Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 7/00 s. 11-13
  • Nasıl Daha Girişken Olabilirim?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Nasıl Daha Girişken Olabilirim?
  • Uyanış!—2000
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Kendini Küçümsemekten Vazgeç
  • Başkalarıyla İlgilen
  • Sevgi Harekete Geçirir
  • Neden Girişken Olamıyorum?
    Uyanış!—2000
  • Neden Bu Kadar Çekingenim?
    Gençler Soruyor . . . Sorular ve Pratik Cevaplar
  • Çekingenliğimi Nasıl Yenebilirim?
    Gençler Soruyor
  • Sohbet Etme Becerisi Nasıl Geliştirilir?
    Vaizlik Eğitim İbadetinden Yararlanın
Daha Fazla
Uyanış!—2000
g 7/00 s. 11-13

Gençler Soruyor . . .

Nasıl Daha Girişken Olabilirim?

“Hiçbir zaman konuşkan biri olmadım. Bir şey söylersem insanların benden uzaklaşacaklarını düşünürdüm. Annem çok çekingendir ve zannediyorum ben de bu nedenle çekingenim.”—Artie.

KİMİ zaman “çekingenliğimi biraz yenebilseydim” ya da “biraz daha cana yakın ve girişken olabilseydim” diye düşünüyor musun? Bundan önceki sayımızda yer alan makalenin de dikkat çektiği gibi çekingenlik yaygın bir özelliktir.a Dolayısıyla eğer sessiz, ciddi ya da az konuşan biriysen aslında bir sorun yok. Fakat aşırı çekingenlik gerçek bir sorun olabilir. En azından, iyi arkadaşlıklar kurmanı engelleyebilir. Ayrıca toplum içinde kendini rahat hissetmeni ya da rahat hareket etmeni de güçleştirebilir.

Büyükler bile çok defa çekingenlikle mücadele ederler. Burakb bir cemaatte ihtiyar olarak hizmet ediyor. Fakat kendisinin topluluk içinde sessiz kalma eğilimi var. O şunları kabul etti: “Anlamlı bir şey söyleme yeteneğim olduğunu düşünmüyorum.” Karısı Didem’in de benzer bir sorunu var. Onun bulduğu çözüm ne? Şöyle dedi: “Girişken insanlarla birlikte olmaktan hoşlanıyorum, çünkü sohbeti onların sürdürebileceklerini düşünüyorum.” Peki senin daha girişken olman için bazı yollar nelerdir?

Kendini Küçümsemekten Vazgeç

İlk olarak, kendinle ilgili görüşünü tekrar gözden geçirmen gerekebilir. Sürekli olarak kendini küçümsüyor, kendi kendine başkalarının seni sevmeyeceğini ya da söyleyecek kayda değer bir şeyin olmadığını mı düşünüyorsun? Kendinle ilgili olumsuz duygular beslemen, girişken olmanı engeller. İsa şöyle dedi: “Komşunu kendin gibi seveceksin”; kendin yerine değil! (Matta 19:19) Bu yüzden kendini makul oranda sevmen sağlıklı ve uygundur. Bu sana, başkalarına yaklaşmak için gerekli olan güveni sağlayabilir.

Eğer kişisel değer eksikliği seni rahatsız ediyorsa, Questions Young People Ask—Answers That Workc başlıklı kitabın 12. bölümünü okuman yararlı olabilir. Orada yazılanlar bir birey olarak ortaya koyabileceğin çok şey olduğunu görmene yardım edebilir. Senin İsa’nın bir takipçisi olman, Tanrı’nın sende değerli bir şeyler gördüğünü gösterir. Çünkü İsa şöyle demişti: “Eğer beni gönderen Babam çekmezse, kimse bana gelemez.”—Yuhanna 6:44.

Başkalarıyla İlgilen

Süleymanın Meselleri 18:1 şöyle uyarıyor: “Umumdan ayrılan kendi arzusunu arar.” Evet, eğer sürekli tek başına kalırsan, büyük olasılıkla zihnini çok fazla kendi üzerinde toplarsın. Filipililer 2:4 bizleri, sadece ‘kendi işlerimize değil, fakat her birimizi diğerlerinin de işlerine bakmaya’ teşvik ediyor. Dikkatini başkalarının çıkarları ve ihtiyaçları üzerinde toplarsan, kendinle ilgili daha az tedirginlik hissedersin. Ayrıca başkalarıyla ne kadar ilgilenirsen, onları tanımak için ilk adımı o kadar çabuk atarsın.

Örneğin, cana yakınlığın ve konukseverliğin sembolü olarak tanınmış bir kadın olan Lidya’yı ele alalım. Mukaddes Kitap, onun Pavlus’un sözlerini duyup vaftiz edildikten sonra, Pavlus ve arkadaşlarına şöyle yalvardığını söylüyor: “Eğer beni Rabbe sadık saydınızsa, evime girin.” (Resullerin İşleri 16:11-15) Yeni iman eden biri olmasına rağmen Lidya bu kardeşleri tanımak için ilk adımı kendisi attı ve hiç şüphesiz sonuçta birçok nimet elde etti. Pavlus ve Silas, hapisten çıktıktan sonra nereye gittiler? İlginçtir ki, tekrar Lidya’nın evine.—Resullerin İşleri 16:35-40.

Benzer şekilde sen de çoğu insanın kendilerine gösterdiğin ilgiye karşılık verdiğini göreceksin. Bunun için nasıl bir başlangıç yapabilirsin? Aşağıda yararlı birkaç öneri bulunuyor.

● Küçük adımlarla başla. Girişken olmak, dikkati çekecek kadar dışadönük ya da sürekli olarak kalabalık ortamlarda görülen biri olmak demek değildir. Her seferinde farklı bir kişiyle konuşmak için çaba göster. Her ibadete katıldığında kendine en azından bir kişiyle sohbet etme hedefi koyabilirsin. Gülmeyi dene. Göz teması kurmayı öğren.

● Buzları kır. “Nasıl?” diye sorabilirsin. Eğer başkalarıyla gerçekten ilgileniyorsan konuşacak bir şeyler bulmak genellikle güç değildir. İspanya’da yaşayan Jorge isimli bir genç şöyle dedi: “Şunu fark ettim ki, sadece nasıl olduklarını ya da işlerinin nasıl gittiğini sormak bile onları daha iyi tanımanıza yardım ediyor.” Ferit isimli bir genç şunu önerdi: “Eğer ne söyleyeceğinizi bilmiyorsanız, sadece sorular sorarak işe başlayın.” Tabii ki, insanların kendilerini sorgulanıyormuş gibi hissetmesine yol açmak istemezsin. Eğer birinin sorulara cevap vermek istemediğini görürsen, ona kendinle ilgili bazı şeyler anlatmayı dene.

Çocuğu ergenlik çağında olan Mary şöyle dedi: “İnsanların kendilerini rahat hissetmelerini sağlamanın en iyi yolunun, kendileriyle ilgili bazı şeyler anlatmalarını sağlamak olduğunu fark ettim.” Kate isimli genç şunları ekledi: “İnsanlara kıyafetleriyle ya da başka bir şeyle ilgili iltifat etmek yardımcı olabilir. Bu şekilde, sevildiklerini hissetmelerini sağlarsınız.” Tabii, samimi ol ve pohpohlamaktan da kaçın. (I. Selânikliler 2:5) İnsanlar, genellikle kibar ve hoş olan, samimi sözlere karşılık verirler.—Süleymanın Meselleri 16:24.

● İyi bir dinleyici ol. Mukaddes Kitap “işitmekte çabuk, söylemekte ağır” olmamızı söylüyor. (Yakub 1:19) Ne de olsa, sohbet karşılıklı yapılır; bir “solo performans” değildir. Bu yüzden eğer konuşma konusunda çekingenlik eğilimin varsa, bu aslında senin yararına bir durum olabilir. İnsanlar iyi dinleyicileri takdir ederler.

● Diğerlerine katıl. Kişilerle karşılıklı sohbet etmekte ustalaştıktan sonra, grup içinde konuşmaya başla. İbadetler, bu beceriyi kazanmak için de ideal bir ortamdır. Bir sohbete dahil olmanın en kolay yolu zaten sohbete başlamış olan bir gruba katılmaktır. Tabii burada, ayırt etme yeteneği ve görgü kuralları çok önemlidir. Özel olduğu belli olan bir sohbeti kaba bir şekilde bölmemelisin. Fakat genel konuların konuşulduğu bir sohbete katılmaya çalışabilirsin. Nazik ve anlayışlı ol; sohbetin ortasında lafa girip kontrolü ele geçirmeye çalışma. Bir süre dinlemeye çalış. Kendini rahat hissettiğin zaman, belki birkaç şey söyleyebilirsin.

● Kendinden mükemmellik bekleme. Gençler kimi zaman yanlış bir şey söylemek konusunda çok fazla endişeleniyorlar. İtalya’da yaşayan Elisa isimli bir kız şunları söyledi: “Sürekli olarak, eğer bir şey söylersem bunun ağzımdan yanlış çıkacağından korkuyordum.” Bununla birlikte, Mukaddes Kitap hepimizin kusurlu olduğunu hatırlatıyor, dolayısıyla kusursuz konuşmamız mümkün değildir. (Romalılar 3:23; ayrıca Yakub 3:2 ile karşılaştır.) Elisa şöyle dedi: “Onların benim arkadaşlarım olduklarının farkına vardım. Bu yüzden, eğer yanlış bir şey söylersem beni anlayacaklardır.”

● Espri yeteneğini geliştir. Tabii, sözlerle bir çuval inciri berbat etmek utanç vericidir. Fakat tıpkı Ferit’in söylediği gibi, “Eğer sadece rahatlayıp kendinize gülebilirseniz, o an çabuk geçer. Heyecanlanır, moralinizi bozar ya da kaygılanırsanız pireyi deve yapmış olursunuz.”

● Sabırlı ol. Herkesin hemen karşılık vermeyeceğinin farkında olmalısın. Bir sohbette geçen rahatsız edici bir sessizlik, karşındaki kişinin seni sevmediği ya da konuşma girişiminden vazgeçmen gerektiği anlamına gelmez. Bazen insanlar sadece çok dalgın ya da senin gibi utangaç olabilirler. Böyle durumlarda, karşındaki kişinin sana biraz daha ısınması için vakit tanıman yardımcı olabilir.

● Büyüklerle konuşmaya çalış. Yetişkinler, özellikle İsa’nın olgun takipçileri, kimi zaman çekingenlikle savaşan gençlere karşı oldukça anlayışlıdır. Bu yüzden, büyük biriyle sohbet etmeye çalışmaktan korkma. Kate şöyle dedi: “Büyüklerin yanında rahat olabilirim, çünkü biliyorum ki onlar yaşıtlarımın yaptığı gibi beni yargılamayacak, benimle alay etmeyecek ve beni utandırmayacaklar.”

Sevgi Harekete Geçirir

Bu öneriler yardımcı olabilirse de, çekingenliğin üstesinden gelmenin kolay bir formülü yoktur. Sonuçta bu konudaki başarı, ustaca bir teknik ya da yöntem uygulamaya bağlı değildir. Çekingenliğin üstesinden gelmenin anahtarı ‘komşunu kendin gibi sevmek’tir. (Yakub 2:8) Evet, diğer insanlarla; özellikle İsa’nın takipçisi olan kardeşlerinle ilgilenmeyi öğren. (Galatyalılar 6:10) Eğer yüreğinde gerçek sevgi varsa, korku ve güvensizlik duygusunun üstesinden gelip, başkalarıyla iletişim kurmaya uğraşacaksın. Tıpkı İsa’nın dediği gibi “ağız yüreğin taşmasından söyler.”—Matta 12:34.

Girişte sözü edilen Burak şu gözlemde bulundu: “Diğer insanları ne kadar çok tanırsam, onlarla konuşmak benim için o kadar kolay oluyor.” Girişken olmak konusunda ne kadar çok pratik yaparsan, bu senin için o kadar kolay olacak. Yeni arkadaşlar edindiğini ve başkaları tarafından daha çok kabul edildiğini gördükçe, sonuçların tüm çabaya değdiğini mutlaka fark edeceksin.

[Dipnotlar]

a Haziran 2000 tarihli sayımızdaki “Gençler Soruyor . . . Neden Girişken Olamıyorum?” başlıklı makaleye bak.

b Bazı isimler değiştirilmiştir.

c Yehova’nın Şahitleri tarafından yayımlanmıştır.

[Sayfa 13’teki resim]

İlk adımı sen at ve sohbetlere katıl

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş