Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 4/84 s. 3-4
  • Tüm Hastalıkların Sonu Yakın Mı?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Tüm Hastalıkların Sonu Yakın Mı?
  • Uyanış!—1984 (Bilimsel Seri 9-12)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • ÖLÜME YOL AÇAN BAŞKA AĞIR HASTALIKLAR DA YENİLGİYE UĞRATILABİLİR Mİ?
  • Hastalık ve Ölümle Mücadele Kazanılmakta mıdır?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1994
  • Öldürücü Bir Bela Kontrol Altında
    Uyanış!—1992
  • 20. Yüzyılda Salgın Hastalıklar
    Uyanış!—1998
  • Hastalıklar—Bir Gün Sona Erecek mi?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1984 (Dinsel Seri 37-47)
Daha Fazla
Uyanış!—1984 (Bilimsel Seri 9-12)
g 4/84 s. 3-4

Tüm Hastalıkların Sonu Yakın Mı?

“YAKIN bir gelecekte çözümlenemeyecek hiçbir tıbbi sorun düşünemiyorum.”

Bunu söyleyen kişi, New York’taki Sloan-Kettering Enstitüsünde bir araştırmacı olarak çalışan dünyanın ileri gelen bilim adamlarından biriydi. Dünyanın ilk kemik iliği naklini daha yeni gerçekleştirmişti. Bu ameliyat, çoğunlukla ölümle sonuçlanan lösemi, hemofili, (hilâl hücreli kansızlık) ve Hodgkin hastalığı gibi, kan hastalıklarıyla ilgili araştırmaların yolunu açmıştı.

“Hastayım” diyen kimsenin bulunmadığı bir ülkeyi hayal etmek için acaba zaman daha erken midir? (İşaya 33:24) Bilim adamı Dr. Robert Good, tıpta yapılan devrimin sadece başlangıç evresinde olduğuna inanıyordu. Bu görüşü, 1975’te söylemişti. Dr. Good, hastalıkların sonunun geldiğini tahmin eden tek kişi değildi.

Ondan iki yıl önce, CDC’de (A.B.D. Milli Hastalık Kontrol Merkezleri) çalışan salgın hastalık uzmanları çok memnun oldular. Tıp alanındaki bilim adamları, beklenilen bir kızamıkçık salgınının önünü alabilmişlerdi. CDC’de çalışan Dr. John Witte, beş ile dokuz yaşları arasındaki çocukların çok etkili yeni bir aşıyla aşılanmaları sonucu tehlikenin atlatıldığını söyledi. Böylece yüzde 75 ile 80 oranında bağışıklık sağlanmıştı.

Amerika Birleşik Devletlerinde büyük kızamıkçık salgınları, düzenli olarak her altı ile dokuz yıl arasında görülürdü. Fakat 1964’teki kızamıkçık salgınıyla ilgili rakamlara göre, yüzbinlerce insanın bu felaketten esirgenmiş olduğu anlaşılmıştı. 1964-65 yıllarında bu salgın, sakat veya ölü doğumlar veyahut mecburi kürtajlar gibi 50.000’den fazla kişiyi etkilemişti. 1970’te ise, annenin kızamıkçıktan etkilenmesi sonucu olarak sakat doğan çocuk sayısı sadece 77’ye indi. 1971’de, Bu sayı 68, 1972’de ise, 33 idi.

Zaferi kutlayan bir gazetenin başlığı şuydu: “Olmayan Salgın.” Sonra aniden, A.B.D.’yi bir başka salgının korkusu sardı. Bu, 1976’daki “domuz gribi”nin tehdidiydi. Gazeteler, bu yeni grip virüsünü, 1918-1919 yıllarında 21.600.000 kişiyi öldüren İspanyol gribine benzetiyorlardı. A.B.D. Başkanı ve Millet Meclisi, acilen herkese parasız serum sağlanabilmesi için 135 milyon dolar ayrılmasına karar verdi. Salgın atlatıldı.

Aynı yılda, insanlığı sakat ve kör eden, hatta öldürücü bir felaket olan çiçek hastalığı hemen hemen yeryüzünden silinmişti. Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) aynı yılın eylül ayında, Bütün dünyada sadece Etopya’nın uzak çöl köylerinde yaşayan yedi kişide çiçek hastalığının bulunduğunu bildirdi. Dünya Sağlık Teşkilatına göre, sadece dokuz yıl önce çiçek hastalığı 10 ile 15 milyon insanı etkilemiş ve 43 ülkede 2 milyon kişinin ölümüne neden olmuştu. 1980 yılında ise bu teşkilat güvenle şu açıklamayı yapabildi: “Çiçek hastalığı ölmüştür!”

ÖLÜME YOL AÇAN BAŞKA AĞIR HASTALIKLAR DA YENİLGİYE UĞRATILABİLİR Mİ?

Amerika Birleşik Devletleri, 1977 yılında birçok bulaşıcı çocuk hastalığının yok edilmesini hedef aldı. Bu hastalıklara karşı açılan savaş, bütün ülkeyi kaplayan bir Çocuk Bağışıklık Girişimi ile başlatıldı. CDC daha sonraki beş yıl içinde ülkedeki çocukların en azından yüzde 90’nının bağışıklık kazandığını bildirdi. 7 Mayıs 1982’de, CDC önemli bir başarıyı ilan etti: Kızamık olaylarında yüzde 77, kabakulakta yüzde 45, çocuk felcinde yüzde 25, kızamıkçıkta yüzde 47, tetanosta ise yüzde 37 oranında düşüşler sağlanmıştı; difteri ve boğmacaya gelince, rekor denecek düşüşler sağlanmıştı.

Tıp bilimi, birçok alanda acı çekmekte olan insanlığa ümit vermişti. Yeni antibiyotikler, aşılar ve akıl hastalığı ilaçları; protezler (belirli kısımların değiştirilmesi, mikro cerrahi), organ nakilleri gibi yeni yöntemler yolundaki tıp biliminin ilerlemesi, hayatın uzatılıp, kalitesinin birkaç yıl öncesine oranla düşünülemeyecek kadar yükseltilmesi yönünden ümit veriyordu.

Maryland Üniversitesinden Dr. T. Albert Farmer, 1981 yılında şöyle dedi: “Bundan yirmi yıl önce, onbeş yaşından küçük lösemili çocukların beş yıl dayanabilme oranı yüzde birden bile daha azdı. Şimdi ise, yüzde ellisi tedavi edilebilmektedir. Onbeş yıl önce yumurtalığın dış zarı kanserinden ölüm oranı yüzde yüzdü. Şimdi ise, tedavi edilebilenlerin oranı hemen hemen yüzde yüzdür.

Dr. Farmer sözlerine şöyle devam etti: 1960’lı yılların ortasında çocuk felcini hemen hemen yok etmiştik. Çok sayıda insanı akıl hastanelerinin dışında tutmayı başarmamızı sağlayan, beyni etkileyen ilaçları kullanmayı başarmıştık.”

Sloan-Kettering Enstitüsündeki bilim adamlarının tahmini, birçok yönden doğru çıkacağa benziyordu. Ancak ölüme neden olan başka hastalıklar hakkında ne denilebilir? Dr. Good’un “bilimsel devrimin, . . . . felçleri ve kalp hastalıklarını, kanseri, bakterilerin ve virüslerin veya doğum sakatlıklarının neden oldukları diğer sakatlıkları sileceğine” dair güven dolu tahminine katılmak için yeterli nedenler yok mudur? İnsanın hastalıkları yenilgiye uğratması, nihayet görünür hale geldi mi?

[Sayfa 4’teki pasaj]

“Yakın bir gelecekte çözümlenemeyecek hiçbir tıbbi sorun düşünemiyorum.”

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş