Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w97 15/12 s. 22-27
  • Saklı Bir Hazine Gün Işığına Çıkıyor

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Saklı Bir Hazine Gün Işığına Çıkıyor
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Rusça Bir Mukaddes Kitap İhtiyacı
  • Tercüme Çabaları Başlıyor
  • Tercüme İşine Yıkıcı Bir Darbe mi?
  • Pavski’nin Eseri
  • Tanrı’nın İsmini Yüceltmek
  • Başkeşiş Makari
  • Makari’nin Cesur Tavrı
  • Sonunda Yayımlandı!
  • Günümüzde Makari Mukaddes Kitabı
  • Tanrı’nın Sözü Sonsuza Dek Durur
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
  • Hatırlıyor musunuz?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1998
  • Rusya’yı Yeniden Ziyaret
    Uyanış!—1995
  • New World Translation Tüm Dünyada Milyonlarca Kişi Tarafından Takdir Ediliyor
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2001
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
w97 15/12 s. 22-27

Saklı Bir Hazine Gün Işığına Çıkıyor

Makari Mukaddes Kitabının Öyküsü

BİR araştırmacı 1993 yılında St. Petersburg’daki Rus Ulusal Kütüphanesinde eski, sararmış Orthodox Review dergilerinden oluşan bir yığın buldu. 1860-1867 yıllarına ait dergilerin sayfalarında Rus halkından yüz yılı aşkın bir süredir saklanmış olan bir hazine yatıyordu. Bu, Mukaddes Kitabın tüm İbranice Kutsal Yazılar ya da “Eski Ahit” kısmının Rus diline tercümesiydi!

Kutsal Yazıların tercümanları, Başkeşiş Makari olarak bilinen Mikail İakovleviç Glukarev ile Gerasim Petroviç Pavski idi. Her ikisi de Rus Ortodoks Kilisenin önde gelen üyeleri ve aynı zamanda dil bilginleriydi. Bu kişiler geçen yüzyılın başlarında bu işe başladıkları sırada henüz Mukaddes Kitabın tümü Rusçaya tercüme edilmemişti.

Gerçi, Mukaddes Kitap çağdaş Rusçanın öncüsü olan eski Slav dilinde vardı. Fakat, 19. yüzyılın ortalarında, Slav dili yalnızca dinsel ayinlerde din adamlarınca kullanılıyordu; bunun dışında unutulmuş bir dildi. Buna benzer bir durum Batı’da da yaşandı; Katolik Kilisesi Latincenin ölü bir dil haline gelmesinden uzun zaman sonra bile Mukaddes Kitabın yalnız Latince kalması için çaba harcadı.

Makari ve Pavski, Mukaddes Kitabı sıradan insanların ulaşabileceği duruma getirme girişiminde bulundu. Bu nedenle, onların uzun zamandır unutulmuş olan eserlerinin bulunması, Rusya’nın edebi ve dinsel mirasının önemli bir kısmının geri kazanılmasını sağladı.

Bununla birlikte, acaba Makari ve Pavski kimdi? Ayrıca, Mukaddes Kitabı halk diline tercüme etme çabaları neden bu kadar muhalefetle karşılaştı? Onların öyküsü Mukaddes Kitabı seven herkes açısından hayranlık verici ve imanı güçlendirici bir nitelik taşır.

Rusça Bir Mukaddes Kitap İhtiyacı

Halkın ortak dilinde bir Mukaddes Kitaba duyulan ihtiyacı ilk fark edenler Makari ve Pavski değildi. Bundan yüz yıl önce Rus çarı I. Petro, yani Büyük Petro da böyle bir ihtiyacı fark etmişti. İlginçtir, o Kutsal Yazılara saygı gösteriyordu ve şunları söylediği kaydedilir: “Mukaddes Kitap bütün diğer kitaplardan üstün olan ve insanın Tanrı’ya ve komşusuna karşı görevlerine ilişkin her şeyi içeren bir kitaptır.”

Böylece 1716’da Petro kendi kraliyet kuruluna Mukaddes Kitabı Amsterdam’da basmalarını emretti; masrafı kendisi karşılayacaktı. Her sayfada bir sütun Rusça metin ve bir sütun Hollandaca metin yer almalıydı. Yalnızca bir yıl sonra 1717’de Yunanca Kutsal Yazılar, yani “Yeni Ahit” kısmı hazırdı.

İbranice Kutsal Yazıların dört ciltlik Hollandaca kısmı da 1721’de basılmıştı. Bir sütun, daha sonra Rusça metinle doldurulmak üzere boş bırakılmıştı. Petro basım işini bitirmek ve dağıtımı düzenlemek üzere Mukaddes Kitapları Rus Ortodoks Kilisesi’nin en yüksek dinsel otoritesi olan “Kutsal Sinod”a teslim etti. Ancak sinod işi tamamlamadı.

Dört yıl geçmeden Petro öldü. Mukaddes Kitaplarına ne oldu? Rusça metinle dolması tasarlanan sütunlar hiçbir zaman dolmadı. Mukaddes Kitaplar bir bodrumda büyük yığınlar halinde istiflendi ve orada çürüdü—daha sonra zarar görmemiş bir tek kitap bile bulunamadı! Sinod’un kararı “geri kalan her şeyi tüccarlara satmaktı.”

Tercüme Çabaları Başlıyor

British and Foreign Bible Society’nin bir üyesi olan John Paterson 1812’de Rusya’ya geldi. Paterson bir Kitabı Mukaddes şirketi kurmak üzere St. Petersburg’daki aydınların ilgisini uyandırdı. Altı Aralık 1812’de—Rus ordusunun I. Napolyon’un işgalci birliklerini püskürttüğü yıl—Çar I. Aleksandr, Rus Kitabı Mukaddes şirketi için belgeyi onayladı. 1815’te çar, şirketin başkanı olan Prens Alexsandr Golitsin’e emir vererek, yönetimde olan sinoda şunları söylemesini istedi: “Ruslar da Tanrı’nın Sözünü kendi anadilleri olan Rusçada okuma imkânına sahip olmalıdır.”

İbranice Kutsal Yazıların doğrudan orijinal İbraniceden Rusçaya tercüme edilmesi için onay verilmesi övgüye değerdir. İbranice Kutsal Yazıların Slav diline tercümesinde temel olarak eski Yunanca Septuagint tercümesi kullanılmıştı. Mukaddes Kitabı Rusçaya tercüme edecek kişilere, tercümenin ana ilkelerinin doğruluk, açıklık ve duruluk olması gerektiği söylendi. Mukaddes Kitabın Rus diline kazandırılması için harcanan bu ilk çabaların sonucu ne oldu?

Tercüme İşine Yıkıcı Bir Darbe mi?

Hem kilisede hem de hükümetteki muhafazakâr gruplar kısa sürede yabancı dinsel ve politik etkiler konusunda hassaslaşmaya başladı. Bazı kilise liderleri daha ileri giderek ayin dili olan eski Slav dilinin Mukaddes Kitap mesajını Rusçadan daha iyi ifade ettiğini savundular.

Bu nedenle Rus Kitabı Mukaddes şirketi 1826’da feshedildi. Kitabı Mukaddes şirketi tarafından üretilen birkaç bin tercüme yakıldı. Sonuç olarak Mukaddes Kitap âdet ve geleneklerin gölgesinde, arka planda kaldı. Katolik Kilisesi’nin örneğini izleyen sinod 1836’da şunu kararlaştırdı: “Halk arasında her dindar kişinin Kutsal Yazıları dinlemesine izin verilebilir, fakat hiç kimsenin Kutsal Yazıların bazı kısımlarını, özellikle de Eski Ahiti rehberlik almadan okumasına izin verilemez.” Mukaddes Kitabı tercüme etme işi yıkıcı bir darbe almış gibiydi.

Pavski’nin Eseri

Bu sırada bir İbrani dili profesörü olan Gerasim Pavski İbranice Kutsal Yazıları Rusçaya tercüme etme görevini üstlenmişti. 1821’de Mezmurların tercümesini bitirdi. Çar bunu hemen onayladı ve Ocak 1822’de Mezmurlar kitabı halka sunuldu. Kısa zamanda kabul gördü ve 12 baskısı yapıldı—toplam 100.000 adet!

Pavski’nin bilimsel çabaları birçok dil bilgininin ve ilahiyatçının saygısını kazanmasına neden oldu. O, etrafını sarmış olan entrikalardan kendisini uzak tutan, açık sözlü ve dürüst bir adam olarak tanınırdı. Kilisenin Rus Kitabı Mukaddes Şirketine karşı çıkması ve bazılarının bunun yabancı çıkarları temsil ettiğini düşünmesine rağmen, Profesör Pavski derslerinde Mukaddes Kitap ayetlerini Rusçaya tercüme etmeyi sürdürdü. Kendisine hayran olan öğrencileri tercümelerini not aldılar ve zamanla onun eserini derleyebildiler. 1839’da akademinin matbaasında sansürcülerin izni olmadan 150 nüsha basma cesareti gösterdiler.

Pavski’nin tercümesi okuyucular üzerinde çarpıcı bir etki yaptı ve talep giderek arttı. Fakat 1841’de bu tercümenin “tehlikesi” konusunda sinoda imzasız bir şikâyette bulunuldu; tercümenin Ortodoks öğretisinden saptığı iddia ediliyordu. İki yıl sonra sinod bir karar yayımladı: “G. Pavski’nin Eski Ahit tercümesinin var olan bütün elyazmaları ve taş baskı nüshalarına el koyun ve onları yok edin.”

Tanrı’nın İsmini Yüceltmek

Buna rağmen Pavski, Mukaddes Kitap tercümesine duyulan ilgiyi alevlendirmişti. Kendisi aynı zamanda başka önemli bir konuda da gelecekteki tercümanlara güzel bir örnek bırakmıştı; bu konu Tanrı’nın ismiydi.

Rus araştırmacı Korsunski şunu açıklıyor: ‘Bizzat Tanrı’nın ismi, O’nun isimlerinin en kutsal olanı İbranice יהוה harflerinden oluşuyordu; şimdi ise Yehova olarak telaffuz edilir.’ Mukaddes Kitabın eski kopyalarında Tanrı’nın bu ayırt edici ismi yalnızca İbranice Kutsal Yazılarda binlerce defa geçer. Fakat, Yahudiler yanlış bir inanış olarak Tanrısal ismin yazılamayacak ve söylenemeyecek kadar kutsal olduğu görüşündeydiler. Bununla ilgili Korsunski şunu söyledi: ‘Konuşmada veya yazıda, bu ismin yerine genellikle “Rab” diye tercüme edilen Adonai sözcüğü kondu.’

Açıkçası, Tanrı’nın ismini kullanmaktan kaçınmak Tanrısal saygıdan değil, batıl inançlara dayalı bir korkudan ileri gelir. Mukaddes Kitabın hiçbir yerinde Tanrı’nın isminin kullanılmaması yönünde bir teşvik yoktur. Bizzat Tanrı Musa’ya şöyle dedi: “İsrail oğullarına böyle diyeceksin: Atalarınızın Allahı . . . . Yehova beni size gönderdi; ebediyen ismim bu, ve devirden devre anılmam budur.” (Çıkış 3:15) Kutsal yazılar Tanrı’ya tapınanları tekrar tekrar şöyle teşvik eder: “RABBE (Yehova’ya) şükredin, onun ismini çağırın.” (İşaya 12:4) Buna rağmen, Mukaddes Kitap tercümanlarının çoğu Yahudi geleneğini izlemeyi seçerek Tanrı’nın ismini kullanmaktan kaçındı.

Fakat Pavski bu geleneği izlemedi. Yehova ismi, sadece Mezmurlar tercümesinde 35’ten fazla kez geçer. Onun bu kararlılığı çağdaşlarından biri üzerinde önemli bir etki yaratacaktı.

Başkeşiş Makari

Bu kişi, bir Rus Ortodoks misyoneri olan başkeşiş Makari’ydi; kendisi dil konusunda müthiş yetenekliydi. Yedi yaşında, henüz çok deneyimsizken, Rusça kısa metinleri Latinceye tercüme edebiliyordu. Yirmi yaşına geldiğinde, İbranice, Almanca ve Fransızca biliyordu. Bununla birlikte, alçakgönüllü tutumu ve Tanrı’nın önündeki sorumluluğuyla ilgili net anlayışı onun kendine aşırı güvenme tuzağından kaçınmasına yardım etti. Sürekli olarak başka dilbilimcilerin ve bilginlerin öğütlerini almaya çalışırdı.

Makari Rusya’daki misyonerlik faaliyetinde reform yapmaya çalıştı. Hıristiyanlığın Rusya’daki Müslümanlara ve Yahudilere götürülebilmesi için kilisenin önce “okullar kurarak ve Rus dilinde Mukaddes Kitaplar dağıtarak insan topluluklarını aydınlatması” gerektiğini düşünüyordu. Mart 1839’da Makari İbranice Kutsal Yazıları Rusçaya tercüme etme izni almak ümidiyle St. Petersburg’a geldi.

Makari, Mukaddes Kitabın İşaya ve Eyub kitaplarını zaten tercüme etmişti. Bununla birlikte, sinod ona İbranice Kutsal Yazıları Rusçaya tercüme etme iznini vermeyi reddetti. Aslında, Makari’ye İbranice Kutsal Yazıları Rus diline tercüme etme fikrini bile aklından çıkarması söylendi. Sinod 11 Nisan 1841 tarihli bir karar yayımladı ve Makari’ye “vicdanını dua ve yalvarışlarla temizlemek üzere üç ila altı hafta boyunca Tomsk’taki bir piskoposun evinde hizmet ederek kefaret ödemesi” emredildi.

Makari’nin Cesur Tavrı

Aralık 1841’den Ocak 1842’ye kadar Makari bu kefaretini ödedi. Fakat bunu yerine getirir getirmez hemen İbranice Kutsal Yazıların geri kalan kısmını tercüme etmeye başladı. Pavski’nin İbranice Kutsal Yazılardan yaptığı tercümenin bir nüshasını edinmişti ve bunu kendi tercümesini kontrol etmek amacıyla kullandı. Pavski gibi o da Tanrı’nın ismini gizlemeyi reddetti. Aslında, Yehova ismi Makari tercümesinde 3.500’den fazla kez geçer!

Makari, eserinin kopyalarını kendisini destekleyen arkadaşlarına gönderdi. Birkaç elyazması kopya elden ele dolaşmasına rağmen kilise onun eserinin yayımlanmasını engellemeye devam ediyordu. Makari Mukaddes Kitabını yurt dışında tanıtmak üzere planlar yaptı. Ülkeden ayrılacağı günün arifesinde hastalandı ve bundan kısa süre sonra 1847 yılında öldü. Kendi Mukaddes Kitap tercümesi yaşadığı dönemde hiç yayımlanmamıştı.

Sonunda Yayımlandı!

Zamanla, politik ve dinsel eğilimler değişti. Ülkeyi yeni bir liberalizm rüzgârı sarmıştı ve 1856’da sinod Mukaddes Kitabın Rusçaya tercümesini yeniden onayladı. Daha elverişli olan bu ortamda Makari Mukaddes Kitabı 1860 ile 1867 yılları arasında Orthodox Review’da, An Experiment of Translation Into the Russian Language (Rus Diline Bir Tercüme Denemesi) başlığı altında dizi şeklinde yayımlandı.

Bir Rus dinsel edebiyatı bilgini olan, Çernigov şehri başpiskoposu Filaret, Makari Mukaddes Kitabı hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: “Onun tercümesi İbranice metne sadıktır; ayrıca tercümenin dili duru ve konuya uygundur.”

Bununla birlikte, Makari Mukaddes Kitabı hiçbir zaman halka sunulmamıştı. Aslında, o neredeyse tamamen unutulmuştu. Nihayet 1876’da, hem İbranice hem de Yunanca Kutsal Yazıları içeren Mukaddes Kitabın tümü sinodun onayıyla Rusçaya tercüme edildi. Bu tamamlanmış Mukaddes Kitap genellikle sinod tercümesi olarak adlandırılır. Bu “resmi” Rus Ortodoks Kilisesi tercümesi için başlıca kaynak olarak Pavski’ninkiyle birlikte Makari’nin tercümesinin kullanılması ilginçtir. Fakat Tanrı’nın ismi İbranicede geçtiği yerlerden ancak birkaç tanesinde kullanılmıştır.

Günümüzde Makari Mukaddes Kitabı

Makari Mukaddes Kitabı 1993’e kadar saklı kalmıştır. Girişte belirtildiği gibi o sırada onun bir nüshası, Rus Ulusal Kütüphanesinin nadide kitaplar bölümünde bulunan eski Orthodox Review dergilerinde yer alıyordu. Yehova’nın Şahitleri bu Mukaddes Kitabın halka ulaşmasının değerini fark etti. Kütüphane Rusya’daki Yehova’nın Şahitleri’nin Dinsel Teşkilatına, yayımlanmaya hazır hale getirmek amacıyla Makari Mukaddes Kitabının bir nüshasını alma izni verdi.

Yehova’nın Şahitleri bundan sonra bu Mukaddes Kitabın yaklaşık 300.000 nüshasının İtalya’da basılması ve tüm Rusya’da ve Rusça konuşulan başka birçok ülkede dağıtılması için düzenlemeler yaptı. Bu Mukaddes Kitap baskısı, Makari’nin İbranice Kutsal Yazılar tercümesinin çoğu kısmını, Pavski’nin Mezmurlar tercümesini ve aynı zamanda Yunanca Kutsal Yazıların, Ortodoks Kilisesinin verdiği yetkiyle yapılan sinod tercümesini içeriyordu.

Bu kitap Ocak 1997’de, Rusya’nın St. Petersburg şehrinde yapılan bir haber konferansı sırasında çıktı. (Sayfa 26’ya bakın.) Rus okuyucular için bu yeni Mukaddes Kitap, mutlaka aydınlatıcı ve bilgilendirici olacaktı.

İşte bu nedenle, Mukaddes Kitabın yayımlanması dinsel ve edebi bir zaferdir! Aynı zamanda bu, İşaya 40:8’deki şu sözlerin doğruluğuna ilişkin imanımızı güçlendiren bir hatırlatıcıdır: “Ot kurur, çiçek solar; fakat Allahımızın sözü ebediyen durur.”

[Sayfa 26’daki çerçeve/resim]

Mukaddes Kitap Eleştirmenlerden Övgü Topluyor

“İŞTE, edebiyat alanında bir dev yapıt daha: Makari Mukaddes Kitabı.” Komsomolskaya Pravda gazetesi Makari Mukaddes Kitabının çıkışını bu giriş sözleriyle bildirdi.

Bu gazete Mukaddes Kitabın Rus dilinde ilk görülüşünün “120 yıldan” daha eskiye dayanmadığını belirttikten sonra üzüntüyle şunları anlattı: “Uzun yıllar kilise kutsal kitapların okunması kolay dillere tercüme edilmesine karşı çıktı. Kilise birkaç tercümeyi reddettikten sonra nihayet 1876’da bir tanesinde karar kıldı; bu, sinod tercümesi olarak bilinir. Bununla birlikte, kiliselerde kullanılmasına izin verilmedi. Orada bu güne kadar kabul gören tek Mukaddes Kitap eski Slav dilindedir.”

Ayrıca St. Petersburg Echo gazetesi de Makari Mukaddes Kitabının yayımlanmasının değerine işaret ederek şunları belirtti: “St. Petersburg Devlet Üniversitesi, Herzen Pedagoji Üniversitesi ve Din Tarihi Devlet Müzesindeki söz sahibi bilginler Mukaddes Kitabın bu yeni baskısına tam not verdi.” Mukaddes Kitabın Rusçaya geçen yüzyılın ilk yarısında Makari ve Pavski tarafından yapılan tercümesine dikkat çeken gazete şunları bildirdi: “O zamana kadar Rusyada Mukaddes Kitap ancak eski Slav dilinde okunabiliyordu, bu dil ise yalnızca din adamları tarafından anlaşılabilirdi.”

Yehova’nın Şahitleri tarafından Makari Mukaddes Kitabının çıkarıldığı bu yılın ilk yarısında St. Petersburg’daki bir basın konferansı sırasında duyuruldu. Günlük yerel bir gazete olan Nevskoye Vremya şunları belirtti: “Söz sahibi bilginler . . . . bu baskının Rusya ve St. Petersburg’un kültürel yaşamında büyük öneme sahip bir olay olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Bu dinsel teşkilatın faaliyeti hakkında kim ne düşünürse düşünsün, şimdiye kadar bilinmeyen bu Mukaddes Kitap tercümesinin yayımlanması kuşkusuz büyük yarar taşır.”

Tabii, Tanrı’nın yazılı Sözünün sıradan halkın okuyup anlayabileceği bir dilde var olması Tanrı’yı seven herkesi sevindirir. Mukaddes Kitabı seven herkes bir Mukaddes Kitap tercümesinin daha, tüm dünyada Rusça konuşan milyonlarca insanın elde edebileceği hale gelmesinden mutluluk duyuyor.

[Resim]

Makari Mukaddes Kitabının çıkışı bu basın toplantısında açıklandı

[Sayfa 23’teki resim]

Gizli hazinenin bulunduğu Rus Ulusal Kütüphanesi

[Sayfa 23’teki resim]

Büyük Petro Mukaddes Kitabın Rusça basılmasına çalıştı

[Tanıtım notu]

Corbis-Bettmann

[Sayfa 24’teki resim]

Mukaddes Kitabın Rusçaya tercüme edilmesine katkıda bulunan Gerasim Pavski

[Sayfa 25’teki resim]

Yeni Rusça Mukaddes Kitaba ismi verilen Başkeşiş Makari

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş