, başkaları törensel nedenler ve diğerleri bağlılık ve şükran duygularından dolayı yapılırdı. “Kumru ve güvercin yavruları” ve “yakılan takdimeler” böyle amaçlar içindi. The Temple, Its Ministry and Services (Mabet, Onun Hizmet ve Yardımları) adlı kitaba göre, “III. Boru’ya, yakılan ve günah takdimesi için kumru getirmek zorunda olan kadınlar, karşılıklarını para olarak attılar. Bunlar her gün toplanır ve değeri karşılığında kumru takdim edilirdi.” Bebek İsa’nın ana-babası herhalde bunu yaptı.—Luka 2:22-24’e bakın; Levililer 12:6-8.

Ayrıca mezbahta kullanılan odun ve buhur ve gönüllü takdimeler için de bağışlar yapılırdı. Profesör Stapfer’a göre, “odun veya buhur için verilen parada, asgari bir miktar saptanmıştı ve bundan daha azı bağışlanamazdı. En azından bir tutam buhur ücreti veya bir arşın uzunluğunda iki odun parçasının ücreti verilmeliydi.”

Bütün bunlardan neler öğrenmeliyiz? İsraillilerin, hakiki tapınmanın merkezi olarak çadırın ve daha sonra da Yeruşalim’deki mabedin bakımı ve hizmeti için olmak üzere, çok sayıda sorumluluk taşıdıkları belliydi. Kurban ve takdimeler, tapınmalarının esaslı bir kısmıydı. Aslında Kanun: “Bütün erkekler . . . . RABBİN önünde elleri boş görünmiyecekler” emrini vermişti. (Tesniye 16:16) Acaba onlar bu yükümlülüklere hangi gözle bakıyorlardı?

Değişik Görüşler

Mukaddes Kitap, Musa ve Davud’un ve daha sonra Yoaş ve Yoşiya’nın günlerinde kavmin çok eli açık ve cömert davrandığını gösterir. (Çıkış 36:3-7; I. Tarihler 29:1-9; II. Tarihler 24:4-14; 34:9, 10) Onlar Yehova’nın evinin inşaatında, bakımında ve hakiki tapınmanın ilerletilmesinde pay almaktan mutluluk duyarlardı. Davud, onların hislerini çok güzel bir şekilde şöyle dile getirir: “Bana: RABBİN (Yehova’nın) evine gidelim, dedikleri zaman sevindim.”—Mezmur 122:1.

Bununla birlikte, bu cömert ruh, herkes tarafından paylaşılmıyordu. Örneğin, Malaki’nin günlerinde kâhinlerin Yehova’ya “çalınmış olanı, ve topalı ve hastayı” takdim ettiklerini okuyoruz. Onlar, hizmet imtiyazlarına sevinecekleri yerde: “İşte, bu ne yorgunluk!” diyorlardı.—Malaki 1:13.

Benzer şekilde İsa’nın zamanında da bazıları kendi çıkarlarını gözetmek için mevcut durumdan yararlanıyorlardı. Örneğin, mabetteki adı çıkmış sarraflar yalnız para bozma işi yapıyorlardı. Onlar bağış olarak sadece İbrani şekellerin kabul edildiği ve yanlarında Roma, ya da Yunan parası olanların bunu değiştirmek zorunda kalacakları gerçeğinden kazanç sağlıyorlardı. Yahudi tarihinde uzman olan Alfred Edersheim’a göre, “bankacıların her yarım şekel üstüne olarak bir gümüş meah veya bir dinarın dörtte birini [dinar işçinin günlük ücretiydi] almasına izin verilirdi.” Bu görüş doğru ise, bu işin çok kâr getirdiğini ve İsa, sarrafları kovduğu zaman dinsel liderlerin neden çok öfkelendiklerini anlamak zor değildir.

“Eksik Olanından”

Bütün bunlar, fakir dul kadının herhalde “gönüllü bağışlar” yazısını taşıyan sandığa attığı küçük teberru için İsa’nın verdiği örneğı açıkça vurgulamaktadır. Dul olduğundan, kadının baş vergisi ödemesi talep edilmiyordu ve olanakları kısıtlı olduğu için de herhalde yakılan takdimeler ya da odun veya buhur takdimesi için konulan asgari talepleri de karşılayamıyordu. Böyle olmakla birlikte, kadın, Yehova’ya karşı sevgisini göstermek için bir şeyler yapmak istedi. Kenarda kalmak veya sadece buna gücü yetenlere işi bırakmak istemedi. İsa şöyle dedi: “Bu kadın eksik olanından bütün varını, hep nafakasını attı.”—Markos 12:44.

Bu kayıttan biz birçok değerli ders çıkarabiliriz. Bunlardan belki en önemlisi, maddi olanaklarımızla hepimizin hakiki tapınmayı destekleme imtiyazımızın olmasıdır. Buna göre Tanrı’nın gözünde gerçekten değerli olan etken, bizim için gerçekten değerli olanın verilmesidir. Başka sözlerle, bizim için önemli olmayan bir şeyi mi veriyoruz? Yoksa verdiğimiz bizim için gerçekten bir kurban mıdır?

Bugün Hakiki Tapınmayı İlerletmek

Bugün Yehova’nın Şahitleri, gökteki “krallığın bu iyi haberi[ni] . . . . bütün meskûn yerde” gayretle ilan ederek hakiki tapınmayı ilerletirler. (Matta 24:14) Bu işi küre çapında yerine getirmek için sadece büyük çaba, vakit ve enerjinin harcanması değil, aynı zamanda büyük masrafların da yapılması gerekmektedir. Yehova’nın Şahitlerinin 1987 Yıllığı’na göre, 1986 yılı boyunca dünya çapındaki vaaz etme faaliyetini desteklemek üzere toplam 23.545.801,70 dolar harcandı. Bu harcamalar, binalar satın almak, inşa etmek ve onarmak, teşkilatın büro ve matbaalarını donatmak ve 8.920 gönüllü işçinin masraflarını karşılamak için yapılan harcamalara ektir.

‘Bu paralar acaba nereden geliyor?’ sorusu sık sık sorulmaktadır. Hıristiyan âleminin kiliselerine karşıt olarak, Yehova’nın Şahitleri, para toplamazlar ve teberru için tabak gezdirmezler. Aksine onların İbadet Salonlarında —Mukaddes Kitabın yazıldığı zamanki hazine sandıkları gibi— teberru kutuları bulunmaktadır. Arasıra İbadet Salonunun masraflarını karşılamak veya doğal felaketlerden zarar gören kimselere yardım etmek veyahut başka özel bir amaç için kutular da konabilir.

Bu değişik amaçlı ve çeşitli teberrulara acaba ne gözle bakıyorsunuz? Malaki’nin günlerindeki bazıları gibi, belki içinizden, “İşte, bu ne yorgunluk!” diyerek, bunları yorucu bir yük olarak mı görüyorsunuz? Yoksa “fakir dul kadın” gibi hakiki tapınma için ilgi ve gayretinizi göstermek fırsatını kullanmak ve değerli şeylerinizle Yehova’ya şeref vermek üzere arzu mu duyuyorsunuz? Şu önemli soruyu unutmayın: Sizin verdiğiniz acaba bir kurban mıdır?

“Beni şimdi bununla deneyin, orduların RABBİ diyor, göklerin pencerelerini size açmıyacak mıyım, ve size yetecek kadardan fazla üzerinize bereket dökmiyecek miyim?” (Malaki 3:10) Yehova’nın kavmi arasında görülen ruhi refah ve dünya çapındaki artış, Yehova’nın bunu zaten yaptığını kanıtlıyor. Gerçekten Yehova’ya bir kurban niteliği taşıyan bağışlar yapmaya devam edelim.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş