Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türk İşaret Dili
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • nwt Ezgiler Ezgisi 1:1-8:14
  • Ezgiler Ezgisi

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Ezgiler Ezgisi
  • Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi
Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi
Ezgiler Ezgisi

Ezgiler Ezgisi

1 Süleyman’ın yazdığı+ ezgiler ezgisi.+ 2 “Senin dudakların öpsün beni.+ Çünkü sevgini ifade edişin şaraptan da hoş.+ 3 Sürdüğün yağların+ kokusu ne güzel. Adın da, başa dökülen hoş kokulu yağ gibi.+ Bu yüzden kızlar seviyor seni. 4 Al beni yanına,+ birlikte kaçalım. Kral beni kendi odalarına götürüyor!+ Gel, seninle sevinip neşelenelim. Şaraptan çok senin sevgi ifadelerini analım.+ Kızlar seni sevmekte ne kadar haklı!+

5 Ey Yeruşalim kızları,+ kara bir kızım ben Kedar çadırları+ gibi; ama alımlıyım Süleyman’ın çadır kumaşları+ gibi. 6 Esmerim diye öyle bakmayın, beni güneş yaktı. Anamın oğulları bana kızmış, beni bağlara bekçilik etmeye göndermişti; bu yüzden kendi bağıma+ bekçilik edemedim.

7 Ey gönlümün sevdiği,+ nerede çobanlık ediyorsun,+ öğlenleri sürünü nerede yatırıyorsun, söyle bana. Söyle ki arkadaşlarının sürüleri arasında, yas giysilerine bürünmüş bir kadın gibi dolaşmayayım.”

8 “Ey güzeller güzeli,+ bilmiyorsan, git sürünün izlerini takip et, oğlaklarını çoban çadırları yanında otlat.”

9 “Firavunun arabalarına koştuğum kısrağa benzetirim seni,+ ey sevdiğim.+ 10 Saç örgülerinin arasında yanakların ne güzel, gerdanlığının+ sardığı boynun ne zarif! 11 Sana gümüş süslerle bezeli altın taçlar yapalım.”+

12 “Kral, sofrasında otururken bile, hintsümbülüm+ kokusunu+ yaydı. 13 Benim için sevgilim, geceyi göğsümde+ geçirecek bir mürrüsafi+ kesesi. 14 Benim için sevgilim, En-gedi+ bağlarında bir salkım kına çiçeği.”+

15 “Ne güzelsin sevdiğim,+ ah ne güzelsin! Gözlerin adeta güvercin gözleri.”+

16 “Güzel olan sensin+ sevgilim! Hem de çok hoşsun! Yeşilliklerdir bizim divanımız.+ 17 Sedir+ ağaçlarıdır konağımızın kirişleri, ardıç ağaçları da mertekleri.”

2 “Ben kıyı ovasında*+ bir çiğdem,*+ vadilerde bir zambağım.”+

2 “Dikenler arasında bir zambak nasılsa, kızlar arasında sevdiğim de öyledir.”+

3 “Ormandaki ağaçlar arasında elma ağacı nasılsa,+ delikanlılar arasında sevgilim de öyledir.+ Onun gölgesinde oturmayı arzuluyorum. Meyvesinin tadı damağımda. 4 Beni ziyafet* evine getirdi,+ sevgisi+ üzerimde dalgalanan bir sancaktı.+ 5 Üzüm pestiliyle+ canlandırın beni, elmayla besleyin, çünkü karasevdaya tutuldum.+ 6 Sanki onun sol eli başımın altında; sağ eliyle de beni sarmış.+ 7 Dişi ceylanlar+ ve yaban geyikleri+ üzerine ant için+ bana ey Yeruşalim kızları; içimden gelmedikçe bende sevgi uyandırmaya çalışmayın.+

8 İşte onun sesi!+ Sevgilim dağlara tırmanarak, tepeleri aşarak geliyor.+ 9 Sevgilim bir ceylanı,+ geyik yavrusunu andırıyor. Duvarımızın arkasında duruyor, pencerelerden bakıyor, kafeslerden içeriyi gözlüyor.+ 10 Sevgilim bana seslendi, ‘Kalk da gel+ sevdiğim, güzelim’+ dedi. 11 ‘Bak, yağmur* mevsimi+ bitti, sağanaklar geçip gitti. 12 Kırlarda çiçekler açtı,+ bağ budama zamanı+ geldi, memleketimizde kumru+ sesleri duyulmaya başladı. 13 İncir ağacındaki+ ilk incirler+ olgunlaşıp rengini aldı; asmalar çiçeklendi, hoş kokular yaydı. Kalk gel, ey sevdiğim,+ güzelim. 14 Sarp kayaların kovuklarında, dağ geçitlerinde gizlenen güvercinim,+ endamını göster,+ sesini duyur bana; sesin ne hoş, endamın ne zarif!’”+

15 “Tilkileri+ yakalayın bizim için, bağları mahveden o küçük tilkileri; çünkü bağlarımız çiçeklendi.”+

16 “Sevgilim benimdir, ben de onun.+ Zambaklar+ arasında sürüsünü otlatıyor.+ 17 Gün serinleyip gölgeler kaybolmadan geri dön sevgilim. Ayrılık dağları üzerinde bir ceylan+ gibi, geyik yavrusu gibi ol.”

3 “Geceleri yatağımda yatarken, gönlümün sevdiği+ adamı aradım. Onu aradım, ama bulamadım. 2 Kalkıp gideyim, şehirde+ dolaşayım. Sokaklarda, meydanlarda,+ gönlümün sevdiği adamı arayayım. Onu aradım, ama bulamadım. 3 Şehirde dolaşan bekçiler+ beni buldu. ‘Sevdiğimi gördünüz mü?’ diye sordum. 4 Yanlarından ayrılır ayrılmaz gönlümün sevdiği adamı buldum. Onu tuttum, annemin evine, beni doğuran kadının odasına götürünceye dek bırakmadım. 5 Dişi ceylanlar ve yaban geyikleri+ üzerine ant için+ bana ey Yeruşalim kızları; içimden gelmedikçe bende sevgi uyandırmaya çalışmayın.”+

6 “Nedir bu duman sütunları gibi çölden çıkan, mürrüsafi ve akgünlük,+ çeşit çeşit tüccar baharatı+ serpilmiş olan?”

7 “İşte! Süleyman’ın tahtırevanı bu. Çevresinde de altmış yiğit, İsrail yiğitlerinden+ altmış kişi. 8 Hepsi kılıç kuşanmış, eğitimli savaşçı. Gecenin tehlikeleri+ yüzünden her birinin belinde kılıç var.”

9 “Bu, Kral Süleyman’ın kendisine Lübnan ağaçlarından+ yaptırdığı tahtırevan. 10 Direkleri gümüşten, arkalığı ve kolları altından, minderi erguvani yünden. İçini de sevgiyle döşemiş Yeruşalim kızları.”

11 “Dışarı çıkın ey Sion kızları, Kral Süleyman’a bakın. Düğün gününde, yüreğinin sevinçli olduğu o günde+ annesinin+ ördüğü çelengi+ takmış.”

4 “Ne güzelsin+ ey sevdiğim, ah ne güzelsin! Peçenin+ arkasında gözlerin adeta güvercin gözleri.+ Saçların, Gilead dağlarından+ sekerek inen keçi sürüsünü andırıyor.+ 2 Dişlerin yeni kırkılıp yıkanmış, sudan çıkıp gelen koyun sürüsü gibi;+ hepsinin karnında ikiz var, hiçbiri yavrusunu kaybetmemiş. 3 Dudakların al ibrişim gibi; konuşman da ne hoş!+ Peçenin arkasında şakakların sanki birer nar parçası.+ 4 Boynun,+ sıra sıra taşlarla yapılmış Davut Kulesi+ gibi; bin kalkan asılı, hepsi de yiğitlerin yuvarlak kalkanları.+ 5 Göğüslerin+ zambaklar arasında otlayan+ ikiz ceylan yavruları gibi.”

6 “Gün serinleyip+ gölgeler kaybolmadan yola koyulup, mürrüsafi dağına, akgünlük tepesine gideceğim.”+

7 “Her şeyinle güzelsin sevdiğim,+ hiçbir kusurun yok.+ 8 Benimle Lübnan’dan gel ey nişanlım,*+ Lübnan’dan+ gel. Amana* doruklarından ve Senir’in,+ Hermon’un+ tepelerinden in; aslanların inlerinden, leoparların dağlarından geç de gel. 9 Ey kız kardeşim,+ nişanlım,+ senin yüzünden kalbim çarpıyor; bir gözün, gerdanlığının bir boncuğu bile yüreğimi yerinden oynatıyor.+ 10 Sevgini ifade edişin ne hoş,+ ey kız kardeşim, nişanlım! Sevgi ifadelerin şaraptan çok daha güzel, sürdüğün yağların kokusu da her tür esanstan+ hoş! 11 Ah nişanlım, petek balı damlıyor dudaklarından.+ Dilinin altında süt ve bal+ var. Giysilerinin kokusu da Lübnan’ın hoş kokusu+ gibi. 12 Kapalı bir bahçedir benim kız kardeşim,+ nişanlım, kapalı bir bahçe, mühürlü bir pınar. 13 Tenin bir nar cenneti, içinde en iyi meyveler,+ kına çiçeği ve hintsümbülü+ var; 14 hintsümbülü+ ve safran,+ hoş kokulu kamış+ ve tarçın,+ her tür akgünlük ağacı, mürrüsafi, sarısabır+ ve en güzel kokular.+ 15 Tenin, bahçelerde bir pınar, bir taze su kuyusu;+ Lübnan’dan şırıl şırıl akıp gelen bir dere.+ 16 Uyan ey kuzey rüzgârı, gir içeri ey güney rüzgârı.+ Bahçemde+ es de güzel kokusu yayılsın.”

“Sevgilim bahçesine gelsin, en iyi meyveleri yesin.”

5 “Ey kız kardeşim,+ nişanlım,+ bahçeme+ girdim. Mürrüsafi+ de topladım, hoş kokulu otlarımı da. Peteğimi de yedim balımı+ da. Sütümü de içtim şarabımı da.”

“Yiyin için ey sevgililer! Sevgi ifadeleriyle mest olun!”+

2 “Ben uykudayım, fakat yüreğim uyanık.+ İşte sevdiğim adamın sesi; kapıyı çalıyor!”+

“Aç bana kapıyı+ ey kız kardeşim, sevdiğim, kusursuz güvercinim!+ Çünkü başım çiyle ıslandı, saçlarım gecenin damlalarıyla.”+

3 “‘Entarimi çıkardım. Nasıl tekrar giyeyim? Ayaklarımı yıkadım. Şimdi nasıl kirleteyim?’ dedim. 4 Sevgilim elini kapı sürgüsünün deliğinden çekti, içim+ titredi. 5 Sevdiğim adama kapıyı açmak için kalktım, ellerime döktüğüm mürrüsafi, parmaklarımdaki mür yağı kapı sürgüsüne* bulaştı. 6 Sevgilime kapıyı açtım, fakat sevgilim dönüp gitmişti, yoktu. O konuşurken kendimden geçmişim. Onu aradım, fakat bulamadım.+ Seslendim, fakat bana karşılık vermedi. 7 Şehirde dolaşan bekçiler+ buldu beni, dövdüler, yaraladılar. Sur bekçileri+ şalımı üzerimden çekip aldılar.

8 Ant için+ bana ey Yeruşalim kızları,+ sevgilimi+ bulursanız, karasevdaya tutulduğumu+ ona söyleyin.”

9 “Senin sevgilinin başkalarından üstünlüğü ne,+ ey güzeller güzeli?+ Sevgilinin başkalarından üstünlüğü ne ki, bize böyle ant içiriyorsun?”+

10 “Benim sevgilim göz kamaştırıcı, pembe tenli, on bin kişi içinde bile göze çarpar.+ 11 Başı altın külçesi, saf altın. Saçının lüleleri hurma salkımı. Saçları kuzgun karası. 12 Gözleri akarsu kıyısındaki güvercinler gibi, sütte yıkanan, su kenarında oturan güvercinler. 13 Yanakları hoş kokulu bitki tarhı,+ ıtırlı ot demetleri. Dudakları mür+ yağı damlatan birer zambak. 14 Elinin parmakları, mücevher* kakmalı altın çubuklar. Karnı safir kaplı fildişi bir tabak. 15 Bacakları saf altından kaideler üzerinde mermer sütunlar. Endamı Lübnan gibi güzel, sedir ağaçları gibi eşsiz.+ 16 Ağzı tatlı mı tatlı, her şeyiyle öyle hoş ki!+ İşte benim sevgilim, sevdiğim adam böyledir, ey Yeruşalim kızları.”

6 “Sevgilin nereye gitti, ey güzeller güzeli?+ Ne tarafa gitti? Söyle de onu seninle birlikte arayalım.”

2 “Sevgilim bahçesine indi,+ hoş kokulu otlarla dolu tarhlara,+ bahçeler arasında sürü otlatmaya,+ zambak toplamaya. 3 Ben sevgilime aitim, sevgilim de bana.+ O zambaklar arasında sürü güdüyor.”+

4 “Ne güzelsin sevdiğim,+ Güzel Şehir*+ gibisin, Yeruşalim+ gibi alımlı, sancaklar+ altına toplanmış ordu gibi görkemlisin.+ 5 Bakışlarını+ benden çevir, çünkü beni tedirgin ediyor. Saçların, Gilead’dan sekerek inen keçi sürüsünü andırıyor.+ 6 Dişlerin yeni yıkanıp sudan çıkmış koyun sürüsü gibi; hepsinin karnında ikizleri var, hiçbiri yavrusunu kaybetmemiş.+ 7 Peçenin arkasında şakakların sanki birer nar parçası.+ 8 Altmış kraliçe, seksen cariye ve sayısız genç kız+ bir yana, 9 benim kusursuz+ güvercinim+ bir tane. Annesinin bir tanesi, kendisini doğuranın saf ve temiz kızı. Kızlar onu görünce ‘Ne mutlu ona!’ dediler; kraliçelerle cariyeler de onu övdüler;+ 10 ‘Bakışı şafak sökerken inen aydınlık gibi;+ dolunay+ gibi güzel, parlayan güneş+ gibi duru, sancaklar altına toplanmış ordu gibi görkemli+ bu kadın+ kim?’ dediler.”

11 “Ceviz bahçesine+ inmiştim; vadideki+ tomurcukları görmeye, asma filizlenmiş mi, nar ağaçları çiçek açmış mı diye bakmaya.+ 12 Canım bunları görmek istemişti, bir de baktım ki, yüce gönüllü halkımın savaş arabaları arasına gelmişim.”

13 “Dön Şulamlı kız, geri dön! Dön, geri dön de seni seyredelim!”+

“Şulamlı kızı niçin seyretmek istiyorsunuz?”+

“Mahanaim* dansını seyreder gibiyiz!”

7 “Ey yüce gönüllü+ kız, çarıklarının içinde ayakların ne güzel!+ Kalçalarının kıvrımı, usta elinden çıkma mücevher+ gibi. 2 Göbeğin yuvarlak bir kâse; içinde karışık şarap+ hiç eksik olmasın. Karnın zambaklarla+ çevrili bir buğday yığını. 3 İkiz ceylan yavruları gibi göğüslerin.+ 4 Boynun+ sanki fildişinden bir kule. Gözlerin+ Bat-rabbim kapısı yanındaki Heşbon+ havuzları gibi. Şam’a bakan Lübnan Kulesini andırıyor burnun. 5 Başın Karmel+ gibi, uzun saçların+ erguvana+ çalıyor. Kral da o dalgalı saçların esiri.+ 6 Ne güzelsin, ne hoşsun ey sevgili, sen bütün zevklerden ötesin.+ 7 Endamın hurma ağacı gibi,+ göğüslerin+ de hurma salkımları. 8 ‘Hurma ağacına çıkıp salkımlarını tutayım’+ dedim. Ne olur, göğüslerin asma salkımları gibi olsun, soluğun da elma gibi koksun. 9 Ağzın en iyi şarap gibi olsun;+ sevgilim için süzülen,+ uyuyanların dudaklarına usulca akan şarap gibi.”

10 “Ben sevgilime aitim,+ o da bana tutkun.+ 11 Gel sevgilim, kırlara+ çıkalım. Kına+ ağaçları altında oturalım. 12 Sabah erken kalkıp bağlara gidelim, asma filizlenmiş mi,+ tomurcukları patlamış mı,+ nar ağacı çiçeklenmiş mi görelim.+ Sana sevgimi orada anlatayım.+ 13 Adamotlarının+ hoş kokusu yayılıyor ve geçeceğimiz yollarda en iyilerinden her tür meyve var;+ hem taze, hem de kuru meyveler. Onları senin için sakladım sevgilim.”

8 “Keşke sen annemin+ emzirdiği erkek kardeşim+ gibi olsaydın! Seni dışarıda bulduğumda öperdim.+ Kimse beni ayıplamazdı. 2 Seni alır, beni eğiten annemin evine+ götürürdüm. Baharatlı şarap,+ taze nar suyu içirirdim. 3 Sol eli başımın altında olurdu; sağ eliyle de beni sarardı.+

4 Ant için bana ey Yeruşalim kızları, içimden gelmedikçe bende sevgi uyandırmaya çalışmayın.”+

5 “Sevgilisine+ yaslanmış, çölden çıkıp gelen+ bu kadın kim?”+

“Elma ağacı altındaydın, uyandırdım seni. Sana hamileyken orada sancılanmıştı annen. Doğum sancıları içinde+ orada doğurmuştu seni.

6 Beni yüreğinin üstüne mühür gibi koy,+ mühür gibi taşı kolunun üzerinde. Çünkü sevgi, ölüm kadar güçlüdür+ ve onun tam bağlılık talebi+ ölüler diyarı kadar katıdır. O Yah’ın*+ ateşidir, alev alev yanar. 7 Sevgiyi coşkun sular söndüremez,+ ırmaklar bastıramaz.+ Bir adam sevgiye bedel evindeki bütün değerli şeyleri verse de, hepsi bir hiç sayılır.”

8 “Bizim küçük bir kız kardeşimiz+ var, henüz göğüsleri çıkmamış. Onu isteyecekleri gün kız kardeşimiz için ne yapacağız?”

9 “O bir sur olursa+ üzerine gümüş mazgal yaparız; fakat bir kapı olursa,+ sedir ağacından tahtayla kapatırız.”

10 “Ben bir surum, göğüslerim de surun kuleleri.+ Böylece onun gözünde huzur bulmuş bir kadın oldum.

11 Süleyman’ın Baal-hamon’da bir bağı vardı.+ Onu bağcılara kiraya verdi.+ Her biri bağın ürünü karşılığında bin gümüş getirirdi.

12 Benim bağım bende kalsın; bin gümüş senin olsun ey Süleyman, iki yüz de ürününe bakanların.”

13 “Ey sen bahçelerde+ oturan, dostlar kulak kesilmiş sesini dinliyor. Bana da işittir sesini.”+

14 “Koş sevgilim, hoş kokulu otların büyüdüğü dağlar üzerinde bir ceylan gibi, geyik yavrusu gibi ol.”+

[Dipnotlar]

Ezg 2:1 Ya da “Şaron”

Ezg 2:1 Ya da “safran”

Ezg 2:4 Sözcük anlamıyla, “şarap”

Ezg 2:11 Ya da “kış”

Ezg 4:8 Ya da “gelinim”

Ezg 4:8 Ya da “Anti-Lübnan Dağları”

Ezg 5:5 Ya da “kapı sürgüsünün deliğine”

Ezg 5:14 Krizolit.

Ezg 6:4 Ya da “Tirtsa”

Ezg 6:13 Ya da “İki Ordu”

Ezg 8:6 Kısaltılmış haliyle Tanrı’nın isminin Ezgiler Ezgisinde geçtiği tek yer.

    Türk İşaret Dili Yayınları (2007-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türk İşaret Dili
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş