Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w99 15/10 s. 28-31
  • Yaşlılara Bakmanın Zorlukları ve Ödülleri

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Yaşlılara Bakmanın Zorlukları ve Ödülleri
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1999
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Kutsal Yazılara Dayalı ve Ahlaksal Yükümlülükler
  • Karşılaşılan Zorluklarla Başa Çıkmak
  • Yitirilen Özgürlük
  • Yaşlıları Aktif Durumda Tutmak
  • Bunamış Durumda Olanlar
  • Karşılanması Gereken Duygusal İhtiyaçlar
  • Bakanların da Bakıma İhtiyacı Var
  • Ödüller de Var
  • Yaşlı Ana-Babamıza Onur Vermek
    Aile Mutluluğunun Sırrı
  • İsa’nın Takipçisi Olan Aileler Yaşlılara Yardım Eder
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1993
  • Yaşlı Ana-babalara Tanrısal Bağlılık Göstermek
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1987 (Dinsel Seri 73-84)
  • Yaşlı Anne Babaların Bakımıyla İlgilenmek
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2014
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1999
w99 15/10 s. 28-31

Yaşlılara Bakmanın Zorlukları ve Ödülleri

SHINETSU, İsa’nın takipçisi bir vaiz olarak yaptığı işten çok büyük bir zevk alıyordu. Üç kişilik ailesinin içinde kaynanası da vardı. Yehova’nın Şahitlerinin küçük bir cemaatiyle birlikte çalışıyorlar, insanlara Mukaddes Kitabı öğretiyorlar ve bundan mutluluk duyuyorlardı; bir gün karısıyla birlikte başka cemaatleri ziyaret ederek seyahat etme işini düşünmesi istendi. Bu iş her hafta başka bir yere gitmeyi gerektiriyordu. Böyle bir beklenti onu çok sevindirdi, ancak kaynanasına kim bakacaktı?

Birçok aile eninde sonunda benzer bir zorlukla, yaşlı ana-babalara en iyi bakımın nasıl sağlanacağı konusuyla yüz yüze geliyorlar. Genellikle ana-babaların sağlığı nispeten iyi, kendileri iş görebilir durumda oldukları sürece bu konu üzerinde pek düşünülmez. Ancak, bazı küçük şeyler onların yaşlanmakta olduklarını ortaya koyabilir; örneğin, iğneye iplik geçirmeye çalışırken ellerinin titremesi ya da yerinde bulunamayan bir şeyi en son ne zaman gördüklerini hatırlamaya uğraşıp da başaramamaları gibi. Yine de, genellikle onların ihtiyaçlarını fark ettiren ani bir kaza ya da hastalıktır. O zaman bir şeyler yapılması gerekir.

Bazı ülkelerde sağlıkları nispeten iyi olan ana-babalar altın yıllarını çocuklarıyla değil de eşleriyle yalnız geçirmeyi tercih ederler. Başka ülkelerde, örneğin Doğu ve Afrika ülkelerinin birçoğunda yaşlıların çocuklarıyla, özellikle de en büyük oğullarıyla birlikte oturmaları beklenir. Özellikle ana-babadan biri yatalak olmuşsa böyledir. Örneğin, Japonya’da bir ölçüde yatağa mahkûm durumda olan 65 ve daha yukarı yaştaki kişilerin yaklaşık 240.000’ine evde aileleri tarafından bakılmaktadır.

Kutsal Yazılara Dayalı ve Ahlaksal Yükümlülükler

Birçoklarının “kendilerini seven,” “şefkatsiz” olduğu bir nesil içinde yaşıyorsak da yaşlılarla ilgili Kutsal Yazılara dayalı ve ahlaksal yükümlülüklerimizin olduğu açıktır. (II. Timoteos 3:1-5) Parkinson hastası yaşlı annesine bakan Tomiko, annesinden söz ederken duyduğu ahlaksal yükümlülüğü şöyle dile getirdi: “O 20 yıl boyunca bana baktı. Şimdi ben de ona aynı şeyi yapmak istiyorum.” Hikmetli Kral Süleyman şu tembihte bulundu: “Kendi babanı dinle, ve ihtiyar olduğu zaman, ananı hor görme.”—Süleymanın Meselleri 23:22.

Aynı imanı paylaşmayan bir anne ya da babanın dinsel önyargıları ya da duyduğu düşmanlık Kutsal Yazılardaki bu talimatı çocuğu için geçersiz kılmaz. İsa’nın resulü Pavlus’a şunları yazması ilham edildi: “Fakat eğer biri, kendininkilere, ve bilhassa evi halkına bakmazsa, imanı inkâr etmiştir, ve imansızdan fenadır.” (I. Timoteos 5:8) İsa, ölümünden önce son işlerinden biri olarak annesinin bakımıyla ilgili düzenleme yaptı; böylece bize örnek bıraktı.—Yuhanna 19:26, 27.

Karşılaşılan Zorluklarla Başa Çıkmak

Yıllardır ayrı yaşayan aile bireyleri yeniden birlikte oturmaya başladığında herkesin birçok ayarlama yapması gerekir. Böyle değişiklikler çok fazla sevgi, sabır ve karşılıklı anlayış gerektirir. Eğer en büyük oğul ya da başka bir evlat ailesini alıp ana-babasının evine taşınırsa tümüyle yeni koşullar ortaya çıkar. Belki yeni bir iş, çocuklar için yeni okullar ve alışılması gereken yeni bir çevre olacak. Çok kere bu, kadının görevlerinin artması anlamına gelecek.

Ayarlamalar yapmak yaşlı ana-baba için de aynı ölçüde zor olacak. İşlerine fazla karışılmadan, bir ölçüde sakin ve özgür yaşamaya alışmış olabilirler; oysa artık çevrelerinde enerji dolu torunları ve arkadaşlarının patırtısı var. Kendi kararlarını vermeye alışmış olabilirler ve kendilerini yönlendirme girişimlerine içerleyebilirler. Birçok ana-baba, bir gün oğullarının aileleriyle birlikte yanlarında oturacağını düşünerek, herkesin bir ölçüde bağımsız olabilmesi amacıyla evlerinin yanına ayrı evler ya da bir holle birleşen ekler yaptı.

Ev küçükse, yeni gelenlere yer açmak için daha fazla ayarlama yapmak gerekir. Bir anne dört kızının, 80 yaşındaki büyükannelerine yer açmak için yatak odalarına sürekli mobilya ve eşya konulduğunu gördükçe nasıl huzursuz olduklarını hatırlayarak güldü. Yine de, herkes ayarlamalar yapmanın gereğini kabul etmeye başlayıp, Mukaddes Kitabın sevgi ‘kendi çıkarını aramaz’ tembihini aklında tuttukça, bu sorunların çoğu genellikle kendiliğinden çözülecektir.—I. Korintoslular 13:5.

Yitirilen Özgürlük

İsa’nın takipçisi bir kadının kocası onunla aynı imanı paylaşmıyorsa ve ailesini ana-babasının yanına taşımaya karar verirse, bu ciddi bir sorun oluşturabilir. Kadın, ailenin bakımıyla ilgili yapması gereken şeyler yüzünden, İsa’nın takipçisi olarak yükümlülüklerini diğer görevleriyle dengeli biçimde yerine getirmesinin olanaksızlaştığını düşünebilir. Setsuko şöyle diyor: “Kocam bunamış durumdaki annesini evde yalnız bırakmanın tehlikeli olduğunu düşünüyordu, bu yüzden her zaman evde olmamı istiyordu. İbadete gitmeye kalkıştığımda, huzursuz olup yakınmaya başlıyordu. Japon terbiyesiyle yetiştiğimden başlangıçta ben de onu yalnız bırakmanın yanlış olduğunu düşünüyordum. Fakat sonra zamanla bunun olabileceğini fark ettim.”

Hisako’nun da sorunu aynıydı: “Kocam, ailesinin yanına taşındığımız zaman akrabalarının ne düşüneceği korkusuyla benden dinimi değiştirmemi ve dinsel faaliyetlerimi bırakmamı istedi. Daha kötüsü, yakında oturan akrabalar pazar günleri bize geliyorlardı, böylece ibadetlere gitmem zorlaşıyordu. Üstelik, çocuklar da ibadete gitmektense kuzenleriyle oynamak istiyorlardı. Ruhi düşünüşümüzün etkilenmekte olduğunu görebiliyordum. Kesin bir tavır almalı ve kocama dinimin kıyafet gibi değiştirilecek bir şey olmadığını, benim için önemli olduğunu anlatmalıydım. Zamanla, aile tutumunu düzeltti.”

Bazıları biraz daha serbest vakit kazanma sorununa çözüm olarak haftada bir ya da iki gün ev işleri için bir yardımcı aldılar. Bazıları da çocuklarından, yakındaki akrabalarından, hatta cemaatteki kardeşlerinden yardım isteyerek Tanrısal faaliyetleri ve ev dışındaki kişisel işleri için bir parça daha özgür olabildiler. Kocalar da geceleri ve hafta sonları evdeyken yardım edebildiler.—Vaiz 4:9.

Yaşlıları Aktif Durumda Tutmak

Karşılaşılan zorluklardan biri de yaşlıları aktif durumda tutmaktır. Bazı yaşlılar yemek pişirmekten ya da başka ev işlerine katılmaktan mutluluk duyar. Çocuklara göz kulak olmaları istenirse kendilerini ihtiyaç duyulan biri olarak hissederler; bahçedeki sebzelere, çiçeklere bakmak ya da bazı hobilere katılmak da onları memnun eder.

Bununla birlikte, bazıları günün çoğunu uyuyarak geçirmek ister ve kendilerine hizmet edilmesini bekler. Ancak onları mümkün olduğunca aktif durumda tutmanın kendilerini iyi hissetmeleri, uzun ömürlü olmaları ve zihnen canlı durumda kalmaları açısından önemli olduğu anlaşılıyor. Hideko, tekerlekli sandalyede olmasına rağmen annesini ibadetlere götürmenin ona tam ihtiyacı olan canlandırıcı etkiyi sağladığını gördü. Orada herkes tarafından sıcak karşılanıyor ve sohbetlere katılıyordu. Gördüğü ilginin sonucu olarak yaşlı bir kadınla Mukaddes Kitabı incelemeyi kabul etti. Bir çift, Alzheimer hastası olan annelerini ibadetlere götürüyor. Şöyle anlatıyorlar: “Genellikle hiçbir şey yapmak istemez, fakat ibadette mutlu oluyor. Herkes tarafından sıcak karşılanıyor, bu yüzden isteyerek geliyor. Bundan çok yararlandığını hissediyoruz.”

Makalenin başında sözü edilen Shinetsu, çözüm yolu olarak kaynanasına, seyahat etme işinde hizmet ettiği bölgenin ortasında bir daire buldu. Böylece o ve karısı her hafta farklı cemaatlere yaptıkları ziyaretler arasındaki zamanda onunla kalabileceklerdi. Karısı Kyoko şöyle dedi: Annem yaptığımız işte önemli bir yeri olduğunu ve kendisine ihtiyaç duyulduğunu hissediyor. Kocam kendisinden özel bir yemek pişirmesini istediğinde çok seviniyor.”

Bunamış Durumda Olanlar

Ana-babalar yaşlandıkça farklı derecelerde bunama belirtileri gösterebilirler, dolayısıyla onlara giderek daha fazla dikkat etmek gerekir. Günü, zamanı, mevsimi ve verilen sözleri unuturlar. Traş olmayı ya da giysilerini yıkamayı başaramayabilirler. Nasıl giyineceklerini ya da nasıl banyo yapacaklarını bile unutabilirler. Birçoğu yönünü şaşırır, başkaları da geceleri uyumakta zorluk çeker. Sürekli tekrarlama eğilimindedirler ve bu kendilerine söylendiğinde kızarlar. Zihinleri onlara oyunlar oynar. Israrla bir şeylerinin çalındığını ya da hırsızların eve girmeye çalıştığını söylerler. Dört kızları olan bir aile cinsel ahlaksızlık yönünde sürekli yapılan temelsiz suçlamalara dayanmak zorundaydı. Şöyle diyorlar: “Çok tatsız bir şeydi, fakat suçlamalara dayanmayı ve konuyu değiştirmeye çalışmayı öğrendik. Büyükanneyle aynı görüşte olmadığımızı söylemek boşunaydı.”—Süleymanın Meselleri 17:27.

Karşılanması Gereken Duygusal İhtiyaçlar

İlerleyen yaş, kişilere zorluklar getirir. Ağır hastalıklara, hareket kaybına ve zihinsel acılara katlanmak gerekir. Birçoğu yaşamlarının bir yön ya da amaçtan yoksun olduğunu düşünür. Yük olduklarını hissedebilir ve ölme isteklerini dile getirebilirler. Sevilip sayıldıklarını ve hesaba katıldıklarını hissetmeye ihtiyaçları vardır. (Levililer 19:32) Hisako şöyle dedi: “Annem yanımızdayken, her zaman, mümkün olan her konuda onu sohbetlerimize katmaya çalışıyoruz.” Başka bir aile, büyükbabalarından günün ayetinin müzakeresini yönetmesini isteyerek onun özsaygısını pekiştirmeye çalışıyor.

Yaşlılara karşı doğru bakış açısını korumak için sürekli uğraşmak gerekir. Yatalak durumdaki hastalar, haklarında küçültücü şekilde konuşulduğunu ya da saygısızca davranıldığını hissettiklerinde gücenirler. Fiziksel açıdan engelli kaynanasıyla oturan Kimiko şöyle diyor: “Annem zihnen uyanıktı, ona bakarken yürekten davranmadığım ya da bunu lütfedercesine yaptığım zaman anlardı.” Hideko’nun da kendi tutumunu değiştirmeye çalışması gerekti. “Kaynanama bakmak zorunda kaldığımda ilkin düş kırıklığına uğradım. Bundan önce öncü [dolgun vakitli vaaz eden Yehova’nın Şahidi] olarak hizmet ediyordum ve şimdi hizmetimi özlüyordum. Sonra, düşünce tarzımı düzeltmem gerektiğini gördüm. Evden eve hizmeti önemliyse de, bu da Tanrı’nın emirlerine uymanın önemli bir kısmıydı. (I. Timoteos 5:8) Sevinçli olmaya devam edebilmek için sevgi ve duygudaşlık niteliklerini daha fazla geliştirmeye ihtiyacım olduğunun farkına vardım. Bazı şeyleri sırf görev duygusuyla, mekanik olarak yaptığımda vicdanım beni rahatsız ederdi. Bir kaza geçirip ağrılar içinde kaldığımda kaynanamı ve çektiği ağrıları düşündüm. Bundan sonra, o kadar zorlanmadan, daha fazla sıcaklık ve duygudaşlık gösterebildim.”

Bakanların da Bakıma İhtiyacı Var

Yaşlıların bakımında yükü en fazla taşıyan kişinin takdir ifadelerine duyduğu ihtiyacı göz ardı etmemek gerekir. (Süleymanın Meselleri 31:28 ile karşılaştırın.) Kadınların çoğu, herhangi bir takdir ifadesi duysun ya da duymasın yükümlülüklerini yerine getirmeyi sürdürür. Yine de, işlerinin neleri kapsadığını göz önüne aldığımızda bu tür ifadelerin kesinlikle yerinde olduğunu anlarız. Büyük olasılıkla fazladan temizlik, yıkama ve pişirme işleri yapmaları gerekir. Hastaneye ya da doktora gidip gelme ve yaşlıları doyurup yıkama işlerini de hesaba katın. Uzun süre kaynanasına bakmış bir kadın şöyle diyor: “Yaptıklarıma takdirini dile getirmenin kocam için zor olduğunu biliyorum, fakat bunu başka yollarla gösteriyor.” Basit teşekkür sözleri bile insana yaptığı her şeye değdiği hissini verebilir.—Süleymanın Meselleri 25:11.

Ödüller de Var

Yıllarca yaşlı ana-babalarına bakmış birçok aile, bunun İsa’nın takipçilerine özgü şu önemli nitelikleri geliştirmelerine yardımcı olduğunu söylüyor: tahammül, özveri, bencil olmayan sevgi, çalışkanlık, alçakgönüllülük ve şefkat. Birçok aile duygusal açıdan birbirine daha da yaklaştı. Bu durumun başka güzel bir yanı da ana-babalarla daha çok sohbet etme ve onları daha iyi tanıma fırsatı vermesidir. Hisako kaynanası hakkında şöyle diyor: “İlginç bir yaşamı olmuş. Çok şey görmüş geçirmiş. Şimdi onu daha iyi tanıyorum ve daha önce fark etmediğim niteliklerini takdir etmeyi öğrendim.”

Kocasının ana-babasına ve yatalak büyükannesine bakan Kimiko şunları anlatıyor: “Mukaddes Kitabı incelemeden önce boşanıp kurtulmak istemiştim. Sonra, ‘dulları sıkıntılarında ziyaret etmemiz’ gerektiğini okudum. (Yakub 1:27) Elimden gelenin en iyisini yaptığım için mutluyum, şimdi aileden hiç kimse inançlarımla ilgili haklı bir yakınmada bulunamaz. Vicdanım temiz.” Bir başkası şöyle diyor: “Âdem’in günahının korkunç etkilerini gözlerimle gördüm ve artık fidyeye olan ihtiyacın daha fazla farkındayım.”

Yakında ev halkınıza ailenizin başka bir üyesi de katılacak mı? Ya da yaşlı ana-babanızın yanına taşınma olasılığınız var mı? Biraz endişeli misiniz? Bu anlaşılabilir bir durumdur. Ayarlamalar yapmak gerekecek. Fakat bu zorluğa başarıyla göğüs germenin pek çok ödülünü göreceksiniz.

[Sayfa 29’daki resim]

Yaşlıların sevilip sayıldıklarını hissetmeye ihtiyacı vardır

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş