Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türk İşaret Dili
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • nwt Daniel 1:1-12:13
  • Daniel

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Daniel
  • Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi
Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi
Daniel

Daniel

1 Yahuda kralı Yehoyakim’in+ krallığının üçüncü yılında, Babil kralı Nabukadnezar Yeruşalim üzerine yürüyüp orayı kuşattı.+ 2 Yehova, Yahuda kralı Yehoyakim’i ve Tanrı’nın* evindeki takımların+ bir kısmını onun eline verdi.+ O da bunları Şinar diyarına+ götürüp tanrısının evindeki hazine dairesine koydu.+

3 Sonra kral, saray başmemuru+ Aşpenaz’a, İsrailoğulları arasından, kral soyundan ve soylu ailelerden bazılarını getirtmesini söyledi.+ 4 Bunlar hiçbir kusuru olmayan,+ güzel, her konuda anlayışlı ve hikmetli,+ öğrenmeye yatkın, bilgiyi kavrayabilen,+ kralın sarayında hizmet edebilecek yetenekte çocuklar olmalıydı.+ Onlara Kaldelilerin yazısını ve dilini öğretmesini emretti. 5 Kral onlar için kendi güzel yiyeceklerinden+ ve içtiği şaraptan her gün bir miktar ayrılmasını ve üç yıl bu şekilde beslenmelerini emretti; böylece üç yılın sonunda kralın önüne çıkabileceklerdi.

6 Yahudaoğullarından Daniel,+ Hananya, Mişael ve Azarya+ adlı çocuklar da getirilenler arasındaydı. 7 Saray başmemuru onlara yeni isimler koydu.+ Daniel’e Belteşazar,+ Hananya’ya Şadrak, Mişael’e Meşak ve Azarya’ya Abednego+ ismini verdi.

8 Daniel, kralın güzel yiyecekleriyle ve içtiği şarapla kendini kirletmemeye kararlıydı;+ bu nedenle saray başmemuruna sürekli ricada bulunuyordu.+ 9 Tanrı, Daniel’in saray başmemurundan iyilik* ve merhamet görmesini sağladı.+ 10 Ve saray başmemuru Daniel’e şöyle dedi: “Sizin ne yiyip ne içeceğinizi kararlaştıran efendim kraldan ben korkarım.+ Eğer o sizin yüzünüzü yaşıtlarınızınkinden daha solgun görürse, benim başım belaya girer.” 11 Bunun üzerine saray başmemurunun+ Daniel, Hananya, Mişael ve Azarya’nın başına koyduğu muhafıza Daniel şunları dedi: 12 “Lütfen bu hizmetkârlarını on günlük bir denemeden geçir, bize yememiz için sebze,+ içmemiz için su verilsin. 13 Sonra bir bizim yüzümüze bir de kralın güzel yiyeceklerinden yiyen çocukların yüzüne bak ve sonucu görüp bu hizmetkârlarına ona göre davran.”

14 Sonunda muhafız onların ricasını kabul edip on günlük bir deneme yapmaya karar verdi. 15 On günün sonunda onlar kralın güzel yiyeceklerinden yiyen tüm çocuklardan daha güzel ve daha iyi beslenmiş görünüyorlardı.+ 16 Bunun üzerine muhafız artık önlerine o güzel yiyecekleri ve şarabı getirmedi; onlara hep sebze verdi.+ 17 Tanrı bu dört çocuğa bilgi, her yazıyı anlama yeteneği ve hikmet bağışladı.+ Bu sayede Daniel her tür düşü ve görüntüyü kavrayabiliyordu.+

18 Huzura getirilmeleri için kralın belirlediği dönemin sonunda, saray başmemuru onları Nabukadnezar’ın önüne çıkardı.+ 19 Kral onlarla konuştu. Aralarında Daniel, Hananya, Mişael ve Azarya gibisi yoktu.+ Onlar kralın hizmetinde kaldılar.+ 20 Kral hikmet ve anlayış gerektiren+ her konuda onlara sorular sordu; gördü ki bu gençler krallığının topraklarındaki tüm büyücü rahiplerden,+ ruh çağıranlardan+ on kat üstündü. 21 Daniel, Kral Koreş’in*+ birinci yılına kadar hizmetine devam etti.

2 Nabukadnezar krallığının ikinci yılında düşler gördü.+ Kralın bu yüzden ruhu sıkıldı,+ uykusu kaçtı. 2 Düşlerini kendisine anlatmaları için büyücü rahipleri,+ ruh çağıranları, büyücüleri ve Kaldelileri çağırttı.+ Hepsi gelip kralın huzuruna çıktılar. 3 Kral onlara “Bir düş gördüm” dedi, “Ruhum sıkıldı, ne olduğunu bilmek istiyorum.” 4 Bunun üzerine Kaldeliler krala Aramca,+ “Ey kral, ömrün uzun olsun.+ Bu hizmetkârlarına düşü anlat da yorumunu yapalım”+ dediler.

5 Kral Kaldelilere “Kararım kesin” dedi, “Düşü ve yorumunu bana bildirmezseniz paramparça edileceksiniz+ ve evleriniz umumi helaya çevrilecek.+ 6 Ama düşü ve yorumunu bildirirseniz, benden hediyeler, ödüller alacaksınız ve gözümde itibarınız artacak.+ Bunun için bana düşü ve yorumunu bildirin.”

7 Onlar ikinci kez, “Kral bu hizmetkârlarına düşü anlatsın ki, biz de ona yorumunu bildirelim” dediler.

8 Kral, “Aslında, kararımın kesin olduğunu anladığınızdan vakit kazanmaya uğraşıyorsunuz, farkındayım” diye karşılık verdi. 9 “Düşü bana bildirmezseniz hakkınızda verilecek tek bir hüküm var.+ Sizse zaman kazanma umuduyla önümde yalan yanlış sözler söylemek üzere aranızda anlaşmışsınız.+ Önce bana düşü söyleyin de yorumunu yapabileceğinizi anlayayım.”

10 Kaldeliler kralın önünde şu cevabı verdiler: “Yeryüzünde bu meseleyi krala anlatabilecek kimse yoktur, kaldı ki hiçbir yüce kral ya da vali, büyücü rahiplerden, ruh çağıranlardan ya da Kaldelilerden böyle bir şey istememiştir. 11 Kralın istediği şey çok güçtür. Mekânı insanlar arasında olmayan+ tanrılardan+ başka kimse bunu kralın önünde bildiremez.”

12 Kral bunları duyunca çok öfkelendi+ ve Babil’in tüm bilge adamlarının öldürülmesini emretti.+ 13 Ve buyruk çıktı, bilge adamlar öldürülecekti. Daniel ile arkadaşlarını da öldürmek için aramaya başladılar.

14 Daniel, Babil’in bilge adamlarını öldürmeye gönderilen kralın başmuhafızı Aryok’la tedbirli ve sağduyulu şekilde konuştu.+ 15 Kralın memuru Aryok’a, “Kral neden bu kadar sert bir buyruk çıkardı?” diye sordu. O zaman Aryok meseleyi Daniel’e anlattı.+ 16 Bunun üzerine Daniel krala gidip, düşün yorumunu yapabilmek için kendisine vakit vermesini istedi.+

17 Daniel sonra evine gidip arkadaşları Hananya, Mişael ve Azarya’ya meseleyi anlattı. 18 Onlardan da, göklerin Tanrısı’na+ yakarmalarını istedi; Tanrı merhamet+ edip bu sırrı açarsa,+ Daniel’le arkadaşları ve Babil’in diğer bilge adamları öldürülmezdi.+

19 Sonra geceleyin bir görüntüde bu sır Daniel’e açıklandı.+ Bunun üzerine Daniel göklerin Tanrısına şükretti.+ 20 “Tanrı’nın ismine çağlar boyu şükredilsin,+ çünkü hikmet ve kudret O’nundur”+ dedi. 21 “Zamanları ve dönemleri değiştiren,+ kralları tahttan indiren, tahta çıkaran,+ hikmetlilere hikmeti ve anlayışlılara bilgiyi veren+ O’dur; 22 derin ve gizli şeyleri ortaya çıkaran,+ karanlıkta neler olduğunu bilen+ ve ışığı+ Kendi mekânında barındıran da O’dur. 23 Ey atalarımın Tanrısı, bana hikmet+ ve güç verdiğin için Sana şükürler ve övgüler olsun.+ Çünkü kralın düşünü açıklayarak Senden dilediğimizi şimdi bildirdin.”+

24 Böylece Daniel, kralın Babil’in bilge adamlarını öldürmekle+ görevlendirdiği Aryok’a+ gidip şunları dedi: “Babil’in bilge adamlarını öldürme. Beni kralın huzuruna çıkar+ da düşün yorumunu bildireyim.”

25 Aryok Daniel’i alıp hemen kralın huzuruna çıkardı ve “Yahuda sürgünleri+ arasında, krala gördüğü düşün yorumunu bildirebilecek bir yiğit buldum” dedi. 26 Kral, ismi Belteşazar+ olan Daniel’e “Gördüğüm düşü ve yorumunu bana bildirebilecek misin?”+ diye sordu. 27 Daniel kralın önünde şu cevabı verdi: “Sorduğu sırrı krala, bilgeler, ruh çağıranlar, büyücü rahipler ve yıldızlara bakanlar açıklayamaz.+ 28 Fakat göklerde sırları açıklayan bir Tanrı+ vardır ve son günlerde ne olacağını Kral Nabukadnezar’a O bildirmiştir.+ Yatağında yatarken gördüğün düş ve görüntüler şöyledir:

29 Ey kral, yatağında yatarken+ ileride olacaklara ilişkin düşüncelere daldın. Ve sırları açıklayan, ne olacağını sana bildirdi.+ 30 Bana gelince, bu sır bana bütün yaşayanlardan daha hikmetli olduğum için açıklanmadı.+ Ancak krala yorumu bildirilsin ve kral kendi yüreğinden geçenleri bilsin diye açıklandı.+

31 Sen ey kral, düşünde dev bir heykel gördün. Işıl ışıl parlayan bu kocaman heykel senin önünde duruyordu, görünüşü korkunçtu. 32 Heykelin başı saf altın,+ göğsü ve kolları gümüş,+ karnı ve kalçası bakır,+ 33 bacakları demir,+ ayakları ise kısmen demir kısmen kildi.+ 34 Sen bakarken, bir taş el değmeden yerinden kesildi+ ve o taş, heykeli demir ve kil ayaklarından vurup parçaladı.+ 35 O zaman demir, kil, bakır, gümüş ve altın birlikte ezilip yazın harmanda savrulan saman ufağı gibi oldular.+ Rüzgârda savrulup gittiler ve onlardan geriye hiçbir iz kalmadı.+ Heykele vuran taşa gelince, büyük bir dağ oldu ve bütün dünyayı doldurdu.+

36 İşte düş budur; şimdi kralın önünde yorumunu da bildirelim.+ 37 Sen ey kral, krallar kralı; göklerin Tanrısı krallığı,+ kudreti, kuvveti ve itibarı sana verdi. 38 İnsanların yaşadığı her yerde, kır hayvanlarını, gökte uçan kuşları senin eline verdi+ ve hepsi üzerine seni hükümdar kıldı. Altın baş sensin.+

39 Senden sonra, senden aşağı+ bir krallık çıkacak.+ Sonra bir başkası, bakırdan üçüncü bir krallık bütün dünyada saltanat sürecek.+

40 Dördüncü krallığa gelince,+ demir gibi güçlü olacak.+ Demirin her şeyi ezip toz ettiği gibi, o da bunların hepsini ezip darmadağın edecek.+

41 Ayakların ve parmakların kısmen çömlekçi kilinden kısmen demirden+ olduğunu gördün; o da böyle bölünmüş bir krallık olacak.+ Ama yaş kil ve demiri karışmış gördüğüne göre, onda biraz demirin sertliği olacak.+ 42 Parmakların kısmen demir kısmen kil olması ise, krallığın kısmen güçlü kısmen dayanıksız olacağını gösterir. 43 Mademki yaş kil ve demiri karışmış gördün, onlar da insan soyuyla karışacaklar; ama demirle kilin kaynaşmadığı gibi, birbirleriyle kaynaşmayacaklar.

44 Bu kralların zamanında,+ göklerin Tanrısı+ asla yıkılmayacak+ bir krallık kuracak.+ O krallık başka bir halkın eline geçmeyecek.+ Bütün bu krallıkları ezip sona erdirecek+ ve kendisi sonsuza dek duracak.+ 45 Nitekim sen de, dağdan bir taşın el değmeden kesildiğini+ ve demiri, bakırı, kili, gümüşü, altını parçaladığını+ gördün. Yüce Tanrı+ ileride olacakları işte böylece krala bildirmiştir.+ Düş doğru, yorumu da güvenilirdir.”+

46 Bunun üzerine Kral Nabukadnezar yere kapandı ve Daniel’i onurlandırdı. Ona ödül verilmesini ve buhur yakılmasını emretti.+ 47 Kral, Daniel’e şöyle dedi: “Bu sırrı açıklayabildiğine göre, sizin Tanrınız gerçekten tanrıların Tanrısı,+ kralların Rabbidir;+ sırları açıklayan O’dur.”+ 48 Sonuç olarak kral, Daniel’i önemli bir konuma getirip+ ona değerli hediyeler verdi. Onu Babil vilayet yöneticisi+ yaptı ve Babil’in tüm bilge adamlarının başına getirdi. 49 Sonra Daniel’in ricası üzerine kral, Şadrak, Meşak ve Abednego’yu+ Babil vilayetinde yüksek görevlere atadı. Fakat Daniel kral sarayında+ kaldı.

3 Kral Nabukadnezar altın bir heykel+ yaptı. Boyu altmış arşın, eni altı arşındı.* Onu Babil vilayetinin+ Dura Ovasına dikti. 2 Sonra Kral Nabukadnezar satraplara, naiplere,+ valilere, danışmanlara, hazinedarlara, yargıçlara, güvenlik yetkililerine+ ve bütün vilayet yöneticilerine, diktiği heykelin açılış törenine+ gelmeleri için haber saldı.

3 O zaman, Kral Nabukadnezar’ın diktiği heykelin açılış töreni için satraplar,+ naipler, valiler, danışmanlar, hazinedarlar, yargıçlar, güvenlik yetkilileri, bütün vilayet yöneticileri toplandılar. Hepsi Nabukadnezar’ın diktiği heykelin önünde durdular. 4 Ve tellal şu duyuruyu yaptı:+ “Ey halklar, milletler, her dilden insanlar,+ duyduk duymadık demeyin: 5 Boru, flüt, santur, arp, ut ve tulum seslerini, her tür müzik aletinin çalındığını duyduğunuzda yere kapanacak,+ Kral Nabukadnezar’ın diktiği heykele tapınacaksınız. 6 Kim yere kapanıp heykele tapınmazsa+ hemen o anda+ alev alev yanan fırına atılacak.”+ 7 Böylece, hangi halktan, milletten, dilden olursa olsun herkes,+ boru, flüt, santur, arp, ut ve tulum seslerini, her tür müzik aletinin çalındığını duyar duymaz yere kapanıp Kral Nabukadnezar’ın diktiği heykele tapındı.

8 Sonra bazı Kaldeliler Kral Nabukadnezar’a gidip Yahudileri suçladılar.+ 9 “Ey kral, ömrün uzun olsun”+ dediler. 10 “Ey kral, çıkardığın buyrukla, boru, flüt, santur, arp, ut ve tulum seslerini, her tür müzik aletinin+ çalındığını duyan herkesin yere kapanıp altın heykele tapınmasını, 11 yere kapanıp tapınmayanın alev alev yanan fırına atılmasını sen emrettin.+ 12 Senin Babil vilayetinin yönetimine getirdiğin bazı Yahudiler var:+ Şadrak, Meşak ve Abednego. Bu adamlar seni saymıyor ey kral. Senin tanrılarına kulluk etmiyor ve diktiğin altın heykele tapmıyorlar.”+

13 O zaman, Nabukadnezar kızdı, çok öfkelendi+ ve Şadrak, Meşak, Abednego’nun+ getirilmesini emretti. Böylece onlar kralın huzuruna çıkarıldılar. 14 Nabukadnezar, “Siz Şadrak, Meşak, Abednego, benim tanrılarıma+ kulluk etmediğiniz, diktiğim altın heykele tapınmadığınız+ doğru mu?” diye sordu. 15 “Şimdi boru, flüt, santur, arp, ut ve tulum seslerini, her tür müzik aletinin çalındığını duyunca+ yere kapanıp yaptığım altın heykele tapınmaya hazırsanız ne âlâ. Tapınmadığınız takdirde, hemen o anda, alev alev yanan fırına atılacaksınız. Bakalım sizi benim elimden kurtaracak tanrı kimmiş?”+

16 Şadrak, Meşak ve Abednego krala şu karşılığı verdiler: “Ey Nabukadnezar, bu soruna bizim cevap vermemiz gerekmez.+ 17 Fırına atılırsak, kulluk ettiğimiz Tanrımız bizi kurtarabilir. Alev alev yanan fırından ve senin elinden bizi O kurtarır ey kral.+ 18 Ama kurtarmasa da ey kral, bil ki, senin tanrılarına kulluk etmeyiz ve diktiğin altın heykele tapınmayız.”+

19 Bunu duyan Nabukadnezar’ın öfkesi daha da kabardı, Şadrak, Meşak ve Abednego’ya karşı yüz ifadesi değişti. Fırının normalden yedi kat fazla kızdırılmasını emretti. 20 Güçlü kuvvetli askerlerinden+ bazılarına Şadrak, Meşak ve Abednego’yu bağlayıp fırına atmalarını söyledi.+

21 Bunun üzerine onlar atkıları, giysileri, başlıkları ve üzerlerindeki diğer şeyler çıkarılmadan bağlandılar ve alev alev yanan fırına atıldılar. 22 Kralın buyruğu sıkı ve fırın aşırı kızdırılmış olduğundan, Şadrak, Meşak ve Abednego’yu götüren güçlü kuvvetli adamlar ateşin alevleriyle kavrulup öldüler. 23 Geri kalan üç adam, Şadrak, Meşak ve Abednego ise bağlı olarak kızgın fırının içine düştüler.+

24 Sonra, Kral Nabukadnezar dehşet içinde ayağa fırladı. Yüksek saray memurlarına “Biz fırının içine, bağlı üç adam atmadık mı?”+ diye sordu. “Evet, ey kral” dediler. 25 Kral, “Şuraya bakın!” dedi. “Ben ateşin içinde serbestçe dolaşan dört adam görüyorum, hiçbir zarar görmemişler. Dördüncüsünün görünüşü ise tanrı oğullarından+ birini andırıyor.”

26 Sonra, Nabukadnezar fırının kapısına yaklaştı.+ “Yüceler Yücesi Tanrı’nın kulları,+ Şadrak, Meşak, Abednego, dışarı çıkın, buraya gelin” diye seslendi. Bunun üzerine Şadrak, Meşak, Abednego ateşin içinden çıktılar. 27 Oraya toplanan satraplar, naipler, valiler ve kralın yüksek memurları+ ateşin onların bedenleri üzerinde hiçbir etkisi olmadığını gördüler.+ Saçlarının bir teli bile yanmamıştı.+ Atkılarının şekli değişmemiş, üzerlerine is kokusu dahi sinmemişti.

28 Bunu gören Nabukadnezar, “Şadrak, Meşak ve Abednego’nun Tanrısına şükrolsun”+ dedi. “O ki, meleğini gönderip+ Kendisine güvenen kullarını kurtardı.+ Onlar inandıkları Tanrı’dan başkasına+ kulluk etmemek,+ tapınmamak+ için kralın buyruğuna karşı gelip canlarını vermeyi göze almışlardı. 29 Buyruğum şudur:+ Hangi halktan, milletten ya da dilden olursa olsun, Şadrak, Meşak ve Abednego’nun Tanrısına kötü söz söyleyen paramparça edilsin+ ve evi umumi helaya çevrilsin.+ Çünkü O’nun gibi kurtaran tanrı yoktur.”+

30 Bundan sonra kralın desteğiyle, Babil vilayetinde Şadrak, Meşak ve Abednego’nun işleri yolunda gitti.+

4 “Kral Nabukadnezar’dan dünyadaki tüm halklara, milletlere, dillere:+ Esenliğiniz bol olsun.+ 2 Yüceler Yücesi Tanrı’nın benimle ilgili yaptığı alametleri ve harikaları size bildirmeyi gerekli buldum.+ 3 Gerçekleştirdiği alametler ne büyük, harikaları ne görkemli!+ O’nun Krallığı sonsuza dek sürecek bir krallıktır;+ saltanatı nesiller boyu devam edecektir.+

4 Ben Nabukadnezar evimde huzurlu,+ sarayımda görkemli bir yaşam sürüyordum.+ 5 Bir gün bir düş gördüm, korku içinde kaldım.+ Yatağımda yatarken gördüğüm görüntüler, zihnimde beliren şekiller yüzünden ürktüm.+ 6 Bu düşün yorumunu bildirmeleri için Babil’in bütün bilgelerinin huzuruma getirilmesi yönünde buyruk verdim.+

7 Bunun üzerine büyücü rahipler, ruh çağıranlar, Kaldeliler+ ve yıldızlara bakanlar+ huzuruma geldiler. Onlara düşü anlattım, fakat bana yorumunu bildiremediler.+ 8 Sonunda, tanrımın ismine+ göre Belteşazar adı verilen+ ve kendisinde kutsal tanrıların ruhu+ bulunan Daniel huzuruma geldi. Düşü ona da anlattım:

9 ‘Ey büyücü rahiplerin başı+ Belteşazar, sende kutsal tanrıların ruhu+ olduğunu ve hiçbir sırrı açıklamanın senin için sorun olmadığını+ çok iyi biliyorum; düşümde gördüğüm görüntüleri ve bunların yorumunu bana açıkla.+

10 Yatağımda yatarken gördüğüm görüntüler+ şunlardı: Orada, dünyanın ortasında bir ağaç+ vardı; çok yüksek bir ağaçtı.+ 11 Ağaç büyüdü, kuvvetlendi, sonunda boyu göklere erdi. Yerin uçlarından görülüyordu.+ 12 Yaprakları güzel, meyvesi bol, herkese yetecek kadar çoktu. Yaban hayvanları+ gölgesinde barınıyor,+ göklerin kuşları dallarına tünüyorlardı.+ Her canlı o ağaçtan besleniyordu.

13 Yatağımda yatarken zihnimde görüntüler belirmeye devam etti. Baktım, gökten inen bir gözcü,+ kutsal bir varlık+ gördüm. 14 Güçlü bir sesle bağırarak şunları diyordu: “Ağacı kesip devirin,+ dallarını budayın, yapraklarını dökün, meyvesini etrafa saçın. Hayvanlar altından, kuşlar dallarından kaçsın.+ 15 Ancak kütüğünü demir ve bakırla çemberleyerek yerde, kırın otları arasında bırakın. Göklerin çiyi ile ıslansın, yerin otunu hayvanlarla paylaşsın.+ 16 Ondaki insan yüreği değiştirilsin; ona hayvan yüreği verilsin.+ Üzerinden yedi vakit+ geçsin. 17 Gözcülerin+ bildirdiği buyruk, kutsal varlıkların duyurduğu karar budur. Yaşayanlar şunu bilmelidir: İnsanların krallıkları üzerinde Yüceler Yücesi saltanat sürer+ ve onu dilediği kişiye verir,+ en aşağı görülen insanı da onun başına koyar.”+

18 Ben Kral Nabukadnezar bu düşü gördüm. Şimdi sen Belteşazar, yorumunu bana söyle. Çünkü krallığımdaki diğer bilgelerin hiçbiri yorumu bildiremiyorlar,+ ama sen bunu yapabilecek güçtesin. Çünkü sende kutsal tanrıların ruhu var.’+

19 O zaman diğer adı Belteşazar olan Daniel+ bir an şaşkınlık geçirdi ve ürkütücü düşünceler onu ürpertti.+

Kral, ‘Düş ve yorumu seni korkutmasın Belteşazar’+ dedi.

Belteşazar, ‘Efendim, bu düş senden nefret edenlerin, yorumu da düşmanlarının başına gelsin’+ diye karşılık verdi.

20 ‘Gördüğün ağaç ki büyüdü, kuvvetlendi, sonunda boyu göklere erdi; dünyanın her yerinden görülüyordu,+ 21 yaprakları güzel, meyvesi bol, herkese yetecek kadar çoktu, yaban hayvanları altında barınıyor, göklerin kuşları dallarına tünüyorlardı.+ 22 O ağaç sensin ey kral!+ Sen de büyüyüp kuvvetlendin, ihtişamın arttı, sonunda göklere erdi,+ saltanatın yerin uçlarına vardı.+

23 Ayrıca ey kral, “Ağacı kesip devirin, onu harap edin ama kütüğünü demir ve bakırla çemberleyerek yerde, kırın otları arasında bırakın, göklerin çiyi ile ıslansın ve yedi vakit geçinceye+ kadar yaban hayvanlarıyla birlikte payı olsun” diyen bir gözcünün, kutsal bir varlığın+ göklerden indiğini gördün. 24 Ey kral,+ bunun yorumu ve Yüceler Yücesinin+ efendim kral hakkındaki kararı+ şudur: 25 İnsanlar arasından kovulacaksın, yaban hayvanlarıyla yaşayacaksın;+ sığırlara verildiği gibi sana da ot verilecek,+ göklerin çiyi ile ıslanacaksın ve sen, insanların krallıkları üzerinde Yüceler Yücesinin saltanat sürdüğünü+ ve saltanatı dilediği kişiye verdiğini+ anlayıncaya kadar yedi vakit+ geçecek.

26 Ağacın kütüğünün+ bırakılması söylendiğine göre, göklerde bir Tanrı’nın saltanat sürdüğünü anladığında+ krallığın geri verilecek. 27 Bu nedenle ey kral, öğüdümü hoş gör:+ Doğruluk yaparak günahlarından,+ yoksullara merhamet ederek haksızlıklarından arın.+ Belki o zaman bir süre daha refah içinde yaşarsın.’”+

28 Ve bütün bunlar Kral Nabukadnezar’ın başına geldi.+

29 On iki ay sonra kral Babil kraliyet sarayının damında dolaşırken 30 şunları diyordu:+ “Krallığıma mesken olsun, haşmetime şan+ olsun diye, gücümle kuvvetimle kurduğum+ şu Büyük Babil’e bakın!”

31 Kral daha sözünü bitirmeden, gökten bir ses geldi: “Ey Kral Nabukadnezar iyi dinle, ‘Krallık elinden gitti,+ 32 insanlar arasından kovulacaksın, yaban hayvanlarıyla yaşayacaksın.+ Sığırlara verildiği gibi sana da ot verilecek ve sen, insanların krallıkları üzerinde Yüceler Yücesinin saltanat sürdüğünü ve saltanatı dilediği kişiye verdiğini anlayıncaya+ kadar yedi vakit geçecek.’”

33 Bu söylenenler hemen o an+ Nabukadnezar’ın başına geldi. İnsanlar arasından kovuldu, sığır gibi ot yemeye başladı ve saçı kartal tüyleri gibi, tırnakları kuşların pençesi gibi uzayıncaya kadar tüm bedeni göklerin çiyi ile ıslandı.+

34 “O günlerin sonunda+ ben Nabukadnezar gözlerimi göğe kaldırdım,+ aklım başıma gelmeye başladı. Yüceler Yücesine şükrettim,+ sonsuzluk boyunca yaşayanı övüp yücelttim.+ Çünkü onun saltanatı sonsuza dek süren bir saltanattır ve krallığı nesiller boyu devam eder.+ 35 Dünyada yaşayanların hepsi bir hiç sayılır.+ Gökler ordusundakilere ve dünyada yaşayanlara dilediğini yapar.+ O’nun elini durdurabilecek+ ya da O’na ‘Ne yapıyorsun?’ diyebilecek kimse yoktur.+

36 Evet, o anda aklım başıma gelmeye başladı. Krallığımın itibarı için, haşmetime ve görkemime yeniden kavuştum.+ Saray erkânı ve soylu adamlarım beni gayretle aradılar. Yeniden krallığımın başına geçirildim. Büyüklüğüme büyüklük katıldı.+

37 Şimdi ben Nabukadnezar, göklerin Kralına+ şükrediyor, O’nu övüp yüceltiyorum. Çünkü O’nun bütün işleri doğrudur,* adaletle davranır.+ Kibirlileri alçaltan O’dur.”+

5 Kral Belşazar,+ soylu adamlarından bin kişiye büyük bir şölen verdi ve bu bin kişinin önünde şarap içti.+ 2 Şarabın etkisiyle,+ babası* Nabukadnezar’ın Yeruşalim’deki mabetten almış olduğu altın ve gümüş kapların+ getirilmesini emretti. Bu kaplarla soylu adamları, haremindeki karıları ve cariyeleriyle birlikte şarap içmek istiyordu.+ 3 Bunun üzerine, Tanrı’nın evi olan Yeruşalim’deki mabetten alınan altın kaplar getirildi. Kral, soylu adamları, haremindeki karıları ve cariyeleri bu kaplarla içki içtiler. 4 Şarap içip altın, gümüş, bakır, demir, ağaç ve taştan tanrıları yücelttiler.+

5 O anda bir insan elinin parmakları göründü. Kral sarayında, önünde şamdan bulunan duvarın sıvası üzerine yazı yazmaya başladı.+ Kral, yazı yazan elin üst kısmını görüyordu. 6 O zaman, kralın benzi soldu, aklından geçenlerden ürktü,+ bacakları* tutmaz oldu,+ dizlerinin bağı çözüldü.+

7 Kral bağırarak, ruh çağıranların, Kaldelilerin, yıldızlara bakanların getirilmesini emretti.+ Babil’in bilgelerine şöyle dedi: “Bu yazıyı okuyup bana yorumunu bildirene erguvani giysiler giydirilecek,+ boynuna altın gerdanlık takılacak. Krallık yönetiminde üçüncü adam olacak.”+

8 Bunun üzerine, kralın bütün bilgeleri geldiler, ama yazıyı okuyamadılar, yorumunu krala bildiremediler.+ 9 Kral Belşazar öylesine korkmuştu ki, benzi daha da soldu. Soylu adamlarının da aklı karıştı.+

10 Kralın ve soyluların sözlerini duyan kraliçe şölen salonuna girdi. “Ey kral, ömrün uzun olsun!”+ dedi. “Aklından geçenler seni ürkütmesin, benzin solmasın. 11 Krallığında yetenekli bir adam var. Kutsal tanrıların ruhu ondadır.+ Babanın zamanında onun her meseleyi aydınlatabilen, kavrayışlı, tanrıların bilgeliğine sahip biri olduğu görülmüştü. Baban Kral Nabukadnezar onu büyücü rahiplerin, ruh çağıranların, Kaldelilerin, yıldızlara bakanların başına getirdi.+ Bunu senin baban yaptı, ey kral. 12 Kralın Belteşazar adını verdiği Daniel’de,+ düşleri yorumlamak,+ bilmeceleri açıklamak, düğümleri çözmek+ için olağanüstü bir ruh, bilgi ve kavrayış var. Şimdi Daniel’i çağırt, yorumu bildirsin.”

13 Böylece Daniel kralın huzuruna getirildi. Kral, Daniel’le konuşup “Kral babamın Yahuda’dan getirdiği,+ Yahuda sürgünlerinden+ Daniel sen misin?” diye sordu. 14 “Senin, tanrıların ruhuna sahip,+ her meseleyi aydınlatabilen, kavrayışlı, olağanüstü bir bilge+ olduğunu duydum. 15 Bana şu yazıyı okuyup yorumunu bildirsinler diye bilgeleri ve ruh çağıranları huzuruma getirdiler. Ne var ki, hiçbiri yazının yorumunu bildiremedi.+ 16 Senin yorumlar yapabildiğini,+ düğümler çözebildiğini duydum. Şimdi eğer bu yazıyı okuyup yorumunu bana bildirebilirsen, üzerine erguvani giysiler giydirilecek, boynuna altın gerdanlık takılacak. Krallık yönetiminde üçüncü adam olacaksın.”+

17 O zaman, Daniel kralın huzurunda şu karşılığı verdi: “Armağanların senin olsun, ödüllerini başkasına ver.+ Yine de ben krala yazıyı okuyacağım ve yorumunu bildireceğim.+ 18 Ey kral, Yüceler Yücesi Tanrı,+ baban Nabukadnezar’a+ krallık, büyüklük, itibar ve haşmet vermişti.+ 19 O’nun verdiği büyüklükten ötürü tüm halklar, milletler, diller kraldan korkup titrerlerdi.+ Dilediğini öldürür, dilediğini mahveder, dilediğini yükseltir, dilediğini alçaltırdı.+ 20 Ama kibirlenip sertleşince ve küstahlık edecek kadar ileri gidince,+ krallık tahtından indirildi, itibarını yitirdi.+ 21 İnsanlar arasından kovuldu, yüreği hayvanlarınkine benzer bir duruma getirildi. Yaban eşekleri arasında yaşadı.+ İnsanların krallıkları üzerinde Yüceler Yücesi Tanrı’nın saltanat sürdüğünü, saltanatı dilediği kişiye verdiğini anlayıncaya dek,+ ona sığırlara verildiği gibi ot verildi, bedeni göklerin çiyi ile ıslandı.+

22 Oğlu olan sana gelince ey Belşazar,+ bütün bunları bildiğin halde+ yüreğini alçaltmadın.+ 23 Tersine, göklerin Rabbine karşı büyüklendin.+ Üstelik O’nun evinden alınan kapları getirttin+ ve soylu adamlarınla, haremindeki karıların ve cariyelerinle birlikte o kaplarla şarap içtin. Hiçbir şey görmeyen, işitmeyen, bilmeyen;+ gümüş, altın, bakır, demir, ağaç ve taştan tanrıları yücelttin.+ Ama gerçek Tanrı’yı yüceltmedin;+ o Tanrı ki, soluğun O’nun elinde,+ yolların O’nun denetimindedir.+ 24 Bu yüzden Tanrı bir el göndererek işte bu yazıyı yazdırdı.+ 25 Gördüğün yazı şudur: MENE, MENE, TEKEL ve PARSİN.*

26 Bu sözlerin yorumu şudur: MENE, Tanrı krallığının günlerini saydı ve onu sona erdirdi.+

27 TEKEL, terazide tartıldın ve eksik bulundun.+

28 PERES, krallığın bölündü, Medlere ve Perslere verildi.”+

29 O zaman, Belşazar’ın emri üzerine Daniel’e erguvani giysiler giydirildi, boynuna altın gerdanlık takıldı. O, krallık yönetiminde üçüncü adam ilan edildi.+

30 Kaldeli Kral Belşazar o gece öldürüldü.+ 31 Altmış iki yaşlarındaki Med Darius+ krallığın başına geçti.

6 Darius, tüm krallık topraklarında yüz yirmi satrap atamayı uygun gördü.+ 2 Onların başına da üç görevli koydu. Bunlardan biri Daniel’di.+ Satraplar+ kralın kayba uğramaması için bu görevlilere devamlı bilgi veriyorlardı.+ 3 Daniel olağanüstü yetenekleri*+ nedeniyle satraplardan ve başlarındaki görevlilerden üstün olduğunu her geçen gün daha fazla gösterdiğinden,+ kral onu ülke yönetiminde en üst konuma getirmek niyetindeydi.

4 Bu nedenle, satraplar ve başlarındaki görevliler Daniel’i devlet işleri konusunda şikâyet etmek için bir bahane aramaya başladılar.+ Ama ne bir bahane ne de bir kusur bulabildiler; çünkü o güvenilir biriydi; ihmalciliği ve yolsuzluğu görülmemişti.+ 5 Sonunda adamlar “Anlaşılan Daniel’i şikâyet etmek için kendi Tanrısının kanunundan başka bir bahane bulamayacağız” dediler.+

6 Dolayısıyla, satraplar ve başlarındaki görevliler topluca kralın huzuruna çıktılar;+ “Ey Kral Darius, ömrün uzun olsun” dediler.+ 7 “Krallığın üst düzey memurları olan bizler, naipler, satraplar, yüksek saray memurları ve valiler, bir kraliyet yasası çıkarılması,+ bir yasağın yürürlüğe konulması yönünde anlaştık. Ey kral, otuz gün boyunca senden başka bir insandan veya tanrıdan dilekte bulunan kişi aslanlar çukuruna atılsın.+ 8 Şimdi ey kral, senden ricamız değişmez+ Med Pers kanunu gereğince+ bu yasayı çıkar ve imzala+ ki değiştirilemesin.”

9 Bunun üzerine, Kral Darius yazıyı ve yasağı imzaladı.+

10 Daniel yazının imzalandığını öğrenir öğrenmez evine gitti. Üst kattaki odasının Yeruşalim’e bakan pencereleri açıktı.+ Bundan önce de her zaman yaptığı gibi,+ yine günde üç kez+ diz çöküp dua ederek+ Tanrısına şükürler sundu.+ 11 Tam o sırada bu adamlar içeri doluştular ve Daniel’in, Tanrısına dua edip yakardığını gördüler.+

12 Sonra da kralın huzuruna çıkıp, koyduğu yasak hakkında şunu dediler: “Ey kral, otuz gün boyunca senden başka bir insandan veya tanrıdan dilekte bulunan kişi aslanlar çukuruna atılacak diyen yasağı imzalamadın mı?”+ Kral, “Öyledir; değişmez Med Pers kanunu gereğince yasa çıkarılmıştır”+ dedi. 13 Bunun üzerine hemen krala huzurunda şunu dediler: “Yahuda sürgünlerinden+ Daniel’in+ ne sana ne de imzaladığın yasağa saygısı var, ey kral. Günde üç kez Tanrısından dilekte bulunuyor.”+ 14 Duyduğu bu sözler kralın canını çok sıktı.+ Ama Daniel’i kurtarmayı aklına koyduğundan+ günbatımına kadar bunun için uğraştı. 15 Sonunda, bütün bu adamlar topluca kralın huzuruna çıkıp şöyle dediler: “Ey kral, Med Pers kanunu gereğince, kralın koyduğu hiçbir yasanın+ ya da yasağın değiştirilemeyeceğini+ dikkatine sunarız.”

16 Bunun üzerine, kralın emriyle Daniel getirildi ve aslanlar çukuruna atıldı.+ Kral, Daniel’le konuşup, “Durmadan tapındığın Tanrın seni kurtaracak”+ dedi. 17 Bir taş getirilip çukurun ağzına konuldu. Kral onu hem kendi mühür yüzüğüyle, hem de soylu adamlarının mühür yüzüğüyle mühürledi. Bunu Daniel’le ilgili hiçbir şey değiştirilmesin diye yaptı.+

18 Sonra kral sarayına gitti; o gece hiçbir şey yiyip içmedi,+ önünde çalgı çalınmadı, gözüne uyku girmedi.+ 19 Sonunda, şafak sökerken kalktı, aceleyle aslanlar çukuruna gitti. 20 Çukura yaklaştığında üzgün bir şekilde Daniel’e seslendi. “Ey Daniel, yaşayan Tanrı’nın kulu, durmadan tapındığın+ Tanrın seni aslanlardan kurtarabildi mi?”+ diye bağırdı. 21 Daniel hemen, “Ey kral, ömrün uzun olsun” diye karşılık verdi. 22 “Tanrım+ meleğini gönderip+ aslanların ağzını kapattı.+ Böylece beni parçalamadılar. Çünkü Tanrı’nın önünde suçsuz bulundum.+ Sana karşı da ey kral, hiçbir yanlış yapmadım.”+

23 Bunun üzerine kral çok sevindi+ ve Daniel’in çukurdan çıkarılmasını emretti. Daniel yukarı çekilip çukurdan çıkarıldı. Üzerinde en ufak bir sıyrık bile yoktu, çünkü Tanrısına güvenmişti.+

24 Sonra, Daniel’i suçlayan o adamlar,+ kralın emriyle oğulları ve karılarıyla+ birlikte getirilip aslanlar çukuruna atıldılar.+ Daha çukurun dibine varmadan aslanlar onları kapıp kemiklerini kırdılar.+

25 Ardından Kral Darius yeryüzünün dört bir yanındaki halklara, milletlere, dillere şunu yazdı:+ “Esenliğiniz bol olsun!+ 26 Krallığımın hâkimiyeti altındaki topraklarda yaşayan halklara buyruğum şudur:+ Herkes Daniel’in Tanrısından korkup titresin.+ Çünkü O yaşayan Tanrı’dır ve sonsuza dek var olacaktır.+ Krallığı+ yıkılmayacak bir krallıktır,+ hâkimiyeti sonsuza dek sürecektir.+ 27 İnsanı koruyup kurtaran,+ göklerde+ ve yerde+ alametler, harikalar yapan ve Daniel’i aslanların pençesinden kurtaran O’dur.”

28 Böylece, Darius’un+ ve Persli Koreş’in+ krallık dönemlerinde Daniel’in işi iyi gitti.

7 Babil kralı Belşazar’ın+ birinci yılında Daniel yatağında bir düş gördü, zihninde görüntüler belirdi.+ Bunun üzerine düşü yazdı,+ gördüklerinin hepsini anlattı. 2 Söze başlayıp şunları dedi:

“Gece gördüğüm görüntülerde göklerin dört yeli+ uçsuz bucaksız denizi dövüyordu.+ 3 Ve denizden+ dört büyük canavar+ çıktı; her biri diğerinden farklıydı.+

4 Birincisi aslana+ benziyordu. Kartal kanatları vardı.+ Ben bakarken kanatları koparıldı, yerden kaldırılıp+ insan gibi iki ayağı üzerinde durduruldu ve ona insan yüreği verildi.+

5 Sonra bir diğerini gördüm. Bu ikincisi ayıya benziyordu.+ Bir yanı üzerinde doğruldu.+ Ağzında, dişleri arasında üç kaburga kemiği vardı. Ona ‘Kalk, çok et ye’ dendi.+

6 Sonra baktım, ardından bir başka canavar gördüm; leopara benziyordu.+ Sırtında dört kuş kanadı vardı. Bu canavar dört başlıydı;+ ona saltanat verildi.

7 Bundan sonra, gece görüntülerinde ürkütücü, korkunç, olağanüstü kuvvetli dördüncü bir canavar+ gördüm. Demirden, büyük dişleri vardı. Her şeyi yalayıp yutuyor, parçalıyor, kalanı ayaklarıyla çiğniyordu. Kendinden önceki canavarlardan farklıydı. On boynuzu vardı.+ 8 Boynuzlara bakıyordum, o sırada aralarından başka bir boynuzun, bir küçüğünün+ çıktığını gördüm. Önceki boynuzlardan üçü onun önünden sökülüp çıkarıldı. Baktım, bu boynuzun insan gözü gibi gözleri, büyük sözler söyleyen bir ağzı olduğunu gördüm.+

9 Ben bakarken tahtlar kuruldu+ ve Devirlerin Efendisi*+ oturdu. Giysisi kar gibi beyazdı,+ saçları temiz yapağı+ gibiydi. Tahtı alev alevdi,+ tekerlekleri parlayan bir ateşti.+ 10 Huzurundan bir ateş ırmağı çıkıp akıyordu.+ Binlerce binler hizmetindeydiler.+ On binlerce on binler hemen önünde ayakta duruyorlardı.+ Duruşma için mahkeme+ toplandı. Kitaplar açıldı.

11 Boynuzun büyük sözler+ söylediğini işittiğimden bakmaya devam ettim. Sonunda canavarın öldürüldüğünü gördüm. Bedeni, alev alev yanan ateşe atılıp yok edildi.+ 12 Diğer canavarlara gelince,+ saltanatları ellerinden alındı. Ama ömürleri bir süre uzatıldı.+

13 Ben bakarken gece görüntüleri devam etti; o sırada insanoğluna+ benzer birinin göklerin bulutlarıyla+ geldiğini gördüm. Devirlerin Efendisinin+ huzuruna kabul edilip önüne kadar getirildi.+ 14 Bütün halklar, milletler ve diller kendisine hizmet etsinler+ diye ona saltanat,+ itibar+ ve krallık verildi.+ Onun saltanatı sonu gelmeyecek kalıcı bir saltanattır ve krallığı hiç yıkılmayacak bir krallıktır.+

15 Ben Daniel, bütün bunlardan ötürü ruhum sıkıldı. Zihnimde beliren görüntülerden ürkmeye başladım.+ 16 Ayakta durmakta olanlardan birine yaklaşıp işin aslını öğrenmek istedim.+ O da bana bunların anlamını açıkladı:

17 ‘Gördüğün dört büyük canavar,+ yeryüzünde ortaya çıkacak dört kraldır.+ 18 Fakat Yüceler Yücesinin+ kutsal kulları+ krallığı alacak+ ve onu çağlar boyunca, devirlerce ellerinde tutacaklar.’

19 Sonra dördüncü canavarla ilgili daha çok şey öğrenmek istedim. O diğerlerinden farklıydı, son derece korkunçtu. Dişleri demirden, pençeleri bakırdandı. Her şeyi yalayıp yutuyor, parçalıyor, kalanı ayaklarıyla çiğniyordu.+ 20 Başında on boynuz+ vardı, sonra bir boynuz+ daha çıkmış, önünde üç boynuz düşmüştü.+ Bu boynuzun gözleri ve büyük sözler söyleyen bir ağzı vardı.+ Görünüş olarak diğerlerinden büyüktü.

21 Ben bakarken, bu boynuz kutsal kişilerle savaştı ve üstün geldi.+ 22 Bu durum, Devirlerin Efendisi,+ Yüceler Yücesi gelip Kendi kutsal kullarından yana hüküm verene dek sürdü.+ İşte o zaman kutsal kişilerin krallığı alma zamanı geldi.+

23 Bana şunu dedi: ‘Dördüncü canavara gelince, yeryüzünde dördüncü bir krallık ortaya çıkacak. Diğer krallıklardan farklı olacak. Tüm dünyayı yalayıp yutacak, çiğneyip parçalayacak.+ 24 On boynuza gelince, bu krallıktan on kral ortaya çıkacak.+ Onların ardından bir başkası daha çıkacak ve ilk çıkanlardan farklı olacak.+ Üç kralı küçük düşürecek.+ 25 Yüceler Yücesine bile dil uzatacak+ ve O’nun kutsal kullarına hiç rahat vermeyecek.+ Vakitleri+ ve kanunu+ değiştirmeye niyetlenecek. Kutsal kişiler bir vakit, iki vakit* ve yarım vakit onun eline verilecekler.+ 26 Duruşma başladı+ ve onu ortadan kaldırıp tamamen yok etmek üzere saltanatı elinden alındı.+

27 Krallık, saltanat ve bütün gökler altındaki krallıkların ihtişamı Yüceler Yücesinin kutsal halkına verildi.+ Onların krallığı çağlar boyu sürecek bir krallıktır.+ Bütün yönetimler onlara kulluk edecek, onlara itaat edecekler.’+

28 Anlatılanlar burada bitiyor. Ben Daniel, düşüncelerim beni öylesine ürküttü ki, benzim soldu. Fakat bu gördüklerimi yüreğimde sakladım.”+

8 Ben Daniel, ilk gördüğüm görüntüden sonra, Kral Belşazar’ın+ saltanatının üçüncü yılında bir görüntü daha gördüm.+ 2 Bu görüntüyü gördüğümde, Elam+ vilayetinin Susa+ kalesindeydim. Sonra baktım, Ulay Irmağı* kenarında duruyordum.+ 3 Başımı kaldırınca, ırmağın kenarında duran bir koç+ gördüm. İki boynuzu vardı. İkisi de uzundu, ancak sonradan çıkan öbüründen daha uzundu.+ 4 Koçun batıya, kuzeye ve güneye doğru hamle yaptığını gördüm. Önünde hiçbir hayvan duramıyordu. Onun elinden kimse bir şey kurtaramıyordu.+ Her dilediğini yaptı ve büyüklendi.

5 Bu arada ben izlerken, bütün dünya üzerine günbatısından bir tekenin+ geldiğini gördüm. Ayakları yerden kesilmişti. Tekenin gözleri arasında dikkat çeken bir boynuz vardı.+ 6 Onca yolu ırmağın yanında durduğunu gördüğüm iki boynuzlu koça saldırmak için gelmişti. Öfkeden kudurmuşcasına ona doğru koştu.

7 Koça iyice yaklaştığını gördüm. Ona amansızca saldırdı. Ani bir darbe indirerek iki boynuzunu kırdı. Koçta ona direnecek güç kalmamıştı. Böylece onu yere serip çiğnedi. Koçu onun elinden kimse kurtaramadı.+

8 Tekeye gelince son derece büyüklendi.+ Ne var ki, büyük bir güç olur olmaz büyük boynuzu kırıldı, yerine dikkat çeken dört boynuz çıktı ve dünyanın dört bir yanına* doğru uzadı.+

9 Onların birinden başka bir boynuz, bir küçüğü çıktı.+ Güneye, gündoğusuna ve Diyarın Tacına+ doğru büyüdükçe büyüdü. 10 Göklerin ordusuna erişinceye kadar da büyüdü.+ O ordudan ve yıldızlardan+ bazılarını alaşağı edip çiğnedi.+ 11 Ordunun komutanına+ karşı da büyüklendi. Günlük sunuyu+ ondan çekip aldı, kutsal mekânının kurulu yerini altüst etti.+ 12 Bir ordu ve günlük sunu,+ suç yüzünden+ onun eline verildi.+ Hakikati+ yere çaldı+ ve yaptıklarında başarılı oldu.+

13 Sonra kutsal kişilerden birinin+ konuştuğunu duydum. O konuşana bir diğeri şunları sordu: “Günlük sunuyla ve yıkıma neden olan suçla+ ilgili görüntüdeki kutsal yer ve ordu ne zamana dek+ çiğnenecek?”+ 14 Bunun üzerine bana, “İki bin üç yüz akşamla sabah geçene dek” dedi. “O zaman kutsal yer, olması gereken duruma getirilecek.”+

15 Ben Daniel, gördüğüm bu görüntünün ne anlama geldiğini kavramaya+ çalışırken birden karşımda birinin durduğunu gördüm; bir yiğidi andırıyordu.+ 16 Derken, Ulay Irmağı+ ortasından bir insan sesi duydum. “Cebrail,*+ gördüklerinin ne anlama geldiğini ona açıkla”+ diye sesleniyordu. 17 Böylece benim bulunduğum yerin yakınına geldi. Ama o gelirken öylesine dehşete kapıldım ki, yüzüstü yere yıkıldım. Bana “Anla+ ey insanoğlu,+ bu görüntü son vakitle ilgilidir”+ dedi. 18 O konuşurken, ben yerde yüzükoyun uykuya dalmışım.+ Dokunup beni yattığım yerden ayağa kaldırdı.+ 19 Sözüne şöyle devam etti: “Gazap döneminin son kısmında nelerin olacağını sana anlatıyorum, çünkü bu görüntü belirlenmiş son dönem içindir.+

20 Gördüğün iki boynuzlu koç Med ve Pers krallarını simgeler.+ 21 Kıllı teke ise Yunan kralını simgeler.+ Gözleri arasındaki büyük boynuz birinci kraldır.+ 22 Bu boynuzun kırılıp yerine dört boynuzun çıkmasına gelince,+ sonunda o kralın milletinden dört krallık ortaya çıkacak, ama hiçbiri onun kadar güçlü olamayacak.

23 Onların krallık döneminin sonunda, günahkârlar suçlarını son noktaya vardırdığında, anlaşılmaz sözler konusunda anlayışlı, sert yüzlü bir kral ortaya çıkacak.+ 24 Çok güçlü olacak ama bu güç kendisinden kaynaklanmayacak.+ Hayret uyandıran yıkımlar yapacak.+ Giriştiği işlerde kesinlikle etkili ve başarılı olacak. Güçlüleri ve kutsal kişiler topluluğunu perişan edecek.+ 25 Yaptığı işlerin başarılı olması için aklınca hileli oyunlara başvuracak.+ Büyüklenecek.+ Kaygısız yaşadıkları bir sırada+ birçoğunu perişan edecek. Hükümdarlar Hükümdarının karşısına çıkacak,+ fakat el değmeden parçalanacak.+

26 Akşam ve sabahla ilgili görüntü gerçektir.+ Sen bu görüntüyü gizli tut, çünkü çok ilerideki günlere işaret ediyor.”+

27 Ben Daniel, bitkin düştüm ve günlerce hasta yattım.+ Sonra kalkıp kralın işlerini yaptım.+ Fakat gördüklerim yüzünden sersem gibiydim; bunları anlayan yoktu.+

9 Med+ soyundan Ahaşveroş’un oğlu Darius,+ Kalde ülkesinin kralıydı,+ krallığının birinci yılıydı. 2 Onun saltanatının bu ilk yılında, ben Daniel, kitaplardan Yeruşalim’in harap+ kalacağı yılların sayısını Yehova’nın Yeremya peygambere bildirmiş+ olduğunu fark ettim: yetmiş yıl.+ 3 Bunun üzerine, oruç tutup çula sarınarak külde oturdum,+ dualar+ ve yalvarışlarla gerçek Tanrı Yehova’ya yönelip O’ndan yardım diledim.+ 4 Duamda Yehova Tanrıma itirafta bulunup şunları dedim:+

“Ah Yehova, Kendisini sevenlere ve emirlerine itaat edenlere+ vefasını gösteren,+ onlarla yaptığı ahde bağlı kalan,+ yüce ve heybetli,+ gerçek Tanrı; 5 bizler günah işledik,+ yanlış yaptık, kötü davrandık, başkaldırdık.+ Senin emirlerinden, hükümlerinden saptık.+ 6 Peygamber kullarının,+ krallarımıza, yöneticilerimize, atalarımıza, memleketin tüm halkına Senin adına söylediği sözleri dinlemedik.+ 7 Doğruluk Senindir ey Yehova, utanç+ ise bugüne kadar olduğu gibi bizlerin; Yahuda halkının, Yeruşalim’de oturanların ve Sana karşı sadakatsizliklerinden ötürü yakın ve uzak ülkelere dağıttığın tüm İsrail’in, evet hepimizin.+

8 Ey Yehova, Sana karşı günah işlediğimizden,+ krallarımız, yöneticilerimiz, atalarımız, hepimiz utanç içindeyiz. 9 Tanrımız Yehova, Sen merhametlisin,+ bağışlayıcısın.+ Bizler ise Sana başkaldırdık.+ 10 Tanrımız Yehova, Senin sesine kulak vermedik, peygamber kullarının eliyle bizlere verdiğin kanunlara uymadık.+ 11 İsrail’de herkes Senin kanununu çiğnedi ve sesine kulak vermeyip yoldan saptı.+ Sen de, kulun Musa’nın kanununda yazılmış ve antla pekiştirilmiş lanetleri üzerimize yağdırdın.+ Çünkü Sana, gerçek Tanrı’ya karşı suç işledik. 12 Sen de bizler ve bizi yöneten hâkimlerimiz+ hakkında söylediklerini gerçekleştirerek+ başımıza büyük felaketler getirdin. Öyle ki, Yeruşalim’de olanlar gibisi gökler altında o güne dek görülmemişti.+ 13 Musa’nın kanununda yazılmış+ olan bütün bu felaketler aynen başımıza geldi.+ Tanrımız Yehova, bizler ise Senin ne denli sözüne sadık olduğunu kavramadık,+ suçumuzdan dönüp+ Senden lütuf dilemedik.

14 Sen Yehova, harekete geçmek üzere hazırdın ve sonunda bu felaketi başımıza getirdin.+ Çünkü Tanrımız Yehova, Senin her işin adildir. Bizler Senin sesine kulak vermedik.+

15 Ey Yehova! Güçlü eliyle halkını Mısır diyarından çıkaran+ ve Kendine bugüne kadar anılan bir ad yapan Tanrımız,+ biz günah işledik,+ kötülük yaptık. 16 Ey Yehova, lütfen Kendi şehrin Yeruşalim’e, kutsal dağına+ artık kızıp öfkelenme; biliyoruz ki Senin bütün işlerin adildir.+ Kendi günahlarımız ve atalarımızın suçları yüzünden+ Yeruşalim ve halkın tüm çevreye rezil oldu.+ 17 Ey Tanrımız, şimdi bu kulunun duasını ve yakarışlarını dinle. Ey Yehova, Kendi adın uğruna, ıssız kalan+ kutsal mekânını yüzünün ışığıyla aydınlat.+ 18 Ey Tanrım kulak ver ve dinle.+ Gözlerini aç da isminle anılan şehrin durumunu ve nasıl viran kaldığını gör.+ Doğru işler yaptığımızdan değil,+ büyük merhametine dayanarak huzurunda yalvarıyoruz.+ 19 Ey Yehova, bizi işit,+ ey Yehova bizi bağışla.+ Ey Yehova, halimize bak ve harekete geç.+ Kendi adın uğruna gecikme ey Tanrım,+ çünkü şehrin ve halkın Senin ismini taşıyor.”+

20 Duamda kendi günahımı+ ve halkım İsrailoğullarının günahını+ itiraf ediyor, Tanrım Yehova’dan kutsal dağı+ için lütuf diliyordum. 21 Ve ben dua ederken, yorgun ve bitkin bir halde, ilk görüntüde+ görmüş olduğum adam, akşam sunusu vaktinde yanıma geldi;+ bu Cebrail’di.+ 22 Anlayış kazandırmak için benimle konuştu,

“Ey Daniel, işin içyüzünü kavramana yardımcı olmaya geldim”+ dedi. 23 “Sen yalvarmaya başlayınca duana cevap verildi, ben de bunu bildirmeye geldim. Çünkü sen çok sevilen birisin.+ Bu nedenle, dikkatle düşün+ ve gördüklerinin anlamını kavra.

24 Kanunun çiğnenmesine son vermek,+ günahı sona erdirmek,+ suç için kefaret etmek,+ kalıcı doğruluğu getirmek,+ görüntüyü ve peygamberliği mühürlemek+ ve Kutsallar Kutsalını+ meshetmek üzere senin halkına+ ve kutsal şehrine+ yetmiş hafta tanındı. 25 Şunu bil ve anla; Yeruşalim’in onarımı ve yeniden inşası+ için buyruğun çıkmasından,+ Önder+ Mesih’in+ gelişine dek yedi hafta ve altmış iki hafta geçecek.+ Şehir eski durumuna getirilecek. Meydanıyla, çevresindeki hendeğiyle yeniden inşa edilecek. Ama bunlar olurken sıkıntılı zamanlardan geçilecek.

26 Ve altmış iki haftadan sonra Mesih öldürülecek,+ kendisine ait hiçbir şeyi olmayacak.+

Bir önder gelecek; onun orduları, şehri ve kutsal yeri+ mahvedecek.+ O yerin sonu tufanla olacak. Savaş sona kadar sürecek. Yıkımların olması kararlaştırıldı.+

27 Birçokları için yapılmış ahdi+ bir hafta yürürlükte tutması gerekecek.+ Haftanın ortasında kurban ve sunuyu sona erdirecek.+

İğrenç şeylerin kanadı üzerinde yıkım getiren biri olacak.+ Tümüyle yok edilene dek, viranenin üzerine kararlaştırılan yıkım inecek.”+

10 Pers kralı Koreş’in+ üçüncü yılında, Belteşazar adı verilmiş+ olan Daniel’e bir mesele açıklandı. Bu açıklanan hakikatti. Büyük bir savaş söz konusuydu.+ Daniel meseleyi anladı, gördüklerinin anlamını kavrayabiliyordu.+

2 Ben Daniel, o günlerde tam üç hafta yas tutmuştum.+ 3 Üç hafta dolana dek lezzetli ekmek yememiş, ağzıma et ve şarap koymamış ve hiçbir şekilde yağ sürünmemiştim.+ 4 Birinci ayın yirmi dördüncü günü büyük ırmak Dicle’nin*+ kıyısındayken 5 başımı kaldırıp bakınca, beline+ Ufaz altınından+ kuşak takmış, keten giysiler+ içinde bir adam gördüm. 6 Bedeni sanki krizolit taşındandı;+ yüzü şimşek gibi parlıyordu.+ Gözleri meşale gibi alev alevdi.+ Kolları ve ayaklarıysa parlatılmış bakır gibi pırıl pırıl görünüyordu.+ Sesi büyük bir kalabalığın sesi gibiydi. 7 Ben Daniel, bu görüntüyü yalnızca ben gördüm, yanımdakiler ise görmediler.+ Buna rağmen korkudan tir tir titreyerek kaçıp gizlendiler.

8 Bu muhteşem görüntüye bakarken orada tek başıma kalmıştım. Gücüm tükenmişti; benzim solmuş, perişan olmuştum. Kendimi toparlayamıyordum.+ 9 Sonra onun sesini duydum; sesi duyunca başımı yere koyup yüzükoyun+ derin bir uykuya daldım.+ 10 Birden bana bir el dokundu;+ beni sarsarak, dizlerimin ve avuçlarımın üzerine yavaş yavaş kaldırdı. 11 Sonra şöyle dedi:

“Ey Daniel, çok sevilen adam,+ söylediklerimi anla.+ Doğrul, ayağa kalk, çünkü şu anda sana gönderildim.”

Bu söz üzerine ayağa kalktım, tir tir titriyordum.

12 Ve o “Korkma,+ ey Daniel” diyerek devam etti. “Çünkü bu şeyleri kavramaya+ ve Tanrı’nın önünde alçakgönüllü olmaya+ yürekten karar verdiğin ilk günden beri sözlerin işitiliyor. Ben de senin sözlerin nedeniyle buraya geldim.+ 13 Ne var ki, Pers+ ülkesinin hükümdarı+ bana yirmi bir gün engel oldu.+ Ama büyük hükümdarlardan+ Mikael+ yardımıma koştu. Çünkü Pers krallarının yanında alıkonuyordum.+ 14 Böylece, son günlerde+ senin halkının+ başına gelecekleri anlatmaya geldim. Çünkü bu görüntü+ gelecek günler içindir.”+

15 O bunları söylerken ben yere bakıyordum.+ Dilim tutulmuştu. 16 Ansızın, insanoğullarına benzer biri dudaklarıma dokundu.+ Bunun üzerine ağzımı açıp konuşmaya başladım.+ Karşımda durana şunları dedim: “Ah efendim,+ bu görüntüden ötürü şiddetli bir sarsıntı geçirmeye başladım. Kendimi toparlayamıyorum.+ 17 Hal böyleyken efendim, bu kulun seninle nasıl konuşsun?+ Bende ne güç kaldı ne soluk.”+

18 Derken, görünüşü insan gibi olan, bana yine dokundu ve güç verdi.+ 19 Sonra da, “Korkma,+ ey çok sevilen adam.+ İçin rahat olsun.+ Güçlü ol, evet güçlü ol”+ dedi. Bunu der demez gücümü topladım ve sonra, “Söyle efendim,+ çünkü bana güç verdin”+ dedim. 20 Bunun üzerine sözüne devam etti:

“Sana neden geldiğimi gerçekten anlıyor musun? Şimdi geri dönüp Pers hükümdarıyla mücadele etmeye gideceğim.+ Ben yola çıktığımda, Yunan hükümdarı da gelecek.+ 21 Ancak ben sana hakikat kitabında yazılı olanları anlatacağım.+ Bu konuda bana tek destek hükümdarınız+ Mikael’dir.”+

11 “Ben de ona destek olmak amacıyla yanında durmuş, onun için bir kale gibi olmuştum; Med Darius’un+ birinci yılıydı. 2 Şimdi hakikat neyse sana anlatacağım.+

Dinle, Pers+ ülkesinden üç kral daha çıkacak; dördüncüsü+ hepsinden daha büyük servet edinecek.+ Zenginliği sayesinde güçlenince Yunan krallığına karşı toplu bir seferberlik başlatacak.+

3 Sonra güçlü bir kral çıkacak. Geniş topraklar+ üzerinde hâkimiyet kurarak dilediğini yapacak.+ 4 Gücünün doruğundayken*+ krallığı dağılıp dörde*+ bölünecek.+ Ancak onun soyuna geçmeyecek+ ve onun hâkimiyeti gibi olmayacak. Çünkü krallığı kökünden sökülecek; onun soyundan gelmeyenlerin eline geçecek.

5 Sonra güney kralı, onun komutanlarından biri, güçlenecek ve öbürü ona karşı üstünlük sağlayarak daha geniş topraklar üzerinde hâkimiyet kuracak.

6 Birkaç yıl sonra ittifaka girecekler. Uygun bir anlaşma yapılabilmesi için güney kralının kızı kuzey kralına gelecek. Ne var ki, kız gücünü koruyamayacak.+ Ne kral ne de kralın gücü kalacak. Kızla onu oraya getirenler ele verilecek; kızı bir zamanlar destekleyen kişi ile kızın babası da. 7 Kızın kökünden bir sürgün+ çıkacak, kralın* yerine o geçecek. Kuzey kralının ordusunun üzerine yürüyecek, kalesine saldıracak ve onları yenecek. 8 Sonra onlardan aldığı tanrılar,+ dökme putlar, gümüşten, altından güzel mallar ve tutsaklarla birlikte Mısır’a gidecek. Ve kuzey kralından birkaç yıl uzak duracak.

9 Daha sonra güney kralının topraklarına girecek, ardından kendi topraklarına dönecek.

10 Onun* oğullarına gelince, büyük bir ordu toplayarak savaşa hazırlanacaklar. Sel gibi hiç durmadan ilerleyecek. Ama sonra yol boyu savaşarak kalesine geri dönecek.

11 Güney kralı öfkelenecek, kuzey kralının üzerine yürüyüp onunla savaşacak. O da büyük bir orduyla o kralın karşısına çıkacaksa da, ordusu onun eline düşecek.+ 12 O orduyu saf dışı edince gurura kapılıp+ on binlerce kayıp verdirecek.* Ne var ki, güçlü konumunu değerlendiremeyecek.

13 Ardından, kuzey kralı ilkinden daha büyük bir ordu toplayarak ona karşılık verecek. Vakitler, yıllar geçtikten sonra çok iyi donatılmış+ büyük bir orduyla+ gelecek. 14 O zamanlar güney kralına karşı ayaklananlar çok olacak.

Senin halkının zorbaları* da bir düşü gerçekleştirme sevdasına kapılacak,+ ama başarılı olamayacaklar.+

15 Sonra kuzey kralı gelip kuşatma rampası kuracak+ ve savunması güçlü bir şehri ele geçirecek. Güneyin güçleriyse buna karşı koyamayacak; en seçkin adamları bile dayanamayacak. Kimsede dayanacak güç kalmayacak. 16 Ona* saldıran istediğini yapacak. Karşısında kimse duramayacak. Diyarın Tacına+ yerleşecek. İmha gücü elinde olacak.+ 17 Krallığının tüm gücünü seferber etmeyi aklına koyacak.+ Kendisiyle anlaşmaya varılacak+ ve işlerinde başarılı olacak.+ Mahvetmek amacıyla kızı ona verecek. Ancak kız tavrını korumayacak, artık onun tarafında olmayacak.+ 18 Sonra kral gözünü deniz kıyılarına+ dikecek ve birçoğunu ele geçirecek. Ama bir komutan onun bu hakaretine son verecek. Yaptıklarını ona ödetecek. 19 Bunun üzerine, gözünü kendi ülkesinin kalelerine dikecek. Fakat tökezleyip düşecek ve bir daha ortaya çıkmayacak.+

20 Görkemli krallığın topraklarında sayım yaptıran*+ biri+ onun yerine geçecek. Fakat birkaç gün içinde yok olacak; yok oluşu öfke veya savaş sonucunda olmayacak.

21 Yerine hor görülen biri geçecek,+ ona krallık onuru verilmeyecek. Kaygısız bir dönemde devreye girecek.+ Dalkavukluk+ ederek krallığı ele geçirecek. 22 Baskıncı güçlerse,+ onun adına bastırılıp saf dışı edilecekler.+ Ahit+ Önderi+ de saf dışı edilecek.+ 23 Kendisiyle ittifaka girildiğinden hilelerini sürdürecek. Küçük bir topluluk sayesinde sivrilip güçlenecek.+ 24 Kaygısız bir dönemde+ vilayetin en zengin yerlerine de girerek, atalarının ve onların atalarının yapmadıklarını yapacak. Onlara yağma malı, ganimet ve servet dağıtacak. Savunması güçlü yerlere karşı düzenler kuracak,+ ama sadece bir süre için.

25 Cesaret bulup güç toplayarak büyük bir orduyu güney kralına karşı seferber edecek. Güney kralı hazırlanarak çok büyük ve kuvvetli bir orduyla savaşa girişecek. Fakat kuzey kralı kendisine karşı kurulan düzenler yüzünden ayakta kalamayacak, dayanamayacak. 26 Onu, güzel yemeklerini yiyenler yıkacak.

Askeri gücü de çökertilecek; çok kişi vurulup öldürülecek.

27 Bu iki krala gelince, yüreklerinde kötü niyetlerle, bir masada+ durmadan yalan söyleyecekler.+ Ancak hiçbir girişimleri iyi sonuç vermeyecek,+ çünkü son, belirlenen zamanda gelecek.+

28 O* sonra çok malla ülkesine dönecek. Yüreği kutsal ahde+ karşı olacak. Giriştiği işleri başarıp+ ülkesine geri gidecek.

29 Belirlenmiş dönemde+ yine dönüp güneyin üzerine yürüyecek.+ Ancak sonuç önceki gibi olmayacak. 30 Üzerine Kittim+ gemileri gelecek, canı sıkılacak.

Geri dönecek, kutsal ahde+ lanetler yağdıracak+ ve tuttuğunu koparacak. Sonra tekrar dönüp kutsal ahdi bırakanlarla ilgilenecek. 31 Emrindeki askeri güçler gidip kutsal mekânın, kalenin kutsallığını bozacaklar.+ Günlük sunuyu ortadan kaldıracaklar.+

Ve yıkıcı+ iğrenç şeyi+ oraya koyacaklar.

32 O, ahdin+ aleyhinde çalışanları tatlı sözlerle+ saptıracak.+ Fakat Tanrısını tanıyan+ halk üstün gelip+ işinde başarılı olacak. 33 O halkın içindeki sağgörülülere+ gelince, birçok kişiye anlayış kazandıracaklar.+ Ne var ki günlerce, kılıçla, ateşle, tutsaklıkla, yağma edilerek+ sendeletilecekler. 34 Fakat sendeleyince biraz yardım görecekler.+ Birçokları yaltaklanarak+ onlara katılacak. 35 Sağgörülü olanlardan bazıları sendeletilecek,+ çünkü arındırılarak temizlenmeleri, ağartılmaları+ gerekecek ve bu son vakte kadar sürecek;+ son ise belirlenen zamanda+ gelecek.

36 Kral istediğini yapacak ve kendini her tanrıdan üstün sayıp yüceltecek.+ Tanrılar Tanrısına+ karşı hayret uyandıran sözler söyleyecek. Gazap son bulana kadar+ da başarılı olacak. Çünkü kararlaştırılanın yapılması gerekir. 37 Hiçbir tanrıyı önemsemeyecek; ne atalarının Tanrısını ne de kadınların arzuladığını. Kendisini hepsinden üstün tutacak.+ 38 Bununla birlikte, bulunduğu konumdan hisarlar tanrısını, atalarının bilmediği bir tanrıyı altınla, gümüşle, değerli taşlarla ve güzel şeylerle yüceltecek. 39 Yabancı bir tanrıyla, en güçlü kalelere karşı başarılı olacak. Kendisini tanıyanları alabildiğine onurlandıracak, onları birçoğunun başına yönetici atayacak ve bedel olarak toprakları paylaştıracak.

40 Son vakitte güney kralı+ onunla çekişme içinde olacak. Kuzey kralı savaş arabaları, atlılar ve çok sayıda gemiyle onun üzerine fırtına gibi gelecek. Ülkelere girecek, girdiği yerleri sel gibi basacak. 41 Diyarın Tacına+ da girecek+ ve birçok ülkeyi yenilgiye uğratacak.+ Ancak Edom, Moab+ ve Ammonoğullarının çoğunluğu onun elinden kurtulacak. 42 Ülkelere el uzatıp duracak. Mısır+ diyarına gelince, o da kurtulamayacak. 43 Mısır’ın altın, gümüş bütün gizli hazinelerini ve tüm güzel şeylerini kontrolü altına alacak. Libyalılar ve Habeşler onun izinden gidecekler.

44 Ne var ki, gündoğusundan+ ve kuzeyden gelen haberler onu rahatsız edecek.+ Birçoklarını yok edip ortadan kaldırmak üzere büyük bir öfkeyle yola çıkacak.+ 45 Büyük denizle Diyarın Tacının+ kutsal dağı arasına görkemli çadırlarını kuracak. Ve yolun sonuna varacak,+ ona yardım eden olmayacak.”+

12 “Senin halkının oğulları+ için durmakta olan+ büyük hükümdar+ Mikael+ o sırada harekete geçecek.* Ve o zamana dek hiçbir milletin görmediği bir sıkıntı dönemi olacak.+ O dönemde senin halkın, kitapta adları yazılı+ olan herkes kurtulacak.+ 2 Yerin toprağında uyuyanların birçoğu uyanacak.+ Kimisi sonsuz yaşam için,+ kimisi de utanç ve sonsuz nefret için+ uyanmış olacak.

3 Sağgörülü olanlar gök kubbenin parıltısı gibi,+ birçoklarını doğruluğa döndürenler+ yıldızlar gibi, çağlar boyunca, sonsuza dek parlayacaklar.

4 Sana gelince ey Daniel, son vakte kadar+ bu sözleri sakla ve kitabı mühürle.+ Birçokları araştıracak* ve gerçek bilgi çoğalacak.”+

5 Ben Daniel, baktım, orada iki kişi daha duruyordu.+ Biri ırmağın bu kıyısında, diğeri öbür kıyısındaydı.+ 6 İçlerinden biri, ırmağın suları üzerinde duran keten giysili adama,+ “Bu şaşırtıcı olayların son bulmasına ne kadar zaman var?”+ diye sordu. 7 Sonra ben ırmağın suları üzerinde duran keten giysili adamın sesini duydum; sağ ve sol elini göklere doğru kaldırıp sonsuza dek yaşayan+ Tanrı’nın adıyla ant içti:+ “Bir vakit, iki vakit* ve yarım vakit geçecek.+ Kutsal halkın gücünün kırılması+ bittiğinde bütün bunlar son bulacak” diyordu.

8 Ben ise, bunları duydum ama anlayamadım.+ “Efendim, bu olayların sonu nasıl olacak?”+ diye sordum.

9 Ve sözüne şöyle devam etti: “Git Daniel, bu sözler son vakte dek saklı ve mühürlü kalacak.+ 10 Birçokları kendini temizleyecek,+ ağartıp+ arındıracak.+ Kötüler kötülük edecek;+ kötülerden hiçbiri bir şey anlamayacak,+ fakat sağgörülü olanlar anlayacaklar.+

11 Günlük sununun+ kaldırılıp+ yıkıcı iğrenç şeyin+ konulduğu zamandan başlayarak bin iki yüz doksan gün geçecek.

12 Sabırla bekleyip bin üç yüz otuz beş günün sonuna erişene ne mutlu!+

13 Sana gelince, sonuna+ dek yoluna devam et; rahata erecek,+ günlerin sonunda kendi payını almak için kalkacaksın.”+

[Dipnotlar]

Da 1:2 Başlangıç 5:22’deki dipnota bakın.

Da 1:9 Ya da “vefalı sevgi”

Da 1:21 “Kyros” ya da “Kuros” olarak da bilinir.

Da 3:1 “Altmış arşın”, yaklaşık 27 metre; “altı arşın”, yaklaşık 2,7 metre.

Da 4:37 Ya da “hakikattir”

Da 5:2 Ya da “dedesi”

Da 5:6 Ya da “belinin eklemleri”

Da 5:25 Sözcük anlamıyla, “Bir mina, bir mina, bir şekel ve yarım şekel”

Da 6:3 Sözcük anlamıyla, “ruhu”

Da 7:9 Ya da “Devirlerdir Var Olan”

Da 7:25 “İki vakit”; sözcük anlamıyla, “vakitler”

Da 8:2 Muhtemelen yapay bir kanal olan “Karke”; bazılarına göre “Karun Irmağı”

Da 8:8 Sözcük anlamıyla, “göklerin dört yeline”

Da 8:16 Anlamı, “Tanrı’nın Yiğidi”

Da 10:4 Ya da “Hiddekel”

Da 11:4 Sözcük anlamıyla, “ayağa kalktığında”

Da 11:4 Sözcük anlamıyla, “göklerin dört yeline”

Da 11:7 Muhtemelen “güney kralının”

Da 11:10 Muhtemelen “kuzey kralının”

Da 11:12 Muhtemelen “güney kralı”

Da 11:14 Ya da “haydutları”

Da 11:16 Muhtemelen “güney kralına”

Da 11:20 Muhtemelen vergi toplamak için yapılan sayım. 2. Krallar 23:35’le karşılaştırın.

Da 11:28 Muhtemelen “kuzey kralı”

Da 12:1 Sözcük anlamıyla, “kalkacak”; krallık yetkisini kullanma fikri taşır.

Da 12:4 İbranicesi, “her yerde dolaşacak” anlamındadır.

Da 12:7 Ya da “vakitler”

    Türk İşaret Dili Yayınları (2007-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türk İşaret Dili
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş