Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w99 15/10 s. 12-17
  • Yürekten Bağışlayın

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Yürekten Bağışlayın
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1999
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Bağışlanmaya İhtiyacımız Var ve Bağışlanıyoruz
  • Bağışlayıcı Olma Konusunda Çalışmalıyız
  • Bağışlayın ve Barışın
  • ‘Birbirinizi Bağışlamaya Devam Edin’
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
  • Birbirinizi Gönülden Bağışlayın
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2012
  • Neden Bağışlayıcı Olmalıyız?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1994
  • Yehova’nın Bağışladığı Gibi Bağışlıyor musunuz?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1994
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1999
w99 15/10 s. 12-17

Yürekten Bağışlayın

“Eğer her biriniz kardeşine yüreklerinizden bağışlamazsanız, semavî Babam da size öyle yapar.”—MATTA 18:35.

1, 2. (a) Günahkâr olarak tanınan bir kadın İsa’ya takdirini nasıl gösterdi? (b) Bu durum karşısında İsa hangi noktayı vurguladı?

HERHALDE bir fahişeydi, dindar birinin evinde bulunması beklenen biri değildi. Onun orada olmasına şaşıranlar yaptığı şeyden sonra daha da şaşırmış olmalı. En yüksek ahlak standardına sahip adama yaklaşarak onun yaptıklarına duyduğu takdiri göstermek için ayaklarını gözyaşlarıyla ıslattı ve saçlarıyla kuruttu.

2 O adam İsa Mesih’ti ve “şehirde . . . . bir günahkâr” olarak tanınan bu “kadın” ona itici gelmedi. Fakat İsa’yı evine çağırmış olan Ferisi Simun, kadının günahkâr olması üzerinde durdu. İsa ona karşılık olarak, bir alacaklıya borcu olan iki adamı anlattı. Birinin, iki yıllık işçi maaşı tutarında büyük bir borcu vardı. Diğerinin borcuysa, bunun onda biri kadar, yani üç aylık maaştan daha azdı. İkisi de borcunu ödeyemeyince alacaklı “her ikisine de bağışladı.” Kendisine daha çok bağışlanmış olan kişinin sevgisini göstermek için daha büyük bir nedene sahip olduğu açıktı. İsa sözü kadının nazik davranışına getirdikten sonra şu ilkeyi belirtti: “Kendisine az bağışlanan az sever.” Sonra kadına şöyle dedi: “Günahların bağışlandı.”—Luka 7:36-48.

3. Kendimizle ilgili hangi konu üzerinde düşünmeliyiz?

3 Kendinize sorun, ‘Bu kadının yerinde ya da benzer bir durumda olsaydım ve bana merhamet edilseydi, sonradan başkalarına karşı bağışlamaz bir katı tutum takınır mıydım?’ Belki ‘Kesinlikle hayır!’ diyeceksiniz. Yine de, bağışlamaya eğilimli olduğunuza gerçekten inanıyor musunuz? Sizin genel mizacınız bu mu? Bunu çok defa seve seve yaptınız mı? Başkaları sizden bağışlayıcı biri olarak söz ediyor mu? Her birimizin bunu neden dürüst bir iç tahlille ele alması gerektiğini görelim.

Bağışlanmaya İhtiyacımız Var ve Bağışlanıyoruz

4. Kendimiz hakkında hangi gerçeği kabul etmeliyiz?

4 Hepimizin çok iyi bildiği gibi kusurluyuz. Sorulsa, belki de I. Yuhanna 1:8’deki sözleri hatırlayıp doğrulardınız: “Eğer günahımız yoktur dersek, kendi kendimizi aldatırız, ve bizde hakikat olmaz.” (Romalılar 3:23; 5:12) Bazılarının günahkârlığı, işledikleri ağır ve şaşırtıcı günahlarla ortaya konabilir. Fakat siz bildiğiniz kadarıyla böyle şeylerden suçlu olmasanız da, çeşitli yönlerden Tanrı’nın standartlarına ulaşamadığınız, yani günah işlediğiniz çok defa olmuştur. Öyle değil mi?

5. Tanrı’ya ne için minnettar olmalıyız?

5 Bu nedenle, sizin durumunuz da Resul Pavlus’un tarif ettiği gibi olabilir: “Siz suçlarınızla ve bedeninizin sünnetsizliği ile ölü iken, Allah bütün suçlarımızı bize bağışlamış olarak, sizi onunla [İsa’yla] beraber diriltti.” (Koloseliler 2:13; Efesoslular 2:1-3) “Bütün suçlarımızı bize bağışlamış” ifadesine dikkat edin. Bu çok şeyi içine alır. Hepimizin Davud gibi yalvarmak için yeterli nedeni vardır: “Ya RAB, ismin uğruna, günahımı bağışla, çünkü büyüktür.”—Mezmur 25:11.

6. Yehova ve bağışlama konusunda hangi şeyden emin olabiliriz?

6 Nasıl bağışlanabiliriz? Kilit noktalardan biri, Yehova’nın bağışlamaya eğilimli olmasıdır. Bu O’nun kişiliğinin bir özelliğidir. (Çıkış 34:6, 7; Mezmur 86:5) Tanrı Kendisine dua ederek af dilememizi ve bizi bağışlaması için yalvarmamızı yerinde olarak bekler. (II. Tarihler 6:21; Mezmur 103:3, 10, 14) Ayrıca Kendisi böyle bir bağışlama için gerekli adli temeli oluşturan İsa’nın fidye kurbanlığını da sağlamıştır.—Romalılar 3:24; I. Petrus 1:18, 19; I. Yuhanna 4:9, 14.

7. Yehova’yı hangi yönden örnek almak istemelisiniz?

7 Tanrı’nın bağışlamaya istekli tutumunu başka insanlara davranışlarınızda örnek almalısınız. Pavlus bu konu üzerinde durarak şöyle yazmıştı: “Birbirinize lûtufkâr ve şefkatli olun; ve Allah sizi Mesihte bağışladığı gibi, birbirinize bağışlayın.” (Efesoslular 4:32) Pavlus’un belirttiği noktanın Tanrı’nın örneğinden ders almamızı da kapsadığına kuşku yoktur; çünkü sonraki ayet şöyle der: “İmdi sevgili çocuklar gibi, Allaha uyanlar olun.” (Efesoslular 5:1) Bağlantıyı görebiliyor musunuz? Yehova Tanrı sizi bağışlıyor, öyleyse Pavlus’un güçlü bir mantıkla belirttiği gibi, siz de O’nu örnek alarak başkalarına karşı ‘şefkatli ve bağışlayıcı’ olmalısınız. Fakat kendinize şunu sorun: ‘Ben bunu yapıyor muyum? Doğal eğilimim bu değilse, bağışlayıcı olma konusunda Tanrı’yı gerçekten örnek almak üzere çaba harcıyor muyum?’

Bağışlayıcı Olma Konusunda Çalışmalıyız

8. Cemaatimizdekilerle ilgili neyin farkında olmalıyız?

8 Cemaatte Tanrı’nın bağışlayıcılığını yansıtmamız gereken çok az durumun baş gösterdiğini düşünmek isterdik. Fakat gerçek böyle değil. Gerçi, iman kardeşlerimiz İsa’nın sevgi örneğini izlemek üzere büyük çaba harcıyor. (Yuhanna 13:35; 15:12, 13; Galatyalılar 6:2) Bu kötü dünyaya özgü düşünüş, konuşma ve davranış tarzını bırakmak için çok çalıştılar ve hâlâ çalışıyorlar. Onlar yeni kişiliği yansıtmayı gerçekten istiyor. (Koloseliler 3:9, 10) Bununla birlikte, dünya çapındaki cemaatin ve her yöresel cemaatin kusurlu insanlardan oluştuğunu inkâr edemeyiz. Genel olarak bakıldığında, onlar hâlâ kusurlu olsalar da mutlaka bir zamanlar olduğundan daha iyi durumdadırlar.

9, 10. Kardeşler arasında sorunlar baş gösterdiğinde neden şaşırmamalıyız?

9 Mukaddes Kitapta Tanrı bize cemaatimizdeki kardeşlerimizden kusurlu davranışlar bekleyebileceğimizi açıkça söyler. Örneğin Pavlus’un Koloseliler 3:12’de kayıtlı sözlerini ele alalım: “Birbirinize karşı sabrederek, ve eğer birinin başkasına karşı bir şikâyeti varsa, Rabbin size bağışladığı gibi böylece siz de biri obirine bağışl[ayın].”

10 İlginç olarak Mukaddes Kitap burada Tanrı’nın bizi bağışlamasıyla bizim başkalarını bağışlama yükümlülüğümüz ve ihtiyacımız arasındaki bağlantıyı hatırlatır. Bu neden zordur? Çünkü Pavlus “birinin başkasına karşı bir şikâyeti” olabileceğini kabul etti. Şikâyet için nedenler olacağının farkındaydı. Birinci yüzyılda, ‘gökte kendileri için saklanmış bir ümide’ sahip ‘mukaddesler’ arasında da bu tür şeylere rastlanmış olmalı. (Koloseliler 1:2, 3) Öyleyse, bugün İsa’nın hakiki takipçilerinin çoğu “Allahın mukaddes ve sevgili seçilmiş olanları” olduklarına ilişkin ruhun tanıklığına sahip değilken, bunun tersinin olmasını bekleyebilir miyiz? (Koloseliler 3:13) O halde, cemaatimizde yanlış olduğu düşünülen ya da gerçekten öyle olan davranışlar yüzünden duygular incinebilir; şikâyetlere yol açan böyle durumlar baş gösterdiğinde bunu olağandışı bir şey olarak görmemeliyiz.

11. Yakub bizi neye karşı uyarır?

11 İsa’nın üvey kardeşi Yakub’un sözleri kardeşlerimizi bağışlamamız gereken durumlarla ara sıra da olsa karşılaşabileceğimizi gösterir. “Aranızda hikmetli ve anlayışlı olan kimdir? iyi yaşayışla kendi işlerini hikmet hilminde göstersin. Fakat yüreğinizde acı haset ve fırkacılık varsa, övünmeyin ve hakikate karşı yalan söylemeyin.” (Yakub 3:13, 14) İsa’nın hakiki takipçilerinin yüreğinde “acı haset ve fırkacılık” olabilir mi? Evet, Yakub’un sözleri böyle şeylerin birinci yüzyıldaki cemaatte ortaya çıktığını ve bugün de aynı şeyin olabileceğini gösterir.

12. Eski Filipi cemaatinde hangi sorun çıktı?

12 Pavlus ile birlikte canla başla hizmet ederek iyi bir ada sahip olan İsa’nın meshedilmiş iki takipçisinin yaşadığı olay buna bir örnektir. Filipi cemaatinden Evodiya ve Sintihi’yi belki hatırlıyorsunuz. Olay bütün ayrıntılarıyla anlatılmasa da Filipililer 4:2, 3 aralarında bir sorun olduğunu gösterir. Acaba düşüncesizce söylenmiş sert bir sözle mi, bir akraba hakkında söylenen ve küçümseme olarak algılanan bir lafla mı yoksa, rekabet ruhunu kışkırtan bir kıskançlıkla mı başladı? Ayrıntıları ne olursa olsun, durum o kadar ciddi bir hal aldı ki, Pavlus, ta Roma’dayken bunu duydu. Belki de bu iki kardeş arasına soğukluk girdi ve böylece ibadetlerde birbirlerinden uzak durmaya ya da arkadaşlarına birbirleri hakkında olumsuz sözler söylemeye başladılar.

13. Evodiya ile Sintihi arasında neler geçmiş olabilir; bundan hangi dersi alabiliriz?

13 Bunlar size tanıdık geliyor mu? Cemaatinizden bazıları arasında geçenlere ya da sizin de karıştığınız bir olaya benziyor mu? Bu tür bir sorun bir ölçüde şimdi bile var olabilir. Ne yapabiliriz? O eski olayda, Pavlus, kendilerini Tanrı’ya vakfetmiş bu iki hemşireyi “Rabde ayni şeyi düşünme”ye teşvik etti. Onlar, sorunlarını ele almak, yanlış anlaşılmaları gidermek, birbirini bağışlamaya istekli olduklarını karşılıklı ifade etmek ve sonra da Yehova’nın bağışlayıcı tutumunu örnek alıp uygulamak üzere anlaşmış olabilirler. Evodiya ve Sintihi’nin bunu başardığına kuşku yoktur, biz de başarabiliriz. Böyle bağışlayıcı bir tutum bugün de başarıyla uygulanabilir.

Bağışlayın ve Barışın

14. Çoğu olayda kişisel meseleler üzerinde durmamak neden en iyi yoldur?

14 Bir iman kardeşinizle sorununuz varsa onu bağışlamak gerçekten neleri gerektirir? Açıkçası, bu konuda tek bir basit yöntem yoktur, fakat Mukaddes Kitap yardımcı örnekler ve gerçekçi öğütler verir. Kabul edip uygulaması kolay olmasa da, başlıca önerilerden biri, olanları unutmak, üzerinde bir daha durmamaktır. Evodiya ile Sintihi’nin durumunda olduğu gibi bir sorun çıktığında genellikle herkes diğerinin haksız ya da daha çok hatalı olduğunu düşünür. Böyle bir durumda siz de diğer kardeşinizin daha suçlu olduğunu ve daha çok zarara yol açtığını düşünüyor olabilirsiniz. Bununla birlikte onu bağışlayarak meseleyi kapatabilir misiniz? Fakat “eğer” diğer iman kardeşiniz öncelikle ve tamamen hatalıysa, meseleye bağışlanmış ve bitirilmiş gözüyle bakarak üzerinde bir daha durmamaya asıl karar verecek durumda olan sizsiniz.

15, 16. (a) Mika Yehova’yı nasıl tarif etti? (b) Tanrı’nın ‘günahtan vazgeçen’ olması ne anlama gelir?

15 Bağışlama konusunda örneğimiz olan Tanrı’yı gözden kaçırmayalım. (Efesoslular 4:32–5:1) O’nun hatalar üzerinde durmaması konusunda Mika peygamber şunları söyledi: “Fesat bağışlıyan, mirasının artakalanının günahından vazgeçen senin gibi Allah kimdir? Öfkesini ebediyen tutmaz, çünkü merhametten hoşlanır.”—Mika 7:18.

16 Yehova’yı ‘günahtan vazgeçen’ olarak tanıtan Mukaddes Kitap O’nun bir tür bellek yitimine uğrayıp işlenen suçları hatırlayamadığını söylemek istemiyor. Şimşon ve Davud’un yaşamlarını düşünün, ikisi de ciddi suçlar işlemişti. Tanrı bu suçları çok sonra bile hatırlayabiliyordu; Yehova bunları Mukaddes Kitaba kaydettirdiği için bazılarını biz bile biliyoruz. Yine de, bağışlayıcı Tanrımız bu iki kişiye merhamet göstermiş ve onları izlenmesi gereken iman örnekleri olarak önümüze koymuştur.—İbraniler 11:32; 12:1.

17. (a) Başkalarının suçlarını bağışlamamıza hangi yaklaşım yardım edebilir? (b) Bunu yapmaya gayret edersek Yehova’yı nasıl örnek almış olacağız? (Dipnota bakın.)

17 Evet, Yehova ‘günahlardan vazgeçebilirdi’a ve Davud da bunu ondan tekrar tekrar istemişti. (II. Samuel 12:13; 24:10) Kusurlu insanlar olan hizmet arkadaşlarımızın kırgınlık ve dargınlık yaratan söz ve davranışlarından ‘vazgeçmeye’ istekli olarak bu konuda Tanrı’yı örnek alabilir miyiz? Pistte havalanmak üzere hızlanan bir uçakta olduğunuzu düşünün. Dışarı baktığınızda çocuklar gibi terbiyesizce dilini çıkarmış bir tanıdığınızı görüyorsunuz. Son zamanlarda üzüntülü olduğunu biliyorsunuz, belki de sizi düşünüyor. Ya da düşündüklerinin sizinle hiçbir ilgisi yok. Her neyse, uçak yükselmeye devam ederken artık ancak bir nokta gibi görünen kadının üzerinden geçiyorsunuz. Bir saat içinde yüzlerce kilometre uzaklaşıyorsunuz ve onun gücendirici hareketi çok gerilerde kalıyor. Benzer şekilde, Yehova gibi olmaya çalışıp suçlardan ‘vazgeçmek’ çoğu kez bağışlamamıza yardım edecek. (Süleymanın Meselleri 19:11) Bu kırıcı olaylar bundan on yıl sonra ya da Binyıla girdikten iki yüz yıl sonra önemsiz görünmeyecek mi? Öyleyse neden bunlar üzerinde durmamayı denemeyesiniz?

18. Bir suçu unutmak bizim için imkânsız görünüyorsa hangi öğüdü uygulayabiliriz?

18 Bununla birlikte bazı ender durumlarda mesele hakkında dua etmiş ve bağışlamaya çalışmış, fakat yapamadığınızı hissetmiş olabilirsiniz. O zaman ne olacak? İsa barışı sağlamak için diğer kişiye gidip anlaşmazlığı özel olarak halletmeye çalışmamızı teşvik eder. “İmdi, takdimeni mezbahta arzederken, kardeşinin sana karşı bir şeyi olduğu hatırına orada gelirse, takdimeni orada mezbahın önünde bırak, ve git, önce kardeşin ile barış, ve o vakit gel, takdimeni arzet.”—Matta 5:23, 24.

19. Kardeşimizle barışmaya çalışırken hangi tutumu göstermeli ve hangi tutumdan kaçınmalıyız?

19 İlginç olarak, İsa kardeşine kendinin haklı ve onun haksız olduğunu kanıtlamak için git demedi. Belki o haksızdı. Büyük olasılıkla her iki tarafta da bazı hatalar vardı. Durum her ne olursa olsun, hedef diğer tarafı sanki yerlerde sürünerek itirafa zorlamak değildir. Görüşmedeki yaklaşımınız böyle olursa girişiminizin başarısız olacağı neredeyse kesindir. Ayrıca amacın, gerçekten var olan ya da olduğu düşünülen suçun bütün ayrıntılarını yeniden gözden geçirmek olması da gerekmez. İsa’nın takipçilerine özgü sevgi ruhuyla sakin şekilde sürdürülen bir görüşme, sorunun kökeninde üzücü bir yanlış anlamanın yattığını açığa çıkardığında her ikiniz de konuyu kapatmaya çalışabilirsiniz. Fakat görüşme tam bir anlaşmaya yol açmasa da, bu her zaman gerekli midir? En azından her ikinizin de bağışlayıcı Tanrımıza hizmet etmeyi içtenlikle arzu ettiğiniz konusunda anlaşması daha iyi olmaz mı? Bu gerçekle yüz yüze geldiğinizde her birinizin içtenlikle şunu söylemesi daha kolay olabilir: “Kusurluluğumuz yüzünden bu anlaşmazlığa düştüğümüz için üzgünüm. Lütfen bu meseleyi kapatalım. Üzerinde artık hiç durmayalım.”

20. Resullerin örneğinden ne öğrenebiliriz?

20 Resullerden bazılarının daha onurlu bir konum istedikleri olayda olduğu gibi, onların da aralarında çeşitli anlaşmazlıklar olduğunu hatırlayın. (Markos 10:35-39; Luka 9:46; 22:24-26) Bu gerginliğe yol açıyordu, duyguları incitiyordu, hatta derin bir küskünlüğe neden oluyordu. Fakat onlar böyle suçlardan ‘vazgeçip’ birlikte çalışmaya devam edebildiler. Onlardan biri daha sonra şunları yazdı: “Hayatı sevmek, ve iyi günler görmek istiyen, dilini şerden, dudaklarını da hile ile söylemekten tutsun; ve şerden sakınsın, ve iyilik etsin, selâmeti arasın, ve onun ardınca koşsun.”—I. Petrus 3:10, 11.

21. İsa bağışlamakla ilgili hangi önemli öğüdü verdi?

21 Yukarıda, sürekli yinelenen bir dizi olguya değinmiştik: Tanrı eskiden işlediğimiz birçok günahı bağışladı, öyleyse O’nu örnek alarak kardeşlerimizi bağışlamalıyız. (Mezmur 103:12; İşaya 43:25) Fakat bu çevrimin başka bir evresi daha var. Örnek duayı söyledikten sonra İsa şöyle dedi: “İnsanlara suçlarını bağışlarsanız, semavî Babanız da size bağışlar.” Bir yıldan uzun bir süre sonra öğrencilerine dua etmeyi öğretirken asıl noktayı yeniden vurguladı: “Günahlarımızı bize bağışla; zira biz de bize borçlu olan her adama bağışlarız.” (Matta 6:12, 14; Luka 11:4) Daha sonra, ölümünden sadece birkaç gün önce İsa şunları ekledi: “Duaya durduğunuz zaman, kimseye karşı bir şeyiniz varsa, ona bağışlayın ki, göklerde olan Babanız da size suçlarınızı bağışlasın.”—Markos 11:25.

22, 23. Bağışlama yönündeki istekli tutumumuz geleceğimizi nasıl etkileyebilir?

22 Evet, Tanrı tarafından bağışlanmamız büyük oranda kardeşlerimizi bağışlamaya istekli oluşumuza bağlıdır. İsa’nın takipçileri arasında kişisel bir sorun ortaya çıktığında kendinize şöyle sorun: ‘Tanrı’nın beni bağışlaması, bir iman kardeşimin kırıcı bir söz veya hareket, ufak bir hata ya da insani kusurluluğun bazı yansımaları konusunda suçlu olduğunu kanıtlamaktan daha önemli değil mi?’ Yanıtı biliyorsunuz.

23 Bununla birlikte, mesele küçük kişisel bir hata ya da sorundan daha ciddiyse ne olacak? Ayrıca, İsa’nın Matta 18:15-18’de kayıtlı öğüdü ne zaman uygulanmalı? Bu konuları sonraki makalede ele alalım.

[Dipnot]

a Bir bilgin Mika 7:18’de kullanılan İbranice benzetmeyle ilgili şöyle der: “Bu ifade görmek istemediği bir nesneyi fark etmeden geçip giden bir yolcunun davranışıyla bağlantılıdır. Taşıdığı anlam, Tanrı’nın günahları görmediği, önemsemediği ya da bunlara aldırış etmediği değil, bazı olaylara cezalandırma amacıyla bakmayıp bağışladığıdır.”—Hâkimler 3:26; I. Samuel 16:8.

Hatırlıyor musunuz?

◻ Yehova bağışlama konusunda bize nasıl örnek bırakmıştır?

◻ Cemaatte bulunan kişiler hakkında neyi hatırlamalıyız?

◻ Çoğu kez kırıcı veya gücendirici bir söz ya da hareket karşısında ne yapabilmeliyiz?

◻ Kardeşimizle barışmak için gerekirse ne yapabiliriz?

[Sayfa 15’teki resim]

Bir kardeşinizle aranızda anlaşmazlık çıkarsa üzerinde durmamaya çalışın; zamanla mesele önemsiz görünmeye başlayacak

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş