Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w84 1/10 s. 27-31
  • Bu Aldatıcı’dan Sakın!

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Bu Aldatıcı’dan Sakın!
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1984 (Dinsel Seri 37-47)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • İNSANLARIN OYNADIĞI OYUNLAR
  • SEYREDİLEN FİLMLER
  • DİNLENEN MÜZİK
  • BEDENSEL HAREKETLER
  • VİDEO OYUNU ÇILGINLIĞI
  • Bilgisayar Ya da Video Oyunları Oynasam mı?
    Uyanış!—1996
  • Video Oyunları Çılgınlığı
    Uyanış!—1984 (Bilimsel Seri 9-12)
  • Yoga—Size Göre Mi?
    Uyanış!—1984 (Bilimsel Seri 9-12)
  • Elektronik Oyunlar Oynamam Uygun mu?
    Uyanış!—2008
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1984 (Dinsel Seri 37-47)
w84 1/10 s. 27-31

Bu Aldatıcı’dan Sakın!

OLDUKÇA dost görünen birine rastladığını farz et. Arzu edilir bir misafir görünümünde olduğundan onu evine davet etmeği düşünebilirsin. Fakat daha sonra onun mahalleyi gizlice ayartan, kötülüğüyle ün salmış bir cani olduğunu fark edince, nasıl tepki gösterdin?

Belki farkına varmamış olabilirsin, fakat hepimizi tehlikeye atan böyle bir aldatıcı cani mevcuttur. O, İblis Şeytan’dır. Mukaddes Kitap, O’nun ‘melekleriyle beraber yeryüzüne atıldığını’ söyler. (Vahiy 12:9) Bu durum, onların bize tehlikeli derecede yakın olduklarını gösterir. Bundan başka, çoğu kez Şeytan, bize hoşça vakit geçirmekten başka bir şey istemiyormuş gibi de davranır. Bunun için bu Ayartıcı’dan sakınmamız gerekir. Şayet ona yakamızı kaptırırsak, kendimizi Onun her türlü zararlı etkilerine maruz bırakmış oluruz. Tıpkı resul Pavlus’un şu sözleri belirttiği gibi: “Şeytan kendisi nur meleğinin suretine girer.”—II. Korintoslular 11:14.

Şimdi, günümüz insanlarının kendilerine eğlence olarak seçtiği masum gibi görünen bazı konuları ele alalım ve bunların Şeytan’ın etkilerini nasıl yansıttıklarına dikkat edelim.

İNSANLARIN OYNADIĞI OYUNLAR

Yağmurlu bir cumartesi gününün öğleden sonrasında birçok insan, bir arkadaş evinde toplanıp, masa etrafına oturarak oyun oynamayı sever. Oynanan oyunların birçoğu zararsızdır, fakat en azından iki tanesi için zararsız denemez.

Bunlardan biri Ouija tahtasıdır (vüja diye okunur). Bu, yaklaşık olarak 1890’da icat edilen, üstünde alfabe harfleri ve başka işaretler olan bir tahtadır. Oyuncular, tahtanın etrafında oturup, parmaklarını bir işaret değneği üzerine koyarak sorular sorarlar. İşaret değneği, tahtadaki harflerin birinden öbürüne gezinerek cevap yazar.

Acaba ne tür cevaplar verir? Ouija tahtasını satın alan biri, üretici firmaya: “Nihayet çok zor da olsa, şuna karar verdik ki, cevapların tamamen hatalı olmasının tek bir anlamı var: Sahip olduğumuz Ouija tahtası yalan söylüyor” diye yazdı. Başka biri de: “Bende Ouija tahtalarınızdan bir tane var ve arkadaşlarımla onu kullanıyorum. Günün erken saatlerinde çok iyi, fakat geceleri çok açık saçık cevaplar veriyor” dedi.

Selena’nın da geçmişte bir Ouija tahtası vardı ve bir defasında, tahta, kendisini beğendiğini yazdı. Selena bunun nedenini sorduğunda şu cevabı aldı: “Çünkü sen bir kadınsın ve bu tamamen farklı bir durum.” Ouija tahtalarından yalan, ahlaksızlık, müstehcenlik yansıdığına dair bunlara benzer birçok rapor mevcuttur.

Tahtanın sorulara cevap vermesini sağlayan şey nedir? Bu konuda bir İngiliz gazetesi şu noktaya dikkat çekiyor: “Ouija adlı bu oyun, ispritizmacıların ölülerle ‘haberleşme’ yöntemlerine dayanmaktadır ve bu oyun ruh çağırma seansında da kullanıldığı gibi, bir tahtayı kullanan birçok kişi, ruhlarla temas kurduklarından söz eder. Örneğin: Denise, bir gazeteye, bir Ouija tahtası vasıtasıyla kendisine Bob adını veren bir ruhla temas kurduğunu yazdı. Denise’in şöyle bir şikâyeti vardı: “Bob haşinleşti. İyi bir ruh olmadığını, fakat cehennemde bulunan bir cin olduğunu söylüyor. Benim çıldıracağımı ve yakında ruhuma hakim olup, beni İblis’e teslim edeceğini bildiriyor.”

Eğer Ouija tahtaları ruhlar tarafından yönetiliyorsa, bu ruhlar kimlere aittir? Muhakkak ki, ölülerin ruhları değil, çünkü “ölüler bir şey bilmezler.” (Vaiz 9:5) Tanrı’dan gelen herhangi bir ruhun, yalan söylemek veya ahlaksız mesajlar vermek durumunda olduğu hiç düşünülemez. Bu nedenle, Ouija tahtasının, “yalanın babası”, yani cin kuvvetlerinin en başta geleni olan Şeytan tarafından yönetildiği sonucuna varabiliriz. (Yuhanna 8:44) Açıkçası, hem Ouija tahtası, hem de ispritizmanın tüm diğer şekilleri, Şeytan’ın murdar etkisinden kaçınmak isteyenler tarafından reddedilmelidir.—Tesniye 18:10-12.

Başka yaygın bir oyun, Dungeon ve Dragons (Zindanlar ve Ejderler) olarak biliniyor. Bu oyunda oyuncular hem canavarlar, cinler ve yarı ilah yarı insan şeklindeki varlıklar, hem de katiller, kundakçılar, saldırganlar ve işkence edenler rolüne girer. Bunlar acaba odanızda bulunması istenilen hoş konuklar mıdır? Bu oyun çok defa oyuncuların, ispiritizmacılık ve büyücülük rolü oynamalarına yol açar. Acaba bunlar güvenilir midir? Mutlaka değil, zira murdarlık ve ispritizma, bir insanın Tanrı’nın Krallığını miras almasını engelleyecek “bedenin işleri” arasındadır—Galatyalılar 5:19-21.

Bir “Zindan Efendisi” (Dungeon Master) olan John Holmes, Psychology Today dergisindeki yazısında şunları dedi: “Bu hayali zorbalık, katılanların zihinlerini televizyon, film veya edebiyattaki zorbalığın sonsuz selinden daha çok saptırabileceğini sanmıyorum.” Birçok kimse, çağdaş eğlencedeki “zorbalığın sonsuz seli” olarak adlandırılan bu durum hakkında, ona kendini kaptıranların, zihinlerini gerçekten saptırdığı görüşündedirler. Sen ne düşünüyorsun? Acaba, Aldatıcı İblis Şeytan’ın sanki bizleri de kendisinin düşündüğü gibi düşündürtmek üzere bu oyunu kullanmak istemesi akla yatkın, değil mi?

SEYREDİLEN FİLMLER

Bugün, insanlar rahatlamak için sinemalarda ne türlü bir eğlence arıyor? Milyonlarca kişi, ahlaksızlığı veya korkunç ayrıntılarıyla zorbalığı içeren filmleri seçmektedir. Veya dehşet sahneleriyle dolu ya da cinleri konu alan filmler daha çok ilgilerini çekmektedir. Bu cinli filmler tehlikelidir. Çünkü sonunda insana zarar veren ve esrarengiz şeylere karşı sağlıksız bir merak doğururlar. (II. Tarihler 33:6) Ayrıca, hassas kişiler üzerinde aniden ciddi etkileri de olabilir.

Birkaç yıl önce Roxanne, sonradan birçok taklitleri yapılan The Exorcist filmini görmeğe gitti. Kendisi daha sonra şunları söyledi: “Filmin üzerimde bıraktığı etki korkunçtu. Bitmeden önce sinemayı terk etmem gerekirdi. Çünkü mideme dokunacağından korkuyor ve bayılacağım geliyordu. Filmi gördükten sonraki yaklaşık iki ay boyunca korkum devam etti ve kâbuslar gördüm. Hiçbir yere yalnız gidemiyor, her zaman arkama bakıyor ve hatta üzerime bir şeylerin dolanacağı korkusuyla saçımı bile yıkamaktan korkuyordum.” Başka bir kadın, televizyonda aynı filmi gördükten sonra, dört yaşındaki kızının cinli olduğuna inanarak, onun kalbini kesip çıkardı.

Mukaddes Kitapta Şeytan “bu dünyanın ilahı” ve “itaatsizlik oğullarında şimdi amil olan ruhun, hava kuvvetlerinin reisi” olarak adlandırılıyor. (II. Korintoslular 4:4; Efesoslular 2:2) Bugünün filmlerindeki yaygın cinciliğin, zorbalığın ve ahlaksızlığın, O’nun etkisinin sonucu olduğundan kim şüphe edebilir?

DİNLENEN MÜZİK

Birçok kimse, bazı çağdaş müzik türlerinin aşırı patırdısından yakınmaktadır. Güfte okumak zorunda olanların çoğu, onların sözlerindeki anlam yüzünden dehşete düşmektedir. Eski bir diskjokey olan Cal Walker, çağdaş birçok müzikteki beş ana temanın: “Seks, uyuşturucu maddeler, zorbalık, büyücülük ve isyankârlık” olduğunu söylemektedir.

Bazı müzik topluluklarının büyücülükle yakından ilgilendikleri bildiriliyor. Aslında birçok plağın kapağındaki desenler bile esrarengiz veya büyü ile ilgili görünümdedir. Çoğu defa güftelerde, büyü temasının tutması sağlanmaya çalışılmaktadır. Acaba bunda da Aldatıcı’nın etkisi yok mu dersin?

Ahlaksızlık, büyücülük, v.s., kesinlikle Tanrı’dan gelen etkiler değildir. Mukaddes Kitabın bu konudaki uyarısı şudur: “Fakat . . . . mekruhlara ve katillere ve zanilere ve büyücülere ve putperestlere ve bütün yalancılara gelince, onların hissesi . . . . ikinci ölüm budur.” (Vahiy 21:8) Müzik aslında iyi ve sağlıklı olabilir. Fakat hikmetli insanlar, hoş bir eğlencenin, cinlerin etkisine bir başlangıç olmasına izin vermekten kaçınmak için dikkat ederler.

BEDENSEL HAREKETLER

Dünyanın birçok yerinde insanlar, spor yapmak için koşuyor, aerobik egzersizler yapıyor, yüzme veya başka yollarla kendilerini daha çok forma sokmaya çalışıyorlar. Acaba bütün bunların bir sakıncası var mı? Ölçülü yapıldığı takdirde hayır! Resul Pavlus, “bedence idman az faidelidir” demiştir. (I. Timoteos 4:8) Fakat beklenmedik sorunlar yaratabilen bir egzersiz şekli vardır ki, o da yogadır.

Yoga (“Üstün Ruhla insan canının birleşmesi” anlamına gelen bir Sanskrit sözcüğü), fiziksel ve zihinsel egzersiz, duruş, teneffüs egzersizleri ve yoğun düşünmek suretiyle konsantre olmaktan ibarettir. Hindistan’da meydana gelen Yoga, batılılaştırılmış ve gerginliği azaltmak, kilo vermek ve enerji kazanmak için kullanılır olmuştur. Piyasadaki Pratical Yoga for Businesmen (İş Adamları İçin Uygulamalı Yoga) ve Yoga for Parents (Ebeveynler İçin Yoga) gibi kitaplar, bu sporun yaygınlığını gösterir. Acaba sen de yoga yapıyor musun?

Yoga yapıyorsan, şu gerçeği göz önünde tutmalısın: Gerçekte yoga sadece bir egzersiz değildir. Hindu dinine ait bir uygulamadır. Dr. B. S. Surti’ye göre, “Yoga felsefesinin başlıca hedefi, insan canının Üstün Ruh ile tamamen birleşme yolunu öğrenmektir.” Bu, Yoga for Businessmen adlı kitapta apayrı bir konudur, fakat aslında yoga egzersizleriyle elde edilmek istenen şey budur.

Özellikle şüpheli olan şey, yoga türü ile düşünceye dalma yöntemidir. Bazı kimseler, Mukaddes Kitabın da düşünceye dalmayı teşvik ettiği gerçeğine işaret eder. Fakat İsa’nın bir takipçisinin, bina edici ve yararlı konularda derin düşünmesi, faal bir düşünceye dalma türüdür. (Mezmur 63:6; Süleymanın Meselleri 15:28; Filipililer 4:8) Yoga türü düşünceye dalma ise, başka bir şeydir. “Canın esas özü, hali zekâ, zihin faaliyeti tarafından karartılıyor ve bu faaliyetin bastırılması yoganın başlıca amacı oluyor. Zihin, devamlı düşünceyi aşma uygulamasıyla, maddi şeylerden uzaklaştırıyor. Nihai sonuç, gerek bilinçli, gerek gizli ve bilinçsiz tüm zihinsel eğilimlerin bastırılması oluyor.”—The Encyclopedia Americana.

Zihnin bu şekilde boşaltılması sağlıklı mıdır? Bunu uyguluyanlardan biri, bir seferinde uzun egzersiz ve düşünceyi aşma sırasında, görünmeyen güçler tarafından sık sık saldırılara uğrama duygusuna kapıldığını bildirmiştir. Cinler boş olan bir zihinden yararlanarak, onu kendi düşünceleriyle doldurabilirler. (Luka 11:24-26) Bundan sakının! Çünkü bu uygulama seni onların bir avı yapabilir.

VİDEO OYUNU ÇILGINLIĞI

Son yıllarda video oyunları, yeni bir moda olarak dünyayı peşinden sürüklemektedir. Her yıl milyarlarca dolar, video salonlarındaki makinelere aktarılmakta ve milyarlarcası da evlerdeki video oyunları için harcanmaktadır. Bu oyunlar zararlı mıdır? Bazıları, “Hayır”, “Hatta yararlı bile olabilir” diyorlar. Fakat bu oyunlar bazı ülkelerde yasaklanmış, başka ülkelerdeyse yöresel topluluklar, bunların memleketlerine girmesini engellemeye çalışmışlardır. Acaba bu, aşırı bir tepki midir?

Bu soruyu, oynanan oyunların türüne bakarak cevaplamak gerekir. Video oyunlarının bazıları spora dayanırsa da, çoğu böyle değildir. Natural History dergisi bu konuda: “Gerçekte tüm video oyunlarının asıl hedefi, bir tehlikeyi atlatıp, hayatta kalmayı başarmaktır. Örneğin, uzay oyunlarında, seni vurmadan önce senin onları vurman gerekir. ‘Pacman’ tipindeki kişiler seni yenmeden, sen onları yenmelisin. Komik karakter oyunlarında ise, onlar sana saldırmadan önce, sen o yaratıklara saldırmalısın.” diye yazıyor. Acaba, hayal gücünü cezbeden şey, neden böyle zorbalıkla dolu oyunlar olmuştur? Tarihçi Jack Calhoun şuna inanıyor: “Bu oyunlar zamanımızın bir ürünüdür.” Zorbalıkla dolu bir dünyada yaşıyoruz ve gençler zorbalığı iğrenç olarak görmektense, heyecan verici olarak görmek üzere eğitiliyorlar. Oysa, Mukaddes Kitap şöyle diyor: “Rab salihi dener, fakat kötüden ve zorbalığı sevenden canı tiksinir.”—Mezmur 11:5.

Psychology Today dergisi, bu oyunların içerdiği zararlı etkiler hakkında şunları yazıyor: “Video oyunları . . . . sadece toplumsal bakımdan insanları tecrit edici değil, fakat gerçekten onları, aralarında zorbalığa itebilir.” Özellikle gençler böyle bir etkiden zarar görebilir. Bu nedenle, bir gazete yazarı olan John Rosemund: “Video oyunları zihin için değersiz gıdadır. Zihin ne kadar genç ise, etkileri o kadar daha zararlıdır” görüşünde ısrar etmektedir.

Video oyunları alışkanlık bile yapabilir. Bir üniversite profesörü, video oyunlarına olan alışkanlığın hem fiziksel, hem de psikolojik olduğuna değinerek şunları söylüyor: “Katılanlar, bir yandan da saldırganlığın her türünü ve şiddetli tepkilerini yaşıyorlar.” İngiltere’deki bir kadın, 14 yaşındaki oğlunun videoya düşkünlüğü konusunda şunları söylüyor: “Evde erginlik çağındaki bir alkolik var sanki. Bu makineler onu bozdular . . . . Onlarla oynamadığı zaman, aynen kafese kapatılmış bir hayvan gibi.” Bu, aşırı bir durum mu? Belki. Fakat “Pacman Parmağı”, “Uzay Savaşı Bilek Veter İltihabı” ve oyunlarla ilgisi olan başka fiziksel sorunların yaygınlığı, bu düşkünlüğün olağanüstü bir şey olmadığını gösterir.

Gençler, doğal olarak heyecanı arzular ve yenilikler onlara çekici gelebilir. Fakat İsa’yı takip eden gençlerin “şimdiki dünyada temkin ve salâh ve takva üzre” yaşamaktan onları hiçbir şeyin alıkoymasına izin vermemeğe dikkat etmeleri ne kadar hikmetlidir! (Titus 2:13) Böylece Aldatıcı’nın onları video oyunlarına alıştırmasına; vakitlerinden ve zihinsel ve duygusal enerjilerinden çalmasına izin vermiş olurlar.

Bazı egzersizler, belirli müzik türleri, birçok oyun ve çeşitli filmler, eğlendirici ve rahatlatıcı olabilir. Fakat unutmayalım ki; bu şeyler, sağlıksız sonuçları açısından, başka kötülüklerin aracısı da olurlar. Uyanık olun ve bunlardan sakının. Büyük Aldatıcı Şeytan, senin hoşça vakit geçirmenle ilgilenebilir. Fakat onun etkisi, sonunda sana zarar getirir. Onu ne evine, ne de hayatına sok. “İblise karşı durun, ve sizden kaçacaktır.”—Yakub 4:7.

[Sayfa 28’deki resim]

Bazı oyunları tehlikelidir

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş