İşaya
1 Yahuda kralları+ Uzziya,+ Yotam,+ Ahaz+ ve Hizkiya+ zamanında Amots oğlu İşaya’nın+ Yahuda ve Yeruşalim hakkında gördükleri:+
2 Ey gökler dinle,+ ey yer kulak ver, Yehova konuşuyor: “Oğullar büyütüp yetiştirdim,+ ama bana başkaldırdılar.+ 3 Öküz sahibini, eşek efendisinin yemliğini bilir. Oysa İsrail bilmiyor,+ Kendi halkım anlayışsızca davranıyor.”+
4 Günahkâr milletin,+ suç yüklü halkın, kötülük tohumlarının,+ yıkıcı oğulların+ vay haline! Yehova’yı bıraktılar,+ İsrail’in Kutsalına saygısızlık edip+ sırt çevirdiler.+ 5 Darbe almamış bir yanınız mı kaldı+ da giderek daha isyankâr oluyorsunuz?+ Baş tamamen hasta, yürek tamamen zayıf.+ 6 Tepeden tırnağa sağlam bir yeriniz yok.+ Yara bere içindesiniz, yeni kamçı izleriyle dolusunuz. Yaralarınız ne sıkılmış, ne sarılmış ne de yağla yumuşatılmış.+ 7 Ülkeniz harap halde,+ şehirleriniz yakılmış.+ Toprağınızı gözünüzün önünde yabancılar+ yağmalıyor;+ adeta altını üstüne getiriyorlar.+ 8 Sion+ kızı bağdaki çardak, salatalık bostanındaki bekçi kulübesi, kuşatılmış şehir gibi kalakalmış.+ 9 Göklerin* hâkimi Yehova bir avuç kişiyi sağ bırakmamış olsaydı,+ tıpkı Sodom gibi olurduk, Gomorra’ya benzerdik.+
10 Ey Sodom’un+ zorba yöneticileri,+ Yehova’nın sözünü dinleyin.+ Ey Gomorra halkı, Tanrımızın kanununa kulak verin. 11 Yehova diyor ki, “Kurbanlarınız çoksa Bana ne yararı var? Yakılan+ koç sunularına,+ besili hayvanların yağına+ doydum. Genç boğaların, erkek kuzuların, tekelerin+ kanından+ hoşlanmıyorum.+ 12 Huzuruma gelip+ de avlularımı çiğnemenizi sizden kim istedi?+ 13 Artık değersiz tahıl sunusu getirmeyin.+ Buhur Bana iğrenç geliyor.+ Yeni Ay,+ Sebt günü+ kutlamaları, toplantı çağrıları+ da öyle . . . Büyük toplantılar yaparken bir yandan da gizli güçlere+ başvurmanıza dayanamıyorum. 14 Yeni Ay kutlamalarınızdan ve bayramlarınızdan canım nefret ediyor.+ Bana yük oldular.+ Onları taşımaktan yoruldum.+ 15 Bana ellerinizi açtığınızda+ gözlerimi sizden kaçırıyorum.+ Çok dua etseniz+ de dinlemiyorum.+ Elleriniz kana bulanmış.+ 16 Yıkanın,+ temizlenin,+ kötü davranışlarınızı gözümün önünden yok edin,+ kötülük yapmaktan vazgeçin.+ 17 İyilik yapmayı öğrenin,+ adaleti arayın,+ zorbayı yola getirin,+ yetim için adil hüküm verin,+ dul kadının davasını savunun.”+
18 Yehova diyor ki, “Şimdi gelin de aramızdaki meseleyi halledelim.+ Günahlarınız kıpkırmızı olsa da kar gibi beyaz olur.+ Kıpkızıl* bir bez gibi olsa da yapağı gibi olur. 19 Eğer istekli olur ve söz dinlerseniz memleketin nimetlerinden yersiniz.+ 20 Ama istemeyip+ başkaldırırsanız kılıç sizi yer. Çünkü bu söz Yehova’nın ağzından çıktı.”+
21 Sadık kent+ nasıl da fahişe oldu!+ Adalet doluydu,+ doğruluğun mekânıydı,+ şimdiyse katillerin yuvası.+ 22 Gümüşünüz cüruf olmuş;+ buğday biranıza su katılmış.+ 23 Yöneticileriniz dik başlı, hırsızların ortağı.+ Hepsi rüşvet almayı seviyor,+ hediye peşine düşmüşler.+ Yetim için adil hüküm vermiyor, dul kadının davasına bakmıyorlar.+
24 Bu yüzden, İsrail’in güçlü Tanrısı,+ göklerin hâkimi Rab Yehova şöyle diyor: “Yeter! Düşmanlarımdan+ kurtulacağım, onlardan öcümü alacağım.+ 25 Sana yeniden el uzatacağım, cürufunu küllü suyla eritip seni tüm tortundan arıtacağım.+ 26 Önceden olduğu gibi sana yine hâkimler, başlangıçtaki gibi yine danışmanlar vereceğim.+ Ondan sonra sana Doğruluk Şehri, Sadık Kent denecek.+ 27 Sion adalet sayesinde, geri dönen halkı da doğruluk+ sayesinde kurtulacak.+ 28 Başkaldıranların ve günahkârların yıkımı aynı anda olacak.+ Yehova’yı terk edenlerin sonu gelecek.+ 29 Bayıldığınız heybetli ağaçlar yüzünden insanlar utanacak,+ seçtiğiniz bahçeler yüzünden rezil olacaksınız.+ 30 Yaprakları kuruyan büyük bir ağaca,+ suyu olmayan bahçeye döneceksiniz. 31 Güçlü adam kırpıntı gibi,+ emeğinin sonucu da kıvılcım gibi olacak. Birlikte yanacaklar, bu ateşi söndüren olmayacak.”+
2 Amots oğlu İşaya’nın Yahuda ve Yeruşalim hakkında gördükleri:+ 2 Son günlerde,+ Yehova’nın evinin+ bulunduğu dağ, dağların başı üzerinde pekiştirilecek,+ tepelerden yukarı yükseltilecek;+ bütün milletler oraya akın edecek.+ 3 Pek çok halk gelecek, “Gelin,+ Yehova’nın dağına, Yakup’un Tanrısının evine çıkalım. O bize yolunu öğretecek, biz de O’nun yolunda yürüyeceğiz”+ diyecekler. Çünkü kanun Sion’dan, Yehova’nın sözü Yeruşalim’den çıkacak.+ 4 Tanrı milletler arasında hüküm verecek,+ halklarla ilgili+ meseleleri halledecek.+ Kılıçlarını çekiçle dövüp saban demiri, mızraklarını da bağcı bıçağı yapacaklar.+ Millet millete kılıç kaldırmayacak, artık savaşı öğrenmeyecekler.+
5 Ey Yakup evi, gelin, Yehova’nın ışığında yürüyelim.+
6 Tanrım, Sen halkını, Yakup evini terk ettin.+ Çünkü ülkeleri Doğu’dan aldıklarıyla dolu,+ Filistîler gibi büyücülük yapıyorlar;+ ortalık yabancıların çocuklarından geçilmiyor.+ 7 Ülkeleri gümüş ve altınla dolu, hazinelerinin haddi hesabı yok.+ Ülkeleri atlarla dolu, savaş arabalarının haddi hesabı yok.+ 8 Ülkeleri değersiz ilahlarla dolu.+ Elleriyle yaptıklarının, parmaklarıyla biçim verdiklerinin önünde eğiliyorlar.+ 9 Âdemoğlu baş eğiyor, insanoğlu alçalıyor; Senin onları bağışlaman mümkün değil.+
10 Yehova’nın dehşetinden, eşsiz haşmetinden ötürü kayalıkların içine girin, toprak altına gizlenin.+ 11 Başkalarına tepeden bakanlar aşağılanacak,+ insanoğlunun kibri kırılacak. O gün sadece Yehova yüceltilecek.+ 12 Çünkü o gün, göklerin hâkimi Yehova’nın günü+ olacak. Kendini beğenmişlerin, kibirlilerin, yüksek ya da aşağı görülen herkesin,+ 13 Lübnan’ın bütün yüksek, ulu sedir ağaçlarının,+ Başan’ın+ bütün heybetli ağaçlarının, 14 bütün yüce dağların, bütün yüksek tepelerin,+ 15 her yüksek kulenin, her sağlam surun,+ 16 Tarşiş’in tüm gemilerinin,+ güzel teknelerin hepsinin başına o gün felaket gelecek. 17 Tepeden bakan her insan aşağılanacak, insanoğlunun kibri kırılacak.+ O gün sadece Yehova yüceltilecek.+
18 Ve değersiz ilahlar tümüyle ortadan kalkacak.+ 19 Yehova dünyayı sarsmak üzere kalktığında,+ insanlar O’nun dehşetinden, eşsiz haşmetinden ötürü mağaralara, çukurlara girecekler.+ 20 İnsanoğulları, önünde eğilmek için yaptıkları gümüş ve altın değersiz ilahlarını o gün farelere,* yarasalara atacaklar.+ 21 Çünkü, Yehova dünyayı sarsmak üzere kalktığında, O’nun dehşetinden, eşsiz haşmetinden+ ötürü kaya kovuklarına, sarp kayaların yarıklarına girmek isteyecekler. 22 Kendi yararınız için, nefesi burnunda+ olan insanı bırakın. Onun ne değeri var?+
3 İşte bakın, göklerin hâkimi Rab+ Yehova, Yeruşalim+ ve Yahuda’dan her tür dayanağı ve desteği, ekmeği ve suyu çekiyor;+ 2 yiğitleri, savaşçıları, hâkimleri, peygamberleri,+ falcıları, ihtiyarları,+ 3 ellibaşıları,+ saygın adamları, danışmanları, hünerli büyücüleri, usta sihirbazları oradan atıyor.+ 4 Çocukları onlara yönetici yapacağım; başlarında keyfi bir yönetim olacak.+ 5 Herkes başkasına, hatta komşu komşuya zorbalık edecek.+ Çocuk yaşlıya,+ sıradan adam saygın kişiye edepsizce davranacak.+ 6 Herkes baba evinde kardeşini yakalayıp “Senin üstünde giysin var. Başımıza lider ol.+ Bu yıkıntı senin denetiminde olsun” diyecek. 7 Ama o gün kardeşi “Ben yaranızı saramam” diye bağıracak. “Evimde ne ekmek ne de giysi var. Beni halkın başına geçiremezsiniz.”
8 Yeruşalim sendeledi, Yahuda düştü,+ çünkü dilleri de işleri de Yehova’ya karşı;+ görkemli Tanrı’nın gözü önünde başkaldırıyorlar.+ 9 Yüz ifadeleri onları ele veriyor;+ Sodom’unki gibi günahlar işlediklerini söylüyorlar.+ Bunu gizlemiyorlar. Vay haline onların! Çünkü bu felaketi başlarına kendileri getirdi.+
10 Sizler, doğru insana iyilik göreceğini+ söyleyin; çünkü onlar işlerinin meyvesini yiyecekler.+ 11 Kötülerinse vay haline! Felaket! Yaptıklarının karşılığını alacaklar.+ 12 Halkıma gelince, onu kadınlar yönetiyor;+ amirler sert davranıyor. Ey halkım, rehberleriniz sizi yoldan çıkarıyor,+ yolunuzu şaşırtıyor.+
13 Yehova davasını görmek üzere yerini alıyor; halklara hükmünü bildirmek için ayağa kalkıyor.+ 14 Yehova halkının ihtiyarlarıyla ve yöneticileriyle davasını görüyor.+
“Bağı kasıp kavuran sizsiniz. Soyduğunuz mazlumların malları evinizde.+ 15 Halkımı ezerek, mazlumları gaddarca sömürerek ne yapmaya çalışıyorsunuz?”+ Göklerin hâkimi Ulu Rab Yehova’nın sözü.
16 Yine Yehova şunları söylüyor: “Sion kızları kibirlendiklerinden, boyunlarını ileri uzatıp göz süzerek, halhallarını şıngırdatarak kırıta kırıta yürüdüklerinden,+ 17 Yehova Sion kızlarının başını kabukla kaplayacak.+ Yehova onların alnını açacak.+ 18 O gün Yehova halhalların, saça takılan taçların, hilal biçimindeki takıların,+ 19 sallantılı küpelerin, bileziklerin, peçelerin,+ 20 başlıkların, ayak zincirlerinin, göğüs kuşaklarının,+ koku şişelerinin,* tılsımların,*+ 21 yüzüklerin, burun halkalarının,+ 22 ihtişamlı giysilerin, üstlüklerin, pelerinlerin, keselerin, 23 el aynalarının,+ iç giysilerin, baş sargılarının,+ peçelerin+ güzelliğini yok edecek.
24 O zaman pelesenk yağının+ mis kokusu yerine küf kokusu, kuşak yerine urgan, yapılı saçlar yerine kellik,+ süslü giysiler yerine çul,+ güzellik yerine dağlama izi+ olacak. 25 Adamların kılıçla düşecek, yiğitlerin savaşla.+ 26 Sion’un kapıları ah çekip yas tutacak.+ Sion silinip süpürülecek. Yere çöküp kalacak.”+
4 O gün yedi kadın bir adamı+ yakalayıp “Kendi ekmeğimizi yer, kendi giysimizi giyeriz, yeter ki senin adını alalım, böylece utanç içinde yaşamaktan kurtulalım”+ diyecekler.
2 O gün Yehova’nın yeşerttiği filiz+ bir süs ve onur kaynağı+ olacak. Diyarın ürünü de İsrailoğullarından sağ kalanlar+ için gurur duyulacak,+ güzel bir meyve olacak. 3 Sion’da kalan, Yeruşalim’de bırakılanların, orada yaşamak üzere kaydedilenlerin+ hepsinin O’nun gözünde kutsal+ olduğu söylenecek.
4 Yehova, adalet ruhuyla ve yakıp yok edici bir ruhla+ Sion kızlarını pisliklerinden arındırıp,+ Yeruşalim’de dökülen kanları+ temizleyecek.+ 5 O zaman Yehova, Sion Dağının+ her yerinde ve toplantı mekânında, gündüzleri bulut ve duman, geceleri+ alev alev yanan ateşin+ parıltısını oluşturacak. Böylece tüm ihtişamı koruma altında olacak.+ 6 Gündüzleri kavurucu sıcağa+ karşı gölgelik, yağmur fırtınasına ve sağanağa karşı bir sığınak ve korunak olacak.+
5 Sevdiğime bir ezgi okuyayım; onun ezgisini, sevdiğimin bağıyla+ ilgili ezgiyi. Toprağı verimli bir yamaçta sevdiğimin bir bağı vardı. 2 Toprağını belleyip taşlarını ayıkladı. Bağa seçme kırmızı üzümler dikip orta yerine bir de kule yaptı.+ Şıra teknesi olsun diye toprağı kazdı.+ Sonra bağın üzüm vermesini bekledi,+ ne var ki o yabani üzüm vermeye başladı.+
3 “Ve şimdi, sizler Yeruşalim’de yaşayanlar ve Yahuda halkı, bağımla aramda lütfen siz hüküm verin.+ 4 Bağıma yapmadığım ne kaldı?+ Ben üzüm beklerken o niye yabani üzüm verdi? 5 Şimdi bağıma ne yapacağımı size bildireyim: Çitini sökeceğim;+ yakılıp yok edilecek.+ Taş duvarını yıkacağım; ayaklar altında çiğnenecek.+ 6 Onu viraneye çevireceğim.+ Budanmayacak, çapalanmayacak.+ İçinde dikenli çalılarla deliceler bitecek.+ Bulutlara emredeceğim; oraya yağmur yağdırmayacaklar.+ 7 Göklerin hâkimi Yehova’nın bağı+ İsrail evidir; sevdiği+ fidanlık Yahuda halkıdır. O hep adalet bekledi,+ ama işte kanunsuzluk. Doğruluk bekledi, ama işte feryatlar.”+
8 Eve ev,+ tarlaya tarla katarak+ memlekette boş yer bırakmayanların vay haline! Bu topraklarda sizden başkası oturamaz oldu. 9 Göklerin hâkimi Yehova’nın andını duydum: Nice güzel ve büyük evler ıssız kalacak;+ öyle ki görenler dudaklarını ısıracak. 10 Kırk dönümlük+ bağ ancak bir bat+ üzüm verecek; bir homer tohum ancak bir efa ürün verecek.*+
11 Sabahın köründe kalkıp içki peşine düşenlerin,+ geceleri geç vakte kadar şarabın başından ayrılmayıp alev alev yananların+ vay haline! 12 Şölenlerinde+ lir, telli sazlar, tef ve flüt çalar, şarap içerler, ama Yehova’nın yaptıklarına bakmaz, elinin eserlerini görmezler.+
13 Dolayısıyla, halkım bilgisizliği yüzünden sürgüne gidecek,+ kıvanç duydukları kişiler açlıktan ölecek,+ susuzluktan yığın yığın kırılacaklar.+ 14 Bundan dolayı ölüler diyarı* genişledi, ağzını alabildiğine açtı.+ Bu şehir, ahalisiyle, gürültü patırtısıyla, şamatasıyla ve bütün ihtişamıyla oraya inecek.+ 15 Hepsi baş eğecek, âdemoğlu dize gelecek, tepeden bakanlar aşağılanacak.+ 16 Göklerin hâkimi Yehova adaletiyle yücelecek,+ Kutsal Olan,+ gerçek Tanrı doğruluğuyla kutsal olduğunu gösterecek.+ 17 O gün kuzular kendi otlaklarındaymış gibi otlayacak; bir zamanlar besili hayvanların yaşadığı ıssız yerlerin ürününü yabancılar yiyecek.+
18 Vay haline, suçu yalan ipiyle, günahı araba halatıyla çekenlerin,+ 19 “Elini çabuk tutsun, yapacağını bir an önce yapsın da görelim. İsrail’in Kutsalı amacını gerçekleştirsin de anlayalım” diyenlerin!+
20 Vay haline, iyiye kötü, kötüye iyi diyenlerin,+ karanlığı ışık, ışığı karanlık yerine koyanların, acıyı tatlı, tatlıyı acı yerine geçirenlerin!+
21 Vay haline, kendi gözünde bilge olanların, kendini akıllı sananların!+
22 Vay haline, çok şarap içmeyi, içkileri karıştırmayı marifet sayan adamların!+ 23 Vay haline, rüşvet karşılığında kötü kişiyi aklayanların,+ doğru kişiyi haksız duruma düşürenlerin!+
24 Bu nedenle, onların sonu ateşin anızı yalayıp yuttuğu,+ alevlerin kuru otu yok ettiği gibi olacak; kökleri çürüyüp kokacak,+ çiçekleri toz gibi havaya savrulacak. Çünkü göklerin hâkimi Yehova’nın kanununu reddettiler,+ İsrail’in Kutsalının sözlerine saygısızlık ettiler.+ 25 Bu yüzden Yehova halkına çok öfkelendi; elini kaldırıp onlara vuracak.+ Dağlar sarsılacak;+ leşleri sokak ortasına çöp gibi yığılacak.+
Bütün yaptıklarından ötürü O’nun öfkesi dinmedi, eli hâlâ havada duruyor. 26 Tanrı uzaktaki büyük bir millet için sancak dikecek,+ dünyanın ucundakilere ıslık çalacak;+ onlar da koşa koşa gelecek.+ 27 Aralarında yorgun düşen, sendeleyen olmayacak. Uyuşuk, uyuklayan bulunmayacak. Bellerindeki kuşaklar çözülmeyecek, çarıklarındaki bağlar kopmayacak; 28 oklarını sivriltmiş, yaylarını germişler.+ Atlarının toynakları çakmaktaşı,+ arabalarının tekerlekleri fırtına gibi olacak.+ 29 Aslan gibi, yeleli genç aslanlar gibi kükreyecekler.+ Homurdanarak avlarını kapıp götürecekler. Onları kurtaran çıkmayacak.+ 30 O gün onlara denizin gürlemesi gibi gürleyecekler.+ Karaya bakan, sıkıntı verici bir karanlık görecek.+ Yağan yağmur yüzünden ışık bile kararacak.
6 Kral Uzziya’nın öldüğü+ yıl Yehova’yı gördüm.+ Yüksekte, yücelerde bir tahtta oturmaktaydı,+ etekleri mabedi dolduruyordu.+ 2 Üzerinde seraflar duruyordu.+ Her birinin altı kanadı vardı. İkisiyle yüzlerini,+ ikisiyle ayaklarını örtüyor, ikisiyle de uçuyorlardı. 3 Birbirlerine seslenerek “Göklerin hâkimi Yehova kutsaldır, kutsaldır, kutsaldır”+ diyorlardı. “Yeryüzü O’nun ihtişamıyla dolu.” 4 Seslerinden kapı söveleri,+ eşikler sarsılmaya başladı, ev yavaş yavaş dumanla doldu.+
5 Bunun üzerine “Vay halime!” dedim, “Mahvoldum, çünkü ben dili kirli bir adamım+ ve dili kirli bir halkın arasında yaşıyorum.+ Buna rağmen Kralı, göklerin hâkimi Yehova’yı gözlerimle gördüm.”+
6 O zaman seraflardan biri bana doğru uçtu. Elinde sunaktan+ maşayla aldığı kızıl bir kor+ vardı. 7 Onu ağzıma dokundurup+ “Bak!” dedi, “Bu dudaklarına değdi, suçun silindi. Günahının kefareti ödendi.”+
8 Ve ben Yehova’nın sesini işittim, “Kimi göndereyim, bizim için kim gidecek?”+ diyordu. “Ben giderim! Beni gönder”+ dedim. 9 O da “Git” dedi, “Bu halka söyle, duydukça duyacak, bir şey anlamayacaksınız; baktıkça bakacak, bir şey öğrenmeyeceksiniz.+ 10 Bu halkın yüreğini duyarsızlaştır,+ kulaklarını ağırlaştır,+ göz kapaklarını birbirine yapıştır ki, gözleriyle göremesinler, kulaklarıyla işitemesinler, yürekleriyle anlayamasınlar. Ve yollarından dönüp şifa bulmasınlar.”+
11 Bunun üzerine “Ne zamana kadar ey Yehova?”+ diye sordum. Bana “Şehirler yıkılıp bomboş, evler insansız kalıncaya, toprak harap olup kıraçlaşıncaya kadar,+ 12 Yehova insanları çok uzaklara sürünceye, ülkenin ortasında koskoca bir yer ıssız kalıncaya kadar”+ dedi. 13 “İçindekilerin onda biri kalacak,+ o da ateşe atılacak. Tıpkı büyük, kocaman bir ağaç kesilse bile+ kütüğü geride kaldığı gibi,+ onun kütüğü de geride kalacak. Bu kütük kutsal bir soy olacak.”+
7 Uzziya oğlu, Yotam oğlu Ahaz’ın+ Yahuda kralı olduğu günlerde, Aram* kralı Retsin+ ile İsrail kralı Remalya oğlu Pekah+ Yeruşalim üzerine yürüdüler, fakat orayı ele geçiremediler.+ 2 Davut evine, “Aram Efraim’den destek alıyor”+ diye haber verildi.
Bunun üzerine Ahaz ile halkının yüreği rüzgârda sallanan orman ağaçları gibi tir tir titremeye başladı.+
3 O zaman, Yehova İşaya’ya “Haydi, oğlun Şear-yaşub’la*+ birlikte Ahaz’ı karşılamak için çamaşırcı tarlasına çıkan anayolun kenarına,+ yukarı havuzdan gelen su yolunun+ sonuna git” dedi. 4 “Ahaz’a, ‘Dikkat et, sakin ol’+ de. ‘Korkma, tüten şu iki odun parçasının, Aram kralı Retsin’in ve Remalya’nın oğlunun+ öfkesi yüzünden yüreğine korku düşmesin.+ 5 Aram, Efraim ve Remalya’nın oğlu sana karşı kötülük tasarladıkları için yılma. 6 “Yahuda’ya saldıralım, onu paramparça edelim, gedik açarak onu alalım, başına başka bir kral, Tabeel’in oğlunu geçirelim” dedikleri için korkma.’+
7 ‘Ulu Rab Yehova, “Bu iş olmayacak, tasarıları gerçekleşmeyecek”+ dedi. 8 “Çünkü Aram’ın başı Şam, Şam’ın başı ise Retsin’dir; sadece altmış beş yıl içinde Efraim paramparça olacak, bir halk olmaktan çıkacak.+ 9 Efraim’in başı Samiriye,+ Samiriye’nin başı ise Remalya’nın oğludur.+ İman etmezseniz fazla dayanamazsınız.”’”+
10 Yehova Ahaz’a şunları da dedi: 11 “Tanrın Yehova’dan sana bir işaret vermesini iste;+ ölüler diyarı* kadar derin, gökler kadar yüksek olsun.” 12 Fakat Ahaz “Ne böyle bir şey isterim ne de Yehova’yı sınarım” dedi.
13 Peygamber, “Ey Davut evi, lütfen dinleyin” dedi. “İnsanları bıktırdığınız yetmezmiş gibi şimdi de Tanrımın mı sabrını taşırmaya kalkıyorsunuz?+ 14 Bunun için Yehova Kendisi size bir işaret verecek. İşte! Kız+ gebe kalacak+ ve bir oğul doğuracak.+ Adını İmmanuel* koyacak. 15 Çocuk kötüyü reddedip iyiyi seçebileceği+ vakit tereyağı ve bal yiyor olacak. 16 O daha kötüyü reddedip iyiyi seçmeyi öğrenmeden,+ seni dehşete düşüren iki kralın toprakları tamamen ıssız bırakılacak.+ 17 Yehova sana,+ halkına ve babanın evine öyle günler yaşatacak ki, Efraim’in Yahuda’dan ayrıldığı+ günden beri böylesi hiç yaşanmadı; Asur kralını+ üzerinize getirecek.
18 O gün Yehova ıslık çalarak Mısır’ın Nil kanallarının ta uçlarından sinekleri ve Asur+ topraklarından arıları+ çağıracak. 19 Onlar da gelip hep birlikte sarp vadilerin, yalçın kaya kovuklarının, dikenli çalıların ve tüm sulak yerlerin üzerine çökecekler.+
20 O gün Yehova, Irmağın*+ ötesinden kiralanan usturayla, Asur kralıyla,+ saçı, bacaktaki kılları tıraş edecek; hatta onunla sakal bile kazınacak.+
21 O gün öyle olacak ki, sürüden genç bir inekle iki koyun kurtarabilen adam,+ 22 sağdığı sütün bolluğundan tereyağı yiyecek; memleketin ortasında sağ bırakılanların yiyeceği tereyağı ve bal olacak.+
23 O gün öyle olacak ki, bir zamanlar bin gümüş değerinde+ bin asmanın bulunduğu yerlerde dikenler, deliceler bitecek.+ 24 Oralarda ok ve yayla dolaşılacak,+ çünkü ülkenin her yeri dikenlerle, delicelerle kaplı olacak. 25 Bir zamanlar çapalanarak zararlı otlardan temizlenmiş dağlık yerleri dikenler ve deliceler kaplayacak, içlerine korkudan girilemeyecek; oralar sığırların başıboş dolaştığı, koyunların çiğnediği yerler olacak.”+
8 Yehova bana “Büyük bir tablet al”+ dedi, “Üzerine insan kalemiyle ‘Maher-şalal-haş-baz’* yaz. 2 Ve sadık şahitler,+ kâhin Uriya+ ile Yeberekya oğlu Zekeriya Benim için tanıklık etsinler.”+
3 Ben sonra peygamber karımla birlikte oldum. Ve o gebe kalıp zamanı gelince bir oğul doğurdu.+ Yehova bana, “Onun ismini Maher-şalal-haş-baz koy” dedi. 4 “Çünkü çocuk daha ‘Baba!’ ‘Anne!’ demeyi öğrenmeden,+ Şam’ın serveti, Samiriye’nin yağmalanan malları Asur kralının önüne götürülecek.”+
5 Yehova benimle yeniden konuştu; şunları dedi: 6 “Bu halk usul usul akan Şiloah sularını+ reddettiği,+ Remalya’nın oğluyla ve Retsin’le+ kıvanç duyduğu için,+ 7 evet, bunun için, işte Yehova gürül gürül akan Irmağın+ sularını, Asur kralını+ bütün haşmetiyle+ onların üzerine getiriyor.+ O yatağından taşacak, kıyılarını basacak, 8 Yahuda boyunca ilerleyecek. Her yeri kaplayacak, basıp geçecek.+ Boynuna kadar gelecek.+ Açtığı kanatları+ ülkeni boydan boya örtecek, ey İmmanuel.”+
9 Ey halklar yıkıma girişin ve darmadağın olun. Yeryüzünün uçlarında yaşayanlar kulak verin!+ Silahlarınızı kuşanın+ ve darmadağın olun!+ Silahlarınızı kuşanın ve darmadağın olun! 10 Gizlice plan yapın, boşa gidecek!+ Bir söz söyleyin, yerine gelmeyecek, çünkü Tanrı bizimle!*+ 11 Yehova’nın kuvvetli eli üzerimdeydi ve beni bu halkın gittiği yoldan döndürmek için şunları dedi: 12 “Bu halk ‘Komplo kurun!’+ dediğinde siz, ‘Komploya katılın!’ demeyin. Onların korktuğundan korkmayın, onun yüzünden titremeyin.+ 13 Kutsal saymanız,+ korkmanız,+ karşısında titremeniz+ gereken kişi göklerin hâkimi Yehova’dır.”
14 O kutsal bir mekân olacak;+ fakat İsrail’in her iki evi için, ayaklarını çarptıkları bir taş, tökezleten bir kaya,+ Yeruşalim’de yaşayanlara kapan ve tuzak olacak.+ 15 İçlerinden birçoğu mutlaka tökezleyecek, düşecek, parçalanacak, kapana kısılacak, yakalanacak.+
16 Öğrencilerimin arasında tanıklık belgesini+ dürüp kanunu mühürle!+ 17 Ve ben Yakup evinden yüz çeviren+ Yehova’yı beklemeye devam edeceğim,+ O’na umut bağlayacağım.+
18 İşte! Ben ve Yehova’nın bana verdiği çocuklar,+ Sion Dağını+ mekân tutan göklerin hâkimi Yehova’nın İsrail’de verdiği işaretler+ ve harikalarız.
19 Onlar size “Fısıldayan,+ mırıldayan medyumlara,+ kehanette bulunanlara başvurun” diyeceklerdir; fakat her halk kendi Tanrısına başvurmaz mı?+ Yaşayanlar için ölülere mi başvurulur?+ 20 Kanuna ve tanıklığa başvurulur!+
Bu söze göre konuşup dursalar+ da onlar için tan ışığı olmayacak.+ 21 Hepsi ülkede aç açına dolaşacak.+ Aç ve öfkeli halde yukarı bakacak, kralına ve Tanrısına lanet edecek;+ 22 yere bakacak, dert, karanlık, belirsizlik, sıkıntı ve zifiri karanlıktan+ başka bir şey görmeyecek.+
9 Bununla birlikte, ülkenin baskı altında olduğu zamanki gibi bir karanlık olmayacak. O zamanlar Zebulun ve Naftali bölgesi aşağılanmıştı,+ ama sonra bu topraklar (Ürdün Irmağı bölgesinde deniz yolu boyunca uzanan milletlerin Celilesi)+ onurlandırıldı.+ 2 Karanlıkta yürüyen halk büyük bir ışık+ gördü. Koyu karanlığın+ çöktüğü topraklarda oturanların üzerinde ışık parladı.+ 3 Sen onu kalabalık bir millet+ yaparak çok sevindirdin.+ Senin önünde hasat+ zamanında olduğu gibi sevindi, ganimeti paylaşırken olduğu gibi keyifliydi.+
4 Çünkü Sen onların omuzlarına yüklenen boyunduruğu,+ sırtlarına inen değneği, angaryacıların sopasını+ Midyan’ın yenildiği gün+ olduğu gibi paramparça ettin. 5 Her adımda yeri titretenlerin çizmeleri,+ kana bulanmış giysiler ateşe yem oldu.+ 6 Çünkü bize bir çocuk doğdu,+ bize bir oğul verildi;+ hükümdarlık onun omuzlarında olacak.+ Ve o Harika Öğütçü,+ Kudretli Tanrı,*+ Sonsuzluk Babası,+ Barış Hükümdarı+ diye adlandırılacak. 7 Davut’un tahtına+ oturacak, onun krallığının başına geçecek, hükümdarlığına sınır olmayacak,+ barışı hiç son bulmayacak.+ Krallığını şimdiden sonsuza dek adalet+ ve doğrulukla+ pekiştirecek.+ Göklerin hâkimi Yehova’nın gayretiyle bunlar olacak.+
8 Yehova Yakup’a bir hüküm bildirdi ve bu söz İsrail’in başına geldi.+ 9 Efraim ve Samiriye’de+ oturan herkes, bütün halk bunu anlayacak.+ Çünkü kibir ve küstahlıklarından ötürü,+ 10 “Kerpiç evler yıkıldı ama yontma taşlarla+ yenilerini yaparız; firavuninciri+ ağaçları kesildi ama yerlerine sedir ağaçları kullanırız” diyorlar. 11 Oysa Yehova Retsin’in hasımlarını onun tepesine çıkaracak; düşmanlarını, 12 doğudan Aramileri,+ arkadan Filistîleri+ ayaklandıracak.+ Onlar ağızlarını açıp İsrail’i yutacaklar.+ Bütün yaptıklarından ötürü O’nun öfkesi dinmedi, eli hâlâ havada duruyor.+
13 Halk kendisini vuran Tanrı’ya dönmedi,+ göklerin hâkimi Yehova’nın rehberliğini aramadı.+ 14 Bu yüzden Yehova İsrail’den başı+ ve kuyruğu,+ filizi ve sazı bir günde kesip atacak.+ 15 El üstünde tutulan yaşlı kişi baştır;+ yanlış bilgi veren peygamber ise kuyruktur.+ 16 Bu halka yol gösterenler onu yoldan saptırıyor;+ onları izleyenler de ne yapacağını şaşırıyor.+ 17 Bu yüzden Yehova onların gençleriyle kıvanç duymayacak,+ yetimlerine, dullarına merhamet göstermeyecek, çünkü hepsi Tanrı’yı bırakmış,+ kötülük yapıyor. Her ağızdan saçma sapan sözler çıkıyor. Bütün yaptıklarından ötürü, O’nun öfkesi dinmedi, eli hâlâ havada duruyor.+
18 Kötülük ateş gibi ortalığı yakıyor;+ çalıları, deliceleri yiyip bitirecek.+ Ormandaki sık çalılıkları tutuşturacak;+ onlardan dalga dalga dumanlar yükselecek.+ 19 Göklerin hâkimi Yehova’nın öfkesinden ötürü ülke alevler içinde; halk bu ateşe yem olacak.+ Kimse kardeşine bile acımayacak.+ 20 Biri sağda bir parça kesip alacak yine de aç kalacak; biri solda yiyecek yine de doymayacak.+ Her biri kendi kolunu yiyecek.+ 21 Manasse Efraim’i, Efraim Manasse’yi yiyecek. Sonra birlikte Yahuda’ya saldıracaklar.+ Bütün yaptıklarından ötürü, O’nun öfkesi dinmedi, eli hâlâ havada duruyor.+
10 Vay haline, haksız kurallar+ koyanların, insanların başına dert açan sözler yazıp duranların! 2 Yoksulların davasını geri çevirmek, halkımın mazlumlarının hakkını elinden almak,+ dul kadınları yağmalamak, yetimleri soymak+ için bunu yapıyorsunuz. 3 Hesap gününde,+ uzaklardan yıkım geldiğinde+ ne yapacaksınız? Yardım almak için kime koşacaksınız?+ Gurur duyduğunuz şeyleri nereye bırakacaksınız?+ 4 Tutsaklar arasında bir köşeye çökmekten, öldürülüp cesetler altında kalmaktan başka sizi ne bekliyor?+ Yine de O’nun öfkesi dinmedi, eli hâlâ havada duruyor.+
5 “İşte Asur,+ öfke değneğim;+ elindeki sopa gazabım içindir. 6 Onu yoldan sapmış+ bir milletin üzerine salacağım. Beni öfkelendiren halkı bol bol yağmalayıp soymasını, sokakların çamuru+ gibi çiğnemesini ona+ emredeceğim. 7 Böyle bir şeye niyetlenmiş olmasa da, bunu yapma isteği duyacak; yüreğinde böyle bir arzu olmasa da bunu tasarlayacak. Çünkü onun yüreğinde, yok etme+ ve birçok milletin kökünü kazıma arzusu var.+ 8 ‘Hizmetimdeki yöneticiler aslında birer kral+ değil mi?’ diyecek. 9 ‘Kalno+ Karkamış+ gibi değil mi? Hamat+ Arpad+ gibi değil mi? Samiriye+ Şam+ gibi değil mi? 10 Oyma putları Yeruşalim ve Samiriye’dekinden kat kat fazla olan değersiz ilahın krallıklarını nasıl ele geçirdiysem,+ 11 Samiriye’ye ve değersiz ilahlarına+ ne yaptıysam, Yeruşalim’e ve putlarına+ da aynısını yapmaz mıyım?’
12 Öyle olacak ki, Yehova, Sion Dağında ve Yeruşalim’de yapacaklarını bitirdiğinde, yüreğinin küstahlığı, mağrur gözlerinin kibri+ yüzünden Asur kralından hesap soracak. 13 O kral şöyle diyor: ‘Bileğimin gücüyle,+ bilgeliğimle bunu yapacağım, çünkü akıllıyım. Milletlerin sınırlarını ortadan kaldıracağım,+ yığdıkları malları yağmalayacağım,+ ülkelerin halkını güçlü biri gibi dize getireceğim.+ 14 Kuş yuvasına el sokar gibi milletlerin malına el+ atacak,+ bırakılan yumurtaları toplar gibi tüm yeryüzündekileri toplayacağım; kanat çırpan, ağzını açan, cıvıldayan olmayacak.’”
15 Balta kendini oduncudan üstün görebilir mi, hızar hızarcıya karşı büyüklenebilir mi? Sopa kendisini kaldıranı sallayabilir mi, değnek kendisini tutanı yukarı kaldırabilir mi?+ 16 Göklerin hâkimi Rab Yehova onun* güçlü kuvvetli adamlarını yiyip bitiren bir hastalıkla kırıp geçirecek.+ Böylece onun tüm ihtişamını kökünden yakıp bitirecek.+ 17 Ve İsrail’in Işığı+ ateş,+ Kutsalı alev+ olacak, onun diken ve çalılarını bir gün içinde yakıp yok edecek.+ 18 Görkemli ormanını, meyve bahçelerini tamamen ortadan kaldıracak+ ve o bir hasta gibi tepeden tırnağa eriyip gidecek.+ 19 Ormanında kalan ağaçlar bir çocuğun sayıp yazabileceği kadar az olacak.+
20 O gün öyle olacak ki, İsrail’in sağ kalanları+ ve Yakup evinin kaçıp kurtulanları kendilerini vurana bir daha asla bel bağlamayacak,+ sadakatle İsrail’in Kutsalı+ Yehova’ya bel bağlayacaklar.+ 21 Sadece bir artakalan,* Yakup’un artakalanı Kudretli Tanrı’ya dönecek.+ 22 Ey İsrail, senin halkın denizin kum taneleri gibi çok+ olsa da senden sadece bir artakalan dönecek.+ Kararlaştırılan bu yıkım+ su baskını gibi gelecek, doğruluğun gerektirdiği gibi olacak.+ 23 Çünkü göklerin hâkimi Ulu Rab Yehova kesin kararını verdiği bu yıkımı+ bütün ülkede gerçekleştirecek.+
24 Bu nedenle, göklerin hâkimi Ulu+ Rab Yehova şunları dedi: “Ey Sion’da oturan halkım,+ Mısır’ın yaptığı gibi sana sopayla vursa da,+ değneğini kaldırsa da Asur’dan korkma.+ 25 Çünkü çok yakında gazap+ sona erecek; onların yok olmasıyla öfkem dinecek.+ 26 Göklerin hâkimi Yehova, Midyan’ın Oreb+ kayasındaki yenilgisinde olduğu gibi ona karşı da kamçısını+ sallayacak; Mısır’a yaptığı gibi+ değneğini yine denizin üzerinde havaya kaldıracak.+
27 O gün öyle olacak ki, onun yükü omuzlarınızdan,+ boyunduruğu boynunuzdan kalkacak;+ yağdan* ötürü boyunduruk kırılacak.”+
28 Ayyat’ın+ üzerine yürüdü, Migron’dan geçti, ağırlıklarını Mikmaş’ta+ bıraktı. 29 Irmağın sığ yerinden geçti, Geba’da+ geceledi, Rama+ halkı titredi, Saul’un Gibea+ kentinin halkı kaçtı. 30 Ey Gallim+ kızı çığlık çığlığa bağır. Ey Layşa kulak ver. Sen de, ey zavallı Anatot+ halkı! 31 Madmena halkı kaçtı. Gebim’de yaşayanlar sığınacak yer aradı. 32 Gün daha bitmeden Nob’da+ durup Sion kızının dağına, Yeruşalim tepesine karşı yumruk salladı.+
33 Bakın! Göklerin hâkimi Rab Yehova korkunç bir gürültüyle dalları buduyor,+ uzun olanları kesip atıyor, yüksek olanları alçaltıyor.+ 34 Ormanın sık ağaçlıklarını baltayla yere devirdi; Lübnan güçlünün elinde yerle bir olacak.+
11 Yesse’nin+ kütüğü filiz+ sürecek, kökünden çıkan fidan+ meyve verecek.+ 2 Hikmet+ ve anlayış,+ öğüt ve kudret,+ bilgi+ ve Yehova korkusu+ veren ruh, Yehova’nın ruhu onun üzerinde olacak.+ 3 Yehova korkusundan zevk alacak.+
Yalnızca gözünün gördüğüne göre hüküm vermeyecek, kulağının işittiğine göre terbiye etmeyecek.+ 4 Düşkünleri doğrulukla yargılayacak.+ Yeryüzündeki alçakgönüllülerin yararına yanlışları dürüstçe gösterecek. Dünyaya ağzının değneğiyle vuracak.+ Kötüleri dudaklarının soluğuyla* öldürecek.+ 5 Kalçasındaki kuşak doğruluk,+ belindeki kuşak sadakat olacak.+
6 Kurt kuzuyla bir araya gelecek,+ leopar oğlakla yan yana yatacak; buzağı, yeleli genç aslan+ ve besili sığır bir arada olacak,+ başlarında küçük bir çocuk bulunacak. 7 İnekle ayı birlikte otlayacak, yavruları beraber yatacak. Aslan sığır gibi saman yiyecek.+ 8 Emzikteki bebek kobra+ deliği üzerinde oynayacak, sütten kesilmiş çocuk elini zehirli yılanın kovuğuna koyacak. 9 Kutsal dağımın+ hiçbir yerinde zarara, yıkıma yol açmayacaklar;+ çünkü sular deniz yatağını nasıl kaplıyorsa, Yehova bilgisi de yeryüzünü öyle dolduracak.+
10 O gün+ halklara bir sancak olarak Yesse’nin kökü+ ortaya çıkacak.+ Milletler onun rehberliğini arayacak+ ve mekânı görkemli olacak.+
11 Ve o gün Yehova, Asur,+ Mısır,+ Patros,+ Kuş,+ Elam,+ Şinar,+ Hamat topraklarından ve denizdeki adalardan+ halkının artakalanını Kendine almak için elini ikinci kez, yeniden uzatacak.+ 12 Milletler için bir sancak dikecek ve İsrail’den sürülmüş,+ Yahuda’dan dağılmış olanları dünyanın dört bucağından bir araya toplayacak.+
13 O zaman Efraim’in kıskançlığı geçecek;+ Yahuda’ya düşmanlık edenler yok olacak. Efraim Yahuda’yı kıskanmayacak, Yahuda da Efraim’e düşmanlık etmeyecek.+ 14 Beraberce Filistîlerin sırtında batıya+ uçacaklar; birlikte Doğuluları+ yağmalayacaklar. Edom ve Moab topraklarına el uzatacaklar,+ Ammonoğullarına boyun eğdirecekler.+ 15 Ve Yehova Mısır denizinin+ dilini* kesecek, kavurucu soluğunu üfleyerek Irmağa*+ parmağını sallayacak. Vurup onu yedi kola ayıracak; içinden insanları çarıkla yürüterek geçirecek.+ 16 İsrailoğullarından Asur’da artakalan+ halkın önünde, Mısır diyarından çıktıkları gün olduğu gibi, yine geniş bir yol+ uzanacak.
12 O gün,+ “Sana şükrederim ey Yehova” diyeceksin. “Çünkü bana çok kızmış olduğun halde öfken yatıştı,+ artık beni teselli ediyorsun.+ 2 İşte, Tanrı benim kurtarıcım.+ O’na güvenirim, korku bilmem.+ Çünkü Yah Yehova benim gücüm,+ kuvvetim;+ beni kurtarmaya geldi.”+
3 Sizler, kurtuluş pınarlarından sevinçle su alacaksınız.+ 4 Ve o gün “Yehova’ya şükredin!” diyeceksiniz,+ “O’na adıyla yakarın.+ Halklara O’nun işlerini bildirin.+ İsminin yüceliğini duyurun.+ 5 Yehova’ya ilahiler söyleyin,+ çünkü olağanüstü işler yaptı.+ Bu bütün dünyada bildiriliyor.
6 Sevinçle bağırın, çığlıklar atın ey Sion halkı, çünkü aranızda bulunan İsrail’in Kutsalı+ büyüktür.”
13 Amots+ oğlu İşaya’ya bir görüntüde Babil hakkında bildirilen hüküm:+ 2 “Kayalık, çıplak bir dağın tepesine sancak dikin.+ Onlara soylular kapısından+ girmeleri için seslenin, el sallayın.+ 3 Seçtiklerime* Ben emir verdim.+ İçleri coşku dolu yiğitlerimi öfkemin gereğini yapmaya Ben çağırdım.+ 4 Dinleyin! Dağlarda müthiş bir kalabalık, sayısız insan toplanmış.+ Dinleyin! Bir araya toplanan krallıkların, milletlerin uğultusu!+ Göklerin hâkimi Yehova savaş için ordu topluyor.+ 5 Onlar çok uzak bir diyardan,+ göklerin öbür ucundan geliyorlar; Yehova, gazabının silahlarıyla tüm yeryüzünü harabeye çevirmek üzere geliyor.+
6 Feryat edin,+ çünkü Yehova’nın günü yakın!+ Mutlak Gücün Sahibinden bir yıkım gibi geliyor.+ 7 Bu yüzden kimsenin eli ayağı tutmayacak, ölümlü insanın yüreği eriyip gidecek.+ 8 Herkes telaşa düşecek.+ Çırpınacaklar, onları doğum sancıları tutacak. Doğurmakta olan kadın gibi ağrı çekecekler.+ Şaşkın şaşkın birbirlerine bakacaklar. Yüzleri alev alev yanacak.+
9 Bakın! Diyarı şaşılacak duruma getirmek+ ve günahkârları içinden söküp atmak+ üzere Yehova’nın günü, şiddet ve gazap dolu amansız gün geliyor. 10 Göklerin yıldızları, takımyıldızları*+ artık ışımayacak. Güneş doğarken kararacak, ay ışık saçmayacak. 11 Ettiği kötülüğü dünyanın başına getireceğim,+ işledikleri suçları da kötülerin başına. Küstahların kibrini kıracağım, zorbaların gururunu sona erdireceğim.+ 12 Ölümlü insanı saf altından, âdemoğlunu Ofir altınından+ daha ender kılacağım.+ 13 Bu nedenle Ben göklerin hâkimi Yehova, öfkeden ateş saçtığım o gün+ büyük bir gazapla göğü sarsacağım,+ yer yerinden oynayacak.+ 14 Öyle olacak ki herkes, kovalanan bir ceylan, çobansız bir sürü+ gibi kendi halkına dönecek, herkes kendi ülkesine kaçacak.+ 15 Ele geçenler delik deşik edilecek, yakalananlar kılıçtan geçirilecek.+ 16 Çocukları gözlerinin önünde paramparça edilecek.+ Evleri yağmalanacak, karılarının ırzına geçilecek.+
17 İşte Ben, gümüşe değer vermeyen, altınla gönlü hoş olmayan Medleri+ kaldırıp onların üzerine getiriyorum. 18 Yaylarıyla gençleri delik deşik edecekler.+ Rahmin meyvesini esirgemeyecekler,+ onların evlatlarına acımayacaklar. 19 Tanrı Sodom ve Gomorra’yı nasıl yıktıysa,+ krallıkların tacı,+ Kaldelilerin+ gurur kaynağı, güzelliği Babil de öyle olacak. 20 Orada hiçbir zaman oturulmayacak,+ nesiller boyu içinde yaşanmayacak.+ Araplar orada çadır kurmayacak, çobanlar sürülerini orada yatırmayacak. 21 Çorak yerlere dadananlar orada yatacak; eskiden oturulan evler puhularla dolu olacak.+ İçinde devekuşları yaşayacak, keçi görünümlü cinler* orada hoplayıp zıplayacak.+ 22 Hisarlarında çakallar uluyacak;+ o güzel saraylarında büyük yılanlar dolaşacak. Onun sonu yaklaştı ve o gün ertelenmeyecek.”+
14 Çünkü Yehova Yakup’a merhamet gösterecek,+ İsrail’i yine seçecek,+ onları kendi topraklarında rahata kavuşturacak.+ Yabancılar Yakup eviyle birleşip ona bağlanacaklar.+ 2 Halklar onları alıp ülkelerine götürecekler. İsrail evi, onları Yehova’nın topraklarında hizmetkâr ve hizmetçi edinecek,+ kendisini tutsak edenleri tutsak edecek, kendisini işe koşanları+ buyruğu altına alacak.+
3 Öyle olacak ki, Yehova seni çektiğin acılardan, sıkıntıdan, ağır kölelik boyunduruğundan kurtarıp rahata kavuşturduğu gün,+ 4 Babil kralı için şu deyişi söyleyeceksin:
“Angaryacı angaryaya koşamaz oldu, zulmünün nasıl da sonu geldi!+ 5 Yehova kötülerin sopasını, hükümdarların asasını kırdı.+ 6 O sopa ki, halklara öfkeyle darbe üstüne darbe indiriyor,+ milletlere amansızca eziyet+ ederek büyük bir gazapla boyun eğdiriyordu. 7 Bütün dünya rahata kavuştu,+ huzur içinde. İnsanlar neşeli, sevinçle haykırıyor.+ 8 Ardıç ağaçları,+ Lübnan’ın sedir ağaçları bile senin düştüğün duruma seviniyor, ‘Sen yere serildiğinden beri kimse bizi kesmeye+ gelmiyor’ diyorlar.
9 Aşağıda ölüler diyarı+ seni karşılama telaşında. Ölümün tutsaklarını,+ dünyanın keçi gibi inatçı önderlerini+ senin için uyandırıyor. Milletlerin tüm krallarını tahtlarından ayağa kaldırıyor.+ 10 Hepsi konuşmaya başlayıp sana şöyle diyorlar: ‘Seni de bizim gibi aciz mi bıraktılar?+ Seni de bize mi benzettiler?+ 11 Gururun da, telli sazlarının gürültü patırtısı da ölüler diyarına indirildi.+ Kurtlar senin altına yatak gibi serilecek, solucanlarsa üstüne örtü olacak.’+
12 Ey parlak yıldız, seherin oğlu, gökten nasıl da düştün!+ Sen ki milletlerin belini kırardın,+ nasıl da yere devrildin!+ 13 Oysa içinden, ‘Göklere çıkacağım,+ tahtımı Tanrı’nın yıldızlarından+ daha yükseğe kuracağım.+ Toplantı dağı+ üzerinde, kuzeyin en uzak yerlerinde+ oturacağım’ derdin. 14 ‘Bulutların üzerine çıkacağım;+ kendimi Yüceler Yücesine benzeteceğim.’+
15 Ne var ki, ölüler diyarına, çukurun en dibine+ indirileceksin.+ 16 Halini görenler gözlerini sana dikip ‘Dünyayı altüst eden, krallıkları sarsan,+ 17 verimli toprakları çöle çeviren, şehirlerini yıkan,+ tutsaklarını yurtlarına salmayan adam bu mu?’+ diye düşünüp duracaklar. 18 Milletlerin diğer bütün kralları, evet her biri tüm görkemiyle kendi meskeninde yatıyor.+ 19 Senin ise gömülecek bir yerin bile yok;+ istenmeyen bir fidan gibi kaldırılıp atılmışsın. Kılıçla deşilip çukurun dibindeki taşlara düşen ölülerle örtülmüşsün.+ Ayaklar altında çiğnenen bir ceset gibisin.+ 20 Kendi ülkeni harabeye çevirip kendi halkını öldürdüğünden o krallarla birlikte mezara konulmayacaksın. Kötülerin soyu bir daha asla anılmayacak.+
21 Atalarının suçundan ötürü+ evlatlarını boğazlamak için yer hazırlayın ki, bir daha ayağa kalkmasınlar, dünyayı mülk edinmesinler, yeryüzünü şehirlerle doldurmasınlar.”+
22 “Ve Ben onlara karşı harekete geçeceğim.”+ Göklerin hâkimi Yehova’nın sözü.
“Babil’in adını,+ artakalanını, tüm soyunu kesip atacağım.”+ Yehova’nın sözü.
23 “Onu oklukirpi yuvasına, sazlığa, bataklığa çevireceğim. Yıkım süpürgesiyle süpüreceğim.”+ Göklerin hâkimi Yehova’nın sözü.
24 Göklerin hâkimi Yehova yemin edip diyor ki,+ “Aynen tasarladığım gibi olacak, aynen kararlaştırdığım gibi gerçekleşecek.+ 25 Asur’u kendi ülkemde kıracağım.+ Onu kendi dağlarımda çiğneyeceğim;+ boyunduruğunu halkımın üzerinden kaldıracağım, yükünü omuzlarından alacağım.”+
26 Bütün dünya aleyhinde verilen karar budur. Bütün milletlere karşı kalkan el budur. 27 Göklerin hâkimi Yehova karar verdi,+ kim bozabilir?+ Tanrı’nın eli kalktı, kim indirebilir?+
28 Kral Ahaz’ın öldüğü+ yıl gelen bildiri: 29 “Ey Filistîler,+ sizi dövenin değneği kırıldı+ diye hiçbiriniz sevinmeyin.+ Çünkü yılanın+ kökünden zehirli yılan çıkacak,+ onun meyvesi, can yakıcı uçan yılan olacak.+ 30 Düşkünlerin ilk doğanları doyacak, yoksullar güvenlik içinde yatacak.+ Ama senin kökünü kıtlıkla kurutacağım, sağ kalanlarınız da öldürülecek.+ 31 İnle, ey kapı! Feryat et, ey şehir! Hepiniz yılgınlığa kapılacaksınız, ey Filistîler! Çünkü kuzeyden duman geliyor, kimse saflarından ayrılmıyor.”+
32 O milletin ulaklarına+ ne cevap verilecek? Yehova Sion’un temelini attı,+ denecek ve halkının mazlumları oraya sığınacak.
15 Moab hakkında bildirilen hüküm:+ Moab’ın Ar şehri+ bir gecede yağmalanarak susturuldu. Moab’ın Kir şehri+ de bir gecede yağmalanarak susturuldu. 2 Moab ağlamak için tapınağa, Dibon’a+ ve yüksek yerlere* çıkıyor; Nebo+ ve Medeba+ için feryat ediyor. Her saç kazınmış,+ her sakal kesilmiş. 3 Halk sokaklarda çulla dolaşıyor.+ Damlarda,+ meydanlarda feryat ediyor; gözlerinden yaşlar boşanarak+ aşağı iniyor. 4 Heşbon ve Eleale+ figan ediyor. Sesleri ta Yahats’tan+ duyuluyor. Moab’ın silahlı adamları bu yüzden bağrışıp duruyor. Millet tir tir titriyor.
5 Moab için yüreğim kan ağlıyor.+ Kaçabilenler Tsoar+ ve Eglat-şelişiya’ya+ dek kaçıyorlar. Luhit yokuşundan+ herkes ağlayarak çıkıyor; başlarına gelen bela yüzünden Horonaim+ yolunda feryat koparıyorlar. 6 Nimrim suları+ tamamen kurudu. Yemyeşil çayırlar sararıp soldu, taze ot kalmadı, yeşillikler yok oldu.+ 7 Bu yüzden, elde kalan, biriktirilen mallar Kavaklı Vadi üzerinden taşınıyor. 8 Feryatlar Moab topraklarının her yanını sardı.+ İniltiler Eglaim’e, Beer-elim’e vardı. 9 Çünkü Dimon suları kana bulandı. Ben Dimon’un başına başka belalar da getireceğim. Moab’dan kaçanların ve ülkede kalanların üzerine aslanlar göndereceğim.+
16 Sela’dan, çöl üzerinden, Sion kızının dağına,+ ülkenin hükümdarına bir koç gönderin.+
2 Moab kızları Arnon+ geçitlerinde yuvasından kovulan kuşlar gibi olacaklar.+
3 Bir plan yapın ve kararınızı uygulayın.+
“Ey Moab, öğle vakti gece gibi gölge sal.+ Sürgünleri sakla,+ kaçakları ele verme;+ 4 sürgünlerim aranızda yabancı olarak yaşasın.+ Yağmacılara karşı onlara sığınak ol.+ Zalimin sonu geldi, yağmalama sona erdi. İnsanları ezenler yeryüzünden silindi.+
5 Bir taht vefa ile pekiştirilecek.+ Davut çadırından o tahtta oturan bir kral sadakatle saltanat sürecek.+ Hakkın peşinde olup adaletle hükmedecek; doğruyu yapmakta tez davranacak.”+
6 Moab’ın gururu bize anlatıldı; çok kibirli,+ kendini beğenmiş, mağrur, öfkeli olduğunu duyduk.+ Böbürlenmesi boşa çıkacak.+ 7 Moablılar Moab için feryat edecek; herkes feryat edecek.+ Felakete uğrayanlar Kir-hareset+ üzüm pestilleri için inleyip sızlanacak, 8 çünkü Heşbon+ taraçaları kurudu. Sibma+ asmasına gelince, milletlerin efendileri onun parlak kızıl dallarını kırdılar. Oysa o dallar çölü dolanıp Yazer’e+ kadar uzanmıştı. Filizleri kendi kendine yayılıp göle ulaşmıştı.
9 Bu nedenle, Yazer için ağladığım gibi Sibma asması için de ağlayacağım.+ Gözyaşlarımla sizi ıslatacağım ey Heşbon+ ve Eleale.+ Çünkü yaz mevsiminiz ve hasadınız çığlıklara boğuldu.+ 10 Meyve bahçelerinizde sevinç ve neşe kalmadı. Bağlardan sevinç çığlıkları, kahkahalar yükselmiyor.+ Şıra teknelerinde kimse üzüm çiğnemiyor.+ Sevinç çığlıklarına son verdim.+
11 Bu nedenle, Moab yüzünden içim lirin telleri gibi titriyor.+ Kir-hareset yüzünden yüreğim sızlıyor.+
12 Herkes gördü ki, Moab yüksek yere çıkmak+ için yorulduysa da, dua etmek için tapınağına gittiyse+ de, yaptıkları hiçbir işe yaramadı.+
13 Yehova Moab için bunu daha önce söylemişti. 14 Şimdi de Yehova şunu diyor: “Ücretli bir işçinin yılları gibi,+ üç yıl içinde Moab her tür karışıklığı yaşayarak ihtişamını kaybedecek,+ yüz karası olacak; ondan geriye kalanlar çok değil az olacak.”+
17 Şam hakkında bildirilen hüküm:+ “Bakın! Şam bir şehir olmaktan çıktı, enkaz yığınına döndü.+ 2 Terk edilen Aroer şehirleri+ sürülerin mekânı oldu; yayılıp yatıyorlar. Kimse onları korkutmuyor.+ 3 Efraim’de surlu şehir,+ Şam’da krallık kalmadı.+ Aramilerden sağ kalanların ihtişamının sonu İsrailoğullarınınki gibi olacak.” Göklerin hâkimi Yehova’nın sözü.+
4 “O gün öyle olacak ki, Yakup’un ihtişamı sönecek;+ besili bedeni eriyecek.+ 5 Orakçı başakları eliyle biçip ekinleri topladığında tarla nasıl kalırsa,+ orası da Refaim Ovasında+ başakları toplanmış bir tarla gibi olacak. 6 Tıpkı zeytin ağacı dövüldükten sonra tepesinde iki üç, dallarında dört beş zeytin tanesi kaldığı gibi, orada da geriye kalan çok az olacak.” İsrail’in Tanrısı Yehova’nın sözü.+
7 Âdemoğlu o gün Yaratıcısına bakacak, İsrail’in Kutsalından+ gözünü ayırmayacak. 8 Elleriyle yaptığı+ sunaklara bakmayacak;+ parmaklarıyla yaptığı kutsal direklere,* buhurdanlara gözünü dikmeyecek.+ 9 O gün onun surlu şehirleri İsrailoğulları yüzünden korulukta terk edilmiş bir yere, evet, tek başına kalmış bir dala benzeyecek. Issız birer virane olacaklar.+ 10 Çünkü seni* kurtaran Tanrı’yı+ unuttun;+ sığındığın kayayı+ aklından çıkardın. Bu yüzden de gözüne hoş görünen bir fidanlık kurup yabancının* filizini dikiyorsun. 11 Fidanlığının etrafına özenle çit çevirdiğin günün ertesi sabahı tohumun filizlense de hastalıklar ve şifa bulmaz sancılar gününde ürünün elinden uçup gidecek.+
12 Vay vay, köpüren denizlerin uğultusu gibi uğuldayan halkların kargaşası! Yaygaracı milletler coşkun sular gibi çağlıyor.+ 13 Muazzam bir su yığını gibi çağlıyorlar.+ Tanrı onları mutlaka azarlayacak.+ Uzaklara kaçacaklarsa da rüzgârın dağdan önüne kattığı saman çöpü, kasırganın önünde fır döndürdüğü devedikeni gibi olacaklar,+ peşlerine düşülecek, kovalanacaklar. 14 Bakın, akşamleyin ortalığa ansızın dehşet çöküyor. Ama sabah olmadan yok olup gidiyor.+ Bizi yağmalayanların payı, bizi soyanların sonu budur.+
18 Vay haline, Habeş ırmaklarının suladığı, kanatlı böceklerin vızıldadığı toprakların!+ 2 O ülke ki, sular üzerinden, denizden papirüs teknelerle elçiler+ gönderiyor. Onlara “Ey hızlı ulaklar!” diyor, “Topraklarını ırmakların silip süpürdüğü uzun boylu, parlak tenli, esnek vücutlu, etrafa korku salan, her yeri ezip geçen o millete gidin.”+
3 Sizler, yeryüzünde oturanlar,+ dünyada yaşayanlar, öyle bir manzara göreceksiniz ki, sanki dağların tepesine bir sancak dikiliyor;+ öyle bir ses duyacaksınız ki, sanki boru çalınıyor.+ 4 Çünkü Yehova bana şöyle dedi: “Güneşin yeri ısıtan ışıkları+ gibi, hasat sıcağındaki+ çiy bulutu gibi durgun kalıp yukarıdan meskenimi+ seyredeceğim. 5 Bağbozumundan önce, çiçeklerin yerini alan koruklar olgunlaşmaya yüz tutunca, asmanın sürgünleri bağcı bıçağıyla kesilecek, uzantıları budanıp temizlenecek.+ 6 Hepsi dağların yırtıcı kuşlarına, yerin yaban hayvanlarına terk edilecek.+ Yırtıcı kuşlar yazı onların üzerinde geçirecek, tüm yaban hayvanları hasat vaktini onların üzerinde geçirecek.+
7 O zaman, topraklarını ırmakların silip süpürdüğü uzun boylu, parlak tenli, esnek vücutlu, etrafa korku salan, her yeri ezip geçen o milletten+ göklerin hâkimi Yehova’ya bir armağan sunulacak.+ Bu armağan göklerin hâkimi Yehova’nın Kendi adını koyduğu yere, Sion Dağına+ getirilecek.”
19 Mısır hakkında bildirilen hüküm:+ Bak! Yehova hızla giden bir buluta binmiş,+ Mısır’a geliyor. Mısır’ın değersiz ilahları O’nun yüzünden tir tir titriyor;+ Mısır’ın yüreği yerinden oynuyor.+
2 “Mısırlıları Mısırlılara karşı ayaklandıracağım; herkes kendi kardeşiyle, herkes kendi komşusuyla savaşacak. Şehir şehirle, krallık krallıkla çatışacak.+ 3 Ve Mısır’ın aklı duracak;+ onun planını altüst edeceğim.+ Mısırlılar değersiz ilahlara,+ büyücülere, medyumlara, bilicilere başvuracaklar.+ 4 Mısır’ı sert bir efendinin eline teslim edeceğim; onu zorba bir kral yönetecek.”+ Göklerin hâkimi Rab Yehova’nın sözü.
5 Nil’in suları çekilecek; ırmak susuz kalıp tamamen kuruyacak.+ 6 Nehirler kokacak. Sular çekildiğinden Mısır’ın Nil kanalları kuruyacak.+ Kamışlar, sazlar+ solacak. 7 Nil kıyısındaki, ırmak ağzındaki çayırlar, civardaki ekili tarlalar, hepsi kuruyacak.+ Rüzgârda savrulup gidecekler, geride bir şey kalmayacak. 8 Balıkçılar yas tutacak; Nil Irmağına olta atan herkes dövünecek; suların yüzüne ağ serenler perişan olacak.+ 9 Taranmış keten+ işleyenler de, beyaz kumaş* dokuyanlar da utanacak. 10 Mısır’ın dokumacıları+ mahvolacak; tüm ücretli işçiler kederlenecek.
11 Tsoan+ beyleri gerçekten akılsız. Firavunun danışmanları içindeki bilgelere gelince, verdikleri öğütler aptalca.+ Sizler nasıl oluyor da Firavuna, “Ben bilgelerin, eski zaman krallarının oğluyum” diyorsunuz? 12 Hani nerede senin bilgelerin?+ Göklerin hâkimi Yehova’nın Mısır’la ilgili kararını öğrensinler de sana anlatsınlar bakalım.+ 13 Tsoan beyleri akılsızlık ettiler,+ Nof*+ beyleri aldandılar; Mısır kabilelerinin ileri gelenleri+ ülkeyi yoldan çıkardılar. 14 Yehova Mısır’ın aklını karıştırdı.+ Ve onlar, Mısır’ın her işinde, kusmuğu içinde debelenen bir sarhoş gibi debelenmesine neden oldular.+ 15 Mısır’da kimsenin yapabileceği bir iş kalmadı; ne başın ne kuyruğun, ne filizin ne de sazın.+
16 O gün Mısır kadın gibi olacak; göklerin hâkimi Yehova kendisine yumruk salladığı için+ dehşete kapılıp tir tir titreyecek.+ 17 Yahuda diyarı yüzünden Mısır dehşetten yalpalayacak.+ Yahuda adını duyan herkes, göklerin hâkimi Yehova’nın Mısır’la ilgili kararından ötürü dehşete düşecek.+
18 O gün Mısır diyarında,+ Kenan dili konuşan+ ve göklerin hâkimi Yehova’nın önünde yemin eden+ beş şehir olacak. Birine Yıkım Şehri denecek.
19 O gün Mısır’ın ortasında Yehova için bir sunak olacak.+ Sınırında da Yehova için bir sütun yükselecek. 20 Ve bu, Mısır diyarında göklerin hâkimi Yehova için bir şahit ve işaret olacak.+ Onlar zalimlerin baskısı yüzünden Yehova’ya feryat edecekler;+ O da onları kurtarması için büyük bir kurtarıcı gönderecek.+ 21 Ve o gün Yehova Kendisini Mısırlılara tanıtacak;+ Mısırlılar Yehova’yı tanıyacak. O’na kurban ve armağan sunacaklar;+ Yehova’ya adak adayacaklar ve adaklarını yerine getirecekler.+ 22 Yehova Mısır’a bir darbe indirecek.+ Önce vuracak sonra iyileştirecek+ ve onlar Yehova’ya dönecekler.+ O da yakarışlarını dinleyecek ve onları iyi edecek.+
23 O gün Mısır’dan Asur’a bir anayol uzanacak.+ Asur Mısır’a, Mısır Asur’a gidip gelecek. Mısır’la Asur birlikte hizmet edecek. 24 O gün, Mısır ve Asur’un yanındaki üçüncü millet İsrail olacak;+ ve o, dünyanın ortasında bir nimet olacak.+ 25 Çünkü göklerin hâkimi Yehova, “Halkım Mısır, elimin eseri Asur,+ mirasım İsrail+ nimetler görsün” diyerek onları kutsayacak.+
20 Tartan’ın+ Aşdod’a+ geldiği yıl; Tartan, Asur kralı Sargon’un emriyle+ Aşdod’a saldırıp şehri ele geçirdiğinde,+ 2 Amots oğlu İşaya’ya+ Yehova’nın şu sözü geldi: “Git,+ belinden çulu çöz,+ ayağından çarıkları çıkar.”+ O da denileni yaptı, giysisini çıkarıp yalınayak yürüdü.+
3 Yehova sözüne şöyle devam etti: “Kulum İşaya Mısır’a+ ve Habeş’e+ bir felaket işareti,+ bir alamet olarak üç yıl çıplak ve yalınayak dolaştığı gibi, 4 Asur kralı da Mısırlı tutsakları,+ Habeş sürgünlerini, gencini de yaşlısını da çıplak ve yalınayak götürecek, kaba etlerini açığa çıkaracak; Mısır’ın çıplaklığını ortaya serecek.+ 5 Habeş’e umutla bakanlar,+ Mısır’ın güzelliğine kapılanlar, utanıp dehşete düşecekler.+ 6 Ve bu kıyılarda yaşayanlar o gün, ‘Asur kralının elinden kurtulmak için kaçıp sığındığımız kimselerin haline bakın!+ Bu durumda biz nasıl kurtuluruz?’ diyecekler.”
21 Çöl denizi* hakkında bildirilen hüküm:+ Güneyden* kasırgalar+ nasıl gelirse, o da korku veren diyardan, çölden öyle geliyor.+ 2 Bana gösterilen dehşetli bir görüntüydü:+ Hain hainlik ediyor; yağmacı yağmalıyor.+ Harekete geç, ey Elam! Kuşatmaya giriş, ey Media!+ Onun neden olduğu iniltileri artık sona erdiriyorum.+ 3 Bu yüzden belime şiddetli sancılar saplanıyor.+ Doğuran kadınlar gibi çırpınıyorum.+ Öyle altüst oldum ki, kulağım duymuyor; öyle huzursuz oldum ki, gözüm görmüyor. 4 Yüreğim küt küt atıyor; tüylerim diken diken. Sevdiğim alacakaranlık artık beni korkudan titretiyor.+
5 Sofralar kurulsun, oturulacak yerler düzenlensin; yenilip içilsin.+ Davranın, ey yöneticiler,+ kalkanı yağla meshedin.+ 6 Çünkü Yehova bana şöyle dedi:
“Git, bir gözcü dik, gördüklerini bildirsin.”+
7 Ve o savaş arabaları görüyor. Kimisini çift çift küheylanlar, kimisini eşekler, kimisini de develer çekiyor. Gözcü dikkat kesilmiş, tetikte. 8 Aslan gibi bağırıyor:+ “Gündüzleri hep gözcü kulesi üzerinde duruyorum ey Yehova, geceler boyu hep nöbet yerindeyim.+ 9 İşte çift çift küheylanların çektiği savaş arabalarına binmiş adamlar geliyor!”+
Derken, “Düştü! Babil düştü!”+ diye haykırmaya başlıyor. “Tanrılarının tüm oyma putları yere çalınıp parçalandı!”+
10 Ey dövme buğdayım, harman yerimin oğulları;+ göklerin hâkimi, İsrail’in Tanrısı Yehova’dan ne işittimse sizlere bildirdim.
11 Duma* hakkında bildirilen hüküm: Biri bana Seir’den+ sesleniyor: “Gözcü, geceden ne haber? Gözcü, geceden ne haber?”+ 12 Gözcü “Sabah olmak üzere” diyor, “Sonra yine gece olacak. Bir şey sormak istiyorsanız sorun. Ve yine gelin!”
13 Çöl* hakkında bildirilen hüküm: Geceyi vahadaki ağaçlıklarda geçireceksiniz, ey Dedan kervanları.+ 14 Susamışları karşılamak için su getirin. Ey Tema+ topraklarında oturanlar, kaçakları ekmekle karşılayın. 15 Çünkü onlar kılıçtan kaçtılar; yalın kılıçtan, üzerlerine gerilen yaydan ve savaşın şiddetinden.
16 Çünkü Yehova bana “Kedar’ın+ tüm görkemi, ücretli işçinin çalışma süresi gibi+ bir yıl içinde son bulacak” dedi. 17 “Okçulardan, Kedaroğullarının yiğitlerinden sağ kalanlar az olacak.+ Bunu İsrail’in Tanrısı Yehova söyledi.”+
22 Görüntü vadisi+ hakkındaki bildiri: Ne oldu da hepiniz damlara+ çıktınız? 2 Sen ki kabına sığmayan, gürültülü patırtılı bir şehir, şenlikli bir kenttin.+ Halkından öldürülenler ne kılıçtan geçirildi, ne de savaşta öldü.+ 3 Başındaki zorbalar+ hep birden kaçıştılar.+ Bir yay bile çekilmeden tutsak edildiler. Yakalananlarının hepsi esir alındı;+ oysa çok uzaklara kaçmışlardı.
4 Bu yüzden “Gözünüzü üzerimden çekin” dedim. “Bırakın da acı acı ağlayayım.+ Halkım kızı soyulmuşken beni avutmaya uğraşmayın.+ 5 Çünkü bu gün, göklerin hâkimi Ulu Rab Yehova’nın görüntü vadisinde karışıklık,+ bozgun,+ şaşkınlık+ yarattığı gün. Surlar yıkılıyor;+ dağlara feryat ediliyor.+ 6 Elam,+ ok kılıfını alıp atlı savaş arabasına binmiş; Kir,+ kalkanının örtüsünü çıkarmış. 7 En verimli ovalarınız savaş arabalarıyla dolmuş, küheylanlar kapının karşısına dizilmiş. 8 Yahuda’yı koruyan perde kaldırılacak. Sizler o gün orman evinin+ silah deposuna+ doğru bakacaksınız, 9 Davut Şehrinin gediklerini göreceksiniz, çünkü gerçekten birçok gedik olacak.+ Ve aşağı havuzun+ suyunu depolayacaksınız. 10 Yeruşalim’deki evleri sayacaksınız. Surları+ aşılmaz kılmak için evleri yıkacaksınız. 11 Eski havuzun suyu için+ iki surun arasına su deposu yapacaksınız. Ama bunu gerçekleştirene, Yüce Tanrı’ya bakmayacaksınız; bunu çok zaman önceden tasarlayanı görmeyeceksiniz.
12 Göklerin hâkimi Ulu+ Rab Yehova o gün sizden ağlamanızı,+ yas tutmanızı, saçlarınızı kazıyıp çula sarınmanızı+ isteyecek. 13 Ama şu hale bakın! Coşup eğleniyorlar, sığırlar boğazlıyor, koyunlar kesiyorlar. ‘Yiyelim içelim, nasıl olsa yarın öleceğiz’+ diyerek et yiyor, şarap içiyorlar.+
14 Göklerin hâkimi Yehova bana açıkladı, kulağımla duydum:+ “‘Siz ölene+ dek bu suçunuzun kefareti ödenmeyecek’,+ göklerin hâkimi Ulu Rab Yehova böyle diyor.”
15 Göklerin hâkimi Ulu Rab Yehova “Haydi” dedi, “O kâhyanın, evin sorumlusu+ Şebna’nın+ yanına git. 16 ‘Burada ne işin var? Kimin nesisin ki burada kendin için mezar oydurdun?’+ de. Gömüleceği yeri yüksekte oyduruyor, sarp kayalığı yontturup kendine mekân yaptırıyor. 17 ‘Bak ey yiğit! Yehova seni tuttuğu gibi şiddetle savurup atacak, 18 sarıp sarmalayıp geniş bir diyara top gibi fırlatacak. Orada öleceksin; gurur duyduğun arabaların orada efendinin evi için utanç olacak. 19 Seni görevinden atacağım, makamından indireceğim.+
20 Ve o gün, Hilkiya oğlu+ Elyakim+ kulumu+ çağıracağım. 21 Senin cüppeni ona giydireceğim, senin kuşağını ona bağlayacağım,+ senin yetkini ona vereceğim. Ve Yeruşalim halkına, Yahuda evine o baba olacak.+ 22 Davut evinin anahtarını+ onun omzuna asacağım. Onun açtığını kimse kapayamayacak, kapadığını da kimse açamayacak.+ 23 Onu sağlam bir yere bir kazık gibi çakacağım.+ Ve o babasının evi için görkemli bir taht gibi olacak.+ 24 Atadan toruna babasının evinin tüm görkemi (büyüğünden küçüğüne bütün kaplar ve testiler) onun üzerine asılacak.’
25 ‘O gün’, göklerin hâkimi Yehova’nın sözü, ‘Sağlam yere çakılan kazık+ yerinden sökülecek,+ kesilip düşecek, üzerindeki yük devrilecek, çünkü bunu Yehova söyledi.’”+
23 Sur+ hakkındaki bildiri: Ey Tarşiş gemileri,+ feryat edin! Çünkü orası yağmalandığı için bir liman olmaktan çıktı, artık sığınılacak bir yer değil.+ Bu haber onlara Kittim+ diyarında verildi. 2 Kıyı* halkları susun! Denizi aşanlar, Sayda+ tacirleri seni servetleriyle doldurdular. 3 Şihor’un+ tahılı, Nil’in ürünü sular üzerinden gelir getirirdi sana, başka milletlere de kazanç sağlardı.+
4 Utan ey Sayda!+ Sen ey deniz, ey denizin güçlü kalesi, “Doğum sancıları çekmedim” diyorsun, “Ne doğurdum, ne de genç erkekler, kızlar büyüttüm.”+ 5 İnsanlar Mısır hakkındaki haberi aldıklarında olduğu gibi,+ Sur’la ilgili haberi alınca da acıdan kıvranacaklar.+ 6 Tarşiş’e geçin; ey kıyı halkları, feryat edin. 7 Kurulduğu o çok eski devirlerden beri şenlikli olan şehriniz bu mu? Ayakları onu çok uzaklara, yabancı diyarları yurt edinmeye götürürdü.
8 Taçlar giydiren, tacirleri birer soylu, tüccarları yeryüzünün saygın kişileri+ olan Sur hakkında kim verdi bu kararı?+
9 Bütün o güzelliğinden kaynaklanan gururunu ayaklar altına almak,+ dünyanın tüm saygın kişilerini aşağılamak için+ göklerin hâkimi Yehova verdi bu kararı.+
10 Ey Tarşiş kızı,+ Nil Irmağı gibi ülkeni boydan boya geç. Artık gemiler için rıhtım yok.+ 11 Yehova deniz üzerine elini uzattı; krallıkları telaşa düşürdü.+ Fenike kalelerinin yıkılması için buyruk verdi.+ 12 “Ey ezilmiş kız! El değmemiş Sayda+ kızı” dedi, “Bir daha asla yüzün gülmeyecek.+ Kalk, Kittim’e+ geç. Orada bile rahat yüzü görmeyeceksin.”
13 İşte, Kalde diyarı!+ O diyarın halkı onu çöl hayvanlarına barınak yaptı,+ Asur+ değil. Kuşatma kuleleri diktiler,+ hisarlarını çıplak bıraktılar,+ ülkeyi harabeye çevirdiler.+
14 Siz Tarşiş gemileri feryat edin, çünkü kaleniz yağmalandı.+
15 O zaman öyle olacak ki, Sur bir kralın günleri kadar, yetmiş yıl unutulacak.+ Yetmiş yılın sonunda Sur, fahişe şarkısında söylendiği gibi olacak: 16 “Ey unutulmuş fahişe,+ lir al eline, şehri dolaş. Seni hatırlasınlar diye vur tellerine, çalabildiğince iyi çal, şarkılar söyle.”
17 Ve yetmiş yılın sonunda öyle olacak ki, Yehova dikkatini Sur’a çevirecek. Sur yeniden eski ücretli işine+ dönüp yer üzerindeki tüm krallıklarla fahişelik yapacak.+ 18 Kazancı ve ücreti+ Yehova’ya adanacak. Saklanmayacak, biriktirilmeyecek, çünkü onun ücreti doya doya yesinler, zarif giysiler giysinler diye,+ Yehova’nın önünde bulunanların olacak.+
24 İşte, Yehova ülkeyi boşaltıyor, viraneye çeviriyor;+ altını üstüne getiriyor,+ üzerinde yaşayanları dört bir yana dağıtıyor.+ 2 Halkla kâhin arasında, hizmetkârla efendi, hizmetçiyle hanım, alıcıyla satıcı, ödünç alanla ödünç veren, faiz ödeyenle faiz alan arasında fark kalmayacak.+ 3 Ülke mutlaka boşaltılacak ve yağmalanacak;+ çünkü bunu Yehova söyledi.+ 4 Ülke yas tutuyor,+ kuruyup gidiyor. Toprak kuruyor, solup gidiyor. Ülkenin büyük adamları sararıp soluyor.+ 5 İçinde yaşayanlar yüzünden ülke kirlendi,+ çünkü onlar kanunları görmezden geldiler,+ kuralları değiştirdiler,+ devirlerce sürecek ahdi bozdular.+ 6 Bu yüzden ülkeyi lanet yiyip bitirdi;+ içinde yaşayanlar suçlu bulundu. Bu yüzden ülke halkı azaldı; geriye bir avuç insan kaldı.+
7 Yeni şarap karalar bağlamış, asma kurumuş;+ yürekleri sevinçle coşanlar şimdi inliyor.+ 8 Teflerin coşkusu söndü, sevinç çığlıkları atanların sesleri duyulmaz oldu, lirlerin coşkusu söndü.+ 9 Artık şarkılar eşliğinde şarap içilmiyor; içkinin tadı içene acı geliyor. 10 Terk edilen kent yıkıntı halinde;+ her evin girişi kapanmış. 11 Şarap yokluğundan sokaklarda bağrışıyorlar. Sevinçten eser yok; ülkenin tüm neşesi uçup gitmiş.+ 12 Şehirden geriye kalan manzara şaşkınlık verici; kapı parçalanıp moloz yığınına çevrilmiş.+
13 Zeytin ağacı dövüldüğünde,+ yahut bağbozumunda olduğu gibi, ülkenin ortasında, halklar arasında da kalanlar olacak.+ 14 Seslerini yükseltip sevinçle haykıracaklar. Yehova’nın haşmeti karşısında denizden sevinç çığlıkları yükselecek.+ 15 Işığın+ doğduğu yerde Yehova’yı yüceltecekler;+ denizdeki adalarda İsrail’in Tanrısı Yehova’nın adı yüceltilecek.+ 16 Ülkenin dört bir köşesinden ezgiler duyuyoruz:+ “Doğru Olana+ güzellik tacı!”
Fakat ben, “Bittim,+ mahvoldum! Vay halime!” dedim, “Hainler hainlik ediyor.+ Evet, hainler kalleşçe hainlik ediyor.”+
17 Ey sen, bu toprakların insanı, dehşet, çukur ve tuzak seni bekliyor.+ 18 Öyle olacak ki, dehşetin sesinden kaçan çukura düşecek, çukurdan çıkan tuzağa yakalanacak.+ Çünkü yükseklerdeki suların bentleri açılacak,+ ülke temellerinden sarsılacak.+ 19 Yer yarıldıkça yarılıyor, sarsıldıkça sarsılıyor, bocaladıkça bocalıyor.+ 20 Ülke bir sarhoş gibi yalpaladıkça yalpalıyor. Bekçi kulübesi gibi bir o yana bir bu yana sallanıyor.+ Suçunun ağırlığı altında çöküyor+ ve bir daha ayağa kalkamayacak.+
21 O gün öyle olacak ki, Yehova yükseğin yükseğindeki orduya ve yerdeki krallara hükmünü verecek.+ 22 Ve onlar çukurda toplanan tutsaklar gibi toplanacak,+ zindana+ kapatılacaklar. Çok günler sonra yoklanacaklar.+ 23 Dolunayın yüzü kızardı, parıldayan güneş utandı,+ çünkü göklerin hâkimi Yehova Sion Dağında,+ Yeruşalim’de kral oldu;+ ve halkının yaşlıları O’nun ihtişamını gördü.+
25 Ey Yehova, Sensin benim Tanrım.+ Seni yüceltirim,+ adına övgüler sunarım.+ Çünkü Sen harikalar+ yaptın, çok eski devirlerden beri tasarılarını+ sadakatle,+ güven vererek gerçekleştirdin.+ 2 Bir şehri taş yığınına, kale gibi kenti viraneye çevirdin, yabancıların hisarını şehir olmaktan çıkardın. Orası çağlar boyu inşa edilmeyecek.+ 3 Bu nedenle, güçlü bir halk Seni yüceltecek; zalim milletlerin kenti Senden korkacak.+ 4 Zorbaların soluğu yağmur fırtınası gibi duvara çarpınca, Sen düşküne kale, sıkıntı içindeki yoksula hisar,+ fırtınada başını sokacağı bir sığınak, kızgın güneşte gölgelik+ oldun. 5 Bulutların gölgesi kurak memleketin sıcağını bastırdığı gibi,+ Sen de yabancıların sesini bastırırsın. Zorbaların ezgileri duyulmaz olur.+
6 Göklerin hâkimi Yehova bu dağda+ tüm halklara+ nefis yemeklerle,+ dinlenmiş şaraplarla, ilikle dolu+ leziz yiyeceklerle, süzme eski+ şaraplarla+ bir ziyafet verecek. 7 Ve tüm halkları saran örtüyü, bütün milletler üzerine kapanan perdeyi bu dağda yutup yok edecek.+ 8 Evet, ölümü yutup sonsuza dek yok edecek.+ Ulu Rab Yehova bütün yüzlerden gözyaşlarını silecek.+ Ve tüm dünyadan halkının utancını kaldıracak,+ çünkü bunları Yehova söyledi.
9 O gün denilecek ki, “İşte, bizim Tanrımız.+ Umudumuzu O’na bağladık,+ bizi O kurtaracak.+ İşte Yehova.+ Umudumuzu O’na bağladık. Kurtuluşumuz O’ndandır, sevinelim, sevinçten coşalım.”+
10 Yehova’nın eli bu dağın+ üzerinde olacak; Moab ise gübre+ çukurundaki saman yığını gibi, olduğu yerde çiğnenecek.+ 11 Kulaç atan yüzücü gibi, Tanrı oraya* el atacak ve onun kibrini el çabukluğuyla kıracak.+ 12 Ve yüksek surlarıyla güvenli, kale gibi olan şehri yıkıp devirecek, yerle bir edecek.+
26 O gün+ Yahuda diyarında+ şu ilahi söylenecek:+ “Güçlü bir şehrimiz+ var. Onun suru, savunma duvarı Tanrı’nın sağladığı kurtuluştur.+ 2 Kapıları açın ki,+ sadakatini koruyan doğru millet içeri girebilsin.+ 3 Kararlı tutuma sahip olanı Sen her zaman korursun, barış içinde olur;+ çünkü o Sana güvenir.+ 4 Sizler her zaman Yehova’ya güvenin,+ çünkü Yah Yehova çağlar boyu kayadır.+
5 “Yüksek yerde oturanları,+ yüceltilen kenti alaşağı etti.+ Onu alçalttı, devirip yere serdi, yerle bir etti.+ 6 Orası mazlumların, düşkünlerin ayakları altında çiğnenecek.”+
7 Doğru kişinin yolu dürüstlüktür.+ Sen dürüstsün ve doğru kişinin yolunu düzlersin.+ 8 Evet, bizler hükümlerinin gösterdiği yolda Sana umut bağladık ey Yehova.+ Gönlümüz adını ve şanını+ anmayı arzu ediyor.+ 9 Geceleri gönlüm Seni özlüyor;+ evet, içim, ruhum hep Seni arıyor;+ çünkü hükümlerin yeryüzünde oldukça,+ dünyada yaşayanlar doğruluk+ öğrenirler.+ 10 Kötü kişi lütuf görse de doğruluk öğrenmez.+ Doğruluk diyarında haksızlık eder;+ Yehova’nın haşmetini görmez.+
11 Ey Yehova, elini kaldırdın,+ ama görmüyorlar.+ Ne var ki, halkın için göstereceğin gayreti gördüklerinde utanacaklar.+ Evet, düşmanlarına göndereceğin ateş+ onları yiyip bitirecek. 12 Ey Yehova, bize Sen barış vereceksin,+ çünkü ne yaptıksa Senin sayende yaptık.+ 13 Ey Tanrımız Yehova, Senden başka efendiler bize sahibimizmiş gibi davrandılar.+ Biz ancak Senin sayende adını anarız.+ 14 Sen onları yok etmek için, adları bile anılmasın+ diye, gözünü üzerlerine çevirdin. Bu yüzden ölü onlar, artık yaşamıyorlar;+ ölümün tutsağı+ onlar, artık ayağa kalkmıyorlar.+
15 Milleti çoğalttın, ey Yehova, milleti çoğalttın;+ Kendini yücelttin.+ Ülkenin sınırlarını her yönden genişlettin.+ 16 Ey Yehova, sıkıntıdayken Sana yöneldiler.+ Onları terbiye ettiğinde,+ dudaklarından fısıltı halinde bir dua döküldü. 17 Doğumu yaklaşan gebe kadının çektiği sancıları, doğum sancısı çekerken ettiği feryatları biz de yaşadık. Sen yaşattın bunları ey Yehova.+ 18 Biz de gebe kaldık, sancı çektik,+ ama rüzgârdan başka bir şey doğuramadık. Ülkeye gerçek kurtuluş sağlayamadık,+ o topraklarda yaşayacak insanlar doğuramadık.+
19 “Senin ölülerin yaşayacak.+ Benim cesetlerim dirilecek.+ Ey toprakta yatanlar,+ uyanın, sevinçle haykırın! Çünkü senin çiyin+ ebegümeci+ üzerindeki çiye benziyor; yeryüzü ölümün tutsaklarını bağrından çıkaracak.+
20 Kalk ey halkım, iç odalarına gir, ardından kapıları kapat.+ Gazap geçene kadar biraz gizlen.+ 21 Bak! Yehova Kendisine karşı işlenen suçlardan dolayı ülke halkından hesap sormak üzere yerinden kalkıyor.+ Ve toprak, üzerine dökülen kanı artık saklamayacak,+ öldürülenlerin üzerini artık örtmeyecek.”+
27 Yehova+ o gün Levyatanı,*+ kayıp giden, kıvrıla kıvrıla ilerleyen yılanı,+ evet o Levyatanı sert ve güçlü, büyük kılıcıyla+ cezalandıracak; deniz canavarını+ öldürecek.
2 O gün şu ezgiyi söyleyeceksiniz:+ “Köpüklü şarap bağı!+ 3 Onu koruyan Benim, Ben, Yehova.+ Onu hep sularım,+ kimse zarar vermesin diye gece gündüz korurum.+ 4 Artık kızgın değilim.+ Hangi çalı+ ya da diken savaşta karşıma çıkabilir? Çiğner geçerim onu, ateşe veririm.+ 5 Buna kalkışacağına Bana sığınsın. Benimle barışsın; evet barışsın Benimle.”+
6 Yakup yakında kök salacak, İsrail+ filizlenip çiçek açacak, yeryüzünü meyveyle dolduracak.+
7 Ona kendisini vuranların darbesiyle mi vurmak gerekir? Onu kendisini öldürenlerin katlettiği gibi mi öldürmek gerekir?+ 8 Korkunç bir sesle haykırarak davasını göreceksin ve onu uzaklara göndereceksin. Doğu rüzgârının+ estiği gün güçlü soluğunla öteye savuracaksın. 9 Böylece Yakup’un suçunun kefareti ödenecek.+ Günahının silinmesi meyvesini verecek:+ Sunağın tüm taşlarını, kireçtaşıymış gibi un ufak edecek; ne kutsal direkler*+ ne de buhurdanlar ayakta kalacak.+ 10 Çünkü surlu şehir terk edilecek; otlaklar sahipsiz kalacak, çöl gibi kendi haline bırakılacak.+ Orada sığırlar yayılıp yatacak ve onun dallarını yiyip bitirecek.+ 11 Filizleri kuruduğunda kadınlar gelecek, onları kırıp yakacak.+ Çünkü bu halk anlayışlı bir halk değil.+ Bu yüzden Yaratıcısı ona merhamet etmeyecek, Kurucusu lütuf göstermeyecek.+
12 Ve o gün öyle olacak ki, Yehova gürül gürül akan Irmaktan*+ Mısır Vadisine+ kadar her yerde ağaçları döverek meyvelerini düşürecek.+ Böylece birer birer toplanacaksınız,+ ey İsrailoğulları. 13 Ve o gün öyle olacak ki, büyük bir boru çalınacak+ ve Asur topraklarında+ kaybolup gidenler, Mısır topraklarına+ dağılanlar, gelip Yeruşalim’deki kutsal dağında+ Yehova’nın önünde eğilecekler.+
28 Vay haline, ey Efraim+ sarhoşlarının asalet tacı, ey şarap tutsaklarının verimli vadisinin başındaki göz kamaştıran güzelliğin solan çiçeği! 2 Bak! Yehova’nın güçlü kuvvetli bir adamı var;+ o seni sel getiren kuvvetli fırtına+ gibi, göğü gürleten dolu fırtınası+ gibi, ortalığı kasıp kavuran kasırga+ gibi büyük bir şiddetle yere çalacak. 3 Efraim sarhoşlarının asalet tacı ayaklar altına alınacak.+ 4 Verimli vadi başındaki göz kamaştıran güzelliğin solan çiçeği,+ yaz gelmeden olgunlaşan incir+ gibi görülür görülmez koparılıp yutulacak.
5 Göklerin hâkimi Yehova o gün halkının artakalanı+ için baş tacı,+ güzellik çelengi,+ 6 hüküm kürsüsünde oturanlar için adalet ruhu,+ savaşı kapıdan püskürtenler için güç kaynağı olacak.+
7 Oysa bunlar şarap yüzünden sapıtıyor, içki yüzünden yalpalıyor: Kâhin ve peygamber+ içkiden sapıtıyor, şarabın etkisiyle kafaları karışıyor, içkinin etkisiyle yalpalıyorlar.+ Yalan yanlış şeyler görüyor, tutarsızca kararlar alıyorlar. 8 Sofraların üzeri kusmuk dolu.+ Pisliğe bulaşmamış yer yok.
9 “Kime bilgi verdiğini sanıyor?+ Duyduklarını kime anlatmaya çalışıyor?+ Sütten kesilmiş, memeden ayrılmış çocuklara mı?”+ diyorlar. 10 “Çünkü biraz oradan biraz buradan, emir üzerine emir, emir üzerine emir; kural* üzerine kural, kural üzerine kural.”+ 11 Bu nedenle, Tanrı bu halkla kekeleyenlerin ağzıyla,+ başka bir dilde+ konuşacak.+ 12 Onlara “Burası dinlenme yeri. Bitkin düşeni dinlendirin. Burası huzur yeri” dedi, ama kimse dinlemek istemedi.+ 13 Bu yüzden Yehova’nın sözü onlara, “Biraz oradan biraz buradan, emir üzerine emir, emir üzerine emir; kural üzerine kural, kural üzerine kural”+ olacak ki, sırt üstü düşsünler, kemikleri kırılsın, kapana kısılıp yakalansınlar.+
14 Bundan ötürü, siz böbürlenip duranlar, Yeruşalim’de bu halkı yönetenler,+ Yehova’nın sözüne kulak verin. 15 Çünkü siz “Ölümle ahit yaptık,+ ölüler diyarıyla görüşüp anlaştık.+ Bu yüzden ani taşkın geçerken bize dokunmayacak, çünkü yalanı kendimize sığınak edindik,+ sahteliğin ardına gizlendik”+ diyorsunuz. 16 Bu nedenle Ulu Rab Yehova şunları diyor: “İşte, Sion’a+ bir temel taşı,+ denenmiş bir taş,+ sağlam temel+ için değerli bir köşe taşı+ koyuyorum. Ona iman eden hiç kimse telaşa düşmeyecek.+ 17 Adaleti ölçü ipi;+ doğruluğu+ tesviye aleti* yapacağım. Yalana dayanan sığınağı+ dolu+ süpürüp götürecek, gizlenilen yeri sular basacak.+ 18 Ölümle yaptığınız ahit bozulacak,+ ölüler diyarıyla görüşüp anlaşmanızın hükmü kalmayacak.+ Sel gibi bastıran felaket+ sizi de çiğneyip geçecek.+ 19 Gece gündüz her gün gelecek, her seferinde sizi de süpürüp götürecek.+ Bunun haberi bile duyanları tir tir titretecek.”+
20 Sedir, üzerine uzananlara kısa, yorgan, sarınanlara küçük gelecek. 21 Çünkü Yehova Peratsim Dağında+ olduğu gibi kalkacak, Gibeon+ yakınlarındaki ovada olduğu gibi öfkeyle harekete geçecek. Garip olan işini yapacak, olağandışı olan işini gerçekleştirecek.+ 22 Artık alaycılığı+ bırakın yoksa zincirleriniz daha da kalınlaşır; çünkü ben göklerin hâkimi Ulu Rab Yehova’dan+ tüm ülkeye bir yıkım+ geldiğini duydum. Bu iş kararlaştırılmış.
23 Kulak verin, sesimi dinleyin, dikkat edin, dediklerimi dinleyin. 24 Saban süren tohum ekmek için bütün gün+ saban sürer mi, toprağı çapalayıp tırmıklar mı?+ 25 Toprağın üzerini düzleyince çörekotu ve kimyon tohumu+ serpmez mi? Ayırdığı yerlere+ buğday, darı,+ arpa, tarlasının sınırına+ da kızılbuğday+ ekmez mi? 26 Biri ona doğru olanı gösterir.+ Tanrısı onu eğitir.+ 27 Çünkü çörekotu harman döveniyle dövülmez,+ kimyonun üzerinden tekerlek geçirilmez. Çörekotu sopayla,+ kimyon da çubukla dövülür. 28 Ekmeklik buğday ezilir mi? Kimse onun üzerinden durmadan+ döven geçirmez.+ Harmanın üzerinden tekerlek ve atlar geçirse bile onu ezmez.+ 29 Bu iş de göklerin hâkimi Yehova’dandır.+ Harika amaçları olan, büyük işler başaran O’dur.+
29 “Ey Ariel,*+ Ariel, Davut’un ordugâh kurduğu kent,+ vay haline! Halkın yıla yıl katarak bayramlar+ kutlayıp dursun. 2 Ama Ben seni sıkıştıracağım.+ Ariel matem tutup ağıt yakacak.+ Benim için sunak ocağı gibi olacak.+ 3 Tüm çevrene ordugâh kuracağım. Kazıklar çakarak etrafını kuşatacağım, rampalar yapacağım.+ 4 Alçalacaksın, düştüğün yerden konuşacaksın. Sesin topraktan boğuk boğuk gelecek.+ Medyumun sesi gibi yerin içinden duyulacak, sözlerin topraktan gelen bir fısıltı olacak.+ 5 Yabancılar sürüsü ince toz gibi,+ zorbalar sürüsü+ uçup giden saman ufağı gibi olacak.+ Ve bu bir anda, ansızın meydana gelecek.+ 6 Göklerin hâkimi Yehova gök gürlemesi, deprem, büyük gürültü, fırtına, kasırga ve yiyip bitiren alevlerle seni kurtaracak.”+
7 Ariel’le savaşan milletler kalabalığının tümü, ona saldıran herkes,+ karşısına kuşatma kuleleri dikenler ve onu sıkıntıya sokanlar, bir rüya, bir gece görüntüsü görmüş gibi olacaklar.+ 8 Evet, aç biri rüyasında yemek yer, bir de uyanır ki midesi bomboş;+ susamış biri rüyasında su içer, bir de uyanır ki boğazı kurumuş; Sion Dağıyla savaşan tüm milletler kalabalığı için de durum öyle olacak.+
9 Sizlerse oyalanıp durun, şaşkına dönün,+ gözünüzü yumup görmez olun.+ Sarhoş olmuşsunuz+ ama şarapla değil, sağa sola yalpalıyorsunuz ama içkiden değil.+
10 Çünkü Yehova üzerinize derin bir uyku hali verdi,+ gözlerinizi kapadı ey peygamberler;+ yüzünüzü gözünüzü örttü+ ey görüntü görenler.+ 11 Sizler için her görüntü, mühürlü bir kitabın+ sözleri gibi oluyor. O kitap okuma yazma bilen birine verilip “Bunu yüksek sesle okur musun?” dendiğinde, “Okuyamam. Çünkü mühürlü”+ cevabı alınıyor; 12 okuma yazma bilmeyen birine verilip “Bunu yüksek sesle okur musun?” dendiğinde, “Okuma bilmiyorum” karşılığı alınıyor.
13 Yehova şunları diyor: “Mademki bu halkın Bana yakınlığı dilinde kalıyor; onlar yalnızca dudaklarıyla Beni yüceltiyor,+ yüreğini Benden uzaklaştırıyor,+ Benden korkmayı, insan emirlerini öğrenip onlara uymak sanıyor,+ 14 o halde Ben de bu halka yine olağanüstü bir iş yapacağım;+ bu harika bir iş, evet bir harika olacak. Bilgelerinin bilgeliği silinip atılacak, sağgörülülerde anlayış bulunmaz olacak.”+
15 Vay haline, tasarılarını Yehova’dan köşe bucak gizlemeye çalışanların,+ karanlıkta iş görenlerin.+ Çünkü onlar “Bizi kim görür, bizi kim tanır?”+ diyorlar. 16 Ah sizin sapkınlığınız! Çömlekçi balçıkla bir tutulur mu?+ Çömlek kendisini yapan için “Beni o yapmadı”+ diyebilir mi? Kendisine biçim veren için “Hiçbir şeyden anlamaz”+ diyebilir mi?
17 Şimdi değilse de çok geçmeden Lübnan meyve bahçesine+ dönmeyecek mi? Meyve bahçesi de orman sayılmayacak mı?+ 18 Ve o gün sağırlar kitabın sözlerini işitecek,+ karanlıktaki gözler, zifiri karanlıktaki körler bile görecek.+ 19 Yumuşak başlı+ kimseler sevinci Yehova’da bulacak, sevindikçe sevinecek. Yoksul insanlar İsrail’in Kutsalı sayesinde neşeyle coşacak.+ 20 Çünkü zorbaların sonu gelmiş,+ övünenler yok olmuş,+ fenalık etmek için fırsat kollayanlar+ ortadan kalkmış olacak. 21 Onlar ki insanı kendi sözüyle suçlu çıkarır,+ şehir kapısında haksıza yanlışını gösterene tuzak kurar,+ doğru kişiyi asılsız sebeplerle başlarından savarlardı.+
22 İbrahim’i kurtarmış olan+ Yehova işte bu yüzden Yakup evine, “Yakup artık utanmayacak, bundan böyle yüzü solmayacak”+ dedi, 23 “Çünkü çocuklarını, elimin eserlerini etrafında görecek;+ o zaman hep birlikte Benim adımı yüceltecekler,+ Yakup’un Kutsalını kutsal sayacak,+ İsrail’in Tanrısından korkacak, O’na saygı gösterecekler.+ 24 Ve yanlış düşünenler anlayış kazanacak, homurdananlar eğitilecek.”+
30 “Vay haline, dik başlı oğulların”,+ Yehova’nın sözü, “Benim tasarımı değil,+ kendi tasarılarını gerçekleştirenlerin, Benim ruhumla değil, içki sunusu dökerek antlaşmalar yapıp günahlarına günah katanların.+ 2 Vay haline, Bana danışmadan+ Firavunun koruması altına girmek, gölgesine sığınmak+ için Mısır’a doğru yola koyulanların!+ 3 Çünkü Firavunun koruması sizler için utanç,+ Mısır’ın gölgesine sığınmanız rezillik olacak.+ 4 Beyler Tsoan’a geldi,+ elçiler Hanes’e ulaştı. 5 Kimseye yararı olmayan bir halk yüzünden hepsi utanacak; o halkın kimseye ne yararı var, ne de yardımı. O yalnızca utanç kaynağı olacak, hem de onları rezil edecek.”+
6 Güneyin hayvanları hakkında bildirilen hüküm:+ Hazinelerini eşeklerin sırtına, mallarını develerin hörgücüne yükleyip,+ kükreyen leoparların, aslanların, engereklerin, can yakıcı uçan yılanların+ dolaştığı sıkıntı ve zorluklarla dolu topraklardan+ geçiyorlar. Oysa bu malların kendilerine hiç yararı olmayacak. 7 Mısırlılar bir hiçtir, onlardan hiçbir yardım gelmez.+ Bu yüzden Mısır’a Rahab+ adını verdim; çünkü öylece otururlar.
8 “Şimdi gel, oradakilerin gözü önünde bunu bir tablete yaz, kitaba geçir+ ki ileride bir gün yararı olsun, çağlar boyu tanıklık etsin.+ 9 Çünkü o asi bir halk,+ hepsi yalancı oğullar;+ Yehova’nın kanununu duymak istemeyen evlatlar;+ 10 görenlere ‘Görmeyin’, görüntüler alanlara ‘Bizim hakkımızda gerçekleri bildirmeyin’+ diyenler. ‘Bize hoş sözler söyle; aldatıcı şeyler gör.+ 11 Yoldan çekil, yoldan ayrıl.+ Bize artık İsrail’in Kutsalının adını anma’ deyip duranlar.”+
12 İşte bu nedenle İsrail’in Kutsalı diyor ki, “Bu sözü reddetmekle,+ dolandırıcılığa ve sahtekârlığa güvenip bel bağlamakla+ 13 yaptığınız bu kötülük, çökmeye yüz tutan çatlak bir duvara, bel vermiş yüksek bir sura benziyor.+ Böyle bir sur aniden, bir anda çöküverir.+ 14 Hiç esirgenmeden çömlekçinin testisi gibi kırılıp paramparça edilecek.+ Öyle kırılacak ki, kırıklar arasında ocaktan kor ya da bataklıktan su almaya yeterli büyüklükte tek bir parça bile bulunmayacak.”+
15 Bunun için İsrail’in Kutsalı+ Ulu Rab Yehova diyor ki, “Geri dönüp rahat durursanız kurtulursunuz. Ancak Bana güvenip sakin kalırsanız güçlü olursunuz.”+ Ama bunu istemediniz.+ 16 “Hayır, at üzerinde kaçarız”+ dediniz. Bunun için kaçacaksınız. “Hızlı koşan atlara bineriz”+ dediniz. Bunun için sizi kovalayanlar da hızlı koşmak neymiş gösterecekler.+ 17 Bir kişinin tehdidiyle bin kişi titreyecek;+ beş kişinin tehdidiyle hepiniz kaçacaksınız; dağ başında bir direk, tepe üstünde bir sancak gibi kalana dek kaçacaksınız.+
18 Yine de, Yehova size lütuf göstermek için bekliyor;+ size merhamet göstermek için harekete geçecek.+ Çünkü Yehova adalet Tanrısıdır.+ O’nu bekleyenler+ mutludur.+ 19 Sion+ halkı Yeruşalim’de oturunca+ sen artık ağlamayacaksın.+ Feryat ettiğinde Tanrı sana elbette lütuf gösterecek; sesini duyar duymaz cevap verecek.+ 20 Yehova size sıkıntıyı ekmek gibi, cefayı su gibi verecekse de,+ Yüce Eğitmenin artık Kendisini gizlemeyecek. Ve sen Yüce Eğitmenini+ kendi gözünle göreceksin. 21 Sağa sola saptığınızda,+ arkandan “Yol budur.+ Bu yoldan gidin” diyen sesi kendi kulağınla işiteceksin.
22 Gümüş kaplama oyma putlarınızı,+ altın+ kaplama dökme heykellerinizi+ iğrenç bulacaksınız. “Pislikten başka bir şey değil!”+ diyerek onları bir kadının âdet bezini attığı gibi atacaksın.+ 23 O zaman Tanrı, toprağa ektiğin tohumun için yağmur verecek;+ toprağın ürünü olan ekmek bol ve besleyici olacak.+ Davarların o gün geniş otlaklarda otlayacak.+ 24 Toprağını işleyen sığırların, eşeklerin, kürekle, yabayla savrulmuş,+ kuzukulağıyla tatlandırılmış yem yiyecek. 25 Ve o büyük katliam günü kuleler yıkılırken+ her yüce dağın, her yüksek tepenin üstünde, derelerden, hendeklerden sular akacak.+ 26 Yehova halkının kırığını sardığı,+ indirdiği darbenin ağır yarasını iyileştirdiği+ gün, dolunay güneş gibi parlayacak; güneşin parıltısı ise yedi günün ışığı gibi yedi kat daha parlak olacak.+
27 İşte! Yehova’nın adı öfkeden alev alev yanarak+ kara bulutlarla çok uzaklardan geliyor. Dudakları gazap dolu, dili sanki yalayıp yutan bir ateş.+ 28 Boyun hizasına varan+ taşkın suları andıran soluğu, milletleri ileri geri sarsarak değersizlerin elendiği kalburdan geçiriyor.+ Ve ağızlarına gem+ takıp onları yoldan saptırıyor.+ 29 Bayram+ için kendinizi kutsadığınız gecelerde olduğu gibi ilahiler söyleyeceksiniz,+ İsrail’in kayası+ Yehova’nın dağına+ flüt çalarak+ çıkıldığında olduğu gibi yürekten sevineceksiniz.
30 Ve Yehova müthiş bir öfkeyle+ her şeyi yakıp yok eden alevlerle,+ sağanakla, yağmur fırtınasıyla+ ve doluyla+ muhteşem sesini+ duyuracak, bileğinin gücünü gösterecek.+ 31 Yehova’nın sesinden Asur dehşete düşecek.+ Tanrı sopasını onun tepesine indirecek.+ 32 Yehova Asur’u cezalandırmak için sopasını her indirdiğinde tefler, lirler çalınacak.+ Tanrı kılıcını sallayarak onlarla savaşacak.+ 33 Asur’un Tofet’i*+ çoktan hazır edildi; evet, kral için de hazırlandı.+ Tanrı odun yığını için derin bir çukur açtı; odun da ateş de bol. Yehova’nın kükürt selini andıran soluğu onu tutuşturuyor.+
31 Vay haline, yardım görmek için Mısır’a gidenlerin!+ Onlar yalnızca atlara güveniyor;+ sayısının çokluğundan ötürü savaş arabalarına,+ gücünün üstünlüğünden ötürü küheylanlara bel bağlıyorlar, buna karşılık İsrail’in Kutsalına güvenmiyor, Yehova’ya yönelmiyorlar.+ 2 Oysa bilmeliler ki Tanrı hikmetlidir;+ felaket getirir.+ Sözünü geri almaz.+ Kötülük edenlerin evine, kötü işler yapanlara yardım edenlere+ karşı harekete geçer.+
3 Ancak Mısırlılar insandır,+ Tanrı değil. Atları etten kemiktendir,+ ruhtan değil. Yehova’nın eli kalkınca yardım eden tökezler, yardım gören düşer;+ hep birlikte yok olurlar.
4 Çünkü Yehova bana dedi ki, “Avının başında homurtular çıkaran aslan, hem de yeleli genç aslan,+ yardıma çağrılan bütün çobanların bağırış çağırışları karşısında nasıl yılmaz, gürültüleri karşısında nasıl çökmezse, göklerin hâkimi Yehova da Sion Dağının, Kendi dağının başında öyle savaşacak.+ 5 Göklerin hâkimi Yehova Yeruşalim’i kanat açmış kuşlar gibi savunacak.+ Savunup özgür kılacak.+ Onu esirgeyip kurtaracak.”
6 “Dönün,+ haince başkaldırdığınız Kimseye dönün, ey İsrailoğulları.+ 7 Çünkü kendi ellerinizle yapıp günaha girdiğiniz+ işe yaramaz gümüş ilahlarınızın, değersiz altın ilahlarınızın+ hepsini o gün fırlatıp atacaksınız. 8 Asurlular kılıçla yere serilecek, ama insan kılıcıyla değil; onları yok eden kılıç âdemoğlunun kılıcı olmayacak.+ Ve o kılıçtan kaçacak; gençleri angaryaya koşulacak. 9 Sığındığı kaya, dehşet içinde kaybolup gidecek. İleri gelenleri sancağı+ görünce dehşete düşecek.” Işığı Sion’da, fırını+ Yeruşalim’de bulunan Yehova’nın sözü.
32 İşte, bir kral+ doğruluk+ için hüküm sürecek; yöneticiler+ de adalet için yönetecek. 2 Her biri yele karşı sığınak, yağmur fırtınasına karşı korunak,+ çorak memlekette akarsu,+ sıcaktan kavrulan topraklarda büyük kaya gölgesi gibi olacak.+
3 Görenler gözlerini yummayacak, duyanlar kulak kesilecek.+ 4 Tez canlılar aklını kullanıp bilgiyi tartacak,+ kekemelerin dilleri çözülecek; net ve akıcı konuşacaklar.+ 5 Artık akılsıza cömert, ahlaksız adama soylu denmeyecek.+ 6 Çünkü akılsız akılsızca konuşur;+ aklı hep kötüye çalışır;+ Tanrı’ya başkaldırmayı iş edinir,+ Yehova’ya karşı dik dik konuşur. Acıkanı midesi boş, susayanı susuz gönderir.+ 7 Ahlaksız adama gelince, onun yolu yordamı kötüdür;+ yoksul adam doğruyu söylese bile o edepsizliği öğütler,+ mazlumları yalanlarıyla+ mahveder.
8 Oysa cömert kişi cömertliği öğütler, cömert davranışlarını sürdürür.+
9 “Ey rahat yaşayan kadınlar, kalkın, sesimi dinleyin!+ Ey kayıtsız kızlar, söyleyeceklerime kulak verin! 10 Kayıtsız olan sizler, bir yıl bitecek, günler geçecek ve siz telaşa düşeceksiniz;+ çünkü bağbozumu zamanı geçecek ama ortada üzüm olmayacak.+ 11 Ey rahat yaşayan kadınlar titreyin! Ey kayıtsızlar telaşlanın! Üstünüzdekileri çıkarın, elbisesiz kalın, belinize çul kuşanın.+ 12 O güzel tarlalarınız,+ verimli asmalarınız yüzünden göğsünüze vura vura dövünün.+ 13 Çünkü halkımın topraklarında, bir zamanlar sevinçten coşan evler üzerinde, evet o mutlu kentte+ sadece dikenler, çalılar bitiyor.+ 14 Hisarı terk edildi,+ şehrin gürültü patırtısı kalmadı, gözcü kulesi ve Ofel+ çıplak arazi oldu, oralar çağlar boyu zebraların keyifle oynaştığı, sürülerin otladığı yerler olacak. 15 Yukarıdan üzerimize ruh dökülünceye,+ çöl meyve bahçesine dönünceye, meyve bahçesi de gerçek bir orman sayılıncaya dek bu böyle sürüp gidecek.+
16 O zaman çöl adalet yurdu, meyve bahçesi doğruluk mekânı olacak.+ 17 Doğruluğun eseri barış,+ doğruluğun ürünü çağlar boyu sürecek huzur ve güvenlik olacak.+ 18 Ve Benim halkım barış yurdunda, huzur dolu mekânlarda, güvenli evlerde yaşayacak.+ 19 Buna karşılık dolu yağarken orman yıkılacak,+ şehir alçaltılacak.+
20 Su kenarlarına tohum eken,+ öküzünü, eşeğini tarlaya salan sizlere ne mutlu.”+
33 Vay haline senin gibi yağmacının, sen ki hiç yağmalanmadın. Vay haline senin gibi hainin, sen ki hiç hainlik görmedin.+ Ama yağmalayamaz hale geldiğinde sen de yağmalanacaksın.+ Hainlik edemez hale geldiğinde sana da hainlik edilecek.+
2 Ey Yehova, bize lütfet.+ Umudumuzu Sana bağladık.+ Her sabah+ bize kol kanat ger;+ sıkıntı zamanında kurtarıcımız ol.+ 3 Gürlemeni duyan halklar kaçışır.+ Sen ayağa kalkınca milletler dağılır.+ 4 Sizi yağmalayanlar+ üzerinize hamamböcekleri gibi üşüşecekler, insanın üzerine gelen çekirge sürüsü gibi saldıracaklar.+ 5 Ve Yehova yüceltilecek,+ çünkü mekânı yücelerdedir.+ Sion’u doğruluk ve adaletle dolduracak.+ 6 Senin döneminde sadakat, bol bol kurtuluş getirecek;+ hikmet, bilgi+ ve Yehova korkusu+ onun için servet olacak.
7 Bak! Onların büyük kahramanları sokaklarda feryat ediyor, barış elçileri+ acı acı ağlıyor. 8 Anayollar bomboş kaldı,+ patikadan geçenlerin ardı kesildi.+ Düşman antlaşmayı bozdu,+ şehirleri hor gördü,+ insan hayatını hiçe saydı.+ 9 Ülke yas tutuyor, mahvoldu.+ Lübnan utanç içinde sararıp soldu.+ Şaron+ çöle döndü, Başan ve Karmel yapraklarını döktü.+
10 “Şimdi kalkıyorum”+ diyor Yehova, “Kendimi yücelteceğim,+ şimdi harekete geçiyorum.+ 11 Sizler samana gebe kalacak,+ anız doğuracaksınız. Ruhunuz sizi ateş gibi+ yiyip bitirecek.+ 12 Halklar yanan kireç gibi, kesilip ateşe verilen dikenler gibi olacak.+ 13 Ey uzaktakiler, ne yapacağımı dinleyin!+ Ey yakındakiler, kudretimi görün!+ 14 Günahkârlar Sion’da dehşete düşecek,+ Tanrı’ya başkaldıranlar tir tir titreyecek.+ ‘Etrafı yakıp kül eden ateşin karşısında hangimiz oturabilir?+ Sönmeyen yangının yanında hangimiz kalabilir?’+ diyecekler.
15 Doğruluktan ayrılmayan,+ hep doğruyu söyleyen,+ dolandırıcılıkla haksız kazanç elde etmeyi reddeden,+ rüşveti elinin tersiyle iten,+ kan dökme sözüne kulağını tıkayan, kötülüğü görmemek için gözünü kapayan,+ 16 yükseklerde oturacak,+ erişilmez sarp kayalıklar onun yüksekteki korunağı olacak.+ Ekmeği verilecek,+ suyu hiç tükenmeyecek.”+
17 Gözlerin kralı bütün güzelliğiyle görecek;+ gözlerin çok uzaktaki bir ülkeye bakacak.+ 18 O dehşeti aklından geçirerek+ “Yazman nerede? Haraç veren nerede?+ Kuleleri sayan nerede?”+ diyeceksin. 19 Dilini anlamadığın, yabancı sözcüklerle peltek peltek konuşan o küstah insanları artık görmeyeceksin.+ 20 Bayramlarımızın kenti+ Sion’a+ bak! Huzurlu bir yurt olan Yeruşalim’i, kimsenin yerinden sökemeyeceği+ çadırı kendi gözlerinle gör. Onun kazıkları asla yerinden çıkarılmayacak, iplerinden hiçbiri koparılmayacak.+ 21 Heybetli+ Yehova bizler için ırmakların,+ geniş kanalların olduğu bir yer gibi olacak. Oradan ne kadırgalar, ne de devasa gemiler geçecek. 22 Çünkü hâkimimiz+ Yehova’dır, kanun koyucumuz+ Yehova’dır, kralımız+ Yehova’dır, bizi O kurtaracak.+
23 Gemilerinin halatları gevşeyecek, seren direği dik durmayacak, yelken açılmayacak.
O zaman büyük ganimet paylaşılacak, topallar bile yağmadan büyük pay alacak.+ 24 Ve orada oturan hiç kimse “Hastayım”+ demeyecek. Orada yaşayanların suçları bağışlanacak.+
34 Ey milletler, işitmek için yaklaşın;+ ey halklar+ kulak verin. Dünya ve onu dolduranlar,+ yer+ ve üzerindeki canlılar+ dinleyin. 2 Yehova bütün milletlere gazaplandı,+ tüm ordularına karşı öfkesi kabardı.+ Yok edilmelerine karar verdi, katledilmeleri için onları kılıca teslim etti.+ 3 Katledilenler kaldırılıp atılacak, cesetlerinden leş kokusu yayılacak,+ kanlarıyla dağlar eriyecek.+ 4 Göklerin tüm ordusu eriyip gidecek.+ Gökler tomar gibi dürülecek+ ve göklerin ordusu, asmanın kuruyan yaprakları, incir ağacının kurumuş incirleri gibi kuruyup düşecek.+
5 “Göklerde kılıcım+ kana bulanacak. Evet, Edom üzerine, adalet gereği yok etmeye+ karar verdiğim halkın üzerine inecek.+ 6 Yehova’nın kılıcı var; üzeri kanla,+ genç koçların, tekelerin kanıyla kaplanacak; yağa, koçların böbrek yağına+ bulanacak. Çünkü Yehova Botsra’da kurban kesecek, Edom diyarında büyük kıyım yapacak.+ 7 Yaban sığırları+ onlarla birlikte yere çökecek; danalar boğalarla birlikte dizlerini bükecek.+ Ülkeleri kana bulanacak, toprakları yağ içinde kalacak.”+
8 Çünkü Yehova’nın bir öç günü,+ Sion’un davasından ötürü bir hesap yılı var.+
9 Onun* vadileri zift yatağı haline gelecek, toprağı kükürde dönecek. Ülke yanan zift gibi olacak.+ 10 Gece gündüz sönmeyecek; dumanı çağlar boyu tütecek;+ nesiller boyu kavrulacak;+ içinden sonsuza dek kimse geçmeyecek.+ 11 Orası pelikanların, oklukirpilerin yurdu olacak; oraya iri baykuşlar,* kuzgunlar yerleşecek.+ Üzerine boşluğun ölçü ipini+ gerecek, harabelerin çekül taşını da oradan sarkıtacak. 12 Soylularına gelince, tahta geçireceği hiçbir soylusu kalmayacak, bütün yöneticileri yok olacak.+ 13 Hisarlarında dikenler, kalelerinde ısırganlar, dikenli çalılar bitecek;+ orası, çakalların yurdu,+ devekuşlarının mekânı olacak.+ 14 Çorak yerlere dadananlar uluyan hayvanlarla karşılaşacak; keçi görünümlü cinler+ arkadaşlarına seslenecek. Evet, orası gece kuşunun* dinlendiği uğrak yeri olacak.+ 15 Ok yılanı orada yuva yapacak, yumurtlayıp kuluçkaya yatacak, yumurtadan çıkan yavrularını kendi gölgesine toplayacak. Evet, çaylaklar+ eşleşip orada toplanacak.
16 Yehova’nın kitabını+ araştırıp yüksek sesle okuyun. Onlardan hiçbiri eksik olmayacak;+ eşsiz kalan bulunmayacak. Çünkü bu emir Yehova’nın ağzından çıktı,+ ruhu onları bir araya getirdi.+ 17 Paylarını kurayla belirledi, toprakları ölçü ipiyle ölçerek+ Kendi eliyle onlara pay etti. Çağlar boyu onu yurt edinecek, nesiller boyu orada yaşayacaklar.
35 Çöl ve çorak yer sevinçten coşacak;+ bozkır neşelenecek, çiğdem* gibi çiçeklenecek.+ 2 Çiçek açıp+ keyifle coşacak, sevinçle haykıracak.+ Lübnan’ın görkemi,+ Karmel’in,+ Şaron’un+ ihtişamı ona verilecek. Orada Yehova’nın ihtişamı,+ Tanrımızın görkemi görülecek.+
3 Zayıf elleri güçlendirin; titrek dizleri pekiştirin.+ 4 Yüreği kaygı dolu olanlara,+ “Güçlü olun.+ Korkmayın”+ deyin. “İşte! Tanrınız öç almaya,+ karşılık vermeye geliyor.+ Gelip sizleri kurtaracak.”+
5 O zaman körlerin gözleri açılacak,+ sağırların kulakları duyacak.+ 6 O zaman topallar geyik gibi sarp yerlere tırmanacak.+ Dilsizlerin dilinden sevinç çığlıkları dökülecek.+ Çünkü çölde sular fışkıracak, bozkırda dereler akacak. 7 Sıcaktan kavrulan topraklarda sazlık göller oluşacak; susuzluktan çatlamış topraklarda pınarlar kaynayacak.+ Çakallar yurdunda,+ onların yattığı topraklarda kamışların, papirüslerin+ bittiği yeşil çayırlar olacak.
8 Orada bir yol, bir anayol olacak,+ ona Kutsallık Yolu denecek.+ Temiz olmayanlar oradan geçmeyecek.+ Bu yol, onu seçenlerin yolu olacak. Akılsızlar o yolda dolaşmayacak. 9 Orada aslan bulunmayacak, hiçbir yırtıcı hayvan o yolun üzerine çıkmayacak.+ Bunların hiçbiri orada olmayacak;+ o yolda bedelle kurtarılanlar yürüyecek.+ 10 Yehova’nın fidyeyle kurtardığı kimseler geri dönecek.+ Sevinçle haykırarak Sion’a gelecekler;+ sonsuza dek yüzleri gülecek;+ sevinç ve neşeyle dolacaklar. Keder ve inilti uçup gidecek.+
36 Kral Hizkiya’nın on dördüncü yılında Asur+ kralı Sanherib,+ Yahuda’nın tüm surlu şehirlerine saldırıp hepsini ele geçirdi.+ 2 Asur kralı sonra da Rabşake’yi+ büyük bir orduyla Lakiş’ten+ Yeruşalim’e,+ Kral Hizkiya’ya gönderdi. Rabşake çamaşırcı tarlasına+ çıkan anayolun üzerinde, yukarı havuzdan+ gelen su yolunun+ kenarında dikilip durdu. 3 Kral evinin kâhyası, Hilkiya oğlu Elyakim,+ yazman Şebna+ ve saray tarihçisi,+ Asaf+ oğlu Yoah+ oraya onun yanına gittiler.
4 Rabşake onlara şöyle dedi: “Lütfen Hizkiya’ya bildirin, büyük kral,+ Asur kralı+ diyor ki, ‘Bu güveni nereden buluyorsun, neye güveniyorsun?+ 5 “Benim savaşacak aklım da var, gücüm de”+ diyorsun, fakat bunlar boş sözler. Kime güvenip de bana başkaldırdın?+ 6 Bak! Şu kırık kamışın,+ Mısır’ın+ desteğine güveniyorsun; oysa o kamış kendisine dayananın avcuna batar ve onu deler. Mısır kralı Firavun+ kendisine güvenen herkes için böyledir.+ 7 Yoksa bana “Biz Tanrımız Yehova’ya güveniyoruz” mu diyeceksiniz? Hizkiya’nın Yahuda ve Yeruşalim’e “Yalnız bu sunağın önünde eğileceksiniz”+ diyerek yüksek yerlerini+ ve sunaklarını ortadan kaldırdığı+ tanrı o değil mi?’ 8 Haydi öyleyse, efendim Asur kralıyla+ bahse gir.+ Ben sana iki bin at vereyim, bakalım onlara binici bulabilecek misin.+ 9 Savaş arabaları ve atlılar için Mısır’a umut bağlamışken+ nasıl olur da efendimin en küçük hizmetkârlarından bir valiyi geri çevirmeye kalkarsın?+ 10 Ben şimdi Yehova’nın izni olmadan mı bu ülkeyi yıkmaya geldim sanıyorsun? Yehova bana+ ‘Bu ülkeye saldır, onu yerle bir et’ dedi.”+
11 Bunun üzerine Elyakim,+ Şebna+ ve Yoah,+ Rabşake’ye,+ “Lütfen biz kullarınla Aramca+ konuş, çünkü o dili anlıyoruz; surların üzerindeki halk dinlerken Yahudice+ konuşma” dediler.+ 12 Ama Rabşake şu karşılığı verdi: “Efendim beni bu sözleri efendinize ve size söylemem için mi gönderdi sanıyorsunuz? Sizlerle birlikte kendi dışkısını yiyip idrarını içecek olan, surlar üzerindeki şu adamlara göndermedi mi?”+
13 Ve Rabşake orada durup+ Yahudi dilinde,+ “Büyük kralın, Asur kralının ne dediğini dinleyin” diye bağırdı.+ 14 “Kral diyor ki, ‘Hizkiya sizi aldatmasın,+ çünkü o sizi kurtaramaz.+ 15 “Yehova bizi mutlaka kurtaracak,+ bu şehir Asur kralının eline geçmeyecek”+ diyen Hizkiya’ya kanıp Yehova’ya bel bağlamayın.+ 16 Hizkiya’yı dinlemeyin, çünkü Asur kralı diyor ki, “Teslim olun,+ benim tarafıma geçin; ben gelip sizi kendi ülkeniz gibi bir ülkeye,+ tahıl ve yeni şarap ülkesine, tarlalar, bağlar ülkesine götürünceye kadar, 17 herkes kendi asmasından, kendi incir ağacından yesin,+ herkes kendi sarnıcından su içsin.+ 18 Hizkiya, ‘Yehova bizi kurtaracak’ diyerek aklınızı çelmesin.+ Öteki milletlerin tanrıları kendi ülkelerini Asur kralının elinden kurtarabildiler mi?+ 19 Hamat’ın,+ Arpad’ın+ tanrıları nerede? Sefarvaim’in+ tanrıları nerede? Onlar Samiriye’yi benim elimden kurtarabildiler mi?+ 20 Bu tanrılardan hangisi kendi ülkesini benim elimden kurtarabildi ki,+ Yehova Yeruşalim’i benim elimden kurtarsın?”’”+
21 Onlar sessiz kaldı, hiç cevap vermediler,+ çünkü kral “Karşılık vermeyin” diye emretmişti.+ 22 Kral evinin kâhyası,+ Hilkiya oğlu Elyakim,+ yazman Şebna+ ve saray tarihçisi, Asaf oğlu Yoah+ giysilerini yırtarak+ gidip Hizkiya’ya Rabşake’nin+ sözlerini aktardılar.
37 Kral Hizkiya bunu duyar duymaz giysilerini yırttı, çula sarınıp+ Yehova’nın evine gitti.+ 2 Ayrıca kral evinin kâhyası Elyakim’i,+ yazman Şebna’yı+ ve kâhinlerin ileri gelenlerini+ çula sarınmış olarak Amots oğlu İşaya+ peygambere+ gönderdi. 3 Onlar İşaya’ya şöyle dediler: “Hizkiya diyor ki, ‘Bugün sıkıntı,+ azarlama ve küstahlık günü;+ doğurmak üzere olan, ancak gücü kalmamış bir kadın gibiyiz.+ 4 Asur kralının, yaşayan Tanrı’ya meydan okumak+ için gönderdiği hizmetkârı Rabşake’nin sözlerini+ Tanrın Yehova belki duyar da, duyduğu bu sözlerin hesabını Yehova ondan sorar.+ Sen sağ kalanlar+ için dua et.’”+
5 İşaya, Kral Hizkiya’nın gönderdiği hizmetkârlara şöyle karşılık verdi:+ 6 “Efendinize söyleyin, Yehova diyor ki,+ ‘Asur kralının adamlarından+ duyduğun Beni aşağılayan sözler yüzünden korkma.+ 7 Ona sıkıntılı bir ruh vereceğim,+ duyduğu bir haber üzerine+ ülkesine dönecek. Kendi ülkesinde onu kılıçla öldürteceğim.’”+
8 Sonra Rabşake,+ Asur kralının Lakiş’ten+ çekildiğini duyunca geri döndü, onu Libna’yla+ savaşırken buldu. 9 Kral o sırada, Habeş kralı Tirhaka’nın+ kendisiyle savaşmaya geldiğini duydu. Bunu duyunca Hizkiya’ya hemen ulaklar+ göndererek şunları dedi: 10 “Yahuda kralı Hizkiya’ya deyin ki, güvendiğin Tanrın, ‘Yeruşalim Asur kralının eline verilmeyecek’+ diyerek seni aldatmasın.+ 11 Asur krallarının bütün ülkelere neler yaptığını, onları nasıl yerle bir ettiğini duydun.+ Şimdi sen kurtulabileceğini mi sanıyorsun?+ 12 Atalarımın mahvettiği o milletleri, Gozan’ı,+ Harran’ı,+ Retsef’i, Telassar’da yaşayan Edenoğullarını+ tanrıları+ kurtarabildi mi?+ 13 Hamat+ kralı, Arpad+ kralı nerede? Ya Sefarvaim+ şehrinin, Hena’nın ve İvva’nın+ kralları, onlar nerede?”
14 Hizkiya mektubu habercilerin elinden alıp okudu.+ Sonra Yehova’nın evine çıkıp onu Yehova’nın önüne serdi.+ 15 Ve Yehova’ya dua etmeye başladı:+ 16 “Ey İsrail’in Tanrısı,+ kerubiler üzerinde oturan, göklerin hâkimi Yehova, yeryüzündeki tüm krallıkların Tanrısı* sadece Sensin.+ Gökleri ve yeri Sen yarattın.+ 17 Kulak ver ey Yehova, işit.+ Gözlerini aç+ ey Yehova, bak. Sana, yaşayan Tanrı’ya meydan okumak+ için adam gönderen Sanherib’in sözlerini işit.+ 18 Ey Yehova, gerçekten Asur kralları tüm ülkeleri de kendi ülkelerini de yerle bir etti.+ 19 Onların tanrılarını ateşe attılar,+ çünkü onlar tanrı değildi,+ insan elinin şekil verdiği+ ağaç ve taşlardı. Bu yüzden yok edildiler.+ 20 Ve şimdi ey Tanrımız Yehova,+ bizi onun elinden kurtar ki,+ yeryüzündeki bütün krallıklar sadece Senin Tanrı olduğunu anlasınlar, ey Yehova.”+
21 Bunun üzerine Amots oğlu İşaya, Hizkiya’ya şu haberi gönderdi: “İsrail’in Tanrısı Yehova diyor ki, ‘Asur kralı Sanherib konusunda Bana yakardığın için,+ 22 Yehova onun hakkında şöyle diyor:
“El değmemiş Sion kızı seni hor gördü, seni alaya aldı.+
Yeruşalim kızı arkandan gülüp başını salladı.+
23 Sen kime meydan okudun,+ kime hakaret ettin?+
Kime karşı sesini yükselttin?+
Kime tepeden baktın?+
İsrail’in Kutsalına değil mi!+
24 Hizmetkârlarını gönderip Yehova’ya meydan okudun, dedin ki:+
‘Sayısız savaş arabamla,+
Dağların tepesine,+
Lübnan’ın en uzak köşelerine çıkacağım.+
Ulu sedir ağaçlarını, iyi cins ardıç ağaçlarını keseceğim.+
En yüksek tepelerine, güzel ormanına gireceğim.+
25 Orada kuyular kazıp sular içeceğim.
Mısır’daki+ bütün Nil+ kanallarını ayağımı basıp kurutacağım.’
26 Duymadın mı?+ Yapacaklarımı çok önceden kararlaştırdım;+
Geçmiş devirlerde tasarladım+ ve şimdi yapıyorum.+
Sen de surlu şehirleri ıssız taş yığınlarına çevirerek buna hizmet edeceksin.+
Bozkırdaki bitkilere dönecekler, körpe yeşil otlara,+
Doğu rüzgârıyla kuruyup giden, damlarda,+ taraçalarda çıkmış çimenlere.+
28 Ben senin sessiz sedasız oturuşunu, gidişini,+ gelişini,+
Bana nasıl öfkelendiğini iyi bilirim;+
29 Çünkü Bana karşı öfken+ ve kükreyişin kulağıma geldi.+
Burnuna çengelimi, ağzına gemimi takacak+
Ve seni geldiğin yoldan geri göndereceğim.”+
30 “‘Senin için işaret şu olacak: Bu yıl hasadın dökülen tanelerinden yetişeni,+ ikinci yıl da kendiliğinden biteni yiyeceksiniz. Fakat üçüncü yıl tohum ekecek, ekin biçecek, bağlar kurup meyvesini yiyeceksiniz.+ 31 Ve Yahuda evinden sağ kalanlar, kurtulanlar,+ aşağı doğru kök salacak, yukarı doğru meyve verecekler.+ 32 Çünkü Yeruşalim’den bir artakalan çıkacak,+ kurtulanlar Sion Dağından çıkıp gelecek.+ Göklerin hâkimi Yehova’nın gayretiyle bu olacak.+
33 İşte bu nedenle Yehova Asur kralı+ hakkında şunları diyor: “Bu şehre girmeyecek,+ buraya tek bir ok bile atmayacak; şehrin karşısına kalkanla çıkmayacak, kuşatma rampası kurmayacak.”+
34 Geldiği yoldan geri dönecek; bu şehre girmeyecek.’ Yehova’nın sözü.+ 35 ‘Kendi ismim için+ ve kulum Davut’un hatırı için+ bu şehri savunacağım ve kurtaracağım.’”+
36 Ve Yehova’nın meleği+ gidip Asur ordugâhında yüz seksen beş bin kişiyi vurdu.+ Sabah erken kalkanlar hepsinin cesetlerini gördüler.+ 37 Bunun üzerine Asur kralı Sanherib+ geri çekildi, Nineve’ye+ dönüp orada kaldı.+ 38 Bir gün tanrısı+ Nisrok’un+ evinde tapınırken, kendi oğulları Adrammelek ile Şaretser onu kılıçla vurup öldürdüler+ ve Ararat+ diyarına kaçtılar. Yerine oğlu Esarhaddon+ kral oldu.
38 O sıralarda Hizkiya hastalanıp ölümün eşiğine geldi.+ Amots oğlu İşaya+ peygamber gelip ona şöyle dedi: “Yehova diyor ki, ‘Ev halkına son isteklerini bildir,+ çünkü daha fazla yaşamayacak, öleceksin.’”+ 2 Bunun üzerine Hizkiya yüzünü duvara dönüp+ Yehova’ya dua etmeye başladı.+ 3 “Ey Yehova, yalvarırım” dedi, “Senin yolunda nasıl tüm yürekle+ ve sadakatle+ yürüdüğümü,+ gözünde doğru olanı yaptığımı ne olur an.”+ Ve Hizkiya hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.+
4 Bunun üzerine Yehova İşaya’ya şöyle dedi:+ 5 “Git Hizkiya’ya de ki, atan Davut’un+ Tanrısı Yehova şöyle diyor: ‘Duanı işittim.+ Gözyaşlarını gördüm.+ Ömrünü on beş yıl uzatıyorum;+ 6 seni ve bu şehri Asur kralının elinden kurtaracağım. Bu şehri Ben savunacağım.+ 7 Yehova sözünü yerine getirecek. Yehova’nın bunu yapacağının işareti şu olacak:+ 8 Güneş+ alçaldıkça Ahaz’ın merdiveninin basamakları üzerinde ilerleyen gölgeyi on basamak geri alacağım.’”+ Ve böylece, ilerleyen gölge merdiven üzerinde yavaş yavaş on basamak geri gitti.+
9 Yahuda kralı Hizkiya’nın hastalığının+ ardından sağlığına kavuştuktan sonra yazdıkları:+
10 Kendi kendime dedim ki, “Ömrümün ortasında ölüler diyarının kapılarından+ geçeceğim,
Geri kalan yıllarımı+ yaşamadan gideceğim.”
11 Dedim ki, “Yaşayanlar diyarında Yah’ı görmeyeceğim, Yah’ı bir daha hiç görmeyeceğim,+
Hiçlik ülkesinin halkıyla birlikte olacağım, artık insan yüzü görmeyeceğim.
12 Yurdum çoban çadırı gibi sökülüp+ elimden alındı,
Yaşamımı bir dokumacı gibi dürüverdim;
O, tezgâhta kalan iplerimi çözgüden kesti,+
Sabahın köründen geceye dek beni ölümün eline verdi.+
13 Sabaha kadar kendimi yatıştırıp durdum.+
Tüm kemiklerimi kırıyor, bir aslan gibi;+
Sabahın köründen geceye dek beni ölümün eline verdi.+
15 Daha ne söyleyeyim?+
Bana ne dediyse hepsini yaptı,+
Ben de içimdeki acıyla ömrüm boyunca ağır ağır yürüyeceğim.+
16 ‘Ey Yehova, insanlar Senin sayende yaşıyor; herkes gibi benim ruhum da Senin sayende hayat buluyor.+
Sen beni sağlığıma kavuşturdun, hayatta tuttun.+
17 Bak, rahat yüzü göreceğime acı çektim, evet acı;+
Ama bana sevgi bağıyla bağlanan Sen, canımı çürüme çukuruna bırakmadın;+
Tüm günahlarımı arkana attın.+
18 Çünkü ölüler diyarı Seni övemez,+ ölüm Sana şükredemez.+
Çukura inenler Senin sadakatine umut bağlayamaz.+
19 Seni ancak yaşayanlar, evet yaşayanlar övebilir,+
Tıpkı bugün benim yaptığım gibi.+
Babalar oğullarına Senin sadakatini bildirir.+
20 Ey Yehova, gel kurtar beni.+
Ömrümüzce Yehova’nın evinde,+ en güzel ezgileri sazımızla çalalım.’”+
21 Ve İşaya, “İncir pestili getirilsin, iyileşmesi için çıbanın+ üstüne sürülsün” dedi.+ 22 O sırada Hizkiya, “Yehova’nın evine çıkacağıma dair işaret ne olacak?”+ diye sordu.
39 Hizkiya’nın hastalandığını, sonra da sağlığına kavuştuğunu+ duyan Babil+ kralı, Baladan oğlu Merodak-baladan+ ona bir hediyeyle+ birlikte mektuplar gönderdi. 2 Hizkiya buna çok sevindi+ ve gelenlere hazine dairesini gösterdi;+ gümüşleri, altınları, pelesenk yağını,+ diğer değerli yağları, silah deposunu,+ hazinesinde ne varsa hepsini gösterdi. Kendi evinde+ ve ülkesinde göstermediği bir şey kalmadı.+
3 Bunun üzerine, İşaya peygamber Kral Hizkiya’ya gidip+ “Bu adamlar ne diyor, nereden geldiler?” diye sordu. Hizkiya “Uzak bir ülkeden, Babil’den geldiler”+ cevabını verdi. 4 İşaya “Evinde ne gördüler?”+ diye sordu. Hizkiya da “Evimde ne varsa gördüler. Hazinelerimde onlara göstermediğim bir şey kalmadı” dedi. 5 Bunun üzerine İşaya, Hizkiya’ya+ “Göklerin hâkimi Yehova’nın ne dediğini dinle” dedi. 6 “‘Öyle bir zaman gelecek ki, senin evinde ne varsa, atalarının bugüne dek biriktirdiği her şey Babil’e götürülecek.+ Geriye hiçbir şey bırakılmayacak.’+ Yehova böyle diyor. 7 ‘Senin soyundan, kendi oğullarından bazıları da alınıp götürülecek;+ Babil kralının sarayında+ memur olacaklar.’”+
8 Bunun üzerine Hizkiya, İşaya’ya “Yehova’dan getirdiğin bu söz iyidir”+ diyerek şöyle devam etti: “Çünkü benim zamanımda barış ve güvenlik*+ sürecek.”+
40 “Teselli edin” diyor Tanrınız, “Halkımı teselli edin.”+ 2 “Yeruşalim’e yüreğine hitap eden sözler söyleyin,+ ona zorunlu hizmetinin sona erdiğini,+ suçlarının cezasının ödendiğini+ bildirin. Çünkü suçlarının karşılığını Yehova’nın elinden dolu dolu aldı.”+
3 Dinleyin! Çölde biri bağırıyor:+ “Yehova’nın yolunu açın!+ Tanrımız için bozkırdaki anayolu düzleyin.+ 4 Her vadi yükselsin,+ her dağ, tepe alçalsın.+ Tümsekler dümdüz olsun, engebeli yerler düz ovaya çevrilsin.+ 5 Yehova’nın ihtişamı görünecek.+ Ve tüm insanlar hep birlikte bunu görecek,+ çünkü söz Yehova’nın ağzından çıktı.+
6 Dinleyin! Biri “Bağır!” diyor.+ Diğeri “Bağırıp ne diyeyim?” diye soruyor.
“Bütün insanlar yeşil ot gibidir; vefaları da kır çiçeğine benzer.+ 7 Yehova soluğunu üfleyince,+ ot kurur, çiçek solar.+ İnsanın yeşil ottan farkı yoktur.+ 8 Ot kurur, çiçek solar,+ fakat Tanrı’nın sözü sonsuza dek kalır.”+
9 Sen, Sion’a müjde getiren kadın,+ yüksek dağa çık.+ Sen, Yeruşalim’e müjde getiren kadın, var gücünle bağır.+ Sesini yükselt, korkma.+ Yahuda şehirlerine “İşte Tanrınız” de.+ 10 İşte, Ulu Rab Yehova yiğit gibi geliyor. Güçlü kolu O’nun adına hüküm sürecek.+ İşte, vereceği ödülü yanına almış,+ ödeyeceği ücreti+ de önüne katmış geliyor. 11 Çoban gibi sürüsünü güdecek.+ Kuzularını koluyla toplayıp+ bağrında taşıyacak.+ Emziklileri özenle güdecek.+
12 Suları avcuyla ölçen,+ gökleri karışlayan,+ yerin toprağını ölçeğe sığdıran,+ dağları kantara vuran, tepeleri teraziyle tartan biri var mı? 13 Yehova’nın ruhuna ölçü koyan var mı? O’na öğüt verip bir şey öğreten var mı?+ 14 Akıl almak için danıştığı biri var mı? O’na adalet yolunu öğreten, bilgi veren,+ gerçek anlayış yolunu gösteren var mı?+
15 İşte, milletler O’nun gözünde kovadan damlayan bir damla, terazinin kefesine biriken toz gibidir.+ Bak! Toz gibi havaya kaldırıyor adaları.+ 16 Lübnan’ın ağaçları ateşi sürdürmeye yetmiyor; içindeki yaban hayvanları+ yakılan sunu olmaya yetmiyor.+ 17 O’nun gözünde bütün milletler var olmamış sanki;+ bir hiç gibi. Yok sayıyor onları.+
18 O halde Tanrı’yı kime benzeteceksiniz?+ Hangi şekli O’nunla bir tutacaksınız?+ 19 Zanaatçı dökme put yapar;+ kuyumcu onu altınla kaplar,+ gümüş zincirler döver.+ 20 Adak olarak, çürük olmayan bir ağaç seçer.+ Yerinden kımıldatılamayacak+ bir oyma put yaptırmak için usta zanaatçı arar.+
21 Bilmiyor musunuz? Duymadınız mı? Başlangıçtan beri sizlere söylenmedi mi? Dünyanın temelleri atıldığından beri görüleni anlamadınız mı?+ 22 Yer yuvarlağının yukarısında oturan Biri var;+ o yer ki, üzerinde yaşayanlar çekirge gibidir. Gökleri tül gibi gerip yayan, altında yaşanması için çadır gibi açan O’dur.+ 23 Yöneticileri bir hiç eden, dünya hâkimlerini yok sayan O’dur.+
24 Onlar adeta hiç dikilmemiş, hiç ekilmemiştir; kütükleri toprakta hiç kök salmamıştır.+ Bir üfleyişte kurur,+ fırtınada saman gibi uçup giderler.+
25 “Beni kime benzeteceksiniz ki, onun dengi olayım?” diyor Kutsal Olan.+ 26 “Başınızı kaldırıp göklere bakın. Bunları kim yarattı?+ Onları ordu halinde sayılarına göre çıkaran, her birini ismiyle çağıran O’dur.+ Muazzam gücü,+ etkin kuvveti sayesinde onlardan hiçbiri eksilmiyor.
27 Ey Yakup, ey İsrail, neden ‘Yehova çektiklerimi görmüyor,+ Tanrım hakkımı gözetmiyor’+ diyorsun? 28 Bilmiyor musun, duymadın mı?+ Yehova yeryüzünün uçlarını yaratandır, sonsuza dek Tanrı’dır.+ O yorulmaz, bitkin düşmez.+ Anlayışına akıl sır ermez.+ 29 Yorulana kuvvet verir,+ gücü+ tükeneni kudretli kılar. 30 Gençler bile yorulup bitkin düşer, delikanlılar tökezler, 31 fakat Yehova’ya umut bağlayanlar+ güçlerini tazeler.+ Kartallar gibi kanat açıp yükselirler;+ koşarlar, bitkin düşmezler; yürürler, yorulmazlar.”+
41 “Ey adalar,+ susup Beni dinleyin; halklar+ güçlerini tazelesin. Yaklaşıp konuşsunlar.+ Hüküm+ için bir araya gelelim.
2 Gündoğusundan geleni kim ayağa kaldırdı?+ Milletleri eline vermek, krallara önünde boyun eğdirmek için kim onu adaletle ayağına çağırdı?+ Onları toz gibi dağılmaları için kılıcına, anız gibi savrulmaları için yayına kim teslim etti?+ 3 Peşlerine kim düştü? Hiç ayak basmadığı bir yoldan sağ salim kim geçti? 4 Bu işe kim girişti,+ bunları kim yaptı? En başından bu yana art arda bütün nesilleri çağıran kim?+
Ben Yehova, ilk Benim;+ ilk nesilden sonuncuya aynıyım.”+
5 Adalar+ görüp korkmaya başladı. Dünyanın dört bucağı titredi.+ Geliyorlar, yaklaştılar. 6 Herkes komşusuna yardıma gidiyor; herkes kardeşine “Güçlü ol”+ diyor. 7 Zanaatçı metal işçisine+ güç veriyor, demiri çekiçle düzelten, örs üstünde dövene “Lehim iyi oldu” diyor. Sonunda da, devrilmesin diye biri onu yerine çiviliyor.+
8 “Sense ey kulum+ İsrail, ey seçtiğim+ Yakup, dostum+ İbrahim’in soyu,+ 9 seni dünyanın dört bucağından toplayıp aldım;+ en uzak köşelerden çağırdım.+ Sana ‘Benim kulumsun.+ Seni seçtim,+ reddetmedim’+ dedim. 10 ‘Korkma, çünkü Ben seninle beraberim.+ Etrafına bakınıp durma, çünkü Ben senin Tanrınım.+ Sana güç vereceğim.+ Sana yardım edeceğim.+ Doğruluk getiren+ sağ elimle seni sımsıkı tutacağım.’+
11 Sana kızıp öfkelenenlerin hepsi küçük düşüp utanacaklar.+ Seninle kavga edenler bir hiç olacak, yok olacaklar.+ 12 Seninle çekişenleri arasan da bulamayacaksın.+ Seninle savaşanlar hiç var olmamış gibi, yok sayılacaklar.+ 13 Çünkü ‘Korkma,+ sana yardım edeceğim’+ diyen Ben, Tanrın Yehova, sağ elini sımsıkı tutuyorum.+
14 Korkma ey Yakup, toprak kurdu,+ ey İsrail halkı.+ Sana Ben yardım edeceğim.” İsrail’in Kutsalı, kurtarıcın*+ Yehova’nın sözü. 15 “Bak, seni keskin dişli, yepyeni bir döven, harman döveni+ yaptım. Dağları çiğneyip ezeceksin; tepeleri saman gibi ufalayacaksın.+ 16 Onları havaya savuracaksın,+ rüzgâr alıp götürecek,+ fırtına darmadağın edecek.+ Sen ise sevinci Yehova’da bulacaksın,+ İsrail’in Kutsalıyla övüneceksin.”+
17 “Mazlumlar, yoksullar su arıyor+ ama su yok. Susuzluktan+ dilleri damakları kurumuş.+ Ben Yehova, onlara cevap vereceğim.+ Ben, İsrail’in Tanrısı onları bırakmayacağım.+ 18 Çıplak tepelerden ırmaklar çıkaracağım, ovaların ortasından pınarlar açacağım.+ Çölü sazlık göle çevireceğim, bozkırı su kaynaklarıyla donatacağım.+ 19 Çölde sedir, akasya, mersin, çam* ağaçları bitireceğim.+ Bozkıra ardıç, dişbudak, servi ağaçlarını aynı zamanda dikeceğim.+ 20 İnsanlar Yehova’nın Kendi eliyle yaptıklarını, İsrail’in Kutsalının yarattıklarını hep birlikte görsün, anlasın, dikkat edip kavrasın diye bunları yapacağım.”+
21 “Davanızı+ sunun” diyor Yehova. “Kanıtlarınızı ortaya koyun”+ diyor Yakup’un kralı.+ 22 “Onları ortaya koyun ve olacakları bize bildirin. Öncekiler neydi anlatın ki, onlar üzerinde düşünerek sonrasında olacakları anlayalım. Ya da ileride olacakları bize duyurun.+ 23 Daha ileride olacakları da söyleyin ki, tanrı olduğunuzu anlayalım.+ Evet, iyi ya da kötü bir şey yapın ki, hep beraber bakıp görelim.+ 24 Bakın! Sizler bir hiçsiniz; yaptığınız bir şey de yok.+ Sizi seçen iğrençtir.+
25 Kuzeyden geleni Ben ayağa kaldırdım, geliyor.+ Gündoğusundan+ ismimi haykıracak. Vekil yöneticilerin üzerine gelecek, onları çömlekçinin balçığı çiğnediği gibi, çamur çiğner gibi çiğneyecek.+
26 Bir şeyi başlangıçtan bildiren oldu mu ki, bilelim; bir şeyi önceden söyleyen oldu mu ki, ‘Haklı’ diyelim?+ Ne konuşan oldu, ne duyuran. Tek bir sözünüzü duyan olmadı.”+
27 İlk olan Benim; Sion’a “İşte onlar!”+ diyorum. Ve Yeruşalim’e müjdeci göndereceğim.+
28 Ve ben bakıyordum ama kimse yoktu. Aralarında akıl verebilen de yoktu.+ Belki bir karşılık verirler diye sorup durdum. 29 İşte! Hepsi bir hiç. Yaptıkları bir iş de yok. Onların dökme putları geçip giden bir rüzgâr, bir yalan.+
42 İşte Benim seçtiğim!+ Gönlümün* hoşnut olduğu,+ desteklediğim+ kulum!+ Ruhumu üzerine koydum;+ milletlere adaleti o gösterecek.+ 2 Bağırmayacak, sesini yükseltmeyecek, sokakta sesi duyulmayacak.+ 3 Ezilmiş kamışı kırmayacak,+ alevi titreyen fitili söndürmeyecek. Hakikate bağlılığıyla, adaleti ortaya koyacak.+ 4 Dünyaya adalet getirinceye dek harareti sönmeyecek,+ cesareti kırılmayacak. Adalar onun kanununu bekleyecek.+
5 Gerçek Tanrı Yehova, gökleri Yaratan,+ onları boydan boya geren,+ yeryüzünü+ ve ürününü yayan,+ dünyadaki insanlara+ soluk,+ üzerinde dolaşanlara ruh veren+ Yüceler Yücesi şunları diyor: 6 “Ben Yehova, doğrulukla+ davranarak seni çağırdım; elinden tuttum.+ Seni koruyacağım. Seni halka güvence,*+ milletlere ışık olarak vereceğim.+ 7 Böylece kör gözleri açacak,+ tutsakları zindandan,+ karanlıkta oturanları hapisten çıkaracaksın.+
8 Ben Yehova’yım. İsmim budur.+ Hakkım olan onuru bir başkasına,+ Bana sunulan övgüleri+ oyma putlara bırakmayacağım.+
9 Öncekiler gerçekleşti,+ şimdi yenilerini bildiriyorum. Onları daha ortaya çıkmadan sizlere duyuruyorum.”+
10 Ey denize açılan+ ve denizin bereketiyle geçinenler, ey adalar ve halkları,+ Yehova’ya yeni bir ilahi söyleyin,+ dünyanın dört bucağından övgüler sunun.+ 11 Bozkırda+ ve bozkır şehirlerinde oturanlar, Kedar’daki obalar,+ seslerini yükseltsin. Kayalıklarda yaşayanlar+ sevinçle haykırsın. Dağların tepesindeki insanlar bağırsın. 12 Yehova’yı yüceltsinler,+ adalarda O’nu övsünler.+
13 Yehova bir yiğit gibi çıkacak,+ savaşçı gibi gayrete gelecek.+ Haykıracak, evet savaş narası atacak,+ düşmanlarından güçlü olduğunu gösterecek.+
14 “Uzun zamandır sessiz kaldım,+ sustum,+ Kendimi tuttum.+ Ama şimdi doğuran bir kadın gibi inleyip soluyor, kesik kesik nefes alıyorum.+ 15 Dağları, tepeleri harap edeceğim,+ üzerindeki bitkileri kurutacağım. Irmakları adacıklara döndüreceğim, sazlık gölleri kurutacağım.+ 16 Körleri hiç bilmedikleri bir yolda yürüteceğim,+ tanımadıkları bir yola ayak bastıracağım.+ Önlerindeki karanlığı aydınlatacağım,+ engebeleri düzlük edeceğim.+ Bütün bunları onlar için yapacağım, kendilerini terk etmeyeceğim.”+
17 Oyma putlara bel bağlayanlar, dökme putlara “Siz bizim tanrımızsınız”+ diyenler geri çekilecekler, utançtan yerin dibine girecekler.+
18 Ey sağırlar işitin, ey körler bakın da görün.+ 19 Benim kulum kör değilse, kim kör? Gönderdiğim ulağım kadar sağır olan var mı? Karşılığını almış kulum kadar kör olan var mı? Yehova’nın kulu kadar kör olan var mı?+ 20 Çok şey gördün ama dikkatle bakmadın,+ kulağın duyuyordu ama dinlemedin.+ 21 Yehova Kendi adaleti+ adına kanunu+ yüce ve görkemli kılmaktan zevk duydu. 22 Fakat o yağmalanmış, talan edilmiş bir halk.+ Hepsi deliklere tıkılmış, hapishanelere kapatılmış.+ Ganimet olmuşlar, kurtaran yok;+ talan edilir olmuşlar, “Geri verin!” diyen yok.
23 Hanginiz bu söze kulak verecek? Hanginiz ilerisi için dikkat kesilip dinleyecek?+ 24 Yakup’u talan edilmeye, İsrail’i yağmacıların eline kim verdi? Kendisine karşı günah işlediğimiz Yehova değil mi? Evet, O’nun yolunda yürümek istemediler, kanununu dinlemediler.+ 25 O da gazabını, öfkesini üzerlerine yağdırdı; savaşı tüm şiddetiyle tepelerine bindirdi.+ Etraflarını kuşatan alevlerin kendilerini yiyip bitirdiğini+ fark etmediler.+ Tutuştular ama umursamadılar.+
43 Şimdi ey Yakup, seni yaratan;+ ey İsrail, sana şekil veren+ Yehova diyor ki, “Korkma, çünkü seni bedelle kurtardım,+ seni adınla çağırdım.+ Sen Benimsin.+ 2 Sulardan geçmen gerektiğinde+ seninle olacağım.+ Irmaklardan geçtiğinde sulara gömülmeyeceksin.+ Ateşte yürümen gerektiğinde kavrulmayacaksın, alevler seni yakmayacak.+ 3 Çünkü Ben senin Tanrın, senin kurtarıcın,+ İsrail’in Kutsalı Yehova’yım. Senin için fidye olarak Mısır’ı,+ sana karşılık Habeş+ ve Saba topraklarını verdim. 4 Gözümde değerli+ ve saygınsın, seni sevdim.+ Bu nedenle, senin yerine başka insanlar, canına karşılık başka halklar vereceğim.+
5 Korkma, çünkü Ben seninle beraberim.+ Soyunu gündoğusundan getireceğim, seni günbatısından bir araya toplayacağım.+ 6 Kuzeye,+ ‘Ver!’, güneye, ‘Alıkoyma!’ diyeceğim. ‘Oğullarımı uzaklardan, kızlarımı dünyanın dört bucağından getir;+ 7 evet, adımla anılan,+ övünç kaynağı olarak yarattığım,+ şekil verip yaptığım+ herkesi getir’ diyeceğim.
8 Gözleri olduğu halde görmeyen, kulakları olduğu halde işitmeyen+ halkı getir. 9 Bütün milletler bir yerde toplansın, halklar bir araya gelsin.+ Hangisi bunu söyleyebilir?+ Hangisi hemen önümüzdeki olayları bize bildirebilir?+ Haklı çıkabilmek için şahitler getirsinler.+ Yoksa dinlesinler de ‘Doğru!’ desinler.”+
10 “Siz Benim şahitlerimsiniz.”+ Yehova’nın sözü, “Beni tanıyıp+ Bana inanın,+ baştan beri hep aynı olduğumu anlayın+ diye seçtiğim+ kulumsunuz. Benden önce bir tanrı olmadı,+ Benden sonra da olmayacak.+ 11 Ben, Ben Yehova’yım.+ Benden başka kurtarıcı yok.”+
12 “Aranızda başka tanrılar yokken+ Ben bildirdim, Ben kurtardım, Ben duyurdum.+ Böylece sizler Benim şahitlerim oldunuz.”+ Yehova’nın sözü, “Ben Tanrıyım.+ 13 Ve Ben her zaman aynıyım.+ Benim elimden kimse kimseyi kurtaramaz.+ Bir işe el attığımda+ kim engelleyebilir?”+
14 Kurtarıcınız,+ İsrail’in Kutsalı+ Yehova diyor ki, “Sizler uğruna, onları Babil üzerine göndereceğim. Hapishanelerin kapı sürgülerini yere indirteceğim,+ gemilerdeki Kaldelileri alaşağı edip inleteceğim.+ 15 İsrail’i yaratan;+ kutsalınız,+ kralınız+ Yehova Benim.”
16 Denizde geçit, azgın sular içinde yol açan,+ 17 savaş arabalarıyla atları, orduyla yiğitleri hep birlikte getiren+ Yehova diyor ki, “Yere serilecek,+ ayağa kalkmayacaklar.+ Fitil gibi bastırılıp söndürülecekler.”+
18 “Öncekileri hatırlamayın, eskileri aklınıza getirmeyin. 19 İşte, Ben yeni bir şey yapıyorum.+ Şimdiden ortaya çıkmaya başladı bile, görmüyor musunuz?+ Ben bozkırda bir yol,+ çölde ırmaklar yapıyorum.+ 20 Kırın yaban hayvanları, çakallar, devekuşları+ Beni yüceltecek;+ çünkü bozkırda sular, çölde ırmaklar akıtacağım;+ bunu halkımın, seçtiğim kulumun,+ 21 Kendim için var ettiğim toplumun içmesi ve övgüye değer işlerimi anlatması için yapacağım.+
22 Fakat sen Bana yakarmadın ey Yakup,+ çünkü Benden usandın ey İsrail.+ 23 Yakılan sunu olarak Bana koyunlarından getirmedin, kurbanlarınla Beni yüceltmedin.+ Oysa Ben seni armağanlar vermeye zorlamamış, akgünlükle usandırmamıştım.+ 24 Benim için hoş kokulu kamış satın almadın;+ kurbanlarının yağıyla Beni doyurmadın.+ Aslında günahlarınla Beni sen zorladın, suçlarınla Beni sen usandırdın.+
25 Kendi adım uğruna+ senin suçlarını+ silen+ Benim, evet Benim. Günahlarını anmayacağım.+ 26 Gel, davamızı görelim.+ Bana hatırlat, kendini haklı çıkarmak için davanı anlat.+ 27 Senin ilk atan günah işledi;+ senin adına konuşanlar Bana karşı geldi.+ 28 Ben de kutsal yerin ileri gelenlerinin saygınlığını ayaklar altına alacağım. Yakup’u yıkıma, İsrail’i hakarete uğratacağım.”+
44 “Şimdi dinle ey kulum Yakup;+ sen, seçtiğim İsrail.+ 2 Sana şekil veren,+ ana karnından beri yardım eden+ Yaratıcın+ Yehova şöyle diyor: ‘Korkma,+ ey kulum Yakup, ey seçtiğim Yeşurun.*+ 3 Çünkü Ben susayana içecek su vereceğim,+ kuru yerden şırıl şırıl dereler akıtacağım;+ çocuklarının üzerine ruhumu dökeceğim,+ torunlarının üzerine bereket yağdıracağım. 4 Çayırdaki yeşil otlar gibi,+ su arkları kenarındaki kavak ağaçları+ gibi filizlenecekler. 5 Kimisi “Ben Yehova’ya aitim” diyecek.+ Kimisi Yakup adını alacak.+ Kimisi elinin üzerine “Yehova’ya ait” yazacak ve bir başkası kendine İsrail adını takacak.’+
6 Yehova, İsrail’in kralı+ ve kurtarıcısı,*+ göklerin hâkimi Yehova şöyle diyor: ‘İlk Benim, son da Benim.+ Benden başka Tanrı yok.+ 7 Benim gibisi var mı?+ Varsa sesini çıkarıp konuşsun, Bana kanıt göstersin.+ O halkı var ettiğim çok eski zamandan+ bu yana bildirdiğim gibi, olacakları, hem yakında hem de çok ileride olacakları bildirsin. 8 Siz dehşete kapılmayın, afallamayın.+ Ben ta o zamandan beri her birinize tek tek duyurup bildirmedim mi?+ Siz Benim şahitlerimsiniz.+ Benden başka Tanrı var mı?+ Hayır, başka kaya yok.+ Ben başkasını tanımıyorum.’”
9 Oyma putlara biçim verenlerin hepsi birer hiçtir;+ gönül verdikleri şeyler hiçbir işe yaramaz.+ Şahitlerine gelince, onlar ne bir şey görür ne bir şey bilirler;+ bu yüzden utandırılacaklar.+ 10 Kim bir ilaha şekil verdi ya da dökme bir put yaptıysa,+ yaptığı şey hiçbir işe yaramadı.+ 11 Onunla birlik olanların hepsi utandırılacak.+ Zanaatçılar etten kemikten insanlardır. Bir araya toplanmış,+ yerlerine çakılıp kalmışlar, dehşet içindeler. Hepsi de utandırılacak.+
12 Keskiyle oyma yapan demirci, korlar üzerinde çalışır, çekiçle demire biçim verir, kol gücüyle didinip durur.+ Ve acıkır, gücü tükenir; su içmeyince bitkin düşer.
13 Ağaç oymacısı da ölçü ipini gerer, kırmızı tebeşirle üzerini çizer, rendeyle ağacı rendeler, pergelle işaretler ve eve koymak için+ güzel bir insan tasviri+ ortaya çıkarır.
14 Kimisinin işi sedir ağacı kesmektir; orman ağaçları arasından kendine belirli bir tür ağaç seçer,+ büyük bir ağaç; güçlensin diye ona bakar. Defne ağacı diker, yağan yağmur onu büyütür. 15 İnsana yakacak odun olur. İnsan bu odunun bir kısmını alır, ısınır. Ateş yakar, ekmek pişirir. Bir kısmını işleyip bir tanrı yapar, önünde eğilir.+ Bir put yontar,+ önünde yere kapanır. 16 Odunun yarısıyla ateş yakar, yiyeceği eti onun üzerinde kızartıp karnını doyurur. Isınınca “Oh, ısındım, ateş yüzü gördüm” der. 17 Odunun geri kalanıyla kendine bir ilah, bir oyma put yapar. Önünde eğilip yere kapanır; ona yakarıp “Beni kurtar, çünkü sen benim tanrımsın”+ der.
18 Bir türlü anlamıyorlar,+ bir türlü fark etmiyorlar,+ çünkü gözleri göremeyecek,+ yürekleri anlayamayacak kadar pisliğe bulanmış.+ 19 “Odunun bir kısmıyla ateş yaktım, korları üzerinde ekmek pişirdim, et kızartıp yedim. Şimdi gerisiyle iğrenç bir şey+ mi yapayım? Kuru kütük önünde yere mi kapanayım?” demeyi kimse yüreğinden geçirmiyor;+ bilgisi de yok, anlayışı da.+ 20 Kül üzerinde besleniyor.+ Kendi yüreği onu yoldan çıkarıp ayartıyor.+ Canını kurtaramıyor, “Sağ elimdeki sahte bir şey değil mi?”+ demiyor.
21 “Bunları aklında tut, ey Yakup;+ sen, ey İsrail, çünkü Benim kulumsun.+ Sana Ben şekil verdim.+ Kulumsun, Bana aitsin. Ey İsrail, seni unutmam.+ 22 Suçlarını bir bulutla, günahlarını bulut kümesiyle örter gibi örteceğim.+ Bana dön,+ çünkü seni bedelle geri alacağım.+
23 Ey gökler, sevincinizi haykırın,+ çünkü Yehova harekete geçti!+ Ey yeryüzünün derinlikleri,+ zaferi haykırın!+ Ey dağlar, neşelenin,+ ey ormanlar ve içindeki tüm ağaçlar sevinçle bağırın! Çünkü Yehova Yakup’u bedelle kurtardı, güzelliğini İsrail üzerinde gösterdi.”+
24 Sana daha ana rahminde şekil veren, kurtarıcın+ Yehova şöyle diyor: “Ben Yehova her şeyi Kendim yapıyorum. Gökleri gerdim,+ altına yeryüzünü serdim.+ Bunları yaparken yanımda kim vardı? 25 Boş konuşanların kehanetlerini boşa çıkaran, falcıları çılgına çeviren,+ bilgeleri gerisingeri gönderen, bilgilerini saçmalığa döndüren,+ 26 kuluna söylettiği sözü gerçekleştiren, habercileriyle bildirdiği kararı tam olarak yerine getiren,+ Yeruşalim hakkında, ‘İçinde oturulacak’,+ Yahuda şehirleri hakkında, ‘Yeniden kurulacaklar,+ yıkıntılarını ayağa kaldıracağım’+ diyen, 27 derin sulara ‘Buharlaş’ emrini veren, ‘Onun bütün ırmaklarını kurutacağım’+ diyen, 28 Koreş+ için ‘O Benim çobanım; her arzumu yerine getirecek’+ diyen Benim. Yeruşalim hakkında, ‘Yeniden kurulacak’, mabet hakkında ‘Temelin atılacak’+ dedim ve bunları o gerçekleştirecek.”
45 Önünde milletlere baş eğdirmek,+ kralların gücünü kırmak,* kapanmasın diye çift kanatlı kapıları açmak için sağ elinden tuttuğu+ mesihine,+ Koreş’e, Yehova şöyle diyor: 2 “Senin önünden Ben gideceğim;+ tümsek yerleri dümdüz edeceğim.+ Tunç* kapıları Ben parçalayacağım; demir sürgüleri kesip devireceğim.+ 3 Seni adınla çağıranın,+ Ben, İsrail’in Tanrısı Yehova olduğumu anlaman için karanlıkta saklanan, gizli yerlerde tutulan hazineleri sana vereceğim.+ 4 Beni tanımadığın+ halde, kulum Yakup, seçtiğim İsrail+ uğruna seni isminle çağırıyor, sana onurlu bir ad veriyorum. 5 Ben Yehova’yım, başkası yok.+ Benden başka Tanrı yok.+ Beni hiç tanımadığın halde seni güçle kuşatacağım. 6 Bu sayede gündoğusundan günbatısına dek herkes Benden başkası olmadığını bilecek.+ Ben Yehova’yım ve başkası yok.+ 7 Işığı oluşturan,+ karanlığı yaratan,+ barış sağlayan,+ felaket getiren,+ bütün bunları yapan Benim,+ Ben Yehova.
8 Ey gökler, yukarıdan damla damla doğruluk yağdırın;+ gökteki bulutlardan yağmur gibi doğruluk insin.+ Yer bağrını açsın, kurtuluş meyvesi versin, o zaman doğruluk da filizlensin.+ Bütün bunları yaratan Benim,+ Ben Yehova.”
9 Aynı topraktan yapılmış başka çömlek parçalarıyla tartışır gibi, kendine biçim verenle tartışan çömlek parçasının vay haline!+ Balçık+ kendisine biçim verene, “Ne yapıyorsun?” diyebilir mi? Yaptığın şey senin hakkında “Onun eli yok!” diyebilir mi? 10 Babaya “Ola ola buna mı baba oldun?”, anaya “Onca ağrı çekip bunu mu doğurdun?” diyenin vay haline!+
11 İsrail’in Kutsalı,+ ona şekil veren+ Yehova diyor ki, “Oğullarımın+ geleceği hakkında Beni sorgulayın,+ elimle yaptıklarım+ konusunda Benden cevap isteyin. 12 Yeryüzünü Ben yaptım,+ üzerinde insanı Ben yarattım.+ Gökleri Kendi ellerimle gerdim,+ tüm gökler ordusuna Ben emir verdim.”+
13 “Doğrulukla davranarak+ bu adamı Ben ayağa kaldırdım; onun bütün yollarını Ben düzleyeceğim.+ Benim şehrimi o inşa edecek;+ sürgünde yaşayan kullarımı o salacak;+ bunu ücret ya da rüşvet almadan+ yapacak.” Göklerin hâkimi Yehova böyle diyor.
14 Yehova şunu da diyor: “Mısır’ın+ ücretsiz işçileri, Habeş tacirleri ve uzun boylu+ Sabalılar+ senin tarafına geçecek, senin olacaklar.+ Prangalı+ olarak sana gelecek, senin peşinden gidecekler. Önünde yere kapanıp+ sana yalvaracak, ‘Tanrı seninle birlikte;+ başkası yok. Başka Tanrı yok’+ diyecekler.”
15 Gerçekten Sen Kendini göstermeyen+ bir Tanrısın; İsrail’in Tanrısısın, kurtarıcısın.+ 16 Hepsi utandırılacak, rezil olacak. Put yapanların hepsi başı öne eğik yürümek zorunda kalacak.+ 17 İsrail’e gelince, Yehova’yla birlik içinde olduğundan kurtarılacak.+ Bu, ebedi bir kurtuluş olacak.+ Sizler sonsuza dek utanç içinde yaşamayacaksınız,+ başınız asla öne eğilmeyecek.+
18 Çünkü göklerin Yaratıcısı,+ gerçek Tanrı,+ yeryüzünü biçimlendirip yapan,+ pekiştiren,+ onu boş yere yaratmayan, üzerinde oturulsun diye+ ona şekil veren Yehova şöyle diyor: “Ben Yehova’yım, başkası yok.+ 19 Ben yeryüzünün gizli bir yerinde karanlıkta konuşmadım.+ Yakup soyuna, ‘Beni bir hiç uğruna arayın’+ demedim. Ben, doğru olanı söyleyen, adil olanı bildiren+ Yehova’yım.
20 Toplanın da gelin.+ Ey milletlerden kaçıp kurtulanlar,+ hep birlikte yaklaşın. Odundan yaptıkları oyma putları taşıyanlar bilgiden yoksundur, kimseyi kurtaramayan ilaha yakaranlar da.+ 21 Konuşun, kanıtlarınızı sunun.+ Evet, onlar birbirine danışadursun. Bunu çok önceden duyuran kim?+ Bunu ta o zamandan bildiren kim?+ Ben Yehova, Ben değil miyim? Benden başka Tanrı yok.+ Adil Tanrı ve kurtarıcı+ olan Benden başkası yok.+
22 Ey dünyanın dört bucağındakiler, Bana yönelin de kurtulun,+ çünkü Ben Tanrıyım, Benden başkası yok.+ 23 Varlığım üzerine yemin ettim;+ söz Benim ağzımdan çıktı, doğrudur,+ boşa çıkmaz.+ Herkes önümde diz çökecek,+ her dil yemin ederek,+ 24 ‘Mutlak güç ve doğruluk Yehova’dadır’+ diyecek. ‘O’na kızanların hepsi dosdoğru O’na gelecek; utandırılacaklar.+ 25 Bütün İsrail soyu+ Yehova sayesinde haklı çıkacak+ ve övünecek.’”+
46 Bel+ diz çöktü;+ Nebo’nun* beli büküldü. Putları+ hayvanlara, öküzlere yüklenmiş. Taşıdıkları bu eşyalar yorgun hayvanlara ağırlık, yük oldu. 2 Belleri büküldü; hepsi de dize geldi. Bu tanrılar kendi tasvirlerini yük olmaktan kurtaramıyorlar;+ kendileri de sürgüne gidecek.+
3 “Ey Yakup evi, ey sen İsrail evinin artakalanı,+ ey ana rahminden beri taşıdığım millet,+ Beni dinleyin. 4 Siz yaşlandığınızda da Ben aynı olacağım,+ saçlarınıza ak düştüğünde de sizi taşıyacağım.+ Sizi taşıyacak, yüklenecek, kurtaracağım;+ evet bütün bunları Ben yapacağım.+
5 Beni kime benzetecek,+ kiminle denk tutacak, kiminle karşılaştırarak benzer olduğumuzu söyleyeceksiniz?+ 6 Altınları bol keseden dağıtan, gümüşü terazide tartanlar vardır. Bir metal işçisi tutarlar; o da onlara bir ilah yapar.+ Önünde eğilir, hem de yere kapanırlar.+ 7 Onu yüklenip omuzlarında taşırlar;+ öylece dursun diye yerine korlar. Yerinden kımıldamaz.+ Kendisine yakarana yanıt vermez; kimseyi sıkıntıdan kurtaramaz.+
8 Ey sizler, cesaretinizi toplamak için bunu aklınızda tutun. Ey asiler,+ bunu iyice aklınıza koyun.+ 9 Çok eskiden olanları hatırlayın.+ Ben kudretli Tanrıyım,+ başka Tanrı yok;+ Benim benzerim yok.+ 10 Sonu başlangıçtan, henüz olmamış olayları çok önceden bildiren,+ ‘Kararım değişmeyecek,+ her arzumu gerçekleştireceğim’ diyen,+ 11 gündoğusundan yırtıcı kuşu,+ uzak bir diyardan kararımı yerine getirecek adamı çağıran Benim.+ Ben söyledim, Ben yerine getireceğim.+ Ben tasarladım, Ben yapacağım.+
12 Ey dik başlılar,+ ey doğruluktan uzak olanlar+ Beni dinleyin. 13 Ben yakında doğruluk getireceğim.+ O gün uzak değil,+ kurtuluş getirmekte gecikmeyeceğim.+ Böylece Sion’a kurtuluş, İsrail’e Kendi güzelliğimi vereceğim.”+
47 Ey el değmemiş Babil kızı,+ çök de toprağa otur.+ Ey Kaldelilerin kızı+ tahtın yok artık, yere otur.+ Bundan böyle sana nazlı, şımarık denmeyecek.+ 2 Bir el değirmeni+ al da un öğüt. Peçeni+ aç. Eteğini kaldır+ da bacakların görülsün.+ Irmaklardan geç. 3 Çıplaklığın gözler önüne serilsin;+ edep yerlerin herkesçe görülsün.+ Senden öç alacağım,+ kimseyi esirgemeyeceğim.
4 “Bizi bedelle kurtaran biri var.+ O İsrail’in Kutsalıdır;+ adı göklerin hâkimi Yehova’dır.”+
5 Ey Kaldelilerin kızı,+ sessizce otur,+ karanlığa çekil,+ çünkü sana bundan böyle Krallıkların+ Hanımefendisi+ denmeyecek. 6 Kendi halkıma öfkelendim.+ Mirasımı ayaklar altına aldım,+ onları senin eline verdim.+ Sense onlara merhamet etmedin.+ Yaşlı adama çok ağır boyunduruk yükledin.+ 7 “Çağlar boyu, sonsuza dek Hanımefendi olacağım” deyip durdun.+ Olup bitenlere aldırmadın, işin sonunu düşünmedin.+
8 Ey sen, güvenlik içinde oturan ve içinden “Bir ben varım. Başkası yok.+ Dul kalmayacağım, evlat acısı çekmeyeceğim”+ diyen zevk ve şehvet düşkünü+ kadın, şimdi iyi dinle: 9 Evlat acısı çekecek ve dul kalacaksın; her ikisi de başına apansız, aynı gün gelecek.+ Büyülerinin bolluğundan, kendini kaptırdığın güçlü tılsımlardan+ ötürü bu acıların tamamını çekeceksin.+ 10 Hep kendi kötülüğüne güvendin.+ “Beni gören yok” deyip durdun.+ Bilgeliğin ve bilgin+ seni yoldan çıkardı. İçinden “Bir ben varım, başkası yok” diyordun. 11 Bu yüzden başına felaket gelecek; bunu durdurmak için bildiğin bir büyü de yok. Başına öyle bir bela gelecek ki,+ önüne geçemeyeceksin. Hiç alışık olmadığın bir yıkımla ansızın+ karşılaşacaksın.
12 Gençliğinden beri uğraştığın tılsımlarına, büyülerine+ yine devam et. Belki sana bir yararı olur. Belki onlarla insanları dehşete düşürürsün. 13 Akıl hocalarının çokluğundan yoruldun. Göklere tapanlar, yıldızlara bakanlar,+ Yeni Ayda başına gelecek olayları bildirenler haydi kalksınlar da başına geleceklerden seni kurtarsınlar. 14 İşte, onlar anız gibi oldular.+ Ateşte yanacaklar.+ Alevlerin gücünden canlarını+ kurtaramayacaklar.+ Ama bu ne insanı ısıtan bir kor ne de karşısında oturulan bir ateş olacak. 15 Gençliğinden beri emek verdiğin büyücüler+ işte böyle olacaklar. Her biri aylak aylak dolaşıp kendi toprağına gidecek. Seni kurtaran olmayacak.+
48 Dinleyin, ey Yakup evi, kendini İsrail diye adlandıran,+ Yahuda pınarlarından çıkan sizler;+ Yehova adıyla yemin eden,+ İsrail’in Tanrısından söz eden,+ ama bunu hakikatle ve doğrulukla yapmayanlar.+ 2 (Çünkü onlar biz kutsal şehrin+ halkıyız derler, İsrail’in Tanrısına bel bağlarlardı;+ O’nun adı göklerin hâkimi Yehova’dır.)+
3 “Öncekileri çok eskiden bildirdim, onlar Benim ağzımdan çıktı. Olacakları duyurdum.+ Ansızın harekete geçtim, hepsini gerçekleştirdim.+ 4 Senin ne kadar dik başlı olduğunu, boyun kirişinin demirden,+ alnının bakırdan+ olduğunu bildiğimden,+ 5 sana ta o zamandan beri söyledim, daha olmadan duyurdum ki,+ ‘Bunları benim ilahım yaptı; oyma putumun, dökme putumun emriyle oldular’ diyemeyesin.+ 6 Olanları duydun.+ Hepsini gördün.+ Bunları bildirmeyecek misiniz?+ Şimdi sana yenilerini duyuruyorum; bilmediğin, saklı tutulan şeyleri.+ 7 O zamanlar değil, şimdi meydana getirdiğim, bugüne dek hiç duymadığın, ‘Ben bunları zaten biliyordum’ diyemeyeceğin şeyleri.+
8 Evet, ne duydun, ne bildin, ne de o zamandan beri kulağını açtın.+ Çünkü gayet iyi biliyorum ki, durmadan hainlik ediyorsun.+ Senin gibisine ‘Ana rahminden asi’ denir.+ 9 Kendi adım uğruna öfkemi kontrol ediyor,+ yüceltileyim diye Kendimi tutuyor, seni yok etmiyorum.+ 10 Görüyorsun, seni arıttım ama gümüş arıtır gibi değil.+ Seni arıtmak için sıkıntı ocağını+ seçtim. 11 Kendi adım uğruna, evet Kendi adım uğruna harekete geçeceğim,+ çünkü adımın lekelenmesine nasıl izin verebilirim?+ Hakkım olan onuru başkasına bırakmayacağım.+
12 Dinle Beni ey Yakup ve sen çağırdığım İsrail. Ben hep aynıyım.+ İlk Benim.+ Son da Benim.+ 13 Dahası, yerin temelini Kendi elimle attım;+ gökleri sağ elimle yaydım.+ Ben çağırınca hep birlikte dikilip dururlar.+
14 Hepiniz bir araya toplanın da dinleyin.+ Aralarından kim bunları bildirdi? Benim Babil’le ilgili arzumu o adam gerçekleştirecek;+ Ben Yehova, onu sevdim;+ Kaldelilerin üzerine yumruğu o indirecek.+ 15 Ben, evet Ben söyledim. Dahası, onu Ben çağırdım.+ Onu Ben getirdim. İşi yolunda gidecek.+
16 Yanıma gelin. Söyleyeceklerimi dinleyin. Baştan beri hiçbir şeyi gizli yerde söylemedim.+ Bunlar gerçekleştiğinden beri Ben oradayım.”
Ve şimdi Ulu Rab Yehova beni gönderdi, ruhunu da gönderdi.+ 17 Seni bedelle kurtaran,+ İsrail’in Kutsalı+ Yehova şöyle diyor: “Kendi yararına olanı sana öğreten,+ gitmen gereken yolda seni yürüten+ Tanrın Yehova Benim. 18 Keşke emirlerime dikkat etseydin.+ O zaman barışın ırmak gibi,+ doğruluğun denizin dalgaları gibi olurdu.+ 19 Soyun kum gibi, evlatların kum taneleri kadar çok olurdu.+ Adları silinmez, gözümün önünden yok olup gitmezlerdi.”+
20 Babil’den çıkın!+ Kaldelilerden kaçın.+ Bunu sevinçle haykırın, herkese duyurun,+ dünyanın dört bucağına yayın.+ “Yehova kulu Yakup’u bedelle kurtardı” deyin,+ 21 “Onları çöllerde+ yürütürken susamadılar.+ Kayadan onlar için su çıkardı, kayayı yarıp su fışkırttı.”+
22 Yehova diyor ki, “Kötüler barış nedir bilmeyecek.”+
49 Ey adalar, Beni dinleyin;+ ey uzaklardaki milletler,+ kulak kesilin. Ben daha rahimdeyken+ Yehova beni çağırdı.+ Ben daha anamın karnındayken adımı andı.+ 2 Dilimi* keskin kılıç gibi yaptı;+ elinin gölgesinde+ beni gizledi.+ Sivri bir ok haline getirdi beni; Kendi ok kılıfında sakladı. 3 Ve bana “Sen Benim hizmetkârımsın, ey İsrail,+ güzelliğimi sende göstereceğim”+ dedi.
4 Oysa ben demiştim ki, “Boşuna didinip durmuşum.+ Gücümü boş yere, bir hiç uğrunda harcamışım.+ Beni yargılayan Yehova’dır,+ ücretimi veren Tanrımdır.”+ 5 Ana rahminden bana biçim veren, beni hizmetkârı yapan Yehova,+ İsrail’in toplanabilmesi+ için Yakup’u Kendisine geri getirmemi+ söyledi (ben Yehova’nın gözünde yükseleceğim; Tanrım bana güç kaynağı olacak). 6 Ve şunları dedi: “Senin, Yakup kabilelerini ayağa kaldıracak, korunmuş olan İsrailoğullarını geri getirecek+ hizmetkârım olman önemsiz bir mesele değil. Benden gelen kurtuluşun yeryüzünün uçlarına ulaşabilmesi için+ seni milletlere ışık olarak da vereceğim.”+
7 İsrail’in Kurtarıcısı+ ve Kutsalı Yehova, insanların hor gördüğü,+ milletin tiksinti duyduğu,+ kralların hizmetkârı+ olan kişiye şöyle diyor: “Seni seçen,+ İsrail’in Kutsalı güvenilir+ Yehova’dan ötürü krallar gördükleri karşısında ayağa kalkacak,+ yöneticiler yere kapanacak.”
8 Yehova diyor ki, “Lütuf zamanında sana cevap verdim,+ kurtuluş gününde sana yardım ettim.+ Seni halka güvence*+ olarak vermek için hep korudum, öyle ki, memleketi eski haline getiresin,+ miras kalmış ıssız mülkü tekrar sahiplerine veresin,+ 9 tutsaklara+ ‘Dışarı çıkın!’,+ karanlıkta olanlara+ ‘Ortaya çıkın!’+ diyesin. Ve onlar yol boyu otlaklarda beslenecekler, çiğnenen yollarda otlakları olacak.+ 10 Ne aç+ ne de susuz kalacaklar.+ Ne yakıcı sıcak ne de güneş onları çarpacak.+ Çünkü onlara acıyan kendilerine yol gösterecek;+ onları su kaynaklarına götürecek.+ 11 Ve Ben bütün dağlarımı yol yapacağım, anayollarım yükseklerden geçecek.+ 12 Bakın! Çok uzaklardan geliyorlar.+ İşte, kimisi kuzeyden,+ kimisi batıdan,+ şunlar da Sinim topraklarından geliyor.”
13 Ey gökler, sevinçle haykırın+ ve sen yeryüzü, sevin!+ Dağlar neşelensin, sevinç çığlıkları atsın.+ Çünkü Yehova halkını teselli ediyor,+ mazlum kullarına acıyor.+
14 Oysa Sion “Yehova beni terk etti,+ Yehova beni unuttu” diyordu.+ 15 Kadın memedeki yavrusunu hiç unutur mu? Karnında taşıdığı çocuğa acımaz mı?+ Onlar unutsa bile+ Ben seni asla unutmam.+ 16 Gör işte, seni avuçlarıma kazıdım.+ Surların her zaman gözümün önünde.+ 17 Evlatların koşa koşa geliyor. Seni mahvedip yerle bir edenler aranızdan çıkıp gidecek. 18 Başını kaldırıp etrafına bir bak. Hepsi toplanmış sana geliyor.+ “Varlığım üzerine ant ederim ki” Yehova’nın sözü,+ “Hepsini süs gibi takınacaksın; bir gelin gibi kuşanacaksın.+ 19 Gerçi mahvedilmiş, ıssız bırakılmış yerlerin var, ülken harabeye dönmüş;+ ama şimdi burası sana dar geliyor, seni yutanlar uzaklarda;+ 20 üstelik, evlatlarından+ yoksun durumdayken onların ‘Burası çok sıkışık,+ bana oturacak yer açın’+ dediğini de kendi kulaklarınla duyacaksın. 21 Ve ‘Ben evlatlarından olmuş, kısır, sürgüne götürülmüş, tutsak alınmış bir kadınken+ kim bunlara benim için baba oldu? Kim bunları büyüttü?+ Ben tek başıma bırakılmıştım.+ Bunlar nereden çıktı?’ diye içinden geçireceksin.”+
22 Ulu Rab Yehova diyor ki, “Bak, milletlere elimle işaret edeceğim,+ halklara sancağımı kaldıracağım.+ Oğullarını kucaklarında getirecekler, kızlarını omuzlarında taşıyacaklar.+ 23 Krallar sana bakıcılık edecek,+ prensesleri sana sütannelik yapacak. Başları önlerinde yere kapanacak,+ ayağının tozunu yalayacaklar.+ Ve sen Benim, Bana umut bağlayanları asla utandırmayan Yehova olduğumu anlayacaksın.”+
24 Güçlü adamın ele geçirdikleri kendisinden alınabilir mi?+ Zorbanın tutsaklarının hepsi birden kaçabilir mi?+ 25 Yehova şöyle diyor: “Güçlü adamın tutsaklarının hepsi elinden alınacak;+ zorbanın elindekiler kurtulacak.+ Seninle uğraşanlarla Ben uğraşacağım;+ senin evlatlarını Ben kurtaracağım.+ 26 Sana eziyet edenlere kendi etlerini yedireceğim; tatlı şarap içmiş gibi kendi kanlarıyla sarhoş olacaklar. Ve herkes anlayacak ki, Ben Yehova,+ kurtarıcın,+ seni bedelle kurtaran+ Tanrıyım, Yakup’un güçlü Tanrısıyım.”+
50 Yehova şöyle diyor: “Annenizi gönderirken+ verdiğim boşanma belgesi+ nerede? Sizi alacaklılarımdan hangisine sattım?+ Bakın, kendi suçlarınız yüzünden+ satıldınız, anneniz isyanlarınız yüzünden gönderildi.+ 2 Ben geldiğimde neden kimse yoktu?+ Çağırdığımda neden kimse cevap vermedi?+ Sizi fidyeyle kurtarmaya elim yetmeyecek mi?+ Bende kurtaracak güç yok mu? Bakın, azarlayınca+ denizi kurutur,+ ırmakları çöle döndürürüm.+ Irmaklarda su kalmadığından balıklar susuzluktan ölüp kokuşur.+ 3 Gökleri karanlığa sarar,+ üzerine çul örterim.”+
4 Yorgun insana nasıl karşılık verileceğini bileyim diye+ Ulu Rab Yehova bana eğitilmişlerin dilini verdi.+ Beni her sabah uyandırır; eğitilmişlerin kulağıyla dinlemem için uyandırır.+ 5 Ulu Rab Yehova kulağımı açtı, ben de karşı koymadım.+ Ters yöne gitmedim.+ 6 Bana vuranlara sırtımı, sakalımı yolanlara yanağımı+ çevirdim; hakaret ettiklerinde, tükürdüklerinde yüzümü gizlemedim.+
7 Fakat Ulu Rab Yehova bana yardım eder.+ Bu nedenle, kendimi alçalmış hissetmem. Yüzümü çakmak taşına benzettim; utandırılmayacağımı bilirim.+ 8 Beni aklayan yanımda.+ Kim benimle uğraşabilir? Haydi birlikte ayağa kalkalım.+ Benden davacı olan kim?+ Karşıma gelsin.+ 9 Ulu Rab Yehova bana yardım eder. Kim beni suçlu çıkarabilir?+ İşte, onların hepsi bir giysi gibi yıpranıp gidecek;+ tümünü güve yiyip bitirecek.+
10 Aranızda Yehova’dan korkan,+ kulunun+ sözünü dinleyen kim var? Karanlıklarda yürümüş,+ aydınlık yüzü görmemiş olan o adam Yehova ismine güvensin,+ Tanrısına bel bağlasın.+
11 “Bakın, ateş yakan, kıvılcım çaktıran sizler, kendi ateşinizin aydınlığında, tutuşturduğunuz kıvılcımlar arasında yürüyün. Benden göreceğiniz şudur: Acılar içinde kıvranarak yere serileceksiniz.”+
51 “Ey doğruluğun peşinde olanlar,+ ey Yehova’yı bulmak isteyenler,+ Beni dinleyin. Yontulup alındığınız kayaya,+ kazılarak çıkarıldığınız taş ocağına bakın. 2 Atanız+ İbrahim’e+ ve doğum sancısı çeke çeke sizi doğuran Sara’ya+ bakın. Çünkü Ben onu çağırdığımda tek bir adamdı+ ama verdiğim bereket sayesinde çoğaldı.+ 3 Yehova Sion’u teselli edecek;+ tüm harap yerlerini avutacak,+ çölünü Aden’e,+ bozkırını Yehova’nın bahçesine+ benzetecek. Oradan sevinçli ve neşeli sesler, şükranlar ve ezgiler yükselecek.+
4 Ey halkım Beni dikkatle dinle, ey milletim+ Bana kulak ver. Kanun Benden çıkacak;+ hükmümü halklara ışık olarak koyacağım.+ 5 Doğruluğumun görüleceği zaman yakın.+ Kurtuluş getireceğim gün gelmek üzere.+ Kolumun gücüyle halkları yargılayacağım.+ Adalar Bana umut bağlayacak;+ gücümü göstermemi bekleyecekler.+
6 Başınızı yukarı kaldırıp göklere bakın,+ aşağıya yere bakın. Gökler paramparça olup duman gibi dağılacak;+ yeryüzü bir giysi gibi harap olacak;+ üzerindeki insanlar sinek gibi ölecek. Fakat Benim getirdiğim kurtuluş ebedi olacak;+ doğruluk yolum asla bozulmayacak.+
7 Ey doğruluğu bilenler, yüreği kanunumda olanlar,+ Beni dinleyin. Ölümlü insanın aşağılamalarından korkmayın, hakaretlerinden yılmayın.+ 8 Çünkü güve giysiyi yer gibi onları yiyecek, elbise güvesi yünü yer gibi onları yiyecek.+ Ama Benim doğruluğum devirler boyu, getireceğim kurtuluş nesiller boyu sürecek.”+
9 Kalk ey Yehova’nın kolu,+ uyan, gücünü kuşan!+ Çok eski günlerde, çok eski nesillerde olduğu gibi uyan.+ Rahab’ı paramparça eden,+ deniz canavarını deşen sen değil misin?+ 10 Denizi, enginin derin sularını kurutan sen değil misin?+ Bedelle kurtardıklarının geçmesi için denizin derinliklerini yol yapan sen değil misin?+ 11 Yehova’nın fidyeyle kurtardıkları dönecek, sevinç haykırışlarıyla Sion’a gelecek,+ çağlar boyu yüzleri gülecek.+ Sevinç ve neşeyle dolacaklar,+ keder ve inilti uçup gidecek.+
12 “Sizi teselli eden Benim, Ben.+
Sen nasıl olur da ölüp gidecek olan insanoğlundan, yeşil ottan farksız+ âdemoğlundan korkarsın?+ 13 Nasıl olur da gökleri geren,+ yerin temelini atan+ Yaratıcın+ Yehova’yı unutursun ve etrafını kuşatanlar+ sanki seni yok edebilirmiş gibi,+ onların gazabından gün boyu dehşete kapılırsın? Etrafını kuşatanın gazabı nerede?+
14 Zincire vurulanlar, omuzları çökenler çukura,+ ölüme gitmesinler, ekmeksiz kalmasınlar+ diye zincirlerinden çabucak çözülecekler.+
15 Çünkü dalgaları gürlesin diye denizi karıştıran Tanrın Yehova Benim.+ Benim ismim göklerin hâkimi Yehova’dır.+ 16 Gökleri yerleştirmek,+ yerin temelini atmak,+ Sion’a ‘Sen Benim halkımsın’+ demek için sözlerimi ağzına koyacağım,+ elimin gölgesiyle seni örteceğim.+
17 Yehova’nın elinden, öfke kâsesinden içmiş olan+ sen Yeruşalim, uyan, uyan da ayağa kalk.+ Sendelemene neden olan kâseyi, o kadehi başına dikmiştin.+ 18 Doğurduğun evlatlarından+ sana yol gösteren olmadı; dünyaya getirdiğin evlatlarından hiçbiri senin elinden tutmadı.+ 19 Şu iki olay başına geldi;+ senin halinden kim anlayacak?+ Yağma ve yıkım; açlık ve kılıç!+ Kim seni teselli edecek?+ 20 Evlatların baygın düşmüş.+ Ağa tutulan yaban koyunu gibi her sokak başında yere serilmişler.+ Yehova’nın gazabını son damlasına kadar içmişler;+ Tanrın’dan şiddetli azar işitmişler.”+
21 O halde, ey şarap içmeden+ sarhoş olan düşkün kadın,+ şunu dinle. 22 Kendi halkı için uğraşan+ Rabbin, Tanrın Yehova şöyle diyor: “Öfke kâsemden, o kadehten bir daha asla içmeyeceksin.+ Sendelemene neden olan kâseyi elinden alacağım.+ 23 Onu seni kızdıranların eline vereceğim.+ Onlar ki sana ‘Eğil de üzerinden geçelim’ dediklerinde sırtını toprak gibi, üzerinden geçilecek yol gibi yapmıştın.”+
52 Uyan, uyan da gücünü kuşan+ ey Sion! Güzel giysilerini giy+ ey Yeruşalim, kutsal şehir!+ Çünkü artık senin kapılarından içeri sünnetsiz, kirli adam girmeyecek.+ 2 Üzerindeki tozu silk,+ ayağa kalk, bir yere otur ey Yeruşalim. Boynundaki zincirleri çöz, ey tutsak Sion kızı.+
3 Çünkü Yehova şöyle diyor: “Bedelsiz satıldınız;+ geri alınmanız da parayla olmayacak.”+
4 Ulu Rab Yehova diyor ki: “İlk seferinde halkım Mısır’a, orada yabancı olarak oturmak için inmişti,+ sonra da Asur hiçbir neden yokken onlara sıkıntı verdi.”
5 “Bu durumda Bana ne yapmak düşüyor?” Yehova’nın sözü. “Halkım hiç uğruna alınıp götürüldü,+ üzerlerinde saltanat sürenler uluyup duruyor+ ve ismime gün boyu, sürekli saygısızlık ediliyor.”+ Yehova’nın sözü. 6 “İşte bu nedenle, halkım Benim ismimi bilecek;+ evet, yine bu nedenle o gün bunları söyleyenin Ben olduğumu anlayacak.+ İşte, o Benim.”
7 Dağları aşıp gelen müjdecinin+ ayakları+ ne güzeldir! O müjdeci ki, barış haberi duyuruyor,+ iyilik müjdesi veriyor,+ kurtuluşu ilan ediyor,+ Sion’a “Tanrın kral oldu!” diyor.+
8 Dinle! Senin gözcülerin+ seslerini yükseltmiş.+ Bir ağızdan sevinçle haykırıyorlar. Yehova’nın Sion’u yeniden bir araya getirdiğini+ gözleriyle görecekler.+
9 Ey Yeruşalim harabeleri, neşelenin, hep birlikte sevinçle haykırın,+ çünkü Yehova halkını teselli etti,+ Yeruşalim’i bedelle geri aldı.+ 10 Yehova bütün milletlerin gözü önünde kutsal kolunu sıvadı.+ Tanrımızın getireceği kurtuluşu dünyanın dört bucağı görmeli.+
11 Sizler Yehova’nın takımlarını taşıyanlar,+ dönün, dönün, oradan çıkın,+ kirli olan hiçbir şeye dokunmayın;+ onun içinden çıkın,+ kendinizi temiz tutun. 12 Telaş içinde çıkmayacaksınız, kaçarak gitmeyeceksiniz.+ Çünkü Yehova önünüzden gidecek;+ İsrail’in Tanrısı ardınızda muhafız olacak.+
13 Kulum+ sağgörülü davranacak.+ Yüksek konumda olacak; yükseltilecek, çok yüceltilecek.+ 14 (Onun görünüşü+ öyle bozulmuştu, biçimi+ öyle değişmişti ki, insana, âdemoğluna benzer yanı kalmamıştı.) O zaman birçokları nasıl kendisine şaşkın şaşkın baktıysa,+ 15 yine birçok milleti öyle şaşkınlık içinde bırakacak.+ Onun karşısında kralların ağzı kapanacak.+ Çünkü kendilerine anlatılmamış olanları gözleriyle görecekler, duymamış olduklarını dikkatle dinleyecekler.+
53 Duyduğumuz habere kim inandı?+ Yehova kolunun+ gücünü kime gösterdi?+ 2 Onun önünde ince bir filiz,+ kurak topraktan bir kök gibi çıktı. Ne heybetli ne de ihtişamlıydı.+ Gösterişi de yoktu ki bakınca gönlümüz çeksin.+
3 Hor görüldü, dışlandı;+ acıları bilen, hastalıkları yakından tanıyan bir adamdı.+ Yüz çevirdiğimiz biri gibi+ hor görüldü, onu hiçe saydık.+ 4 Aslında hastalıklarımızı o yüklendi;+ acılarımıza o katlandı.+ Biz ise onun başına gelen belanın,+ yediği darbenin, çektiği ıstırabın+ Tanrı’dan geldiğini+ sandık. 5 Oysa bizim suçumuz yüzünden+ onun bedeni delindi;+ bizim kabahatlerimiz yüzünden ona eziyet edildi.+ Esenliğimiz için gereken ceza ona verildi.+ Onun yaraları+ sayesinde biz şifa bulduk.+ 6 Koyunlar gibi başıboş dolaşıyorduk;+ her birimiz bir yol tutturmuştu. Yehova hepimizin suçunu onun sırtına yükledi.+ 7 Ağır baskı gördü;+ çektiği eziyete razı oldu,+ ağzını açmadı. Kuzu gibi boğazlanmaya götürüldü.+ Kırkıcılar önünde duran koyun gibi sessiz kaldı, ağzını açmadı.+
8 Eziyet gördü ve adil şekilde yargılanmadan ortadan kaldırıldı.+ Onun geçmişinin*+ ayrıntılarıyla kim ilgilendi? Yaşayanlar diyarından+ koparılıp alındı.+ Halkımın suçu+ yüzünden o darbe yedi.+ 9 Hiçbir zorbalık yapmamış,+ ağzından hiç hileli söz çıkmamış olduğu halde,+ mezarı kötülerin yanında olacak.+ Öldüğünde zenginlerle birlikte bulunacak.+
10 Yehova onu ezmeyi uygun gördü,+ ıstırap çekmesine izin verdi.+ Sen onun canını suç sunusu yaparsan,+ kendi soyunu görecek,+ ömrü uzun olacak+ ve arzun+ onun eliyle gerçekleşecek, ey Yehova.+ 11 Çektiği sıkıntının sonucunu görecek;+ gördükleri ona doyum verecek.+ Benim doğru kulum+ bilgisiyle birçoklarını doğru duruma getirecek.+ Onların suçlarını yüklenecek.+ 12 Bu nedenle, ona birçoklarıyla birlikte pay vereceğim;+ ganimeti güçlü olanlarla paylaşacak.+ Çünkü canından vazgeçti,*+ suçlularla bir tutuldu,+ birçoklarının günahını yüklendi,+ suçlular uğruna araya girdi.+
54 “Ey doğum yapmamış kısır kadın,+ sevinçle haykır! Ey doğum sancısı çekmemiş kadın,+ neşelen, kahkahalar at.+ Çünkü terk edilmiş kadının evlatları, kocası olan kadınınkilerden çok”+ diyor Yehova. 2 “Çadırının yerini genişlet,+ otağını kur. Çadır bezini ger. Çekinme. İplerini uzat, kazıklarını pekiştir.+ 3 Çünkü sağa ve sola yayılacaksın.+ Soyun milletleri mülk edinecek,+ ıssız kalmış şehirlere bile yerleşecek.+ 4 Korkma,+ çünkü utandırılmayacaksın.+ Kendini aşağılanmış hissetme, çünkü düş kırıklığına uğramayacaksın.+ Gençliğinde yaşadığın utancı unutacaksın;+ sürüp giden dulluğunun ayıbını bir daha aklına getirmeyeceksin.”
5 “Çünkü seni sahiplenen bir kocan var,+ O Yüce Yaratıcındır,+ ismi göklerin hâkimi Yehova’dır.+ Seni geri alan,+ İsrail’in Kutsalıdır. O’na tüm dünyanın Tanrısı denecek.+ 6 Sen tek başına bırakılmış, ruhu kederli,+ genç yaşta alınıp+ sonra reddedilmiş+ bir kadın gibiyken Yehova seni çağırdı.” Bunları Tanrın söylüyor.
7 “Seni bir an için terk ettim,+ ama büyük merhametimle bir araya getireceğim.+ 8 Taşkın öfkeyle bir an için senden yüz çevirdim,+ fakat sonsuz vefayla sana merhamet edeceğim.”+ Seni bedelle kurtaran+ Yehova bunu söylüyor.
9 “Bu Benim için Nuh’un zamanı gibidir.+ Nuh’un zamanında suların bir daha yeryüzünü kaplamayacağına yemin ettiğim gibi,+ bir daha sana öfkelenmeyeceğime, seni azarlamayacağıma da yemin ediyorum.+ 10 Çünkü dağlar yerinden kaldırılabilir, tepeler sarsılabilir,+ fakat Benim vefam senin üzerinden kalkmaz,+ barış ahdim asla sarsılmaz.”+ Sana merhamet eden+ Yehova bunu diyor.
11 “Ey fırtınaya tutulmuş,+ teselli edilmemiş+ mazlum+ kadın, işte, senin taşlarını koyu harçla döşüyorum,+ temelini+ safirle+ atıyorum. 12 Mazgallarını yakuttan, kapılarını ışıl ışıl yanan taşlardan,+ sınırlarını çepçevre zarif taşlardan yapıyorum. 13 Evlatlarının+ hepsini Yehova eğitecek;+ onlar tam bir barış içinde yaşayacak.+ 14 Doğruluk yolunda adımların pekişecek.+ Baskıdan uzak olacaksın,+ hiçbir şeyden korkmayacaksın. Felaket senden uzak olacak, sana yaklaşmayacak.+ 15 Olur da biri sana saldırırsa, bu Benim emrimle olmayacak.+ Sana saldıran karşında yenik düşecek.”+
16 “İşte, korları+ üfleyerek+ silah yapan zanaatçıyı Ben yarattım. Yıksın diye harap edici adamı+ da Ben yarattım. 17 Sana karşı yapılan hiçbir silah işe yaramayacak.+ Seni mahkûm etmeye kalkan her dili suçlu çıkaracaksın.+ Yehova’nın kullarına vereceği miras budur.+ Onların doğruluğu Bendendir.” Yehova’nın sözü.+
55 Siz susayanlar!+ Gelin, su alın.+ Siz parası olmayanlar! Gelin, alın da yiyin.+ Evet, gelin, şarabı+ ve sütü+ parasız, bedelsiz alın.+ 2 Neden ekmek olmayan şey için para ödeyip duruyor, doyurmayan şey için didiniyorsunuz?+ Beni dikkatle dinleyin ki iyi olanı yiyip,+ nefis yiyeceklerden lezzet alabilesiniz.+ 3 Sözüme kulak verin,+ Bana gelin.+ Dinleyin ki canınız sağ kalsın;+ Ben de Davut’a vaat ettiğim kalıcı iyilikleri+ görmeniz için sizinle devirler boyu sürecek bir ahit yapayım.+ 4 İşte, Ben onu+ milletlere+ şahit,+ halklara önder+ ve komutan+ olarak verdim.
5 Tanımadığın bir milleti çağıracaksın;+ seni tanımayan bir millet İsrail’in Kutsalı,+ Tanrın Yehova uğruna+ sana koşacak,+ çünkü O sana güzellik katacak.+
6 Bulunabilirken+ Yehova’yı arayın, yakınken+ O’na seslenin. 7 Kötü adam tuttuğu yolu,+ zararlı adam düşüncelerini bıraksın,+ Yehova’ya dönsün, çünkü O merhamet eder;+ Tanrımıza dönsün, çünkü bol bol bağışlar.+
8 “Sizin düşünceleriniz Benim düşüncemle bir değil,+ sizin yollarınız Benim yolumla bir değil.”+ Yehova’nın sözü. 9 “Gökler yerden nasıl yüksekse,+ Benim yolum sizin yollarınızdan,+ Benim düşüncem sizin düşüncelerinizden öyle yüksektir.”+ 10 Göklerden inen yağmur ve kar toprağı doyurup verimli kılmadan, yeri yeşertmeden,+ ekene tohumunu, yiyene ekmeğini+ vermeden geldiği yere nasıl dönmezse, 11 ağzımdan çıkan sözüm de öyledir.+ Sonuca ulaşmadan Bana dönmez.+ Arzumu mutlaka gerçekleştirir,+ ne söylediysem mutlaka yerine getirir.+
12 Oradan sevinçle çıkacaksınız;+ yerinize esenlik içinde götürüleceksiniz.+ Dağlar, tepeler şenlenecek, önünüzde sevinçle haykıracak.+ Kırlarda ağaçlar hep birlikte el çırpacak.+ 13 Dikenli çalıların yerine ardıç ağaçları bitecek.+ Isırganların yerine mersin ağaçları çıkacak.+ Bu, Yehova’ya nam olacak;+ sonsuza dek silinmeyecek bir işaret olacak.”+
56 Yehova diyor ki, “Adaletin+ gereğini yerine getirin, doğru olanı yapın.+ Çünkü çok yakında kurtuluş getireceğim,+ doğruluğumu göstereceğim.+ 2 Böyle davranan adama,+ bu yola bağlı kalan insanoğluna ne mutlu!+ O ki, Sebt günü kurallarına uyar,+ ona saygısızlık etmez ve elini her tür kötülükten sakınır.+ 3 Yehova’ya bağlanan yabancı,+ ‘Yehova beni halkından ayıracak’+ demesin. Hadım+ da ‘Bak ben kurumuş bir ağacım’ demesin.”
4 Çünkü Ben Yehova, Sebt kurallarıma uyan, Beni hoşnut eden şeyleri seçen,+ ahdime+ bağlı kalan hadımlara şöyle diyorum: 5 “Onlara evimde,+ duvarlarımın arasında oğullardan da kızlardan da daha iyi+ bir şey vereceğim; bir isimleri,+ bir anıtları+ olacak. Öyle bir isim ki, devirler boyu kalacak,+ yok olup gitmeyecek.+
6 Yehova adını sevmek,+ kulum olarak hizmet etmek üzere Bana, Yehova’ya bağlanan,+ Sebt gününe saygısızlık etmeyip ona ve ahdime bağlı kalan+ yabancıları da 7 kutsal dağıma getireceğim;+ dua evimin+ içinde onları sevindireceğim. Sunağıma+ getirdikleri yakılan sunuları,+ kurbanları+ kabul edeceğim. Çünkü Benim evime tüm halklar için dua evi denecek.”+
8 İsrail’den dağılanları bir araya toplayan+ Ulu Rab Yehova’nın sözü: “Toplanmış olanların yanı sıra başkalarını da toplayacağım.”+
9 Ey kırlarda dolaşan yaban hayvanları, ey ormanda yaşayan hayvanlar, hepiniz gelin, yiyin.+ 10 Onun gözcüleri kördür.+ Hiçbiri dikkat etmez.+ Hepsi dilsiz köpeklerdir, havlayamazlar.+ Soluyup dururlar, yatmayı, uyuklamayı severler.+ 11 Onlar açgözlü,+ doymak bilmez+ köpeklerdir. Anlayıştan yoksun çobanlardır.+ Hepsi kendine bir yol tutturmuş, her biri haksız kazanç elde etmek için sınırını aşmış.+ 12 Diyorlar ki, “Haydi gelin, şarap getireyim, içkiyi son damlasına kadar içelim.+ Yarın da bugün gibi, hatta daha da güzel olacak.”+
57 Doğru kişi yok olup gidiyor,+ aldıran yok.+ Vefalı kişi ölüp gidiyor;+ doğru adamın ölüp gitmekle gelecek felaketten kurtulduğunu fark eden yok.+ 2 Doğru yoldan ayrılmayan+ herkes böylece huzura kavuşuyor,+ yattığı yerde+ dinleniyor.+
3 “Ey falcı kadının+ evlatları, zina yapan adamın ve fahişenin soyu,+ buraya gelin.+ 4 Kiminle eğleniyorsunuz?+ Kime sırıtıp dil çıkarıyorsunuz?+ Sizler günah çocukları, yalan tohumu değil misiniz?+ 5 Büyük ağaçlar arasında,+ gür yapraklı her ağacın altında+ şehvetle azanlar, vadilerde sarp kayalar arasında çocukları boğazlayanlar+ siz değil misiniz?
6 Senin payın, sana düşen,+ vadinin düz taşlarıydı.+ Onlara içki sunusu döktün,+ armağanlar sundun. Bunları yaptın diye teselli mi bulayım?+ 7 Yatağını yüksek, ulu bir dağın üzerine serdin.+ Kurban sunmak için de oraya çıktın.+ 8 Kapılarının ve sövelerinin arkasına hatırlatıcı tasvirlerini koydun.+ Beni terk ettin, soyunup oraya çıktın. Kendine geniş bir yatak serdin.+ Onlarla antlaşma yaptın. Onlarla yatmayı sevdin.+ Edep yerlerini seyrettin. 9 Melik’in* yanına yağla indin, merhemlerini çoğaltıp durdun.+ Elçilerini uzaklara gönderdin, bu aşağılık ilişkilerinle ölüler diyarına inecek duruma geldin.+ 10 Çok farklı yollara saptın; o yollardan gitmek için didinip durdun.+ ‘Zahmetim boşuna!’ demedin. Gücünü tazeledin,+ bu yüzden yorgun düşmedin.+
11 Kimden korktun, kimden yıldın+ da yalana başvurdun?+ Senin aklındaki Ben değildim.+ Hiçbir şeyi umursamadın.+ Ben sessiz kalıp yaptıklarını görmezden gelmemiş miydim?+ Bu nedenle Benden korkmadın.+ 12 Senin o sözde doğruluğunu,+ yaptığın işleri+ ortaya sereceğim. Bunların sana yararı olmayacak.+ 13 Yardım için yakardığında, topladığın şeyler* seni kurtarmayacak,+ hepsi rüzgârda uçup gidecek.+ Bir üflemeyle ortadan kalkacak. Oysa Bana sığınanlar+ diyarı miras alacak, kutsal dağımı mülk edinecek.+ 14 Sizlere ‘Toprak yığın, toprak yığın, yol açın.+ Halkımın geçeceği yoldan engelleri kaldırın’+ denecek.”
15 Sonsuza dek var olan,+ ismi kutsal olan+ Yüce ve Heybetli Tanrı+ şöyle diyor: “Ben yükseklerde, kutsal mekânda otururum,+ ama yine de ezilmişlerle, alçakgönüllülerle beraberim.+ Alçakgönüllülerin ruhunu diriltir, ezilmişlerin yüreğine can veririm.+ 16 Devirler boyu davacı olmayacağım, öfkemi sonsuza dek sürdürmeyeceğim.+ Yoksa ne yarattığım insanda ruh kalırdı+ ne de soluk alan başka bir canlıda.+
17 O haksız kazanç peşine düştü,+ bu yanlışı yüzünden ona öfkelenip darbe indirdim;+ öfkeyle yüz çevirdim. Fakat o döneklik ederek+ yüreğinin dilediği yoldan gitti. 18 Davranış tarzını gördüm; ona şifa verdim,+ yol gösterdim.+ Hem onu hem de kendisiyle birlikte yas tutanları+ teselli ettim.”+
19 “Dudakların meyvesini+ yaratan Benim. Uzaktakine de yakındakine de sürekli barış olacak”+ diyor Yehova, “Ve Ben ona şifa vereceğim.”+
20 “Oysa kötüler çalkalanan, bir türlü yatışmayan deniz gibidir. Suları etrafa yosun ve çamur saçar.” 21 Tanrım diyor ki, “Kötüler barış nedir bilmeyecek.”+
58 “Var gücünle bağır, çekinme.+ Sesini boru sesi gibi yükselt. Halkıma isyanını,+ Yakup evine günahlarını anlat. 2 Her gün Benim rehberliğimi arıyorlar, Benim yolumu öğrenmekten zevk aldıklarını söylüyorlardı.+ Doğruluktan sapmayan, Tanrılarının adalet yolundan ayrılmayan bir milletmiş gibi+ Benden doğru hükümler diliyor, Tanrıları olarak Bana yaklaşmaktan zevk duyuyorlardı.+
3 ‘Oruç tutuyoruz neden görmüyorsun;+ nefsimizi kırıyoruz+ neden hiç dikkate almıyorsun?’+ diyorlardı.
Aslında sizler oruç tuttuğunuz gün keyfinize bakar, yanınızda çalışanlara nefes aldırmazsınız.+ 4 Kavga dövüş için, gaddarca+ yumruklamak için oruç tutuyorsunuz.+ Sesinizi göklere duyurmak istediğiniz gün böyle mi oruç tutulur? 5 Benim istediğim oruç böyle mi olmalı, insanoğlunun sadece nefsini kırdığı bir gün mü olmalı?+ Saz gibi başını eğmek, çul serip kül üzerinde oturmak mı?+ Buna mı oruç, buna mı Yehova’yı hoşnut eden gün diyorsunuz?+
6 Benim istediğim oruç, kötülük prangasını açmak,+ boyunduruk bağlarını çözmek,+ ezilenleri özgür bırakmak,+ her boyunduruğu kırmak değil mi?+ 7 Ekmeğini aç insanla bölüşmen,+ evsiz barksız mazlumu evine getirmen değil mi?+ Çıplağı giydirmen,+ kendi etinden kanından olandan kaçınmaman değil mi?+
8 Böyle yapsaydın, ışığın tan ağarır gibi doğardı,+ çabucak şifa bulurdun.+ Doğruluğun önün sıra gider,+ Yehova’nın ihtişamı ardında muhafız olurdu.+ 9 Sen seslenirdin, Yehova cevap verirdi; sen yardım dilerdin,+ O ‘Buradayım!’ derdi.
Eğer boyunduruktan,+ insanlara parmağını sallamaktan,+ kötü konuşmaktan+ vazgeçersen, 10 kendi canının çektiğini aç insana verirsen,+ mazlumun karnını doyurursan, karanlıkta bile ışık saçarsın; zifiri karanlığın öğle vakti gibi olur.+ 11 Ve Yehova sana sürekli+ yol gösterir,+ sıcaktan kavrulan diyarda+ bile canını doyurur, kemiklerini güçlendirir.+ Sen de iyi sulanmış bir bahçe,+ bir su kaynağı gibi olursun; o sular ki aldatıcı değildir. 12 Ve halkının eski harabeleri ayağa kaldırmasına önayak olursun.+ Nesiller boyu harap kalan temeller üzerine yapılar dikersin.+ Sana gedikleri kapatan,+ orada oturulsun diye yolları onaran denilir.
13 Kutsal günümde canının istediğini yaparak Sebt gününü ayaklar altına almazsan;+ Sebt gününe büyük sevinç veren, onurlu bir gün, Yehova’nın kutsal günü dersen;+ istediğin gibi davranmak, keyfine bakmak, boş konuşmak yerine, o günü yüceltirsen, 14 Benimle, Tanrın Yehova’yla sevinç bulursun.+ Ben de seni dünyanın yüksek yerlerine çıkarırım;+ atan Yakup’un mirasıyla seni doyururum,+ çünkü bu söz Yehova’nın ağzından çıktı.”+
59 Bakın, Yehova’nın ne eli kurtaramayacak kadar kısa+ ne de kulağı işitemeyecek kadar ağır.+ 2 Aslında, günahlarınız yüzünden Tanrı’yla aranız açıldı;+ suçlarınız yüzünden sesinizi duymamak için sizden yüz çevirdi.+ 3 Avuçlarınız kanla, parmaklarınız suçla kirlenmiş.+ Dudaklarınızdan yalan eksik olmuyor.+ Dilinizden kötülük mırıltısı düşmüyor.+ 4 Doğruluğu savunan yok;+ mahkemede doğruyu söyleyen yok. Boş şeylere bel bağlıyor,+ boş sözler ediyorlar.+ Fesada gebe kalıyor, kötülük doğuruyorlar.+
5 Zehirli yılan yumurtaları üzerinde kuluçkaya yatıyor; durmadan örümcek ağı örüyorlar.+ Onların yumurtalarından yiyen ölür; kırılan yumurtadan engerek çıkar.+ 6 Ördükleri örümcek ağından giysi olmaz; yaptıkları işlerle örtünemezler.+ Hepsi zararlı işlerdir; zorbalık avuçlarının içindedir.+ 7 Kötülüğe koşar adım giderler;+ masumların kanını dökmekte acelecidirler;+ akıllarından geçen hep zararlı düşüncelerdir;+ yollarında yağma ve yıkım vardır.+ 8 Barış yolunu+ bilmezden gelirler; izledikleri yolda adalet yoktur;+ çarpık yollar tutturmuşlardır.+ Bu yollardan gidenler barış nedir bilmezler.+
9 İşte bu yüzden adalet bizden uzak, doğruluk yanımıza yaklaşmıyor. Işık umuyoruz, ama karanlıktayız! Aydınlık bekliyoruz ama zifiri karanlıkta yürüyoruz.+ 10 Körler gibi duvarı yoklaya yoklaya gidiyoruz. Gözü olmayanlar gibi el yordamıyla yol bulmaya çalışıyoruz.+ Öğle vakti alaca karanlıktaymış gibi tökezliyoruz. Güçlü kuvvetli adamlar arasında ölüler gibiyiz.+ 11 Hepimiz ayılar gibi homurdanıp duruyor, güvercinler gibi inim inim inliyoruz.+ Adalet umuyorduk+ ama yok; kurtuluş bekliyorduk ama bizden uzak.+ 12 Çünkü gözünün önünde isyanlarımız çoğaldı;+ günahlarımız da bize karşı tanıklık ediyor.+ İsyanlarımızın farkındayız, suçlarımızı çok iyi biliyoruz.+ 13 Yehova inkâr ediliyor, O’na başkaldırılıyor.+ Tanrımıza sırt çevriliyor. Zorbalıktan, isyandan söz ediliyor.+ Yüreklerde tasarlanan yalanlar mırıldanılıyor.+ 14 Adalet geri çevrildi;+ doğruluk uzakta duruyor.+ Hakikat meydanlarda tökezledi, dürüstlük kapılardan giremiyor.+ 15 Hakikat yok olmuş;+ kim kötülükten vazgeçerse soyuluyor.+
Yehova bunları gördü; adaletin yokluğu O’nun gözünde kötüydü.+ 16 Hiçbir adamın olmadığını gördü, kimsenin araya girmemesine şaştı.+ Kolunun gücü O’nun adına kurtuluş sağladı; doğruluğu O’na destek oldu.+ 17 O zaman doğruluğu zırh gibi kuşandı,+ kurtuluş miğferini başına geçirdi.+ Öç giysisini giydi;+ gayreti kaftan gibi sarındı.+ 18 Herkese yaptıklarının karşılığını verecek;+ düşmanlarına gazabını, hasımlarına gereken karşılığı,+ adalara da hak ettiklerini.+ 19 Günbatısındakiler Yehova’nın isminden,+ gündoğusundakiler ihtişamından korkacak.+ Çünkü o, Yehova’nın ruhunun önüne kattığı ürkütücü bir sel gibi gelecek.+
20 “Ve bedelle kurtaran,+ Sion’a,+ Yakup’un suçlardan vazgeçen evlatlarına gelecek.”+ Yehova’nın sözü.
21 “Ve Ben onlarla şu ahdi yapıyorum”+ diyor Yehova.
“Ruhum senin üzerinde;+ sözlerimi ağzına koydum.+ Bu sözler senin ağzından, çocuklarının ağzından, onların soyunun ağzından düşmeyecek” diyor Yehova, “Ne şimdi, ne de gelecekte.”+
60 “Kalk+ ey kadın, ışık saç,+ çünkü ışığın geldi,+ Yehova’nın ihtişamı senin üzerinde parlıyor.+ 2 Bak, dünyayı karanlık+ kaplamış, milletler zifiri karanlıkta; oysa senin üzerinde Yehova parlıyor; ihtişamı senin üzerinde görülüyor.+ 3 Milletler senin ışığına,+ krallar+ senin parıltına geliyor.+
4 Başını kaldır da etrafına bak! Hepsi toplanmış+ sana geliyor.+ Oğulların ve kucakta beslenip taşınan kızların, uzaklardan geliyorlar.+ 5 Bunları görünce yüzün parlayacak,+ kalbin çarpacak, için ferahlayacak, çünkü denizin zenginliği sana akacak, milletlerin serveti sana gelecek.+ 6 Akın akın gelen deve sürüleri, genç Midyan ve Efa+ develeri memleketini kaplayacak. Hepsi Seba’dan+ gelecek. Altın ve akgünlük taşıyacaklar. Yehova’nın yüceliğini duyuracaklar.+ 7 Kedar’ın+ bütün sürüleri toplanıp sana gelecek. Nebayot+ koçları senin hizmetinde olacak.+ Sunağıma getirilenleri kabul edeceğim;+ böylece evimin güzelliğine güzellik katacağım.+
8 Bulut gibi,+ yuva deliklerine dönen güvercinler gibi, uçarcasına gelen bunlar kim? 9 Adalar Beni bekleyecek;+ Tarşiş gemileri+ de senin evlatlarını uzaklardan getirmek+ için yine eskisi gibi Bana umut bağlayacak; onlar gümüşleriyle, altınlarıyla,+ İsrail’in Kutsalı,+ Tanrın Yehova’nın ismine+ gelecekler. Çünkü O seni güzelleştirecek.+ 10 Yabancılar senin duvarlarını yapacak,+ kralları senin hizmetinde olacak.+ Öfkeyle sana vursam+ da lütfumdan dolayı merhamet edeceğim.+
11 Kapıların her zaman açık duracak,+ milletlerin servetini+ sana getirsinler diye gece gündüz kapanmayacak; kralları bu işe öncülük edecek.+ 12 Sana hizmet etmeyen her millet ve krallık yok edilecek. Evet o milletler mutlaka yıkıma uğrayacak.+
13 Lübnan’ın onur kaynağı ardıç, dişbudak ve servi ağaçları+ kutsal mekânımın bulunduğu yeri güzelleştirmek+ için hep birden sana getirilecek. Ve Ben ayağımı koyduğum yeri görkemli kılacağım.+
14 Sana sıkıntı verenlerin oğulları gelip önünde eğilecekler;+ sana saygısızlık edenlerin hepsi ayaklarına kapanacak+ ve sana Yehova’nın şehri, İsrail’in Kutsalının Sion’u+ diyecekler.
15 Sen kimsenin ayak basmadığı, terk edilmiş, nefret edilen bir yerken,+ Ben seni çağlar boyu gurur duyulacak bir yer haline getireceğim; nesiller boyu sevinç kaynağı olacaksın.+ 16 Krallar seni emzirecek,+ milletlerin sütünü emeceksin.+ Ve o zaman anlayacaksın ki Ben Yehova,+ senin kurtarıcınım;+ seni bedelle kurtaran,+ Yakup’un güçlü Tanrısı’yım.+ 17 Bakır yerine altın,+ demir yerine gümüş, ağaç yerine bakır, taş yerine demir getireceğim. Barışı sana gözetmen,+ doğruluğu sana amir yapacağım.+
18 Ülkende şiddet, sınırların içinde soygun ve yıkım artık duyulmayacak.+ Ve sen surlarına Kurtuluş,+ kapılarına Övgü adını vereceksin. 19 Gündüzlerin artık güneş ışığıyla aydınlanmayacak, ay ışığı da artık seni aydınlatmayacak; çünkü Yehova senin sönmeyen ışığın,+ Tanrın senin güzelliğin olacak.+ 20 Artık güneşin batmayacak, ayın küçülmeyecek; çünkü Yehova senin sönmeyen ışığın olacak,+ yas günlerin tamamlanacak.+ 21 Senin halkına gelince, hepsi doğru insanlar olacak;+ ülkeyi çağlar boyu mülk edinecekler.+ Diktiğim fidan,+ el emeğim,+ güzelliğime güzellik katacak.+ 22 Küçüğü bin kişi, ufağı güçlü bir millet olacak.+ Ben Yehova, zamanı gelince bunu hızlandıracağım.”+
61 Ulu Rab Yehova’nın ruhu üzerimdedir.+ Çünkü Yehova beni, yumuşak başlılara müjde vermem+ için meshetti;+ kalbi kırık olanların yarasını sarmak,+ tutsaklara özgür kılınacaklarını,+ zindandakilere gözlerinin tamamen açılacağını+ bildirmek; 2 Yehova’nın lütuf yılını,+ Tanrımızın öç gününü+ haber vermek, bütün yaslıları teselli etmek;+ 3 Sion yüzünden yas tutanlara, kül yerine sevinç başlığı,+ yas yerine sevinç yağı,+ cesaret kırıklığı yerine şükran giysisi+ vermek için gönderdi. Onlara, Yehova’nın güzelliğine güzellik katmak+ için diktiği+ doğruluk ağaçları+ denecek. 4 Uzun zamandır harap duran yerleri yeniden yapacaklar;+ eski harabeleri ayağa kaldıracaklar;+ nesiller boyu ıssız kalan yerleri, harap olmuş şehirleri yeniden kuracaklar.+
5 “Başkaları gelip sürülerinizi güdecek.+ Yabancılar+ sizin çiftçileriniz, bağcılarınız olacak.+ 6 Sizler Yehova’nın kâhinleri olarak adlandırılacaksınız;+ size Tanrımızın hizmetkârları+ denecek.+ Milletlerin servetiyle beslenecek,+ onların ihtişamıyla övüneceksiniz.+ 7 Utanç yerine iki kat pay alacaksınız.+ Halkım aşağılanmayacak, aldığı paydan+ ötürü sevinçle haykıracak. Böylece kendi ülkesinde mülk edineceği payın iki katını alacak,+ sonsuza dek sevinç duyacak.+ 8 Çünkü Ben Yehova adaleti severim;+ soygunculuktan, haksızlıktan nefret ederim.+ Onlara ücretlerini hakkıyla vereceğim.+ Kendileriyle devirlerce sürecek bir ahit yapacağım.+ 9 Çocukları milletler arasında,+ torunları halklar arasında tanınacak. Her gören onların Yehova’dan nimetler alan soy+ olduğunu anlayacak.”+
10 Ben, Yehova’yla kıvanç duyacağım.+ Tanrımdan ötürü coşacağım.+ Çünkü O bana kurtuluş giysisi giydirdi,+ beni doğruluk kaftanına sardı;+ kâhin gibi başlık takmış bir güvey,+ süslerle bezenmiş bir gelin gibi oldum.+ 11 Toprak nasıl çimlenir, bahçe ekilen tohumu nasıl filizlendirirse,+ Ulu Rab Yehova da bütün milletlerin önünde doğruluğu+ ve övgüleri öyle filizlendirecek.+
62 Doğruluğu ışık gibi parlayıncaya,+ kurtuluşu yanan meşale gibi ışık saçıncaya+ dek Sion adına sessiz durmayacağım;+ Yeruşalim adına sakin kalmayacağım.+
2 “Milletler senin+ doğruluğunu,+ tüm krallar ihtişamını görecek.+ Ve sen Yehova’nın seçtiği yeni bir adla anılacaksın;+ bu ad O’nun ağzından çıkacak. 3 Yehova’nın elinde güzellik tacı,+ Tanrı’nın avcunda kraliyet sarığı olacaksın. 4 Artık sana terk edilmiş kadın,+ ülkene de virane denmeyecek,+ ama sana “Hoşlandığım”,+ ülkene de “Sahipli Kadın” denecek. Çünkü Yehova senden hoşlanacak ve ülken bir kadın gibi sahiplenilecek.+ 5 Tıpkı bir delikanlının bir kızı eş olarak aldığı gibi, oğulların da seni eşleri gibi sahiplenecek.+ Ve tıpkı güveyin gelinle sevindiği gibi,+ Tanrın da seninle sevinecek.+ 6 Ey Yeruşalim, surlarına gözcüler koydum.+ Günler, geceler boyu susmasınlar.+
Ey Yehova’yı ananlar,+ suskun durmayın,+ 7 O Yeruşalim’i pekiştirene, onu dünyada övünç kaynağı yapana dek O’na rahat vermeyin.”+
8 Yehova sağ elini, güçlü kolunu+ kaldırarak ant etti:+ “Senin tahılını yesinler diye artık düşmanlarına vermeyeceğim.+ Büyük emekle yaptığın yeni şarabı artık yabancılar içmeyecek.+ 9 Tahılı toplayanlar yiyip Yehova’ya şükredecek. Üzümü toplayanlar şarabını kutsal avlularımda içecek.”+
10 Sizler çıkın, kapılardan geçin. Halkın geçeceği yolu açın.+ Yol yapmak için toprak yığın, toprak yığın. Taşları kaldırın.+ Halklar için sancak dikin.+
11 Yehova dünyanın en uzak yerlerine de şunu duyuracak:+ “Sion kızına+ ‘İşte, kurtarıcın geliyor’ deyin.+ ‘İşte, vereceği ödülü yanına almış,+ ödeyeceği ücreti de önüne katmış geliyor.’”+
12 Ve onlara Yehova’nın bedelle kurtardığı+ kutsal halk+ denecek. Sana da, Aranan, Terk Edilmemiş Şehir denecek.+
63 Göz kamaştıran alacalı kaftanıyla Edom’dan+ gelen kim? Görkemli giysiler içinde muazzam gücüyle Botsra’dan+ yürüyerek gelen kim?
“Ben; her sözü doğru,+ kurtarma gücü büyük olan Ben.”+
2 Neden kaftanın kırmızı? Neden giysilerin şıra teknesinde üzüm çiğneyenlerinkine+ dönmüş?
3 “Çünkü üzümleri tek başıma çiğnedim,+ yanımda o halklardan hiç kimse yoktu. Onları öfkeyle çiğnedim,+ üzerlerine gazapla bastım.+ Fışkıran kanları giysime sıçradı,+ üzerimdeki her şey kirlendi. 4 Öç günü yüreğimdeydi;+ kullarımı bedelle kurtaracağım yıl gelmişti. 5 Bakıyordum, fakat yardım eden yoktu; şaştım, çünkü destekleyen yoktu.+ Bunun üzerine Kendi kolumun gücüyle kurtuluş sağladım;+ öfkem+ Bana destek oldu. 6 Ve böylece halkları öfkeyle çiğnedim, gazabımla sarhoş ettim,+ fışkıran kanlarını toprağa döktüm.”+
7 Yehova’nın, merhameti+ ve vefasından dolayı bizim için yaptıklarından,+ İsrail evine yaptığı onca iyilikten ötürü+ vefalı sevgisini anacağım,+ Yehova’ya övgüler sunacağım. 8 Çünkü Yehova, “Elbette onlar Benim halkım;+ Bana hainlik etmeyecek evlatlar”+ deyip onların Kurtarıcısı olmuştu.+ 9 Ne zaman sıkılsalar O da sıkılmış+ ve özel habercisi onları kurtarmıştı.+ Eski günlerde onları hep sevgi ve şefkatle kurtarmış,+ ayağa kaldırıp taşımıştı.+
10 Ama onlar başkaldırmış,+ O’nun kutsal ruhunu incitmişlerdi.+ Bunun üzerine düşman olup+ onlarla savaşmıştı.+ 11 Derken eski günleri, Tanrı’nın kulu Musa’nın zamanını anımsamaya başladılar: “Sürüsünün+ çobanlarıyla birlikte onları denizden+ geçiren şimdi nerede? Onun üzerine Kendi kutsal ruhunu+ koyan nerede? 12 Görkemli koluyla+ Musa’nın sağında giden, Kendine kalıcı bir ad yapmak için+ önlerinde suları yaran+ nerede? 13 Onları kabaran suların içinden tökezletmeden, atların çölde yürüdüğü gibi yürüten+ şimdi nerede? 14 Vadiye inen hayvanların rahata kavuştuğu gibi, Yehova’nın ruhu da onları rahata kavuştururdu.”+
Sen Kendine güzel bir ad yapmak için halkına işte böyle önderlik etmiştin.+
15 Göklerden bak;+ kutsal ve güzel yüce meskeninden halimizi gör.+ Gayretin,+ kudretin, merhametin,+ içindeki heyecan+ nerede? Bunları bizden esirgedin.+ 16 Sen bizim Babamızsın+ ey Yehova; İbrahim bizi tanımadıysa da, İsrail bizi bilmediyse de, Sen Babamızsın. Çok eskiden beri adın ‘Kurtarıcımız’dır.+ 17 Ey Yehova, neden bizi yolundan saptırıyorsun? Neden Senden korkmayacak kadar yüreklerimizi duyarsızlaştırıyorsun?+ Kulların uğruna, sahibi olduğun kabileler uğruna geri dön.+ 18 Orası kısa bir süre kutsal halkının+ mülkü oldu. Düşmanlarımız Senin kutsal mekânını ayaklar altında çiğnedi.+ 19 Uzun zamandır Senin yönetmediğin, adınla anılmayan+ insanlar gibiyiz.
64 Ah keşke gökleri yarıp yere inseydin,+ Senin karşında dağlar sarsılsaydı,+ 2 çalılar tutuştuğunda, ateş suyu kaynattığında olduğu gibi olsaydı da milletler telaşa kapılsaydı!+ Bütün bunları adını düşmanlarına öğretmek için yapsaydın!+ 3 Sen ki, hiç ummadığımız korku uyandıran işler+ yaparak yere inmiştin. Senin karşında dağlar sarsılmıştı.+ 4 Kendisini bekleyenlerin+ iyiliği için çalışan Senden başka+ bir Tanrı’nın var olduğunu eski devirlerden beri kimse duymadı,+ hiçbir kulak işitmedi; hiçbir göz görmedi. 5 Sen ise sevinçle doğru işler yapanların,+ Seni unutmayıp çizdiğin yolda yürüyenlerin+ yardımına koşarsın.
Fakat biz sürekli günah işliyorduk,+ Sen öfkeleniyordun.+ Bunca zamandır bu durumdayken nasıl kurtulabiliriz?+ 6 Kirli biri gibi olduk. Yaptığımız tüm doğru işler de âdet günü kirlenmiş giysiye benzedi.+ Hepimiz yaprak gibi solup gideceğiz.+ Suçlarımız bizi rüzgâr gibi savurup atacak.+ 7 Sana adınla yakaran yok;+ doğrulup da Sana tutunmaya çalışan yok, çünkü bizden yüz çevirdin,+ suçumuzun ağırlığı altında bizi erittin.+
8 Ey Yehova, Sen bizim Babamızsın.+ Bizler balçığız,+ Sen ise çömlekçimizsin;+ hepimiz Senin elinin eseriyiz.+ 9 Ey Yehova, bize fazla öfkelenme,+ suçumuzu sonsuza dek aklında tutma.+ Ne olur bak, bizler Senin halkınız.+ 10 Kutsal şehirlerin+ çöle dönmüş. Sion+ ıpıssız kalmış, Yeruşalim virane olmuş.+ 11 Atalarımızın Sana övgüler sunduğu+ kutsal, güzel evimiz+ yanmış.+ Bütün değerli şeylerimiz+ perişan olmuş. 12 Bütün bunlar karşısında ey Yehova, Sen hep Kendini tutacak mısın?+ Suskun kalıp bize böylesine eziyet mi çektireceksin?+
65 “Beni sormayanlara+ Kendimi arattım.+ Beni aramayanlara Kendimi buldurdum.+ Bana adımla yakarmayan bir millete+ ‘Buradayım, buradayım!’ dedim.+
2 Kötü yolda yürüyen,+ kendi bildiğinden şaşmayan+ inatçı+ bir halka bütün gün ellerimi uzattım. 3 Öyle bir halk ki, yüzüme baka baka Beni öfkelendiriyor,+ bahçelerde+ kurban kesiyor, tuğlalar üzerinde kurban dumanı+ sunuyor, 4 mezarlıklarda oturuyor,+ gecelerini de bekçi kulübelerinde geçiriyor, domuz eti yiyor,+ kaplarını iğrenç etlerin+ suyuyla dolduruyor, 5 birbirlerine ‘Uzak dur. Bana yaklaşma, kutsallığım sana da geçmesin’ diyorlar.+ Böyleleri Benim burnumda duman,+ bütün gün yanan ateştir.+
6 Bakın, önümde yazılı duruyor.+ Susmayacağım,+ yaptıklarının karşılığını vereceğim.+ Karşılıklarını kucaklarına doldurarak vereceğim;+ 7 hem kendi suçlarının hem de atalarının suçlarının karşılığını”+ diyor Yehova. “Dağlar üzerinde kurban dumanı sunduklarından, tepeler+ üzerinde Beni aşağıladıklarından,+ ilk iş olarak ücretlerini kucaklarına ölçekle doldurup vereceğim.”+
8 Yehova şunu dedi: “Yeni şaraplık+ salkımı bulanın ‘Onu mahvetmeyin,+ nimettir’+ dediği gibi, Ben de kullarımın hatırı için öyle yapacağım, herkesi mahvetmeyeceğim.+ 9 Yakup’tan bir soy,+ Yahuda’dan dağlarımı miras alacak olanları meydana getireceğim.+ Seçtiklerim onu mülk edinecek,+ kullarım orada oturacak.+ 10 Bana yönelen halkım+ için, Şaron+ koyunlara otlak,+ Akor Ovası+ sığırlara dinlenme yeri olacak.
11 Mademki Beni, Yehova’yı bıraktınız,+ kutsal dağımı unuttunuz,+ Talih tanrısına sofra kurdunuz,+ Kısmet* tanrısına karıştırılmış şarap doldurdunuz,+ 12 Ben de sizi kılıcın kısmeti yapacağım;+ kılıçtan geçirilmek üzere hepiniz diz çökeceksiniz.+ Çünkü size seslendim+ ama cevap vermediniz; size söyledim ama dinlemediniz;+ gözümde kötü olan şeyleri yapmaya devam ettiniz;+ hoşlanmadığım şeyleri seçtiniz.”+
13 Bu yüzden Ulu Rab Yehova diyor ki, “Bakın! Kullarım yiyecek,+ siz aç kalacaksınız;+ kullarım içecek,+ siz susuz kalacaksınız;+ kullarım sevinecek,+ siz utanacaksınız.+ 14 Kullarım yüreklerinden taşan mutluluğu sevinçle haykıracak,+ siz ise yüreğinizdeki acıdan feryat edecek, ruh çöküntüsünden inleyeceksiniz.+ 15 Ve arkanızda, seçtiklerimin yeminle* anacağı bir ad bırakacaksınız. Ulu Rab Yehova sizi teker teker öldürecek,+ Kendi kullarına ise başka bir ad verecek.+ 16 Böylece yeryüzünde kim kendisi için bereket isterse, bunu sadık Tanrı’dan isteyecek;+ yeryüzünde kim yemin ederse, sadık Tanrı’nın üzerine yemin edecek.+ Çünkü geçmişteki sıkıntılar unutulacak; onlar gözümün önünden kaybolacak.+
17 Çünkü işte, Ben yeni gökler+ ve yeni bir yer+ yaratıyorum. Önceki şeyler hatırlanmayacak,+ akla gelmeyecek.+ 18 Yarattığımla kıvanç duyun,+ sonsuza dek sevinin!+ Çünkü işte Ben sevinç nedeni olarak Yeruşalim’i, kıvanç nedeni olarak onun halkını yaratıyorum.+ 19 Yeruşalim’le sevinecek, halkımla kıvanç duyacağım.+ Orada ağlayış sesi, feryat figan artık işitilmeyecek.”+
20 “O yerde artık, yalnızca birkaç gün yaşamış bebek,+ ömrünün sonuna varmamış yaşlı adam bulunmayacak.+ Ölen yüz yaşında bile olsa çocuk yaşta ölmüş sayılacak; günah işleyen yüz yaşında bile olsa lanetlenecek.+ 21 Evler yapacaklar, içinde oturacaklar;+ bağlar kuracaklar, meyvesini yiyecekler.+ 22 Yaptıkları evde başkası oturmayacak; kurdukları bağın meyvesini başkası yemeyecek. Halkımın ömrü ağacın ömrü gibi uzun olacak.+ Seçtiklerim ellerinin eserlerini doya doya kullanacaklar.+ 23 Boş yere emek vermeyecekler;+ doğurdukları çocuklar felakete kurban gitmeyecek,+ çünkü kendileri de çocukları da+ Yehova’dan nimet gören soy+ olacak. 24 Ve öyle olacak ki, onlar seslenmeden Ben karşılık vereceğim,+ onlar daha söylerken işiteceğim.+
25 Kurtla+ kuzu birlikte otlayacak;+ aslan sığır gibi saman yiyecek.+ Yılanın yiyeceği ise toprak olacak.+ Kutsal dağımda+ hiçbir şeyi harap etmeyecekler, hiçbir zarar vermeyecekler.”+ Bunu Yehova söyledi.
66 “Gökler Benim tahtım,+ yeryüzü ise ayaklarıma basamaktır.*+ Siz nasıl Bana ev yapabilirsiniz?+ Neresi dinleneceğim yer olabilir?”+ diyor Yehova.
2 “Tüm bunları Kendi ellerimle yaptım, hepsi böylece var oldu”,+ Yehova’nın sözü. “Ben ıstırap çekene, eziklik duyana,+ sözümden korkup titreyene+ dönüp bakarım.
3 Sığır kesen, adam öldürenden farksız.+ Koyun kurban eden, köpeğin boynunu kırandan+ farksız. Armağan sunan, domuz+ kanı sunandan farksız. Anma sunusu olarak akgünlük+ yakan, büyülü sözlerle+ bereket duası edenden farksız. Bunlar da kendi seçtikleri yoldan gidenler; yaptıkları iğrençliklerden zevk alıyorlar.+ 4 Ben de onları mahvedecek bir yol seçeceğim;+ korktukları şeyleri başlarına getireceğim.+ Çünkü seslendim ama cevap veren olmadı; konuştum ama dinleyen çıkmadı.+ Gözümde kötü olan şeyleri yapmaya devam ettiler, hoşuma gitmeyen şeyleri seçtiler.”+
5 Siz, Tanrı’nın sözünden korkup titreyenler,+ Yehova’nın sözüne kulak verin: “Sizden nefret eden,+ Benim ismim yüzünden sizi dışlayan+ kardeşleriniz ‘Yehova yüceltilsin!’ diyorlar.+ Ben Kendimi gösterince sizler sevineceksiniz;+ utandırılacak olanlar ise onlardır.”+
6 Şehirden kargaşa sesi geliyor, mabetten bir ses yükseliyor!+ Yehova, düşmanlarına hak ettikleri karşılığı verirken çıkan ses.+
7 O kadın doğum sancıları başlamadan doğurdu.+ Daha ağrıları tutmadan bir oğlu oldu.+ 8 Kim böyle bir şey duydu?+ Kim böyle şeyler gördü?+ Bir ülke+ bir günde doğar mı?+ Bir millet+ bir anda ortaya çıkar mı?+ Çünkü Sion ağrısı tutmak üzereyken oğullarını doğurdu.
9 “Ben rahmi açar da doğumu başlatmaz mıyım?”+ diyor Yehova. “Doğumu başlatır da rahmi kapar mıyım?” diyor Tanrın.
10 Siz Yeruşalim’i sevenler,+ onunla sevinin, onunla coşun.+ Siz, onun için yas tutanlar,+ onunla büyük kıvanç duyun. 11 Çünkü o sizi emzirip tesellisiyle doyuracak; çünkü görkemini yudum yudum emerek büyük mutluluğa ereceksiniz.+ 12 İşte bu nedenle Yehova diyor ki, “Barışı ırmak gibi,+ milletlerin görkemini taşkın sular gibi ona akıtacağım.+ Ve siz onun tarafından emzirileceksiniz;+ kucakta taşınacak, dizler üzerinde okşanacaksınız.+ 13 Bir adamın anası tarafından teselli edildiği gibi, Ben de sizleri hep teselli edeceğim+ ve Yeruşalim’den ötürü teselli bulacaksınız.+ 14 Bunu mutlaka göreceksiniz ve yüreğiniz sevinçten coşacak.+ Kemikleriniz+ körpe ot gibi capcanlı olacak.+ Kulları, Yehova’nın elinin üzerlerinde olduğunu mutlaka bilecek;+ düşmanları ise O’nun tarafından lanetlenecek.”+
15 “Çünkü Yehova onlara cezalarını vermek üzere ateş gibi gelecek;+ O’nun savaş arabaları kasırga gibi olacak.+ Gazabını şiddetle gösterecek; onları alev alev yanan ateşle azarlayacak.+ 16 Yehova ateş gibi gelip hükmü yerine getirecek; evet, bütün insanlara karşı kılıç+ kaldıracak; Yehova’nın öldürdükleri çok olacak.+ 17 Bahçelerde+ tapınmak için kendilerini arındırıp kutsayanların, ortada duranın arkasına geçip domuz,+ hatta fare*+ gibi iğrenç hayvanların etini yiyenlerin hep birlikte sonu gelecek”, Yehova’nın sözü. 18 “Çünkü Ben onların işlerini+ de düşüncelerini+ de biliyorum. Bütün milletleri ve dilleri bir araya toplamak üzere geliyorum.+ Onlar gelecek ve yüceliğimi görecekler.”+
19 “Ve aralarına bir işaret koyacağım;+ kaçıp kurtulanlardan+ bazılarını Benim hakkımda hiçbir şey duymamış, yüceliğimi hiç görmemiş milletlere,+ Tarşiş’e,+ Pul’a, Lud’a,+ yay çekenlere ve Tubal’a, Yavan’a,+ uzaktaki adalara+ göndereceğim. Onlar Benim yüceliğimi milletler arasında ilan edecekler.+ 20 Ve Yehova’ya armağan+ olarak tüm kardeşlerinizi milletlerin arasından çıkarıp+ atlarla, arabalarla, tahtırevanlarla, katırlarla, hecin develeriyle+ kutsal dağıma,+ Yeruşalim’e getirecekler” diyor Yehova, “Tıpkı İsrailoğullarının Yehova’nın evine temiz kap içinde armağan getirdikleri zamanki gibi.”+
21 “Onlardan da bazılarını kâhin ve Levioğlu olması için alacağım” diyor Yehova.
22 “Yapacağım yeni gökler+ ve yeni yer+ karşımda nasıl duracaksa”,+ Yehova’nın sözü, “Soyunuz+ da adınız da öyle duracak.”+
23 “Ve öyle olacak ki, Yeni Aydan Yeni Aya, Sebt gününden Sebt gününe herkes gelip önümde eğilecek”+ diyor Yehova. 24 “Onlar dışarı çıkıp Bana karşı suç işleyen adamların cesetlerine bakacaklar.+ Çünkü üzerlerindeki kurtlar ölmeyecek, onların ateşi sönmeyecek;+ bütün insanlar onlardan iğrenecek.”+
[Dipnotlar]
İş 1:9 Sözcük anlamıyla, “gökteki orduların” ya da “gökteki kuvvetlerin”
İş 1:18 Kırmızböceğinden çıkarılan boya.
İş 2:20 Sivrifare.
İş 3:20 Sözcük anlamıyla, “can evlerinin”
İş 3:20 Ya da “fısıldayan deniz kabuğu süsler”
İş 5:10 Yaklaşık değerlerle: 1 bat, 22 litre; 1 homer, 220 litre; 1 efa, 22 litre.
İş 7:1 Aram, temelde Suriye için kullanılır ve çoğu kez böyle tercüme edilir. Lübnan Dağlarından Mezopotamya’ya, kuzeyde Toros Dağlarından güneyde Şam’a ve ötesine kadar uzanan bölgeyi içine alır.
İş 7:3 Anlamı, “Sağ Kalanlar (Artakalan) Dönecek”
İş 7:14 Anlamı “Tanrı Bizimle”
İş 7:20 Fırat Irmağı.
İş 8:1 Anlamı, “Çapula Koş! O Yağmaya Geldi”
İş 8:10 “Tanrı bizimle”, İbranice İmmanuel.
İş 9:6 “Güçlü Tanrısal Varlık.” İbranice El Gibbor; (Başlangıç 17:1’deki Mutlak Güce Sahip Tanrı anlamındaki El Şadday’dan farklı).
İş 10:16 5. ve 24. ayetlerde değinildiği gibi, “Asur’un.” 17. ayetteki “onun” ifadesi için de geçerli.
İş 10:21 “Sadece bir artakalan . . . dönecek” ifadesinin İbranicesi 7:3’te değinilen Şear-yaşub ile aynı.
İş 10:27 Muhtemelen yakacak olarak kullanılan ya da kralların meshedildiği yağ.
İş 11:4 Ya da “ruhuyla”
İş 11:15 Süveyş Körfezi.
İş 11:15 Fırat Irmağı.
İş 13:3 Yehova’nın savaşı için kutsanmış, ayrılmış olanlar.
İş 13:21 “Keçi görünümlü cinler”, İbranice sair; cin izlenimi uyandıran hayvanlar ya da gerçek cinler.
İş 15:2 İbranice bama, tapınma amacıyla kurulan özel yerler.
İş 17:8 Ya da “Aşeralara”
İş 17:10 Yeruşalim’e hitap ediliyor.
İş 17:10 Muhtemelen “yabancı bir ilahın”
İş 19:9 Ya da “pamuklu kumaş”
İş 19:13 İbranice Kutsal Yazılarda Memfis için genelde kullanılan isim.
İş 21:1 “Çöl denizi”, muhtemelen eski Babil’in güney kesimine değiniyor; bu bölgede her yıl Fırat ve Dicle kıyılarını su basardı.
İş 21:1 Ya da “Necef’ten”
İş 21:11 Peygamberlikte Edom için kullanılan isim.
İş 21:13 Ya da “bozkır”; bazı çevirilerde “Arap toprakları”
İş 23:2 Ya da “ada”
İş 25:11 Moab’a.
İş 27:1 Muhtemelen “timsah” ya da “deniz canavarı”
İş 27:9 Ya da “Aşera”
İş 27:12 Fırat Irmağı.
İş 28:10 Sözcük anlamı, “ölçü ipi”
İş 28:17 Bir yüzeyi düzlemek için kullanılan alet.
İş 29:1 Muhtemel anlamı “Tanrı’nın Sunak Ocağı”, Yeruşalim’e değiniliyor.
İş 30:33 Burada Tofet, yok edilmeyi simgeleyen ateşin yandığı bir yer olarak kullanılıyor. 2. Krallar 23:10’a bakın.
İş 34:9 Edom’un başkenti Botsra’ya değiniyor.
İş 34:11 Kulaklı orman baykuşu.
İş 34:14 İbranice lilit, muhtemelen çobanaldatan, keçisağan.
İş 35:1 Safran.
İş 37:16 Başlangıç 5:22’deki dipnota bakın.
İş 39:8 Sözcük anlamıyla, “hakikat”
İş 41:14 Bedelle kurtarma fikri taşır.
İş 41:19 Ağacın türü tam olarak bilinmiyor; İbranice adı ets şemen (yağ ağacı).
İş 42:6 Sözcük anlamıyla, “ahit”
İş 44:2 Anlamı “Doğru Kişi”; İsrail için onur ifade eden bir unvan.
İş 44:6 Bedelle kurtarma fikri taşır.
İş 45:1 Sözcük anlamıyla, “kuşağını çözmek”
İş 45:2 Sözcük anlamıyla, “bakır”
İş 46:1 “Bel” ve “Nebo”, Babil tanrıları.
İş 49:2 Sözcük anlamıyla, “ağzımı”
İş 49:8 Sözcük anlamıyla, “ahit”
İş 53:8 Sözcük anlamıyla, “neslinin”
İş 53:12 Sözcük anlamıyla, “canını ölüme döktü”
İş 57:9 Yabancı bir milletin kralına ya da sahte bir tanrıya atfeden özel isim ya da unvan.
İş 57:13 Muhtemelen “putlar”
İş 65:11 Ya da “Kader”
İş 65:15 Ya da “lanetle”
İş 66:1 Ya da “ayak taburemdir”
İş 66:17 Ya da “araptavşanı”