Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w98 1/11 s. 19-23
  • En Büyük İsteğim Yehova’yı Memnun Etmek

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • En Büyük İsteğim Yehova’yı Memnun Etmek
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1998
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Hizmete Adanmış Bir Yaşam
  • Okuldaki İman Denemeleri
  • Tarafsızlık Konusunda Denendim
  • Serbest Bırakıldıktan Sonra Canlanan Faaliyet
  • Nimetlerle Dolu, Doyum Veren Bir Yaşam
  • Yehova’nın Sevgi Dolu Eli Altında Hizmet Etmek
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
  • Terk Edilmiş Bir Öksüz Sevgi Dolu Bir Baba Buluyor
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2005
  • ‘Yeni Sahalara Geçerek’ Yaşanan 50’yi Aşkın Yıl
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
  • Mesih’in Askeri Olmaya Kararlıyım
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (İnceleme)—2017
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1998
w98 1/11 s. 19-23

En Büyük İsteğim Yehova’yı Memnun Etmek

THEODOROS NEROS TARAFINDAN ANLATILMIŞTIR

Hücremin kapısı açıldı ve görevli bağırdı: “Neros kim?” “Benim,” dedim; sonra emretti: “Kalk. İdam edileceksin.” Yıl 1952’ydi ve ben Yunanistan’da Korinthos’taki bir askeri kamptaydım. Her an ölümle yüz yüzeydim. Bunun nedenini açıklamadan önce, size biraz geçmişimden bahsedeyim.

BABAM 1925 yılı civarında Mukaddes Kitap Tetkikçileri (Yehova’nın Şahitleri o zaman bu isimle bilinirdi) ile temasa geçti. Kısa süre sonra onlardan biri oldu; inançları hakkında kardeşleriyle konuştu ve 8 kardeşi de Mukaddes Kitap hakikatini benimsediler. Ana-babası da benimsedi. Daha sonra evlendi, ben 1929’da Yunanistan’ın Agrinion kentinde doğdum.

Yunanistan için çok korkunç yıllardı! Önce General Metaksas’ın acımasız diktatörlüğü vardı. Sonra 1939’da II. Dünya Savaşı patlak verdi ve çok geçmeden ülke Naziler tarafından işgal edildi. Her yerde hastalık ve açlık görülüyordu. Şişmiş cesetler el arabalarıyla uzaklara taşınıyordu. Dünyada apaçık görülen kötülük, Tanrı’nın Gökteki Krallığına olan ihtiyacı ortaya koyuyordu.

Hizmete Adanmış Bir Yaşam

Bir toplantı için 20 Ağustos 1942’de Selanik dışında grupça bir araya geldiğimizde, riyaset eden nazırımız şehri bombalayan Britanya savaş uçaklarını işaret ederek ‘toplanmalarımızı terketmeyelim’ tembihine uyarak nasıl korunduğumuza dikkat çekti. (İbraniler 10:24) Sahile yakın bir yerde toplanmıştık; vaftiz edilmek isteyenler arasında ben de vardım. Sudan çıkınca ayakta yan yana durduk ve iman kardeşlerimiz aldığımız karardan dolayı bizleri öven sözler içeren bir ilahi söylediler. Gerçekten unutulmaz bir gündü!

Kısa bir zaman sonra, başka bir gençle birlikte insanları evlerinde ziyaret ederken polisler bizi tutukladı ve karakola götürdü. Bize, “Yehova da tıpkı Stalin gibidir, aptallar!” diyerek komünistlerle bir tutulduğumuzu, ayrıca vaaz etme faaliyetimizin yasak olduğunu vurguladılar ve bizi dövdüler.

O sıralarda Yunanistan’da iç savaş tüm şiddetiyle sürüyordu ve anti-Komünist duygular hararetle kabarıyordu. Ertesi gün suçlular gibi ellerimiz kelepçeli olarak evlerimizin önünden geçirildik denemeler bununla bitmedi.

Okuldaki İman Denemeleri

1944’lü yılların başlarında hâlâ öğrenciydim ve Selanik de hâlâ Nazilerin işgali altındaydı. Bir gün okulda, din profesörü olan bir Yunan Ortodoks papaz, beni sözlüye kaldıracağını söyledi. Diğer çocuklar, “o Ortodoks değil” dediler.

Profesör “hangi dinden?” diye sordu.

“Ben Yehova’nın bir Şahidiyim” diye yanıtladım.

“Koyunların arasında bir kurt” diye bağırarak üzerime atılıp yüzüme tokat attı.

Kendi kendime, “Bu mümkün mü,” diye düşündüm. “Bir koyun, kurdu ısırabilir mi?”

Birkaç gün sonra yaklaşık 350 kişi öğle yemeği için sofraya oturduk. Müdür şöyle dedi: “Neros bizim için bir şükran duası edecek.” Ben, İsa’nın, takipçilerine öğrettiği Matta 6:9-13’te kayıtlı ‘Babamız’ diye başlayan örnek duayı tekrarladım. Bu müdürün hoşuna gitmedi, masada oturduğu yerden bana kızgın bir ifadeyle sordu: “Neden böyle dua ettin?”

“Çünkü ben Yehova’nın bir Şahidiyim” dedim. O zaman o da üzerime yürüyüp yanağıma bir tokat patlattı. Aynı günün sonrasında başka bir öğretmen beni odasına çağırdı ve şöyle söyledi: “Aferin Neros, inancına sıkıca sarıl ve pes etme.” O gece babam Resul Pavlus’un şu sözleriyle beni teşvik etti: “Mesih İsada takva üzere yaşamak isteyenlerin hepsi eza çekeceklerdir.”—II. Timoteos 3: 12.

Liseyi bitirdiğim zaman, hangi kariyeri seçeceğim konusunda karar vermek zorundaydım. Yunanistan’daki iç savaş yüzünden tarafsızlık meselesiyle de karşı karşıya kaldım. (İşaya 2:4; Matta 26:52) En sonunda 1952’nin başlarında, Yunan tarihinin o güç döneminde tarafsızlığım nedeniyle 20 yıl hapis cezasına çarptırıldım.

Tarafsızlık Konusunda Denendim

Mesolongion ve Korinthos’ta bulunan askeri kamplarda tutuklu olduğum dönemlerde komutanlara Mukaddes Kitapla eğitilmiş vicdanımın siyasi davaları desteklememe izin vermediğini açıklama fırsatım oldu. II. Timoteos 2:3’e değinerek durumumu açıkladım. Tekrar düşünmem için beni zorladıklarında, bunun anlık bir karar olmadığını iradesini yapmak için kendimi Tanrı’ya vakfetmemin sonucu olarak ciddiyetle düşünüp verdiğim bir karar olduğunu söyledim.

Bunun sonucunda, günaşırı yemek yiyerek 20 gün zorunlu işte çalışmak ve 1’e 2 metreden biraz daha küçük boyuttaki bir hücrede beton zemin üzerinde uyumak zorunda bırakıldım. Bu hücreyi başka iki şahitle paylaşıyordum! İnfaz için hücreden dışarıya çağrılmam Korinthos kampında geçirdiğim bu zamanlardaydı.

İdam yerine doğru ilerlerken, görevli sordu: “Herhangi bir şey söylemeyecek misin?”

“Hayır” diye yanıtladım.

“Ailene bir şeyler yazmayacak mısın?”

Yine “hayır” diye yanıtladım. “Burada idam edilebileceğimin zaten farkındalar.”

Avluya vardık ve duvara dönüp durmam emredildi. Sonra askerlere ateş emri yerine görevli, “içeri götürün” emrini verdi. Bu tamamıyla benim kararlılığımı denemek için tasarlanmış bir düzendi.

Daha sonra Makronisos adasına gönderildim; orada Mukaddes Kitap dışında herhangi bir yayın edinmeme izin verilmiyordu. On üç şahit, ağır suçlar işlemiş yaklaşık 500 mahkûmdan ayrı olarak küçük bir evde tutuluyordu. Fakat yayınlar bir yolla gizlice bize ulaştırılıyordu. Örneğin, bir gün bana bir kutu lokum gönderildi. Müfettişler lokumu tatmaya o kadar istekliydi ki, altına gizlenmiş olan Watchtower dergisini fark edemediler. Bir şahidin dediği gibi “askerler lokumu yediler, biz de dergiyi ‘yedik.’”

O zaman yeni çıkmış olan What Has Religion Done for Mankind kitabından bir tane elimize geçti ve hapisteki kardeşlerden İngilizce bilen biri onu tercüme etti. Gizlice toplanarak dergi incelemesini de yapıyorduk. Hapishaneyi bir okul, ruhi düşünüşümüzü güçlendirmek için bir fırsat olarak görüyorduk. Hepsinden öte mutluyduk, çünkü bütünlüğümüzü korumamızın Yehova’yı memnun ettiğini biliyorduk.

Son olarak yattığım hapishane Peloponisos’un doğusunda bulunan Tyrinta’daydı. Orada bir mahkûmla Mukaddes Kitabı incelerken bizi dikkatle izleyen gardiyanı fark ettim. O gardiyana yıllar sonra Selanik’te rastlamak benim için büyük bir sürpriz oldu. Artık bir Şahitti. Daha sonra çocuklarından biri gardiyanlık yapmak için değil, mahkûm olarak cezaevine kondu. O da benimle aynı nedenden hapsedilmişti.

Serbest Bırakıldıktan Sonra Canlanan Faaliyet

Aslında 20 yıl olan hapis cezamın sadece 3 yılını yattım. Serbest bırakıldıktan sonra Atina’da yaşamaya karar verdim. Ancak çok geçmeden zatülcenp oldum ve Selanik’e dönmek zorunda kaldım. İki ay yattım. Daha sonra Koula adında çok hoş bir kızla tanıştım ve 1959’un Aralık ayında evlendik. 1962’de öncü olarak hizmet etmeye başladı; Yehova’nın Şahitleri dolgun vakitli hizmet edenler için bu ifadeyi kullanırlar. Üç yıl sonra öncülük işinde ben de ona katılabildim.

Ocak 1965’te çevre işine başka sözlerle, ruhen güçlendirme amacıyla cemaatleri ziyaret etme görevine tayin edildik. O yılın yazında Avusturya’nın Viyana kentinde ilk kez büyük bir bölge toplantısına katılma imtiyazına sahip olduk. Bu, faaliyetimizin Yunanistan’da yasak olması yüzünden ormanda yaptığımız toplantılardan farklıydı. 1965 yılının sonuna doğru Yehova’nın Şahitlerinin Atina’daki bürosunda çalışmak üzere davet edildik. Ancak bazı akrabalarımın sağlık problemleri nedeniyle 1967’de Selanik’e dönmek zorunda kaldık.

Aile sorumluluklarıyla ilgilenirken, vaaz etme işinde yoğun biçimde çalışmaya devam ettik. Bir keresinde, kuzenim Kostas’la konuşurken, ona Tanrı’nın teşkilatının güzelliğini ve içindeki sevgiyi, birliği ve Tanrı’ya olan bağlılığı açıkladım. O, “Eğer Tanrı olsaydı, bütün bunlar çok güzel olurdu” dedi. Tanrı’nın var olup olmadığını araştırma davetimi kabul etti. 1969’un Ağustos’unda Almanya’nın Nürnberg kentindeki uluslararası kongreye katılacağımızı belirttim. Kendisinin ve Mukaddes Kitabı incelemekte olan arkadaşı Alekos’un bizimle birlikte gelip gelemeyeceğini sordu.

Nürnberg kongresi olağanüstüydü. Kongre, Hitler’in askeri zaferlerini kutladığı büyük stadyumda yapıldı. Katılım 150.000’den fazla kişiyle bir zirveye erişti; Yapılan her işte Yehova’nın ruhunun etkisi görülüyordu. Bundan kısa bir süre sonra hem Kostas hem de Alekos vaftiz edildiler. Şimdi ikisi de ihtiyar olarak hizmet ediyor ve aile üyeleri de Şahit.

İlgi gösteren bir bayanla Mukaddes Kitabı tetkik etmeye başladım. Kocası inançlarımızı incelemek istediğini söyledi ve bundan kısa bir süre sonra bana bir Yunan Ortodoks ilahiyatçısı olan Bay Sakkos’u tartışmak üzere davet ettiğini bildirdi. Her ikimize de bazı sorular yöneltmek istiyordu. Bay Sakkos bir papazla birlikte geldi. Ev sahibi “önce Bay Sakkos’un şu üç soruyu cevaplandırmasını istiyorum” diyerek söze başladı.

Elinde müzakerelerimizde kullandığımız Mukaddes Kitabın bir tercümesiyle şöyle sordu: “Soru bir: Bu gerçek bir Mukaddes Kitap mı yoksa Şahitlerin Mukaddes Kitabı mı?” Bay Sakkos bunun güvenilir bir tercüme olduğunu söyledi ve Yehova’nın Şahitlerini “Mukaddes Kitap tutkunları” diye tanımladı.

Adam devam edip şöyle sordu: “Soru iki: Yehova’nın Şahitleri ahlaklı insanlar mı?” Aslında adam karısının ne tür insanlarla ilişkide olduğunu öğrenmeye çalışıyordu. İlahiyatçı onların kesinlikle ahlaklı olduğunu söyledi.

“Üçüncü soru” diye devam etti adam, “Yehova’nın Şahitlerine maaş veriliyor mu?” İlahiyatçı “hayır” diye yanıtladı.

Adam, “sorularımın cevabını aldım ve kararımı verdim” diyerek sözlerini noktaladı. Daha sonra Mukaddes Kitap tetkikini sürdürdü ve çok geçmeden vaftiz edilip Yehova’nın Şahidi oldu.

Nimetlerle Dolu, Doyum Veren Bir Yaşam

Ocak 1976’da tekrar çevre nazırı olarak hizmet etmeye başladım. Altı yıl kadar sonra Yunanistan’da vaaz faaliyetinde yeni bir uygulama olan sokak hizmetini ilk deneyenler arasında olma imtiyazına sahiptim. Sonra Ekim 1991’de karımla birlikte özel öncü olarak hizmet etmeye başladık. Birkaç ay sonra, dört damarı içeren bir bypass ameliyatı oldum; şükür ki başarılı bir amaliyattı. Şimdi sağlığım oldukça iyi ve bugüne dek dolgun vakitli vaaz etme işimi sürdürebildim. Selanik’teki bir cemaatte ihtiyar olarak hizmet ediyorum ve aynı zamanda tıbbi ihtiyacı olanlara yardımcı olabilmek için yerel Hastane İrtibat Heyetinde çalışıyorum.

Geçmişe baktığımda, semavi Babamızı memnun eden şeyleri yapmış olmanın ne kadar doyum verici olduğunu görüyorum. Uzun yıllar önce O’nun şu çekici davetini kabul etmiş olduğum için mutluyum: “Oğlum hikmetli ol, ve yüreğimi sevindir; ta ki beni ayıplayana cevap vereyim.” (Süleymanın Meselleri 27:11) Dünya çapında Yehova’nın teşkilatına katılan samimi insanların sayısında görülen artış gerçekten yüreğime sevinç veriyor. Mukaddes Kitap hakikatiyle insanları gerçek özgürlüğe kavuşturmak ve bu sayede onlara adil yeni bir dünyada sonsuz yaşam ümidini sunmak gerçekten büyük bir imtiyaz!—Yuhanna 8:32; II. Petrus 3:13.

Yehova’ya hizmet eden gençleri, her zaman dolgun vakitli hizmeti hedef edinmeye, zamanlarını ve enerjilerini Yehova’ya adamaya teşvik ediyoruz. Yaşamda elde edebileceğimiz en büyük doyum Yehova’ya güvenmek ve O’nun yüreğini sevindirmektir.—Süleymanın Meselleri 3:5; Vaiz 12:2.

[Sayfa 21’deki resimler]

(Soldan sağa)

1965’te Beytel’in mutfağında hizmet ederken

1970’te vaaz etme faaliyetimiz yasakken yaptığım bir konuşmada

1959’da karımla

[Sayfa 23’teki resim]

Karım Koula ile birlikte

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş